Sahih-i Buhari

...

(10) Kitāb: Ezan

(10) ...

İbn Abbas (r.a.) şöyle demiştir: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabından bir kısmı ile birlikte Ukaz çarşısına doğru yola çıkmıştı. O sırada cinlerin gök'ten haber almaları engellenmiş ve yakıcı - ateş saçan yıldızlarla kovalanmışlardı. Bunun üzerine cinler kendi arka­daşlarının yanına dönmek zorunda kalmışlardı. Arkadaşları onlara: 'Ne oldu size, ne bu haliniz?' diye sorunca onlar; Gök'ten haber almamız engellendi ve yakıcı -ateş saçan yıldızlarla kovalandık, dediler. Diğer cinler şöyle dediler; 'Sizin gökten haber almanızı engelleyen çok önemli bir olay meydana gelmiş olmalı öyleyse... Derhal yeryüzünün doğusunu ve batısını didik didik tarayın ve sizin gökten ha­ber almanızı engelleyen neymiş araştırın!' Tihâme tarafına giden cinler en-Nah!e denen bölgeye geldiklerinde Ukâz'a doğru gitmek üzere yola çıkan Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabına sabah namazını kıldırdığını gördüler. Namazda Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in okuduğu Kur'an'ı işitince; Allah'a yemin olsun ki, sizin gökten haber almamızı engelleyen budur' dediler. Sonra arkadaşlarının yanına dönüp şöyle dediler; 'Ey kavmimiz' 'Gerçekten biz, doğru yola ileten harikulade güzel bir Kur'an dinledik de ona iman ettik. Artık kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız. [[Cin, 1-2]] Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk Resûlullah'a 'Resulüm de ki; cinlerden bir topluluğun benim okuduğum Kur'an'ı dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolundu.[[Cin, 1-2]] âyetlerini vahyetti. Cenâb-ı Hakk'ın Resûlü'ne vahyettiğı cinlerin işte bu sözü idi. Tekrar:

...
Referans:10 773