Sahih-i Buhari
...
(2) Kitāb: Îmân
(2) ...
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Ömer r.a.’den Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İslam beş şey üzerine bina olunmuştur: Allah`dan başka ilâh olmadığına ve Muhammed`in (sallallahu aleyhi ve sellem)'in Allâh`ın Resulü olduğuna Şahadet etmek, Namaz kılmak, Zekat vermek, Haccetmek, Ramazan orucunu tutmaktır. Tekrarı: 4515 (Diğer Tahric edenler: Müslim, İman; Tirmizî, İman)
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İman altmış bu kadar şu`bedir. Haya da iman’ın bir şu`besidir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Amr bin As r.a. Nebiyy-i Muhterem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Müslüman, dilinden, elinden müslümanlar selamette kalan kimsedir. Muhacir de Allâh`ın nehyettiğini terkedendir. Tekrarı:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Musa el-Eş’ari r.a. şöyle demiştir: "Ya Resulallah, müslümanlar’ın hangisi faziletlidir?" diye sordular "Müslümanlar; dilinden elinden selamette kalandır." cevabını verdiler
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Amr'dan radiyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre bir adam Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e : "İslâm'ın hangi ameli daha faziletlidir?" diye sordu.Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle cevap verdi: "Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selâm vermendir. Tekrarı:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes'ten rivayet edilmiştir: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: Hiçbiriniz kendisi için sevdiğini (istediğini) (Müslüman) kardeşi için de sevmedikçe iman etmiş olamaz
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den rivayet edilmiştir: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, hiçbiriniz beni ana-babasından ve çoluk çocuğundan daha çok sevmedikçe iman etmiş olmaz
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Hiçbiriniz, beni kendi canından, ana-babasından, çoluk-çocuğun-dan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olmaz
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a. şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Kimde üç şey bulunursa halavet-i îmanı tatmış olur. Allah ile Resulullah kendisine başkalarından daha sevgili olmak; bir kimseyi sevmek, fakat yalnız Allah için sevmek; (Allah, onu küfür’den kurtardıktan sonra) yine küfre dönmekten ateşe atılacakmışcasına hoşlanmamak. Tekrar: 21, 6041, 6941 Bu hadis farklı sened ile Enes r.a.’den bemzer metin ile 20 noda sayfanın altında 14. bab olarak geçmektedir Diğer tahric: Müslim, Tirmizi İman
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a. şöyle demiştir: Nebiyyi Mükerrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: İmanın alâmeti ensarı sevmektir, nifakın (münafıklığın) alâmeti ise ensara buğzetmektir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu İdris Aizullah bin Abdullah'dan rivayet edildiğine göre, Bedir savaşına katılan ve Akabe bey'ati sırasında seçilen temsilcilerden biri olan Ubâde b. Sâmit şöyle demiştir: Allah Resulü etrafında sahabeden bir grup varken şöyle buyurdu: Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarınızı öldürmemek, el ve ayaklarınız arasından (kendiliğinizden) uyduracağınız bir yalanla bühtan etmemek, hiçbir iyi işte isyan etmemek üzere bana beyat ediniz. Kim sözünde durursa onun mükafatını vermek Allah'a aittir. Kim de bu günahlardan birini işler de dünyada iken cezalandırılırsa, bu ceza kendisi için keffaret olur. Kim bu günahlardan birini işler de, Allah onun durumunu örterse (suç işlediği insanlar arasında bu durum ortaya çıkmazsa) onun durumu Allah'a kalmıştır; dilerse ona azap eder, dilerse onu affeder". Biz de bu şart üzere Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'e bey'at ettik. Tekrar: 3892, 3893, 3999, 4894, 6784, 6801, 6873, 7055, 7199, 7213, 7468. Diğer tahric: Tirmizî, Hudud; Müslim, Hudud
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Said-i Hudri r.a. şöyle demiştir: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Müslümanın en hayırlı malının koyun olması yakındır. Dağ başlarında ve yağmur suyunun biriktiği yerlerde (vadi ortalarında) onları gezdirir de bu sayede dinini fitnelerden korumuş olur Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha şöyle demiştir: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Ashabına emrettiği zaman (daima ellerinden) gelebilecek amelleri emrederdi. (o zaman Ashab-ı Kiram,): '' Ey Allah'ın elçisi! Biz senin durumunda değiliz. Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamıştır.'' Bu söz üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünden öfkesi anlaşılacak şekilde sinirlenir sonra da şöyle derdi: Allah'a karşı gelmekten en çok sakınanınız, O'nu en iyi bileniniz benim
- Bāb: ...
- باب ...
Enes'ten rivayet edilmiştir: Hz.Peygamber şöyle buyurdu: Şu üç şey kimde olursa, o imanın tadını bulur: 1. Allah ve Resûlü'nü her şeyden daha çok sevmek, 2. Sevdiği kişiyi yalnızca Allah için sevmek, 3. Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra yeniden küfre (inkarcılığa) dönmeyi, ateşe atılmak kadar kötü görmek
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd el-Hudrî'den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme girdikten sonra Allah Teala: 'Kalbinde hardal danesi ağırlığınca imanı olanı (cehennemden) çıkarın!’ buyurur. Bunun üzerine (bu kişiler) cehennem'den kararmış (kömür gibi olmuş) bir halde çıkarılırlar. Sonra haya yahut hayat (şüphe Malik'tendir) nehrine atılırlar. Orada selin uğradığı yerde kalan tohumlar nasıl (çabucak) ayrık otu olarak biterse öyle biterler. Görmez misin, bunlar (ne güzel) sapsarı olarak (ve iki tarafına) salınarak sürer?. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Said-i Hudri r.a. şöyle demiştir: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Uyuduğum esnada gördüm ki halk bana arzolunuyordu. Üstlerinde gömlekler vardı. Bu gömleklerin kimi memelere varıyor, kimi daha kısa idi. Ömer bin el-Hattâb da bana arzolundu. Üstünde (eteklerini yerde) sürüdüğü bir gömlek vardı. "Ya Resûlâllâh, bunu ne ile te`vîl ettin?" diye sordular. "Dîn ile." cevâbını verdi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Salim b. Abdullah'ın babası (yani İbn-i Ömer den) rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ensardan bir kişinin yanından geçiyordu. O sırada bu kişi kardeşine utangaçlığı (hayası) sebebiyle öğüt veriyordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber ona şöyle buyurdu: Onu bırak! Çünkü haya (utanmak) imandandır. Tekrar: 6118 Diğer Tahric: Bu hadis Müslim İman; Tirmizi İman da da geçer. (Yani onu ikisi de tahric ettiler)
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer radiyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammedin Allah'ın elçisi olduğuna şahitlik edinceye, namaz kılıncaya ve zekât verinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum. Şayet bunu yaparlarsa islam'ın hakkı hariç kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar, hesaplarını görmek ise Allah’a aittir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem)`e: "Amelin hangisi efdaldir?" diye sordular. "Allaha ve Resûlüne îman." buyurdu. "Ondan sonra hangisi?" dediler. "Allah yolunda Cihad." buyurdu. "Ondan sonra da hangisi?" diye sordular. "Makbûl (olmuş içine günah riya karışmamış) Hac." cevabını verdi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Sa'd b. Ebu Vakkas'ın oğlu Amir babasından şunu rivayet etmiştir: Sa'd'ın oturduğu bir sırada Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem bir grup insana (zekat malından) bir şeyler verdi, benim en beğendiğim adama ise bir şey vermedi. Ey Allah'ın elçisi! Falancaya vermemenin sebebi nedir? Vallahi ben onu mu'min olarak görüyorum" dedim. Allah Resulü: 'Yahut müslümandır" buyurdu. Ben bir süre sustum. Sonra o adam hakkındaki bilgim sebebiyle dayanamadım ve bir kez daha: "Falancaya vermemenin sebebi nedir? Vallahi ben onu mu'min olarak görüyorum" dedim. Allah Resulü yine: Yahut müslümandır" buyurdu. Sonra yine dayanamadım ve aynı şeyleri tekrarladım, Hz. Peygamber de aynı şeyi tekrarladı. Sonra da şöyle buyurdu: "Sa'd! Başkasını daha çok sevdiğim halde bir adama, Allah onu yüz üstü ateşe atmasın diye mal verdiğim olur. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Amr'dan rivayet edildiğine göre bir adam Hz. Peygamber'e gelerek "Ey Allah'ın elçisi İslam'ın (İslam'daki amellerin) hangisi en hayırlıdır? diye sordu. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Yemek yedirmen ve tanıyıp tanımadığın kişilere selam vermendir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah ibn-i Abbas r.a şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Bana afeş (cehennem) gösterildi. Cehennemliklerin çoğunluğunun kadınlar olduğunu gördüm. Zira onlar inkar edenlerdir". Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e soruldu: "Allah'ı mı inkar ederler?" Nebi sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurdu: Kocalarını(n hakkını) inkar ederler, iyiliği inkar ederler. Onlardan birine uzun zaman iyilikte bulunsan, sonra senden (sevmediği) bir şey görse hemen 'zaten senden hiçbir iyilik görmedim' der". Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ma'rur'dan rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Ebu Zer' ile Rebeze'de karşılaştık. Kendisinin ve kölesinin üzerinde bir hülle vardı. Ona bunun sebebini sorduğumda şöyle dedi: Bir adama sövdüm, onu anasından dolayı ayıpladım. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle dedi: "Ebu Zer' ! Onu anasından dolayı ayıplıyor musun? Gerçekten sen kendisinde cahiliye (ahlakı) olan birisin. Kardeşleriniz sizin hizmetçilerinizdir. Allah onları sizin elinizin altına (idarenize) verdi. Kimin elinin altında kardeşi varsa ona yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara yapamayacakları şeyler yüklemeyin. Şayet onlara bir iş yüklerseniz kendilerine yardımcı olunuz. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ahnef b. Kays'tan rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Şu adama (Hz. Ali'ye) yardım etme niyeti İle çıktım. Ebu Bekre ile karşılaştım. Bana: "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. "Şu adam'a yardım etmeye gidiyorum" dedim. O: "Geri dön. Çünkü ben Allah Resulü'nün şöyle dediğini duydum: ''iki Müslüman kılıç kılıca karşılaştıklarında öldüren de öldürülen de ateştedir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sordum: ''Öldüreni anladım da ya şu öldürülen niçin ateştedir ey Allah'ın elçisi ?'' Allah Resulü şöyle buyurdu: "Çünkü o da arkadaşını öldürmek istiyordu. Tekrar: 6875, 7083 Diğer tahric: Müslim, fiten ve işratu’s-sa’a
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah (İbn-i Mes’ud’dan) rivayet’e göre: "İman edenler ve imanlarına zulüm karıştırmayanlar var ya.[En'am, 82] ayeti indirilince Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Hangimiz zulüm etmemiştir ki! dediler. Bunun üzerine Allah şu âyeti indirdi: "Şüphesiz ki şirk büyük bir zulümdür.[Lokman, 13] Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Münafığın alâmeti üçtür: 1. Konuştuğunda yalan söyler, 2. Söz verdiğinde sözünden döner, 3. Kendisine bir şey emanet edildiğinde ihanet eder". Tekrar: 2682, 2749, 6095. Diğer tahric: Tirmizî, İman: 25; Müslim, İman GENİŞ AÇIKLAMA: 32 de
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Amr r.a. şöyle demiştir: Nebiyy-i Mükerrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Dört şey kimde bulunursa o kişi halis münafık olur. Kimde bu özelliklerden biri bulunursa bunu terk edinceye kadar kendisinde nifak özelliklerinden biri bulunmuş olur: Kendisine bir şey emanet edilince ihanet eder, Konuştuğunda yalan söyler, Antlaşma yaptığında antlaşmaya vefa göstermez, Düşmanlık yaptığında haddi aşar. Tekrar: 2459, 3178. Diğer tahric edenler: Tirmizî, İman; Müslim, İman
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Kim inanarak ve sevabını yalnızca Allah'tan umarak Kadir gecesini ihya ederse geçmiş günahlerı bağışlanır. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Zür'a bin Amr bin Cerîr şöyle demiştir. Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini duydum. Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Allah kendi yolunda cihad'a çıkan kişi için kefil olarak şöyle buyurmuştur: Bu kişiyi yalnızca bana olan imanı ve elçilerimi tasdik etmesi cihada çıkarmıştır. Ben onu kazanacağı ecir veya ganimetle geri döndürme yahut cennet'e koymaya kefilim'. (Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:) Ümmetime zorluk çıkartmayacak olsaydım savaşa çıkan hiçbir seriyyenin arkasında kalmazdım. Allah yolunda öldürülmeyi, sonra diriltilmeyi sonra tekrar öldürülmeyi sonra tekrar diriltilmeyi sonra yine öldürülmeyi isterdim.'' Tekrar: 2787, 2797, 2972, 3123, 7226, 7227, 7457,7463. AÇIKLAMA 36’DA
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. Resulullâh sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Kim inanarak ve sevabını yalnızca Allah'tan umarak Ramazan'ı (gecelerini) ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır. AÇIKLAMA 36’DA
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle dedi: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Kim inanarak ve sevabını yalnızca Allah tan umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. dediki Nebiyy-i Muhterem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Dîn kolaylıktır. Dini aşmak isteyen kimse, ona yenik düşer. O halde, orta yolu tutunuz, (elinizden gelenin) en iyisini yapmaya çalışınız, o zaman size müjdeler otsun; günün başlangıcından, sonundan ve bir miktar da geceden faydalanınız. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Bera’ r.a. şöyle dedi: Nebiyy-i Mükerrem sallallahu aleyhi ve sellem Medine'ye ilk geldiğinde Ensar'dan ecdadının yahut dayılarının- yanında misafir olarak kaldı. On altı ay (yahut on yedi ay) boyunca Beytü'l-Makdis'e yönelerek namaz kıldı. Kıblenin Ka'be olmasını istiyordu. Medine'de Kabe'ye yönelerek kıldığı ilk namaz ikindi namazı idi. Bir grup sahabe de onunla birlikte kıldılar. Nebi s.a.v. ile birlikte namaz kılanlardan bir sahabi namazdan çıkınca bir başka mescitte namaz kılan, namaz içinde rükû' eden bir topluluğun yanına uğradı. Onlara: Allah için şahitlik ederim ki Allah Resulü ile Kabe'ye dönerek namaz kıldım, dedi. Bunun üzerine o topluluk bulundukları yerde Kabe'ye doğru yöneldiler. Hz. Peygamberin Beytü'l-Makdis'e dönerek namaz kılması Yahudilerin yani ehl-i kitabın hoşuna gidiyordu. Hz. Peygamber namazda yüzünü Kabe'ye çevirince ehli kitap onun bu yaptığını yadırgadı. Züheyr şöyle demiştir: Ebû İshak, Bera'dan şunu rivayet etmiştir: "Kıblenin değiştirilmesinden önce bazı kimseler vefat etmişler ve şehit olmuşlardı. Biz onlar hakkında ne diyeceğimizi bilemedik. Bunun üzerine Yüce Allah şu âyeti indirdi: "Allah sizin imanınızı zayi edecek değildir.[Bakara 143] Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Said-i Hudri r.a. şöyle demiştir: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem`den işittim, buyurdu ki: "Kişi Müslüman olur da Müslümanlığını iyi yaparsa Allah onun önceki bütün günahlarını bağışlar. Bundan sonra (yaptıklarının) karşılığı söz konusudur: Bir iyiliğe on katından yediyüz katına kadar sevap vardır. Kötülüğe ise kendi misli kadar günah vardır, ancak Allah dilerse bundan da vazgeçer (bağışlar)
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre Allah Resulü şöyle buyurmuştur: "Siz'den birisi iyi Müslüman olursa yaptığı her iyilik on katından yediyüz katına kadar yazılır. Yaptığı her kötülük ise kendi misli kadar yazılır
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe r.anha'den rivayet edildiğine göre bir gün onun yanında bir kadın otururken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanlarına girerek sordu: Bu hanım kimdir? Hz. Âişe şöyle cevap verdi: Falancadır, o şöyle şöyle namaz kılan bir kadındır. (Hz. Âişe, kadının kıldığı namazları Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e anlatmaya başladı.) Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Dur bakalım, bunları saymayı bırak! Gücünüzün yettiği amelleri yapın. Allah'a andolsun ki siz usanmadıkça Allah usanmaz". Resulullah'in en çok sevdiği din (amel), sahibinin devam ettiği (amel) idi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a. şöyle demiştir: Nebiyy-i Muhterem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: La İlahe İllallah deyib de kalbinde bir arpa tanesi kadar hayır (yani iman) bulunan kimse Cehennem`den çıkacaktır. La İlahe İllallah deyip te kalbinde bir buğday tanesi kadar hayır (yani iman) bulunan kimse Cehennem`den çıkacaktır. La İlahe İllallah deyip te kalbinde bir zerre kadar hayır (iman) bulunan kimse Cehennem`den çıkacaktır. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer İbnü'l-Hattâb r.a.'den rivayet edildiğine göre Yahudilerden biri ona şöyle dedi: Ey muminlerin emiri ! Sizin kitabınızda okuduğunuz bir ayet biz Yahudiler topluluğuna inmiş olsaydı, o ayet'in indiği günü bayram edinirdik". Hz. Ömer sordu: "Hangi âyet?" Yahudi cevap verdi: "Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki ni'metimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'dan razı oldum.’’ [Mâide,3] Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle dedi: Biz bu günü ve Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bu âyet'in indirildiği yeri biliriz. Bu ayet Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Arafat'ta ayakta beklerken Cum'a günü indirildi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Talha b. Ubeydullah'tan rivayet edilmiştir: Necidlilerden saçı başı dağınık bir adam Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e geldi. Sesinin mırıltısı duyuluyor, ancak ne dediği anlaşılmıyordu. Yaklaştı nihayet bir de baktık ki İslam hakkında soru soruyor. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Bir gün ve gecede beş vakit namaz." dedi. Adam: "Benim üzerime bunlar dışında gerekli olan namaz var mıdır?" diye sordu. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) Hayır. Ancak dilersen nafile olarak yaparsın" buyurdu. Daha sonra Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) Ramazanda oruç tutmak" dedi. Adam: Benim üzerime bunlar dışında gerekli olan oruç var mıdır? diye sordu. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) Hayır. Ancak dilersen nafile olarak tutabilirsin" buyurdu. Daha sonra Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) zekat'tan bahsetti. Adam: "Benim üzerime bunlar dışında gerekli olan zekat var mıdır?" diye sordu. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Hayır. Ancak dilersen nafile olarak verirsin" buyurdu. Adam "Vallahi bunlardan ne fazla ne de eksik yaparım" diyerek döndü ve gitti. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu: "Doğru söylediyse kurtuldu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullâh sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Bir kimse inanarak ve sevabını yalnızca Allah'tan umarak bir Müslümanın cenazesinin arkasından giderse, namazını kılıp defnedinceye kadar onunla birlikte bulunursa iki kır'at ecirle döner. Her bir kırat Uhud Dağı kadardır. Kim cenaze namazını kılar sonra cenaze defnedilmeden dönerse o da bir kırat ecirle dönmüş olur. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd şöyle demiştir: Ebu Vail'e Mürcie mezhebinde olanlarla savaşma konusundaki görüşünü sordum, şöyle söyledi: Abdullah bana Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle söylediğini bildirdi: Müslümana sövmek fısk, onunla savaşmak küfürdür. Tekrar: 6044, 7076 Diğer tahric: Tirmizî, İman; Müslim, İman
- Bāb: ...
- باب ...
Ubade bin Samit'ten rivayet edildiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kadir gecesini haber vermek üzere evinden çıktı. Müslümanlardan iki kişi birbiri ile tartıştılar. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Size Kadir gecesini haber vermek üzere çıkmıştım. Ancak falan ile falan tartışınca (buna dair bilgi hafızamdan) kaldırıldı. Umarım ki bu da sizin için hayırlı olur. Kadir gecesini (yirmiden sonraki) yedinci, dokuzuncu ve beşinci gecede arayınız. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre Radiyallahu anh şöyle demiştir: Bir gün Resulullâh sallallahu aleyhi ve sellem açıkta oturuyordu. (yanına) biri gelip: "İman nedir?" diye sordu. "iman; Allâha, Meleklerine, Allâh`a kavuşmaya, Nebilerine inanmak, kezâlik (öldükten sonra) dirilmeğe inanmaktır." cevâbını verdi. "Ya İslâm nedir?" dedi. "İslâm; Allâh`a ibâdet edip (hiçbir şeyi) O`na şerîk ittihâz etmemek, namazı ikâme ve farz edilmiş zekâtı edâ etmek, Ramazanda da oruç tutmaktır." buyurdu. (Ondan sonra) "Ya ihsân nedir?" diye sordu. "Allâh`a sanki görüyormuş gibi ibâdet etmendir. Eğer sen, Allâh`ı görmüyorsan şüphesiz O, seni görür." buyurdu. "Kıyâmet ne zaman?" dedi. (Bunun üzerine) buyurdu ki: "Bu mes`elede sorulan, sorandan daha âlim değildir. (Şu kadar var ki Kıyâmet`den evvel zuhur edecek) alâmetlerini sana haber vereyim: Ne zaman (satılmış) câriye, sâhibini (yâni efendisini) doğurur, kim idikleri belirsiz deve çobanları (yüksek) binâ kurmakta birbiriyle yarışa çıkarlarsa (Kıyâmet`den evvelki alâmetler görünmüş olur. Kıyâmet`in vakti) Allâh`dan başka kimsenin bilmediği beş şeyden biridir. " Ondan sonra Nebiyy-i Muhterem salla`llahu aleyhi ve sellem
- Bāb: ...
- باب ...
Ubeydullah bin Abdullah'tan rivayet edildiğine göre Abdullah b. Abbas r.a. şöyle söylemiştir: Ebu Süfyan bana Herakleios'un şöyle söylediğini anlattı: "Sana onların sayısı artıyor mu azalıyor mu diye sordum, sen onların sayısının arttığını söyledin. îman da tamamlanıncaya kadar böyledir. Sana herhangi bir kimse onun dinine girdikten sonra ona kızıp dininden dönüyor mu diye sordum, sen 'hayır' diye cevap verdin. İmanın mutluluğu da kalbe yerleşince hiç kimse böylesi bir mü'mini öfkelendirip de imanından uzaklaştıramaz. Bu Hadis’in geniş hali 7 nolu olarak geçmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Nu'man b. Beşîr'den rivayet edilmiştir: Allah Resûlü'nün şöyle buyurduğunu işittim: Helal de bellidir, haram da. Bu ikisi arasında insanlardan çoğunun bilmediği şüpheli şeyler vardır. Kim şüphelilerden korunursa dini ve ırzını (şahsiyetini) korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşer. Bu kişi bir koruluğun etrafında koyun güden ve koyunların her an koruluğa girme ihtimali bulunan bir çoban gibidir, dikkat edin! Her kralın bir koruluğu vardır. Dikkat edin! Allah'ın yeryüzündeki koruluğu haram kıldığı şeylerdir. Dikkat edin! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki o düzgün olursa bütün vücut düzgün olur, o bozuk olursa bütün vücut bozuk olur. Dikkat edin! Bu et parçası kalptır. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Cemre'den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: İbn Abbas'la birlikte oturuyordum. Beni oturduğu koltuk üzerinde, yanında oturtmuştu. Sonra bana "Benim yanımda kalırsan malımdan sana bir pay veririm" dedi. Ben de iki ay onun yanında kaldım. Sonra şöyle dedi: Benî Abdülkays heyeti Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e geldi Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sordu: Bu Topluluk (Bu Heyet) Kimdir? Orada bulunanlar "Onlar Rebîa'dır" dediler. geldiklerinde Nebi s.a.v. onlara: Merhaba (hoş geldiniz). Allah sizi utandırmasın, pişman etmesin" buyurdu. Onlar şöyle dediler: Ey Allah'ın elçisi! Biz senin yanına ancak Haram aylarda gelebiliyoruz. Bizimle senin aranda Mudar kabilesinin kâfirlerinden falanca kabile var. Bize öyle kesin bir şey söyle ki bunu geride bıraktığımız akrabalarımıza bildirelim ve bununla (bunu yaptığımızda) cennete girelim". Ayrıca içecekler hakkında da soru sordular. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onlara dört şeyi emretti, dört şeyi yasakladı. Onlara; yalnızca Allah'a inanmayı emrederek şöyle sordu: "Yalnızca Allah'a inanmak nedir bilir misiniz?" Onlar: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: (Yalnızca Allah'a iman:) Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammedin Allah'ın elçisi olduğuna şahitlik etmek, namaz kılmak, zekat vermek, oruç tutmak ve ganimetin beşte birini (devlet hazinesine) vermektir". Nebi s.a.v. onlara şu dört şeyi (kullanmayı) yasakladı: Hantem, Dübbâ, Nekîr, Müzeffet (mukayyer de demiş olabilir). Onlara şöyle dedi: "Bunları ezberleyin ve geride kalanlarınıza da bildirin
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer den rivayet edildiğine göre Allah Resulü sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurmuştur: "Ameller niyetlere göredir. Herkes için niyet ettiği(nin karşılığı) vardır. Kimin hicreti Allah'a ve Resulüne ise onun hicreti Allah'a ve Resûlünedir. Kimin de hicreti elde etmek istediği dünya ve nikahlamak istediği bir kadına ise onun hicreti de hicret ettiği şeyedir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Mes’ud r.a. şöyle dedi: Nebiyy-i Mükerrem sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Kişi Allah'ın rızasını gözeterek ailesine harcama yaptığında bu kendisi için sadaka olur. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Sa'd b. Ebî Vakkas'tan rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah'ın rızasını gözeterek yaptığın her harcamadan dolayı sevap alırsın, hatta eşinin ağzına koyduğun lokmadan bile. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Cerir bin Abdullah'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e namaz kılmak, zekat vermek ve her müslümana (karşı) hayırhah olmak üzere biat ettim. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ziyâd b. Alâka'dan rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Muğîre bin Şu'be'nin vefat ettiği gün Cerir b. Abdullah'ın kalkıp (minbere çıkarak) Allah'a hamd-ü senada bulunduktan sonra şöyle dediğini işittim: "Yalnızca Allah'tan korkun, onun ortağı yoktur. (Yeni) İdareciniz gelinceye kadar ağırbaşlı ve sakin olun. O size şimdi (yakında) geliyor". Daha sonra şunları söyledi: (Vefat etmiş olan) İdareciniz (Muğîre b. Şu'be) için (Allah'tan) af talep ediniz. Çünkü o affetmeyi severdi". Sonra da şunları ilave etti: "Ben Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’in yanına gelerek; Sana İslâm üzere bey'at ediyorum, dedim. O da bana her müslümana karşı hayırhah olmayı şart koştu, ben de ona bu şart üzere bey'at ettim. Bu mescidin Rabbi'ne yemin ederim ki ben size karşı hayırhahım". Daha sonra istiğfar ederek minberden indi