Sunan Abu Dawud
...
(1) Kitāb: Purification (Kitab Al-Taharah)
(1) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Muğîre b. Şu'be'den demiştir ki; "Nebi Sallellahu aleyhi ve seliem abdest bozacağı zaman (halkın gözünden) uzaklaşırdı" Diğer tahric: Tîrimizi, taharet; Nesaî, tahare; İbn Mace tahare; Ahmed b. Hanbel, IV
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir b. Abdillah'dan, demiştir ki; "Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem abdest bozmak istediği zaman kendisini hiç bir kimse göremeyecek kadar (gözlerden uzaklaşıp) giderdi." Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Darimî, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu't Teyyah hocalarından birinin kendisine şöyle dediğini nakletti: "Abdullah b. Abbas Basra'ya geldiğinde Basralılar Ebu Musa'dan nakiller yapıyorlardı. Bunun üzerine Abdullah, bir mektup yazarak Ebu Musa'dan bazı şeyler sordu. Ebu Musa, kendisine şu cevabı verdi: "Ben bir gün Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'le birlikte idim. Küçük abdest bozmak istedi. Bir duvarın dibinde, toprağı yumuşak bir yere gelip idrarını yaptı. Sonra da; "Sizden biriniz küçük abdestini bozmak İstediği zaman idrarı (nın üzerine sıçramaması) için yumuşak bir yer arasın*' buyurdu. Diğer tahric: (Ahmed b. Hanbel IV, 396; ayrıca bkz. Tirmizî, tahare)
- Bāb: ...
- باب ...
Hammâd Ibn Zeyd(in) Abdülaziz b. Suhayb yoluyla Enes îbn Mâlik'den (rivayetine göre) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem helaya girmek isteğinde, "Allahım ben, hubus ve habâisten sana sığınırım" diye dua ederdi. Abdulvaris'in yine Abdulaziz Enes'den naklettiğine göre ise, "hubus ve habâisten Allah'a sığınırım'* diye dua ederdi. قَالَ أَبُو دَاوُد رَوَاهُ شُعْبَةُ عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ وَقَالَ مَرَّةً أَعُوذُ بِاللَّهِ و قَالَ وُهَيْبٌ فَلْيَتَعَوَّذْ بِاللَّهِ Ebû Davûd şöyle dedi: "Bu hadis-i şerifi Şu'be Abdulaziz'den (bir seferinde) "Allahım ben sana sığınırım*, bir keresinde de, "Allah'a sığınırım" lâfızlanyla rivayet etti. "Vuheyb ise, "Hadis, Allah'a sığınsın (lâfızlarıyla da) rivayet edilmiştir" dedi. Diğer tahric: Buharî, vudu; Müslim, tahare; Nesai: tahare, Tirmizî, tahare, İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Şu'be, Abdülaziz b. Suheyb vasıtasıyla Enes b. Malik'ten şu (bir önceki) hadisi (bir de): "Allahım, (Hubus ve habalsten) sana sığınırım** diye rivayet etti. (Yine) Şu'be (şeyhi Abdülaziz'in diğer bir rivayetini kast ederek) dedi ki, (Şeyhim abdilaziz bu hadisi) bir defasında da: "Allah'a sığınırım" diye rivayet etti. Diğer tahric: Buharî, vudu Müslim, tahare; Nesaî: tahare, Tirmizî, tahare, İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd b. Erkam'dan, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem*în şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Şu abdest bozulan yerler, (cin ve şeytanların) bulunacağı yerlerdir. Onun için sizden biriniz belâya girmek istediği zaman: "Erkek ve dişi şeytanlardan Allah'a sığınırım" desin. Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel, IV
- Bāb: ...
- باب ...
Selman (r.a)'dan rivayet olunduğuna göre, Kendisine: "Nebiiniz size abdest bozarken nasıl oturulacağına kadar her şeyi öğretti (öyle) mi?" diye sorulmuş da; "Evet, salat ve selâm üzerine olsun (Allah Resulü) bizleri büyük abdest bozarken, su dökerken kıbleye yönelmekten, sağ elle, üçten az taşla, hayvan tezeği veya kemikle taharetlenmekten men etti" diye cevap vermiştir. Diğer tahric: Buharî, vudu; Müslim, tahare; Tirmizî, tahare; Nesaî, tahare; İbn Mace, tahare; Dârîmî, vudu; Ahmed b. Hanbel V
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den, demiştir ki; Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem: "Ben sizin babanız yerindeyim, sizlere (gereken her şeyi) öğretiyorum. (Sizden) biriniz helaya vardığında önünü veya arkasını kıbleye çevirmesin, sağ eliyle de taharetlenmesin" buyurdu. Ebû Hureyre (r.a.) rivayetine devamla dedi ki: Allah Resulü bize üç taş ile (taharetlenmemizi) emreder, tezek ve çürümüş kemiklerle (taharet yapmayı) yasaklardı." Diğer tahric: (Buhari, salat; Müslim, tahare; Tirmizi, tahare; Nesaî, tahare; ibn Mace, tahare; Muvatta kıble, Ahmed b. Hanbel)
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Eyyub (r.a.)’ın rivayet ettiğine göre Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Helaya vardığınızda, büyük abdest bozarken de küçük abdest bozarken de kıbleye yönelmeyiniz. Lakin doğuya veya batıya yöneliniz." Ebu Eyyub dedi ki: Daha sonra Şam'a geldik, orada kıbleye karşı yapılmış helalarla karşılaştık. Artık oralarda kıbleden yönümüzü çeviriyor ve Allah'dan af diliyorduk." Diğer tahric: Buharî, vudu; salat; Müslim, tahare; Tirmizi, tahare ibn Mace, tahare; Nesaî, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ma'kil ibn Ebi Ma'kil el-Esedî'den denmiştir ki; "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizi büyük abdest bozarken de küçük abdest bozarken de Ka'be'yeve Beyt-i Makdis'e (Kudüs'e) yönelmekten nehyetti." Ebu Davud dedi ki; "(Hadisin senedinde yer alan) Ebu Zeyd, Beni Sa'lebe'nin azatlısıdır." Diğer tahric: ibn-i Mace tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Mervân el-Asfar şöyle demiştir: İbn Ömer hayvanını kıbleye doğru çöktürmüş bir halde gördüm. Sonra da oturup (kendisiyle kıble arasında çökmüş olan) hayvanına doğru küçük abdest bozmaya başladı. "Ya Ebu Abdirrahman, böyle (kıbleye karşı abdest bozmak) yasak değil mi?" dedim. "Evet, ancak bu yasak kırdadır. Kıbleyle aranda bir sütre bulunuyorsa sakınca yoktur" cevabını verdi. Diğer tahric: İbn. Huzeyme Sahih; Darekutnî: tahare; Beyhakî, Sünen
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: "Bir gün evin damına çıkmıştım. Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i, önü Beyt-i Makdise dönük olarak iki kerpiç üzerinde abdest bozarken gördüm" Diğer tahric: Buhari, vudu; Müslim, tahare; Nesai; tahare; İbn Mace tahare; Muvatta, Kıble; Darîmî, vudu; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir b. Abdillah'dan, demiştir ki; "Nebî Sallellahu aleyhi ve sellem küçük abdest bozarken kıbleye yönelmeyi yasaklamıştı. Ancak ben vefatlarından bir yıl (kadar) önce küçük abdest bozarken kendilerinin kıbleye yöneldiğini gördüm." Diğer tahric: Tirmizî, tahare 7; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Ömer (r.a.)'dan nakledildiğine göre o demiştir ki; "Resul-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem abdest bozmak istediğinde yere yaklaşmadan (çömelmeden) elbisesini toplamazdı. Ebu Davud dedi ki: “Bu hadis-i şerifi aynı zamanda Abdusselâm b. Harb, A'meş'den, o da Enes. b. Malik'ten rivayet etmiştir. Fakat o (rivayet) zayıftır. Diğer tahric: Tirmizî, tahare; Darimî, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Sa'îd dedi ki: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken dinledim: “Konuşarak ve avret yerleri açık olarak iki kişi birlikte abdest bozmağa çıkmasınlar, çünkü Allah Teala böyle bir duruma gazab eder.” Ebu Davud, "bu hadisi îkrime b. Ammar'dan başka kimse müsned olarak rivayet etfnemiştir” dedi. Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem küçük abdestini bozarken bir adam çıkageldi, selam verdi. Nebi o adamın selâmını almadı." Ebu Davud dedi ki: "İbn Ömer ve başkalarından rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem önce teyemmüm etti, sonra o adamın selamını aldı." Diğer tahric: Tirmizi, tahare; isti'zan; Nesaî: tahare; İbn Mace, tahare; Darimî, Isti'zan
- Bāb: ...
- باب ...
el-Muhacir b. Kunfuz’dan rivayet edildiğine göre: O, Nebi küçük abdestini bozarken yanına gelip selam verdi. Resul-i ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem selamını almadı. Abdest aldıktan sonra özür beyân ederek, "Ben aziz ve celil olan Allah'ı taharetsiz olarak ağzıma almayı uygun görmedim" buyurdu. Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (radiyallahu anha)’dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem her halinde Allah'ı zikrederdi." Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.)'den, demiştir ki; "Nebî Sallallahu Aleyhi ve Sellem helaya gireceği vakit yüzüğünü bir yere koyardı." Ebu Davud dedi ki, "Bu hadis münkerdir. Maruf olan İbn Cureyc Ziyad b. Sa'd-ez-Zuhri tariki ile Enes'den rivayet olunan hadistir ki, buna göre, Resulullah s.a.v. gümüşten bir yüzük takardı. Sonra onu attı." Bu rivayetteki (münker 'lik sebebi olan) vehim Hemmam'dandır. Bu hadisi Enes'den Hemmam'dan başkası (bu lafızla) rivayet etmemiştir. " Diğer tahric: Tirmizî, libas, İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
İbn abbâs (r.a.) dedi ki: ""Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki kabrin yanından geçiyordu: " Bakın dikkat ediniz, bunlar azap görüyorlar. Azap görmelerinin sebebi de büyük bir şey değildir; Şu sidikten sakınmazdı, şu da kuğuculuk yapardı" buyurdu. Sonra yaş bir hurma dalı isteyerek ikiye ayırdı, bir parçasını kabirlerinin birinin üzerine, diğerini de öbürünün üzerine dikti ve: "Bu dallar kurumadıkça onlardan azabın hafifletileceğini umarım” buyurdu." Ravi Hennad, rivayetinde "sakınmazdı" yerine "örtünmezdi" demiştir. Diğer tahric: Buhari, vudu; Müslim, tahare; Tirmizi, tahare; Nesai, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r. a.) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den (bir önceki hadisin) manasını rivayet etmiştir. (Hadisin râvilerinden) Cerîr dediki (bundan önceki A'meş hadisindeki) "sidikten sakınmazdı" kelimesinin yerine Mansûr, rivayetinde "gizlenmezdi" kelimesini kullanmıştır. Ebû Mûaviye de (A'meş'den rivayetinde) يَسْتَنْزِهُ tabirini kullanmıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman b. Hasene (r.a.) şöyle demiştir: (Bir gün) Amr b. As ile birlikte Nebiyyi Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimizi ziyarete varmıştık. Nebiimiz, yanında sığır derisinden bir kalkanla çıktı. Sonra onun (arkasına) gizlenerek küçük abdestini bozdu. Biz "dikkatle bakınız Nebiimiz kadınlar gibi oturarak (ve gizlenerek) abdestini yapıyor (bozuyor)” dedik.Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu işitti ve şöyle buyurdu: "İsrailoğullarından birinin başına gelenleri bilmiyor musunuz? Onlar bulaştığı zaman idrarın isabet ettiği kısmı keserlerdi. İşte, Benu Israil'den bir kimse bundan (idrarın değdiği yeri kesmekten) onları nehyetti. Neticede kabir azabına uğratıldı." Ebu Davud dedi ki: "Mansur Ebu Vail'den, o da Ebu Musa el-Eş'ari'den bu hadisi rivayet ederken Ebu Musa (r.aj'ın (hadisteki) "elbiselerine idrar bulaşınca'' sözü yerine '"derilerine idrar bulaştığında" dediğini söylemiştir." Asım ise Ebu Vail'den, o Ebu Musa'dan, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ederken Resulullah'ın sözü geçen tabirler yerine “onlardan birisinin cesedine (idrar bulaştığında)" dediğini rivayet etmiştir. Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Huzeyfe (r.a.)’dan; şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir kavmin çöplüğüne geldi, ayakta küçük abdest bozdu ve su istedi. (O su ile abdest aldı. Sıra ayaklarına gelince) mestlerinin üzerine mesh yaptı." Ebu Davud der ki: Müsedded'in bildirdiğine göre Huzeyfe (r.a.) demiştir ki ben, Nebi s.a.v.'in abdest bozarken yalnız kalmak isteyeceğini düşünerek oradan uzaklaşmak istediğimde, Resulullah beni çağırdı. Ben de hemen arkasında (Resulüllah'a sütre olması için) durdum." Diğer tahric: Buhari vudu; Müslim, tahare, Tirmizî tahare, Nesai, tahare, İbn Mace,tahare, Darimi, vudu Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Hukeyme bint Umeyme annesi Umeyme bint Rukayka'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sedirinin altında hurma ağacından yapılmış bir kap vardı. Geceleyin ona küçük abdest bozardı.” Diğer tahric: Nesai tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den, demiştir ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) "iki mel’undan sakınınız” buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü, bu iki mel'un nedir?" dediler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): "İnsanların gelip geçtiği yol üzerine veya gölgeliklerine abdest bozanın (yaptığı iş)dir." cevabını verdi. Diğer tahric: Müslim, tahare, Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Muaz b. Cebel (r.a.)'den demiştir ki; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): "La'net vesilesi olan üç şeyi yapmaktan; su yollarına ve kaynaklarına (insanların uğradığı ve toplandığı yerlere) yol ortasına, gölgelik yerlere abdest bozmaktan akınınız." buyurdu. Diğer tahric: İbn Mace, tahare, Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Muğaffel'dem demiştir ki; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hiç biriniz yıkanacağı yere küçük abdest bozup sonra da orada yıkanmaya (Ahmed b. Hanbel rivayetinde: "abdest almaya") kalkmasın. Çünkü kalbe gelen vesveselerin çoğu bundan ileri gelir." Diğer tahric: Tirmizî, Nesaî, ibn Mace, tahare’de ve Ahmed b. Hanbel, Müsned
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abdurrahman Humeyd el-Himyeri dedi ki: "Ben, Ebu Hureyre gibi (3-4 sene) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile sohbette bulunmuş bir sahabiye rastladım. O zat: "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizim herhangi birimizin sık sık taranmasını ve yıkandığı yere küçük abdest bozmasını yasakladı" dedi. Diğer tahric: Nesaî, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Sercis'den rivayet edildiğine göre, Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) deliklere işemekten menetmiştir. Hişam'ın dediğine göre Katade'ye "deliklere küçük abdest bozmak niçin çirkin sayılıyor?" dediler. O da cevaben; "Onların cinlerin barınağı olduğu söylenirdi” dedi. Diğer tahric: Nseai, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Burde dedi ki: "Bana Aişe r.anha'nın rivayet ettiğine göre, Nebiyy-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve sellem) hela’dan çıktığında; "Ğufraneke = (Ey Allahım) affına (sığınırım)" derdi. Diğer tahric: Tirmizî, tahare; İbn Mace, tahare; Darimi vudu; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Katade dedi ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): "Sakın sizden biriniz küçük abdestini bozarken erkeklik uzvuna sağ eliyle dokunmasın. Helaya gittiğinde sağ eliyle silinmesin. Su içtiğinde de bir nefeste içmesin” buyurdu. Diğer tahric: Buhari, vudu*; eşribe; Müslim, tahare; Nesaî, tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in zevcesi Hafsa (r.anha)'dan, demiştir ki; "Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sağ elini yemek, içmek ve giyinmekte, sol elini de bunların dışındaki işlerde kullanırdı
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe, (r.anha)'dan rivayete göre demiştir ki; "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sağ eli, temizliği ve yemek yemesi içindi. Sol eli ise, hela (dakileri ve diğer pislikleri) temizlemesi (ve çirkin şeyler) içindi." Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel, Buhari, vudu; Müslim tahare; Tirmizi, salat; Nesaî taharc; ibn Mace; tahare ---Bu hadis-i şerif ile ilgili açıklama bir evvelki hadiste geçmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan bir başka senedle bir önceki hadisle aynı anlamda (ayrıca) rivayet edilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'in Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuştur: "Gözlerine sürme çeken kimse tek sayıda çeksin. Böyle yapan iyi yapmış olur. Yapmayana da günah yoktur. Taşla taharetlenen de tek sayıya riayet etsin. Böyle yapan iyi yapmakla beraber yapmayana günah yoktur. Yemek yiyen dişlerinin dibinden ayıkladığı kırıntıları dışarı atsın. Ağzındakini de dili ile toplarsa yutsun. Böyle yaparsa iyidir. Yapmazsa zorluk yoktur. Abdest bozmak isteyen gizlensin. Gizlenecek yer bulamayan kimse kum biriktirerek onu arkasına alsın. Çünkü şeytan insan oğullarının oturaklarıyla oynar. Kim böyle yaparsa iyi yapar, yapmazsa, zorluk yoktur." Ebu Davud der ki; Bu hadisi bu şekilde Ebu Asim Sevr'den rivayet etmiş ve ancak seneddeki el-Husayn el-Hubrani yerine Husayn EI-Himyeri demiştir. Yine Ebu Davud dedi ki: Bu hadis-i şerifi bir de Abdulmelik b. El-Sabbah, Sevr'den rivayet etmiştir. O da Ebu Said yerinde, Ebu Said el-Hayr demiştir. Ebu Davud dedi ki; Ebu Said el-Hayr ashab-i Kiramdandır. Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Darimî, vudu; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Şeyban el-Kitbani'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: "Mesleme b. Muhalled Ruveyfi b. Sabit'i Mısır'ın aşağı kısımlarına emir tayin etti, Şeyban der ki, Alkam denen yere gitmek isteyen Ruveyfi* ile Kümü Şeriyk'den Alkama'ya, yahut Alkama'dan Küm-i Şeriyk'e kadar beraber yolculuk yaptık. Ruveyfi dedi ki: Bizlerden birisi Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında cihad'dan elde edeceği ganimet'in yarısını ona vermek ve yarısını da kendisinin olmak şartıyla bir din kardeşinin arık devesini isterse alıp cihad'a giderdi. Şayet kendisine ganimet'ten bir pay düşerse ok'un temreni ile tüy'ü kendisinin olur; ağaç kısmı da din kardeşinin olurdu. Ruveyfi' der ki: Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana dedi ki: "Ey Ruveyfi' umarım ki sen, benden sonra uzun zaman yaşarsın. Şu insanlara söyle ki; kim sakallarını bağlarsa veya boynuna (nazar için ip veya boncuk) takarsa yahut hayvan tezeği ile veya kemikle taharet yaparsa Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ondan beridir." Diğer tahric: Nesai, Ziyne; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Şüyeym b. Beytan bu (36 numaralı) hadisi Ebu Salim el-Ceyşani'den, o da Abdullah b. Amr'dan naklen Ayyaş'a bildirmiş ki, Abdullah bu hadisi, Ebu Salim'e Elyon Kapısı Kalfasında kendi yanında murabit iken rivayet etmiştir. Ebu Davud, "Elyon Kalesi: Fustat'da bir dağ üzerindedir. (Bir evvelki hadiste ismi geçen) o (Şeyban) da Ebu Huzeyfe künyesi ile tanınan Şeyban b. Ümeyye'dir" dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu'z-Zübeyr, Cabir b. Abdillah'ı şöyle derken dinlemiştir: "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizi kemik veya hayvan tezeği ile taharetlenmekten men'etti." Diğer tahric: MüsIim, Tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Mes'ud'dan demiştir ki; Cin taifesinin heyeti Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna geldiler; "Ya Muhammed ümmetine kemik, tezek ve kömürle taharetlenmeyi yasak et. Zira Allah Teala onları bize rızık kıldı" dediler. Bunun üzerine Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunlarla taharetlenmeyi yasakladı
- Bāb: ...
- باب ...
Hz. Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Herhangi biriniz, kaza-yi hacet yerine gitmek istediğinde temizlik için yanına üç taş alsın. Bu taşlar ona yeter." Diğer tahric: Buhari, vudu'; Müslim, tahare ; Tirmizî; tahare; Nesaî, tahâre; ibn Mace, tahare. Bazı Hükümler: Bu hadis-i şerif kaza-yi hacet yerine gitmek istediğinde üç taş kullanmanın gerekli olduğuna delildir. Mesele ihtilaflıdır. İmam Şafii, Ahmed, İshak, İbn Rahuye ve Ebu Sevr istinca'nın yapılabilmesi için mutlaka taş adedinin üç olması gerektiği üç yüzü bulunan bir taşla da taharetlenmenin kafi gelebileceğini söylerler. İmam da şer'i manada istinca sayılabilecek bir temizlik için üç taş kullanma şartı vardır. Bu görüşleri için bu hadis-i şerifle 7 ve 8 numaralı hadis-i şerifleri delil getirirler. Şayet istinca hem ön ve hem de arkadan yapılacaksa 6 taşın kullanılması lazım geleceğini; 6 taş kullanmak efdal olmakla beraber, altı yüzü bulunan bir taşla da taharetlenmenin kafi gelebileceğini söylerler. İmam Malik, Ebu Hanife ve Davud (ez-Zahiri) ise, sayı üzerinde durmazlar. Bu meselede asıl olan, istincanın hasıl olmasıdır. Muayyen bir sayı üzerinde durmak gerekmez, derler. Bu aynı zamanda, Hz. Ömer (r.a.)'in de görüşüdür. İmam Nevevi'ye göre Şafiiyyeden bazılarının kavli de budur. Bu hususta üç taş istediği halde kendisine iki taş bir tezek getirildiği için tezeği atan ve iki taşla İktifa eden Resul-i Ekrem'in İbn Mes'ud'dan rivayet edilen fiili sünnetini delil getirirler. Hattabi ise "bu İbn Mesud hadisi iki taşla iktifa edilebileceğine delil olamaz, üç taş kullanmak vaciptir" demektedir. Hanefi ulemasından Buhari şarini Ayni, "Burada üç adedi tatbiki vacip olan bir sayı değil, ekseriyetle istincanın kendisiyle mümkün olduğu için kullanılmış bir sayıdır. Eğer üç taşla temizlik hasıl olmazsa dörde de çıkarılabilir, beşe de. Eğer temizlik hasıl olmuşsa 2 veya bir taşla da yetinilebilir. Bu itibarla hadis-i şerifin zahiri manası maksud değildir. Hatta 3 yüzü olan bir taşla da temizlik yapılabileceğinde icma vardır" demiştir. İbn Mesud (r.a.) hadisiyle de delil getiren Allame Ayni: "Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.) kaza-yi hacet mahalline giderken orada taş bulunmadığını bildiği için üç taş istemiştir. Tezeği de kullanmadığına göre iki taşla yetinmiştir. Çünkü orada başka taş yoktur" sözünü delillerle takviye etmiştir. Bu da gösteriyor ki, bu hususta önemli olan temizlenmedir. Üç taraflı bir taşla temizlenmede taş adedi değil, temizlenmeye işaret edilmektedir. Buna göre de üç taş olması lazımdır, şeklinde varid olan hadis-i şeriflerdeki emirlerden maksat vücup değildir, diyenlerin görüşünü takviye etmektedir. Yine bu hadis-i şerif istincanın vücubuna delildir.Şafii, Ahmed, Ebu Sevr ve İshak hazretleri de bu görüştedirler. Ebu Hanife, İmam Malik, Şafiilerden Müzeni, istincanın sünnet olduğu görüşündedirler. Fakat bu İhtilaf, necaset çıkan mahallin namaza mani olacak miktara ulaşmaması halindedir. Aksi takdirde su kullanmak ve o mahalli yıkamak, farzdır
- Bāb: ...
- باب ...
Huzeyme b. Sabit' ten rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) istincada (kullanılacak taş adedi hakkında) soruldu. O (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "(istinca) içlerinde tezek bulunmayan üç taş iledir.” Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi Ebu Muaviye Hişam'dan naklettiği gibi Ebu Usame ile ibn Numeyr de Hişam'dan rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Hz. Aişe r.anha'dan rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) küçük abdest bozdu. Arkasında su kabı ile ayakta bekleyen Hz. Ömer (suyu uzatınca), Bu nedir ya Ömer? buyurdu. Temizleneceğiniz sudur, dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve sellem) de cevaben, "Ben her bevledişimde su ile temizlenmekle emrolunmadım. Eğer böyle yapsaydım (ümmetime her abdest bozmadan sonra) su ile taharetlenmek sünnet olurdu.” buyurdu. Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik (r.a.) şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ibrik taşıyan bir çocukla birlikte duvarla çevrili bir bahçeye girdi. Bu çocuk bizim en küçüğümüzdü. ibriği Sidre ağacının yanına koydu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de abdest bozduktan sonra su ile taharetlenerek bizim yanımıza geldi. Diğer tahric: Müslim, tahare; Buhari, vudu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a., Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)den naklen O'nun şöyle buyurduğunu haber verdi: "Orada temiz olmayı arzu eden ve seven kişiler vardır" (Tevbe (9), 108) ayeti, Kuba'daki muslümanlar hakkında nazil olmuştur". Ebu Hureyre "su ile taharetlenmelerinden dolayı bu ayet onlar hakkında nazil oldu" dedi. Diğer tahric: Tirmizî, Tefsiru'l-Kur’an, et-Tevbe; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'den, şöyle demiştir: “Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) helaya gitmek istediği zaman tevr yahut rekve denilen kaplardan biriyle su götürürdüm. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onunla taharetlenir ve elini toprağa silerdi. Sonra bir başka kapla su getirirdim, (onunla da) abdest alırdı.” Ebu Davud dedi ki: Hadisin (ilmi senedinden) “El-Esved b. amir tarikiyle gelen rivayeti daha tamdır.” Diğer tahric: Nesaî, tahare; İbn Mace, tahare; İbn-i Hibban, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Eğer mu'minlere zorluk vermeyecek olsaydım yatsı namazını geciktirmelerini ve her namaz (başın)da misvak kullanmalarını emrederdim." Diğer tahric: Buhari, cum'a; temenni; sevm; Müslim, tahare; Tirmizi, tahare; Nesaî, tahare; mevakît ; İbn Mace, tahare; Darimi, salat; Muvatta, tahare; Ahmed b. Hanbel müsned
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd b. Halid el-Cüheni'den, demiştir ki; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)ı, şöyle buyururken işittim: "Mu'minlere sıkıntı vermeyecek olsaydım, her namaz'da misvak kullanmalarını emrederdim” (Hadisi Zeyd'den rivayet eden (Ebu Seleme de dedi ki: "Ben Zeyd'i kulağına -katiplerin kulaklarına kalem koydukları yere misvak koymuş olarak mescidde otururken gördüm. Her namaza kalkışında misvak kullanırdı." Buharî, cuma; temennî, savm; Müslim, tahâre; Tirmizî, tahâre; Nesâî, tahâre ; Mevâkît İbn Mâce, tahâre; Dârimî, salât; Muvatta, tahâre, Ahmed b. Hanbel)
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed b. Yahya b. Hibban, Abdullah b. Ömer (r.a.)'in oğlu Abdullah'dan rivayet ettiği hadiste dedi ki; "Abdullah b. Ömer'in oğlu Abdullah'a: dedim ki "Sen (in baban) İbn Ömer'in abdestli ve abdestsiz iken her namaz için abdest almasının sebebi nedir? dedim. Abdullah da; "(Amcasının kızı) Esma bint-i Zeyd b. El-Hattab'ın kendisine, Abdullah b. Hanzala b. Ebi Amir'in şöyle dediğini nakletti: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) abdestli ve abdestsiz iken her namaz için abdest almakla emrolundu. Bu ona zor gelince her namaz için misvak kullanmakla emredildi." İbn Ömer'e gelince "O, kendinde bu gücü bulduğundan dolayı her namaz için abdest almaya devam etti." Ebu Davud dedi ki, "Bu hadisi İbrahim, İbn Sa'd, yine Muham-med b. İshak'tan rivayet etmiş, ancak ibrahim, Abdullah b. Abdullah yerine “Ubeydullah b. Abdullah” demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Müsedded'den rivayet edildiğine göre Ebu Bürde'nin babası Ebu Musa el-Eş*ari Abdullah b. Kays şöyle demiştir: "Bizi (Tebuk gazvesine) götürecek bir binit temin etmesi için Resul-i Ekrem'in (sallallahu aleyhi ve sellem) huzuru saadetine vardık. Onu dilinin üzerine (doğru) misvakı sürterken gördüm" Süleyman* b. Davud'dan gelen rivayette Ebu Musa el-Eşari'nin şöyle dediği yer almaktadır: "Misvakı dilinin ucuna koymuş olduğu halde diline sürterken Hz. Nebi Efendimizin huzuruna girdim, öö, ööö diyordu." Yani Resul-i Ekrem sanki midesi bulanmış da kusuyormuş gibi ses çıkarıyordu. Ebu Davud, Müsedded'in Hadisi daha uzundu ben onu özetledim, dediğini haber vermektedir. Diğer tahric: Buhari, vudu
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan şöyle demiştir. "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yanında biri öbüründen daha yaşlı iki kişi var iken dişlerini misvaklıyordu. Misvak'ın fazileti hakkında "büyült" yani "onlardan yaşça büyüğüne misvak'ı ver" diye vahy geldi. Diğer tahric: Buhari, vudu'; Müslim, rüya; zühd
- Bāb: ...
- باب ...
Mikdam b. Şurayh, babası Şureyh'in şöyle dediğini haber vermiştir: Aişe'ye, "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) evine girdiği zaman ilk iş olarak ne yapardı?" diye sordum. "Dişlerini misvaklardı” cevabını verdi. Diğer tahric: MüsIim, tahare; Nesai, tahare; İbn-i Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Anbese b. Said el-Kufi dedi ki, bir çok kişi bana Aişe (r.anha)'nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Resul-u Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) misvak kullanır sonra da misvakı yıkamam için bana verirdi. Ben de Önce onunla misvaklanır sonra yıkayıp kendisine geri verirdim." Diğer tahric: Bu hadisi Kütüb-i sitte müelliflerinden Ebu Davud’dan başkası rivayet etmemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "On şey fıtrattandır: Bıyığın kırpılması, sakalın traş etmek (kazımak), misvaklanmak, istinşak (buruna su çekilip temizlenmesi), tırnakların kesilmesi, parmak eklemlerinin yıkanması, koltuk altı kıllarının yolunması, eteklerin tıraş edilmesi, Su serpmek (yani necasetten su ile temizlenmek)” Ravilerden Zekeriyya diyor ki: Mus'ab şöyle dedi: "Onuncuyu unuttum, ancak bu mazmaza olabilir.” Diğer tahric: Müslim, tahare; Tirmizi, edeb; Nesaî, Ziyne; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Musa b. İsmail'in Muhammed b. Ammar'dan, Davud b. Şebib'in ise Ammar b. Yasir'den naklen bildirdiklerine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Muhakkak ki ağıza ve buruna su çekmek fıtrattandır." Ammar b. Yasir Önceki hadisi aynen nakletti, ancak "sakal bırakmak"tan söz etmedi ve "sünnet olma"yı ekledi.Ve"intikasu’l-ma” yani istinca yerine de "intidah" kelimesini kullandı. Ebu Davud dedi ki: (Seleme İbn Muhammed hadisinin) bir benzeri İbn Abbas'dan da rivayet edilmiştir. Fakat İbn Abbas (r.a.): "Beş tane sünnet vardır ki beşi de baştadır" demiş ve saçları ortadan ayırmayı bunlar arasında saymış, sakalları uzatmaktan hiç bahsetmemiştir. Ebu Davud dedi ki: Hammad hadisinin benzeri Talk b. Habib, Mücahid Bekr b. Abdillah el-Müzeni'den de nakledilmiş fakat bunlar sakal bırakmaktan bahsetmemişlerdir. Muhammed b. Abdillah b. Ebi Meryem’in Ebu Seleme vasıtasıyla Ebu Hureyre'den rivayet ettiği (merfu’) hadiste ise, sakal uzatmak sözü geçmektedir. İbrahim en-Nehai'den de Muhammed b. abdillah hadisinin benzeri rivayet edilmiş, sakal uzatmak ve sünnet olmaktan bahsedilmiştir. Diğer tahric: İbn Mace, tahare 8; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Huzeyfe (r.a.)'den, şöyle demiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) geceleyin uykudan kalktığında mutlaka ağzını misvaklardı." Diğer tahric: Buhari, vudu'; Cuma ; Teheccüd; Müslim, tahare; Nesaî, tahare; kıyamu’l-leyl; ibn Mace, tahare; Darimi, vudu; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Sa'd bin Hişam radiyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Aişe (validemiz) şöyle buyurmuştur: "Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin abdest suyu ve misvağı (yatmadan önce hazırlanıp belli bir yere) konurdu. Gece kalkınca, önce abdest bozar sonra da dişlerini misvaklardı
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan, şöyle demiştir: "Nebiyy-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) gece veya gündüz her uykudan kalkışında mutlaka abdestten önce ağzını misvaklardı
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Abbas (r.a.) dan şöyle demiştir: "Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında bir gece geçirdim. Uykudan uyanınca önce abdest suyunun yanına geldi, sonra misvağını aldı ve dişlerine sürttü. Sonra şu ayet-i Kerimeleri okumaya başladı; "Gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde temiz akıl sahipleri için elbet ibret verici deliller vardır." [Al-ilmran 190] Sureyi sonuna yaklaşıncaya kadar veya sonuna kadar okumaya devam etti. Abdest alarak, namaz kılacağı yere gelip iki rekat namaz kıldı. Nihayet yatağına dönüp Allah'ın dilediği kadar uyudu. Sonra tekrar uyandı ve önceki yaptıklarını aynen yaptı; dişlerini misvakladı ve iki rekat namaz kıldı, sonra da vitri kıldı." Ebu Davud der ki: Bu hadisi bir de İbn-i Fudayl, Husayn'dan şu mana'ya gelen lafızlarla rivayet etmiştir: ibn Abbas dedi ki: "Resul-i ekrem ağzını misvakladı şu ayetleri okuyarak abdest aldı; "gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında... "(Al-ilmran 190) diye başlayarak sureyi sonuna kadar okudu." Diğer tahric: Buhari, tefsir-i sure, deavat tevhid; Tirmizi, dua, tabir Müslim, mıisafirîn; Îbn Mace, İkame; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu'l-Melih Amir, babası Usame b. Umeyr'den Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah haram'dan verilen hiçbir sadakayı ve abdestsiz de hiç bir namazı kabul etmez." Diğer tahric: Buharî, zekat; Müslim, tahare; Tirmizî (H.no1); Nesaî, tahare; zekat; İbn; Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) den, demiştir ki: Resulüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Abdestsiz olduğu zaman, abdest alıncaya kadar (abdest almadıkça) Allah, hiç birinizin namazını kabul etmez. Diğer tahric: Buhari, hiyel; vudu' ; Müslim, tahare ; Tirmızi, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (radiyallahu anh)'den demiştir ki; "Resuiullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Namazın anahtarı, taharet (abdest-teyemmüm) dir. Tahrimi (girişi), tekbir almak; tahlili (çıkışı) selam vermektir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Ğutayf el-Huzeli şöyle demiştir: Abdullah b. Ömer (r.a.)'ın yanında idim, öğleyin ezan okununca abdest aldı ve namaz kıldı. İkindi vakti ezan okununca (tekrar) abdest aldı. Sebebini sordum, şöyle dedi: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Kim abdestli olduğu halde tekrar abdest alırsa, Allah o kimseye on iyilik sevabı yazar" diye buyurdu. Ebu Davud der ki; bu, Müsedded'in hadisidir. Tam olanı da budur. Diğer tahric: Tirmizî, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer (r.a.)'den demiştir ki, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ehli, yabani hayvanların uğrağı olan su'yun durumunu sordular.Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "İki kulle miktarında olan su pislik tutmaz" Ebu Davud dedi ki; Bu İbnu'l*Ala'nın rivayet ettiği metindir, Osman b. Ebi Şeybe ve Hasan b. Ali, (Seneddeki Muhammed b. Cafer yerine) "Muhammed b. Abbad b. Cafer'den"diyerek rivayet ettiler. Eba Davud "doğrusu da budur" dedi. Diğer tahric: Tertip el-Müsned, Taharet 1/21 no: 36; Şafii elumm, tahare; Tirmizi, Taharet 1/97 no: 67; İbn Mace, Taharet 1/172 no: 517; Nesai, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer (r.a.)'in rivayet ettiğine göre, Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'e çölde bulunan suyun hükmünü sordular da Efendimiz cevaben yukarıdaki (yani 63 nolu) hadisi irad buyurdu. İzah için 63 ve 65 nolu hadiler’e bak
- Bāb: ...
- باب ...
Ubeydullah'dan, dedi ki; "Babam Abdullah b. Ömer bana Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu haber verdi: "Su iki kulle'ye ulaştığında pis olmaz.” Ebu Davud, Hammad b. Zeyd (bu hadisi) asım'dan mevkuf olarak nakletti demiştir. Diğer tahric: Tirmizi, tahare; Nesai, tahare; miyah; İbn Mace, tahare; Darimî, Vudu*; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Sa'id el-Hudri (r.a.)'den rivayet edilmiştir ki; Resuİullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e hayız bezlerinin, köpek leşlerinin ve kokmuş nesnelerin atıldığı bir kuyu olan Buda'a kuyusundan abdest alabilir miyiz? diye soruldu. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Su temizdir, onu hiç bir şey pisletmez" buyurdu. Ebu Davud dedi ki: Bazı raviler, senedde geçen Abdullah b. Rafi yerine Abdurrahman b. Rafi demişlerdir. Diğer tahric: Tirmizi, tahare; Nesaî, miyah; Ibn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Sa'id el-Hudri'den rivayet edilmiştir, dedi ki: Resulüllah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e köpek leşlerinin, hayız bezlerinin ve insan pisliklerinin atıldığı (bir kuyu olan) Buda'a kuyusundan sana çekilen su hakkında ne dersiniz? diye sorulduğunu işittim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de; "Muhakkak ki su temizdir ona hiç bir şey pisleyemez" buyurdular. Ebu Davud der ki: "Kutebye b. Said'i şöyle derken işittim: "Ben Buda'a kuyusunun kayyimine (bekçisine) kuyunun derinliğini sordum; "Bu kuyuda su en çok olduğu zaman insanın kasığına (kadar) çıkar*' Ben de azaldığı zamanki halini sordum. "Bana avret mahallinin aşağısına kadar çıkar" diye cevap verdi. Ebu Davud der ki: "Ben Buda'a kuyusunu cübbemle ölçtüm. Onu kuyunun Üzerine serdim, sonra çıkarıp ölçtüm de eninin altı arşın olduğunu gördüm. (Bir zira dirsekten orta parmağın ucuna kadar olan uzunluktur) Kapıyı açıp da beni içeriye sokan kapıcıya, bu kuyunun eski kapısında bir değişiklik oldu mu? diye sordum, "hayır" cevabını verdi. Kuyudaki suyun renginin bozuk olduğunu gördüm." Diğer tahric: Tirmizî, tahare; Nesaî, miyah; ibn Mace, tahare; Ahmed b. HuıbeI
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.)’dan, şöyle demiştir: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın hanımlarından biri Cefne denilen büyük bir kapta ğusletti. Sonra da Resul-i JEkrem o kaptan abdest almak veya ğusletmek için gelince "Ya Resulellah ben cünüp idim" dedi. Bunun üzerine Resulallah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Su cünııp olmaz." Diğer tahric: Tirmizî, tahare; ibn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu haber verdi. "Sizden biriniz sakın durgun su'ya abdest bozmasın, (ola ki) biraz sonra ondan ğusleder” Diğer tahric: Buhari, vudu'; Müslim, tahare; Tirmizî, tahare; Ibn Mace, tahare; Nesaî, tahare; ğusl; Darimî, vudu; Ahmed b.Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur, dedi: "Sakın sizden biriniz durgun suya küçük abdest bozmasın, ve cünüplükten dolayı ondan ğusletmesin!' Diğer tahric: Buhari, vudu'; Müslim, tahare; Tirmizî, tahare; İbn-i Mace, tahare; Nesaî, tahare; ğusl; Darimî, vudu; Ahmed b.Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizden birinin kabını köpek yaladığı zaman onun temizlenmesi, (birincisi toprakla olmak şartıyla) yedi kere yıkanmasıdır”. Ebu Davud dedi ki: "Bu hadisi "birincisi toprakla olmak" ilavesiyle Eyyub ve Habib b. Şehid, Muhammed'den rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) hazretlerinden rivayet edildiğine göre, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Köpek bir kaba bandığı zaman yedincisi toprakla onu yedi kere yıkayınız.” Ebu Davud; "bu hadisi Ebu Salih, Ebu Rezin, el-A'rac ve Sabit el-Ahnef Hemmam b. Münebbih ve Ebu's-Suddi Abdurrahman Ebu Hureyre'den rivayet ettiler ama topraktan bahsetmediler" dedi. Bu hadisin hükümleri, 71 nolu hadis-i şerif'te geçmektedir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Muğaffel'den, dedi ki; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) köpeklerin öldürülmesini emretti. Sonra da "Bu insanlara ne oluyor ki (bütün) köpekleri öldürüyorlar?" buyurdu. Koyun ve av köpeğinin öldürülmemesine ruhsat verdi. Sonra şöyle buyurdu: "Köpek bir kabı yaladığı zaman onu yedi kez (su ile) yıkayın, sekizincide toprakla ovuşturun!" Ebu Davad dedi ki: "İbn Muğaffel böyle dedi." Diğer tahric: Müslim, tahare; Nesaî, tahare; miyah; İbn Mace, tahare; Darimi, vudu'; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ka'b b. Malik'in kızı Kebşe'den rivayet edilmiştir: Kebşe, Ebu Katade'nin oğlunun nikahlısı iken Ebu Katade onun yanına geldi ve (gelin) Kebşe de O'na abdest suyu getirdi. Hemen bir kedi gelip o su'dan içmeye başlayınca, Ebu Katade kabı eğdi ve kedi suyu içip bitirdi. Kebşe dedi ki; Ebu Katade, benim kendisine baktığımı görlince, "Ey kardeşimin kızı, acaib mi buldun?" dedi. "Evet" dedim. O da: Rasulüllah (sallallahu aleyhi ve sellem), "Kedi pis değildir. Çünkü o devamlı olarak etrafınızda dolaşan hayvanlardandır" buyurdu, dedi. Diğer tahric: Tirmizi, tahare; Nesai, tahare; miyah; İbn Mace, tahare; Darimî, vudu'; Muvatta, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Davud b. Salih annesinden rivayetle dedi ki; Birgün eski hanımefendim benimle Aişe (r.anha)'ya keşkek gönderdi. O'nu namazda buldum. Bana, elimdekini yere koymamı işaret etti. (Koydum) ve birden bire bir kedi geldi keşkek'ten bir parça yedi. Aişe (r.anha) namazı bitirince, kedi'nin yemiş olduğu yerden yemeye başladı ve: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Kedi pis değildir. O ancak sizin etrafınızda dolaşan hayvanlardandır" buyurmuştur. Ben Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i kedi artığıyla abdest alırken de gördüm" dedi. Bu Hadis’i Kütüb-i sitte’den Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan, şöyle demiştir; "Ben ve Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) cünup iken aynı kaptan ğuslederdik" Diğer tahric: Müslim, hayz; Ahmed b. Hanbd
- Bāb: ...
- باب ...
Ümm-ü Subeyye el-Cuheniyye'den rivayet edildiğine göre, O, şöyle demiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte bir o, bir ben ellerimizi suya batırarak aynı kaptan abdest alırdık." Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer (r.a.)’den rivayet edildiğine göre O şöyle demiştir: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında kadınlar ve erkekler (bir arada) abdest alırlardı." Ravi Müsedded, "Hep birlikte aynı kaptan" dedi. Diğer tahric: Buhari, vudu'; ğusl; hayz; Libas; Müslim, hayz; Tirmizi, tahare; libas; Nesai, tahare ğusl; İbn Mace, Tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle demiştir; "Biz (erkekler) Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) sağlığında kadınlarla beraber bir kaptan abdest alır, ellerimizi aynı kaba batırırdık.” Diğer tahric: Buharî, vudu'; ğusl; hayz; Libas; Müslim, hayz; Tirmizî, tahare; libas; Nesaî, tahare ğusl ; İbn Mace, Tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Humeyd el-Himyeri'den rivayet edilmiştir. Demiştir ki; "Ben Ebu Hureyre (r,a.) gibi dört sene Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile sohbet etmiş biriyle karşılaştım", bana şöyle dedi: “Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kadının erkekten arta kalan suyla, erkeğin de kadından arta kalan suyla yıkanmasını nehyetti" Ravi Müsedded bu hadisi rivayet ederken "Kadın ve erkek suyu beraber avuçlasınlar" sözünü ilave etti. Diğer tahric: Tirmizî, tahare. Nesaî, miyah; tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
el-Hakem b. Amr'ın rivayet ettiğine göre, demiştir ki; "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) erkeğin, kadın'ın abdestinden artan su ile abdest almasını nehyetti.” Diğer tahric: Tirmizî, tahare; Nesaî, miyah: İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Mes'ud (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) (dinlerini öğretmek üzere) cinlere gittiği gece İbn Mes'ud'a: "Mataranda ne var?" diye sormuş, o da "Nebiz var" deyince'' Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Hurma (hoş ve) temiz, su temizleyicidir" buyurmuş. Ebu Davud dedi ki: Süleyman b. Davud, "Ebu Zeyd'den" yahud "Zeyd'den" diye bu hadisi rivayet etmiştir. Şerik de aynı tereddüde düşmüştür. Hennad ise rivayetinde "cin gecesi'nde” kaydını zikretmemiştir. Diğer tahric: Tirmizî, tahare [Burada "ve o neblzden abdest aldı" ilavesi vardır.] ibn Mâce, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Alkame'den rivayet.edildiğine göre, dedi ki: "Ben Abdullah b. Mes'ud'a, sizden kim cin gecesinde Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile birlikte bulundu? dedim. O da: "Bizden hiç kimse O'nunla bulunmadı" diye cevap verdi. Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ata b. Ebi Rebah'dan nakledildiğine göre O, süt ve nebizle abdest almayı hoş görmez ve şöyle derdi: "Teyemmüm etmek, nebizle veya sütle abdest almaktan daha çok hoşuma gidiyor
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Halde dedi ki: Ebu Aliye'ye: "Cünub olup da yanında nebiz'den başka su bulunmayan kimse nebizle ğusledilebilir mi?" diye sordum. "Hayır" cevabını verdi. Geniş bilgi için 84 nolu hadisin açıklamasına bak
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Erkam'dan rivayete göre, Abdullah (r.a.) imamlığını yaptığı bir cemaatla hacca veya umreye gitmek üzere yola çıktı. Bir gün sabah namazı için kaamet getirdi.Sonra "biriniz öne geçsin” diyerek helaya yöneldi ve şunları söyledi: "Ben Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim: "Sizden biriniz namaz'a dururken helaya gitmek ihtiyacı duyarsa önce helaya gitsin." Ebu Davud dediki; ''Bu hadisi Vuheyb b. Halid, Şuayb b. İshak ve Ebu Damre, Hişam b. Urve'den o babasından babası da bir kişinin kendisine Abdullah b. Erkam'dan naklettiğini bildirmiştir. Hadisi Hişam'dan rivayet eden ekseriyet birinci senetteki Züheyr'in rivayet ettiği gibi (an raculin kaydı olmaksızın) rivayet ettiler. Diğer tahric: Tirmizî, tahare; Darimi, salat; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Kasım b. Muhammed'in kardeşi Abdullah b. Muhammed b. Ebi Bekr'den, demiştir ki; Aişe (r.anha)'nın yanında idik. Sofra hazırlandı, bu sırada Kasım namaz kılmak üzere kalktı. Bunun üzerine Aişe (radiyallahu anha); Ben Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim dedi: "Yemek hazırken, büyük veya küçük abdest'e sıkışmışken namaz kılınmaz”. Diğer tahric: Müslim Mesacid
- Bāb: ...
- باب ...
Sevban (radiyallahu anh)'ın rivayet ettiğine göre; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Yapılması hiç kimseye helal olmayan üç şey vardır: Bir topluluğa imam olan kimse sadece kendisi için dua edip de onlara dua etmemezlik yapmasın. O takdirde o topluma ihanet etmiş olur. Kişi izin almaksızın bir evin içine bakamaz, eğer bakarsa o eve (izinsiz) girmiş gibi olur. Kişi yükünü hafifletmedikçe sıkışmış olduğu halde namaz kılamaz." Diğer tahric: Tirmizi, Salat; İbn Mace, ikame
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kimse'nin sıkışıklığını gidermeden sıkışmış haliyle namaz kılması helal olmaz." Sonra Sevr b. Yezid, Habib b. Salih'in rivayet ettiği (90 numaralı) hadise benzeyen şu lafızlarla sözlerine devam etti: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimseye, izinleri olmaksızın bir topluluğa imam olması asla helal olmaz ve duayı sadece kendisine yapıp o toplumu duanın dışında bırakması da helal olmaz. Eğer böyle yaparsa onlara ihanet etmiş olur." Ebu Davud, "bu hadis-i şerif Şamlıların rivayetidir, ravileri arasında Şamlılardan başka kimse yoktur'" dedi. Diğer tahric: Tirmizî, salat; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan demiştir ki; "Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) bir sa'(miktarı) su ile ğusleder, bir müdd(miktarı) su ile de abdest alırdı." Ebu Davud dedi ki; hadisin Eban rivayetinde Katade "ben Safiyye'den işittim'' diye (aralarında sema’ bulunduğunu) açıklamıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir bin Abdullah (radiyallahu anh)'dan şöyle demiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir sa' su ile ğusül eder, bir müd su ile de abdest alırdı.” Not: Bu hadis-i şerif ile ilgili açıklama 92 numaralı hadisin izahında geçti
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Umare’den rivayet edilmiştir ki: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisine getirilen ve içinde bir müdd'ün üçte ikisi su bulunan bir kab'dan abdest almıştır." Diğer tahric: Nesai tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.) den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) iki rıtl su ile abdest alır, bir sa* (dolusu) su ile de ğusül ederdi." Ebu Davud der ki: Bu hadisi aynı zamanda Yahya b. Adem Şerik'den rivayet etmiştir. Ancak şerik "ibn Cebr b. Atik'den" diyerek hadisi sevketmiştir. Yine aynı hadisi Süfyan’da Abdullah b. İsa'dan, onun "Bana Cebr b. Abdullah haber verdi ki" dediğini kaydederek rivayet etmiştir. Yine Ebu Davud'un belirttiğine göre aynı hadisi Şu'be, "Bana Abdullah b. Abdullah b. Cebr (Enes'den şöyle duydum) dedi" diyerek rivayet etmiştir. Fakat Şu'be hadiste geçen "iki rıtl'ı zikretmeksizin, "Resul-i Ekrem (s.a.v.) bir mekkuk su ile abdest alırdı" demiştir. Yine Ebu Davud dedi ki: "Ben Ahmed b. Hanbel'i "bir sa’, beş rıtl’dır” derken işittim. Ebu Davud dedi ki: Gerçekten de bu miktarda olan sa' ibn Ebi Zi'b'in sa'ıdır. ibn Ebi Zi'b'in sa'ı da Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizin sa'ının ta kendisidir. Diğer tahric: Müslim, hayz; Nesaî, tahare; miyah; Tirmizî, cennet Darimi, vudu ; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Neame (r.a.)'den nakledilir ki: Abdullah b. Muğaffel, oğlunun; "Ey Allah'ım muhakkak ki ben senden cennet'e girdiğimde sağ tarafındaki beyaz köşkü istiyorum" diye dua ettiğini duyunca şöyle demiştir: Allah'dan cenneti iste ve cehennem ateşinden de O'na sığın. Zira ben Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i "İleride bu ümmet içinde abdestte ve duada aşırılık yapacak bir topluluk gelecektir" , buyururken işittim." Diğer tahric: ibn Mace, dua, (burada: "duada aşırılık edecekler" kaydı bulunmamaktadır); Ahmed, b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer (radiyallahu anh)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ökçeleri (topukları) kuruluktan parlayan (abdest almış) bir topluluk gördü de; "Ökçeleri (topukları) cehennemde yanacakların vay haline!... Abdesti tam alın" buyurdu. Diğer tahric: Buhari, İlim, vudu'; Müslim, tahare; Tirmizî tahare; Nesaî, tahare; İbn Mace, tahare; Darimî, vudu'; Muvatta', tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) demiştir ki, "Ben Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile beraber tunca benzeyen bir madenden yapılmış kabdan yıkanırdım." Bu hadisi Kütüb-i sitte sahiplerinden sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Urve babası (Zübeyr) den rivayet ettiğine göre Aişe (r.anha) validemiz Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizden yukarıdaki (98 nolu) Hadisin benzerini nakletmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Zeyd (r.a.) şöyle demiştir: "Bir keresinde Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bize geldi. Biz kendisine tunçtan bir kapla su takdim ettik de o suyla abdest aldı." Diğer tahric: İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.),"Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu" demiştir: "Abdesti olmayanın namazı, abdeste başlarken besmele çekmeyen kimsenin de abdesti yoktur.” Diğer tahric: Tirmizi, tahare; İbn Mace, tahare; Darimî, vudu'; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Rabia (b.Ebi Abdurrahman) dan "Abdeste başlarken besmele çekmeyen kimsenin abdesti yoktur" hadisini "abdest alıp da namaz abdestine niyyet etmeyen, yıkanıp da cünuplüğü gidermeye niyyet etmeyen kişi" olarak yorumladığı nakledilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Meryem dedi ki: Ben Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) yi, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur derken dinledim: Sizden biriniz uykudan uyandığı zaman elini üç kere yıkamadan su kabıma sokmasın. Çünkü elinin gece nerelerde bulunduğunu, veya nerelerde dolaştığını bilemez
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Meryem dedi ki; "Ben Ebu Hureyre (radiyallahu anh.)'i, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur derken dinledim: “Sizden biriniz uykudan uyandığı zaman elini üç kere yıkamadan su kabına sokmasın. Çünkü elinin gece nerelerde bulunduğunu, veya nerelerde dolaştığını bilemez” AÇIKLAMA 103’te geçti
- Bāb: ...
- باب ...
Osman b. Affan (radiyallahu anh)'in hürriyetine kavuşturduğu Humran b. Eban demiştir ki: "Ben Osman b. Affan'ın abdest aldığını gördüm. Önce ellerine üç defa su döküp onları yıkadı, sonra ağzına su alıp çalkaladı, sonra burnuna su verip dışarı attı, sonra üç defa yüzünü yıkadı, sonra sağ elini dirseğiyle beraber üç defa ve sol elini aynı şekilde yıkadı, başını meshedip önce sağ, sonra sol ayağını yıkayınca şöyle dedi: "Ben, Resulullah'ın aynen şu benim abdest aldığım gibi abdest aldığını gördüm ve şöyle buyurduğunu duydum": "Kim benim abdest aldığım gibi abdest alır da gönlünden hiç bir şey geçirmeyerek iki rekat namaz kılarsa, Allah onan geçmiş günahlarını affeder” Diğer tahric: Müslim, tahare; Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Seleme b. Abdirrahman, Humran'in kendisine şöyle dediğini nakletmektedir: "Ben Osman b. Affan'ı abdest alırken gördüm". Ebu Seleme rivayetine devamla Ata b. Yezid'in Humran'dan naklettiği hadisin aynısını nakletti. Ancak"Mazmaza ve istinşaki" zikretmedi. Ebu Seleme, Humran'dan naklettiği bu hadisde şunları söyledi: "Osman (r.a,) başını üç kez meshetti sonra iki ayağını üç kere yıkadı. Ve dedi ki: İşte ben Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in böyle abdest aldığını (gördüm) ve O (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim bu sayıdan daha az yıkayarak abdest alırsa bu abdest o kimseye yeter." dediğini duydum. Ancak Ebu Seleme bu rivayette Rasul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in abdestten sonra namaz kıldığını zikretmedi
- Bāb: ...
- باب ...
Osman b. Abdurrahman et-Teyim'den rivayet edildiğine göre; ibn Ebi Müleyke'ye abdesti sormuşlar. O da şöyle cevap vermiş; "Ben Osman b. Affan'a abdestin sorulduğuna şahid olmuştum. O (bunun üzerine) su istedi. Kendisine bir su kabı getirildi. Sonra o kabı eğip (içindeki sudan) sağ eline döktü ve ellerini yıkadı. Sonra da sağ elini suya daldırıp üç kerre ağzına su verip dışarı attı. Üç kerre burnuna su verdi, üç kerre de yüzünü yıkadı. Sonra üç kerre sağ elini ve üç kerre de sol elini (bileklerine kadar) yıkadı. Sonra elini daldırıp suyu avuçlayarak başını ve kulaklarını meshetti. Kulaklarının içini ve dışını birer kere meshetti. En sonunda da ayaklarını yıkayıp, "bana abdestten soranlar hani nerede? İşte ben Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i böyle abdest alırken gördüm." dedi. Ebu Davud dedi ki: Osman’ın rivayet ettiği sahih hadislerin hepsi de başın bir kerre mesh edileceğine delalet ederler. Osman hadisini nakleden raviler, rivayetlerinde abdestin, her uzvun üç kerre yıkanmasıyla olacağını söyledikleri halde, başın sadece meshedileceğini söylemekle yetinip diğer uzuvlardaki gibi kaç defa olacağını zikretmediler
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Alkama'den demiştir ki; Osman b. Affan (r.a.) su istedi, abdest aldı. Suyu önce sağ eliyle sol eline döküp iki elini bileklerine kadar yıkadı. Sonra ağzına ve burnuna Üç kerre su verip dışarı attı. Ebu Alkame Hz. Osman'ın abdest organlarını üç kere yıkadığını söyledi ve şöyle devam etti: "Hz. Osman sonra başını meshetti ve daha sonra da iki ayağını yıkayıp şöyle dedi: Ben Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in aynen şu gördüğünüz benim abdest alışım gibi abdest aldığını gördüm." Sonra (bu hadisi Ebu Alkame'den nakleden Ubeydullah, (106 nolu) Zühri hadisinin aynısını sonuna kadar okudu. Diğer tahric: Müslim, tahare; Nesaî, tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel AÇIKLAMASI: 106 nolu Hadis'te geçti
- Bāb: ...
- باب ...
Şekik b. Seleme'den şöyle demiştir: "Ben Osman b. Affan'ın üçer kere bileklerini yıkayıp üç kere de başını meshettikten sonra şöyle dediğini gördüm: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) işte böyle yaptı." Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi Veki aynı zamanda israil'den de rivayet etmiştin Ancak Veki bu rivayetinde (tafsilat vermeksizin sadece) şöyle demiştir. "Hz. Osman (r.a.) abdest organlarını üçer kere yıkadı." Diğer tahric: Müslim, tahare; Nesaî, tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Abdü Hayr'dan şöyle demiştir; "Ali (r.a.) bir gün bize uğradı ve namaz kıldı. Sonra bir de abdest suyu istedi. Biz içimizden, namazı kıldığı halde suyu ne yapacak ki, dedik. Halbuki onun maksadı bize bir şeyler öğretmekten başka bir şey değilmiş. Nihayet içinde abdest suyu bulunan bir kapla bir de leğen getirildi. Önce kabı sağ eline döküp iki elini üç defa yıkadı. Sonra üç kere ağzına ve burnuna su verip dışarı attı. Ağzına ve burnuna suyu (kaptan) su aldığı eliyle / Verdi. Sonra Üç defa yüzünü ve üçer defa da sağ ve sol ellerini yıkadı. Sonra elini kab'a daldırıp başını bir kere mesnetti. Sonra da sağ ve sol ayaklarını üçer kere yıkadı ve peşinden şunu söyledi: Rasulullah'n abdestini öğrenmek kimi sevindirecekse İşte bu abdest onun abdestinin ta kendisidir." Diğer tahric: Nesaî, tahare; Tirmizî, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Abdi Hayr'den şöyle demiştir: "Ali (r.a.) sabah namazını kıldıktan sonra Kufe'deki Rahbe denilen yere gelip bir abdest suyu istedi. Sonra bir çocuk, içinde su bulunan bir kapla bir leğen getirdi." Abdi Hayr sözlerine devamla dedi ki: "Ali (r.a.) kabı sağ eline aldı, suyu sol eline döküp iki elini üç kere yıkadı. Sağ elini kaba daldırıp üç kere ağzına üç kere de burnuna su verdi." Sonra bu hadisin ravilerinden zaide, bir önceki Ebu Avane hadisine benzeyen sözler naklederek rivayetine şöyle devam etti: "Sonra Ali (r.a.) başının ön ve arka tarafını bir kere meshetti." Daha sonra da (Zaide, Ebu Avane'nin naklettiği 111 no’lu hadisin) aynısını nakletti. Diğer tahric: Nesai, tahare Tirmizî tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Malik b. Urfuta dedi ki, Abdi Hayr'ın şöyle dediğini işittim: "Ben (bir defasında) Ali (r.a.) i (Kufe'de) gördüm. Kendisine bir oturak getirildi ve üzerine oturdu. Daha sonra bir testi getirildi, önce ellerini üç kere yıkadı ve bir avuç su ile hem ağzına hem de burnuna su verdi" (Şu'be önceki) hadisi sonuna kadar (eksiksiz) nakletti. Diğer tahric: Nesai, tahare; Tirmizi, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Minhal b. Amr'ın rivayet ettiğine göre, Zirr b. Hubeyş, "Ali'ye Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in abdest alışından sorulduğunu işittim" demiş ve (yukarıdaki) Hadisi nakletmiştir. (Bu nakil esnasında) Zirr, sözlerine şöyle devam etmiştir: "Ali (r.a.) başını hiç su damlamayacak şekilde mesh etti, ayaklarını üçer kere yıkadı ve; "İşte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'tn abdesti böyleydi", dedi." Diğer tahric: Nesai, tahare; Tirmizî, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman b. Ebi Leyla şöyle demiştir: "Ben Ali (r.a.)'i gördüm, abdest aldı üç kere yüzünü, üç kere de kollarını yıkadı, bir kere de başını mesh etti. Sonra da "Resulullah (s.a.v.) işte böyle abdest alırdı" dedi." Diğer tahric: Nesai, tahare; Tirmizî, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu İshak'ın rivayetine göre: Ebu Hayye, Ben Ali'yi (r.a.) abdest alırken gördüm, demiş ve her abdest organını üçer kere yıkadığını nakletmiş ve demiştir ki: "Sonra başına mesh etti, sonra ayaklarını topuklarına kadar yıkadı" daha sonra da Hz. Ali (r.a.): " Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'in abdest alışını size göstermek istedim de..." Diğer tahric: Nesai, tahare; Tirmizî, tahare NOT: Her iki Hadisin izahı için 106. hadisin açıklamasına müracaat edilebilir
- Bāb: ...
- باب ...
Ubeydullah el-HavIani'nin rivayetine göre İbn Abbas (r.a.) şöyle demiştir: "Bir gün Ali b. Ebi Talib abdest bozmuş olarak bulunduğum yere girdi ve su istedi. Biz de ona içinde su bulunan bir kap getirip önüne koyduk. Ali bana: "Ey İbni Abbas, Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'in nasıl abdest aldığını sana göstereyim mi?" dedi. Bende, "evet göster" dedim. Bunun üzerine önce kabı elinin üzerine eğerek (sağ) elini güzelce yıkadı. Sonra sağ elini suya daldırıp onunla diğer (sol) elini yıkadı. Sonra da bileklerine kadar iki elini yıkadı. Nihayet ağzına, burnuna su verdikten sonra iki elini birden kab'a daldırıp su ile doldurarak yüzüne çarptı. Baş parmaklarının birini sağ kulağının diğerini de sol kulağının iç kısımlarına soktu. Yüzünü ikinci ve üçüncü yıkayışında da aynı şekilde yaptı. Sağ eliyle bir avuç su alıp yüzüne akabilecek şekilde alnına döktü, kollarını dirsekleriyle beraber üçer kere yıkadı. Başını ve kulaklarının dış kısmını mesh etti. Ellerini suya daldırıp iki elinin dolusu su avuçlayıp ayağı nalin'li (bir tür terlik'li) iken üstüne dökerek ovdu, Diğer ayağına da aynı şeyi yaptı. (İbn Abbas) dedi ki: "Ben (Ali'ye); nalinli iken ha!" dedim. (O da): "Evet nalinli iken" dedi (sonra tekrar) "nalinli iken mi?" dedim, "Evet! Nalinli iken" dedi. (Sonra tekrar) "Nalinli iken mi?" dedim. "Evet! Nalinli iken" Cevabını verdi. Ebu Davud dedi ki: İbn Cüreyc'in Şeybe'den rivayeti (106-127 numaralı hadislerde geçen ve muhtelif raviler tarafından nakledilen) Ali (r.a.) hadisine benzemektedir. Ancak Haccac'ın İbn Cüneyc'den rivayet ettiği hadis‘te: "başına bir defa mesh etti” denilirken, İbn Vehb'in, İbn Cüreyc'den rivayet ettiği (aynı) hadis‘te: "üç defa mesh etti" denilmektedir. (İbn Vehb tedlisçi bir ravi olduğuna göre onun bu rivayetinin diğer sahih rivayetler karşısında bir kıymeti yoktur demek oluyor. Diğer tahric: Nesai tahare. İbn Mâce, tahâre; Tirmizî, tahâre)
- Bāb: ...
- باب ...
Amr b. Yahya el-Mazini'nin rivayet ettiğine göre: Babası, Amr b. Yahya'nın dedesi olan Abdullah b. Zeyd'e "Bize Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in nasıl abdest aldığını gösterir misin?" demiş. Abdullah b. Zeyd de "Evet" diyerek bir abdest suyu istemiş, sonra suyu dökerek ellerini yıkamış, sonra ağzına ve burnuna üç kene su vererek dışarı atmış, daha sonra da üç kere yüzünü ve dirseklerle beraber ikişer defa ellerini yıkayıp, ön taraftan arkaya ve arkadan öne olmak üzere başım iki eliyle meshetmiştir. Şöyle ki: Başının ön tarafından başlayıp ellerini ensesine götürüyor ve sonra ellerini gerisin geriye ilk başlangıç yerine kadar getiriyor. En sonunda da ayaklarını yıkamıştır. Diğer tahric: Buhari, tahare; Müslim, tahare; Tirmizi, tahare; Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Muvatta, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Amr b. Yahya el-Mazini, babası vasıtasıyla Abdullah b. Zeyd b. Asım'dan (bir evvelki) hadisin aynısını rivayet etmiş, Ancak, (Abdullah bin Zeyd ilave olarak) şunları söylemiştir: "Ağzına ve burnuna bir el'den su verdi ve bunu üç kere tekrarladı." Sonra Abdullah, hadisin geriye kalan kısmını aynen zikretti
- Bāb: ...
- باب ...
Habban'ın rivayetine göre babası Vasi’, Abdullah b. Zeyd b. Asım el-Mazini'yi Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i gördüğünden bahsedip abdest alışını naklederken işitmiştir. Abdullah b. Zeyd şöyle demiştir: "Başını, ellerinin artığı olmayan (yeni) bir su ile mesnetti. Ayaklarını da tertemiz edinceye kadar yıkadı.” Diğer tahric: Müslim, tahare; Tirmizî, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman b. Meysere el-Hadrami, el-Mikdam b. Ma'dikarib el-Kindi'nin şöyle dediğini işittim demiştir: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e bir abdest suyu getirildi ve abdest aldı. (önce) ellerini üç kere yıkadı, sonra üç kere de ağzına ve burnuna su verdi, sonra da yüzünü ve kollarını üçer kere yıkadı. Nihayet başını, kulaklarının içini ve dışını mesnetti." Diğer tahric: İbn Macc, tahare, Nesaî tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman b. Meysere'nin rivayet ettiğine göre: Mikdam b. Ma'dikerib şöyle demiştir: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i abdest alırken gördüm. Sıra başını meshetmeye gelince ellerini başının ön tarafına koydu, sonra başının ense kısmına kadar hareket ettirdi. Nihayet gerisin geriye elini, başladığı yere kadar çekti." Hadis'in ravisi Mahmud Velid’in "Hariz bana dedi ki" diye hadisi (sema' yoluyla) rivayet etmiş olduğunu bildirdi. Diğer tahric: Buhari tahare; Müslim, tahare; Tirmızı, tahare; Nesâi, tahare; İbn Mâce, tahare; Muvattâ, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Mahmud b. Halid ile Hişam b. Halid aynı manayı rivayetle dediler ki (Bu hadisi) "el-Velid bize bu senetle (ve şu şekilde) rivayet etti ve Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kulaklarının içini ve dışını meshetti." Hişam ise, {bu rivayete) "Parmaklarını kulak deliklerine soktu" cümlesini de ekledi. Bu hadisi yalnız Ebû Dâvûd rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu'1-Ezher, el-Muğire b. Ferve ile Yezid b. Ebi Malik demişlerdir ki: "Muaviye Müslümanlara göstermek için Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in abdest alışını gördüğü gibi abdest aldı. Başına sıra gelince bir avuç su alıp o suyu sol eline aktardı ve başının ortasına döktü, Nihayet sular damlamaya başladı veya neredeyse damlayacak hale geldi, Daha sonra başını önce ön tarafından arkaya, sonra da arka tarafından öne doğru meshetti" BAZI HÜKÜMLER: 1. Abdest esnasında suyu sağ elden sol ele aktarmak caizdir 2. Başın her tarafını kaplayacak şekilde mesh edilmesi matluptur. Ve abdestin kemalindendir. 3. Meshten maksat, ıslak el'in baş üzerinde gezdirilmesidir. Su dökerek veya başı çeşmeye tutarak yıkamak mesh yerine geçer. Anlaşıldığına göre, Hz. Muaviye her ikisini birden uygulamıştır
- Bāb: ...
- باب ...
(Bir evvelki) senetle (gelen) bir rivayete göre: el-Velid, dedi ki;' 'Hz. Muaviye (abdest organlarını) üçer üçer (yıkayarak) abdest aldı, sonra ayaklarını yıkadı."(Fakat) kaç kere yıkadığını belirtilmemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
er-Rubeyyi’ binti Muavviz b. Afra şöyle demiştir; "Rasuluilah (sallallahu aleyhi ve sellem) (zaman zaman) bize gelirdi." (Abdullah b, Muhammed der ki:) er-Rubeyyi' Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ona; "Bana abdest suyunu döker misin?" dediğini bildirdi. Sonra da Rubeyyi Rasulullah (s.a.v.)'in nasıl abdest aldığını anlattı ve şöyle dedi: "Ellerini ve yüzünü üçer defa yıkadı, ağzına ve burnuna birer kare su verdi. Üçer kere de elleriyle beraber kollarını yıkadı, (birincisinde) arkadan ön'e, ikincisinde önden arkaya olmak üzere başını iki kere mesh etti. Hem içi hem de dışı olmak üzere kulaklarını mesnetti. Ve (nihayet) ayaklarını üçer kere yıkadı." Ebu Davud dedi ki: Bu, Müsedded'in rivayet ettiği hadisin manasıdır, (lafızları değil). Diğer tahric. İbn Mace, tahare; Tirmizî, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
İshak b. İsmail, Süfyan vasıtası ile İbn Akil'den şu (bir evvelki) hadis'i rivayet etmiştir. Ancak Süfyan (bir evvelki) Bişr hadisin bazı manalarını değiştirmiştir. Süfyan bu rivayetinde: "Ve Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Üç kere ağzına ve burnuna su verdi." demiştir. Diğer tahric: Tirmizî, tahare; ibn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
er-Rubeyyi' bint Muavviz b. Afra'dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) er-Rubeyy'in yanında abdest almış, başını bütünüyle saçlarının en üst kısmından itibaren saçlarının dökülüp nihayet bulduğu yere kadar her tarafını saçının şeklini bozup dağıtmadan meshetmiştir. Diğer tahric: Tirmizî, tahare; İbn Mace tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Muhammed b. Akil, er-Rubeyyi' bint-i Muavviz b. Afra'nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i abdest alırken gördüm. Başını ön ve arka tarafını, gözle kulak arasında kalan kısmını ve kulaklarını birer kere mesnetti. Diğer tahric: Tirmizî. tahare; ibn Mace tahare; Ahmcd b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
er-Rubeyyi'den rivayet edildiğine göre: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) elinde arta kalan {ıslak) suyla başını meshetmiştir.” Diğer tahric: Tirmizi, tahare, İbn Mace, tahare, Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
er-Rubeyyi' bint-i Muavviz b. Afra'nın rivayet ettiğine göre; "RasuI-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) abdest almış iki (şehadet) parmağını kulak deliklerine sokmuştur." Diğer tahric: Tirmizi, tahare; İbn. Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Talha b. Musarrif'in babasından rivayetine göre, dedesi şöyle demiştir: "Ben Rasul-i Ekrem' (sallallahu aleyhi ve sellem)'i başını "kazal" denilen arka kısmına kadar bir kere meshederken gördüm." Müsedded dedi ki: “Ve başını ön kısmından ensesine kadar meshetti, öyle ki ellerini ta kulaklarının altından (çekip) çıkardı." Ebu Davud dedi ki: Müsedded demiştir ki; "Ben bunu Yahya'ya anlattım da kabul etmedi " Ebu Davud dedi ki: Ben Ahmed b. Hanbeli "İddiaya göre bu hadisi İbn Uyeyne de kabul etmezmiş ve Talha babasından, (babası da) dedesinden (işitmiş) bu ne biçim senet böyle dermiş." derken işittim. Diğer tahric: Ahmed, b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Said b. Cübeyr'in rivayet ettiğine göre: İbn Abbas (r.a.), Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in abdest alışını görmüş ve (Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bütün abdest organlarını) üçer kere yıkadığını kulaklarıyla başını da birer kere meshettiğini" haber vermiştir. Diğer tahric: Nesaî, tahare; Tirmizî, tahare; İbn Mace lahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Ümame (r.a.) Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in abdest alışını naklederken şunları söylemiştir: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) göz pınarlarını meshederdi" ve devamla "kulaklar baştandır" buyurdu." Süleyman İbn Harb ("kulaklar baştandır" cümlesinin) Ebu Umame'nin kendi sözü olduğunu (yani hadis olmadığını) söylemşitir. Kuteybe'de Hammad'ın kulaklarla ilgili bu söz hakkında "Bu sözün Nebi (s.a.v.)'e mi, yoksa Ebu Umamg'ye mi ait olduğunu bilmiyorum" dediğini nakletmiştir. Süleyman bin Harb ile Müsedded bu hadis'i Sinan b. Rabia'dan rivayet ettiklerini söylerlerken (Ebu Davud'un diğer şeyhi) Kuteybe (bu hadisi) Sinan Ebu Rabia'nın rivayet ettiğini söylemiştir. (Aslında bu iki isimden biri aynı kişinin ismi diğeri de künyesidir. Bu noktayı açıklamak için) Ebu Davud (şöyle) diyor. "O (yani Sinan) Rabia'nın oğludur. Künyesi de Ebu Rabia'dır. (Yani bu iki isimle kasdedilen şahıs aynı kişidir.) Diğer tahric: Tirmizî, tahare, ibn Mace, tahare (Süleyman b. Har... bölümü hariç)
- Bāb: ...
- باب ...
Amr b. Şuayb'ın babası (Şuayb b. Muhammed b. AbdilIah b. Amr b.. As) vasıtasıyla dedesinden (Abdullah b. Amr b. As) rivayet ettiğine göre, Abdullah b. Amr demiştir ki: Bir adam Rasul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gelip "Ya Rasulallah (s.a.v.) abdest nasıl alınır?" diye sordu. Rasul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) de bir kap su isteyerek, ellerini üç kere, yüzünü üç kere, kollarını üç kere yıkadı. Başına mesh etti. Şehadet parmaklarını kulaklarına sokarak uçlarıyla içini, baş parmaklarıyla dışlarını meshetti. Daha sonra ayaklarını üçer kere yıkadı ve akabinde de: "İşte abdest böyle alınır. Kim, buna bir şey ekler veya eksiltirse (Rasulullah'a muhalefetten dolayı) kendisine isaet etmiş ve zulmetmiş olur." veya "zulmetmiş ve isaet etmiş olur" buyurdu." Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a)'den demiştir ki: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) (abdest organlarını) ikişer kere (yıkayarak) abdest aldı." Diğer tahric: Buhari, vudu; Tirmizî, tahare; İbn Mace, tahare; Darimi, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ata b. Yesar'dan, demiştir ki; "İbn Abbas (r.a.) bize, "Size Resullullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'ın nasıl abdest aldığını göstermemi arzu eder misiniz?" dedi ve içinde su bulunan bir kap isteyip, o su'dan sağ eliyle bir avuç alarak ağzına ve burnuna su verdi, sonra bir avuç daha su alıp iki elini birleştirip yüzünü yıkadı, sonra bir avuç su daha alıp onunla sağ elini, tekrar bir avuç su daha alıp onunla da sol elini yıkadı. Nihayet bir avuç su daha alıp elini silkeledikten sonra başını ve kulaklarını meshetti. Sonra da bir avuç su daha alıp nalin'li olan sağ ayağının üzerine serpti ve sağ ayağını, elinin biri ayağının üstünde öbürü de nalin'in altıda olmak üzere iki eliyle mesh etti. Sonra sol ayağına da aynı şeyi yaptı." Diğer tahric: Buhari, tahare, Tirmizi, tahare; ibn Mace, tahare; Nesai, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ata b. Yesar'dan, demiştir ki; ibn Abbas (r.a.) "Ben size Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in abdest alışını göstereyim mi?" dedi ve (sonra abdest organlarını) birer birer (yıkayarak) abdest aldı. Diğer tahric: Buhari, vudu; Tirmizi, tahare; Nesai, tahare; Îbn Mace tahare; Darimîi salat; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Talha, babasından naklen dedesinin şöyle dediğini haber vermiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) abdest alırken huzuruna girdim. Sular yüzünden ve sakalından bağrına akıyordu. O'nu ağzına ve burnuna ayrı ayrı su verirken gördüm
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz abdest aldığı zaman burnuna su alsın sonra da dışarı atsın.” Diğer tahric: Buhari, vudu'; Müslim, tahare; Tirmizi, tahare; Nesai, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.)'dan demiştir ki; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Burnunuzu iki kere iyice veya üç kere temizleyiniz!” Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Lakit b. Sabre'den, demiştir ki; "Ben müntefik oğullarının Rasulullah (s.a.v.)'e gönderilen elçisi veya elçileri arasında idim. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in evine vardığımızda onu evinde bulamadık, mü'minlerin annesi Aişe'ye tesadüf ettik. Bizim için hazire (denilen bir yemek) hazırlanmasını emretti, (Hazire) bizim için derhal hazırlandı. Ve bir de kına getirildi. (Hadis-i nakleden) Kuteybe aslında kına' sözünü söylemedi. (Ancak sözün gelişinden bu kına'ın getirildiği anlaşılmaktadır.) Kına' (yemek yemeye ve içine meyva konmaya yarayan bir tabaktır.) İçinde hurma vardı. Derken Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) geldi ve: "(Evde yiyecek) birşeyler bulabildiniz mi? Yahut size bir şeyler hazırlanması emredildi mi?" dedi. Biz de "evet" ya Rasulullah (s.a.v.) dedik. Biz Rasulutiah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile beraber otururken bir de ne görelim, bir çoban Rasululiah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in davarlarım, yanında bir de yeni doğmuş meleyen bir kuzuyla beraber ağıla götürüyor! Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona hitaben; "yahu ne doğurttun?" diye sorunca o da bir dişi kuzu diye cevap verdi. Rasul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) de; "(Öyleyse) onun yerine bize bir koyun kes" buyurdu, ve ilave etti; "Sakın bunu senin için kestiğimizi zannetme" (Bu hadisi rivayet edenlerden biri der ki; Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) "zannetme" kelimesini şeklinde sini'n fethasiyla değil şeklinde sin'in kesresiyle telaffuz etti.) Bizim yüz davarımız var daha fazla artmasını istemediğimiz İçin bu koyunu kestik. Her ne zaman ki, çoban bize bir yavru doğurtur getirirse, biz de onun yerine bir koyun keseriz." (Ravi) Lakit (sözlerine devamla) dedi ki: Ben: "Ya Rasulallah, benim dili uzun bir karım var yani ağzı bozuk" (ona karşı tavrım ne olacak)?" dedim. (Efendimiz): "Öyleyse onu boşa" buyurdu. Lakit der ki: "Ya Rasulallah, onunla aramızda arkadaşlık (hukuku) ve bir de çocuk var" dedim. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ de "Ona emret" buyurdu. (Ravi diyor ki: Nebi (s.a.v.) bu sözüyle bana) "Ona öğüt ver" de (mek isti)yor (du ve sözlerine şöyle devam etti) "Eğer onda bir hayır görürsen, nasihat etmeye devam edersin. Karını, cariyeni döver gibi dövme!" dedi. Ben; Ya Rasulallah, bana abdestten bahset dedim. "Abdesti güzelce al, parmakların arasına suyu eriştir. Oruçlu değilken burnuna suyu çokça çek." buyurdu. Diğer tahric: Tirmizî, Savm, Nesaî, tahare, İbn Mace, tahare; Darimî vudu'; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Asim b. Lakit'in Müntefik oğulları elçisi olan babası Lakit b. Sabre'den rivayet ettiğine göre: Lakit, Aişe (r.anha)'ya gelmiş ve bir evvelki hadisin manasını nakletmiştir. (Bir evvelki hadise ilave olarak şunları) söylemiştir. "(Çok) beklemeden Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sert ve mertçe yürüyerek geldi" (Bir de) Hazire (denilen et ve undan yapılan yemek) yerine (Yağ ve undan yapılan) Aside demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Asim dedi ki, şu (142 numaralı hadisi) İbn Cüreyc bize rivayet etti (Ancak) rivayetine (Nebi s.a.v.) "Abdest aldığın zaman ağzına su ver" (buyurduğunu sözlerini de) ekledi
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik (r.a.)den, (demiştir ki:) Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) abdest alırken bir avuç su alır, o suyu çenesinin altına vererek sakallarının arasına akıtır ve "İşte Aziz ve Celil Rabbim bana böyle emretti" buyururdu. Ebu Davud dediki: Haccac b. Haccac ve Ebu'l~Melih er-Rakiy el-Velid b. Zevran'dan hadis rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Sevban (r.a.)'den, şöyle demiştir: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) (bir defa gece baskını için) Seriyye göndermişti. soğuğa tutuldular. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'m yanına döndükleri zaman onlara sarıklarının ve ayakkabılarının üzerlerine meshetmelerini emretti
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik'den, şöyle demiştir: "Ben Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) başında Kitr kumaşından bir sarıkla abdest alırken gördüm. Elini sarığın altına sokarak başının ön tarafını meshetti de sarığı (başından) çıkarmadı
- Bāb: ...
- باب ...
el-Müstevrid b. Şeddad'dan, şöyle demiştir. "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in abdest alırken serçe parmağı ile ayak parmakları (nın arasını) ovduğunu gördüm." Diğer tahric: Tirmizî, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Urve, babası el-Muğire b. Şu'be'nin şöyle dediğini işitmiştir: "Tebuk gazvesinde ben Rasulullah (s.a.v.)'in yanında bulunuyordum. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sabah namazından evvel yolunu değiştirdi. Ben de değiştirdim. Hemen devesini çöktürdü, ayak yoluna çıktı. Biraz sonra döndü. Ben de mataradan eline su döktüm, (önce) ellerini, sonra yüzünü yıkadı ve kollarını sıva (maya çalış) dı, cübbenin yenleri dar gelince ellerini (yenlerin) içine çekip cübbenin altından çıkardı ve dirseklerine kadar yıkadı. Sonra da başına mesh etti, daha sonra da, mestleri üzerine mesh verdi. Hayvanına bindi. Biz de yola düştük. Halkı namazda bulduk. Namaz vakti girdiğinden Abdurrahman b. Avf'ı öne geçirmişler onlara namaz kıldırıyordu. Abdurrahman'ı onlara sabah namazının bir rekatını kıldırmış halde bulduk. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) namaza durup mü'minlerle beraber saf oldu. Abdurrahman b. Avf‘ın arkasında ikinci rekatı kıldı. Abdurrahman b. Avf selam verince Nebiyy (sallallahu aleyhi ve sellem) kalkıp namazına devam etti. Müslümanlar telaşlanıp "sübhanellah" deyip durmaya başladılar. Çünkü namaza Rasulullah’dan (s.a.v.) evvel başlamışlardı. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) selam verince "doğru hareket ettiniz" veya "ne iyi ettiniz!" dedi. Diğer tahric: Buhari, vudu; Müslim, tahare, Nesai, tahare; İbn Mace, tahare. Tirmizî, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Müsedded, hocaları Yahya b. Said ve el-Mu'temir vasıtasıyla Muğire b. Şu'be'nin şöyle dediğini haber vermiştir: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) abdest aldı, başının ön tarafını, sarığının üstünü meshetti." Mu'temir rivayetinde de Muğire b. Şu'be; "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) mestler üzerine, alnına ve sarığı üzerine meshederdi" demiştir. Ravilerden Bekr, "hadis (in bu son rivayetin)i lbn Muğire'den bizzat duydum” demiştir. Diğer tahric: Buhari, vudu; Müslim, tahare; Nesaî, tahare; İbn Mace, tahare; Tirmizî tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Muğire b. Şu'be'nin oğlu Urve babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Biz Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile beraber bir deve süvarisi topluluğu içinde bulunuyorduk. Yanımda bir de su kab'ı vardı. Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) ihtiyacı için dışarı çıktı, biraz sonra geri döndü. Ben kendisini su kabıyla karşıladım ve ona su döktüm. Ellerini ve yüzünü yıkadı, sonra da kollarını (sıvayarak) dışarı çıkarmak istedi. Halbuki üzerinde yenleri dar, yünden (dokunmuş) bir Rum cübbesi vardı. Cübbe dar gelince kollarını cübbenin altından çıkarıp uzattı. Sonra çıkarmak için mestlere ellerimi uzattım. Bana; "Mestleri bırak! Çünkü ben onları ayaklarım temiz iken (abdestliyken) giydim.” dedi ve hemen üzerlerine meshetti. Ravi İsa b. Yunus dedi ki: ''Babam Yunus, Şa'bi'nin (şöyle) dediğini nakletti: "Urve, bu hadisi babasından bizzat müşahede ettiğini, babasının da Rasulullah'dan müşahede etmiş olduğunu kesinlikle ifade etti:” Diğer tahric: Buhari, vudu; Müslim, tahare; Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Tirmizî, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Zurare b, Evfa'nın rivayet ettiğine göçe Muğire b. Şu'be, "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) (bizden biraz) geri kaldı" diye söze başlamış ve (evvelki hadiste geçen) şu hadiseyi anlatmıştır: "Biz cemaate Abdurrahman b. Avf kendilerine sabah namazını kıldırırken yetişebildik. Abdurrahman b. Avf Nebiyyi Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)’i görünce (hemen) geri çekilmek istediyse de Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona (namaza) devam etmesi için işaret etti. Ben ve Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onun arkasından bir rekat namaz kıldık. Abdurrahman (r.a.) selam verir vermez, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) ayağa kalktı ve yetişemediği rekatı -üzerine hiç bir şey ilave etmeden- kıldı." Ebu Davud dedi ki; "Ebu Said el-Hudri, İbn Zübeyr ve ibn Ömer (r.a.), namazın tek rekatına yetişen kimse üzerine, sehv secdesi lazım gelir, derler.” Diğer tahric: Buhari, vudu; Müslim, tahare; Nesâî, tahare; ibn Mace libas; Tirmizî, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Abdirrahman'dan, demiştir ki; "Abdurrahman b. Avf'ın Bilal'e Rasuiullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in (nasıl) abdest aldığını sorarken gördüm. (Bilal de şöyle) dedi; "Abdest bozma ihtiyacını gidermek için dışarı çıkardı. Ben de ona su getirirdim. Abdest alır, (başının ön tarafı ile birlmikte) sarığına ve çizmelerinin üzerine meshederdi." Ebu Davud dedi ki Ravi Ebu Abdillah, Teym b. Murre oğullarının hürriyete kavuşturduğu kişidir. Diğer tahric: Müslim, tahare; Tirmizi, tahare; Mesai, tahare; ibn Mace. tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Bbu Zur'a b, Amr b. Cerir'den demiştir ki; (Dedem) Cerir küçük abdestini bozduktan sonra abdest alıp mestler üzerine mesnetti ve: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) i meshederken gördüğüm halde (artık) beni meshetmekten ne alıkoyabilir?" dedi. "Ancak bu (Resulullah'ın meshetmesi) Maide Suresinin inmesinden önce idi (galiba)?" dediler. O, (şöyle) cevap verdi: "Ben Maide Suresi indikten sonra müslüman oldum.” Diğer tahric: Buhari, salat; Müslim, tahare; Tirmizî, tahare; Nesai tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Büreyde babası Büreyde'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir. "Necaşi Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e bir çift, siyah ve düz mest hediye etti, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bunları (abdestli iken) giydi, sonra aldığı abdest (ler) de onların üzerine meshetti.” Hadisin iki ravisinden biri olan Müsedded, Veki bu hadisi Dilhem b. Salih'ten an'ane yoluyla almıştır, dedi. Ebu Davud da; "bu hadis yalnızca Basralıların rivayetidir." demiştir. Diğer tahric: Tirmizi, edeb; İbn Mace, tahare; Libas; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Muğire b. Şu'be'den demiştir ki: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) mestleri üzerine meshetti. Ben (de); Ya Resulellah yoksa (ayağınızı yıkamayı) unuttunuz mu?" dedim.O da; "(Hayır) bilakis sen unuttun, Rabbim Azze ve Celle bana bunu emretti" buyurdu. Diğer tahric: Buhari, vudu; Müslim, tahare; Nesai, tahare; ibni Mace, tahare; Tirmizî, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Huzeyme b. Sabit'in Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den rivayet ettiğine göre (Efendimiz şöyle) buyurmuştur: "Mest üzerine mesh (in müddeti) yolcu için üç gün, yolcu olmayan (mukim) için bir gün bir gecedir." Ebu Davud dedi: Bu hadisi Ebu Mansur b. el-Mu'temir, İbrahim et-Teymi'den aynı senetle rivayet etmiştir, ibrahim bu rivayetinde, öncekine ilave olarak, şunları söylemiştir: "Eğer biz Resulullah (s.a.v.)'den {süreyi) arttırmasını isteseydik arttıracaktı." Diğer tahric: Tirmizî, tahare; Ibn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ubeyy b. İmare'nin (kendi) ifadesine göre -(ki Ubeyy hakkında) Yahya b. Eyyub, "O hem Beyti'l-Makdis'e hem de Kabe-i Muazzama'ya karşı Resul-i Ekrem'le birlikte namaz kılmıştır.” diyor.-şöyle demiştir. "Ya Rasulallah mestler üzerine meshedeyim mi? Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Evet" buyurdu. (Ubey, ya Rasulallah) bir gün, iki gün, üç gün (müddetince) meshedebilir miyim? demiş. Rasulullah: "Evet istediğin kadar" buyurdu. Ebu Davud dedi ki: İbn Ebi Meryem el-Mısri, Yahya b. Eyyub'den O da Abdurrahman b. Rezin'den O da Muhammed b. Yezid b, Ebi Ziyad'dan O da Ubade b. Nesiy'den O da Ubeyy b. İmare'den rivayet ettiğine göre, İbn Ebi Meryem bu rivayetinde şöyle demiştir: "Ubey (üç gün meshedebilir miyim, dedikten sonra sorusuna) yediye kadar devam etti. Rasulullah (s.a.v.): "Evet (yedi gün mesh'e devam edebilirsin) ve uygun gördüğün kadar (meste devam edebilirsin)" buyurdu. Ebu Davud dedi ki: Yahya b. Eyyub'un bu senedinde ihtilaf vardır. Çünkü, Yahya güvenilir bir kimse değildir. Yine bu hadisi ibn Ebi Meryem ve Yahya b. İshak es-Süleyhi Yahya b. Eyyub'dan rivayet etmişlerdir. (Ancak Süleyhi('nin) senedinde ihtilaf edilmiştir. Diğer tahric: İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Muğire b. Şu'be'den, demiştir ki; "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) abdest aldı, çoraplarının ve ayakkabılarının üzerine mesnetti." Ebu Davud dedi ki; Abdurrahman b. Mehdi bu hadisten hiç bahsetmezdi. Çünkü, Muğire'den (gelen) ma'ruf hadis, "Muhakkak ki Nebiyyi Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) mestler üzerine mesnetti" şeklindedir. Yine Ebu Davud dedi ki: Bu hadis, aynı zamanda Nebiyyi Ekrem'den Ebu Musa el-Eş'ari tarafından;”'Rasulullah (s.a.v.) çoraplar üzerine meshetti" (şeklinde) raviler zincirinden (bazı raviler) atlanarak ve zayıf senetle rivayet edilmiştir. Ebu Davud dedi ki; Ali b. Ebi Talib, İbn Mes'ud, Bera b, A'zib, Enes b: Malik, Ebu Umame, Sehl b. Sa'd ve Amr b. Hureys dahi çorapları üzerine meshetmişlerdir. Bu husus Ömer b. el-Hattab ve İbn Abbas'tan da rivayet edilmiştir. Diğer tahric: Tinnizi, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Evs b. Ebi Evs es-Sekafi'den demiştir ki; "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) abdest aldı. Ayakkabıları ve ayakları üzerine meshetti.'' Ravi Abbad, es-Sekafi'nin, "Ben Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i bir kavmin kuyusuna, (yani su deposuna) gelip abdest alarak ayakkabıları ve ayakları üzerine meshettiğini gördüm." demiştir. Abbad; "Ben Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in bir kavmin su kuyusuna gittiğini gördüm" dediği halde; Müsedded su deposundan da su kuyusundan da söz etmedi. Sonraki "Abdest aldı, ayakkabıları ve ayakları üzerine meshetti"(ifadelerini ise) her ikisi de ittifakla zikrettiler. Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Mugire b. Şu'be'den, demiştir ki; "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) mestler üzerine meshederdi" (Bu hadisin senedinde geçen) Muhammed'den başka raviler ("mestler üzerine" ifadesi yerine) "mestlerin üst kısmına mesnetti" şeklinde rivayet etmişlerdir. Diğer tahric: Tirmizi, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.)'den, şöyle demiştir: "Eğer din (akıl) ve re’y ile olsaydı, mestin üstünü değil de altını meshetmek daha uygun olurdu, Halbuki ben Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i mestlerinin üzerine meshederken gördüm.”
- Bāb: ...
- باب ...
A'meş (bir evvelki senedde yer alan hocaları yoluyla) Hz. Ali'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ben Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'in mestlerin üst kısmına meshettiğini görünceye kadar ayakların (mestlerin) alt kısmının meshedilmesinin daha uygun olacağını zannediyordum
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed b. el-'Ala,Hafs b. Ğıyas vasıtasıyla A'meş'ten aynı senetle bu hadisi rivayet etmiştir. (Hz. Ali (r.a.) şöyle) demiştir: "Eğer din akılla olsaydı ayağın altına meshetmek üstüne meshetmekten daha uygun olurdu. Halbuki Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) ayakkabılarının üstüne meshetti." Yine aynı hadisi Veki (b. el-Cerrah) A'meş'ten aynı senetle rivayet etmiştir. (Bu rivayette de Hz. Ali); "Ben Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ayaklarının üstüne meshettiğini görünceye kadar ayakların altını meshetmenin üstünü meshetmekten daha uygun olacağını zannederdim" demiştir. Veki’ dedi ki (ayaklarda Hz. Ali'nin), kasdettiği, mestlerdir." Ve yine aynı hadisi İsa b. Yunus, Veki'nin (A'meş'ten) rivayet ettiği gibi rivayet etmiştir. Ebu's-Sevda'nın İbn Abd-i Hayr vasıtasıyla babası (Abd-i Hayr)dan rivayet ettiği aynı hadiste, (Abd-i Hayr); "Ben Ali'yi abdest alıp ayaklarının üstünü meshten sonra, eğer ben Rasulullah (s.a.v.)'in şunu yaptığını görmeseydim..." derken gördüm demiş ve bu hadisin asıl metnini zikretmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Muğire b. Şu'be'den demiştir ki: "Tebuk gazvesinde Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'in abdest suyunu döküverdim, mestin üstüne ve altına mesh verdi." Ebu Davud dedi ki: "Bana gelen haberlere göre ravt Sevr bu hadisi Reca'dan duyarak almış değildir. Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Tirmizî, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Hakem, b. Süfyan veya Süfyan b. el-Hakem'den demiştir ki: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) küçük abdestini bozduğu zaman (in akabinde) abdest alır ve eteğine su serperdi." Ebu Davud dedi ki: Süfyan es-Sevri'nin bu şekildeki isnadına başka bir toplulukta katılmıştır. Bazıları da "'Hakem, yahut İbn Hakem "dir demişlerdir. (Yani bu ravinin isminde ihtilaf etmişlerdir.) Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Tirmizi, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Sakifli bir adam, babasının şöyle dediğini bildirmiştir: "Ben Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in küçük abdest bozduktan sonra eteğine su serptiğini gördüm." Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Tirmizi, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Hakem veya ibn Hakem babasından şöyle dediğini yet etmiştir: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) küçük abdestini bozduktan sonra abdest aldı ve eteğine su serpti." Diğer tahric: Tirmizî, tahare; Nesai, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ukbe b. Amir demiştir ki: "Biz Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında iken kendi işimizi kendimiz görürdük, kendi develerimizi de sırayla güderdik. (Bir gün) deve gütme sırası bende idi. Develeri akşamleyin ağıllarına götürdüm. Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'e halka hitap ederken yetiştim. (Şunları) söylediğini işittim: "Sizden biriniz abdesti güzelce alır, sonra kalbi ve yüzüyle yönelerek iki rekat namaz kılarsa (Allah celle celaluhu o kimsenin cennete girmesine) kesinlikle hükmeder." Ben, "Oh oh ne güzel şey" dedim, önümde bulunan bir kimse de, "Ey Ukbe bundan önceki bundan daha da güzeldi." dedi. Bir de baktım ki bu Ömer (r.a.) dır. "Ey Ebu Hafs bundan öncekiler neydi?" dedim. O da ''Sen gelmeden biraz önce (Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Sizden biriniz güzelce abdest alır, abdestini aldıktan sonra da: "Ben Allah'dan başka ilah olmadığına, ortağı olmayıp tek olduğuna ve Muhammed'in Allah'ın kulu ve Rasulü olduğuna şahitlik ederim" derse, o kimseye cennetin sekiz kapısı (birden) açılır, istediğinden girer" buyurdu, diye cevap verdi. Muaviye dedi ki; bu hadisi bana (bir de) Rabia b. Yezid, Ebu İdris vasıtasıyla Ukbe b, Amir'den rivayet etmiştir. Diğer tahric: Müslim, tahare; Tirmizî, tahare; Nesai, tahare Ravi’ye Dair: Bu Hadiste geçen Ebu Osman'ın kim olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları bu kimsenin Muaviye b. Salih olduğunu bazıları da Rabia b. Yezid olduğunu söylemişlerdir. Ebu Ali el-Gassani Takyadu'l-Muhmel adlı eserinde, "doğrusu bu zat, Muaviye b. Salih'tir" demiş uzun uzadıya deliller getirerek onun Muaviye b. Salih olduğunu isbat etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ukbe b. Amir el-Cüheni (bir evvelki hadisin) benzerini Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'dan nakletmiştir. (Ancak bu rivayette Ebu Akil'in deve) gütme işini zikretmemiş "abdesti güzelce alır" sözlerinin yanına "sonra gözlerini semaya kaldırır ve (şöyle) derse" sözlerini ekleyerek (bir evvelki) Muaviye hadisi ile aynı manaya gelen (bir) hadisi rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Esed b. Amr dedi ki: "Enes b. Malik'e abdest hakkında soru sordum. (Bana şöyle) dedi: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) herbir (farz) namaz için (ayrı bir) abdest alırdı. Biz ise bir abdestle birçok namaz kılardık.” Diğer tahric: Buhari, vudu'; Müslim, tahare; Tirmizî, tahare; Nesai, tahare, İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Süleyman b. Büreyde'nin naklettiğine göre babası Büreyde şöyle demiştir: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Fetih Günü beş (vakit) namazı bir abdestle kıldı ve mestlerinin üzerine meshetti. Ömer (r.a.) kendilerine; (bu güne kadar) yapmadığın bir şeyi yaptın, deyince, (o da); "Bunu bile büe yaptım" buyurdu.” Diğer tahric: Müslim, tahare; Tirmizî, tahare; İbn Mace, tahare; Nesai, tahare, Darimi tahare; Ahmed b. Hanbel (müsned)
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik (r.a.)'den, demiştir ki: "Bir adam abdest almış, (fakat) ayağı üzerinde tırnak kadar bir yeri(kuru)bırakmış olduğu halde Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in (huzuruna) geldi. Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) de ona; "Dön, abdestini güzelce al" buyurdu." 'Ebu Davud dedi ki: Bu hadis Cerir b. Hazim’den rivayetle "Ma'ruf" değildir. Ve bu hadisi Cerir'den sadece ibn Vehb rivayet etmiştir. Ve (yine) Ma'kil b. Ubeydullah el-Cezeri, Ebu'z-Zubeyr'den Cabir (r. a.)'den o da Ömer (r. a.) vasıtasıyla Resul-i Ekrem'den (ibn Vehb rivayetinin) benzerini rivayet etmiştir. (Bu rivayete göre) Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den abdestini güzelce al." demiştir. Diğer tahric: Îbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Yunus ve Humeyd, el-Hasen vasıtasıyla Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'den önceki Katade hadisiyle aynı manaya gelen bir hadis nakletmişlerdir. Diğer tahric: İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Halid'in bir sahabi'den naklettiğine göre O sahabi şöyle demiştir: "Nebiyyi Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) ayağının üstünde dirhem miktarı su değmemiş kuru bir yer bulunduğu halde, namaz kılan bir adam gördü. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) abdestini ve namazını iade etmesini emretti
- Bāb: ...
- باب ...
Abbad b. Temim'in rivayetine göre amcası (şöyle) demiştir: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e namazda iken abdestinin bozulduğu vehmine kapılan bir kimse(nin durumu) arz edildi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ses işitmedikçe veya koku duymadıkça namaz'dan ayrılmasın" buyurdu. Diğer tahric: Buhari, vudu; buyu; Müslim, hayz; Ebu Davud tahare 67; salât; Tirmizî, tahare; Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel Müsned
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz oturağında bir hareket sezer de abdestinin bozulup bozulmadığına karar vermekte kararsız kalırsa, (yellenme sebepli) bir ses işitmedikçe veya koku duymadıkça (namazdan) çıkmasın." Diğer tahric: Müslim, bayz; Tirmizî, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Hz. Aişe (radiyallahu anha)'dan rivayet edildiğine göre: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) O'nu öptü ve abdest almadı." Ebu Davud dedi ki; Bu hadis mürseldir. (Çünkü bu Hadisi rivayet edenlerden) ibrahim Teymi Hz. Aişe (r.anha)'dan htçbirşey işitmemiştir. Ebu Davud dedi ki: Keza bu hadisi Firyabi ve başkaları da rivayet etmiştir. Ebu Davud dedi ki; İbrahim et-Teymi kırk yaşına gelmeden vefat etti. Künyesi Ebu Esma idi. Diğer tahric: Nesaî, tahare; Tirmiri, tahare; İbn Mace, tahare, Ahmed b, Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan, demiştir ki: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hanımlarından birini öptü ve sonra abdest almadan namaza çıktı." Urve diyor (ki) Aişe'(r.anha)'ya "O (eşi) senden başkası değildir”dedim. (O da) güldü. Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi aynı zamanda Zaide ve Abdülhamid el-Himmani, Süleyman el-A'meş'ten rivayet etmişlerdir. Diğer tahric: Nesai, tahare; Tirmizi, tahare. İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
(Yine) Urvetu'l-Müzeni Aişe (r.anha)'dan yukarıdaki (179 nolu) hadisi rivayet, etmiştir. Ebu Davud dedi ki; Yahya, b. Said el-Kattan bir adama "Şu iki hadisin yani el-A 'meş'in Habib'den rivayet ettiği (öpmekten dolayı abdestin bozulmayacağına dair olan) hadisle (yine) aynı senetle (rivayet ettiği) Özür sahibi bir kadın'ın her namaz için abdest alacağına dair olan hadisin zayıf olduğunu söylediğini benden insanlara anlat” dedi. Ebu Davud dedi ki: (Bize ulaşan habere göre) es-Sevri; "Habib, bize yalnızca Urvetı-Müzeni'den (haber) naklet" demiştir.(Sevri bu sözüyle) Habib'in Urve b. ez-Zübeyr'den kendilerine hiç bir haber nakletmediğini söylemek istiyor. Ebu Davud dedi ki: Oysa Hamza ez-Zeyyat Habib 'den O da Urve b. Zübeyr'den o da Aişe (radiyallahu anha)’den sahih olarak hadis nakletmiştir. Diğer tahric: Nesaî, tahare; Tirmizî, tahare; İbn Mace. tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ebi Bekir, Urve'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Mervan, b. el-Hakem'in huzurunda abdesti bozan şeyleri müzakere etmekte idik. Mervan; "Tenasül uzvuna dokunmaktan da (bozulur)" dedi. Urve; Ben bunu bilmiyorum, dedi. Mervan; Büsra bint Safvan bana,RasuluIIah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in "Zekerine (Tenasul organına) dokunan kimse abdest alsın buyurduğunu haber verdi." dedi. Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Tirmizî, tahare; Nesai, tahare, ğusül; Darimi, vudu; Muvatta, tahare ; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Kays b. Talk babası, Talk'ın şöyle dediğini haber verdi:"Biz (bir heyet olarak) Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in huzuruna girmiştik ki, Bedevi olduğu sanılan bir adam geldi ve: "Ya Rasulallah abdest aldıktan sonra edep yerine dokunan kimse hakkında ne dersin (abdesti bozulur mu)?”' dedi. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) “O, ondan bir çiğnem (veya bir parça) et değil midir? (abdesti bozulmaz)" buyurdu. Ebu Davud dedi ki: Bunu, Hişam ibn Hassan, Süfyan es-Sevri, Şu'be, ibn Uyeyne ve Cerir er-Razi, Muhammed b. Cabir vasıtasıyla Kays b. Talk'tan rivayet etti. Diğer tahric edenler: Tirmizî tahâre; Nesaî, tahâre
- Bāb: ...
- باب ...
Müsedded, Muhammed b. Cabir'den aynı senet ve mana ile fakat "namazda (zekerine dokunursa)'' ilavesi ile hadisi rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bera' b. A'zib (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e “Deve etlerin (i yemek)den dolayı abdestin bozulup bozulmadığı" soruldu. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem); "Deve eti yemeden dolayı abdest alınız" buyurdu. "Koyun etinden dolayı bozulup bozulmadığı" soruldu. "Bundan dolayı abdest almayınız" buyurdu. "Deve yataklarında namaz kılınıp kilınmayacağı" soruldu. "Oralarda namaz kılmayınız, çünkü develer şeytan (tabiatlı hayvan) lardandır." dedi. "Koyun ağıllarında namazın hükmü" soruldu. "Oralarda namaz kılınız çünkü onlar berekettir." buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Sa'id (el-Hudri)'den, demiştir ki; Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün, koyun derisi yüzen bir çocuğa rastladı; "Biraz kenara çekil, sana göstereyim" buyurdu. Sonra elini kottuk altına kadar görünmeyecek şekilde deri ile et arasına soktu. Sonra da gitti ve abdest almadan cemaate namazı kıldırdı. Ebu Davud der ki: Amr, rivayetinde; "abdest almadı" sözünün tefsiri olarak "Yani elinl suya sürmedi" ibaresini ziyade etmiştir. Amr, rivayetin Hilal b. Meymun er-Remli'den: "Bize haber verdi" anlamına gelen "ahberana" ile değil de an, an (...den, dan) sözleriyle nakletmiştir. Abdu'l-Vahid b. Ziyad ve Ebu Muaviye Hilal'den o da Ata tarikiyla, Rasulullah'tan Ebu Said'i anmadan (mürset olarak) rivayet etmiştir[175] Diğer tahric: İbn Mace, Zebaih
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir b. Abdillah'ın rivayetine göre: Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) aliye'nin birinden gelirken etrafında sahabiler olduğu halde çarşıya uğradı ve küçük kulaklı ölü bir oğlağa rastladı. Onu eline alıp kulağını tuttu ve (etrafındakilere): "Hanginiz bu oğlağın, kendisinin olmasını ister?" tnıyurdu. ve (Cabir b. Abdillah), hadisin tamamını zikretti. Diğer tahric: Müslim, Zühd; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a) demiştir ki: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir koyunun (pişmiş olan) küreğini(n etini) yedi. Sonra abdest almadan namaz kıldı." Diğer tahric: Buhari, vudu’; Müslim, hayz; Muvatta, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Muğire b. Şu'be (r.a)'den, şöyle demiştir: "Bir gece Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e misafir oldum. Resulullah, biraz et emretti ve (et) pişirildi. Efendimiz, bıçağı aldı ve benim için et'ten kesmeye başladı. Tam o sırada Bilal cıkageldi ve Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e namaz (vaktinin geldiğini) haber verdi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bıçağı bıraktı Bilal'e: "Ne oluyor ona? Allah hayrını versin" dedi ve (abdest yenilemeden) namaz kılmak üzere kalktı. (Ebu Davud'un hocalarından olan) Enbari, Muğire'nin: "Bıyığım uzamıştı, Resulullah, (altına) misvak koyarak onları kısalttı veya; "Bıyığını misvak üzerine (koyarak) kısaltayım buyurdu" dediğini de ilave etmiştir. Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.) şöyle demiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir (koyun) bud(u eti) yedi, altındaki sergiye elini sildi. Sonra kalkıp namazını kıldı." Diğer tahric: İbn Mace tahâre
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a) demiştir ki; "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir (koyun) bud(un)dan ısırdı. Sonra abdest almadan namaz kıldı." Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel Müsned
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed b. Münkedir dedi ki; Cabir b. Abdillah'ı şöyle derken dinledim; "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ekmek ve et ikram ettim. (Onlardan) yedi. Sonra abdest suyu istedi, abdestini aldı ve öğlen namazını kıldı. Sonra yemeğinin artığını isteyip yedi, (bu sefer) abdest almadan, kalkıp namaz kıldı." Diğer tahric: Tirmizî, tahare; Darimi, tahare; Muvatta tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir (r.a.) şöyle demiştir; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in iki işinden sonuncusu, ateşin değiştirdiği (pişirdiği) şeyden dolayı abdest almamasıdır. Ebu Davud dedi ki: Bu bir önceki hadisin kısaltılarak yapılmış rivayetidir. Diğer tahric: Buharî, et'ime; Müslim, hayz; Tirmizî, tahare; Nesai, tahare; ibn Mace, tahare; Muvatta, tahare; Ahmed b. Hanbel Not: Bu kaynaklardaki hadîsler aynı konuda olmakla beraber, rivayetler farklıdır
- Bāb: ...
- باب ...
Ubeyd ibn Sumame el-Müradi'den, demiştir ki; Resulul-lah (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabından Abdullah b. Haris b. Cez' ez-Zübeydi Mısır'a bizim yanımıza geldi. Onu,, Mısır Mescidi'nde (şunları) söylerken dinledim: Ben, bir evde Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'le birlikte altı kişinin altıncısı veya yedi kişinin yedincisi olarak bulunuyordum. Bilal geldi ve Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e namazı haber verdi. Biz de çıktık ve tenceresi ateşte olan bir adam'a uğradık. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) o zat'a: "Tenceren pişti mi?" diye sordu. Adam; Anam babam sana feda olsun, evet (pişti) ya Resulallah dedi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) tencereden bir parça et aldı. Namaza tekbir alıp başlayıncaya kadar çiğnemeye devam etti. Ben de ona bakıyordum
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) demiştir ki; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ateşin pişirdiği her şey(i yemek)den (dolayı) abdest gerekir." Diğer tahric: Nesai, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Süfyan b. Sa'id b. Muğire haher verdi ki: Kendisi Ümmü Habibe'nin yanına girmiş o da Ebu Süfyan'a (içmesi için) bir tas sevik ikram etmiş, Ebu Süfyan (Sevik'i içtikten sonra) su isteyip ağzını çalkalamış. Bunun üzerine Ümmü Habibe, şöyle demiş; Yeğenim (ey kız kardeşimin oğlu) abdest almayacak mısın? Çünkü Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem); "Ateşin değiştirdiği veya ateşin dokunduğu şeyden dolayı abdest alınız" buyurdu. Ebu Davud, Zühri hadisinde ("Kızkardeşimin oğlu" yerine) "oğlan kardeşimin oğlu dedi" demektedir. Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel Müsned
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Abbas (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) süt içmiş, su isteyerek ağzını çalkalamış, sonra da; "Muhakkak bunun yağı vardır" buyurmuştur. Diğer tahric: Buhari, vudu', eşribe; Müslim, hayz; Tirmizî, tahare; Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik (r.a.) demiştir ki; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) süt içti, ağzını çalkalamadan ve abdest almadan namaz kıldı. Ravi Zeyd dedi ki; "Bu şeyhi (Mutib. Raşid'i) bana Şu'be (b. Haccac) tanıttı.”
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir (r.a.)'den şöyle demiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile beraber Zatu'r-rika' Gazvesi'ne çıkmıştık. Müslümanlardan biri, müşriklerden birinin karısını öldürdü (veya esir etti). Müşrik; Muhammed ashabından birinin kanını dökmedikçe peşlerini bırakmayacağına yemin etti. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in izine düştü. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir yerde konaklamıştı. Bize; "Bizi kim korur?" diye sordu. Ensar ve Muhacirinden birer kişi; "Biz!" diyerek ileri atılıp görevi kabuİ ettiler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara; "Dağ yolunun geçidinde durunuz" buyurdu. Bu iki kişi dağ yolunun ağzına vardıklarında muhacir olanı uzandı, Ensar'dan olanı da kalkıp namaza durdu. Müşrik geldi, namaz kılan Ensari'nin karaltısını görünce, onun ordunun nöbetçisi olduğunu anladı ve okunu fırlattı ve sanki bedenine (eli ile koymuş gibi) isabet ettirdi. (Ensari) oku bedeninden çıkardı (namazına devam etti). Müşrik bu şekilde Üç kerre ok attı. (Ensari ise üçünü de çıkardı), sonra namazına devamla rüku ve secdesini yaptı. Sonra arkadaşı uyandı. Müşrik, bekçilerin kendisini fark edip yerini bildiklerini anlayınca kaçtı. Muhacir olan (sahabi) Ensar üzerinde kan'ı görünce hayretle "Sübhanellah! İlk ok attığında beni uyandırsaydın ya" dedi. Ensari; "Ben bir Sure okuyordum, onu (yarıda) kesmek istemedim" dedi. (Beyhaki'yegöre sure Kehf Suresidir)
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Bir gece, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yatsı namazından meşgul edilip (namazı) geciktirdi? O kadar ki, biz mescidde uyuduk. Sonra uyandık, tekrar uyuduk, uyandık tekrar uyuduk. Nihayet Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bizim yanımıza (mescide) geldi ve "Sizden başka namazı bekleyen kimse yoktur" buyurdu. Diğer tahric: Buhari, mevakit; Müslim.mesacid; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a.) şöyle haber vermiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ashabı, yatsı namazını beklerlerdi. Hatta başları öne eğilir, daha sonra namaz kılarlar abdest almazlardı." Ebu Davud der ki; Şu'be Katade'den naklen "Biz Resulullah (s.a.v.) zamanında, (yatsı namazını beklerken) başımız öne düşerdi” ibaresini ilave etmiştir. Bu hadisi ibn Ebi Arube de Katade'den değişik lafızlarla rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik (r.a) şöyle demiştir: Yatsı namazına kamet getirilmişti ki bir adam kalkıp, "Ey Allah'ın Resulü, benim bir ihtiyacım var" dedi. Bunun üzerine Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) onunla gizlice konuşmaya gitti. O kadar ki, cemaat veya cemaat'ten bazıları uyukladı. (Oturarak uyudu). Sonra (Resulullah) onlara namazı kıldırdı." Ravi (Sabit el-Bunani) abdest alıp-almamalarından söz etmedi. Diğer tahric: Buhari, Ezan; Müslim Tahare ve Namaz
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a) demiştir ki; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) secde ediyor, uyuyor, horluyor sonra kalkıp abdest almadan namaz kılıyordu. Kendisine; "Uyuduğun halde abdest almadan namaz kıldın" dedim. O: "Abdest sadece uzanarak uyuyana lazımdır" buyurdu, Osman ve Hennad, (rivayetlerinde): "Çünkü (insan) uzanarak uyuduğu zaman mafsalları gevşer” ibaresini ilave ettiler. Ebu Davud dedi ki;'Abdest yanı üzerine uzanana lazımdır." Sözü münker bir hadisdir. (Çünkü) onu Katade'den; Yezid ed-Dalani'den başkası rivayet etmemiştir. Hadisin baş tarafını ibn Abbas'tan bir cemaat rivayet etmiş, bu hususta hiçbir şey zikretmemişlerdir. İbn Abbas (veya Ikrime: "Resulullah (secdede iken kendisinden abdest bozacak bir şey çıkmasından) korunmuştur" dedi. Aişe radiyallahu anha da Resulullah'ın, "Benim gözlerim uyur kalbim uyumaz"buyurduğunu nakletti. Şube şöyle demiştir: "Katade Ebu'l-Aliye'den dört hadis işitmiştir. Bunlar; 1- Yunus b. Metta hadisi, 2- Namaz hakkında ibn Ömer hadisi, 3- Kadılar üçtür hadisi, 4- ibnAbbas'ın; "Kendilerine güvenilir kişiler bana bu hadisi nakletti. Onlardan biri ve en güvenilir olanı Hz. Ömer'dir" diye başlayan hadisidir. Ebu Davud devamla şöyle der; Yezid ed-Dalani'nin hadisini Ahmed b. Hanbel'e sordum. Yezid'in hadisini (rivayetini bana) yakıştırmayarak beni azarladı ve "Yezid ed-Dalani'ye ne oluyor? (Kendisini de başkalarını da) Katade'nin ashabı arasına sokuyor?" deyip, onun hadisini önemsemedi. Diğer tahric: Tirmizi, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Hz. Ali (r.a.) Rasülullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivayet etmiştir; "Dübürün bağı gözlerdir. Kim uyursa abdest alsın." Diğer tahric: İbn Mace tahare; Darimi, vudu'; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah (b. Mes'ud) (r.a.) şöyle demiştir:"Biz (Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'le beraber olur) pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) saçın ve elbisenin yere değmesine de mani olmazdık." Ebu Davud şöyle demiştir; İbrahim b. Ebi Muaviye hadisinde, "A'rneş'ten o da Şakik'den o da Mesruk'tan (vasıtalı olarak)" veya, "Şakik el-A'meş'den (aralarında vasıta olmadan) Mesruk'tan Abdullah (b. Mes'ud) şöyle dedi... diye haber verdi." dedi. Hennad'da; "(Mesruk'tan veya A'meş, Ebu Muaviye'ye) Şakik'den haber verdi ki Abdlulah (b. Mes'ud) şöyle demiştir..." dedi. Diğer tahric: Tirmizî, tahare; İbn Mace İkame
- Bāb: ...
- باب ...
Ali bin Talk (r.a.) Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Sizden biri namazda iken sessizce yellenirse (namazdan) ayrılıp abdest alsın ve namazı iade etsin." Diğer tahric: Ebu Davud salat 187; Tirmizi
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.) şöyle demiştir: "Ben mezisi çok gelen biriydim.(meniye kıyas ederek) yıkanmaya başladım. Öyle ki sırtım çatladı. Bunun üzerine durumu Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) anlattım. Veya: anlatıldı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem); "Böyle yapma, meziyi gördüğünde, tenasül organını yıka ve namaz için abdest aldığın gibi abdest al. Meni çıkdığında ise, yıkan" buyurdu. Diğer tahric: Nesai, tahare; Ahmed b. Hanbel Müsned
- Bāb: ...
- باب ...
Mikdad b. Esved (r.a.)'den, demiştir ki; Ali b. Ebi Talib (r.a.); "Benim nikahımda kızı var, onun için kendim sormaktan utanıyorum" (diyerek) Mikdad'a (ravinin kendisine) karısına yaklaşıp (oynaşıp) ta mezi gelen kimseye ne gerektiğini Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den soruvermesini istedi. Mikdad şöyle devam etti: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e bunu sordum; "Sizlerden biri bu durumla karşılaşırsa tenasül organını yıkasın ve namaz için abdest aldığı gibi abdest alsın" dedi."[ Diğer tahric: Nesai, tahare, İbn Mace, tahare; Muvatta, tahare; Ahmed b. Hanbel]
- Bāb: ...
- باب ...
Urve'den, rivayet edilmiştir.Urve; "Ali b. Ebi Talib Mikdad'a şöyle dedi;' diyerek (bir önceki) Süleyman b. Yesar'ın rivayetindekilerin benzerini zikretti. Sonra Urve dedi ki; Mikdad, Rasülullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e sordu, (sallallahu aleyhi ve sellem) da; "Zekerini ve hayalarını yıkasın." Buyurdu. Ebu Davud dedi ki; Bu hadisi Sevri ve bir cemaat, Hişam babası Mikdad ve Hz. Ali senediyle Resulullah (s.a.v.)'den rivayet etmiştir. Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Urve, Ali b. Ebi Talib (r.a.)'in "Mikdad'a dedimki..." diye başlayan hadisini yukarıda (208) geçtiği şekilde nakletti. Ebu Davud dedi ki; Bu hadisi, Mufaddal b. Fedale, Sevri ve İbn Uyeyne Hişam’dan, Hişam babasından, o da Ali b. Ebi Talib'den rivayet etti. Ayrıca, ibn İshak da Hişam b. Urve'den, Hişam babasından, o Mikdad'dan, Mikdad da Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den rivayet etmiş fakat "Hayalarını" sözünü zikretmemiştir. Not: Bu hadîsin açıklaması evvelki hadîslerde geçmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Sehl b. Huneyf (r.a)'den, şöyle demiştir: Mezi'den dolayı zorluk çekmekte ve sık sık yıkanmaktaydım. Dururumu Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e arzettim. "Meziden dolayı sadece abdest alman kafidir" buyurdu. Bunun üzerine: "Ya Resulullah, elbiseme bulaşan mezi ne olacak?" dedim. "Bir avuç su alıp, bu suyu elbisenden mczi'nin bulaştığını gördüğün yere serpmen (yıkaman) kafidir" buyurdu. Diğer tahric: Tirmizî, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Sa'd el-Ensari şöyle demiştir; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e, guslü icap ettiren şeylerden ve sudan sonra gelen su'dan sordum da,o da;"(Sudan sonra gelen su için) o mezidir ve her erkek mezi çıkarır. Bundan dolayı fercini ve hayalarını yıkarsın, namaz için aldığın abdest gibi abdest alırsın" buyurdu. Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel Müsned
- Bāb: ...
- باب ...
Haram b. Hakim, amcası (Abdullah b. Sa'd)dan rivayet etti ki; Abdullah, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e, "Hayızlı iken karımdan bana neler helal olur?" diye sordu. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem); "Sana, peştemalin üstü helaldir" buyurdu. (Hadisin ravisi Harun b. Muhammed veya Heysem b. Humeyd) hayızlı ile yemek yenebileceğini ekledi ve bu hadisi zikretti. Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel Müsned
- Bāb: ...
- باب ...
Muaz b. Cebel (r.a.)'den, şöyle demiştir; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e; "Karısı hayızlı iken, erkeğin ondan faydalanması helal olan yerini" sordum; "Peştamalın üstüdür, ama ondan da sakınmak efdaldir'* buyurdu. Ebu Davud; "Bu hadis kuvvetli değildir" demiştir. Bu Hadisi, Kütüb-i Sitte arasında sadece Ebu Davud rivayet etmiştir. Not: Bu mevzu ile ilgili geniş bilgi, 103. Bab 258. hadiste verilecektir. İnşaallah
- Bāb: ...
- باب ...
Ubeyy b. Ka'b (radiyallahu anh) şöyle haber vermiştir; "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) İslam'ın ilk yıllarında elbisenin azlığından dolayı inzalsiz cima neticesinde insanlara yıkanmamayı bir ruhsat kıldı. Daha sonra ise guslü emretti. Ruhastı kaldırdı." Ebu Davud şöyle der; Ubeyy, bununla; "Sudan dolayı suyu" kasdetmiştir. (Bu da meninin gelmesinden dolayı guslün gerektiğini ifade etmektedir.) Diğer tahric: ibn Mace tahare, Tirmizî, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Sehl b.Sa'd (r.a.) Ubeyy b. Ka'b (r.a.)'ın kendisine şöyle dediğini haber verdi: "Suyun sudan (guslün meni'den) olduğuna dair sahabilerin verdiği fetva, İslam'ın ilk günlerinde Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in tanıdığı bir ruhsat idi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), sonraları (meni gelmese bile temastan dolayı) yıkanmayı emretti." Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel Not: Bu Hadis de bir evvelki hadisin hemen hemen aynısıdır. Ancak, bu Hadis de evvelkinden farklı olarak, ruhsat'ın niçin verildiği tayin edilmemiş, fazla olarak da Ashab-ı Kiram'dan bazılarının o ruhsat'a uygun olarak fetva verdikleri kaydedilmiştir. Meni gelmediği takdirde guslün icap etmediğine dair fetva veren sahabilerin isimleri önceki hadiste belirtilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah (sallallahu aşeyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir; "Erkek, kadının dört dalı (kolları ve bacakları) arasına oturur, (erkek) sünnet mahallini, (kadının) sünnet mahalline bitiştirirse (inzal vuku bulsun, bulmasın) gusül vacip olur." Diğer tahric: Buhari Gusl, Müslim, hayz; Tirmizî, Tahare; Nesai, tahare; îbn Mace, tahare; Darimî, Vudu; Muvatta, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Said el-Hudri'den Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir; "Su (yıkanma) su'dan (meni'den) dir." Ebu Seleme de böyle yapardı. Diğer tahric: Müslim, hayz; Tirmizî, tahare; Nesai, tahare; ibn Mace, tahare; Dârimî, vudu; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik (r.a.)'dan rivayet edilmiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün (bütün) hanımlarıyla (cinsi) temasta bulundu ve (en sonunda) bir kere gusül abdesti aldı." Ebu Davud dedi ki; Bunu, Hişam b. Zeyd, Enes'den; Ma'mer de Katade vasıtası ile Enes'ten; Salih b. Ebi'l-Ahdar Zühri'den, hepside Enes tarikiyle Resulullah (s.a.v.)'den (böylece) rivayet ettiler. Diğer tahric: Buharî, Nikah; Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Darîmî, Vudu'; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Rafi (r.a)'den, demiştir ki; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün her birinin yanında (ayrı ayrı) yıkanmak suretiyle, (bütün) hanımları dolaştı. Ebu Rafi şöyle dedi; "Ya Resulullah, hepsi için bir kerre gusül etsen olmaz mıydı?" dedim. "Bu, (sevap yönünden) daha iyi (kalbin tatmini için) daha güzel, (beden için) daha temizdir" buyurdu. Ebu Davud: "Enes'in (Önceki) Hadisi bundan daha sahihtir" demiştir. Diğer tahric: İbn Mace, Tahare 102; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Sa'id el-Hudri (r.a.) Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir; "Sizden biri hanımına yaklaştığında, tekrar etmeyi isterse ikisi arasında (sadece) abdest alsın." Diğer tahric: Müslim, hayz; Tirmizî, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer (radiyallahu anh) şöyle dedi; Ömer b. el-Hattab,geceleyin cünup olduğunu Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e anlattı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona; "Abdest al, zekerini yıka sonra uyu" buyurdu. Diğer tahric: Buhari, gusül; Müslim, hayz; Nesaî, tahare; Muvattâ, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha), şöyle demiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) cünup iken uyumak istediğinde namaz için abdest aldığı gibi abdest alırdı." Diğer tahric: Buhari, gusl; Müslim, hayz; Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Muvatta', tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Yunus; Zühri'den, önceki hadisi aynı senet ve mana ile rivayet etmiş ve; "Cünup iken (bir şey) yemek istediğinde ellerini yıkardı.” ibaresini ilave etmiştir. Ebu Davud şunları söylemiştir: "Bu hadisi ibn Vehb, Yunus'dan rivayet edip, yemek hadisesini Hz. Aişe'nin sözü olarak göstermiştir. "Salih b. Ebi'l-Ahdar da Zühri'den ibn Mübarek'in dediği gibi rivayet etmiş; fakat,o (Zühri)"Urve veya Ebu Seleme'den..." diye rivayet etmiştir. "Evzai ise Yunus'tan o da Zühri vasıtasıyla ibn Mübarek'in dediği gibi Resulullah (s.a.v.)'den rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'den, cünüblük halini kasdederek şöyle demiştir; "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) (bir şey) yemek veya uyumak istediği zaman abdest alırdı." Diğer tahric: Buhari, gusl; Müslim, hayz; Nesai, tahare; İbn Mace, tahare; Muvatta', tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ammar b. Yasir (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), cünup olan kişiye (birşey) yiyeceği, içeceği veya uyuyacağı zaman abdest almasına ruhsat verdi.” Ebu Davüd şöyle demiştir; "Bu hadisin senedinde, Yahya b. Ya'mur ile Ammar b. Yasir arasında zikredilmeyen bir ravi vardır.” Ali b. Ebi Talib, ibn Ömer ve Abdullah b. Amr; "Cünup olan kişi yemek istediği zaman abdest alır" demişlerdir. Diğer tahric: Tirmizî, cum'a
- Bāb: ...
- باب ...
Ğudayf b. Haris (r.a.) şöyle demiştir: "Aişe (r.anha)'ya: Ne dersin? Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) cünuplükten dolayı, gecenin başında mı, yoksa sonunda mı yıkanırdı? dedim. Bazan başında bazan da sonunda ğuslederdi, dedi. Allahu Ekber... Genişlik veren Allah'a hamd olsun, dedim. (Peki) Vitr'i gecenin başında mı yoksa sonunda mı kılardı? Bana haber ver, dedim. Bazan başında bazan da sonunda kılardı dedi. Allahu Ekber... Kolaylık ihsan eden Allah'a hamd olsun, dedim. (Gece) namazında, açıktan mı yoksa sessiz mi okurdu? diye sordum. Bazan açıktan bazan da sessiz okurdu, dedi. Allahu Ekber... Kolaylık ihsan eden Allah'a hamd olsun,dedim
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.) Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir; 'İçinde, resim, köpek ve cünüp bulunan eve melekler girmez” Diğer tahric: Bu hadisi Ebu Davud yine, libas’ta; Nesai, tahare ve sayd’da; Darimi istizan; Ahmed b. Hanbel hazretleri de Müsnedinde tahric ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.a.) şöyle demiştir; "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) cünup olduğu halde, suya dokunmadan uyurdu." Ebu Davud dedi ki; Hasen b. Ali el-Vasıti bize haber verdi ve dedi ki; "Yezid b. Harun'un Bu hadis (Ebu İshak hadisini kastederek) yanılmadır, dediğini duydum." Diğer tahric: Tirmizî, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Seleme'den, demiştir ki; Biri bizden, diğerinin de Beni Esed'den olduğunu zannettiğim iki kişi ile birlikte Ali (r.a.)'ın huzuruna girdim. Ali (r.a.) onları (amil olarak veya bir başka görevle) bir tarafa gönderdi ve şöyle dedi: "Siz, ikiniz de güçlü kuvvetlisiniz. Dininiz için çalışınız (veya dininizi koruyunuz)." Sonra kalkıp helaya girdi. Heladan çıktı su istedi, bir avucuna alıp onunla (ellerini) yıkadı. Sonra Kur'an okumaya başladı. (Oradakiler) bunu garipsediler. Bunun üzerine Hz. Ali şöyle dedi: "Muhakkak, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem); hela'dan çıkar, bize Kur'an-ı Kerim okutur ve bizimle beraber et yerdi. Cünuplükten başka hiç bir şey onu Kur'an (okumak)dan ahkoymazdı." Diğer tahric: Nesaî, tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Huzeyfe (b. el-Yeman r.a.) den rivayet edildi ki; "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kendisi ile karşılaştı ve elini uzattı. Huzeyfe de; Ben cünubum, dedi. Buna karşılık Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem); "Müslüman necis olmaz" dedi. Diğer tahric: Buharî, ğusl, Cenaiz; Müslim, Hayz; Tirmizî, tahare: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare : Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.), şöyle demiştir; "Medine yollarından birinde, ben cünup iken Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana rastladı. (Ondan) gizlendim, gidip yıkandım ve (geri) geldim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Nerede kaldın? Va Eba Hureyre? dedi. Ben; Cünup idim, temizlenmeden seninle beraber oturmayı doğru bulmadım, dedim. Sübbanellah. Müslüman necis olmaz, buyurdu." (Ebû Dâvûd dedi ki:) Bişr kendi rivayetinde hadîsi haddesena Humeyd ve Bekr haddeseni şeklinde tahdisen aldığını ifade etti. Diğer tahric: Buharî, ğusl; Tirmizî, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği rivayet edilmiştir; Ashab-i Kiramın evlerinin kapıları Mescide açılmış bir halde iken, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) (Mescide) gelip; "Şu evlerin yönlerini (kapılarını) mescidden çeviriniz" buyurdu ve(hucre-i saadetine) girdi. Ashab, kendileri hakkında bir ruhsat inmesini umarak bir şey yapmadılar (evlerin kapılarını çevirmediler.) Bir müddet sonra Resulullah aleyhisselam onlar (ın yanına) tekrar çıktı ve; "Şu evlerin (kapılarını) çeviriniz. Çünkü ben, mescidi hayız ve cüntıp (olan)lara helal görmüyorum" buyurdu. Ebu Davud dedi ki; ıı(Seneddeki) O (Eflet b. Halife), Füleyt el-Amiri'dir.”
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Berke (r.a.) den rivayet edildiğine göre; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sabah namazına başlamıştı ki, eliyle (cemaate) "Yerinizden ayrılmayın" diye işaret etti (ve evine gitti, biraz) sonra başından sular damlaya damlaya gelip cemaate namaz kıldırdı." Diğer tahric: Buhari, vudu'; gusl, mevakît, ezan, temennî; Müslim, hayz, mesacıd; Nesai, mevakît ; Îbn Mace, tahare, İkame; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Hammad b. Seleme önceki hadisi aynı senetle ve aynı manada rivayet etmiş, (fakat) başında (Resulullah s.a.v.) "tekbir aldı" sonunda da namazı bitirince, "ben ancak bir beşerim, cünup idim (yıkanmayı unuttum) dedi” ifadelerini ilave etmiştir. Ebu Davud, şunları söyledi: Bu hadisi Zühri, Ebu Seleme b. Abdurrahman'dan, o da Ebu Hureyre'den (şöylece) rivayet etmiştir: (Ebu Hureyre) dedi ki: Namaz kıldığı yerde durunca, biz tekbir almasını bekledik. O, ayrıldı sonra "Olduğunuz halde kaiınız” buyurdu. Bu hadisi Eyyüb ibn Avn ve Hişam, Muhammed kanalıyla (mürsel olarak) Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den şöyle rivayet etmiştir: "(Resulullah)Tekbir aldı, sonra cemaate eliyle oturmalarını işaret edip gitti ve gusletti." Bunu aynı şekilde Malik, İsmail b. Ebi Hakim'den o da Ata'dan rivayet etmiştir.'Ata (rivayetinde) "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) namazında tekbir aldı”demiştir. Ebu Davud dedi ki: Bunu aynı şekilde Müslim b. İbrahim, Eban’dan; O, Yahya'dan; Yahya, Rabi b. Muhammed'den o da Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'dem nakletti ve "tekbir aldı" dedi. Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel Müsned
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den şöyle demiştir: Namaz'a kamet edildi ve cemaat saflardaki yerini aldı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) (odasından) çıktı. (Mihrabtaki) yerine durduğunda gusletmediğini hatırlayıp, cemaate (eli ile işaret ederek veya sözle) "Yerinizden ayrılmayın" buyurdu ve evine gitti. (Biraz sonra) biz saflarda (durur) iken, yıkanmış olarak başından sular damlar bir vaziyette aramıza geldi. (Hadisin zikredilen) bu kısmı, ibn Harb'in lafzıdır. Ayyaş ise, rivayetinde: "Biz onu yıkanmış olduğu halde yanımıza gelinceye kadar ayakta beklemeye devam ettik." sözüne yer vermiştir. Diğer tahric: Buhari, vudu'; gusl, mevakît, ezan, temennî; Müslim, hayz, mesacid; Nesai, mevakit; Îbn Mace, tahare, İkame; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan şöyle demiştir: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ihtilam olduğunu hatırlamadığı haide (çamaşırında) ıslaklık bulan adam (ın durumu) soruldu. Efendimiz: "Gusleder (gusletsin)" buyurdular. İhtilam olduğunu gören, fakat ıslaklık bulmayan kişi (nin durumu) soruldu: "Ona gusl gerekmez" buyurdu. Ümmü Süleym "bunu gören kadına da gusül icab eder mi?" diye sordu. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Evet. Çünkü kadınlar erkeklerin benzeridirler." buyurdu. Diğer tahric: Tirmizi, tahare; Darimi, vudu'; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan, demiştir ki; Enes b. Malik'in annesi Ümmü Süleym el-Ensariye (Nebi s.a.v.'e gelerek): Ya Resulallah, muhakkak Allah gerçeğin sorulması konusunda utanmayı emretmez. Kadın uykusunda erkeğin gördüğünü görürse, gusleder mi, etmez mi? bana bildirir misin? Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Evet suya (meniye) rastlarsa yıkansın" buyurdu. Ben Ümmü Süleym'e dönüp, "Öff!.. hiç kadın bunu görür mü?" dedim. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana döndü ve: "Allah hayrını versin ya Aişe (çocuğu ona) neden benziyor ya?" buyurdu. Ebu Davud şöyle demiştir: (Bu hadisi) Zübeydi, Ukayl, Yunus ve Zühri'nin kardeşinin oğlu (İbrahim), Zühri'den; (ayrıca) ibn Ebi'l-Vezir, Malik'ten, Malik de Zühri'den, Yunus'un ibn Şihab'tan rivayet ettiği gibi rivayet ettikleri Müsafi' el-Hacebide Zühri'ye muvafakat edip Urve'den, o da Aişe'den... demiştir. Hişam b. Urve ise, Urve'den, Urve, Zeyneb bint Ebi Seleme'den o da Ümmü Seleme'den, "Ümmü Süleym Resulüllah sallellahu aleyhi ve sellem'e geldi... (Hadisin metni) şeklinde rivayet etmiştir. Diğer tahric: Buhari, ğusl; Müslim, hayz; Nesai, tahare ibn Mace, tahare; Tirmizî, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r. anha) şöyle demiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), cünuplükten dolayı ferak bir kaptan guslederdi." Ebu Davud şu rivayetleri de kaydetti: Bu hadis(in rivayetin)de, Ma'rner Zühri'den naklen şöyle dedi: Aişe dedi ki "ben ve Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’ içinde ferak miktarı su olan bir kaptan guslederdik." ibn Uyeyne Malik hadisinin benzerini rivayet etti Ebu Davüd dedi ki; Ahmed b. Hanbel; "Ferak on altı rotldır" derken işittim. Yine onu "İbn Ebi Zi'b'in Sa'ı rıtldır" derken dinledim ve bazılarının "bir sa', sekiz rıtıldır" dediklerini söyledim. "Bu mahfuz değildir" dedi. (Bir seferinde de) Ahmed'i şöyle derken duydum: "Kim fıtır sadakasını bizim şu nalımızla ( rıtıl) verirse sadakasını tam çiarak vermiştir. "Kendisine (itiraz olarak) "Sayhanı ağırdır" denildi. İmam, (cevaben önce); "Sayhanı en güzeldir, (dedi, biraz düşündükten sonra da) "bilmiyorum" dedi. Diğer tahric: (bakınız) Buhari, ğusl; Müslîm, hayz; Nesai, tahare; Ğusl; Dârimî, vudu'; Muvattâ', tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Cübeyr b. Mut'im'den rivayet edildi ki: Sahabe-i Kiram (r.a,) Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında cünüplükten dolayı yıkanmaktan bahsettiler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) her iki eli ile de göstererek "Bakın ben başıma üç defa (üç avuç) dökerim" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'den şöyle demiştir: "ResuluIIah (sallallahu aleyhi ve sellem) cünuplükten dolayı yıkanmak istediği zaman süt kabına benzer bir kap isterdi. iki avucu ile su alır ve önce başının sağ tarafım, sonra da sol tarafını yıkardı. Daha sonra iki eline tekrar su alır ve başının tamamına dökerdi." Tahric: bk. Buhârî, gusl; savm, buyu; Müslim, hayz; mesâcîd; sıyâm; buyu'; Nesâî, gusl; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Teymullah b. Sa'lebe'nin oğullarından biri olan Cumey b. Umeyr'den, demiştir ki; "Annem ve teyzem ile birlikte Aişe (r.anha)'nın yanına gitmiştik. Onlardan birisi Aişe (r.anha) ye; gusülde neler yapardınız? diye sordu. Aişe (r.anha) da şu cevabı verdi: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) önce namaz için aldığı abdest gibi abdest alır, sonra başına üç defa su dökerdi. Biz ise, saçımızdaki örgülerden dolayı beş defa dökeriz." Tahric: bk. Nesâî, tahâre; İbn Mâce, tahâre; Dârimî, vudû'; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
(Ebu Davud'un Süleyman b. Harb el-Vaşihi ve Müsedded'den rivayet ettiği hadiste) Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) cünuplükten dolayı guslet (mek iste)diği zaman -Süleyman b. Harb'in rivayetine göre,- önce sağ eliyle sol eline su döker -Müsedded'in rivayetine göre de- önce kaptan suyu sağ eli üzerine dökerek ellerini yıkar,- sonra ikisinin ittifakla rivayetine göre- ve fercini yıkardı. (Bundan sonra Müsedded): Suyu sol eline dökerdi. Aişe (r.anha) bazan ferci kinayeli olarak söylerdi (sözlerini ilave etti). (Hadis'in bundan sonraki kısmında Süleyman ve Müsedded ittifak etmişlerdir:) Resulullah (s.a.v.) sonra namaz için aldığı abdest gibi abdest alır, her iki elini de kab'a daldırıp (su alır) suyun (başının) derisine ulaştığını bilinceye veya deriyi paklayıncaya kadar saçlarını hilaller ve başına üç defa su dökerdi. Sudan artan olursa onu da vücuduna dökerdi." Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel Müsned
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) cünuplükten dolayı gusletmek istediği zaman önce ellerini bileklerine kadar, sonra da fercini kaşığıyla yıkar ve onlar üzerine su dökerdi. Ellerini temizledikten sonra duvara sürterdi. Sonra abdest almaya başlar (abdest aldıktan) sonra da başına su dökerdi." Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel Müsned
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Vallahi eğer isterseniz, size cünuplükten dolayı yıkanmış olduğu yerdeki duvarda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in elinin izini gösterebilirim.” Hadisi sadece Ebû Dâvûd rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas, teyzesi Meymune’nin şöyle dediğini haber vermiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) için cünuplükten dolayı yıkanacağı suyu hazırladım. Kabı sağ elinin üzerine eğdi, iki veya üç defa yıkadı. (şek A'meştendir) Sonra avret yerine su döktü ve orayı sol eliyle yıkadı. Daha sonra da (sol) elini yere sürttü ve yıkadı.Bilahere ağzına ve burnuna su aldı, yüzünü ve ellerini yıkadı, başına ve vücuduna su döktü, kenara çekilerek ayaklarını yıkadı.Ona havluyu verdim almadı, suyu bedeninden (silip silkeleyerek) atmaya başladı. (el-A'meş der ki) Bunu (Resulullah (s.a.v.)'m havluyu almayıp, üzerinden su serptiğini) İbrahim (en-Nehai'y)e söyledim. İbrahim; "onlar havlu kullanmakta bir beis görmezlerdi, fakat onu adet edinmeyi kerih addederlerdi" dedi. Ebu Davud, Müsedded'in şu sözünü nakleder: "Abdullah İbn Davud'a, "Onlar havluyu adet edinmeyi kerih görürlerdi" şeklinde bir şey biliyor musun? dedim o; evet öyledir (Meymune'nin rivayetinde, onlar bunun adet olmasını kerih görürlerdi ibaresi yoktu) fakat ben kitabımda bu ibareyi mevcut olarak buldum, dedi." Diğer tahric: Buhari, gusl 8, 11, 18, 21; Nesai, Gusl 22; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Şu'be'den rivayet edilmiştir,demiştir ki; İbn Abbas (r.a.) cünuplükten dolayı yıkanmak istediğinde sağ eliyle sol eline yedi defa su döker sonra da avret yerini yıkardı. "Bir keresinde kaç defa su döktüğünü unuttu ve "kaç defa döktüm?" diye bana sordu. Ben de; bilmiyorum" dedim. Bunun üzerine İbn Abbas (hayretle) "Hey anasız (kalasıca), niçin bilmiyorsun?" dedi. Daha sonra namaz için abdest aldığı gibi abdest alıp vücuduna su döker ve "Resulullah (sallellahü aleyhi ve sellem) cünuplükten işte böyle temizlenirdi" derdi. Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel Nüsned
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer (r.a.)'den, şöyle demiştir: "Namaz elli (vakit), cünuplükten dolayı yıkanmak yedi defa ve elbiseden idrarı yıkamak yedi defa idi. Resululah (sallallahu aleyhi ve sellem) namaz beş vakit, cünuplükten dolayı yıkanmak bir ve elbiseden sidiği yıkamak da bir defaya indirilinceye kadar (Allah'a) duaya devam etti
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a)'den, demiştir ki; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Muhakkak her kıl'ın altında cünuplük vardır. Bütün kılları yıkayınız, teni temizleyiniz." Ebu Davud, "Haris b. Vecih'in kendisi zayıf, hadisi münker"dir, dedi. Diğer tahric: Tırmızî, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Hz. Ali (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim kıl dibi kadar bir yeri yıkamayıp cünup bırakırsa ona (terk edilen yere veya bu yeri yıkamayıp terk eden kişiye) şöyle böyle (veya şu kadar süre) azab edilir." Ali (r.a.) "Bunun (bu şiddetli azabı duyduğum) için (üç defa) başıma (saçıma) düşman oldum" der ve saçını da tıraş ederdi. Diğer tahric: İbn Mace, tahare. Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan, demiştir ki; "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) gusleder, iki rekat'i ve sabah namazını kılardı. Onun guslettikten sonra abdesti yenilediğini hatırlamıyorum.” Diğer tahric: Benzer rivayetler için bk. Tirmizi, tahare; Nesaî, tahare; Gusl; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Davud'un Zuheyr b. Harb ve ibnu's-Serh'ten Rivayet ettiği hadiste Ümmü Seleme (r.anha) şöyle demiştir; "Müslümanlardan bir kadın -Züheyr, dedi ki; Ümmü Seleme kendisi- Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e: "Ya Resullah, ben saçımı bağlayan bir kadınım. Cünuplükten dolayı (yıkanacağımda) onu çözeyim mi?" dedi. Resullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Başına sadece üç avuç su dökmen sana kafidir" cevabını verdi." Züheyr bu kısmı, "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) "Başa üç avuç su dökmen kafidir. Sonra da (suyu) bedeninin geri kalan kısmına dökersin işte o zaman sen temizlendin demektir" buyurdu" şeklinde rivayet etti." Diğer tahric: Tirmizi, tahare 77; Nesai, tahare 149; lbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Usame, Makburi'den Ümmü Seleme: (r.anha)'nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir kadın bana geldi (Usame burada evvelki hadisi nakleder.) O kadın için Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e (bundan evvelki hadisde zikredilen meseleyi) sordum. (Usame, önceki rivayete ilave olarak) Resululİah (sallallahu aleyhi ve sellem): "(Guslederken) her su döküşünde saçının örgülerini sık" buyurdu." dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan, şöyle demiştir; "Bizden (Resulullah'ın eşlerinden) birine cünuplük isabet ettiği zaman, şöylece üç avuç (su) alıp -her iki elini kast ediyor- başına dökerdi. (Sonra) bir eliyle (su) alıp şu (sağ) tarafına, başka bir sefer (tek eliyle su alıp) diğer (sol) tarafına dökerdi." Ayrıca bak, Buhârî, gusl
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r. anha)'dan, demiştir ki; "Bizler ihramlı ve ihramsız olarak Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile beraber iken ve başımızda (saç örgülerimiz de) olduğu halde (onları çözmeden) yıkanırdık." Ayrıca bak, Ahmed b. Hanbel, VE
- Bāb: ...
- باب ...
Şureyh b. Ubeyd şöyle demiştir: "Cübeyr b. Nufeyr bana cünuplükten yıkanmak hususunda fetva verdi. (Ctibeyr'in dediğine göre) Sevban, onlara (Cübeyr ve arkadaşlarına): Gusül hususunda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den fetva istediklerini bildirmiştir. (Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Erkek, (saçı örgülü ise) saçlarını dağıtsın ve saçların diplerine su ulaşıncaya kadar yıkasın. Kadının ise (örgülerini) çözmemesinde vebal yoktur. O iki eli ile başına üç avuç su döksün
- Bāb: ...
- باب ...
Hz. Aişe (radiyallahu anha)'dan rivayet edildiğine göre; "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) cünup olduğu halde başını hıtmi (karıştırılmış su) ile yıkar, bununla yetinir ve başına (ayrıca) su dökmezdi." Diğer tahric: Bu hadisi bu lafızlarla sadece Ebu Davud rivayet etrtıiştir. Benzer bir rivayet için bk. Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha); erkek ve kadından gelen su (meni veya mezi) hakkında şöyle demiştir: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir avuç su alır, suyun üzerine dökerdi. Sonra tekrar bir avuç su alır yine suyu üzerine dökerdi
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik (r.a.) demiştir ki; Yahudiler, bir kadın hayız olduğunda, onu evden çıkarırlar, onunla beraber yemezler, içmezler ve aynı evde birlikte bulunmazlardı. Bu durum Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e soruldu. Bunun üzerine Allah Teala: "Sana kadınların ay halini de sorarlar. De ki, O bir eziyettir. Onun için hayız zamanında kadınlardan ayrı kalın...(ila ahir)"[Bakara 222] mealindeki ayet-i kerimeyi indirdi; Resulullah (sallallahu aleyhi ve sekken) de: "Onlarla birlikte evlerde oturunuz ve cinsi temastan başka her şeyi yapınız” buyurdu. Bunun üzerine Yahudiler: "Bu adam, bizim (dinimizin) işinden hiç bir şey bırakmadan hepsine muhalefet etmek istiyor" dediler. (Bunu duyan) Useyd b. Hudayr ve Abbad b.Bişr Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e geldiler ve: "Ya Resullah, Yahudiler şöyle şöyle diyorlar (onlara muhalefet olsun diye) hayızlı kadınlarla (cinsi) temasta da bulunsak mı?" dediler. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in (mübarek) yüzünün (rengi) değişti, hatta biz onlara kızdığını zannettik. Bu iki zat (Resulullah'ın huzurundan) çıkmışlardı ki, Resulullah'a hediye olarak süt getiren biri ile karşılaştılar. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) peşlerinden gönderip kendilerine (bu sütten) içirdi. Böylece biz de Resullah'ın onlara kızmadığını anladık." Diğer tahric: Ebu Davud, nikah; Tirmizî, tefsiru’s-sure; Nesai, hayz; Darimi, vudu; Ahmed b. Hanbel I, 419, 421, 452, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan şöyle demiştir; "Ben hayızlı iken kemiğin üzerindeki eti ısırıp Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e verirdim; O da ağzını benim (ağzımı) koyduğum yere koyar (ısırır)dı. Bir şey içerken de Resulullah (sallellahu aleyhi ve sellem)'e verirdim. O da (içerken) ağzını, benim (ağzımı koyup) içtiğim yere koyardı." Diğer tahric: Müslim, hayz; Nesai, tahare; miyah; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (radiyallahu anha)'dan şöyle demiştir; “Ben hayızlı iken Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) başını kucağıma koyar (Kur'an) okurdu." Diğer tahric: Buhari, hayz; Müslim, hayz; Nesai, tahare, hayz; ibn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (radiyallahu anha)'dan demiştir ki: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana, "Mescitten seccadeyi alıver." dedi. "Ben hayzlıyım" dedim. Bunun üzerine: "Senin hayzın elinde değildir" buyurdu. Diğer tahric: Müslim, hayz; Tırmizî, tahare; Nesai, tahare, hayz; Darimî, vudu’; Ahmed b. Hanbel, II
- Bāb: ...
- باب ...
Muaze (radiyallahu anha) demiştir ki; Bir kadın Aişe (r.anha)'ya; "Hayızlı kadın (namazını) kaza eder mi?" diye sordu. Hz. Aişe: "Yoksa sen Haruri'misin? Bilesin ki, biz Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yanında (zamanında) hayız olur, (hayız günlerindeki namazları) kaza etmez ve kaza etmekle de emrolunmazdık" karşılığını verdi. Diğer tahric: Buhari, hayz; Müslim, Hayz; Nesai, hayz, siyam; İbn Mace, Tahare ;Darimî, vudu'; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Ma'mer Eyyub'dan, Eyyub Muaze'den, O da Hz. Aişe (r.anha)dan, bir önceki hadisi rivayet etmişler.(Ma'mer rivayetinde ilave olarak Aişe (r.anha)'in: "Biz orucu kaza etmekle emrolunur, namazı kaza etmekle emrolunmazdık" demiştir. Diğer tahric: Müslim, hayz
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.) hanımına, hayızlı iken münasebette bulunan kimse hakkında Rasulullah (Sallallahu Akeyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir veya yarım dinar sadaka verir (versin)." Ebu Davud dedi ki, "Sahih olan rivayet (burada olduğu gibi) "Bir dinar veya yarım dinar" şeklindedir. Ancak çoğu kere Şu'be bu hadisi Nebi (s.a.v.)'e ref etmemiştir. Diğer tahric: Ebu Davud, nikah, Nesai, tahare; hayz; İbn Mace, tahare; Ahmed b Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.) demiştir ki; "(Bir kimse), kan'ın başlangıcında karısına yaklaşırsa bir dinar, kanın kesilmesi sırasında (yaklaştığında) cima ederse yarım dinar sadaka versin.” Ebu Davud, "ibn Cüreyc Abdülkerim 'den, o da Miksem 'den aynısını rivayet etmiştir" dedi
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a), Rasulullah (Sallallahu Akeyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir kimse ailesiyle hayızlı iken cinsi temasta bulunursa, yarım dinar sadaka versin" Ebu Davud dedi ki; "Ali b. Bezime'nin Miksam tarikiyle Rasulullah (s.a.v.)'den mürsel olarak bunun aynısını rivayet etti. Keza Evzai, Yezid b. Ebi Malik'ten, O da Abdülhamid b. Abdurrahman'dan, o da Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den: "Rasulullah onun(soruyu soran Hz. Ömer'in) beşte iki dinar sadaka vermesini emretti", diye rivayet etmiştir. Bu rivayet mu'daldır. Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Darimî, vudu
- Bāb: ...
- باب ...
Meymune demiştir ki; Rasulullah (Sallallahu Akeyhi ve Sellem) hanımlarından birisi hayızlı iken, üzerinde uyluklarının yarısına veya diz kapaklarına kadar (olan kısmı) örten bir örtü olduğu halde, ondan faydalanırdı. Diğer tahric: Nesaî, hayz; Ayrıca bk. Müslim, hayz; Ebu Davud, nikâh; Darîmî, vudu'; Muvatta, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r. anha)'den, şöyle demiştir: "Bizden biri hayız olduğunda, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ona (diz kapağı ile göbeği arasını örtecek) bir izar (peştemal) bağlamasını emreder, sonra da kocası onunla (aynı yatağa) yatardı." (Esved) bir defasında ("onunla yatardı" cümlesinin yerine) "cildini cildine dokundururdu" demiştir. Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel Müsnedinde
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Biz geceleyin Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber, ben hayızlıyken hem de hayzın ilk günlerinde, aynı örtünün altında yatardık. Eğer Rasulullah (s.a.v.)'e (bedenine) benden bir şey (kan) bulaşırsa, kenarına taşırmadan sadece bulaştığı yeri yıkar, sonra da namaz kılardı. Yok eğer ona -elbisesini kastediyor- kandan bir şey bulaşırsa, kenarına taşmadan sadece bulaştığı yeri yıkar sonra da o elbise ile namaz kılardı." Diğer tahric: Ebu Davud, nikah; Nesai, tahare; hayz
- Bāb: ...
- باب ...
Umara b. Ğurab rivayet etmiştir: Umarenin halası, Aişe (r.anha)'ya: Bizden biri hayız oluyor; halbuki onun ve kocasının sadece bir yatağı var, (ikisi aynı yatakta yatabilir mi?) diye sormuş. Aişe (r.anha) da şöyle cevap vermiş: Sana Rasulullah (Sallallahu Akeyhi ve Sellem)'ın yaptığını haber vereyim: Rasulullah (bir gece odama) girdi doğruca mescidine geçti. --Ebu Davud, "evinin mescidini kastediyor"dedi.-- Ben uyuyuncaya ve kendisini de soğuk rahatsız edinceye kadar (namaz kıldığı yerden) ayrılmadı. Sonra: Bana yaklaş, buyurdu. Ben hayızlıyım, dedim. Uyluklarını aç dedi, ben de açtım. Yanağını göğsünü uyluklarım üzerine koydu. Rasulullah ısınıp da uyuyuncay kadar ona doğru eğildim (kaldım). Hadisi kütüb-i sıtte müelliflerinden sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan, şöyle demiştir; "Ben hayızlı olduğum zaman (Rasulullah'm) yatağından bir hasır üzerine iner ve temizleninceye kadar Rasulullah (Sallallahu Akeyhi ve Sellem)'e yaklaşmazdım." Bu hadisi sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İkrime, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’in hanımlarının birinin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayızlı olan (bir hanımından bir şey (cima dışında faydalanmak) istediği zaman, hanımının ferci üzerine bir bez örterdi." Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel Müsnedinde
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan demiştir ki; "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayamızın ilk günlerinde bize (belimizden aşağısına) izar (peştemal) sarmamızı emreder, sonra da tenini tenimize dokundururdu. Sizlerden hanginiz Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in nefsine hakim olduğu gibi nefsine sahip olabilir?” Diğer tahric: Buharî, hayz; Müslim, hayz; İbn Mace tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Rasulullah (s.a.v.)'in eşi Ümmü Seleme (r.anha)'dan, demiştir ki; Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında, kendisinden devamlı kan gelen bir kadın vardı. Ümmü Seleme (r.anha) onun için Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den fetva istedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kendisine bu hal arız olmadan önceki aylarda hayz olduğu gece ve gündüzlerin sayısını hesap edip (her) aydan bu kadar (günün) namazını terketsin. Bu günler geçtikten sonra yıkansın ve avret yerine (kanın akmasını önleyecek) bir bez bağlayıp namazını kılsın” buyurdu. Diğer tahric: Nesai, tahare; hayz; İbn Mace menasik; Darimî, vudu; Muvatta'; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Seleme (r.anha) demiştir ki; "Kendisinden devamlı kan gelen bir kadın vardı... -(Leys) evvelki hadisin manasını nakletti ve- (Nebi Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu günler geçip de namaz vakti gelince yıkansın... '' dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Süleyman b. Yesar, Ensardan olan birisinden rivayet etmiştir ki; Kendisinden devamlı kan gelen bir kadın vardı... (dedikten sonra Leys, yukarıdaki hadisinin manasını nakletti.) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O günleri geçip namaz vakti gelince yıkansın..." buyurdu ve ravi önceki hadisi mana olarak nakletti
- Bāb: ...
- باب ...
Sahr b. Cüveyriye Nafi'den, Leys'in hadisinin senet ve manasına uygun olarak rivayet etti. (Bu rivayette) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu gün ve geceler miktarınca namazı terk etsin. Namaz vakti gelince gusletsin, bir elbise ile (fercini) bağlasın sonra da namaz kılsın" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Eyyub, Süleyman b. Yesar'dan o da Ümmü Seleme'den bu kıssayı (önce geçen hadiseyi) rivayet edip şöyle demiştir: "O günlerde namazı terkeder. Bu günlerin dışında yıkanır, bir bez ile (fercini) kapatır ve namazını kılar." Ebu Davud dedi ki: Hammad b. Zeyd, Eyyub'tan rivayet ettiği bu hadiste müstehaza olan kadının adını vermiş ve onun Fatima bint Ebi Hubeyş olduğunu söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan, demiştir ki; Ümmü Habibe (r.anha) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e (istihaza) kanından sordu. Hz. Aişe de: "Onun leğenini kan ile dolu gördüm" dedi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu cevabı verdi: "Hayzının seni (namaz'dan) alakoyduğu (günler) sayısınca bekle, sonra yıkan." Ebu Davud Kuteybe'nin bu hadisi Cafer b. Rabia hadisinin arasında yazdığını ve Ali b. Ayyaş ile Yunus b. Muhammed'in Leys'ten rivayet edip --Leys'in yerine babasını zikrederek- Cafer b. Rabia dediklerini, söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Urve b. Zübeyr'den demiştir ki; Fatima bint Ebi Hubeyş, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e (istihaza) kanından şikayet edip (hükmünü) sordu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Bu bir damar (kanı)dır, (hayz kanı değil). Bak (mutad olan) hayz günlerin geldiğinde namaz kılma; hayz günlerin geçince yıkan. İki ay hali arasında namaz kılmaya devam et" buyurdu. Diğer tahric: Nesai, talak; tahare; hayz; İbn Mace tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan demiştir ki; Fatima bint Ebi Hubeyş, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek: "(Ya Rasulallah) Ben istihazalı bir kadınım, hiç temizlenemiyorum, namazı terk edeyim mi?" diye sordu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Hayır) bu hayız kanı değil, bir damar (kanı)dır. Hayız (günleri) gelince namazı bırak, bitince kanını yıka ve (gusledip) namazını kıl" buyurdu. Diğer tahric: Buhari, hayz; Tirmizî, tahare; Nesai, tahare; hayz; ibn Mace, tahare; Darimi, vudu
- Bāb: ...
- باب ...
Ka'nebi, Malik'ten, o da Hişam'dan: Züheyr'in (rivayetindeki) isnadı ile evvelki hadisin manasını rivayet ederek, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın: "Hayız hali gelince namazı terk et, hayz (günleri) kadarı gidince kanını yıka ve namazı kıl" buyurduğunu söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Bukeyye (r.anha) demiştir ki: "Hayzı (hayzı istihaza ile karışarak) bozulup kendisinden devamlı kan gelen bir kadının durumunu Aişe'ye soran bir kadını işittim. (Aişe dedi ki): Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana o kadına "adeti düzgün iken her ay hayz olduğu (günler) kadarını araştırmasını, o kadar günü sayıp o günlerde (o günler miktarınca) namazı terk etmesini, sonra yıkanıp (fercine) bir bez koymasını, sonra namaz kılmasını" söylememi emretti. Hadisi Kütüb-i sitte içinde yalnızca Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Davud demiştir ki; Evzai, bu hadiste Zühri'den o da Urve ve Amre kanalıyla Aişe'den şöyle dediğini ilave etmiştir: Abdurrahman b. Avf'ın hanımı Ümmü Habibe bint Cahş yedi sene istihaza oldu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona, "Hayz vakti geldiğinde namazı terketmesini, gittiğinde de yıkanıp namazı kılmasını emretti"... (Yine) Ebu Davud, bu sözü Zühri'nin ashabından Evzai'den başka kimse söylememiştir. Bunu Zühri'den, Amr b. Haris, Leys, Yunus, ibn Ebi Zi'b, Ma'mer, ibrahim b. Sa'd, Süleyman b. Kesir, İbn İshak ve Süfyan b. Uyeyne rivayet etmişler ve bu sözü zikretmemişlerdir. Ancak bu, (yani: Hayız geldiğinde namazı terketmesini...) lafzı Hişam b. Urve'nin, babasından, onun da Aişe (r. anha)'dan rivayet ettiği hadisin lafzıdır” dedi. Ebu Davud (ilave olarak); ibn Uyeyne;"Rasulullah ona hayz günlerinde namazı terketmesini emretti" lafzını ilave etmiştir. Fakat bu, ibn Uyeyne'den bir vehmdir. Muhammed b. Amr'ın Zühri'den (rivayet ettiği) hadiste, Evzai'nin hadisinde ilave ettiği söze yakın bir şey var demiştir. Diğer tahric: Buharî, hayz; Müslim, hayz; Tirmizî, tahare; Nesai tahare, hayz, İbn Mace, tahare; Darimî, vudu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Davud (hadis-i şerifin farklı rivayetlerini sıralamak maksadıyla) dedi ki; İbn Müsenna şöyle demiştir: ibn Ebi Adiy bu hadisi bize kitabından böylece (yukarıda geçtiği gibi) haber verdi. Daha sonra ezberinde; Bize Muhammed b. Amr, Zühri'den o da Urve'den, Urve de Aişe'den haber verdi ki, Fatima müstehaza idi... şeklinde rivayet etti. Enes b. Sirin, İbn Abbas (r.a.)'dan müstehaza hakkında şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Müstehaza koyu renkte çok kan gördüğü zaman namazı terk eder (bu bol ve koyu renkteki kan'ın kesilmesi ile) kısa bir müddet de olsa temizlik görürse yıkanıp namaz kılar." Mekhul şöyle demiştir: "Kadınlara hayz gizli değildir. Çünkü onun kanı koyu ve siyahtır. Bu (hal) gidip de, sarı ve rakik olarak devam edince o (kadın) müstehazadır, yıkansın ve namazını kılsın." Hammad b. Zeyd, Yahya b. Said'den, o da Ka'ka' b. Hakim'den, o da Said b. el-Müseyyeb'den müstehaza hakkında şöyle rivayet etmiştir; "Hayz (önceki mutad olan hayz günleri) gelince namazı terk eder, gidince yıkanır ve namazını kılar.” Sümeyy ve başkaları da Said b. el-Müseyyeb'ten "Hayz günlerinde oturur"şeklinde rivayet etmişlerdir. Hammad b. Seleme, Yahya b. Said'den o da Said b. el-Museyyeb'den aynı şekilde rivayet etmiştir. Yunus, Hasan (el-Basri)den şöyle rivayet etmiştir: "Hayızlı kadının adeti bittikten sonra kan devam ederse, bir veya iki gün namazı terk eder. (Bundan sonra) o müstehazadtr. " Teymi Katade'den rivayetle: "Mutadı olan kadın hayz günlerinden fazla kan gelirse beş gün (bekler) sonra (yıkanır) namazını kılar." demiştir. Teymi devamla: "Ben (günleri) iki güne ininceye kadar azaltmaya devam ettim" der. (Katade); "(Zaid olan) iki gün olunca o hayzdandır" demiştir. Bu ibn Sirin'den soruldu o da: "Bunu kadınlar daha iyi bilir" cevabını verdi. Diğer tahric: Nesai, tahare; hayz
- Bāb: ...
- باب ...
Hamne bint Cahş (r. anha) şöyle demiştir: "(Normal gününden)fazla ve sıkıntılı hayız görürdüm. Durumu haber verip fetva almak üzere Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldim. O'nu kız kardeşim Zeyneb bint Cahş'in evinde buldum ve dedim ki: Ya Rasulullah ben (gününden) fazla ve sıkıntılı hayz gören bir kadınım. Bu duruma ne buyurursun (ne yapayım)? Bu beni namazdan oruçtan alıkoydu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sana pamuğu tavsiye ederim. Çünkü o kan'ı giderir" buyurdu. O kan bundan (pamuğun mani olacağından) daha çoktur dedim. Bez kullan buyurdu. Kan bundan da fazla devamlı geliyor, dedim. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): İki hüküm söyleyeyim. Hangisini yaparsan sana yeter, ikisine de gücün yeterse, orasını sen bilirsin: Onlardan kuvvetli olanını seç şunu bil ki bu, (kanın gelmesi) ancak şeytanın darbelerinden biridir. Altı veya yedi gün, Allah'ın sana (kadınların adetlerinden) bildirdiği şeylerde kendini hayızlı say sonra da yıkan. Temizlendiğine ve paklandığına kanaat getirdiğinde yirmi üç veya yirmidört gün namaz kıl ve oruç tut. Çünkü bu (takdir edilen müddet) sana yeter. (Sıhhatli) kadınlar nasıl hayz vaktinde hayz oluyorlar, temizlik günlerinde de temizleniyorlarsa sen de her ay öylece yap. Eğer öğleyi (son vaktine kadar) geciktirip ikindiyi (ilk vaktinde) öne almaya ve yıkanıp bu iki namazı bir arada kılmaya, akşamı geciktirip yatsıyı öne almaya, sonra da yıkanıp iki namazı birleştirmeye gücün yeterse öyle yap. Sabah namazında yıkanabilirsen yıkan, (namaz kıl) ve gücün yeterse oruç tut." Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu (iki namazı birleştirerek ikisi için bir gusul etmek) bana iki işin daha sevimli olanıdır" buyurdu. Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi Amr b. Sabit İbn Akil'den rivayet etmiştir. İbn Akil Hamne'nin;"Dedim ki bu bana iki işin daha sevimli olanıdır"dediğini söylemiş, bu sözü Rasulullahh (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i sözü değil, Hamne'nin sözü kabul etmiştir. Ebu Davud, Yahya b. Main'den naklen Amr b. Sabit'in Rafızi olduğunu söylemiştir. Yine Ebu Davud, Ahmed b. Hambel'in "İbn Akil'in hadisi hakkında içimde bir şüphe var" derken işittim demiştir. Diğer tahric: Tirmizi, tahare; Darimî, vudu'; Muvatta, hacc; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
İbni Şihab demiştir ki: "Amre binti Abdirrahman bana Ümmü Habibe'den bu (yani 288.) hadisi haber verdi. Aişe (r.anha): O, (Ümmü Habibe) her namaz için guslederdi dedi." AÇIKLAMA 290’da
- Bāb: ...
- باب ...
Leys bin Sa'd, İbn Şihab'dan o da Urve tarikiyle Aişe (r.anha) dan bu (288.) hadisi rivayet edip "O (Ümmü Habibe) her namaz için yıkanırdı" dedi. Ebu Davud, bu hadisi Kasım bin Mebrur'un Yunus'tan, onun İbn Şihab'dan O'nun Amre'den, Amre'nin de Aişe kanalıyla Ümmü Habibe binti Cahş'tan rivayet ettiğini söyledi. Aynı şekilde Ma'mer, Zühri'den; o da Amre Tarikiyle Aişe'den rivayet etmiştir. Bazan Ma'mer, Amre vasıtasıyla Ümmü Habibe'den hadisi (mu'an'an olarak) bu manada rivayet etti. Yine aynı şekilde İbrahim b, Sa'd ve İbn Uyeyne Zühri'den, o Amre'den Amre de Aişe'den rivayet etmiştir. İbn Uyeyne, hadisinde Rasulullah (s.a.v.)'in ona (Ümmü Habibe'ye) yıkanmasını emrettiğini söylememiştir. Evzai de aynı şekilde Aişe (r.anha)'nın "her namaz için yıkanırdı" dediğini rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan, demiştir ki; "Ümmü Habibe yedi sene istihaza oldu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine yıkanmasını emretti. Bunun üzerine Ümmü Habibe her namaz için yıkanırdı." Diğer tahric. Buhari.hayz; Müslim, hayz; Nesai,taharel; İbni Mace, tahare; Darimi, vudu; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Ümmü Habibe binti Cahş Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında istihaza oldu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine her namaz için yıkanmasını emretti." (İbn İshak bunu söyledikten) sonra (babın başında zikredilen Ümmü Habibe) hadisi(ni) nakletti. Ebu Davud dediki: Bu hadisi Ebu'i-Velid et-Tayalisi -ancak ben bunu kendisinden işitmedim- Süleyman bin Kesir'den, o Zühri tarikiyle Urve'den, o da, Hz. Aişe'den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Zeyneb binti Cahş istihaza oldu. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Her namaz için ğuslet" buyurdu. (Süleyman bin Kesir bunları zikrettikten sonra bab'ın başındaki 288.) hadisi ilave etti. Ebu Davud dediki; Bu hadisi Abdü's-Samed Süleyman bin Kesir'den "Her namaz için abdest al" dedi şeklinde rivayet etti. Fakat bu Abdussamed'in vehmidir. Doğrusu Ebu'l-Velid'irı dediğidir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Seleme (r.a.) şöyle demiştir: "Zeyneb binti Ebi Seleme bana haber verdi ki; Abdurrahman bin Avf'in nikahı altında bulunan hanımından devamlı kan geliyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona her namaz vaktinde yıkanmasını ve namazını kılmasını emretti." (Yahya bin Ebi Kesir der ki: Ebu Seleme bana) haber verdi ki: Ümmü Bekr Aişe'nin şöyle dediğini söyledi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) temizlendikten (hayzı bittikten) sonra kendisini şüpheye düşüren bir şey (kan) gören kadın hakkında: "Bu ancak bir damar (kanı)dır." buyurmuştur." Ebu Davud derki: (Hayz geldiğinde namazı terk eder, babındaki) İbn Akil hadisinde; her iki emri (işi) birlikte zikrederek Kasım'in (aşağıda) dediği gibi "Eğer gücün yeterse her namaz için yıkan, aksi takdirde cem' et" demiştir. Bu söz (gücü yeterse her namaz için gusletmesi aksi halde cem' etmesi), Said bin Cubeyr tarafından, Hz. Ali ve İbn Abbas (r.anhuma)'dan rivayet edilmiştir. Diğer tahric: Ümmü Bekr'in rivayetini sadece İbn Mace tahric etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "ResuluIIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) devrinde bir kadın istihaza oldu. İkindiyi öne (ilk vaktine) alıp, öğleyi te'hir ederek ikisi için bir defa; akşamı te'hir edip, yatsıyı öne alarak ikisi için bir defa gusletmekle ve sabah için de bir defa gusletmekle emrolundu." (Şu'be der ki): Abdurrahman'a, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den mı (haber veriyorsun)? dedim. "Sana Resulullahtan başka kimseden bir şey haber veremem" dedi. BENZERİ İÇİN BAKIN: Tirmizî tahare; Nesai, tahare; hayz; mevakit; İbn Mace, tahare; Darimi, vudu; Ahmed b. Hanbel, VI,;
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan, demiştir ki; Sehle binti Süheyl istihaza oldu ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e istihazanın hükmünü sormaya geldi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de ona her namazda gusletmesini, bu kendisine ağır gelince öğleyle ikindiyi bir gusülle, akşamla yatsıyı da bir gusülle birleştirmesini ve sabah için de ayrıca gusletmesini emretti. Ebu Davud dedi ki; "Bu hadisi İbn Uyeyne Abdurrahman bin Kasım'dan; o da, babasından, "bir kadın istihaza oldu ve Resalullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de ona emretti... (yukarıdaki hadisin manasını naklen)" şeklinde rivayet etti. Diğer tahric: Darimi, vudu'; Ahmed b. Hanbel VI
- Bāb: ...
- باب ...
Esma' binti Umeys şöyle demiştir: "Ya Resulallah, Fatima binti Ebi Hubeyş şu kadar zamandan beri müstehazadır, (istihaza kanının namaza mani olduğunu zannettiği için) namazını kılmamaktadır, dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): Sübhanellah!... Bu şeytandandır. Bir leğene otursun, suyun üzerinde bir sanlık görürse öğlen ve ikindi için bir defa, akşam ve yatsı için de bir defa, sabah için de bir defa ğusletsin. Bunların arasında da abdest alsın" buyurdular." Ebu Davud dedi ki; Mücahid, ibn Abbas'tan; "Ona gusul zor gelince iki namazı birleştirmesini istedi" şeklinde rivayet etmiştir. Bunu İbrahim de ibn Abbas'tan rivayet etmiştir. Bu, İbrahim en-Nehai ve Abdullah bin Şeddad'ın görüşüdür. Diğer tahric: Hadisi, kütüb-i sütte müelliflerinden sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Adiy bin Sabit, babası tarikiyla dedesinden Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in müstehaza hakkında şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: (Müstehaza hastalanmadan evvelki) hayız günlerinde namazı terk eder, sonra (hayız günleri bitince) ğusleder ve namazını kılar. Her namaz da da abdest alması lazımdır. Ebu Davud dedi ki: (Ravi)i Osman "Oruç tutar ve namaz kılar", ibaresini ilave etti. Diğer tahric: Tirmizi, tahare; Dârimi, vudu
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r. anha)'dan, şöyle demiştir: Fatima binti Ebi Hubeyş Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi (Burada Urve) yukarıda geçen (297.) Fatima ile ilgili haberi nekletti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sonra ğuslet ve her namaz (vakti) için abdest ahp namazını kıl" buyurdu. Diğer tahric: Tirmizi, tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) Müstehaza hakkında "Bir kere ğusleder, sonra hayız günleri gelinceye kadar abdest alır" demiştir. Diğer tahric. Hadisi Beyhaki merfu olarak rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Mesruk'un hanımı rivayet eti, Hz. Aişe validemizden, o da, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynen önceki hadisin benzerini rivayet etmiştir. Ebu Davud bu rivayetler hakkında şöyle demektedir: Adiy bin Sabit'in bu hadisi A'meş'in Habib'den rivayet ettiği hadis ve Eyyub Ebu'l-Ala'nın (Hz. Aişe'den mevkuf ve merfu olarak rivayet ettiği) hadislerin hepsi zayıftır, sahih değildir. A'meş'in Habib'den rivayet ettiği hadisin zayıflığına bu (evvelki) hadis delildir. Hafs bin Ğiyas bunu A'meş'den mevkuf olarak rivayet ederek Habib'in hadisinin merfu olduğunu redDetmiştir. Aynı şekilde Esbat, A'meş'ten; o da mevkuf olarak Hz. Aişe'den rivayet etmiştir. Ebu Davud devamla, İbn Davud bu hadisin baş tarafını merfu olarak rivayet etmiş ve onda, her namazda abdest alma (nın gerekli) olduğunu (bildiren ifadenin mevcudiyetini) red etmiştir. Zuhri'nin Urve'den; onun da Hz. Aişe'den rivayet ettiği müstehaza hadisinde "Her namaz için guslederdi" demesi Habib'in bu hadisinin Zaafına delildir. Ebu'l-Yekzan Adiy bin Sabit'ten; o da, babası tarikiyle Ali (r.a.), Beni Haşim'in azatlısı Ammar; İbn Abbas'tan, Abdülmelik bin Meysere, Beyan, Muğire, Firas, ve Mücahid de Şabi'den; o da Kamir vasıtasıyla Hz. Aişe'den "her namaz için abdest alır'' şeklinde rivayet etmişlerdir. Davud ve Asim'tn Şa'bi'den; onun da Kamir vasıtasıyla Aişe'den rivayeti "müstehaza her gün bir defa yıkatıp" şeklindedir. Hişam b. Urve de babasından "müstehaza her namaz için abdest ahr" diye rivayet etmiştir. Kamir ve Beni Haşim'in azatlısı Ammar ile Hişam bin Urve'nin babasından rivayet ettiği hadislerin dışındaki bütün bu hadisler zayıftır, ibn Abbas'tan bilinen (her namaz için abdest değil), ğusüldür
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Bekr (İbn Abdirraman)'ın azatlısı Sümeyy'den rivayet edilmiştir ki: Ka'ka ve Zeyd bin Eşlem, Sümeyy'i müstehazanın nasıl yıkandığını sormak üzere Said bin Müseyyeb'e gönderdiler Said: "Öğleden Öğleye gusleder ve her namaz için abdest alır. Eğer kan çok gelecek olursa fercine bir bez bağlar” karşılığını verdi. Ebu Davud dedi ki; ibn Ömer, ve Enes bin Malik'ten "öğleden Öğleye yıkanır" şeklinde rivayet edilmiştir. Davud ve Asim, Şa'bi'den o karısı kanalıyla Kamir'den, Kamir de, Aişe'den aynısını rivayet etmişlerdir. Ancak Davud (yukarıdakine ilave olarak) "hergün" (sözünü de) eklemiştir. Asim'in hadisinde de “öğle vaktinde'' ilavesi vardır. Bu görüş Salim bin Abdillah, Hasen ve Ata'nın görüşüdür. Ebu Davud dedi ki, Malik: "Ben İbn Müseyyeb'in"öğleden öğleye.:.." şeklindeki hadisinin "temizlikten temizliğe,,."şeklinde olduğunu zannediyorum. Ancak buna vehm girmiştir ve insanlar bunu değiştirerek, "öğleden öğleye" şekline çevirmişlerdir." Misver bin Adlimelik bin Said bin Abdirrahman bin Yerbu; bu hadisi rivayet etmiş ve "temizlikten temizliğe...." demiş, insanlar bunu "öğleden öğleye..."şeklinde çevirmişlerdir. Diğer tahric: Dârimî, vudu' (bab başlığında)
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.) dan, şöyle demiştir: "Müstehaza (olan bir kadın) hayzı bittiği zaman her gün gusleder ve yağ veya zeytin yağı sürülmüş bir yün (veya pamuk) kullanır." Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed bin Osman, Kasım bin Muhammed (bin Ebi Bekr)e müstehazanın hükmü sordu; O da: "Hayz günlerinde namazı terk eder, hayzı bitince yıkanır, namazını kılar sonra da (temiz olduğunu kabul ettiği) günlerde yıkanır
- Bāb: ...
- باب ...
Urve b. Zübeyr, Fâtıma bint Ebî Hübeyş'ten rivâyet etmiştir: müstehaza idi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine: Hayız kanı (olduğu zaman) siyah olur, bilinir. Böyle olduğu zaman namazı terket. Başkası olunca abdest al ve namaz kıl" buyurdu. Dâvûd buyurdu ki; " bize İbn Ebî Adiy ezber olarak Urve'den o da Hazret-i Âişe'den " muhakkak Fatıma...." diye haber verdi." hadis aynı zamanda Ala b. Müseyyeb ve Şube'den -ki o Hakem kanalıyla, Ebû Cafer'den- de rivâyet edilmiştir. Ala doğrudan doğruYa Resûlallah (sallallahü aleyhi ve sellem), Şube ise, mevkufen Ebû Cafer'den " Her namaz için abdest alır'9 diye nakletmişlerdir. hadis 286. hadisin tekrarıdır. Orada gerekli açılmamda bulunulmuştur
- Bāb: ...
- باب ...
(İbni Abbas azatlısı) İkrime'den şöyle rivayet edilmiştir: Ümmü Habibe binti Cahş istihaza oldu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona hayz günlerini(n geçmesini) beklemesini; sonra yıkanıp namazını kılmasını, (hayz günleri bittikten sonra) ancak bundan (abdesti bozan hallerden) birşey görürse, abdest alıp namazını kılmasını emretti. Bu hadisi Kutub-i Sitte müelliflerinden sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Rabia, (bin Ebu Abdurrahman), müstehazanın her namaz için abdest alması gerektiği görüşünde değildi: "Ancak kendisine kandan başka bir hades gelirse abdest alır" derdi. Ebu Davud: "Bu, Malik'in görüşüdür'' dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bi'at etmiş olan Ümmü Atiyye'den, şöyle demiştir: "Biz hayz, bittikten sonra sarıldığı ve bulanıklığı bir şey (hayz) saymazdık." Diğer tahric: Nesai, hayz; İbni Mace, tahare; Dârimi vudu; Ayrıca bk. Buhari, hayz
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed bin Sirin; Ümmü Atiyye'den evvelki hadisin aynısını rivayet etti. Ebu Davud dedi ki; (Evvelki hadisin senedinde adı geçen) Ümmü Huzeyl, Hafsa binti Sirtn'dir. Oğlunun ismi Huzeyl, kocasının ismi de Abdurrahman'dır
- Bāb: ...
- باب ...
İkrime şöyle demiştir: "Ümmü Habibe müstehaza idi ve kocası kendisiyle cinsi temasta bulunurdu." Ebu Davud dedi ki: Yahya bin Main, "Mualla sikadır" dedi Ahmed bin Hanbel ise, Mualla re'ye değer veren biri olduğu için ondan hadis rivayet etmedi. Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İkrime'nin Hamne binti Cahş'tan rivayetine göre; Hamne müstehaza idi ve kocası kendisiyle cinsi temasta bulunurdu. Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Seleme (r.anha) şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında lohusa olan bir kadın doğumdan sonra kırk gün veya kırk gece oturur (namazı, orucu terk eder) di." Biz (yüzdeki çiğit'ten dolayı) yüzlerimize vers sürerdik. Diğer tahric. Tirmizi, tahare; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel VI
- Bāb: ...
- باب ...
Müsse (r.anha) şöyle demiştir: Hacca gitmiştim, Ümmü Seleme (r.anha)'nın huzuruna girdim ve: Ey mü'minlerin annesi, Semure bin Cündub kadınların hayz günlerindeki namazlarını kaza etmelerini emrediyor dedim. Bunun üzerine Ümmü Seleme: (Hayır) kaza etmezler, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kadınları lohusalıkta kırk gece otururlar (namazı, orucu, terk ederlerdi de) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara lohusalık zamanındaki namazlarını kaza etmelerini emretmezdi, dedi. Muhammed bin Hatim dedi ki, (Senetteki el-Ezdiyye'nin) ismi Müsse, künyesi Ümmü Büsse'dir. Ebu Davud, "(Hadisin senedinde geçen) Kesir bin Ziyad'ın künyesi Ebu Sehl'dir" dedi. Bu Hadisi Kütüb-i Sitte müelliflerinden sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Süleyman bin Sühaym; Ümeyye binti Ebi Sait'in ismini kendisine açıkladığı Beni Gifar'dan bir kadının şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni terkisine bindirdi. Vallahi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sabah namazı için indi(ği yere kadar yola devam etti.) (Sabah olunca) hayvanını çöktürdü. Ben de hayvanının semerinden indim. Bir de ne göreyim, semerin arkasına benden kan bulaşmış. Bu benim ilk hayz görüşümdü. Utanarak devenin yanma çekildim, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim halimi ve kanı görünce. Sana ne oluyor? Her halde sen hayz oldun, buyurdu. Ben de: Evet, dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): Kendine (kanın akmasına mani olacak) uygun bir şey bul, sonra bir su kabı al ve içine tuz at ve semere bulaşan kanı yıka sonra da bineğine dön buyurdu." (Ğifarlı kadın devamla) dedi ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayberi fethedince ganimetten bize de bir miktar verdi." (Ümeyye) dedi ki: Bu Gifarlı kadın bundan sonra, suyuna tuz katmadan hiç hayz'dan temizlenmezdi. Öldüğü zaman yıkanacağı suya da tuz karıştırılmasını vasiyet etti. Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan demiştir ki; "Esma Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna girdi ve; Ya Resulallah bizden biri hayızdan temizlediğinde nasıl yıkanmalı? diye sordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): Sidrini ve suyunu alıp abdest alır, su saçlarının dibine varıncaya kadar ovalayarak başını yıkar ve vücuduna döker; sonra da bezini alıp onunla temizlenir, buyurdu. Esma; Ya Resulallah, o bezle nasıl temizleneyim? diye sordu. Aişe (r.anha), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kastettiğini anladım ve Esma'ya; “o bezle kan izlerini silersin dedim" dedi. Diğer tahric: bk. Buhari, hayz; Müslim, hayz; İbni Mace, tahare; Darimi, vudu
- Bāb: ...
- باب ...
Safiyye binti Şeybe'den rivayet edildi ki, Aişe (r.anha) Ensar kadınlarını anıp övdü; onlar hakkında güzel şeyler söyledi ve: "Onlar (Ensar)dan bir kadın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna girdi. ..." dedi. Ebu Avane dan geçen, kadınların hayızdan nasıl temizlenmesi gerektiğine dair soru ile ilgili hadisi nakletti ancak "bezini alırsın" sözünün yerine "misk sürülmüş bir bez alırsın" demiştir. Musedded dedi ki: Ebu Avane (fırsaten), Ebu'l-Ahvas ise, (kırsaten) derdi
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan rivayet edildi ki; Esma, önceki hadiste zikredilen şeyleri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sordu. (Resulullah, cevabının sonunda) "misk sürülmüş bir bez alır" buyurdu. Esma: Onunla nasıl temizleneyim? dedi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir elbise ile gizlenerek; Sübhanellah... Onunla temizlen buyurdu. (Şube rivayetinde şunları) ilave etti: Esma, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e cünüplükten dolayı nasıl yıkanacağını sordu, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de şu karşılığı verdi: Suyunu alır güzelce temizlenir (abdest alır) sın. Sonra başına su döker, saçlarının dibine (su) ulaşıncaya kadar iyice ovalarsın. Daha sonra da bedenine dökersin. (Şube) dedi ki: Aişe (r.anha); "Ensarın kadınları ne iyi kadınlardır. Haya onları dinlerini (n hükümlerini) sorup anlamaktan alıkoymadı" demiştir. Diğer tahric: İbni Mace, tahare; Müslim, hayz; Ahmed b.Hanbel, V, 72; VI
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan; demiştir ki; "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Useyd bin Hüdayr ile birlikte bazı kişileri Aişe'nin kaybettiği bir gerdanlığı aramak üzere gönderdi. (Gerdanlığı ararlarken) namaz vakti geldi, onlar da namazı abdestsiz olarak kılıp Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldiler ve yaptıklarını haber verdiler. Bunun üzerine teyemmüm ayeti (Maide 6) nazil oldu." İbn Nufeyl şunu da ilave etti: "Useyd bin Hudayr Aişe'ye dedi ki; Allah'ın rahmeti üzerine olsun, senin başına, hoşlanmadığın ne gelmişse Allah sana ve müslümanlara ondan bir kurtuluş ihsan etmiştir." Diğer tahric: Buharî, teyemmüm; Tefsiru's-Sure; nikah; Müslim, tahare; İbni Mace, tahare; Nesai, tahare; Muvattâ, tahare; Ahmed b. Hanbel, I, 238' VI
- Bāb: ...
- باب ...
Ammar bin Yasir (r.a) şöyle haber vermiştir: "Sahabiler, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber oldukları halde, sabah namazı için yeryüzü (toprak) cinsinden bir şeyle teyemmüm ettiler. Şöyleki: Ellerini yere vurdular sonra yüzlerini bir kere meshettiler. Bilahere ellerini tekrar yere vurdular ve her iki ellerini omuzlarına ve koltuk altlarına kadar avuçlarının içiyle meshettiler." Diğer tahric. İbni Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel, IV
- Bāb: ...
- باب ...
Abdülmelik bin Şuayb, İbni Vehb'den önceki hadisin benzerini rivayet etti. ibni Vehb rivayetinde şöyle dedi: "Müslümanlar kalktılar ve topraktan bir şey avuçlamadan ellerini yere vurdular." (İbni Vehb bundan sonra) önceki hadisin benzerini söyledi. Ancak omuzları ve koltuk altlarıını zikretmedi. İbnu'l-Leys ise, "dirseklerin üstüne kadar..." dedi. Diğer tahric: İbni Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ammar bin Yasir'den rivayet edilmiştir ki; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında Aişe (radiyallahu anha) olduğu halde gece yarısından sonra Ulatu'l-Ceyş (denilen yer) de konakladı. (Burada) Aişe'nin Zafar boncuğundan olan gerdanlığı kayboldu. Ordu tanyeri ağarıncaya kadar bu gerdanlığı aramakla meşgul oldu. Halbuki yanlarında su yoktu. Bundan dolayı Ebu Bekir, Aişe'ye kızdı ve, "insanları (yola devam etmekten) alıkoydun. Halbuki onların yanında su yok" dedi. Bunun üzerine Allah Celle Celalühü, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e temiz olan yer yüzü cinsinden bir şeyle temizlenme ruhsatını (teyemmüm ayetini) indirdi. Hemen müslümanlar Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'Ie birlikte kalktılar ve ellerini yere vurdular, sonra da topraktan bir şey avuçlamadan kaldırıp yüzlerini ve ellerini üstten omuzlarına, avuçlarının içinden de koltuk altlarına kadar meshettiler. İbni Yahya rivayetinde, İbni Şihab'ın; "insanlar buna (omuzlara ve koltuk altlarına kadar meshetmeye) itibar etmiyorlar" dediğini ilave etti. Ebu Davud dedi ki: Bu Hadisi, ibni ishak da böylece (Salih bin Keysan'ın rivayet ettiği gibi) rivayet etti ve rivayetinde (Ubeydullah bin Abdillah ile Ammar bin Yasir'in arasına) ibni Abbas'ı soktu. (ibni ishak ayrıca) Yunus'un dediği gibi, "iki defa vurdular" dedi. (Musannifin bu sözü, Salih bin Keysan'ın "bir defa vurdular”şeklinde rivayet ettiğine delalet ediyor.) Bunu Ma'mer de Zühri'den "iki vuruş" şeklinde rivayet etti. Malik, Zühri'den, Zühri, Ubeydullah bin Abdillah'dan o da babası tarikiyle Ammar'dan rivayet etti. Ebu Uveys de aynı şekilde (Malik'in dediği gibi Abdullah'ın ilavesiyle) Zühri'den rivayet etti. İbni Uyeyne, Ubeydullah'ın babası(nın zikredilip ve zikredilmediği)nde şüphe etti. Bir seferinde "Ubeydullah'dan o da babasından, veya Ubeydullah'tan, o da İbni Abbas'tan" şeklinde, başka bir seferinde: 'babasından “bir seferinde de' 'ibn Abbas 'tan” şeklinde rivayet etti. Yine ibni Uyeyne, o hadisi Zühri'den duyup duymadığında da tereddüt etti. Onlardan (Ammar hadisini Zühri'den rivayet edenlerden) ismini verdiğim (Yunus, ibn ishak ve Ma'mer)den başka hiçbiri bu hadiste "iki vuruştu zikretmedi. Diğer tahric: Buhari, teyemmüm, şehadat; meğazi; Müslim, hayz; tevbe; Nesai, tahare; Ahmed b. Hanbel, IV, 264, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Şakik (r.a.)'den; şöyle demiştir: Ben, Abdullah (bin Mes'ud) ile Ebu Musa el-Eşari'nin yanında oturmakta idim. Ebu Musa; Ya Ebu Abdirrahman bir adam cünup olsa ve bir ay su bulamazsa teyemmüm yapamaz mı? Ne dersin? dedi. Abdullah; Hayır, bir ay da su bulamasa teyemmüm yapamaz, karşılığını verdi. Bunun üzerine Ebu Musa: Peki, Maide Suresindeki "Su bulamazsanız temiz yer yüzü ile teyemmüm ediniz" ayetini ne yapacaksın? dedi, Abdullah; İnsanlara ruhsat verilseydi, suları soğuk gördükleri zaman hemen toprakla teyemmüme yönelirlerdi. Ebu Musa: Demek bunu (cünüplükten dolayı teyemmümü) bunun için kerih gördünüz, öyle mi? Abdullah: Evet, dedi. Ebu Musa; Ammar'ın, Hz. Ömer'e (söylediği) şu sözü duymadın mı? "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni bir ihtiyaç için göndermişti, Cünup oldum, fakat su bulamadım. Bunun üzerine hayvanın yerde yuvarlandığı gibi yuvarlandım, sonra da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip bu durumu haber verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Şöyle yapman kafi idi" dedi ve elini yere vurup, silkeledi, sonra sol eliyle sağ elinin üstünü, sağ eliyle de sol elinin üstünü daha sonra da yüzünü mesnetti" Abdullah (b.Mesud, Ebu Musa'ya cevaben); Sen de Ömer (bin el-Hattab)'ın, Ammar'ın sözü ile ikna olmadığını bilmiyor musun? dedi." Diğer tahric: Buhari, teyemmüm; Müslim, hayz; Nesai, tahare; Ahmed b. Hanbel, IV
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman bin Ebza (r.a.)'den şöyle demiştir: Ben Ömer bin el-Hattab (r.a)'ın yanında idim. Bir adam geldi ve; (Ya emire'l-mu'minin) biz bir iki ay bir yerde kalıyoruz. (Cünub oluyor su bulamıyoruz, ne yapalım?) dedi. Hz. Ömer; Ben olsam su buluncaya kadar yıkanmam, cevabını verdi. (Orada bulunan) Ammar şöyle dedi: Ya Emir'el-mu'minin, hatırlıyor musun? Hani seninle deve (gütmek) de idik de ikimiz de cünup olmuştuk. Bunun üzerine ben yerde yuvarlandım.Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip durumu söyledim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Şöyle yapman sana yeterdi" buyurdu ve ellerini yere vurdu, sonra onlara üfledi. Sonra da elleriyle yüzünü ve kolunun yansına kadar ellerini meshetti. Hz. Ömer: Ey Ammar Allah'tan kork! dedi. Ammar da: Ya Emirel-mu'minin, eğer sen istersen vallahi bunu ebediyyen (bir daha) söylemem, dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer: Hayır, vallahi bundan (teyemmüm hadisesinden) üzerine aldığın sorumluluğu sana bırakıyorum, dedi. Diğer tahric: Buhari, teyemmüm; Müslim, hayz; Nesai, tahare; İbni Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel IV
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman bin Ebza; Ammar bin Yasir'den bu Hadisi (şu şekilde) rivayet etti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ya Ammar, şöyle yapman sana yeterdi” buyurdu Ve ellerini bir kere yere, sonra da birini diğerine vurdu. Sonra yüzünü ve dirsekleri aşmadan kollarını, yarısına kadar meshetti." Ebu Davud dedi ki; Bu hadisi Veki’ A'meş-Seleme bin Kuheyl- Abdurrahman bin Ebza senediyle; Cerir de A'meş-Seleme bin Küheyl-Said bin Abdirrahman bin Ebza ve babası (Abdurrahman bin Ebza) senediyle rivayet etti. Diğer tahric: Buhari, teyemmüm; Müslim, hayz; Nesai, tahare; İbni Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel IV
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman bin Ebza'nın oğlu, babası vasıtasıyla Ammar (r.a.)'dan bu (önceki hadislerde geçen) kıssayı rivayet etti. Bu rivayete göre) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sana sadece (şu) yeterdi" buyurdu ve elini yere vurup ona üfledi sonra da yüzü ve ellerini meshetti. (Şube dedi ki); Seleme şüphe etti ve “Bu hadiste, dirseklere kadar mı, yoksa bileklere kadar (manasına gelen bir şey) mi (dediğini) bilmiyorum" dedi. Diğer tahric: Buhari, teyemmüm; Müslim, hayz; Nesai, tahare; İbni Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel IV
- Bāb: ...
- باب ...
Şu'be bu (önceki) hadisi ayrı isnatla rivayet etti ve şöyle dedi: (Ammar) dedi ki; "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sonra eline üfleyip, onunla (elleriyle) yüzünü ve dirseklere -veya kollara- kadar ellerini mesnetti." Şu'be dedi ki; "Seleme, (Resulullah) ellerini, yüzünü ve kollarını (mesnetti)" derdi. Bir gün Mansur kendisine "söylediğine dikkat et çünkü kolları (Zerr bin Abdullah'ın talebelerinden) senden başka hiç biri söylemedi" dedi. Diğer tahric: Buhari, teyemmüm; Müslim, hayz; Nesai, tahare; İbni Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel IV
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman bin Ebza bu (geçen) hadisi Ammar'dan, rivayet etti. Bu rivayetinde Ammar der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Ellerini yere vurup onlarla yüzünü ve ellerini meshedivermen sana yeterdi." Ammar (bunu dedikteri sonra) hadisin tamamım nakletti. Ebu Davud dedi ki; Bu hadisi Şu'be, Husayn'den, o da Ebu Malik'ten şöylece rivayet etti: "Ammar'ı (Önceki hadisin) benzerini söylerken işittim. Ancak o "üflemedi" dedi." Bu hadisi, Huseyn bin Muhammed ve Şu'be'den o da Hakem'den: (Ammar), "Resulullah ellerini yere vurdu ve üfledi dedi" şeklinde rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Ammar bin Yasir'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e teyemmümü sordum. Bana hem yüz, hem de eller için bir defa vurmamı emretti." Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel, IV
- Bāb: ...
- باب ...
Katade'ye seferde iken teyemmümün hükmü soruldu. Katade; Bana bir muhaddis Şa'bi'den, o Abdurrahman bin Ebza'dan o da Ammar bin Yasir'den (Ammar'ın) şöyle dediğini haber verdi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (bana yüzü ve) dirseklere kadar (elleri) meshetmemi emretti
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a)'ın azatlısı Umeyr şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Meymune (r.anha)'nın azatlısı Abdurrahman bin Yesar'la birlikte geldik ve Ebu Cuheym bin Haris bin Simme el-Ensari'nin yanına girdik. Ebu Cuheym şunları söyledi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bi'ri Cemel tarafından geliyordu. Kendisine bir adam rastlayıp selam verdi. Fakat Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selamını almadı. Bir duvara gelip yüzünü ve ellerini meshetti sonra da adam'ın selamını aldı." Diğer tahric: Buhari, teyemmüm; Müslim, hayz; Nesai, tahare; Ahmed b. Hanbel, IV
- Bāb: ...
- باب ...
(Abdullah bin Ömer'in azatlısı) Nafi' demiştir ki; Bir ihtiyaç için ibn Ömer'le beraber İbn Abbas'a gittik. İbn Ömer, (İbn Abbas'la ilgili olan) ihtiyacını giderdi, (sonra döndük). İbn Ömer o günkü konuşması arasında şöyle dedi: (Medine) yollar(m)dan birinde bir adam büyük veya küçük abdestinden çıkmış olan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e rastlayıp selam verdi. Fakat Efendimiz selamını almadı. Adam nerede ise sokakta kayboluyordu (uzaklaşmıştı) ki, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ellerini duvara vurdu yüzünü mesnetti. Sonra tekrar vurdu, kollarını meshetti, sonra da adamın selamını iade edip şöyle buyurdu: "Selamını almadığıma sebep abdestsiz olmamdan başka bir şey değildir." Ebu Davud dedi ki; Ahmed bin Hanbel'i, "(Bu hadisin raviierinden olan) Muhammed bin Sabit teyemmüm hakkında münker bir hadis rivayet etti" derken işittim. (Ebu Davud'un talebelerinden) ibn Dase de şöyle demiştir: Ebu Davud; "Bu kıssadaki yere iki defa vurmanın Resulullah (s.a.v.)'den nakledildiğinde Muhammed bin Sabit'e mutabeat edilmemiştir. (Başkaları) onu İbn Ömer'in fiili olarak rivayet etmişlerdir" dedi. Hadisi sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Nafi' İbn Ömer (r.a.)'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) def-i hacetten gelmişti ki, Bi’r-i Cemel'in yanında bir adam (Ebu Cuheym) kendisi ile karşılaşıp selam verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hemen selamını almadı. Ancak duvara yönelip de, elini üzerine koyup yüzünü ve ellerini meshettikten sonra o zatın selamını aldı. Diğer tahric: Buhari, teyemmüm; Müslim, hayz; Nesai, tahare; Ahmed b. Hanbel IV
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Zerr (r.a.)'den demiştir ki; "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında (gelen zekatlardan) küçük bir koyun sürüsü birikti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ya Eba Zer, bu sürüyü (gütmek üzere) kıra götür”, buyurdular. Ben de Rebeze köyüne sürdüm. Ben cünup oluyor ve (su olmadığı için yıkanamadan) beş altı (gece) kalıyordum. Nihayet Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldim: "Sen ha Ebu Zer" (bu halin ne!)? buyurdular. Ben (cevap vermeden) sustum. Efendimiz; "Ya Eba Zer, Anan acını görmesin yazık anana" buyurdu ve benim için siyah bir cariye kız çocuğu çağırdı. Cariye, içerisinde su dolu bir kova getirdi, beni (bir taraftan) bir örtü ile gizledi. Ben de (öte yandan bir) devenin arkasına geçerek gizlendim ve yıkandım. Üstümden bir dağı atmış gibi oldum. Bilahere Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: On seneye kadar bile olsa temiz toprak müslümanın abdest suyudur. Ancak suyu bulduğun zaman onu bedenine dök, (guslet). Çünkü bu daha hayırlıdır." Müsedded, "Sürünün zekatlardan biriktiğini" söylemiştir. (Tercemede de bu gözönünde bulundurulmuştur.) Ebu Davud, Amr (bin Avn)'ın rivayeti daha tamdır, dedi. Diğer tahric: Nesai, tahare; Tirmizî, tahare; Ahmed b. Hanbel, V
- Bāb: ...
- باب ...
Ben-i Amir'den bir zatın,şöyle dediği rivayet edilmiştir: "İslama (yeni) girmiştim. Dinim beni gayrete getirdi. (Dini konulara sarıldım). Ebu Zerr'e geldim. Ebu Zerr şöyle dedi: Medine'nin havası bana dokundu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir zevd (üç yaş ile dokuz yaş arasındaki deve) ile bir koyun (almamı) emretti ve "Sütlerinden iç " buyurdu. Hammad dedi ki: "(Şeyhimin) idrarından da iç (deyip demediğinde) şüphe ediyorum. " Ebu Zerr devamla şöyle dedi: Ben sudan uzakta idim, ve hanımım da benimle beraberdi. Bu yüzden cünup oluyor ve abdestsiz namaz kılıyordum. (Bir gün) öğle vakti Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldim. Efendimiz ashabından bir cemaat içinde mescidin gölgesinde idi. (Beni görünce): (Ne bu halin) Ebu Zerr? buyurdu. Evet, ya Resulullah helak oldum, dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Seni helak eden nedir? "diye buyurdu. Ben sudan uzakta idim ve ailem benim yanımda idi. Bu yüzden cünup oluyor ve abdestsiz namaz kılıyordum, dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim için su getirilmesini emretti ve siyah bir cariye içinde su çalkalanan bir kap getirdi. Tam dolu olmayan o su kabını alıp devemin arkasına gizlenip yıkandım ve geldim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöye buyurdu: Ey Eba Zerr, on seneye kadar bile su bulamazsan muhakkak temiz toprak temizleyicidir suyu bulduğun zaman suyla yıkan (guslet). Ebu Davud şunları ilave etti: Bunu Hammad bin Zeyd, Eyyub'dan "idrarlarını" zikretmeden rivayet etti. (Bu hadiste) "idrarlarını" sözü sahih değildir. "İdrarlar" (lafzı) hakkında Enes hadisinden başkası yoktur. Onu da sadece Basralılar rivayet etmiştir. Diğer tahric: Nesai, tahare; Ahmed b. Hanbel, V
- Bāb: ...
- باب ...
Amr bin el-As (r.a.)den demiştir ki; "Zatü's-selasil gazvesinde iken soğuk bir gecede ihtilam oldum. Gusledersem helak olacağımdan korkup teyemmüm ettim ve arkadaşlarıma (orduya) sabah namazını kıldırdım. (Medine'ye döndükten sonra) bunu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e haber verdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ya Amr, sen ashabına cünup olarak mı, namaz kıldırdın? diye sordu. Beni yıkanmaktan alıkoyan şeyi haber vererek şöyle dedim; Ben Allah'ın şöyle buyurduğunu işittim: “Kendi kendinizi öldürmeyiniz, muhakkak Allah size karşı merhametlidir."[Nisa 29] Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) güldü, hiç bir şey demedi. Ebu Davud dedi ki; Abdurrahman bin Cubeyr Mısırlı'dır, Harice bin Huzafe'nin azathsıdır. Cubeyr bin Nufeyr değildir. Diğer tahric: Biraz değişik şekli için bk. Buharî, teyemmüm
- Bāb: ...
- باب ...
Amr bin el-As'ın azatlısı Ebu Kays: "Amr bin el-As, bir seriyyenin başında idi" (diye başlayarak) önceki hadisin bir benzerini rivayet etti ve şöyle dedi: "Amr, koltuk altlarını ve eteğini yıkadı, namaz için aldığı abdest gibi abdest aldı, sonra da cemate namaz kıldırdı." Ebu'Kays önceki hadisin benzerini nakletti ancak teyemmümü zikretmedi. Ebu Davud bu kıssa Evzai tarikiyle Hassan bin Atiyye'den: "Daha sonra teyemmüm etti" şeklinde rivayet edildi demiştir. Ayrıca bakın: Buhari teyemmüm
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir bin Abdillah (r.a.)'den, şöyle demiştir: Bir sefere çıkmıştık, bizden bir adama taş değdi ve başını yardı. Sonra bu zat ihtilam oldu. Arkadaşlarına: Benim teyemmüm etmeme ruhsat buluyor musunuz? diye sordu. Sen suyu kullanabilirsin, sana (teyemmüm için) ruhsat bulmuyoruz dediler. Adam yıkandı akabinde de öldü. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna geldiğimizde bu hadise (kendisine) haber verildi. Bunun üzerine Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Fetvayı verenler) onu öldürdüler, Allah da onları öldürsün. Bilmediklerini sorsalardı ya! Cehaletin ilacı ancak sormaktır. Onun teyemmüm etmesi, yarasının üzerine bir bez bağlayıp sonra üzerine meshetmesi ve vücudunun geri kalan kısmım da yıkaması ona yeterdi, diye buyurdu. Diğer tahric: İbn Mace tahare (değişik şekilde)
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Abbas (r.a.)'dan; demiştir ki; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir adam yaralandı sonra da ihtilam oldu. Yıkanmasını emrettiler o da yıkandı. Bunun üzerine adam öldü. Hadise Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e aktarıldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Onu öldürdüler, Allah da onları öldürsün, cehaletin şifası sormak değil miydi? Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Said el-Hudri'den; demiştir ki; "İki kişi bir yolculuğa çıktılar. Namaz vakti geldi ama yanlarında su yoktu. Temiz toprakla teyemmüm edip namazlarını kıldılar. Bilahere vakit çıkmadan su'yu buldular. Birisi abdestini ve namazını iade etti, öbürü ise iade edemedi. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip durumu anlattılar, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iade etmeyene: Sünnete uydun, namazın sahihdir; abdest alıp namazını iade edene de "senin de ecrin iki kattır." buyurdu. Ebu Davud dedi ki: İbn Nafi'den başkaları bu hadisi, Leys, Amire b, Ebi Naciye, Bekr bin Sevade, Ata bin Yesar senediyle Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den rivayet etti. Ebu Davud dedi ki; Bu hadiste, Ebu Said el-Hudri'nin zikredilmesi mahfuz değildir.. Dolayisiyle hadis mürseldir. Diğer tahric: Nesai, ğusul; Darimı, vudu
- Bāb: ...
- باب ...
İsmail bin Ubeyd, Ata b, Yesar'dan: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından iki zat" (diye başlayarak) önceki hadisi mana olarak rivayet etti
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) şöyle haber vermiştir: "Ömer bin el-Hattab (r.a.) bir cuma günü hutbe okurken, bir zat (mescide) giriverdi. Hz. Ömer: Niçin namaza (vaktinde) gelmiyorsunuz? dedi. Adam: Ezanı duyup abdest aldım (ancak geldim), dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer şu karşılığı verdi: Hem de sadece abdest (öyle mi)? Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın, "Sizden biri cumaya geldiği zaman gusletsin" buyurduğunu işitmediniz mi? Tahric: bk. Buhari, cuma; MüsIim, cuma; Tirmizi, cuma; Nesai, Cuma; Muvatta, cuma; Darimi, salat; Ahmed b. Hanbel, I
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Said el-Hudri (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur; "Cuma günü gusletmek, ihtilam (baliğ) olan herkese vaciptir.” Diğer tahric: Buhari ezan; cuma, şehadat; Müslim, cuma; Darimi, salat; İbn Mace, ikame; Muvatta cuma; Ahmed b. Hanbel, III
- Bāb: ...
- باب ...
Hafsa (r.anha) Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Her ihtilam (baliğ) olana, cumaya gitmek vacibtir. Cumaya giden (gitmek isteyen) herkese de gusül vaciptir." Ebu Davud dedi ki: Bir adam cünüblükten dolayı da olsa fecrin doğmasından sonra gusül ederse, ona kafidir. Diğer tahric: Nesai, cuma
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre ve Ebu Said el-Hudri (r.anhüma), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu haber vermişlerdir: "Kim cuma günü gusül eder, en güzel elbisesini giyer, yanında varsa (güzel) koku sürünür, sonra da cumaya gelip insanların omuzlarına basmaz ve Allah'ın kendisine yazdığı ve takdir ettiği (tahiyyetu'el-mescidi)ni kılar; imam (hutbe için) çıktığı zaman namazını bitirinceye kadar (konuşmaz) susarsa, (onun bu durumu) bu cuma ile geçmiş cuma arasındaki (günah) ler için keffarettir." Ebu Seleme, Ebu Hureyre'nin;"iki cuma arasındakilere" (ilave olarak) ve üç gün ziyadesinin, (günahlarına kefaret olur.) Çünkü haseneler on misli iledir" dediğini nakletti. Ebu Davud dedi ki; Muhammed bin Ebi Seleme'nin hadisi (Hammad'ın hadisinden) daha tamdır, Hammad, Ebu Hureyre'nin sözünü zikretmemiştir. Diğer tahric: Müslim, cuma (muhtasar olarak). İbn-i Hibban zevaid-salat
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Said el-Hudri (r.a.) Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cuma günü gusül etmek ve dişleri misvaklamak ihtilam (baliğ) olan herkese sabittir.[252] (Baliğ kimse o gün) kendisi için takdir edilen kokudan (da) sürer." (Ravilerden) Bukeyr, Abdurrahman'ı zikretmemiş, koku hakkında da "kadınların kokusundan bile olsa" demiştir. Diğer tahric: Müslim, cuma; Nesai, cuma; Ahmed b. Hanbel, III, 30, 69; IV
- Bāb: ...
- باب ...
Evs bin Evs es-Sekafi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim demiştir: "Her kim cuma günü (başını ve vücudunun geri kalan kısmını) yıkar ve gusleder erkenden yola çıkıp (hutbenin evveline) yetişir (bir şeye) binmeyip yürür, imamın yakınına oturarak abesle iştigal etmeyip (konuşmadan) hutbeyi dinlerse onun için attığı her adıma bir senelik oruç ve namazının ecri vardır." Diğer tahric: Nesai, cuma; İbn Mace, ikame; Tirmizi, cuma; Ahmed b. Hanbel, III, 209; IV
- Bāb: ...
- باب ...
Evs es- Sekafi (r.a.) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Her kim cuma günü başını yıkar ve gusleder..." Daha sonra (Ubade) önceki hadisin lafızları ile devam etti. Diğer tahric: Nesai, cuma; İbn Mace, ikame; Tirmizi, cuma; Ahmed b. Hanbel, III, 209; IV
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Amr bin el-As (r.a.), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Her kim cuma günü gusleder, -varsa- hanımının kokusundan sürünür, en güzel (temiz) elbisesini giyer, insanların omuzları üzerinden aşmaz ve hutbe esnasında konuşmazsa (bunlar) iki cuma arasındaki (günahlara) keffaret olur. Konuşan ve insanların omuzlarına basan kimseye ise (cuma namazı) Öğlen namazı (gibi) olur, (Ancak öğlen namazının sevabını alır." Diğer tahric: Nesai, cum'a'; İbn Mace, ikame; Ahmed b. Hanbel, I, 93;IV)
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Zübeyr, (r.a.)'ın kendisine şöyle dediğini rivayet eder: "Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (şu) dört şeyden dolayı guslederdi: Cenabet, cuma günü, kan aldırmak ve cenaze yıkamak." Diğer tahric: Ebu Davud, cenaiz no:
- Bāb: ...
- باب ...
Ali bin Havşeb şöyle demiştir: غَسَّلَ وَاغْتَسَلَ sözünün manasını Mekhul'a sordum.Başını ve bedenini yıkar (demektir) dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Said bin Abdilaziz (Evs hadisindeki) غَسَّلَ وَاغْتَسَلَ sözü hakkında şöyle demiştir: "Başını ve bedenini yıkar
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Bir kimse cuma günü cünüplükten dolayı yıkandığı gibi yıkanır, sonra da erkenden (mescide) giderse, bir deve tasadduk etmiş gibi olur. ikinci saatte giden bir sığır, üçüncü saatte giden boynuzlu bir koç, dördüncü saatte giden bir tavuk, beşinci saatte giden de bir yumurta tasadduk etmiş sayılır. İmam (minbere) çıktığı zaman melekler (minberin yanında) hutbeyi dinlemeye gelirler." Diğer tahric: Buhari, cuma; Müslim, cuma; Nesai, cuma; Tirmizi, cuma; Muvatta, cuma; Ahmed b. Hanbel, II
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)dan, demiştir ki; "İnsanlar, kendi işlerini kendileri yapıyorlar ve o halleriyle (iş elbiseleriyle, terli bir halde yıkanmadan) cumaya geliyorlardı. (Bundan dolayı) kendilerine, "keşke yıkansaydınız" denildi." Diğer tahric: Buhari, cuma; Müslim, cuma
- Bāb: ...
- باب ...
İkrime (r.a.)den rivayet edilmiştir.; "Iraklılardan (bazı) insanlar (İbn Abbas'a) gelip: Ya İbn Abbas, cuma günü gusletmeyi vacib görür müsün? dediler. İbn Abbas,: Hayır, fakat o daha çok temizlik ve gusleden için daha hayırlıdır. Gusletmeyen kimseye de vacib değildir. Size (cuma günü) gusletmenin nasıl başladığını haber vereyim: İnsanlar darlık ve meşakkatte idiler. Yünden (elbiseler) giyerler, bedenen (yük taşıyarak) çalışırlardı. Mescidleri dar, tavanı basıktı, o (tavan) bir gölgelikten ibaretti. Sıcak bir günde, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mescide geldi. Yün elbiseler içerisinde insanlar terlemiş, kendilerinden kokular yayılmıştı. Bu kokularla bir birlerine eziyet ediyorlardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu kokuyu hissedince: "Ey insanlar, Bugün (cuma günü) olunca yıkanınız.Her biriniz bulabildiği koku ve yağların en güzelini sürünsün” buyurdu. Aradan zaman geçti Şanı yüce Allah, (mallar, elbiseler, hizmetçilerle onlara) bolluk verdi. Müslümanlar yünden başka elbiseler giydiler, (bizzat bedenen) çalışmaya ihtiyaçları kalmadı, mescidleri genişletildi. Böylece bir birlerine eziyet veren ter de kısmen zail oldu. Bu Hadisi kütüb-i sitte müelliflerinden sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Semure bin Cündüb (r.a.)'den demiştir ki; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim cuma günü abdest alırsa gerekeni yapmıştır ve güzeldir. Ama kim guslederse o daha faziletlidir." Diğer tahric: Nesai, cuma; Tirmİzî, cuma; salat; Ahmed b. Hanbel;
- Bāb: ...
- باب ...
Kays bin Asim (r.a.)'den şöyle demiştir: "Müslüman olmak gayesiyle ResuluIIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldim, Sidr karışmış su ile gusletmemi emretti." Diğer tahric: Nesai, tahare Tirmizî, cuma; Ahmed b. Hanbel.V
- Bāb: ...
- باب ...
Useym bin Kuleyb babası tarikiyle dedesinden rivayet etmiştir ki: "O (Kuleyb el-Cuheni) Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: Ben müslüman oldum, demiş, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de o'na: "Kendinden küfür kıllarını at, buyurmuştur." (Ravilerden biri Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın sözünü) "traş ol" diye açıklamıştır. (Useym'in babası Kesir) şöyle dedi: "Bir başkası bana haber verdi ki; Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisi (Haberi veren veya Resulullah) ile beraber olan diğer birine: "Kendinden küfür kıllarını at ve sünnet ol, buyurdu." Bu Hadisi Kütüb-i sitte sahiplerinden sadece Ebu Dâvud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Muaze (binti Abdullah el-Adevi) şöyle demiştir: "Aişe (r.anha)'ya elbisesine kan bulaşan hayızlı kadının ne yapacağını sordum. Onu yıkasın eğer kanın eseri gitmezse, onu (n rengini) sarı bir şeyle değiştirsin. Muhakkak ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın yanında (peşi peşine) uç hayız'ı (birden) olur, elbisemi yıkamazdım (elbiseme kan bulaştırmadım.)" Diğer tahric: Darlmi, vudu
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) şöyle demiştir; "Bizden (Resulullah’ın hanımlarından) birinin sadece bir elbisesi vardı. O elbisesi üzerinde iken de hayız olurdu. Eğer elbisesine kan bulaşırsa, onu tükürüğü ile ıslatır, sonra ovalardı." Diğer tahric: Buhari, hayz
- Bāb: ...
- باب ...
Bekkar bin Yahya, ninesinin şöyle dediğini haber verdi: "(Bir gün) Ümmü Seleme'nin yanına gitmiştim ki, Kureyş'ten bir kadın, (kadının) hayızlı iken giydiği elbisede namazı (n hükmünü) sordu. Ummü Seleme şu cevabı verdi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında biz hayz olur, hayz günlerinde bir elbise giyer, temizlenince hayızlı iken giydiğimiz bu elbiseye bakardık: Eğer ona kan bulaşmışsa, yıkar ve o elbise içinde namazı kılardık. Ona bir şey bulaşmamışsa (yıkamaya gerek duymaz), onunla namaz kılardık. Saçı taralı olana gelince, bizden birinin saçları taralı (saçları taranacak kadar uzun) ise; guslettiğinde saçlarını çözmez, başı üzerine üç avuç su döker, saçlarının dibine ıslaklık nüfuz ettiği zaman onu ovalar sonra da (suyu) bedeninin geri kalan kısmına dökerdi. Bu hadisi Sadece Ebû Dâvûd rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Esma binti Ebi Bekr (r.a.)'dan, demiştir ki; "Bir kadının Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Bizden biri temizlendiği zaman (hayızlı iken giydiği) elbisesini ne yapsın, onunla namaz kılsın mı?" diye sorduğunu işittim (Resulullah s.a.v.) şöyle cevap verdi: "Baksın, eğer onda kan görürse, biraz su ile ovalasın (bu suda veya elbisede kan izi) görmeyinceye kadar yıkasın ve namazını kılsın.” Not: Bu son cümleyi, "Kan izi göremediği (fakat şüphe ettiği) yeri yıkasın" şeklinde de anlamak mümkündür. Diğer tahric: Buhari, hayz
- Bāb: ...
- باب ...
Esma binti Ebi Bekr (r.ahha)'dan, demiştir ki; "Bir kadını Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'a şöyle sorarken duydum: Ya Resulullah, bizden birinin elbisesine hayız kanı bulaşırsa, ne yapsın? Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu cevabı verdi: " Sizden birinize hayz kanı bulaşırsa onu (pamukla) ovalasın sonra su ile yıkasın ve namazını kılsın." Diğer tahric: Buhari, hayz, vudu; Müslim tahare; Tirmizî, tahare, İbn Mace, tahare; Nesai, hayz; muvatta tahare; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Hammad bin Seleme, Hişam b. Urve'den önceki hadisi mana bakımından (aynen) rivayet etti: (Müsedded ve Musa bin İsmail rivayetlerinde) şöyle dediler: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu (kanı) kazı, sonra su ile ovala, sonra da yıka'' buyurdu. Diğer tahric: Tirmızî, tahare; Nesaî, tahare; hayz; Darimi, vudu
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmu Kays binti Mihsan şöyle demiştir: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e elbisede olan hayz kanını(n hükmünü) sordum. "Onu bir çubuk ile kazı, su ve sidr ile yıka','buyurdu. Diğer tahric: Nesai, tahare; hayz; İbn Mace, tahare; Darimî, vudu; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan, demiştir ki; "Bizim birimizin bir tek gömleği olurdu. O gömlek üzerinde iken hayız olur, o üzerinde iken cünüp olurdu. Sonra onda bir kan damlası görür ve onu tükrüğü ile ovalardı." Diğer tahric: Darimîi vudu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edilmiştir; "Havle binti Yesar, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip: Ya Resulullah! Benim sadece bir tane elbisem var, ben o (elbisem) üzerimde iken hayız oluyorum, ne yapayım? dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu cevabı verdi: Temizlendiğin zaman onu yıka ve onda (onu giyerek) namazını kıl." Havle dedi ki: Kan çıkmazsa (ne yapayım)? Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem); '"Kam yıkamak sana yeter, izi zarar vermez" buyurdular. Diğer tahric: Ahmed b. Hanbel, II
- Bāb: ...
- باب ...
Muaviye bin Ebi Süfyan'dan rivayet edilmiştir; "O, Peygamberimizin hanımı olan, kızkardeşi Ummu Habibe'ye: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cima ederken üzerinde bulunan elbisesi ile namaz kılar mıydı? diye sordu. Ummu Habibe (Radıyellahu anha): Evet, O elbisede pislik görmediğinde (kılardı) dedi." Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.a.)'dan demiştir ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizim çamaşırlarımız da veya çarşaflarımızda namaz kılmazdı. Ubeydullah: "Babam (çamaşır mı, yoksa çarşaf mı olduğunu) şüphe etti" demiştir. Diğer tahric: Ebu Davud, salat; Nesai, ziynet Tirmîzî, cuma; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'nın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizim elbiselerimizde (veya çarşaflarımızda) namaz kılmazdı." Hammad; Said bin Ebi Sadaka'nın şöyle dediğini duydum demiştir: Bu Hadisi Muhammed bin Sırın'e sordum, rivayet etmedi ve "Ben onu eskiden beri duydum. Fakat kimden duyduğumu bilmiyorum. Güvenilir birinden mi, yoksa başkasından mı duyduğumu hatırlayamıyorum. Onu (başkasına) sorunuz” dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Meymune (r.anha)'dan; "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın bir bölümü kendi üzerinde, diğer bölümü hayız halindeki bir hanımının üstünde olan bir elbise ile namaz kıldığı" rivayet edilmiştir. Diğer tahric: Müslim, salat; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.a.)'dan; demiştir ki; "Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ın yakınında, hayızlı bulunduğumda, üzerimdeki elbisenin bir kısmı Resulullah'ın üzerine (sarkmış) bir vaziyetteyken geceleyin namaz kılardı." Diğer tahric: İbn Mace, tahare; Ahmedb. Hanbel, VI, 204; ayrıca bk. Buhârî, salat, Müslim, salat
- Bāb: ...
- باب ...
Hemmam bin Haris'ten rivayet edilmiştir: "(Bir gün) Hemmam Hz. Aişe'nin yanında (misafir) iken ihtilam olmuştu. Elbisesini veya elbisesindeki cenabet eserini (meniyi) yıkarken Hz. Aişe'nin cariyesi onu gördü ve Hz. Aişe'ye haber verdi. Bunun üzerine Aişe (r.anha) şöyle dedi: (Şu anda) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in elbisesinden onu ovaladığımı görür (gibiyim). Ebu Davad: "Bunu, Hakem rivayet ettiği gibi, A'meş de rivayet etmiştir" dedi. Diğer tahric: Müslim, tahare; Nesai, tahare; İbn Mace, tahare (mana olarak); Tirmizî, tahare, (mana olarak); Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (radıyallahü anhâ) şöyle demiştir: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın elbisesinden meniyi ovalardım. Resûlüllah da o elbisede namaz kılardı." Ebû Dâvûd rivâyet etmiştir. Dâvûd buyurdu ki: bu rivâyetinde Muğîre, Ebû Ma'şer ve Vâsıl muvafakat ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Süleyman bin Yesar Aişe (r.anha)'yı şöyle söylerken dinlemiştir: "Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in elbisesinden meniyi yıkardım daha sonra elbisedeki temizleme izlerini görürdüm." Diğer tahric: Buhari, vudu'; Müslim, tahare (benzeri); Tirmizî, tahare (benzeri);Nesai tahare; İbn Mace, tahare (benzeri); Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Kays binti Mihsan'dan rivayet edilmiştir ki: "O, (bir gün) henüz yemek yemeyen küçük oğlunu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e getirdi Ffendimiz de çocuğu kucağına oturttu. Çocuk Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in elbisesine bevletti. Efendimiz su isteyerek (sidiğin) üzerine döktü, onu yıkamadı." Diğer tahric: Buhari, vudu; Muslim.tahare; Nesai, tahare; Tirmizî, tahare (benzeri) ibn Mace, tahare; Darimi, vudu'; Muvatta', tahare; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Lubabe binti el-Haris (r.anha)'dan; demiştir ki; "Ali (r.a.)'ın oğlu Hüseyin, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kucağında idi. Efendimizin üzerine bevletti. Bir elbise giy, izarını da bana ver yıkayayım, dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Ancak kızın idrarından dolayı yıkanır oğlanın idrarından ise (üzerine) su dökülür," buyurdu. Diğer tahric: Buhari, vudu; İbn Mace, tahare; Ahmed b. Hanbel, VI
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu's-Semh den; demiştir ki; "Resullullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e hizmet ederdim. Efendimiz gusletmek istediğinde bana "Yönünü çevir" der, ben de çevirir ve onu gizlerdim, (siper olurdum). (Bir gün) Hasan veya Hüseyin (r.a.) getirildi. Efendimiz'in göğsü üzerine bevletti. Ben hemen onu yıkamaya geldim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): “Kız çocuğunun idrarı(ndan dolayı)yıkamr, oğlanınkine ise, su serpilir" buyurdu. Abbas (b. Abdilazim) dedi ki; (Çoğul siğasıyla) Bize Yahya bin Velid haber verdi. Ebu Davud da dedi ki; Yahya b, Velid, Ebu'z-Za'ra'dır. Harun bin Ebi Temim, Hasen el-Basri'nin "Bütün idrarlar eşittir," dediğini söyledi. Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.) şöyle demiştir: "Kız çocuğun idrarı yıkanır, oğlan çocuğunun ise (sütten başka) yemek yemediği müddetçe idrarına su serpilir." Bu hadisi Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ali (r.a.) yukarıdaki hadisi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den merfuan rivayet etmiştir. Ancak (bu rivayette) "yemedikçe" kaydını (Katade'nin talebesi Hişam) zikretmemiştir. (Hişam ilaveten) Katade'nin; "Bu, yemek yemedikleri müddetçedir, yemek yerlerse her ikisi de yıkanır" dediğini de bildirmiştir. Bu hadisi Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Hasan (el-Basri), annesinin şöyle dediğini haber verdi: "(Ben) Ümmü Seleme (r.anha)'yı henüz yemek yemeyen erkek çocuğun idrarı üzerine su dökerken gördü (m). Eğer (çocuk) yerse, onu yıkardı. Kız çocuğunun idrarını da yıkardı." Bu hadisi Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'dan rivayet edilmiştir ki; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescidde otururken bir bedevi Mescide girip namaz kıldı.(İbn Abd bu namazın iki rekat olduğunu söyler). Sonra da: Allah'ım, bana ve Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e rahmet eyle, bizimle beraber bir başkasına acıma, dedi. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): Geniş olan şeyi men ettin, buyurdu. Aradan fazla bir zaman geçmeden bedevi Mescidin içinde (bir kenara) bevletti. Bunu gören sahabiler bedeviye doğru koştular, fakat Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara mani oldu ve: Siz ancak kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz, zorlaştırıcı olarak değil. O (bedevinin) bevli üzerine büyük bir kova dolusu veya doluya yakın su dökünüz" buyurdu. Diğer tahric: Buhari, vudu, edeb; Müslim, tahare; Tirmızî, tahare; Nesai, tahare; mjyah, İbn Mace, tahare; Darimîi vudu; Muvatta', tahare, Ahmed b. Hanbel, ÎI
- Bāb: ...
- باب ...
Ma'kil bin Mukarrin'den; şöyle demiştir: "Bir bedevi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte namaz kıldı..." (Ma'kil bundan sonra) Önceki hadisteki hadiseyi (anlattı) ve şunları ilave etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem); "Üzerine bevlettiği toprağı alın ve (Mescidin dışına) atın, yerine de su dökün" buyurdu. Ebu Davud; "Bu hadis mürseldir. Çünkü İbn Ma'kil, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i görmemiştir” dedi. Diğer tahric: Buhari, vudu, edeb; Müslim, tahare; Tirmizi, tahare; Nesai, tahare; mjyah, İbn Mace, tahare; Darimîi vudu; Muvatta', tahare, Ahmed b. Hanbel, ÎI
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Ömer (r.a.)'dan, şöyle demiştir: "Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bekar bir genç idim ve Mescidde gecelerdim. Köpekler mescide girerler, çıkarlar, bevlederler, (sahabiler de) bundan dolayı hiç bir şey (su) dökmezlerdi." Diğer tahric: Buhari, ta'bir; fedailu ashabın-Nebi; Müslim, fedailu's-sahâbe
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman bin Avf'ın oğlu İbrahim'in Ümmü Veledi (Humeyde)den rivayet edilmiştir. O; ResuluIIah (s.a.v.)'in hanımı Ümmü Seleme (r.anha) ya; Ben eteğini uzatan bir kadınım, pis yerlerde yürüyorum (ne yapmalıyım)? diye sordu. Ümmü Seleme (r.anha); Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onu sonraki (temiz yerler) temizler" buyurdu diye cevap verdi. Diğer tahric: Tirmizi, tahare; İbn Mace, tahare; Dârimi, vudu; muvatta, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Abdu'l-Eşhel oğullarından bir kadın şöyle demiştir; "(Resulullah'a); Ya Resulullah! Bizim mescide giden yolumuz pis, kerih kokuludur. Yağmur yağdığında ne yapalım? diye sordum. ''Bu kirli yoldan sonra daha temizi yok mu?'' dedi. ''Evet (var)'' dedim, ''Temiz yer pis yerin pislettiğini temizler" buyurdu. Diğer tahric: İbn Mace, tahare
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz ayakkabısı ile bir pisliğin üzerine basarsa (bilsin ki) toprak onun için temizleyicidir." Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) mana olarak öncekine benzeyen rivayetinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir. "(Bir kimse) Necaset üzerine mestleri ile basarsa onların temizleyicisi topraktır.” Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynı manada bir hadis rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ummu Cahder el-Amiriye'den; O, Aişe (r.anha)'ya elbiseye bulaşan hayız kanının hükmünü sordu. Aişe (r.anha) şu cevabı verdi: "Ben (hayızlı iken bir gece) üzerimizde şiltemiz olduğu halde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraberdik. Şiltenin üstüne bir elbise örtmüştük. Sabah olunca Hz. Peygamber elbiseyi alıp giydi, çıktı. Sabah namazını kıldırdı ve oturdu. Bir adam: Ya Resulullah! Bu bir kan (lekesi) parıltısı (değil mi, diye kanı gösterdi). Resulullah lekeli kısmın kenarını avuçlayla dürülmüş bir vaziyette bir çocukla bana gönderdi, ve: 'Bunu yıka kurut ve bana gönder,' buyurdu. Çanağımı isteyip onu yıkadım, kuruttum ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gönderdim. Resulullah öğleye doğru o elbise üzerinde olduğu halde geldi." Bu hadisi Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Nadra'dan, demiştir ki; "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elbisesine tükürdü ve orayı biri biri üstüne (katlayıp) sürttü." Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, ikame; Ahmed b.Hanbel, III
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik (r.a.), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'dan önceki hadisin benzerini rivayet etmiştir