Sunan Abu Dawud

...

(8) Kitāb: Prayer (Kitab Al-Salat): Detailed Injunctions about Witr

(8) ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ali (r.a.)'den; demiştir ki: - Resûlullah (s.a.) şöyle buyurdu: “Ey ehl-i Kur'ân; vitr namazı kılınız, çünkü Allah tektir ve vitri sever (kabul eder)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Mes'ud Resûlullah (s.a.)'den önceki hadisi mânâ olarak rivayet etmiş ve şunu eklemişlerdir: Bir bedevi (İbn Mes'ûd'a): (Bu konuda) ne diyorsun? dedi, o da: Sana ve senin arkadaşlarınla bir ilgisi yok, cevabını verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hârice b. Huzâfe -Râvi Ebu'l-Velid'e göre- el-Adevî'den; demiştirki: Resûlullah (s.a.) bizim yanımıza çıkıp; "Şüphesiz Allah size bir namaz ilâve (ihsan) etti. O namaz sizin için kırmızı develerden daha hayırlıdır. O vitirdir. Onu sizin için yatsı ile fecrin doğuşu arasına koydu" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bureyd (r.a.)'den; demiştir ki:Resûlullah (s.a.v.)'i şöyle buyururken işittim: "Vitir haktır, (sabittir) Vitir kılmayan bizden değildir. Vitir haktır (sabittir), kılmayan bizden değildir. Vitir haktır (sabittir), vitir kılmayan bizden değildir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Muhayriz'den rivayet edildiğine göre; Beni Kinane'den el-Muhdicî demlen bir adam, Şam'da Ebu Muhammed denilen birinin "şüphesiz vitr vacibtir" dediğini duydu. el-Muhdici dedi ki: Hemen Ubade b. Samit'e gidip bunu haber verdim. Bunun üzerine Ubade; şöyle dedi: Ebu Muhammed yalan söylemiş. Ben Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken işittim: "Cenab-ı Allah beş vakit namaz'ı kullara farz kıldı. Her kim bu namazları kılar, hafife alarak onları zayi etmezse Allah'ın onu cennete koyacağına dair va'di vardır. Kim de bu namazları kılmazsa, onun için Allah katında herhangi bir vaad yoktur. Dilerse azab eder, dilerse Cennete koyar.” Diğer tahric: Nesaî, salat; İbn Mace, ikame; Darimî, salat; Muvatta, salatu'l-leyl; Ahmed b. Hanbel, IV, 244; V

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer (r.anhumâ)'dan rivayet edildiğine göre; Bedevilerden bir adam Resûlullah (s.a.v.)'e gece namazını sordu. Efendimiz; "İkişer ikişer" diye iki parmağı ile şöylece işaret etti. Vitr'in de gecenin sonunda bir rekat olduğunu söyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a.)'den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Vitir her müslüman üzerine hakktır. O halde onu isteyen beş, isteyen üç, dileyen de bir rekat kılsın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ubey b. Ka'b (r.a.)'den demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) A'la, Kâfirûn ve İhlas sureleriyle vitir kılardı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdulaziz b. Cüreyc'den; demiştir ki: Mü'minlerin annesi Aişe (r.anha)'ya Resûlullah (s.a.v.)'in hangi surelerle vitir kıldığını sordum... [Abdulaziz önceki hadisin mânâsını zikredip] "Ve üçüncü rekat'te ve Muavvizeteyn (Felak ve Nas) ile dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hasan b. Ali (r.a)'dan demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) bana vitir namazında, -İbn Cevvâs'ın dediğine göre vitrin kunutunda- okuyayım diye şu sözleri öğretti: "Ey Allah'ım, hidayete erdirdiklerin içerisinde beni de hidâyete erdir. Afiyet verdiklerin arasında bana da afiyet ver. Gözettiklerinin içinde beni de gözet. Verdiğin şeylerde benim için bereket kıl. Hüküm (takdir) ettiklerinin şerrinden beni koru. Şüphesiz sen hükm (takdir) edersin. Senin takdirine karşı gelinmez. Senin işini üzerine aldığın kişi alçalmaz ve senin düşman olduğun da şeref bulamaz. Rabbimiz, senin hayrın pek çoktur ve sen sana lâyık olmayan şeylerden münezzehsin

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyli, Zuheyr'den, o da Ebu îshak'dan önceki (1425.) hadisi aynı isnâd ve mana ile rivayet etti. Züheyr rivayetinin sonunda, Hasan bu (kunut duasını) "vitirdeki kunutta" söylerdi dedi. "Onları vitirde söylüyorum" sözünü zikretmedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ali b. Ebi Tâlib (r.a)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (s.a.v.) vitir namazının sonunda şöyle dermiş: "Allahım ! Senin gazabından rızana, cezandan affına, senden sana sığınırım. (Lâyık olduğun gibi) senin senalarını sayamam, sen kendini nasıl sena (medh) ettînse öylesin." Nesâî, kıyamü'l-leyl; İbn Mace, ikâme; Ahmed b. Hanbel, I, 96, 150. Ebu Dâvûd dedi ki: "Hişam, Hammad'ın en eski hocasıdır. Ba­na Yahya b. Main'in "Ondan Hammad b. Seleme'den başka kimse (hadis) rivayet etmedi" dediği ulaştı." Yine Ebâ Dâvud şöyle dedi: "İsa b. Yunus, Said b. Ebi Arûbe'den; o Katâde'den; Katâde, Said b. Abdirrahman b. Ebzâ'dan; o da babası vasıtasıyle Übey b. Ka’b'den, Resulullah (s.a.v.)'in vitirde rüku'dan önce kunut yaptığını rivayet etti. [Bu talikteki yani "ruku'dan önce" tefsiri, râvilerden birine aittir. Bizzat musannif Ebu Davud'un sözü olması da muhtemeldir. Muhammed b. Nasr bu taliki Ubey b. Ka'b'a kadar vasletmiştir.] Ebu Dâvud şunu da söyledi: "İsa b. Yunus bu hadisi aynı şekilde Fıtr b. Halîfe'den; O, Zübeyd'den; Zübeyd, Said b. Abdirrahman b. Ebzâ'dan, o da babası kanalıyla Übey (b. Ka'b)'den; Übey (r.a.) Re­sulüllah (s. a.)'in (Önceki talikteki olduğu gibi rüku1 dan önce kunut yap­tığını) rivayet etti.[İsa b. Yunus'un Fıhr'dan yaptığı bu rivayeti Dârekutnî başka bir isnadla Ubey b. Ka'b'dan mevsul olarak rivayet etmiştir. Ubey şöyle der: "Rükudan önce kunut yapar, selamı verince de üç defa derdi. Sesini uzatır. Sonuncusunda da derdi. (el-Menhel, VIII, 61).] Hafs b. Gıyas, Mis'ar, Zübeyd, Said b. Abdirrahman b. Ebzâ ve babası isnadı ile Übey b. Ka'b (r.a.)'den Resulüllah (sM.yin vitirde rükudan Önce kunut yaptığı rivayet edildi. Bu talik kunutun rüku dan önce yapıldığını gösteren üçüncü rivayettir. Ebû Dâvud devamla şöyle dedi: "Said'in Katâde'den rivayet et­tiği hadisi Yezid b. Zürey, Said*den; o, Katâde'den; Katâde, Azre'-den; Azre, Said b. Abdirrahman b. Ebzâ'dan; o da, babası vasıtasıyla Nebi (s.a.v.)'den rivayet etmiş, kunutu zikretmemiş, Übeyy'i de anma­mıştır.[Bu talik Said b. Ebi Arûbe'nin Katâde'den yaptığı rivayetin mevsuk olduğuna işaret etmektedir. Bunu Ha b. Yunus, Said b. Ebi Arûbe'den mevsul olarak ve kunutu zikrederek, Yezid b. Zurcyc'den ise mürsel olarak ve kunutu anmadan rivayet etmiştir.] Aynı şekilde bu hadisi Abdul-A'la ve Muhammed b. Bişr el-Abdi (Said b. Ebû Arûbe'den) rivayet etmiş, kunutu zikretmemişlerdir.-Muhammed b. Bişr'in bu hadisi işitmesi İsa b. Yunus ile beraber Kü­fe'de gerçekleşmiştir.-Yine bu hadisi Hişam ed-Destevâî ve Şu'be, Katâde'den rivayet etmişler, kunut'u anmamışlardır.[Şu'be'nin bu rivayetini Nesâİ, şu lafızlarla tahric etmiştir: Resûlullah (s.a.v.) A'Iâ, Kâfirûn ve ihlas sureleri ile vitir kılar, bitirdiğinde de üç kerre .... derdi."] Zübeyd'in hadisini Süleyman el-A’meş, Şu'be, Abdulmelik b. Ebi Süleyman ve Cerir b. Hazım -hepsi Zübeyd'den rivayet etmişlerdir-onlardan hiç biri kunutu zikretmemiştir. Ancak Ha/s b. Ğıyas, ve Mis'-ar vasıtasıyla Zübeyd'den rivayet edilen bundan müstesnadır. Çünkü Mis'ar hadisinde "Resulüllah rüku'dan önce kunut yaptı" demiştir. Ebu Dâvud: "Hafs hadisi olarak meşhur olan bu değildir, Onun Mis'ar'dan başkasından olduğunu zannediyoruz" dedi. Yine Ebu Dâ­vud: "rivayet olunuyor ki: "Übeyy Ramazan ayının (ikinci) yarısında kunut yaparmış" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muhammed (b. Sirin) arkadaşlarından birinden rivayet ettiğine göre: Ubey b. Ka'b onlara -ramazanda- imam olmuş ve ramazanın son yarısında kunut yap(ar)mış

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hasen (el-Basrî)'den rivayet edildiğine göre: Ömer b. el-Hattab (r.a.) insanları, Übey b. Ka'b'in arkasında topladı, Ubey onlara (ramazandan) yirmi gece teravih kıldırır, sadece sonraki yarısında kunut yaptırırdı. (Ramazanın) son on günü olunca (mescidden) ayrılıp namazını evinde kılardı. Bunun üzerine insanlar da "Ubey kaçtı" derlerdi. Beyhakî, es-Sunenu'l-kübrâ, II, 498. Ebû Dâvûd dedi ki: "Bu kunut konusunda zikredilenlerin önemli olmadığını gösterir. Bu iki hadis "Resûlullah (s.a.v.)Hn vitir'de kunut yaptığına dair” olan Ubey hadisinin zayıf olduğuna delildirler

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ubey b. Ka'b (r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) vitir namazında selâm verince ''Ayıplardan ârı, melik olan Allah'ı her türlü noksandan tenzih ederim" derdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Said el-Hudrî (r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Her kim vitrini kılmadan uyuyakalir veya onu unutursa hatırladığı zaman kılsın

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den; demiştir ki: Dostum (s.a.v.) bana üç şey vasiyet etti: Onları seferde de hazarda da asla terk etmem! Bunlar, iki rekat kuşluk namazı, her ay üç gün oruç tutmak ve vitri kılmadan uyumamaktır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu'd-Derdâ (r.a.)'dan; demiştir ki: Dostum (Nebi) sallellahu aleyhi ve sellem, bana üç şey tavsiye etti. Onları hiç bir sebeple terk etmem. Bunlar, her ayda üç gün oruç; vitir kılmadan uyumamak; hazarda ve seferde kuşluk nâfilesidir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Katâde (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (s.a.v.) Ebû Bekir (r.a.)'e: “Vitri ne zaman kılıyorsun?" diye sordu. O da: Gecenin başında kılıyorum, dedi. (Sonra) Ömer (r.a.)'e: "(Ya sen) Hangi vakitte kılıyorsun?" dedi. Gecenin sonunda, karşılığını verdi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) Ebu Bekir (r.a.) için, "Bu, ihtiyatı tuttu"; Ömer (r.a.) için de, "Bu, da kuvvete (azimete) sarıldı" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Mesrûk'dan; demiştir ki: Aişe (r.anha)'ya; Resulullah (s.a.v.) vitri hangi vakitte kılardı? dedim. Gecenin başında, ortasında ve sonunda kılardı. Bunların hepsini yaptı. Ama vefatına doğru sehere kadar geciktirirdi dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Vitir namazını sabahın vakti girmeden önce kılınız

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Ebî Kays'dan; demiştir ki: Aişe (r.anha)'ye, Resulullah (s.a.v.)'in vitrini sordum: Bazan gecenin başında, bazan da sonunda kılardı, dedi. Kıraati nasıldı? Gizli mi, okurdu, yoksa açıktan mı? dedim. Bunların hepsini yapardı. Bazan gizli, bazan da açıktan okurdu. (Cünüb olunca) Bazan gusleder de uyur, bazan da abdest alıp da uyurdu, cevabını verdi. Müslim, hayz; Tirmızî, sevabu'l-kur'an; Ahmed b. Hanbel, VI, 47, 138, 167; Ebû Dâvud, tahâre Ebu Dâvud; "Aişe (r.anha)'nın "bazan gusleder de uyur" sözüyle "cünüp olunca" demek istediğini Kuteybe değil, bir başkası söyledi" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer (r.a.)'dan; Resulullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Gece en son kıldığınız namaz vitir olsun

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Kays b. Talk'dan; demiştir ki: (Babam) Talk b. Ali (r.a.) bir ramazan günü bizi ziyaret edip yanımızda akşamladı ve iftar etti. Bize o gecenin namazını (teravihini) ve vitri kıldırdı. Sonra (imamı olduğu) mescidine gidip cemaatine namaz kıldırdı'. Nihayet, vitir kalınca bir adamı önce geçirip, Arkadaşlarına vitri kıldır. Çünkü ben Resulullah (s.a.v.)'i: "Bir gecede iki vitir olmaz" buyururken işittim, dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Seleme b. Abdirrahman'dan rivayet edildiğine göre: Ebû Hureyre (r.a.) "Vallahi size Resulullah (s.a.v.)'in namazı gibi namaz kıldıracağım" dedi (ve kıldırdı). Ebû Seleme dedi ki: "Ebu Hureyre (r.a.) öğle, yatsı ve sabah namazlarının son rekatinde kunut yapar, mu'minler için dua, kâfirlere de lanet ederdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bera b. Azib (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) sabah namazında kunut yapardı. (Râvi) İbn Muaz; "Ve akşam namazında" (sözünü) ilâve etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) bir ay yatsı namazında kunut yaptı. Bu kunutunda: "Allahım! Velîd b. el-Velîd'i (kâfirlerden) kurtar. Ey Allahım, Seleme b. Hişam'ı kurtar. Ey Allahım, zayıf görülen (diğer) mu'minleri kurtar. Mutlar kabilesini daha kuvvetli çiğne (onlara olan azabını arttır) Allahım! (içinde bulundukları bu yılları) onlara Yusuf'un seneleri gibi (şiddetli) senelere benzet" diye dua etti. Bir gün Resulullah (s.a.v.) onlar için dua etmedi. Sebebini kendisine sordum: "Onların geldiklerini bilmiyor (musun)?" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbâs (r.a)'dan; demiştir ki: "Resulullah (s.a.v.) bir ay aralıksız öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarında, her namazın sonunda sonuncu rekatte (semiallahu limen hamideh) deyince kunut yaptı. (Bu kunutta) Beni Süleym kabilelerine, Ri'l, Zekvân ve Usayya'ya beddua eder, arkasındakiler de "âmin" derler(di)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes b. Mâlik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, kendisine: Resulullah (s.a.v.) sabah namazında kunut yaptı mı? diye soruldu. O; Evet, dedi. Rüku'dan evvel mi, yoksa sonra mı? denildi. Rüku'dan (Müseddedîn rivayetine göre) -biraz- sonra dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes b. Mâlik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) bir ay kunut yapmış, sonra terk etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muhammed b. Sîrîn'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Sabah namazını Resulullah (s.a.v.) ile beraber kılan birisi bana, (Resülullah s.a.v.)’in ikinci rekatten başını kaldırınca birazcık durduğunu haber verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Zeyd b. Sabit (r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) mescidde bir oda edindi. Geceleyin çıkıp orada namaz kılar, erkekler de onunla birlikte onun (kıldığı) namazı kılarlardı. Cemaat her gece ona gelirdi. Bir gece Resulullah (s.a.v.) yanlarına çıkmadı. Bunun üzerine onlar öksürdüler, seslerini yükselttiler ve Resulullah (s.a.v.)'in kapısına çakıl (taşları) attılar, Efendimiz öfkeli bir halde yanlarına çıkıp; "Ey insanlar! Sizin şu yaptığınız o kadar devam etti ki, bu namaz'ın size farz kılınacağını zannettim, (korktum). Siz bu namazı evlerinizde kılınız. Çünkü kişinin farz namazın hâricinde kıldığı namazların en hayırlısı, evinde kıldığı (namaz)dır" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer (r.a.)'ın rivayetine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Namazlarınızın bir kısmını evlerinizde kılınız, oraları kabirlere çevirmeyiniz

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Hubşî el-Has'ami (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: (Namazdaki) amellerin hangisi daha efdaldir? diye soruldu. “Kıyamı uzun olanı" buyurdu. Hangi sadaka daha efdaldir? denildi. "Malı az olanın takati nispetinde verdiği" dedi. Hangi hicret daha üstündür? denildi. "Allah'ın kendisine haram kıldığı şeyleri terk edenin hicreti" cevabını verdi. Hangi cihâd daha efdaldir? denildi. "Malı ve canı ile müşriklerle cihâd edenin cihâdı" buyurdu. Hangi maktul daha şereflidir? diye soruldu. "Kanı akıtılan ve atının ayakları kesilen" karşılığını verdi. Diğer tahric: Nesâî, zekât; İbn Mâce, cihad, Dârimî, salat; cihad; Ahmed b. Hanbel, H, 19İ; III, 300, 302, 346, 391, 412; IV

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den; demiştir ki:ResuluIIah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Geceleyin kalkıp namaz kılan ve karısını uyandırarak o'na da kaldıran, şayet kalkmak istemezse, yüzüne su serpen erkeğe Allah rahmet etsin (günahlarını bağışlasın). Yine geceleyin kalkıp namaz kılan ve kocasını uyandıran, kalkmak istemezse yüzüne su serpen kadına da Allah rahmet etsin.” Bu hadis'i tahric eden diğer kaynaklar: Buhârî, buyu; Tirmizi, kıyâme; İbn Mâce, ikâme; ticârât; Ahmed b. Hanbel, I, 463; II

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Sâid el-Hudrî ve Ebu Hureyre (r.anhuma), Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu demişlerdir. "Kim geceleyin uyanır, karısını da uyandırır ve beraberce iki rekat namaz kılarlarsa, Allah'ı çok zikreden erkek ve kadınlardan yazılırlar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Osman (r.a.)'den; demiştir ki: Resul-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Sizin en hayırlınız Kur'an-ı Öğrenen ve öğretendir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sehl b. Muaz el-Cühenî, babası Muaz (r.a.)'den, demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kur'an-ı Kerim'i okuyan ve hükümleriyle amel edenin anne ve babasına kıyamet günü bir taç giydirilir. Bu tacın ışığı -güneşi evlerinizin içinde farzetseniz- dünya evlerindeki güneş ışığından daha güzeldir. O halde Kur'an'ı bizzat öğrenen hakkında ne düşünürüsünüz? (Onun sevabını siz takdir edin)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Âişe (r.anha)'dan; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.): "Kur'an okuyan ve bu hususta maharetli olan kişi sefere (denilen) kerîm ve itaatkâr meleklerle beraberdir. Kendisine zor geldiği halde Kur'an okuyana ise, iki kat ecir vardır." buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ''Allah'ın evlerinden birinde toplanıp Allah'ın kitabını okuyan ve onu aralarında öğrenip öğreten bir gruba mutlaka sekinet iner. Kendilerini rahmet kaplar, melekler çevreler ve Allah (c.c.) onları kendi yanındakiler arasında zikreder

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ukbe b. Amir el-Cühenî (r.a.)'den; demiştir ki: Biz Suffa'da iken Resûlullah (s.a.v.) yanımıza çıkageldi ve; "Hanginiz sabahleyin Buthan veya Akik'a gidip Allah'a (karşı) günah işlemeden ve akrabalık bağlarını kesmeden iri hörgüçlü, gösterişli iki deve almak isler?" buyurdu. Oradakiler: Hepimiz ya Resulullah (s.a.v.) dediler. Efendimiz; “Vallahi birinizin hergün sabahleyin mescide gidip Allah'ın kitabından iki âyet öğrenmesi, onun için iki deveden daha hayırlıdır. Eğer üç âyet öğrenirse üç deveden hayırlıdır. (Okunacak her âyet) kendi sayısınca deveden daha hayırlıdır" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.); "Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu" demiştir: "Fatiha Suresi, ümmü'I-Kur'an, ümmü'l-kitab ve seb'ü'l-mesânî'dir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Said b. el-Muallâ (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; O namaz kılarken, Resulullah (s.a.v.) kendisine uğrayıp onu çağırdı. Ebu Said dedi ki: Namazı kıldım (bitirdim) sonra Resul-i Ek­rem (s.a.v.)'e geldim. Efendimiz: "Bana cevab vermene ne manî oldu?" dedi. Namaz kılıyordum, dedim. "- Allah Azze ve Celle; "Ey Mü'minler! Sizi, kendinize hayat verecek şeylere davet ettiği zaman, Allah'a ve Resulüne icabet ediniz.”[Enâl 24] buyurmadı mı? Şüphesiz mescidden çıkmadan önce sana Kur'an'dan -Halid şüphe etti- veya Kur'an'daki (sevabı) en büyük sureyi öğreteceğim, buyurdu. Ebu Said devamla şöyle dedi: Sözünü bekliyorum (sözünü hatırla) ya Resulullah! dedim. "O bana verilen seb'ül-mesânî, namazlarda tekrarlanan yedi ayet ve Kur'an-ı azimdir" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas (r.a.)'dan; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.)'e uzun seb'ül-mesânî verilmiştir. Musa (a.s.)'a da altı levha verilmişti. Ancak o levhaları atınca ikisi kaldırıldı. Dört tane kaldı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ubey b. Ka'b (r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) (bana); "Ya Ebe'l-Münzir! Allah'ın kitabından senin ezberinde olan hangi âyet (sevab yönünden) daha büyüktür?" dedi. Allah ve Resulü daha iyi bilir, dedim. Resulullah (s.a.v.) tekrar: “Ya Ebe'l-Münzir! Allah'ın kitabından ezberinde olan hangi âyet (sevapça) daha büyüktür? diye sordu. Allahu la ilahe illa huvel Hayyu'l-Kayyum = Hayy ve kayyum olan Allah'tan başka ilâh yoktur" (âyetidir,) dedim. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) göğsüme vurdu ve; "İlim sana mübarek olsun, ey Ebe'l-Münzir" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Said el-Hudrî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Bir adam başka birinin (İhlas) suresini tekrar tekrar okuduğunu duydu. Sabah olunca Resulullah (s.a.v.)'e gelip bunu azımsayarak arz etti. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): "Bana sahib olan Allah'a yemin ederim ki, O (sure) Kur'an-i Kerim'in üçte birine denktir" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ukbe b. Amir (r.a.)'den; demiştir ki: Ben seferde Resulullah (s.a.v.)'in devesini yediyordum. Efendimiz bana: "Ey Ukbe! Sana okunulan iki hayırlı sure öğreteyim mi?" buyurup, (Felak) ve (Nas) surelerini öğretti. (Ancak) benim bunlarla pek fazla sevinmediğimi gördü. Sabah namazı için konaklayınca cemaate namazı o iki sure ile kıldırdı. Namazı bitirince bana dönüp; "(Bu sureleri) Nasıl gördün, ey Ukbe?" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ukbe b. Âmir (r.a.)'den; demiştir ki: Ben Resûlullah (s.a.v.)'le birlikte Cuhfe ile Ebvâ arasında giderken, birden bire bizi rüzgâr ve zifiri bir karanlık kapladı. Bunun üzerine Resûiullah (s.a.v.) (Felak ve Nas) süreleriyle (Allah'a) sığınmaya başladı. (Bir taraftan da) Bana; “Ey Ukbe! O ikisiyle korun, hiçbir sığıma (korunucu) onların benzeri ile korunmadı." (Allah'a sığınılacak en efdal sureler bunlardır) buyuruyordu. (Sonra) Ben, Resulullah (s.a.v.)'i, bize o iki sûre ile namaz kıldırırken dinledim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Amr (r.a.)'den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Kur'an sahibine, "oku ve yüksel, dünyada tertil üzere okuduğun gibi (burada da) tertil üzere oku. Şüphesiz senin makamın okuyacağın son âyetin yanındadır" denilir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Katâde'den (r.a.); demiştir ki: Enes (r.a.)'e ResuluIIah (s.a.v.)'in okuyuşunu sordum: (Çekilmesi gereken harfleri) iyice çekerdi dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ya'lâ b. Memlek'den rivayet edildiğine göre; O: Ümmü Seleme (r.anha)'ya Resulullah (s.a.v.)'in (Kur'an) okuyuşunu ve gece namazını sordu. Ümmü Seleme (r.anha): Onun namazından size ne? Namaz kılar namaz kıldığı kadar uyur sonra uyuduğu kadar namaz kılar, sonra namaz kıldığı kadar yine uyurdu. Bu hal sabah oluncaya kadar (böylece devam eder)di, dedi. Ve Resulüllah'in okuyuşunu tarif etti: öyle ki Onun okuyuşunu harf harf tarif ediyor(du)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Muğaffel (r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.)'i Mekke'nin fethi günü devesinin üzerinde sesini dalgalandırarak Fetih Suresini okurken gördüm

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

el-Bera b. Azib (r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kur'an-ı (kerimi) seslerinizle süsleyiniz

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Said b. Ebî Said'den -veya Said b. Ebi Vakkas'tan- Resulullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Kur'an-ı Kerim'i ahenkle okumayan bizden değildir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Osman b. Ebi Şeybe ve Süfyan b. Uyeyne, Amr'dan; Amr, İbn Ebî Müleyke vasıtasıyla Ubeydullah b. Ebi Nehiyk'ten; O da, Sa'd (b. Ebi Vakkas)'dan Resulullah (s.a.v.)'ın önceki (1469.) hadisinin aynısını rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ubeydullah b. Ebi Yezid'den; demiştir ki: Ebû Lübâbe yanımızdan geçti, biz de onu evine girinceye kadar tâkib edip yanma girdik. Bir de gördük ki, evi eski, kendisi zayıf bir adam. O şöyle dedi: Resulullah (s.a.v.)'in "Kur'an-ı Kerim'le tegannî etmeyen bizden değildir" buyurduğunu işittim. (Râvilerden Abdulcebbâr) dedi ki: îbn Ebi Müleyke'ye: Ya Ebâ Muhammed. Sesi güzel değilse ne yapsın? dedim. Elinden geldiğince güzelleştirir dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muhammed b. Süleyman el-Enbârî, dedi ki; Vekî ve İbn Üyeyne teğannî'den maksadın, istiğna (ihtiyaç duymama, itibâr etmeme) olduğunu söylediler

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Allah (c.c.) güzel sesli bir Peygamberin sesini güzelleştirerek (nağme yaparak)-[açıktan]-okuduğu Kur'an'ı dinlediği kadar hiçbir şeyi dinlemedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sa'd b. Ubâde (r.a.)'den; "Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu" demiştir. "Kur'an-ı Kerim'i okuyup da (ezberleyip) sonra unutan kimse, kıyamet gününde Allah (c.c.) ile ancak eli kesilmiş olarak karşılaşır.”

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ömer b. el-Hattâb (r.a.)'dan; demiştir ki: Hişâm b. Hakim b. Hizâm'ı, Furkan suresini benim okuduğumdan farklı bir şekilde okurken duydum. Halbuki onu bana Resulullah (s.a.v.) öğretmişti. Bu yüzden nerdeyse üzerine atılacaktım. Sonra (vazgeçip) okumasını bitirinceye kadar mühlet verdim ve cübbemi göğsü üzerinde toparlayıp (yakalayıp) Resulullah (s.a.v.)'e getirdim: Ya Resulullah! Ben bunu Furkan suresini senin bana okuttuğundan başka bir şekilde okurken duydum, dedim. Hz. Peygamber ona: "Oku!" buyurdu. O da aynen benim duyduğum gibi okudu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.): "Bu sure, böylece nazil oldu," buyurdu. Sonra bana: "Sen oku! dedi. Ben de okudum. (Bana) da: "- Bu sure böylece nazil oldu. Şüphesiz bu Kur'an yedi harf üzere nazil olmuştur. Onlardan hangisi kolayınıza gelirse öyle okuyunuz" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Zührî demiştir ki: Bu harfler (vecihler) ancak aynı hükümdedir. Helal ve haram konusunda farklılık göstermezler

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ubey b. Ka'b (r.a.)'den; demiştir ki: "Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Yâ Ubey, şüphesiz Kur'an-ı Kerim bana okutulup bir harf üzere mi yoksa iki harf üzere mi (okumak istediğim) soruldu? Benimle birlikte olan melek: “İki harf üzere de," dedi. Ben de: "İki harf üzere" dedim. Bu sefer: “İki harf üzere mi yoksa üç harf üzere mi? denildi. Yine yanımdaki melek: “Üç harf üzere de," dedi. Ben de; “Üç harf üzere" dedim. (Bu hâl) yedi harfe ulaşıncaya kadar (devam etti). Resûlullah (s.a.v.) sonra şöyle buyurdu: “Sen azab âyetini rahmet, ya da rahmet âyetini azabla bitirmedikçe, ... in yerine .... desen bile, o harflerden her biri ancak şâfî ve kâfidir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ubey b. Ka'b (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Nebi (s.a.v.) Gıfar oğullan göletinin yanında iken Cebrail (a.s.) gelip: "Şüphesiz Allah (c.c.) sana ümmetine (Kur'an'ı) bir harf üzere okutmanı emrediyor" dedi. Resulullah (s.a.v.); "Allah'tan onu bağışlayıp affetmesini iste, şüphesiz ümmetimin buna gücü yetmez" karşılığını verdi. Sonra Cebrail ikinci kez gelip öncekinin benzerini söyledi. (Bu hal Kur'an'ın okunması) yedi harfe ulaşıncaya kadar (devam etti). Nihayet Cebrail: Şüphesiz Allah (c.c.) sana ümmetine yedi harf üzere okutmanı emrediyor. Hangi harfle okurlarsa doğru yapmış olurlar" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nûman b. Beşîr (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Duâ ibadetin tâ kendisidir. Rabbiniz (c.c.) "Bana dua ediniz, size icabet (ve duanızı kabul) edeyim"[Mu'min 60] buyurdu. Diğer tahric: Tirmizi, tefsirü sure; İbn Mace, dua; Ahmed b. Hanbel, IV

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sa'd (b. Ebi Vakkas)’ın oğlunun şöyle dediği rivayet edil­miştir: Babam, benim "Ey Allahım! Senden cenneti, nimetlerini, güzelliğini, şunları ve şunları isterim. Cehennemden, cehennemin zincirlerinden, bukağılarından, şunlarından ve şunlanndan... sana sığınırım" dediğimi duydu da şöyle dedi: Yavrucuğum! (Böyle yapma), ben Resulullah (s.a.)'i: "Duada haddi aşan bir topluluk gelecek" derken işittim. Sakın sen onlardan olma! Şüphesiz sana cennet verilirse içindeki hayırlarla birlikte verilir. Cehennemden korunursan ondaki serlerden de koru­nursun

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Nebi (s.a.v.)'in sahâbisi Fedâle b. Ubeyd (r.a.)'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Resûlullah (s.a.v.) bir adamın namazında Allah (c.c.)'ya sena etmeden ve Peygamber'e salevât getirmeden dua ettiğini duyup; "Şu adam acele etti'* buyurdu. Sonra adamı çağırıp ona -veya bir başkasına-[Şüphe râvilerden birisine aittir.] ; "Sizden biriniz namaz kıldığı zaman önce Rabbi'ni ta'zim ve sena etsin, sonra Nebî (s.a.v.)'e salevât getirsin, bundan sonra da artık istediği şekilde dua etsin" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha)'dan; demiştir ki: "Resûlullah (s.a.v.) cami (kapsamlı ve toplayıcı) olan duaları sever bunun dışındakileri terk ederdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri sakın "Allahım dilersen beni bağışla, Allahim dilersen bana merhamet et" demesin. İstediğini kararlı olarak istesin. Çünkü Allah için bir zorlayıcı yoktur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, ResululIah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz "dua ettim fakat kabul olunmadı" diye acele etmedikçe duası kabul olunur." Diğer tahric: Buhari, deavat; Müslim, zikir;Tirmizî, deavât; ibn Mace, dua; Muvatta', kur'an; Ahmed b. Hanbel, II

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Abbas (r.a.) Resulullah (s.a.v.)'in şöy­le buyurduğunu haber vermiştir: “Duvarlara örtü asmayınız, kardeşinin kitabına onun izni olmadan bakan, ancak ateşe bakmış olur. Allah'tan avuçlarınızın içi ile isteyiniz, dışları ile istemeyiniz. Duayı bitirince avuçlarınızı yüzlerinize sürünüz." Ebu Davud dediki: "Bu hadis Muhammed b. Ka'b'den birçok senedle rivayet edilmiştir. Bu rivayetlerin hepsi zayıftır. İçlerinde en üstünü bu (bizim rivayet ettiğimizdir, ama bu da zayıftır." Diğer tahric: İbn Mace, dua)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Malik b. Yesar es-Sekûnî (el-Avfî)'den rivayet edildiğine göre, Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Allah'tan istediğiniz (dua ettiğiniz) zaman, avuçlarınızın içiyle isteyiniz, dışıyla istemeyiniz." Sadece Ebû Dâvud rivayet etmiştir. Ebû Dâvûd dedi ki: Süleyman b. Abdulhamid "Bize göre Malik b. Yesar sahabıdır" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes b. Mâlik (r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.)'i şöylece avuçlarının içi ve dışıyla dua ederken gördüm

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Selman (r.a.) demiştir ki; Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Şüphesiz Rabbiniz son derece haya ve kerem sahibidir. Kulu ona elini kaldırdığı zaman, o elleri boş çevirmekten haya eder

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbâs (r.a.)'dan; demiştir ki: "(Duada bir şey) isteme(nin edebi) ellerini omuzlarının hizasına veya onlara yakın bir şekilde kaldırman; istiğfar(ın edebi) bir parmağınla işaret etmen; (azabı defetmek için) yalvarıp yakarma(nın edebi) de ellerini iyice uzatmandır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Süfyan, Abbas b. Abdullah b. Ma'bed b. Abbas'dan önceki (1489.) hadisi rivayet edip "(azaptan korunmak için) yalvarma(nın edebi) şöyledir" dedi ve ellerini, üstleri yüzü tarafına gelecek şekilde kaldırdı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdulaziz b. Muhammed, Abbas b. Abdullah b. Ma'bed b. Abbas'dan o, kardeşi İbrahim b. Abdullah'dan o da İbn Abbas (r.a.)'dan, "Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu" deyip bir önceki (1490.) hadisin benzerini nakletti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

es-Sâib b. Yezid babasından, Resulullah (s.a.v.) ellerini kaldırıp da dua ettiğinde onları yüzüne sürerdi" diye rivayet etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Büreyde, babasından rivayet ettiğine göre, Resulullah (s.a.v.) bir adamın: "Allah'ım, senden, doğmayan doğurmayan, dengi ve eşi olmayan, bütün ihtiyaçları gideren ve tek olan senden başka ilâh olmadığına şehâdet ederek istiyorum" dediğini işitti. Bunun üzerine; “Şüphesiz sen Allah'tan kendisi ile istenildiğinde mutlaka verdiği, dua edildiğinde de kabul ettiği bir ismi ile istedin" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Zeyd b. el-Hubâb bu (önceki 1493.) hadisi Mâlik b. Miğvel'den rivayet edip (Resulullah -s.a.v.-'in): "Şüphesiz Allah azze ve celleden, onun ism-i azamıyla istedi(n) --- Bu cümle bazı nüshalarda = şüphesiz Allah (c.c.)'den onun ism-i azamiyle istedin" şeklinde muhatap sigasiyle kullanılmıştır. Tercemede bu farka parantezle işaret edilmiştir. --- (buyurduğunu) söyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes (b. Mâlik) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: O Resulullah (s.a.v.) ile birlikte otururken adamın biri namaz kılıyordu. Adam (namazdan) sonra: "Ey Allahım! Hamd ancak sanadır senden başka ilah yoktur. Gökleri ve yeri yaratan, bol bol veren (sensin) ey Celal ve İkram sahibi! Ey Hayy ve kayyum! diyerek senden istiyorum" diye dua etti. (Bunu duyan) Resulullah: "Şüphesiz Allah'a kendisi ile dua edildiği zaman mutlaka kabul ettiği ve istenildiğinde verdiği ism-i azam ile dua etti" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Esma bint Yezîd (r.anha)'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Allah (c.c.)'in ism-i azâmi şu iki âyettedir: "Hepinizin ilahı, tek bir olan ilâhtır. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O hem rahmandır, hem rahimdir"[Bakara 163] ve Âl-i İmrân suresinin başı = Elif Lâm Mim. Allah o Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur. (O) hayydır, kayyumdur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha), çarşafının çalındığını, bunun üzerine onu çalana beddua etmeye başladığını, Efendimizin de "Ondan hafifletme" buyurduğunu rivayet etmiştir. Ebû Dâvûd dedi ki: .... demek, “ = Ondan hafifletme" manasındadır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ömer (r.a.)'den; demiştir ki: "Resulullah (s.a.v.)'den Umre için izin istedim. Bana izin verdi ve "-Kardeşçiğim bizi de dua'dan unutma."buyurdu. Bana öyle bir söz söylemiş oldu ki, onun yerine tüm dünyaya sahip olmam beni o kadar sevindirmezdi." (Râvilerden) Şu'be dedi ki: Daha sonra Medine'de Asım'la karşılaştım, aynı hadisi bana nakletti (fakat bu sefer) "Duana bizi de ortak et, ey kardeşim" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a.)'dan; demiştir ki; İki parmağımla dua ederken Resulullah (s.a.v.) bana rastladı, işa­ret parmağını göstererek; "Birle, birle" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sa'd b. Ebî Vakkas'tan rivayet edildiğine göre, Sa'd (r.a.) Resulullah (s.a.v.)'le birlikte bir kadının yanına girdi. Kadının önünde hurma çekirdekleri veya çakıl taşlan vardı. Onlarla tesbih çekiyordu. Bunu gören Resulullah (s.a.v.): "Sana bundan daha kolayını -veya daha üstününü- Haber vereyim: "Allah'ın gökyüzündeki yaratıkları sayısınca (Sübhanallah), yeryüzündeki yaratıkları adedince, bunlar arasındaki yaratıkları sayısınca, Allahu ekber yine bunlar kadar bunlar kadar (el-hamdü lillah) onlar miktarınca "la ilahe illallah" ve yine onlar kadar "la havle vela kuvvete illa billâh" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Yüseyra (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) kendilerine (kadınlara) tekbir, takdis ve tehlili gözetip devam etmelerini ve parmaklarının uçlarıyla saymalarını emretmiştir. Çünkü bu azalardan (yaptıkları) sorulacak, konuşmaları istenecektir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Amr (r.a.)'den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.)'İ (parmak uçlarıyla) sayarak tesbih çekerken gördüm. İbn Kudâme: "sağ eliyle" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas (r.anhuma)'dan; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) Cüveyriye -ismi Berre iken Efendimiz adını değiştirdi- (r.anha)'nın yanından o namazgahında iken çıktı. Geri döndüğünde Cüveyriye yine namazgahında idi. Bunu görünce: "Sen hâlâ namazgahında mısın? diye sordu. Evet. "Halbuki ben senden ayrılırken dört kelime söylemiş ve onları üç kere tekrarlamıştım. Eğer o kelimeler senin (sabahtan beri) söylediklerinle tartılsa onlardan daha ağır gelir. Onlar: Yaratıkların sayısınca Allalı'a hamd ve tesbih ederim. Zatının (salih kullarından) rızası adedince Allah'ı hamd ve tesbih ederim. Arşının ağırlığınca onu tesbih ve ona hamd ederim kelimelerinin sayısınca Allah'ı tesbih ve ona hamd ederim

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den; demiştir ki: Ebu Zerr-i Gıfarî: Ya Resûlullah! Zenginler sevapta (ileri) gittiler. Bizim kıldığımız gibi namaz kılıyorlar, bizim tuttuğumuz gibi oruç tutuyorlar. Bir de fazla malları var, onunla sadaka veriyorlar. Bizim ise, sadaka verecek (fazla) malımız yok, dedi. Resulullah (s.a.v.): “Ya Eba Zerr, sana birkaç söz öğreteyim mi? Onlarla seni geçene yetişirsin. Senin yaptığını yapmayan (o sözleri söylemeyen) hiç kimse de senin ardından yetişemez." Evet ya Resulullah! öğret. "Her (farz) namazın peşinde otuz üç kere tekbir getirir (Allahu ekber der), otuz üç kere hamd eder (elhamdülillah der), ve otuz üç ke­re tesbih okursun (sübhanelallah dersin).Sonunu da Allah'tan başka ilah yoktur. Yalnız o vardır, onun eşi ve ortağı yoktur. Mülk onundur, hamd o'nadır, o herşeye kadirdir" (la ilahe illallahu vahdehu la şetike leh lehul mulk ve lehul hamd ve huve ala kulli şey'in kadir) ile bitirirsin. Her kim bunları söylerse denizin köpükleri kadar bile olsa (küçük) günahları bağışlanır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muğire b. Şu'be (r.a.)'ın azatlısı Verrâd'dan şöyle rivayet edilmiştir: Muaviye, Muğire b. Şu'be'ye mektup yazıp Resûlullah (s.a.v.)'in namazda selâm verince ne söylediğini sordu. Muğire bana şunları yazdırıp Muaviye'ye gönderdi: "Tek olan Allah'tan başka ilâh yoktur. Onun hiç bir ortağı yoktur. Mülk sadece onun hamd sadece ona'dır. O, her şeye muktedirdir. Ey Allahım! Senin verdiğine engel olacak ve vermediğini verecek hiç bir (güç) yoktur. Senin yanında zengine zenginliğinin faydası yoktur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Zübeyr'den; demiştir ki: Abdullah b. Zübeyr (r.a.)'i minberde şunları söylerken işittim: Resulullah (s.a.v.) namazdan ayrıldığında şöyle derdi: "Tek olan Allah'tan başka ilâh yoktur. Onun bir ortağı da yoktur. Mülk sadece onun, hamd sadece onadır, o her şeye muktedirdir. Samimiyetle (ibâdet edilecek) Allah'tan başka ilâh yoktur. Kâfirler istemese bile din (taat) sadece onadır. O, nimet, fadl ve güzel övgüye ehildir. Samimi olarak (ibâdet edilecek) Allah'tan başka ilâh yoktur. Kâfirler istemese de dîn (taat) sadece onadır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Muhammed b.Süleyman el-Ensari, Abde’den Oda Hişam b. Urve’den Ebu’z-Zübeyr’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Abdullah b. Ez-Zübeyr her namazın sonunda yüksek sesle tehlil getürdi. (la ilahe illallah derdi.) Hişam önceki rivayette duanın benzerinin söyleyip: = Allah’tan başkasında güç kuvvet yok, Allah’tan başka ilah yok. Biz ondan başka hiçbir şey'e ibadet etmeyiz. Ni'met sadece onundur.” Sözlerini ilave etti ve hadisin kalanını nakletti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bize Müsedded ve süleymen b. Davud ei-Ateki haber verdiler.-Bu metin Müseddded’in rivayetidir.-Onlara Mu’temir haber vermiş. Mü’temir Davud et-Tuvafi’den duymuş ona da Ebu Müslim el-Beceli Zeyd b. Erkam (r.a.)’den naklen haber vermiş ki Zeyd şöyle demiş: Namazlarının sonunda Resulullah (s.a.v.)’in şöyle dediğini işittim:- Süleyman b. Davud Resulullah (s.a.v.) şöyle derdi, diye rivayet etti.- “Ey bizim ve her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Senin yegane Rab olduğuna ortağının olmadığına ben şahidim. Bizim ve her şeyin Rabbi olan Allah’ım! Ben bütün kulların kardeş olduğuna şahidim. Ey bizim ve her şeyin Rabbi olan Allah, beni ve ailemi dünya ve ahirette devamlı olarak sana ihlasla bağlı kıl. Ey yücelik ve ikram sahibi Allah! (Beni kabul etmek üzere) dinle ve karşılk ver. Allahu ekber, Allahu ekber, “Allah göklerin ve yerin nurudur.” Süleyman b. Davud'un rivayeti şöyledir: "Rabbüssemâvât ve'l-ard (göklerin ve yerin Rabbi) Allahü ekber, Allahii ekber ve ni'mel vekîl. Hasbiyellahü ve ni'mel vekîl (Allah ba­na yeter ve ne güzel vekildir) Allahii ekber, Allahii ekber

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ali b. Ebî Tâlib (r.a.)'den; demiştir ki: ResuluIIah (s.a.v.) namazda selam verince, "Allah'ım benim işlediğim ve işleyeceğim gizlediğim ve açıktan yaptığım, yapmakta ileri gittiğim ve senin bilip benim bilmediğim tüm günahlarımı bağışla. Öne geçiren de sensin geride bırakan da. Senden başka ilâh yoktur" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbas (r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) şu sözlerle dua ederdi: "Ey Rabbim! (Sana ibadet ve şükürde ve düşmanlarına karşı) bana yardım et, benim aleyhimde (olan şeytana) yardım etme. Düşmanlarıma değil, bana yardım et. Bana değil, aleyhimde olanlara tuzak kur. (Azabını bana değil, düşmanlarıma indir). Bana doğru yolu göster ve hidayetini nasib et. Bana düşmanlık yapanlara karşı bana yardım et. Ey Allah'ım! Beni sana şükreden, seni zikreden, senden çekinen, sana çok çok ibâdet eden, sende huzur bulan -veya sana dönen- biri kıl. Ey Rabbim! Tevbemi kabul et, kusurlarımı yıka (yok et), duamı kabul et, delilimi sağlam kıl, kalbime hidâyet ver, dilimi doğrult, kalbimin haset ve kinini çıkar

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Süfyan (es-Sevrî), (yukarıdaki (1510.) hadisi) Amr b. Mürre'den "işittim" diyerek aynı isnad ve aynı mana ile rivayet etti. (Ancak bu rivayette) Amr; "hidâyeti bana hazırla" ifadesini kullanmış "hidâyetimi" dememiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) (namazda) selam verdiği zaman: "Allahümme entesselamü ve minkes-selam, tebarekte yazel-Celali ve'l-İkrâm (Anlamı): Ey Allahım! Selâm sensin, selâmet sadece sendendir. Sen (zâlimlerin söylediklerinden) çok çok yücesin, (hayır ve bereketin çoktur) ey ululuk ve ihsan sahibi" derdi. Müslim, mesâcid; Nesaî, sehv; Tirmizî, salat; İbn Mâce, ikâme; Dârimî, salat; Ahmed b. Hanbel, V, 275, 279; VI, 62, 184, 235. Ebû Dâvûd dedi ki: Süfyan (es-Sevrî) Amr b. Mürre'den sema' yoluyla hadis almış­tır. Ulema bu hadislerin sayısının onsekiz olduğunu söylerler

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Resulullah (s.a.v.)'in azatlısı Sevbân (r.a.)'ın rivayetine göre, Nebî (s.a.v.) namazından ayrılmak istediği zaman üç defa istiğfar eder sonra da şöyle derdi: "Allahümme... ey Allahım..." Ravi (önceki 1512. gibi) Aişe hadisinin manasını zikretti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Bekir es-Sıddîk (r.anha)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "İstiğfar eden kimse, günde yetmiş kere (günahı) tekrar etse bile, günahta ısrar etmiş sayılmaz

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

el-Eğar el-Müzenî'nin (ki Müsedded, "sahabidir" dedi) rivayetine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Gerçek şu ki benim kalbim de perdelenir de ben hergün yüz defa Allah'tan bağışlanma dilerim (İstiğfar ederim)

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Ömer (r.anhuma)'dan; demiştir ki: Biz Resulullah (s.a.v.)'in bir mecliste yüz defa: Rabbim beni bağışla, tevbemi kabul et, şüphesiz sen tevbeleri kabul edensin, merhametlisin" dediğini sayardık

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hilal b. Yesar b. Zeyd babası Yesâr'dan, Rasulullah’ın azatlası olan dedesi Zeyd'in, Hz. Peygamber'i şöyle buyururken işittiğini rivayet etmiştir: "Kim = Kendisinden başka ilâh olmayan hayy ve kayyûm olan Allah'tan beni bağışlamasını dilerim, ona tevbe ederim" derse, -savaştan kaçmış bile olsa- günahları bağışlanır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbn Abbâs (r.a.), Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah (azze ve celle), istiğfara devam eden kimsenin her sıkıntısı için bir çıkış yolu ve her keder için bir ferahlık sağlar. Onu hiç beklemediği bir yerden rızıklandırır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Katâde, Enes (r.a.)'e: Resûlullah çokça ne şekilde dua ederdi? diye sormuş, Enes de şu cevabı vermiştir: Rabbena atina fi'd-dünya haseneten ve fi'l-ahireti haseneten ve kina azabe'n-nar = Allah'ım! Bize dünyada ve âhirette iyiyi ver, bizi ateşin azabından koru." (Ebu Davud'un hocalarından) Ziyâd şunu da ilave etti: "Enes (r.a.) kısaca dua etmek isterse bu sözlerle dua ederdi. Daha uzun dua etmek istediğinde ise, diğerleri arasında *bu duayı da okurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Ümâme b. Sehl b. Huneyf, babası Sehl b. Huneyf (r.a.)'den, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu dediğini rivayet etmiştir. "Allah’tan şehîd olmayı samimiyetle isteyen kişiyi, yatağında ölse bile Allah, şehidlerin derecesine eriştirir.”

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Esma b. el-Hakem; Ali (r.a.)'i şöyle derken işittim demiştir: "Ben Resulullah (s.a.v.)'den birşey duyduğum zaman Allah (c.c.)'ın dilediği ölçüde onunla amel etmeye çalışan biriyim. Efendimizin ashabından birisi bana bir hadis haber verirse, ondan yemin etmesini ister, yemin ederse kabul ederim. Ebu Bekir (r.a.) -o doğru söyler- bana şöyle haber verdi: "Resulullah (s.a.v.)'ı: "Bir kimse bir günah işler de akabinde güzelce abdest alır sonra kalkıp iki rekat namaz kılar ve Allah'tan bağışlanma dilerse, Allah onu mutlaka bağışlar" derken işittim. Resulullah devamla: "Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı anarlar..." mealindeki âyeti sonuna kadar okudu.[Âl-i lmrân]

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muaz b. Cebel (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) onun elini tutup: "Ya Muaz! Vallahi seni seviyorum. Sana bir şeyler tavsiye edeyim, onları her (farz) namazın sonunda oku, kat'iyyen terk etme": "Allah'ım! Seni zikretmekte, sana şükretmekte ve sana güzelce ibâdet etmekte bana yardım et" dersin" buyurdu. Ahmed b. Hanbel, V, 245; İbn Hıbban, Sahih, III, 234; Hakim el-Müstedrek I, 273. Muaz (r.a.) bu duayı, (râvi) es-Sunabihî'ye, o da (râvi) Ebu Abdurrahman 'a tavsiye etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ukbe b. Âmir (r.a.)'den; demiştir ki: "Resulullah (s.a.v.) bana her namazın sonunda muavvizeteyen (Felak ve Nâs) sûrelerini okumamı emretti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah (b. Mes'ûd -r.a.-)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (s.a.v.) üç defa dua ve üç defa istiğfar etmekten hoşlanırdı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Esma bint Umeys (r.anha)'dan; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) bana; "Sana sıkıntı esnasında -veya [Şek râvılerden birisine aittir] sıkıntıda- okuyacağın bir kaç kelime öğreteyim mi?" dedi ve Allah, Allah, Rabbim! Ona hiçbir şeyi ortak koşmam" buyurdu. İbn Mace, Dua; Ahmed b. Hanbel, VI, 369; İbn Hibban, Sahih, 11, 112. Ebu Davud dedi ki: "Bu Hilal, Ömer b. Abdu'l-Aziz'in azatlısı olan Hilâl'dir. îbn Ca'fer de Abdullah b. Cafer'dir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Musa el-Eş'âri'den; demiştir ki: Bir seferde Resulullah (s.a.v.)'le beraberdim. Medine'ye yaklaşınca insanlar yüksek sesle tekbir getirdiler. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.): "Ey insanlar! Siz sağıra ve gâib olan birine dua etmiyorsunuz. Şüphesiz, dua ettiğiniz Allah, sizinle develerinizin boyunları arasındadır (o kadar yakındır)" buyurdu. Sonra Resulullah (s.a.v.) bana: "Ya Ebâ Musa, sana Cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi?" dedi. O nedir? "O hazine Lâ havle velâ kuvvet illâ billâh'dır" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Musa el-Eş'ârî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Ashâb Resulullah (s.a.v.) ile birlikte bir yokuşa tırmanırlarken bir adam her tümseği çıkışta yüksek sesle "Lâ ilahe illellahü vellahü ekber" diye bağırmaya başladı. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.); "Şüphesiz siz sağır veya gâib birine seslenmiyorsunuz" buyurdu. Sonra da; "Ya Abdullah b. Kays!.." dedi... Süleyman et-Teymî önceki (1526.) hadisin mânâsını zikretti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Asım (el-Ahvel) bundan önceki hadisi Ebû Osman vasıtasıyle Ebû Mûsâ (radıyallahü anh)'den rivâyet etmiş ve rivâyetinde şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): Ey insanlar! Kendinize acıyınız" buyurdu. cihad 131, meğazi 38, deavât 51, kader 7, tevhid 9; Müslim, zikir 44, 45, 46; Ahmed b. Hanbel, IV

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Sâid el-Hudrî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ''Radiytu billahi rabben ve bi İslami dinen ve Muhammedi sallallahu aleyhi ve selleme Nebiyyen'' Anlamı: "Rab olarak Allah (c.c.)'ı, din olarak İslâmı ve Peygamber olarak da Muhammed sallellahu aleyhi vesellem'i seçip beğendim" diyen kimseye cennet vâcib oldu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bana bir defa salevât getirene Allah (c.c.) on salevât sevabı verir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Evs b. Evs (r.a.)'den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.): "Şüphesiz cuma günü sizin en faziletli günlerinizdendir. O gün bana çok çok salevât getiriniz, çünkü sizin salevâtınız bana arz olunur" buyurdu. Yanındakiler: Ya Resûlallah, sen (ölüp) çürüdüğün halde bizim salevatımız sana nasıl arzolunacak? diye sorunca: "Şüphesiz Allah tebâreke ve teâla, yeryüzüne Peygamberlerin cesetlerini (çürütmeyi) haram kıldı" cevabını verdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câbir b. Abdillah (r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Kendinize, çocuklarınıza, hizmetçilerinize ve mallarınıza beddua etmeyiniz. Olur ki, Allah'tan istenilenlerin ihsan edildiği bir zamana rastlarsınız da Allah dilediğinizi kabul ediverir." Müslim, zühd Ebu Davud dedi ki:"Bu hadisin senedi muttasıldır. Çünkü Ubâdeb. Velîd b. Ubâde Câbir (r.a.) ile görüşmüştür

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir b. Abdillah (r.a.)'den; rivayet edildiğine göre, Bir kadın Resulullah (s.a.v.)'e, ben ve kocama dua et dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.); "Sallallahu aleyki ve alâ zevciki: Allah sana ve kocana salat (merhamet) etsin" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ümmu'd-Derdâ (r.anhâ) demiştir ki; Efendim Ebu'd-Derdâ (r.a.), Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken dinlediğini bana haber verdi: "Bir kimse müslüman kardeşi için onun gıyabında dua ettiği za­man, melekler "Amin, benzeri sana da verilsin" derler." Diğer tahric: Müslim, zikr

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Amr b. el-As (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "En çabuk kabul edilen dua, gaibin gâib için yaptığı duadır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Kesinlikle kabul edilen üç dua vardır: Babanın duası, müsafirin duası ve mazlumun duası

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Kays (Ebû Musa el-Eş'arî)'dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) bir kavimden korktuğu zaman; "Allahım! Senin, onların karşısına dikilmeni istiyoruz. Onların şerlerinden sana sığınıyoruz" derdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câbir b. Abdullah (r.a.)'dan; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) bize Kur'an-ı Kerim'den bir sure öğretir gibi istihareyi öğretir ve bu­yururdu ki: "Biriniz bir işe kalben azmettiğinde, farzın dışında (nafile olarak) iki rekat namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım bilgin ile bana hakkımda hayırlı olanı bildirmeni dilerim. Gücün yettiği için bana güç vermeni isterim. Hayırlı olan tarafın bana açıklanması için senin o büyük fazl (ve kerem)inden isterim. Çünkü senin gücün yeter, bense güçsüzüm. Sen bilirsin, bense bilmem. Sen ğaybları da pek yakından bilirsin. Allah'ım! Eğer şu işin -yapmak istediği şeyi isim olarak söyler- benim dinim, yaşayışım, âhiretim ve işimin sonu açısından bana hayırlı olduğunu bilirsen (ki, şüphesiz bilirsin) bunu bana nasib ve müyesser eyle, o işte bana feyz ve bereket ver. Allah'ım! Eğer bilirsen ki (bildiğinde şüphe yoktur) şu iş -evvelkinde olduğu gibi (benim dinim, yaşayışım^ âhiretim ve işimin sonu itibariyle)- şer ise, beni o işten ve onu benden çevir. Benim için hayır nerede ise, onu bana mukadder ve müyesser eyle. Gönlümü o işten hoşnut kıl." Yada istihare yapan kişi ... sözlerinin yerine, " = dünya ve âhiretim hakkında da" diyebilir. Diğer tahric: Buhârî, teheccüd, deavât, tevhid; Tirmizî, vitir; İbn Mâce, ikâme; Ahmed b. Hanbel, III

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ömer b. el-Hattâb (r.a.)'den; demiştir ki: Resûlullah sallellahu aleyhi ve sellem, beş şeyden (Allah'a) sığınırdı: Korkaklıktan, cimrilikten, kötü ömür (ihtiyarlık)dan, kalb fitnesinden ve kabir azabından

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes b. Mâlik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (s.a.v.); "Allahım! Şüphesiz ben acizlikten, tenbellikten, korkaklıktan, cimrilik ve ihtiyarlıktan sana sığınırım. Kabir azabından, ölümün ve hayatın fitnesinden sana sığınırım" diye dua edermiş

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes b. Mâlik (r.a.)'den; demiştir ki: Ben Resûlullah (s.a.v.)'e hizmet ederken onun çokça şöyle dediğini işitirdim: "Allah'ım geçmişe ve geleceğe âit sıkıntılardan, borçların ağırlığından ve düşmanların galebesinden sana sığınırım." (Râvî) Ya'kûb b. Abdurrahman, rivayetinde Teym'i'nin zikrettiklerinin bazılarım zikretti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine gö­re, Resûlullah (s.a.v.) ashaba şu duayı Kur'an-ı Kerim'den bir sûre öğretir gibi öğretirdi: "Allah'ım! Cehennem azabından, kabir azabından sana sığınırım. Mesîhu'd-Deccârin fitnesinden, ölüm ve hayatın fitnesinden sana sığınırım

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Âişe (r.anhâ)'den rivayet edildiğine göre, Nebi (s.a.v.) şu sözlerle duâ ederdi: "Allah'ım! Cehennemin fitnesinden (Cehenneme götürecek kötü amellerden) Cehennemin azabından zenginlik ve fakirliğin şerrinden sana sığınırım

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Nebi (s.a.v.) şöyle duâ ederdi: "Allah'ım, fakirlikten (hayrımın) azlığından, zilletten, zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

îbn Ömer (r.a.)'dan; demiştir ki: Şu sözler Resûlullah (s.a.v.)'in duasındandır: "Allah'ım! (Bana verdiğin) nimetlerinin yok olmasından, (bahşettiğin) sıhhatinin değişmesinden, cezanın aniden gelivermesinden ve gazabın(a) sebep olan herşeyden sana sığınırım.”

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.) demiştir ki: Resûlullah (s. a.) şöyle diyerek dua ederdi: "Allah'ım, ihtilaf ve düşmanlıktan, nifak'tan ve kötü ahlâktan sana sığınırım

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den, rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle duâ edermiş; "Allah'ım, açlıktan sana sığınırım. Şüphesiz o kötü bir yatak arkadaşıdır. Hıyanetten de sana sığınırım. Çünkü o pek kötü bir sırdaştır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in şöyle duâ et­tiği rivayet edilmiştir: "Ey Allah'ım! (Şu) dört şeyden sana sığınırım. Faydası olmayan ilimden, huşu duymayan kalpten, doymayan nefisten ve işitilmeyen (kabul edilmeyen) duadan

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu'l-Mu'temir dedi ki: Zannediyorum Enes b. Mâîik (r.a.), Nebi (s.a.v.)'in; “Allah'ım, fayda vermeyen (kabul edilmeyen) namazdan sana sığınırım" dediğini haber verdi ve başka bir dua (daha) söyledi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ferve b. Nevfel el-Eşca'î'den: demiştir ki: - Mü'minlerin anası Âişe (r.anhâ)'ya Resûlullah (s.a.v.)'in nasıl dua ettiğim sordum, şöyle cevap verdi: "Allah'ım, yaptıklarımın ve yapmadıklarımın şerrinden sana sığınırım" derdi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Şuteyr b. Şekel, babası Şekel b. Humeyd (r.a.)'den; onun şöyle dediğini haber verdi: Ya Resûlallah, bana bir dua öğret, dedim. "Allah'ım! Kulağımın, gözümün, dilimin, kalbimin ve menimin şerrinden sana sığınırım de" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu'l-Yeser (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle dua edermiş: "Allah'ım! Yıkıntı (altında kalmak)dan, (yüksek bir yerden) düşmekten, boğulmaktan, yangından ve ihtiyarlıktan sana sığınırım. Beni ölüm esnasında şeytanın çiğnemesinden, senin yolunda (harbederken) düşmana arka dönerek ölmekten ve (akrep ve yılan tarafından) sokularak ölmekten sana sığınırım

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İbrahim b. Mûsâ er-Râzi (yukarıdaki (1552.) hadisi) İsâ -Abdullah b. Saîd- Ebu Eyyub'un azatlısı senediyle Ebu'l-Yeser (r.a.)'den rivayet etmiş ve ona; "Ve kederden (Allah'a sığınırım)" (sözünü) ilâve et­miştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle duâ ederdi: "Allah'ım! Alaca hastalığından, delilikten, cüzzamdan ve kötü (müzmin) hastalıklardan sana sığınırım

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)'den; demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) bir gün mescide girdi ve orada Ensar'dan Ebû Ümâme denilen adamı görüverdi. Bunun üzerine: “Yâ Ebâ Umâme! Namaz vakti dışında mescidde niçin oturuyorsun? dedi. Yakama, yapışan kederler ve borçlar, (yüzünden) ya Resulallah! cevabını verdi. Peygamber (s.a.v.): "Sana bir söz öğreteyim mi? Onu söylediğin zaman Allah (c.c.) kederlerini giderir ve borcunu ödetir'* buyurdu. Ebû Umâme: Evet ya Resûlallah, dedi. Efendimiz (s.a.v.): "Sabah ve akşam Allah'ım! Gam ve kederden sana sığınırım, acz ve tenbellikten, korkaklık ve cimrilikten, borcun baskısından ve adam (düşman)ların kahrından sana sığınırım, de!" buyurdu. Ebu Ümame dedi ki: Bunu yaptım, hemen Allah kederimi gideıdi, borcumu ödetti