Sunan Abu Dawud
...
(27) Kitāb: Drinks (Kitab Al-Ashribah)
(27) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer (b. el-Hattâb) (r.a)'dan rivayet olunmuştur, dedi ki: Şarabın haram kılınması (ile ilgili âyet) indiği gün şarap beş şeyden (olurdu): Üzümden, kuru hurmadan, baldan, buğdaydan ve arpadan. (Oysa) hamr, aklı örten şeydir. Üç şey vardır ki, Rasûlullah (s.a.v.)'in bu üç şey hakkında üzerinde karar kılacağımız bir açıklama yapmadan bizden ayrılıp (öbür âleme) gitmemesini ne kadar isterdim: Dede, kelâle, ribâ bölümünden bazısı
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer b. Hattâb (r.a)'dan rivayet olunduğuna göre; (Hz. Ömer), şarabın yasaklanması (ile ilgili âyet) inince, "Ey Allah'ım, şarap hakkında bize şifa verici bir açıklama getir" diye dua etmiş ve Bakara süresindeki, "Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: Onlarda (insanlar için) büyük günah vardır."[Bakara 219] âyeti nazil olmuş. Bunun üzerine Hz. Ömer çağrılarak kendisine (bu âyet-i kerime) okunmuş. (Hz. Ömer bu âyeti dinleyince tekrar), "Ey Allah'ım, şarap hakkında bize (sadra) şifa verici bir açıklama getir" diye dua etmiş, bunun üzerine Nisa süresindeki, "Ey iman edenler, sarhoş iken namaza yaklaşmayın."[Nisa 43] âyeti nazil olmuş. (Bu âyet indikten sonra) RasûlulIah (s.a.v.)'in bir tellâlı namaz kılma vakti gelince, "Sarhoşlar namaza yaklaşmasın" diye yüksek sesle bağırırmış. (Hz. Ömer tekrar çağrılarak) kendisine bu âyet de okunmuş. O yine, "Ey Allah'ım, şarap hakkında bize (sadra) şifa verici bir açıklama getir" diye dua etmiş. Arkasından Mâide süresindeki şu, "Artık vazgeçenlerden misiniz?"[Mâide 91] âyeti nazil olmuştur. (Hz. Ömer sözlerine devam ederek), "Biz de (şaraba ve kumara) son verdik" demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ali b. Ebî Talib (r.a)'dan rivayet olunduğuna göre; Ensar'dan bir adam şarabın haram kılınmasından önce (ki günlerde) Hz. Ali ile Abdurrahman b. Avf'ı çağırıp onlara (sarhoş edecek şekilde şarap) içirmiş. (O sırada akşam namazı vakti girmiş ve Hz. Ali) akşam namazında cemaate imam olmuş. (Namazda) "Kul ya eyyühel-kâfirûn" (sûresin)i okumuş ve sûrede yanılmış. Bunun üzerine "...Sarhoşken, ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın"[Nisa 43] (âyeti) nazil olmuş
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a)'dan rivayet olunmuştur, dedi ki: "Ey insanlar; şarap, kumar, dikili taşlar (putlar) ve (üzerine yazılar yazılmış) şans okları..."[Mâide 90] âyet-i kerimesi; "Ey inananlar; sarhoşken namaza yaklaşmayın..."[Nisâ 43] âyeti ile "Sana şaraptan ve kumardan soruyorlar. De ki: O ikisinde büyük günah vardır; (bir takım) faydalar da vardır"[Bakara 219] âyetini neshetmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (b. Mâlik)'den (r.a) rivayet olunmuştur, dedi ki: Şarabın (yeni) haram kılındığı sıralarda ben Ebû Talha'nm evinde bir topluluğa içki dağıtıyordum. O gün(lerde) fadîh (denilen içki) den başka bir içkimiz yoktu. Yanımıza bir adam geliverip; "Muhakkak ki şarap haram kılınmıştır! Rasûlullah (s.a.v.)'in tellalı (da bunu) yüksek sesle ilan etti" dedi. Biz de, (bu adam) Rasûlullah'ın tellâlıdır dedik (ve içki âlemimize son vererek oradan uzaklaştık)
- Bāb: ...
- باب ...
(Abdullah) İbn Ömer, Rasûlullah (s.a.v.)'in (şöyle) buyurduğunu söylemiştir: "Şaraba, onu içene, sunana, satana (ve alana), onu (üzümden) sıkıp çıkarana, onun sıkılıp çıkarılması için emir verene, taşıyıcısına, kendisine getirilen kimseye Allah lanet etsin
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Mâlik (r.a)'den rivayet olunduğuna göre; Ebû Talha Nebi (s.a.v.)'e (bir miktar) şaraba vâris olan yetimlerin elinde bulunan bu şarabı) sormuş, (Hz. Nebi) "Onu dök!" cevabını vermiş. (Ebû Talha): Onu sirke de yapmayayım mı? diye sorunca (Hz. Nebi): "Hayır!" cevabını vermiş
- Bāb: ...
- باب ...
Numân b. Beşîr (r.a)'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Üzümden de şarap olur, hurmadan da şarap olur, baldan da şarap olur, buğdaydan da şarab olur, arpadan da şarap olur
- Bāb: ...
- باب ...
Numan b. Beşîr (r.a) dedi ki: Ben Rasûlullah (s.a.v.)'i şöyle derken işittim: "Şarap, şıradan (olduğu gibi) kuru üzümden, kuru hurmadan, buğdaydan, arpadan ve darıdan (da olur.) Ben sizi (bunlar gibi) sarhoşluk veren herşeyden nehyediyorum
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a)'den Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Şarap şu iki ağaçtan, yani hurma ve üzüm ağacından (yapılan içki)dir." Ebû Dâvûd dedi ki: (Bu hadisin ravisi) Ebû Kesîr el-Guberî'nin ismi, Yezid b. Abdurrahman b. Gufeyle es-Sahmî'dir. Bazıları (onun isminin) Üzeyne (olduğunu) söylemiş/erse de doğrusu Gufeyle'dir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a)'den Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: "Her sarhoşluk veren şaraptır ve her sarhoşluk veren haramdır. Şarap içmeye devam ederken ölen kimse âhirette onu içemeyecektir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a)'dan rivayet olunduğuna göre Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Her sarhoşluk veren şey şaraptır ve (dolayisıyle) her sarhoşluk veren şey haramdır. Her kim sarhoşluk veren bir şeyi içerse kırk sabah (onun) namazı (nın sevabı) azalır. Eğer tevbe ederse Allah tevbesini kabul eder. Eğer dördüncüde (tekrar içkiye) dönerse Allah'ın ona tînetü'l-hıbâl (denilen irinler) den içirmesini Allah katında haketmiş olur." (Orada bulunanlardan biri tarafından): Ey Allah'ın Rasûlü; "tînetü'l-hıbâl"nedir? diye soruldu. (Hz. Nebi de) şöyle cevapladı: "Cehennem ehlinin irin(ler)idir. Sarhoşluk veren bir şeyi, haramını helâlini bilmeyen küçük bir çocuğa içiren kimse de (yine) Allah katında Allah'ın ona cehennem ehlinin irinlerinden içirmesini haketmiş olur
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir b. Abdillah (r.a)'dan şöyle dediği rivayet olunmuştur: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Çoğu sarhoşluk verenin azı da haramdır
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)'dan rivayet olunduğuna göre; Rasûlullah (s.a.v.)'tan el-bit' 'in hükmü) sorulmuş da: "Sarhoşluk veren her içki haramdır" buyurmuş. Ebû Dâvûd dedi ki: Ben bu hadisi; Muhammed b. Harb, bu hadisin benzerini Zührî'den ez-Zübeydî aracılığıyla size haber vermiş diyerek, senediyle birlikte Yezid b. Abdi Rabbih el-Cürcûsî'ye okudum. (Okuduklarıma şu sözleri) ilâve etti: "(Metinde geçen) el-bit* (sözü) bal şerbeti (demek) tir. Onu Yemen halkı içerdi." Ebû Dâvûd (sözlerine devamla şöyle) dedi: Ben Ahmed b. Hanbel'i şöyle derken işittim: "Allah'a yemin olsun ki, o ne güvenilir insan! Humus halkı içerisinde onun gibi güvenilir bir kimse yoktur
- Bāb: ...
- باب ...
Deylem el-Hımyerî'den rivayet olunmuştur; dedi ki: Ben Rasûlullah (s.a.v.)'e: Ey Allah'ın Rasûlü, ben soğuk bir memlekette bulunuyorum. Biz orada ağır iş(ler)le uğraşıyoruz ve şu buğdaydan bir içki imal ederek onunla işlerimize ve memleketimizdeki soğuğa karşı direnç kazanıyoruz. (Bu hususta ne buyurursun)? diye sordum. (O da bana): "(Bu içki) sarhoşluk veriyor mu?" diye sordu. (Ben) "Evet" dedim. Bunun üzerine; “(Öyleyse) ondan kaçınınız" buyurdu. (Ben): Halk onu bırakmıyor, dediğimde; "Eğer bırakmıyorlarsa onlarla savaşırıız!" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Musa (el Eş'arî)den rivayet olunmuştur; dedi ki: Nebi (s.a.v.)'e bal'dan (yapılan) içkiyi sordum. "- O bit'dir" buyurdu. Arpa ve darıdan bir içki elde ediliyor, dedim. "O da mizr'dir" cevabını verdi. Sonra; "- Kavmine söyle, sarhoşluk veren herşey haramdır" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Amr'dan rivayet olunduğuna göre; Allah'ın Nebii (s.a.v.), şarap (içmek)le kumar ve tavla oynamayı, bir de darıdan yapılmış içki (içme)yi yasaklamış ve; "Her sarhoşluk veren şey haramdır" buyurmuştur. Ebû Dâvûd dedi ki: İbnü's-Sellâm Ebû Ubeyd, "el-Gubeyrâ; Habeşlilerin darıdan yaptığı "Sükreke" denilen bir şarap çeşididir" dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Seleme (r.anha)'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.), sarhoş eden ve uyuşukluk veren herşeyi yasakladı
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)'dan şöyle dediği rivayet olunmuştur: Ben, Rasûlullah(s.a.v.)'i şöyle derken işittim: "Her sarhoş eden şey haramdır. Bir farak içildiği zaman sarhoş eden içkiden avuç dolusu içmek de haramdır
- Bāb: ...
- باب ...
Mâlik b. Ebî Meryem'den şöyle dediği rivayet olunmuştur: (Bir gün) Abdurrahman b. Ganem yanımıza geldi. (Kendisiyle) tıla' (denilen içki) hakkında konuştuk. (Bu husustaki görüşlerini açıklarken şöyle) dedi: "Ebû Mâlik el-Eş'arî bana, Rasûlullah (s.a.v.)'i (bu hususta şöyle) buyururken işittiğini söyledi: "Ümmetimden bir takım insanlar şarabı mutlaka içecekler, ona isminden başka bir ad takacaklar
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Dâvûd der ki: Vâsıt halkından bir (hadis) şeyh(i) bize dedi ki: Ebû Mansur el-Hâris b. Mansûr (şöyle) dedi: Ben (kendisine) dâzî hakkında sorulan Süfyân es-Sevrî'yi (şöyle) derken işittim: Rasûlullah (s.a.v.): "Ümmetinden bir takım insanlar şarabı mutlaka içecekler, ona isminden başka bir ad takacaklar" buyurmuştur. Ebû Dâvûd dedi ki: Süfyân es-Sevrî; "Dâzi (denilen ve şıraların içine atılınca onların ekşiyip kükremesine sebep olan tane) fasıkların içkisidir" dedi
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer ile Ibn Abbas'tan rivayet olunmuştur; dediler ki: Rasûlullah (s.a.v.)'in; kabağı, yeşil küpü, ziftli kabı, iyice kabuğu soyulup içi oyulan hurma kütüğünü (şıra kabı olarak kullanmayı) yasakladığına şahitlik ederiz
- Bāb: ...
- باب ...
Saîd b. Cübeyr'den rivayet olunmuştur; dedi ki: Ben Abdullah b. Ömer'i, "Rasûlullah (s.a.v.) küp şırasını haram kıldı" derken işittim. "Rasûlullah (s.a.v.) küp şırasını haram kıldı" sözünden korkarak, (onun yanından) çıktım. İbn Abbas'ın yanına girdim ve; İbn Ömer'in ne dediğini işitmiyor musun? dedim. Nedir o? dedi. Rasûlullah (s.a.v.)'in küp şırasını haram kıldığını söyledi, dedim. Doğru söylemiş. Rasûlullah (s.a.v.) küp şırasını haram kıldı, dedi. Küp nedir? diye sordum. Çamurdan yapılan herşeydir, cevabını verdi. Ayrıca bu hadis'i Buhari, eşribe; Müslim, iman, eşribe; Tirmizî, eşribe; Nesâî, eşribe; İbn Mâce, eşribe ; Dârimî, eşribe; Ahmed b. Hanbel, I, 27, 38, 50, 228, 229, 274, 304, 340, 348, 371, II, 29, 35, 44, 47, 48, 56, 73, 74, 78, 414, 450, III, 3, 9, 66, 78, 277, 279, 304, 384, 447, IV, 3, 5, 6, 57, 87, VI, 96, 97, 99, 203, 235, 244, 252, 333, 337. de tahric ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Süleyman b. Harb'in bize verdiği habere göre İbn Abbas'dan (şöyle) dediği rivayet olunmuştur: Abdü'l-kays heyeti Rasûlullah (s.a.v.)'in yanına geldi. (Heyette bulunan kişiler) şöyle dediler: Ey Allah'ın Rasûlu! Biz Rabîa (oğulların)dan bir kabileyiz. Bizimle senin aranda Mudar kâfirleri vardır. (Bu bakımdan) biz Ramazan ayının dışında sana gelmeye imkân bulamıyoruz. Bize bir şey(ler) emret de emrine sarılalım ve arkamızda kalan kimseleri de bu emre çağıralım. (Hz. Nebi de şöyle) buyurdu: “Size dört şey emrediyorum, dört şeyi de yasaklıyorum. (Emrettiğim dört şey şunlardır:) 1) Allah'a iman ve Allah'dan başka bir ilâh olmadığına şehâdet etmektir." (Ravi, Ebû Cemre, bu iki cümlenin aslında) bir (cümle) olduğunu elini yum(arak işaret et)ti. Müsedded (ise bu iki cümleyi birleştirerek şöyle) rivayet etti: "Allah'a imandır" (buyurdu) sonra bu sözü onlara (şu şekilde) açıkladı: “Allah'dan başka bir ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun Rasûlü olduğuna şahitlik etmektir. 2) Namaz kılmak, 3) Zekât vermek, 4) Ganimet olarak ele geçirdiğiniz malların beşte birini yerine vermenizdir. Ve size: 1) Kabağı, 2) Yeşil küpü, 3) Ziftle kaplı olan kabı ve ziftli kabı (şıra kabı olarak kullanmayı) yasaklıyorum." (Ebû Dâvûd dedi ki: Bu hadisi bana Hammâd'dan nakleden Muhammed) İbn Ubeyd, (metinde geçen) ei-mukayyer (ziftli, kelimesi) yerine en-nakîr (hurma kütüğünden oyularak yapılmış kap kelimesini) rivayet etmiştir. Müsedded de en-nakîr ve el-mukayyer kelimelerini rivayet etti, "el-müzeffet" kelimesini rivayet etmedi. (Senedde zikri geçen) Ebû Cemre, Nasr b. İmrân ez-Zubaî'dir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a)'den Rasûlullah (s.a.v.)'in Abdülkays heyetine (şöyle) buyurduğu rivayet olunmuştur: "Ben size hurma kütüğünden yapılmış kabı, ziftli kabı, kabaktan yapılmış kabı, ağzı kesik küpü (şıra kabı olarak kullanmayı) yasaklıyorum. Fakat sen deri su kabından iç ve (içtikten sonra) ağzını bağla
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas'ın (Hz. Nebii ziyarete gelen) Abdülkays heyeti hakkında şöyle dediği rivayet olunmuştur: (Bu heyet içinde bulunan kimseler): Ey Allah'ın Nebii, (şıralarımızı) hangi kaplardan içelim? diye sordular. Allah'ın elçisi: “Size ağızlan bağlanan deri su kapları lâzım" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Abdülkays (heyetin)den olup da Avf'ın, isminin Kays b. Nu'man olduğunu zannettiği bir adamın rivayetine göre Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Hurma kütüğünden yapılmış olan kapta, ziftli kapta, kabaktan yapılmış kapta ve kalın derilerden yapılmış küp büyüklüğündeki kapta (şıraları saklayarak) içmeyiniz. (Ancak) şıralarınızı, üzerinden bağlanarak ağızları kapatıl)an, ince deriden yapılmış su kaplarında (saklayarak) içiniz. Eğer (şıranız bu kaplar içerisinde de) kükre(yip sarhoşluk verecek bir hale geli)rse onu(n bu şiddetini içerisine dökeceğiniz) su ile kırınız. Eğer (onun şiddeti su ile kırmaktan) sizi âciz bırakırsa onu dökünüz
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a)'dan rivayet olunduğuna göre; Abdülkays heyeti (Hz. Nebi'in huzuruna gelip): Ey Allah'ın Rasûlü; biz (elimizde bulunan şıraları) hangi kaplarda içelim? diye sormuşlar. (Hz. Nebi): "(Sakın onları) kabaktan yapılmış kaplarla ziftli kaplarda ve hurma kütüğünden yapılmış kaplarda içmeyiniz. Şıralarınızı (ince deriden yapılmış) su tulumlarında yapınız" buyurmuştur. (Onlar ikinci defa olarak): Ey Allah'ın Rasûlü; eğer (şıralarımız) su tulumlarında kükreyecek olursa (ne yapalım)? demişler. (Hz. Nebi): "(Şıranın) üzerine su dökün" buyurmuş (Onlar): Ey Allah'ın Rasûlü, (şıranın kükremesi iyice artacak olursa ne yapalım? diyerek soruyu (birkaç defa daha) tekrarlamışlar. (Hz. Peygamber de) üçüncü ya da dördüncü de onlara: "(Öyleyse) onu döküverin" cevabını vermiş, sonra: "Şüphesiz Allah bana (şarabı, kumarı ve kûbeyi) haram kıldı" (buyurmuş); yahutta, "(Şüphesiz Allah) şarabı, kumarı ve kûbeyi haram kıldı ve her sarhoşluk veren haramdır" buyurmuştur. Sufyân (es-Sevrî) dedi ki: "Ben bu hadisin ravilerinden olan) Ali b. Bezîme'ye, kûbe'yi sordum da; "Kûbe) davuldur" cevabını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Hz. Ali (r.a)'den rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.) bize; kabaktan yapılmış kabı, yeşil küpü, hurma kütüğünden yapılmış kabı (şıra kabı olarak kullanmayı) ve arpadan elde edilmiş şırayı yasakladı
- Bāb: ...
- باب ...
(İbn Büreyde'nin) babasından Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: "Ben size üç şeyi yasaklamıştım. Şimdi size onları (yapmanızı) emrediyorum: 1. Size kabir ziyaretini yasaklamıştım. Artık (bundan sonra) onları ziyaret ediniz. Çünkü onları ziyarette (ölümü ve kıyameti) hatırlatma vardır. 2. Size şıraları (nızı) deriden yapılmış kapların dışındaki kaplardan içmenizi yasaklamıştım. Artık her kaptan içiniz. Fakat sarhoşluk veren (içkiler)'i içmeyiniz. 3. Size üç günden sonra kurban etlerini yasaklamıştım ! Artık (onları istediğiniz zaman) yiyiniz ve yolculuklarınızda da onlardan yararlanınız.”
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir b. Abdillah'dan rivayet olunmuştur; dedi ki; Rasûlullah (s.a.v.) (müslümanlara ince deriden yapılmış kapların dışındaki) kapları (şıra kabı olarak kullanmayı) yasaklayınca Ensar, (şıra kabı olarak) ince deriden yapılmış kaplar kullanmalarının kendileri için imkânsız derecede zor olduğunu beyan ederek; (şıra kabı olarak kullanmak üzere) "bizim için (diğer kaplara) kesinlikle ihtiyaç vardır" dediler. Bunun üzerine (Nebi Efendimiz): "Öyleyse bu hususta (bir sakınca) yoktur" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Amr (r.a)'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.); kabaktan yapılmış olan kap, yeşil küp, ziftli kap, hurma kütüğünden oyularak yapılan kap (gibi bazı) kapları zikretti (ve bu kaplarda şıra yapmayı ve saklamayı yasakladı). Bir bedevi: "Bizim (bu sözü geçen kaplardan başka) kaplarımız yoktur" dedi. Bunun üzerine (Hz. Nebi): "Helâl olan (şıralar) ı (bu kaplardan da) içiniz" buyurdu. Ayrıca bu hadis'i Buhari, eşribe; Müslim, eşribe de tahric etti
- Bāb: ...
- باب ...
(Yine bir önceki 3700. hadisin) senediyle (İbn Amr'den Nebi s.a.v.'in şöyle) buyurduğu rivayet olunmuştur: "(Sözü geçen kaplardan hangisi olursa olsun, her kapta şıra yapıp içebilirsiniz fakat) sarhoş eden içkilerden sakınınız
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir b. Abdillah (r.a)'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.)'e (ince deriden yapılmış) bir su tulumunda şıra yapılırdı. (Böyle bir) su tulumu bulamadıkları zaman kendisine taştan yapılmış bir çanak içinde şıra yapılırdı
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir b. Abdillah (r.a)'ın şöyle dediği rivayet olunmuştur: Rasûlullah (s.a.v.), kuru üzümle kuru hurmanın (ikisini bir araya getirip) birlikte şıralarını çıkarmayı yasakladığı gibi hurma koruğu ile yaş hurmanın birlikte şıralarını çıkarmayı da yasaklamıştır. Ayrıca bu hadis'i Buhari, eşribe; Müslim, eşribe; Tirmizî, eşribe; Nesâî, eşribe; İbr Mâce, eşribe; Dârimî, eşribe; Muvatta, eşribe de tahric ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ebî Katâde'den (rivayet olunduğuna göre) babası Ebû Katâde, kuru üzümle kuru hurma (dan elde edilen şıraların) karışımını ve (bir de) hurma koruğu ile yaş hurma (dan elde edilen şıraların) karışımını yasaklamış ve; (Bunlardan) her birinin şırasını tek başına sıkınız, demiştir. (Bu hadisi Abdullah b. Ebî Katâde'den rivayet eden) Yahya dedi ki: Bu hadisi bana Ebû Seleme b. Abdirrahman, Ebû Katâde'den (naklen) haber verdi, (Ebû Katâde de) Nebi (s.a.v.)'den.(nakletti) Ayrıca bu hadis'i Müslim, eşribe; Nesâî, eşribe; Ahmed b. Hanbel, I, 276, 304, IV
- Bāb: ...
- باب ...
Nebi (s.a.v.)'in sahâbîlerinden Hafs (r.a)'dan rivayet olunduğuna göre; Nebi (s.a.v.), yeni olgunlaşmış yaş hurma ile kuru hurma (yi bir araya koyup da ikisinin birden şıralarını çıkarma)yı ve (aynı şekilde) kuru üzümle kuru hurrna (yi bir yere koyarak ikisinin birden şıralarını çıkarma)yı yasaklamıştır. Ayrıca bu hadis'i Nesâî, eşribe de tahric etti
- Bāb: ...
- باب ...
Kebşe binti Ebî Meryem'den rivayet olunmuştur; dedi ki: Ben (Hz. Nebi'in hanımı) Ümmü Seleme'ye: "Nebi (s.a.v.)'in yasakladığı (içki) ne idi?" diye sordum. (Hurmayı) çekirdeğine zarar verecek kadar fazla pişirmeyi -yahut da- kuru hurma ile kuru üzümü karıştır (ıp da birlikte şıralarını çıkarmayı bize yasakladı, cevabını verdi)
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)'den rivayet olunduğuna göre; Rasûlullah (s.a.v.) için kuru üzümün şırası çıkarılıp içine kuru hurma atılırmış veya (bazan da) kuru hurmanın şırası çıkarılıp içine kuru üzüm atılırmış. (Bunu kendisi içer ve dolayısıyla başkalarının içemesine de izin verirmiş)
- Bāb: ...
- باب ...
Safiyye binti Atiyye dedi ki: Abdülkays (oğulların)ın kadınlarından bazıları) ile Hz. Âişe'nin yanına girmiştim. Ona, kuru hurma ile kuru üzümü (karıştırarak birlikte şıralarını çıkarmanın hükmünü) sorduk. Şöyle cevapladı: Ben bir tutam kuru hurmadan, bir tutam da kuru üzümden alıp onu (içinde su olan) bir kaba koyardım ve onu (parmaklarımla iyice) ezdikten sonra Nebi (s.a.v.)'e içirirdim
- Bāb: ...
- باب ...
Katâde'den rivayet olunduğuna göre; Câbir b. Zeyd ile İkrime hurma koruğu (ndan elde edilen şıranın içilmesi)ni kerih görürlerdi. Bu hükmü de İbn Abbas'dan alırlardı. İbn Abbas (r.a)'ın da: "Ben Abdülkays (oğulların)ın menedildikleri "el-müzzâ" denilen içkinin (hurma koruğundan elde edilen şıra) olmasından korkuyorum" dedi (ğini söylerlerdi). (Bu hadisi Katâde'den rivayet eden Muaz b. Hişâm dedi ki:) Ben Katâde'ye, "el-müzzâ" nedir? diye sordum da, "Yeşil sırlı ve ziftle sıvalı küplerde (bulunan) şıra(lar)dır" cevabını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. ed-Deylemî'nin babasından rivayet olunmuştur; dedi ki: Biz Nebi (s.a.v.)'e varıp: Ey Allah'ın Rasûlü, sen bizim kim olduğumuzu, nereden ve kime geldiğimizi bilmektesin, dedik. (Hz. Nebi de): "Allah'a ve Rasûliine (geldiniz)" buyurdu, (Biz de): Ey Allah'ın Rasûlü, bizim üzümlerimiz var, onları ne yapalım? diye sorduk. “Onları kurutunuz" buyurdu. (Biz): Kuru üzümü ne yapacağız? dedik. "Sabah kahvaltınızda şırasını çıkarınız, akşam yemeğinizde içiniz. (Yahutta) akşam yemeğinde şırasını çıkarınız, sabah kahvaltınızda içiniz. O şırayı (ince deriden veya başka bir şeyden yapılmış) su tulumlarına koyunuz, büyük küplere koymayınız. Çünkü vakti (biraz) geçince (büyük küplerde şarap olur, küçük küplerde ise) sirke olur" buyurdu. Ayrıca bu hadis'i Nesâî, eşribe; Ahmed b. Hanbel, IV, 232. de tahric etti
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r. anha)'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.)'e, yukarısı bağlanan bir tulumda şıra yapılırdı. Tulumun (aşağısında içerisindekini içmeye yarayan bir de) ağzı olurdu. Sabahleyin yapılan şırayı akşamleyin içerdi. Akşamleyin yapılan şırayı da sabahleyin içerdi. Ayrıca bu hadis'i Müslim, eşribe; Tirmizî, eşribe de tahric etti
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)'dan rivayet olunduğuna göre; Kendisi Nebi (s.a.v.) için sabahleyin (kuru hurmayı ya da kuru üzümü ıslatarak) şıra yaparmış, akşam olunca (Hz. Nebi) akşam yemeğini yeyip üzerine de (bu şırayı) içermiş. Eğer (şıradan) birazı artacak olursa onu (yere) dökermiş. Yahutta (başka birinin içmes için) onu (bir başka kaba) boşaltırmış. Sonra geceleyin Hz. Nebi için (yeni bir) şıra hazırlarmış Sabah olunca (Hz. Nebi) sabah kahvaltısını yapar, kahvaltının üzerine de bu şırayı içermiş. Tulum, hem sabah hem akşam yıkanırmı; (Bu hadisin ravilerinden Mukâtil) dedi ki: Babam (Hayyân) Hz. Âişe'ye; (Yani bu tulum) bir günde iki defa mı (yıkanırdı)? diye sordu da (Hz. Âişe), "Evet" cevabını verdi
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a)'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Nebi (s.a.v.) için kuru üzüm (ıslatılarak) şıra yapılırdı. (Peygamber Efendimiz) bu şırayı o gün, ertesi gün ve daha ertesi gün üçüncü (gün)ün akşamına kadar içerdi. (Üç gün geçtikten) sonra onu(n getirilmesini) emrederdi. (Getirilince bakardı, eğer bozulmamışsa) hizmetçilere içirirdi. Yahutta (bozulmuş olduğu için yere) dökerdi. Ebû Dâvûd dedi ki: “Hizmetçilere içirirdi" sözünün manasına gelince), bu hususta ilk akla gelen şey (şırada meydana gelen) bozulmadır. (Yani bozulmamışsa onlara içirirdi, bozulmuşsa içirmezdi dökerdi.) Yine Ebû Dâvûd dedi ki: (Hadisin senedinde bulunan) Ebû Ömer, Yahya b. Ubeyd el-Behrânî'dir
- Bāb: ...
- باب ...
Ubeyd b. Umeyr dedi ki: Ben Nebi (s.a.v.)'in hanımı Âişe (r.anha)'yı şöyle derken işittim: Nebi (s.a.v.), (bazan hanımı) Zeyneb binti Cahş'ın yanında kalır, orada bal (şerbeti) içerdi. Ben, Hz. Nebi (hanımlarından) hangisinin yanına gelirse o Nebi'e "Senin ağzında megâfir kokusu buluyorum" desin diye Hafsa ile anlaştım. (Gerçekten de Hz. Nebi) hanımlarından birinin yanına girmiş o da (Hz.) Nebi'e bu sözü söylemiş, (Hz. Nebi de): “Hayır! Ben Zeyneb binti Cahş'ın yanında bal (şerbeti) içtim ve bir daha bunu asla içmeyeceğim” dedi. Bunun üzerine, "(Ey Nebi!) Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram diyorsun?" [Tahrîm 1] (âyet-i kerimesi); Hz. Âişe ve Hafsa (r. anhüma)'ya (hitab eden); "... Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz..."[Tahrîm 4] âyetine kadar (indi). "Nebi eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti"[Tahrîm 3] âyet-i kerimesi de "Hayır, bal şerbeti içtim" sözü için indi. Ayrıca bu hadis'i Buharî, talâk, eymân, tefsir sûre; Müslim, talâk; Nesâî, talâk, eymân, nisa; Ahmed b. Hanbel, VI, 221. de tahric ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Hz. Âişe'den rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûiullah (s.a.v.) helvayı ve balı severdi... (Ravi Hişâm burada) şu (bir önceki 3714.) hadisin bir kısmım rivayet etti. (Bu rivayetinde bir önceki hadisin metninden fazla olarak şu cümle de yer almaktadır): "Rasûiullah (s.a.v.) üzerinde (çirkin) koku bulunmasını sevmezdi." (Urve'nin rivayet ettiği bu hadiste (ayrıca şu cümleler de bulunmaktadır:) Hz. Sevde: "Hayır, sen megâfir yemişsin" dedi. (Hz. Nebi de): "Hayır! Ben bal (şerbeti) içtim. (Onu da) bana Hafsa içirdi" cevabını verdi. (Hz. Âişe rivayetine devamla) dedi ki: (Ben de Hz. Nebi'e: Herhalde senin yediğin bu balın) arısı Urfut (denilen bitkiden) yemiş (de senin ağzın ondan böyle kokuyor)" dedim. Ebû Dâvûd dedi ki: Megâfîr, (Amman taraflarında çokça biten bir ağaçtan çıkan çirkin kokulu) bir zamktır. "Cereset" (kelimesi) yedi anlamına gelir. "el-Urfut" kelimesi de hurmagillerden bir ağaçtır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a)'den şöyle rivayet olunmuştur: . Ben Rasûlullah (s.a.v.)'in oruç tutmakta olduğunu biliyordum. Kabaktan yapılmış bir kap içerisinde hazırlamış olduğum şıra(yı ona içirmek kasdı) ile oruçlu olmadığı günü kollamaya başladım. Sonra (onun oruçlu olmadığını öğrendiğim gün) bu şırayı kendisine getirdim. Bir de ne görelim, şıra kükreyip çıkmış. (Bunu gören Hz. Nebi): "Bunu bahçeye dök. Çünkü bu Allah'a ve âhiret gününe inanmayan (lar) ın içkisidir" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (r.a)'den rivayet olunduğuna göre; Rasûlullah (s.a.v.) kişinin ayakta su içmesini yasaklamıştır. Ayrıca bu hadis'i Müslim, eşribe; Tirmizî, eşribe; İbn Mâce, eşribe; Dârimî, eşribe; Ahmed b. Hanbel, III, 32, 45, 54, 118, 131, 147, 182, 199, 214, 250, 291. de tahric ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Nezzâl b. Sebre'den şöyle rivayet olunmuştur: Ali b. Ebî Tâlib (r.a) bir su isteyip ayakta içmiş ve: Bir takım insanlar, kendilerinden birinin bunu yapmasını çirkin görüyorlar. Oysa ben Rasûlullah (s.a.v.)'i beni yaparken gördüğünüz (şu) işin aynısını yaparken gördüm, demiş
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a)'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.), (içi görünmeyen bir su) kabın(ın) ağzından su içmeyi, bir de pislik yiyen hayvana binmeyi ve (nişan alınarak vurulması için) bir yere bağlanan hayvanı (n etini yemeyi) yasaklamıştır. Ebû Dâvûd dedi ki: "Cellâle" dışkı yiyen hayvandır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd el-Hudrî (r.a)'den rivayet olunduğuna göre; Rasûlullah (s.a.v.) tulumların ağızlarım dışarısına kıvırıp da (içlerinde bulunan içeceklerin, tulumların) ağızlarından içilmesini yasaklamıştır. Ayrıca bu hadis'i Buharî, eşribe; Müslim, eşribe; Tirmizî, eşribe; İbn Mâce, eşribe; Dârimî, eşribe; Ahmed b. Hanbel, III, 6, 67, 69, 93. te tahric ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Ensar'danbir kişi olan İsab. Adillah (r.a)'ın babasından rivayet olunduğuna göre; Nebi (s.a.v.) Uhud (savaşı) günü bir su tulumu istemiş, (tulum gelince onu getiren kişiye): "(Bu) tulumun, ağzını dışarıya kıvır" demiş, (bu isteği yerine getirildikten) sonra kabın ağzından su içmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd el-Hudrî (r.a)'den şöyle dediği rivayet olunmuştur: Rasûlullah (s.a.v.) bardağın kırık yerinden su içmeyi ve içilecek şeyin içerisine üflemeyi yasakladı
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ebî Leylâ'dan rivayet edilmiştir; dedi ki: Huzeyfe, Medâin (şehrin) de idi. Su istedi. Şehrin ileri gelen kişisi ona (içinde su bulunan) gümüş bir bardak getirince bardağı hemen ona fırlattı ve dedi ki: Ben bunu ona sadece daha önce kendisini (gümüş bardak kullanmaktan) nehyettiğim halde bundan vazgeçmediği için attım. Oysa Rasûlullah (s.a.v.), ipek ve atlas (tan yapılmış elbise giyme)yi, altın ve gümüş kaptan içmeyi yasakladı ve: "Bunlar(ı kullanmak) dünyada onlar (kâfirler) içindir; âhirette de sizler içindir" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir b. Abdillah (r.a)'dan şöyle dediği rivayet olunmuştur: Nebi (s.a.v.) sahâbîlerden biriyle birlikte, bahçesini sulamakta olan bir Ensarî'nin yanına girip: “Eğer yanında bu gece eski bir tulumda gecelemiş (yani soğumuş) su varsa (getir bize içir). Yoksa biz (şu tulumdaki suyu) bardaksız ve avucumuza almaksızın ağzımızla içeriz" buyurdu. (Ensar'dan olan o zat. da): Evet, yanımda eski bir tulumda gecele(yerek iyice serinle) miş bir su vardır, dedi (ve gidip su getirerek Hz. Nebi ile arkadaşına içirdi)
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ebî Evfâ (r.a)'dan rivayet olunduğuna göre; Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bir topluluğa su (veya benzeri bir içecek) dağıtan kimse (bu suyu) içme yönünden onların en sonuncusudur
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Mâlik (r.a)'dan rivayet olunduğuna göre; Nebi (s.a.v.)'e suyla karışık bir süt getirilmiş; sağında bir bedevî, solunda da Ebû Bekir bulunuyormuş. (Sütü) içip sonra (kalanını) bedeviye vermiş ve; "Önce sağa verilir ve sağ takib edilir" buyurmuş
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Mâlik (r.a)'den rivayet olunduğuna göre; Nebi (s.a.v.), suyu üç nefeste içer ve: “Bu daha yarayışlı, daha âfiyetli ve daha salimdir" buyururmuş
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a)'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.), kabın içerisine solumayı ve üfürmeyi yasakladı
- Bāb: ...
- باب ...
Süleym oğullarından Abdullah b. Büsr (r.a)'den rivayet olunmuştur; dedi ki: Rasûlullah (s.a.v.) gelip babama misafir oldu. (Babam) ona bir yemek ikram etti. -(Abdullah b. Büsr burada) babasının Hz. Peygamber'e (bir de) hays (denilen bir yemek) getirdiğinden bahsetti- (ve sözlerine şöyle devam etti): Sonra ona bir de şerbet getirdi. (Hz. Peygamber de) onu içti. (Şerbetten bardakta kalanı ise) sağındakine verdi. Arkasından da kuru hurma yedi. Hurma(lar)ın çekirdeğini şehadet parmağı ile orta parmağının arasına bıraktı. (Hz. Nebi sofradan) kalkınca babam da kalktı. (Hz. Nebi'in) hayvanının geminden tutup: Benim için Allah'a dua et, dedi. Bunun üzerine (Hz. Nebi): "Allah'ım, bunlara verdiğin nzıklara bereket ihsan eyle, kendilerine mağfiret ve rahmet eyle" diye dua etti
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a)'dan rivayet olunduğuna göre; dedi ki: Ben (teyzem) Meymûne (r.anha)'nın evinde idim. Halid b. Velid'le birlikte Rasûlullah (s.a.v.) de (oraya) geldi. Hemen arkasından (bazı kimseler içeri girip Hz. Nebi'e) iki ince çöp üzerinde pişirilmiş iki keler getirdiler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) tükürmeye başladı. (Hz. Nebi'in bu halini gören) Halid: Ey Allah'ın Rasûlü, herhalde kelerden tiksinmiş olmalısın? dedi. (Hz. Nebi de): "Evet" cevabım verdi. Sonra Rasûlullah (s.a.v.)'e bir süt getirildi de (onu) içti ve: "Biriniz bir yemek yediği zaman; 'Ey Allahım! Bu yemeği bize bereketli kıl ve bize ondan daha hayırlısını yedir' diye dua etsin. Kendisine bîr süt içirildiği zaman da: 'Ey Allah'ım! Bunu bize bereketli kıl ve bize bundan daha fazlasını ver' diye dua etsin. Çünkü sütten başka (tek başına hem açlığı hem de susuzluğu gidermeğe) yeter bir yiyecek ve içecek yoktur" buyurdu. Ebû Dâvûd dedi ki: Bu (sözler, rivayeti) Müsedded'e ait olan sözlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir (r.a)'den rivayet olunduğuna göre, Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "(Evine girdiğin zaman) Besmele çekerek kapını kapa. Çünkü şeytan (Besmeleyle) kapanan bir kapıyı açamaz. Besmele çekerek lambanı da söndür. (Yine) Besmele çekerek, enine koyacağın bir ağaç parçası ile de olsa kab(lar)ını(n ağzını) ört. Bir Besmele daha çekerek su kabını(n ağzını da) ört." Ayrıca bu hadis'i; Buharî, bedu'l-halk; Müslim, eşribe; Tirmizî, et'ime; Nesâî, eşribe; Mu-vatta, sıfatünnebî; Ahmed b. Hanbel, III, 319, 351, 386, 395. te tahric ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Nebi (s.a.v.)'den Câbir b. Abdillah tarafından (rivayet edilen) şu (bir önceki 3731. hadis) tamamıyla olmamakla beraber (bir de ez-Zübeyr vasıtasıyla yine Câbir b. Abdillah'dan rivayet olunmuştur. Bu rivayete göre Hz. Nebi): "Çünkü şeytan (Besmeleyle) kapanmış olan kapıyı açamaz, (kabın ağzını örten) bağı çözemez, (ağzı örtülü olan) kabı açamaz. (Bunları yaparken Besmele çekmeyi unutmayın). Çünkü (Besmele çekmezseniz) küçük fare, insanların evlerini ateşe verebilir" buyurmuştur. Ayrıca bu hadis'i; Müslim, eşribe; Tirmizî, et'ime; İbn Mâce, eşribe; Muvatta, sıfatünnebî; Ahmed b. Hanbel, III, 301, 386, 395. te tahric ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir b. Abdillah (r.a)'dan rivayet olunduğuna göre, Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Gecenin karanlığı çökmeye başladığı zaman çocuklarınızı (etrafınıza) toplayınız, (dışarıda bırakmayınız). -Müsedded (bu cümleyi) "akşam olunca" şeklinde rivayet etti-. Çünkü cinnîler için bir yayılma ve (önüne gelen başıboş çocukları hızlıca) kapıp götürme (saatleri) vardır ki (bu vakitlerde başlamış olur)." Bu hadis'i ayrıca; Buharî, bedu'l-halk; Müslim, eşribe; Ahmed b. Hanbel, III, 388. de tahric ettiler
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir (r.a)'den rivayet olunmuştur; dedi ki: Nebi (s.a.v.) ile birlikte bulunuyorduk. (İçmek için) bir su istedi. (Orada bulunan) cemaatten biri: (Ey Allah'ın Rasülu), sana bir şerbet içirsem olmaz mı? dedi. (Hz. Nebi de): "Hay hay, tabii olur" cevabını verdi. Bunun üzerine adam koşarak dışarı çıktı ve içinde şıra bulunan bir bardak getirdi. (Bardağın ağzı açık olarak getirildiğini gören) Rasûlullah (s.a.v.) (ona): "Enine olarak üzerine koyacağın bir tahta parçasıyla olsun bu bardağın üzerini örtseydin ya!" buyurdu. Bu hadis'i ayrıca; Buhari, eşribe; Müslim, eşribe de tahric etti
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan rivayet olunduğuna göre; Nebi (s.a.v.)'e "Buyûtü's-Sükyâ" denilen pınardan tatlı su getirilmiş. Kuteybe dedi ki: "Buyûtü's-Sukyâ bir pınardır, Medine ile arasında iki gün(lük mesafe) vardır