Sahih-i Buhari
...
(23) Kitāb: Cenazeler
(23) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Zer' r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "Bana Rabbimden bir elçi gelerek şunu bildirdi (veya müjdeledi): Ümmetimden Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayarak ölen kişi cennete girer. Ebu Zer' diyor ki; Zina etse ve hırsızlık yapsa da mı? Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Zina etse ve hırsızlık yapsa da" buyurdu. Tekrar: 1408, 2388, 3222, 5827, 6268, 6443, 6444, 7487. Diğer tahric: Tirmizi İman; Müslim, İman
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Mes'ud r.a. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir; "Kim herhangi bir şey'i Allah'a ortak koşarak ölürse ateş'e (cehenneme) girer." (Abdullah dedi ki): Ben de diyorum ki: Kim Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın ölürse cennete girer. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Bera' r.a. şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize yedi şeyi emretti ve bizi yedi şey'den alıkoydu: Bize cenazeleri takip etmeyi, hastayı ziyaret etmeyi, davet edenin davetine icabet etmeyi, haksızlığa uğrayan mazlum'a yardım etmeyi, yemini tutmayı, selam'a karşılık vermeyi, aksıran kişiye dua etmeyi emretti. Sonra da bize gümüş kabı (kullanmayı), altın yüzüğü (takmayı), ipek, dîba, kalın ipek kumaşı, İstebrak denilen bîr diğer çeşit ipekli kumaşı yasakladı. Tekrar: 2445, 5175, 5635, 5650, 5838, 5849, 5863, 6222, 6235, 6654 Diğer tahric: Tirmizi Edeb; Müslim, Libas
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.), Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunları işittiğini söyledi." Müslüman'ın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selamına karşılık vermek, hastayı ziyaret etmek, cenazeleri takip etmek, davete icabet etmek, aksırana dua etmek
- Bāb: ...
- باب ...
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eşi Aişe r.anha şöyle demiştir: Ebu Bekir, Sünh'taki evinden atına binerek geldi. Atından indikten sonra mescide girdi. Hiç kimse ile konuşmaksızın Aişe'nin odasına girdi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e yöneldi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem çizgili bir Yemen kumaşı ile örtülü idi. Ebu Bekir, Nebi'in yüzünü açtı. Sonra üzerine eğilip (alnından) öptü. Sonra ağlayarak şöyle dedi: "Anam, babam sana feda olsun Ey Allah'ın Nebîsi! Allah sana iki ölümü birden vermez. Senin için takdir edilen ölümü sen şu anda tattın artık. İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Ebu Bekir, Aişe'nin odasından dışarı çıktı. Ömer (mescidde) diğer ashabla konuşuyordu. Ebu Bekir, Ömer'e "otur" dedi, Ömer oturmadı. Ebu Bekir tekrar "otur" dedi, Ömer oturmadı. Ebu Bekir kelime-i şehadet getirince ashab Ömer'i bırakıp Ebu Bekir'e yöneldi. Ardından Ebu Bekir onlara şöyle seslendi: "İçinizden kim Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e tapıyor idiyse (şunu bilsin ki) Muhammed ölmüştür. Kim de Allah'a kulluk ediyor ise (bilsin ki) Allah hayy ve la emuttur / diridir, O asla ölmez. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Muhammed ancak bir resuldür. Ondan önce de nice Nebiler gelip geçmiştir. Şimdi o ölürse yahut öldürülürse siz gerisin geriye dininizden dönecek misiniz? Kim İslam'ı bırakıp geriye dönerse Allah'a hiçbir zarar veremez. Allah şükredenlere mükafatını verecektir. [Al-i İmran 144] (İbn Abbas dedi ki): Allah'a yemin ederim ki Ebu Bekir bu ayeti okuyuncaya kadar sanki insanlar, Allah'ın bu ayeti indirdiğini bilmiyormuş gibi idiler. Orada bulunan ashab bu ayeti Hz. Ebu Bekir'den dinlediler. Artık o gün herkesin dilinde bu ayet vardı
- Bāb: ...
- باب ...
İbni Şihab şöyle demiştir: Zeyd İbn Sabit'in oğlu Harice bana şöyle dedi: Ensar'dan bir kadın olan Ümmü'l-Ala Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bîat eden kadınlardandı. O şöyle demiştir: Medine'ye hicret eden muhacirler Medine'de (ensara) kur'a ile taksim edildiler. Bizim ailenin payına da Osman İbn Maz'un düştü. Biz onu evimizde ağırladık. Ölüm hastalığına yakalandı. Ölünce yıkandı ve kendi elbisesi ile kefenlendi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem içeri girdi. Ben şöyle dedim: "Ey Ebu Saib (Osman İbn Maz'un)! Allah'ın rahmeti senin üzerine olsun. Allah'ın sana ikramda bulunduğuna dair şahitlik ederim." Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Allah'ın ona ikramda bulunduğunu nereden biliyorsun?" dedi. Ben: "(Anam) babam sana feda olsun ey Allah'ın Resulü! Allah (Osman'a merhamet etmezse) kime merhamet eder?" dedim. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Osman'a ölüm geldi. Vallahi ben de onun için hayır umarım. (Ama şu var ki) vallahi ben Allah'ın Resulü olduğum halde bana (Allah tarafından) ne yapılacağını bilemem." Ben dedim ki: "Vallahi bundan sonra hiç kimseyi tezkiye etmem. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir (r.a.) şöyle demiştir: Babam (Uhud savaşında) öldürüldüğünde ben onun yüzünü açıp ağlıyordum, Müslümanlar benim böyle yapmamı engelledikleri halde, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem beni engellemiyordu. Halam Fatima ağlıyordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Ağlasan da ağlamasan da siz cenazeyi kaldrıncaya kadar melekler onu kanatlarıyla gölgeliyorlar. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Necaşî'nin öldüğü gün o'nun vefat haberini verdi. Sonra musallaya çıkıp ashabı ile saf tutarak dört tekbir aldı. Tekrar: 1318, 1327, 1228, 1333, 3880, 3881. Diğer tahric: Tirmizî, Cenaiz; İbn Mâce, Cenaiz
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu söyledi: "Sancağı Zeyd aldı. Zeyd şehid edildi. Sonra sancağı Ca'fer aldı, o da şehid edildi. Sonra onu Abdullah İbn Revaha aldı, o da şehid edildi. -Bu sırada Resulullah'ın gözlerinden yaşlar boşalıyordu- (Resulullah devam ederek şöyle dedi:) Sonra sancağı emir olmaksızın Halid İbnu'l-Velid aldı, sonra Allah onun önünü açtı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hastalığı sebebiyle ziyaret ettiği bir kişi öldü. Geceleyin ölmüştü, (yakınları da) onu geceleyin defnettiler. Sabah olunca bunu duyurdular. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana niçin bildirmediniz?" dedi. Ölü'nün yakınları: "Gece olduğundan (gece karanlığında) sana zorluk çıkarmak istemedik." Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem o kişinin kabrine gelerek o'nun için cenaze namazı kıldı
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ergenlik çağına girmemiş üç çocuğu ölen her Müslüman'ı Allah, çocuklara olan merhameti sebebiyle cennete koyar. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd r.a. şöyle demiştir: Kadınlar, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: "Biz'e va'az etmek için bir gün belirle." dediler. (Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de onlar için bir gün belirledi. O gün kadınlara verdiği vaazda söylediği şeylerden biri de şu idi): "Üç çocuğu ölen bir kadın'ın bu çocukları o'nun için ateş'e karşı bir perde olur." Bir kadın: "Ya iki çocuk?" diye sorunca Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem : "İki çocuk da öyledir" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "Üç çocuğu ölen bir Müslüman cehennem'e girmez. Ancak Allah'ın yemini yerine gelsin diye girer. Ebu Abdullah (Buhari) şöyle dedi: Allah'ın yemininden kasıt şu ayettir: "İçinizden, oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, Rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız. [Meryem 71-72] Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir kabrin başında ağlayan bir kadın'ın yanına uğradı ve ona: "Allah'tan kork ve sabret" dedi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Atiyye el-Ensariyye r.anha şöyle demiştir; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kızı (Zeyneb) vefat ettiğinde o bizim yanımıza gelip şöyle buyurdu: "Onu üç, beş veya gerekirse daha fazla su ve sidr ile yıkayın. Sonuncu yıkamaya kafur (veya kafurdan bir miktar) katın. Yıkamayı bitirdiğinizde bana haber verin." Yıkamayı bitirdiğimizde ona haber verdik. Bize gömleğini verdi ve "Bunu vücuduna sarın" buyurdu. Diğer tahric: Tirmizi, Cenaiz; Müslim, Cenaiz
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Atiyye r.anha şöyle demiştir: Biz Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kızını (Zeyneb'i) yıkarken Resulullah bizim yanımıza gelerek şöyle buyurdu: "Onu üç kere, beş kere veya daha fazla su ve sidr ile yıkayın. Sonuncu yıkamayı kafurla yapın. Yıkamayı bitirdiğinizde bana haber verin." Yıkamayı bitirdiğimizde O'na haber verdik. O da bize gömleğini vererek "Bunu onun vücuduna sarın" dedi. Hafsa r.anha'dan rivayet edilen hadiste şu ifadeler yer almaktadır: "Onu tek sayıda yıkayın","Üç, beş veya yedi kere yıkayın", "Sağ tarafından ve abdest azalarından yıkamaya başlayın." Hafsa'nın rivayetine göre Ümmü Atiyye şöyle demiştir: "Zeyneb'in saçını tarakla (taradıktan sonra) üç bukle yaptık." باب: يبدأ بميامن الميت. 10. Ölüyü Yıkamaya Sağ Taraflarından Başlanır
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Atiyye r.anha'nın bildirdiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kızının yıkanması sırasında şöyle buyurmuştur: "Onun sağ tarafından ve abdest azalarından yıkamaya başlayın
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Atiyye r.anha şöyle demiştir; Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kızını yıkarken o bize şöyle buyurdu: "O'nun sağ tarafından ve abdest azalarından yıkamaya başlayın
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Atiyye r.anha şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kızı vefat etti. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize şöyle dedi: "Onu üç, beş veya gerekli görürseniz daha fazla yıkayın. Yıkamayı bitirdiğinizde bana haber verin." Yıkamayı bitirdiğimizde O'na haber verdik. Gömleğini çıkarıp bize verdi ve şöyle buyurdu: "Bunu onun vücuduna sarın
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Atiyye r.anha şöyle demiştir: Nebi (s.a.v.)'in kızlarından biri (Zeynep) vefat etti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bizim yanımıza gelerek şöyle buyurdu: "Onu üç kere, beş kere veya gerekli görürseniz daha fazla su ve sidr ile yıkayın. Son yıkamada kafur veya kafur'dan bir şey kullanın. Yıkamayı bitirdiğinizde bana haber verin." Biz yıkamayı bitirince O'na haber verdik. O gömleğini bize vererek, "Bunu onun vücuduna sarın" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Atiyye r.anha, Resulullah'ın kızının saçını üç bukle yaptıklarını, yani önce saçlarını çözüp yıkadıktan sonra üç bukle yaptıklarını söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Eyyub r.a. şöyle demiştir: İbn Sirîn'in şöyle dediğini duydum: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bey'at eden ensar kadınlarından Ümmü Atiyye, Basra'dakİ bir oğlunu görmek üzere aniden Basra'ya geldi ancak oğluna yetişemedi. O bize şunu haber verdi: Biz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kızını yıkarken Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanımıza gelerek şöyle buyurdu: "Onu, üç kere, beş kere veya gerek görürseniz daha fazla su ve sidr ile yıkayın. Sonuncu yıkamada kafur kullanın. Yıkamayı bitirdiğinizde bana haber verin." (Ümmü Atiyye dedi ki) Yıkamayı bitirince Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize gömleğini vererek Onu bu gömlekle sarın" dedi. (Eyyub dedi ki): (İbn Sîrîn) bundan başka bir şey söylemedi. Ben Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu yıkanan kızının hangisi olduğunu da bilmiyorum. Eyyub hadiste geçen "iş'ar" kelimesinin "ilfaf' anlamında olduğunu, İbn Sîrîn'in de kadın cenazesinin tekfininde izarın değil dir'in takdim edilmesini emrettiğini söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Atiyye r.anha şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kızının saçını üç bukle yaptık." Vekî', Süfyan'ın şöyle söylediğini belirtmiştir: "Biri alın, diğeri de başın iki yan tarafından
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Atiyye r.anha şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kızlarından biri vefat etti. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize gelerek şöyle buyurdu: "Onu sidr ile tek sayıda yıkayın, üç, beş veya gerekli görürseniz daha fazla sayıda yıkayın. Sonuncu yıkamada kafur kullanın. Yıkamayı bitirdiğinizde bana haber verin." Yıkamayı bitirdiğimizde ona haber verdik. (Zeyneb'in vücuduna sarmamız için) gömleğini bize verdi. Biz onun saçlarını üç örgü yapıp arkasına attık
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, pamuk'tan, sehuliyye denilen üç parça beyaz Yemen bezi içinde kefenlendi. Bunların içinde gömlek (kamîs) ve sarık yoktu. Tekrarı:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Abbas r.a. şöyle demiştir: Bir adam Arafat'ta vakfede iken bineğinden düştü. Deve de adam'ın boynunu kırdı (adam derhal öldü). Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "O'nu su ve sidr ile yıkayın ve iki kat ihramı içinde kefenleyin. O'na koku sürmeyin, başını da örtmeyin. Çünkü o kıyamet gününde telbiye getirdiği halde diriltilecektir. Tekrar;
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Bir adam, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Arafat'ta vakfede iken birden devesinden düştü ve deve onun boynunu kırdı. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: 'Onu su ve sidr ile yıkayın, (üzerindeki) iki elbise ile kefenleyin. Ona hanut (güzel koku) sürmeyin, başını da örtmeyin. Çünkü Allah onu kıyamet günü telbiye getirdiği halde diriltecektir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: (Arafat'ta) Biz Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikteyken ihramlı bir adam (devesinden düştü) devesi onun boynunu kırdı. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Onu su ve sidr ile yıkayın. İki elbise (üzerindeki ihram elbiseleri) ile kefenleyin. Güzel koku (hanut) sürmeyin, başını da örtmeyin. Çünkü Allah onu kıyamet günü telbiye getirdiği halde diriltecektir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Bir adam Arafat'ta Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikteyken devesinden düştü. Devesi onun boynunu kırdı, adam derhal öldü. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Onu su ve sidr ile yıkayın. İki elbise (üzerindeki ihram elbiseleri) ile kefenleyin. Güzel koku (hanut) sürmeyin, başını da örtmeyin. Çünkü Allah onu kıyamet günü telbiye getirdiği halde diriltecektir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: (Medine'deki münafıkların reisi) Abdullah İbn Ubey öldüğünde oğlu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Gömleğinizi bana verin de babamı onunla kefenleyeyim. Onun namazını kılın ve onun için İstiğfar edin" dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem gömleğini ona verdi ve "(Kefenlediğinde) bana haber ver de namazını kılayım" dedi. Namaz kılmayı istediğinde Ömer, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in elbisesinden çekerek şöyle dedi: "Allah senin münafıkların namazını kılmanı yasaklamadı mı?" Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Ben şu ikisinden birini seçme hakkına sahibim: "Onlar için istiğfar et veya etme. Onlar için yetmiş kere de istiğfar etsen Allah onları bağışlamayacak. [Tevbe, 80] Daha sonra cenaze namazını kıldı. Ardından şu ayet İndi: "Bir daha onlardan ölen birisi için asla cenaze namazı kılma. [Tevbe 84] Tekrar: 4670, 4672, 5796. Diğer tahric: Tirmizi Tefsirul Kur’an; Müslim, Fedail
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir r.a. şöyle demiştir: Abdullah İbn Ubey defnedildikten sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem o'nun kabrinin yanına geldi. Onu kabrinden çıkarttı. Mübarek tükürüğünden onun üzerine üfledi, gömleğini ona giydirdi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem üç parça beyaz, pamuklu elbise ile kefenlendi. Bunlar içinde gömlek ve sarık yoktu
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem içinde gömlek ve sarık bulunmayan üç parça elbise ile kefenlendi
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem üç parça temiz beyaz elbise ile kefenlendi. Bunların içinde gömlek ve sarık yoktu
- Bāb: ...
- باب ...
Sa'd, babasından şunu rivayet etmiştir: Bir gün Abdurrahman İbn Avf (r.a.)'a yiyeceği getirildi. O şöyle dedi: "Mus'ab İbn Umeyr benden daha hayırlı olduğu halde şehit oldu. Onu kefenlemek için bir kaftan'dan başka bir şey yoktu. Hamza (veya başka birisi) benden daha hayırlı olduğu halde şehit oldu. Onu kefenlemek için de bir kaftandan başka bir şey yoktu. Korkuyorum ki Allah bizim güzelliklerden olan hakkımızı bize dünyada verir (de bize ahirette bir şey kalmaz olur)." Abdurrahman bunu söyledikten sonra ağlamaya başladı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Sa'd İbn İbrahim babası İbrahim'den şunu rivayet etmiştir: Abdurrahman İbn Avf oruçlu iken (kendisine) iftar etmesi için yemek getirildi. O şöyle dedi: "Benden daha hayırlı olan Mus'ab İbn Umeyr şehid oldu ve bir kaftan ile kefenlendi. Başı örtülse bacakları ve ayakları, ayakları örtülse başı açıkta kalıyordu. Benden daha hayırlı olan Hamza şehid oldu. Sonra dünya bize her yönden açıldı (dünyadan sahip olduklarımıza sahip olduk). İyiliklerimin (karşılığının) bize dünyada iken verilmiş olmasından korkarız." Abdurrahman daha sonra ağlayarak yemeği bıraktı
- Bāb: ...
- باب ...
Habbab r.a. şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte, Allah rızasını elde etmek amacıyla hicret ettik. Ecrimizi vermek artık Allah'a kaldı, içimizden kimileri ecrinden bir şey yemeksizin öldü. Mus'ab İbn Umeyr bunlardandır. Kimimizin ürünü olgunlaştı, o ürününü toplamaktadır. Mus'ab Uhud savaşında şehit edildi. Onu kefenlemek için bir kaftan'dan başka bir şey bulamadık. Bununla başını örtsek ayakları açıkta kalıyordu, ayaklarını örtsek başı açıkta kalıyordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize onun başını örtmemizi ve ayaklarına da izhir otu koymamızı emretti. Tekrar: 3897, 3913, 3914, 4047, 4082, 6432, 6448. Diğer tahric: Tirmizi Menakib; Müslim, Cenaiz
- Bāb: ...
- باب ...
Sehl r.a. şöyle dedi: Bir kadın elinde kenarlı, dokunmuş bir kaftanla Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna girdi. (Sehl yanındakilere) "Bilir misiniz bürde nedir? Semledir (bütün bedeni örten bir elbisedir)" dediler. (Sehl): "Evet" dedi. (Sehl, olayı anlatmaya devam ederek şöyle dedi): Kadın Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: "Bunu kendi ellerimle dokudum ve senin giymen için getirdim" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de onu aldı. O sıra o elbiseye ihtiyacı vardı. Sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunu giyerek yanımıza çıktı. Sahabe'den biri bunu güzel bularak şöyle dedi: "Ya Resulallah! Bu ne güzelmiş. Lütfen bunu bana veriniz" dedi. (Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem evine girerek o elbiseyi çıkardı ve onu isteyen kişiye gönderdi). Orada hazır bulunanlar; "Bunu iyi etmedin. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu elbiseye ihtiyacı vardı. Sen ise onun geri çevirmeyeceğini bilerek ondan bunu istedin" dediler. Adam: ''Vallahi ben bunu giymek için istemedim. Ben bu elbise kefenim olsun diye istedim" dedi. (Sehl dedi ki): Gerçekten de bu elbise onun kefeni oldu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Atiyye r.anha şöyle demiştir: "Cenazeleri takip etmemiz yasaklandı. Ancak bu konuda bize ısrarda bulunulmadı (şiddet gösterilmedi)
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed bin Sirin şöyle demiştir: Ümmü Atiyye'nin bir oğlu öldü. Üçüncü gün olunca sufre (sarı rengi bulunan güzel koku) getirilmesini istedi ve bunu kendisine sürerek şöyle dedi: "Koca dışında başka bir kimse için üç gün'den fazla yas tutmamız (süslenmeyi terk etmemiz) yasaklandı
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyneb binti Ebi Seleme şöyle dedi: Ebu Süfyan'ın vefat haberi Şam'dan geldiğinde, üç gün geçtikten sonra Ummü Habîbe r.anha kendisine güzel koku getirilmesini istedi. Bunu yanaklarına ve kollarına sürerek şöyle dedi: "Benim buna ihtiyacım yoktur. Ancak ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle dediğini işittim: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadının, kocası dışında ölen bir kimse için üç günden fazla yas tutması helal değildir. Kocası için ise dört ay on gün yas tutar. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyneb binti Ebi Seleme şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımı Ümmü Habîbe r.anha'nın yanına girdim. O bana şöyle dedi: Ben Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle dediğini işittim: Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadının, ölen bir kimse için üç günden fazla yas tutması helal değildir. Ancak kocası için dört ay on gün yas tutar." [-1282-] Zeyneb binti Ebi Seleme anlatmaya devam ederek şöyle dedi: Sonra erkek kardeşi öldüğünde Zeynep binti Cahş'ın yanına girdim. Güzel koku getirilmesini istedi ve bu kokuyu süründü. Sonra şöyle dedi: "Benim koku sürmeye ihtiyacım yok. Ancak ben Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in minberde şöyle dediğini işittim: "Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadının ölen bir kimse, için üç günden fazla yas tutması helal değildir. Ancak kocası için dört ay on gün yas tutar. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn-İ Malik r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir kabrin başında ağlayan bir kadının yanına uğradı ve ona "Allah'tan kork ve sabret" dedi. Kadın: "Ben'den uzak dur. Benim başıma gelen musibet senin başına gelmiş değildir" dedi. Kadın'a "O Nebi idi" denilince kadın derhal Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in evine geldi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in evinde kapıcıların (kapıda bekleyen hiç kimsenin) bulunmadığını gördü. (Onun huzuruna girerek) şöyle dedi: "Ben seni tanıyamadım (Ey Allah'ın Resulü!)." Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ona şöyle buyurdu: "Sabır, musibet'in darbesini ilk yediğin anda göstereceğin davranıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Usame İbn Zeyd r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kızı (Zeynep r.anha) "Oğlum ölmek üzere, bize geliniz" diye Resulullah'a haber gönderdi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kızına selam gönderip şöyle cevap yolladı: "Aldığı da verdiği de Allah'a aittir. Her şey'in Allah katında bir eceli vardır. Sabret! Sabrının sevabını Allah'tan bekle." (Zeynep) and vererek Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in gelmesi için bir kez daha haber yolladı. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanında Sa'd İbn Muaz, Muaz İbn Cebel, Ubey İbn Ka'b, Zeyd İbn Sabit ve başka kimseler bulunduğu halde (Zeyneb'in yanına) gitti. Çocuk (can çekişme halinde) çırpınırken Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e verildi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’in mubarek gözlerinden yaşlar boşalıyordu. Sa'd: "Ey Allah'ın Resulü! Bu ağlama neyin nesi?" dîye sordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Bu, Allah'ın kullarının kalplerine koyduğu rahmettir. Allah kullarından yalnızca merhamet sahibi olanlara merhamet eder. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik r.a. şöyle demiştir: Nebi (s.a.v.)'in bir kızının (Ümmü Gülsüm'ün) cenazesine katıldık. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kabrin bir tarafına oturmuştu. Gözlerinden yaşlar boşaldığını gördüm. O Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "İçinizden bu gece cinsel ilişkide bulunmayan var mı?" buyurdu. Ebu Talha: "Ben" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Haydi kabre in" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha kabre indi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ubeydullah İbn Ebu Müleyke şöyle demiştir: Mekke'de Osman r.a.'ın kızlarından biri vefat etti. Biz de onun cenazesine katıldık. Cenazeye İbn Ömer ve İbn Abbas da katıldı. Ben ikisinin arasında oturuyordum (birinin yanında otururken diğeri gelip benim öbür tarafıma oturdu). Abdullah İbn Ömer, Osman'ın oğlu Amr'a şöyle dedi: Sen ağlamayı yasaklamıyor musun? Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Ölen kişi, ailesinin kendisi için ağlaması sebebiyle azap görür
- Bāb: ...
- باب ...
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eşi Aişe r.anha. şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ölmüş bir Yahudi kadın için ailesinin ağladığını gördü. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Bunlar onun için ağlıyorlar. O ise kabrinde azap görüyor
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Bürde babasından şunu aktarmıştır: Ömer r.a. yaralandığında Suheyb: "Vah kardeşim!" diyordu. Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: Sen Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle dediğini bilmiyor musun? "Şüphesiz ki ölü, diri'nin ağlaması sebebiyle azap görür
- Bāb: ...
- باب ...
Muğîre r.a., Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şunu işittiğini söylemiştir: "Benim adıma yalan söylemek, başkası adına yalan söylemek gibi değildir. Benim adıma kasıtlı olarak yalan söyleyen kişi ateşteki (cehennemdeki) yerine hazırlansın. Kimin ölümünün ardından feryad-u figan edilirse o kişiye bu feryad sebebiyle azap edilir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir; "Ölü, kendisi için feryat edilmesi sebebiyle kabirde azap görür." Adem, Şu'be'den şunu rivayet etmiştir: "Ölü, diri olan'ın kendisi için ağlaması sebebiyle azap görür
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Uhud savaşında (şehit olan) babam, kendisine musle yapılmış bir halde getirilip Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in önüne konuldu. Bir elbise ile örtülmüştü. Ben elbiseyi açmak istedim, oradakiler bana engel oldular. (Aradan bir miktar zaman geçti) tekrar açmak istedim, bana yine engel oldular. Resulullah (babamın cenazesinin) kaldırılmasını emretti, cenaze kaldırıldı. O Sallallahu Aleyhi ve Sellem bağırmakta olan bir kadın'ın sesini işiterek: "Bu nedir?" diye sordu. Oradakiler "Amr'ın kızı (yahut kız kardeşi)" dediler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Niçin ağlıyor? İster ağlasın ister ağlamasın melekler onun cenazesi kaldırılıncaya kadar onu kanatlarıyla gölgelediler
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah (İbn Mes'ud) (r.a.), Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu belirtmiştir: (Ölüler için) Yanaklarına vuran, yakalarını yırtan ve cahiliyedeki adet üzere feryad eden kimse bizden değildir. Tekrar: 1297, 1298, 3519 Diğer tahric: Tirmizî, Cenaiz; İbn Mâce, Cenaiz
- Bāb: ...
- باب ...
Sad İbn Ebî Vakkas şunu nakletmiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem veda haccını yaptığı yıl, artan hastalığım sebebiyle beni ziyaret etti. Ben: "Hastalığım artık son sınıra ulaştı. Ben mal sahibi bir insanım. Mirasçı olarak da yalnızca bir kızım var. Malımın üçte ikisini sadaka olarak vereyim mi?" dedim. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Hayır" dedi. Ben: "Yarısını sadaka olarak vereyim mi?" diye sordum. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Hayır" dedi. Sonra da şöyle buyurdu: "Üçte birini (sadaka olarak ver). Üçte bir bile çok. Mirasçılarını zengin bir halde bırakman, onları başkasına avuç açacak şekilde fakir olarak bırakmandan daha hayırlıdır. Allah rızasını umarak yaptığın her harcama'dan dolayı ecir alırsın. Hatta hanımının ağzına koyduğun lokmadan bile." Ben: "Ya Resulallah! (Siz Medine'ye gidince) Ben arkadaşlarımdan geride mi kalacağım?" diye sordum. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Sen geri kalmayacaksın. Geride kalır da salih amel işlersen onunla derecen artar, merteben yükselir. Öyle zannediyorum ki sen uzun zaman yaşayacaksın. Bazı insanlar senden yararlanacak, bazıları da zarar göreceklerdir. Allah'ım! Ashabımın hicretini tamamla, onları gerisin geriye döndürme. Asıl bîçare olan Sa'd İbn Havle'dir" dedi. (Sa’d dedi ki): Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'de ölmesi sebebiyle Sa'd için bu şekilde mahzun olmuştu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Musa r.a.'ın oğlu Ebu Bürde şöyle demiştir: (Babam) Ebu Musa hastalandı ve bayıldı. Başı hanımlarından birinin kucağındaydı. (Kadın ağlamaya başladı) Ebu Musa onu engelleyebilecek bir durumda değildi. Ebu Musa bir müddet sonra ayılınca şöyle dedi: "Ben Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in berî' olduğu kişiden berîyim. Resulullah feryat ederek ağlayan, bir musibetle karşılaşınca saçını başını tıraş eden / yolan, elbisesini yırtan kimseden kendini berî saymıştır." باب: ليس منا من ضرب الخدود. 38. Yanaklarına Vuran Bizden Değildir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "(Ölüler için) Yanaklarına vuran, yakalarını yırtan ve cahiliyedeki adet üzere feryat eden kimse bizden değildir." باب: ما ينهى من الويل ودعوى الجاهلية عند المصيبة. 39. Musibetle Karşılaşan Kişinin Ah-Vah Ve Cahiliye Devrindeki Gibi Feryat Etmesinin Yasaklanması
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Mes'ud r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu söylemiştir: "(Ölüler için) Yanaklarına vuran, yakalarını yırtan ve cahiliyedeki adet üzere feryat eden kimse bizden değildir
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha şöyle demiştir: Zeyd İbn Harise, Ca'fer ve İbn Revaha'nın r.a. şehit edildiklerine dair haber Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ulaştığında Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzüntüsünü belli edecek şekilde bir kenarda mahzun mahzun oturdu. Ben kapı aralığından kendisine bakıyordum. Bu sırada birisi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e geldi ve: "Ca'fer'in hanımları (feryat ederek) ağlaşıyorlar" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kadınların bu şekilde bağırmasını engellemesini istedi. Adam gitti, sonra ikinci defa Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek kadınların kendisine itaat etmediklerini söyledi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yine: "Onların ağlamalarına engel ol" buyurdu. Adam üçüncü defa gelerek "Ya Resulallah! Vallahi kadınlar bize galip geldi" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem adama: "Git de onların ağızlarına toprak saç" buyurdu. (Aişe şöyle dedi): Ben içimden "Allah burnunu yere sürtsün be hey adam! Ne Resulullah'ın emrettiğini yaptın, ne de onu rahat bıraktın" dedim. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a. şöyle demiştir: Sahabeden Kur'an'ı ezbere bilenler (Bi'r-i Maune olayında) şehit edilince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir ay boyunca namazlarda kunut yaptı (onları öldürenlere beddua etti). Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bundan daha şiddetli üzüldüğünü hiç görmedim
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik r.a. şöyle demiştir: Ebu Talha'nın hasta bir oğlu vardı. Ebu Talha evde yok iken vefat etti. Hanımı (Ümmü Süleym) oğlunun öldüğünü görünce kocası için yemek hazırladı. Oğlunun cenazesini de evin bir köşesine koydu. Ebu Talha gelince: "Çocuk nasıl?" diye sordu. Kadın: "Çocuk sakinleşti, rahata kavuşmuş olmasını umarım" dedi. Ebu Talha kadının doğru söylediğini zannetti. Geceleyin Ebu Talha ile Ümmü Süleym birlikte oldular. Sabah olunca Ebu Talha yıkandı. Ev'den çıkmak istediğinde Ümmü Süleym ona çocuğun öldüğünü haber verdi. Ebu Talha Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile namaz kıldıktan sonra aralarında geçen hadiseyi ona anlattı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Umarım ki Allah bu gecenizi sizin için mübarek kılar." Süfyan şöyle dedi: Ensar'dan bir adam şöyle dedi: Ben Ebu Talha ile Ümmü Süleym'in o gece doğan çocuğunun (Abdullah'ın) tam dokuz çocuğu olduğunu gördüm. Hepsi de Kur'an okurlardı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "Sabır, musibetin darbesi ile ilk karşılaşıldığmdadır
- Bāb: ...
- باب ...
Enes ibni Malik r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte demir ustası Ebu Seyf'in yanına gittik. (Onun hanımı, Nebi'in oğlu ibrahim'in süt annesi olduğundan) Ebu Seyf İbrahim'in süt babası idi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem İbrahim'i kucağına aldı, öptü ve kokladı. (Aradan zaman geçti) Yine onun yanına gittik. İbrahim can çekişiyordu. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Abdurrahman İbni Avf: "Sen Allah'ın resulü olduğun halde ağlıyor musun?" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Ey Avf'ın oğlu! Bu (göz yaşı) merhamettendir," Sonra bu gözyaşını bir diğeri takip etti. Yani Resulullah'ın gözyaşları arka arkaya akmaya başladı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Göz yaş döker, kalp hüzünlenir. Ancak biz Rabbimiz'in razı olmayacağı bir şeyi söylemeyiz. Ey İbrahim! Gerçekten biz senin bizi terk etmen sebebiyle üzgünüz
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: Sa'd İbn Ubade yakalandığı bir hastalıktan dolayı şikayet etti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanına Abdurrahman İbn Avf, Sa'd İbn Ebî Vakkas, Abdullah İbn Mes'ud (r.a.)'ı alarak onu ziyarete geldi. Hastanın yanına girince ailesinin onun başında toplandığını gördü. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Yoksa öldü mü?" diye sordu. Ailesi: "Hayır, ey Allah'ın Resulü!" dediler. Nebi (Sa'd İbn Ubade'yi görünce) ağladı. Orada bulunanlar onun ağladığını görünce ağlamaya başladılar. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "işitmiyor musunuz? Allah gözün yaşarması ve kalbin hüzünlenmesi sebebiyle azap etmez, ancak (dilini tutarak) bunun yüzünden azap veya merhamet eder. Ölü, ailesinin kendisi için (feryat ederek) ağlaması sebebiyle azap görür." Ömer, feryat ederek ağlayanlara sopa ile vurur, taş atar, böyle yapanların üzerine toprak saçardı
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha şöyle demiştir: Zeyd İbn Harise, Cafer ve İbn Revaha'nın r.a. şehit edildiklerine dair haber Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ulaştığında Hz. Nebi üzüntüsünü belli edecek şekilde bir kenara oturdu. Ben kapı aralığından kendisine bakıyordum. Bu sırada birisi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e geldi ve: "Cafer'in hanımları (feryad ederek) ağlaşıyorlar" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kadınların bu şekilde bağırmasını engellemesini İstedi. Adam gitti, sonra ikinci defa Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek kadınların kendisine itaat etmediklerini söyledi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem yine: "Onların ağlamalarına engel ol" buyurdu. Adam üçüncü defa gelerek "Ya Resulallah! Vallahi kadınlar bize galip geldi" dedi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem adama: "Git de ağızlarına toprak saç" buyurdu. (Hz. Aişe şöyle dedi): Ben içimden "Allah burnunu yere sürtsün be hey adam! Ne Resulullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem emrettiğini yaptın ne de onu rahat bıraktın" dedim
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Atiyye r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bey'at sırasında bizden ölünün arkasından feryat etmeyeceğimize dair söz aldı. Bu söze içimizden şu beş kişiden başkası uymadı: Ümmü Süleym, Ümmü Ala, Ebu Sebre'nin hanımı, Muaz'ın hanımı ve başka iki kadın (yahut Ebu Sebre'nin hanımı, Muaz'ın hanımı ve diğer bir kadın). Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Amir İbn Rebîa r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "Cenazeyi gördüğünüzde (yanınızdan geçirilerek) sizi arkada bırakıncaya kadar ayağa kalkınız." Humeydî şunu eklemiştir: "Sizi arkada bırakıncaya kadar yahut konuluncaya kadar." Diğer tahric: Tirmizî, Cenaiz; Müslim, Cenaiz
- Bāb: ...
- باب ...
Amir İbn Rebîa r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "Siz'den biri cenaze gördüğünde, şayet cenaze ile birlikte gitmiyorsa cenaze onun yanından geçirilip de kendisi arkada kalıncaya yahut geçirilmeden önce yere konuluncaya kadar ayakta beklesin
- Bāb: ...
- باب ...
Saîd el-Makburi babasından şunu rivayet etmiştir: Bir cenazede bulunuyorduk. Ebu Hureyre r.a. Mervan'ın elinden tuttu ve cenaze yere konulmadan önce ikisi yere oturdular. Ebu Said gelerek Mervan'ın elinden tuttu ve şöyle dedi: "Ayağa kalk. Vallahi bu (yani Ebu Hureyre) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bize bunu yasakladığını bilmektedir." Ebu Hureyre de: "Doğru söylüyor" dedi. Tekrar: 1310. Diğer tahric: Tirmizî, Cenaiz; İbn Mâce, Cenaze باب: من تبع جنازة فلا يقعد حتى توضع عن مناكب الرجال، فإن قعد أمر بالقيام. 48. Bir Cenazeye Katılan Kimse Cenaze Omuzlardan Yere Konulmadıkça Oturmaz, Oturursa Kalkması Emredilir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd el-Hudrî r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "Cenazeyi gördüğünüzde kalkın. Cenazenin arkasından giden, cenaze yere konuluncaya kadar oturmasın
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Yanımızdan bir cenaze geçti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem cenaze için ayağa kalktı, biz de ayağa kalktık. Sonra biz: Ey Allah'ın Resulü! Bu bir Yahudi cenazesi, dedik. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Cenazeyi gördüğünüzde ayağa kalkın" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Abdurrahman İbn Ebî Leyla şöyle demiştir: Sehl İbn Huneyf ve Kays İbn Said, Kadisiye'de oturuyorlardı. O arada yanlarından bir cenaze geçti. İkisi de ayağa kalktılar. Onlara: "Bu cenaze zimmet ehlindendir" denilince onlar şöyle dediler: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanından bir cenaze geçti. Hemen ayağa kalktı, kendisine "Bu bir Yahudi cenazesidir" denilince O sallallahu aleyhi ve sellem: "İnsan değil mi?" dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Said el-Hudrî r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "Cenaze hazırlanıp da erkekler onu taşımak için omuzlarına aldıklannda şayet cenaze iyi bir kimse ise: 'Beni bir an önce götürün' der. Şayet iyi bir kimse değil ise; 'Eyvah bana, beni nereye götürüyorsunuz? der. Onun sesini insan dışında her şey duyar. İnsan onun sesini duysaydı bayılırdı
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "Cenazeyi hızlıca (kabrine götürünüz). Şayet ölü iyi bir kimse ise bu bir hayırdır, onu bir an önce (kabirde kendisine vaad edilen hayra) kavuşturmuş olursunuz. Şayet iyi bir kimse değil ise bu da bir şerdir, bir an önce omuzunuzdan atmış olursunuz
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd el-Hudri r.a.'den rivayet edildiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle derdi: "Cenaze konulup da erkekler onu omuzları üzerinde taşıdıklarında, şayet salih bir kimse ise 'Beni bir an önce götürün' der. Salih bir kimse değil ise ailesine: 'vay bana! Beni nereye götürüyorsunuz?' der. Onun sesini insan dışında her şey duyar. İnsan onun sesini duysa bayılırdı
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir ibn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Necaşî'nin cenaze namazını kıldırdı. Ben ikinci veya üçüncü safta idim. Tekrar: 1320, 1334, 3877, 3878, 3879. -3- 53 - باب: الصفوف على الجنازة. 54. Cenaze Namazındaki Saflar
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabına Necaşî'nin vefat haberini verdi. Sonra (cenaze namazı kıldırmak için) öne geçti, ashabı arkasında saf yaptılar. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem dört tekbir aldı
- Bāb: ...
- باب ...
Şa'bî'den nakledildiğine göre o şöyle der: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i gören bir kişi bana şunu haber verdi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem diğer kabirlerden ayrı duran bir kabrin yanına geldi. Ashabını saf’a soktu, kendisi dört tekbir getirdi. (Şa'bi'ye soruldu): "Ey Ebu Amr bunu sana kim anlattı?" O: "İbn Abbas r.a." dedİ
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir bin Abdullah r.a.. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu söyledi: "Bugün Habeş'te iyi bir insan vefat etti. Haydi onun namazını kılalım" Bunun üzerine biz de saf yaptık. Biz saflar halinde O'nun arkasında dururken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun namazını kıldı. Ebu'z-Zübeyr, Cabir'den şunu rivayet etmiştir: "Ben ikinci saftaydım
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem geceleyin gömülmüş bir cenazenin bulunduğu kabrin yanına vardı ve: "Bu ne zaman defnedildi?" diye sordu. Oradakiler: "Geceleyin" dediler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bana da haber verseydiniz ya!" dedi. Oradakiler: "Biz onu gecenin karanlığında defnettik. Seni uyandırmak istemedik" dediler. Bunun üzerine Nebi (onun namazını kılmak için) ayağa kalktı. Biz de arkasında saf yaptık. Ben de safın içindeydim. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun namazını kıldırdı
- Bāb: ...
- باب ...
Şa'bî'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte olan bir kişinin bana haber verdiğine göre, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayrı şekilde duran bir kabrin yanına uğradı ve bize imamlık yaptı. Biz de onun arkasında saf yaptık. Biz Şa'bî'ye sorduk: "Ey Ebu Amr bunu sana kim bildirdi?" Şa'bî: "İbn Abbas r.a. dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Nafi' şöyle demiştir: İbn Ömer'e, Ebu Hureyre'nin: "Cenazeyi takip eden kişi için bir kîratlık ecir vardır" dediği anlatıldı. İbn Ömer: "Ebu Hureyre de çok oluyor" dedi. [-1324-] Aişe r.a. Ebu Hureyre'nin r.a. sözünü tasdik ederek: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bunu söylediğini işittim" dedi. Bunun üzerine İbn Ömer: "Öyleyse biz çok kîratları kaçırdık" dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Kim cenaze namazı kılınıncaya kadar bir cenazeye katılırsa bir kırat ecir alır. Kim de cenaze gömülünceye kadar bir cenazede bulunursa iki kırat ecir alır." İki kîrat nedir? diye soruldu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "İki büyük dağ gibidir" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Abbas r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir kabrin yanına geldi. Yanındakiler: "Bu kadın dün gece gömüldü" dediler. (İbn Abbas dedi ki): Bunun üzerine (Nebi cenaze namazı kıldırmak için öne geçti) biz de onun arkasında saf yaptık. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun namazını kıldırdı
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Habeş kralı Necaşî'nin öldüğü gün bize onun ölüm haberini vererek: "Kardeşiniz için istiğfar ediniz" buyurdu. [-1328-] Ebu Hureyre r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabını namazgahta saf'a soktu. Sonra Necaşî için cenaze namazı kılıp namazda dört tekbir getirdi
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer r.a. şöyle dedi: "Yahudiler, kendilerinden zina etmiş olan bir erkek ve kadını Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e getirdiler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların recmedilmesini emretti. Bunun üzerine mescid'de cenazelerin bulunduğu yere yakın bir yerde recmedildiler. Tekrarı:
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha'dan rivayet edildiğine göre: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ölümüne sebep olan hastalığı sırasında şöyle buyurdu: "Allah Yahudi ve Hristiyanlara la'net etsin. Onlar Nebilerinin kabirlerini mescid edindiler." Aişe şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu sözü olmasa, Müslümanlar onun kabrini açık bırakırlardı. Ancak ben onun kabrinin mescid edinilmesinden korkuyorum
- Bāb: ...
- باب ...
Semure r.a. şöyle demiştir: "Lohusa iken ölen bîr kadın için Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında cenaze namazı kıldım. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem cenaze'nin ortası hizasında namaza durdu
- Bāb: ...
- باب ...
Semure İbn Cündüb r.a. şöyle demiştir: "Lohusa iken ölen bir kadın için Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in arkasında cenaze namazı kıldım. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem cenaze'nin ortası hizasında namaza durdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. Şöyle demiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Necaşî'nin öldüğü gün, ölüm haberini ashabına bildirdi. Sonra onları musallaya çıkardı, saf'a soktu ve Necaşî için dört tekbir getirdi
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir r.a. şöyle demiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Necaşî Ashama'nın cenaze namazını kıldırdı, dört tekbir aldı
- Bāb: ...
- باب ...
Sa'd, Talha'nın şöyle söylediğini belirtmiştir: "İbn Abbas'ın arkasında cenaze namazı kıldım." Talha İbn Abdullah İbn Avf şöyle demiştir: İbn Abbas'ın arkasında bir cenaze namazı kıldım. O Fatiha suresini okudu ve: "Bunun sünnet olduğunu öğrenesiniz diye böyle yaptım" dedi. Diğer tahric: Tirmizî, Cenaiz; Nesâî, Cenaiz
- Bāb: ...
- باب ...
Şa'bî şöyle demiştir: "Nebi s.a.v. ile ayrı duran kabrin yanına giden birinin bana haber verdiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem sahabeye imamlık yaptı, onlar da onun arkasında cenaze namazı kıldılar." (Şa'bî'ye soruldu): "Ey Ebu Amr! Bunu sana kim haber verdi?" Şa'bî: "İbn Abbas" dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle dedi: Esved (adındaki bir kadın) mescidi süpürürdü. Bu kişi öldü.Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in onun öldüğünden haberi olmadı. Bir gün onu hatırlayarak: "Şu insan ne yaptı" dedi. Sahabe: "O öldü ey Allah'ın Resulü" dediler. Nebi s.a.v. "Bana bildirseydiniz ya" dedi. Sahabe: "O şöyle şöyle (önemsiz) bir insandı" dediler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bana onun kabrini gösterin" dedi. Kabir kendisine gösterilince kabrin yanına gitti ve onun cenaze namazını kıldı
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "Kul kabre konulup da arkadaş ve yakınları geri dönüp gittiklerinde ölü, unlar yürürken ayakkabılarının seslerini işitir: Ona iki melek gelerek onu oturturlar. Melekler: 'Şu Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem denilen kimse hakkında ne dersin?' derler. Adam: 'Ben onun Allah'ın kulu ve resulü olduğuna şahitlik ederim' der. Melekler: Ateşteki yerine bak. Allah onun yerine sana cennet'ten bir makam verdi' derler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Kişi her iki makamı da görür. Kafire -yahut münafığa- gelince o: 'Bilmiyorum, ben insanların dediği gibi dedim' der. Ona: "Anlamaz ol! Okuduğun veya dinlediğinden yararlanamayasın!" derler. Sonra demirden bir topuzla iki kulağı arasına vurulur. Öyle bir bağırır ki onun bu feryadını, insan ve cinden başka, o ölüye yakın olan her şey işitir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle demiştir: Ölüm meleği Hz. Musa'ya (a.s.) gönderildi. Melek Musa'nın yanına gelince Musa meleğe bir tokat attı (meleğin gözü çıktı). Bunun üzerine Melek Rabbi'ne dönerek: "Sen beni ölmek istemeyen bir kul'a gönderdin" dedi. Allah meleğe gözünü geri verdi ve ona şöyle dedi: "Ona dön ve elini bir öküzün sırtına koymasını, elinin temas ettiği her bir kıl için kendisine bir yıl ömür verileceğini söyle." (Ölüm meleği bunları Hz. Musa'ya iletince) Musa: "Ey Rabbim! Sonra ne olacak?" diye sordu. Allah: "Sonra öleceksin" buyurdu. Musa: "Öyleyse şimdi öleyim" dedi. Musa, Allah'tan kendisini arz-ı mukaddese bir taş atımı mesafeye kadar yaklaştırmasını istedi. (Ebu Hureyre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle söylediğini belirtti): "Orada olsaydım size yolun kenarında kızıl bir kum tepesinin yanında onun kabrini gösterirdim. Tekrar: 3407. Diğer tahric: Müslim, fedail; Nesai, cenaiz
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem geceleyin defnedilmiş olan bir adam'ın cenaze namazını kıldı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve ashabı namaza durdular. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): "Bu kimdir?" diye sordu. Sahabe: "Falan kişidir. Dün gece defnedildi" dediler. Bunun üzerine onun namazını kıldılar
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha) Şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hastalandığı zaman, hanımlarından bazıları Habeş ülkesinde gördükleri Mariye isimli bir kiliseden bahsettiler. Ümmü Seleme ve Ümmü Habîbe r.a.h Habeş ülkesine gitmişlerdi. Onlar bu kilisenin güzelliğinden, içindeki resimlerden bahsettiler. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem başını kaldırdı ve şöyle buyurdu: "Onlar'dan salih bir kimse ölünce kabrinin üzerine mescit inşa ederler sonra da içine bu (anlattığınız) şekilde resimler yaparlar. Onlar Allah katında mahlukatın en şerlileridir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kızının cenazesine katıldık. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kabrin üzerinde oturuyordu. Gözlerinden yaşlar boşandığını gördüm. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu gece karısı ile cinsel ilişkide bulunmayan var mı?" buyurdu. Ebu Talha; "Ben" dedi. Resulullah: "O halde kabre in" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha kabre inerek, onu kabre koydu
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle anlatır: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Uhud şehitlerinden ikişer kişiyi bir elbise ile kefenliyor sonra "Bunların hangisi Kur'an'ı daha çok öğrenmiştir?" diye soruyordu. Onlardan birine işaret edilirse onu lahde daha önce koyardı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem daha sonra şöyle buyurdu: "Ben kıyamet gününde bunlara şahidim." Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Uhud şehitlerinin kanları ile gömülmesini emretti. Onlar yıkanmadı, namazları da kılınmadı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ukbe İbn Amir r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir gün çıkarak (Uhud dağına gidip), Uhud şehitleri için cenaze namazı gibi namaz kıldı. Sonra (Medine'ye gelerek) minbere çıktı ve şöyle buyurdu: "Ben sizin öncünüzüm (ahirete sizden önce gideninizim). Ben sizin için şahidim. Vallahi ben şu an havuzuma bakıyorum. Bana yeryüzünün hazineleri (yahut anahtarları) verildi. Vallahi ben sizin benden sonra şirk'e düşeceğinizden korkmuyorum, ancak sizin (dünya için) birbiriniz ile rekabet etmenizden korkarım. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Uhud şehitlerinden ikişer kişiyi bir kabre koydurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir r.a., Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in (Uhud şehitleri hakkında) şöyle dediğini söylemiştir: "Onları (şehitleri) kanları ile defnediniz." Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onları yıkattırmadı
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (birlikte kabre koyacağı) Uhud şehitleri hakkında: "Bunların hangisi Kur'an'ı daha çok öğrenmiştir?" diye sorar, kendisine birisi gösterildiği zaman onu diğerinden önce kabre koydururdu. Cabir r.a. şöyle demiştir: "Babam ve amcam yünden bir bürde ile birlikte kefenlendiler
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "Allah Mekke'yi haram kıldı. Ne benden önce ne de benden sonra hiç kimse için helal kılmadı. Benim için de yalnızca günün bir anında helal kıldı. Mekke'nin otu koparılmaz, ağacı kesilmez, avı ürkütülmez. Bulunan bir eşyası alınmaz, ancak tanıtmak için alınır." Bunları duyan Abbas: "Dökümcülerin kullandığı ve kabirlerde kullandığımız izhir otu hariç" dedi. Nebi de: "İzhir otu hariç" buyurdu. Ebu Hureyre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den naklen"Kabirlerimiz ve evlerimiz için kullandığımız izhir otu hariç" demiştir. İbn Abbas r.a.: "Demircilerin kullandığı ve evlerde kullanılan izhir otu hariç" diye rivayet etmiştir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Amr, Cabir İbn Abdullah'ın r.a. şöyle dediğini anlatır: (Münafıkların başı) Abdullah İbn Ubey çukuruna (mezarına) gömüldükten sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kabrinin başına geldi ve çıkarılmasını emretti. Onu dizlerine oturttu. Üzerine mübarek tükürüğünden üfledi, gömleğini ona giydirdi. Artık onun durumunun ne olacağını en iyi Allah bilir. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Abbas'a da bir gömlek giydirdi. Süfyan ve Ebu Harun şöyle dediler: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in üzerinde iki gömlek vardı. Abdullah İbn Ubey'in oğlu ona: "Ey Allah'ın Resulü! Babama, senin teninin dokunduğu gömleği giydir" dedi. Süfyan dedi ki: Nebi'in Abdullah'a gömleği vermesi, (onun daha önce yaptığı bir iyiliğe) karşılık idi
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir r.a. şöyle dedi: Uhud savaşına çıkılacağı gün babam beni geceden çağırdı ve şöyle dedi: "Öyle zannediyorum ki ben Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabı içinde ilk olarak öldürülecekler arasında olacağım. Benim, Resulullah'ın canı dışında geride bıraktığım en değerli varlık sensin. Benim borcum var, onu öde. Kız kardeşlerine iyi davran." Sabah oldu. (Gerçekten de babam) savaşta ilk öldürülenler arasında idi. Onunla birlikte kabre bir kişi daha konuldu. Sonra babamı başka bîri ile mezara koymaya gönlüm elvermedi. Aradan altı ay geçtikten sonra babamı (başka bir kabire koymak üzere) kabrinden çıkardım. Bir de baktım ki kulağı dışında neredeyse vücudunun tamamı koyduğum günkü gibiydi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir r.a. şöyle dedi: (Uhud savaşında) babamla birlikte kabre bir adam daha konuldu. Benim içim rahat etmediğinden babamı kabrinden çıkardım, tek başına bir kabre koydum
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir İbn Abdullah r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Uhud savaşında şehit olan ikişer kişiyi bir araya getirerek "Bunların hangisi Kur'an'ı daha çok öğrenmiştir?" diye sorardı. Kendisine bunlardan biri Kur'an'ı daha çok bilirdi diye gösterildiğinde onun Iahde önce konulmasını istemiş ve şöyle buyurmuştur: "Ben kıyamet günü bunlara şahidim." Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların kanları ile gömülmesini emretmiş, onları yıkattırmamıştır
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: Ömer, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte bir topluluk içinde Ibn Sayyad'ın yanına gitti. Onu, Meni Megale kabilesinin kasrı yanında çocuklarla oynarken buldular. İbn Sayyad o sıra ergenliğe yaklaşmıştı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun yanına gelip de kendisine hafifçe vuruncaya kadar O'nun geldiğini fark etmedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem İbn Sayyad'a: "Sen benim Allah'ın resulü olduğuma şahitlik ediyor musun?' diye sordu. İbn Sayyad ona baktı ve şöyle dedi: "Şahitlik ederim ki sen ümmîlerin Resulüsün." Daha sonra İbn Sayyad Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: "Sen, benim Allah'ın resulü olduğuma şahitlik eder misin?" diye sordu. Resulullah (Müslüman olmasından ümidi kesip) onun sorusuna cevap vermeden şöyle dedi: "Ben Allah'a ve resullerine iman ettim." Allah Resulü ona sordu: "Sen rü'yanda neler görüyorsun bakalım?" İbn Sayyad: "Bana (rü'yamda) doğru haberler de yalan haberler de gelir" Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "İş senin için karıştırılmış (Şeytan'ın sana durumu karmaşık gösteriyor)" dedi daha sonra şöyle buyurdu: ''Bir şey tuttum, haydi bunu bil." İbn Sayyad: "O duh'tur" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Yıkıl git. Sen haddini tecavüz edemezsin" buyurdu. Ömer r.a.: "Ey Allah'ın Resulü! Bırak da boynunu vurayım" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "(Bırak) Şayet o deccal ise sen ona bir şey yapamazsın. Deccal değil ise onu öldürmende senin için bir hayır yoktur. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e hizmet eden Yahudi bir çocuk vardı. Bu çocuk hastalandı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem o'nu ziyaret etti, baş ucunda oturdu. Çocuğa: "Müslüman ol" dedi. Çocuk yanında duran babasına baktı. Babası ona: "Ebu'l-Kasım'a itaat et" dedi. Bunun üzerine çocuk Müslüman oldu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem çocuğun yanından çıktı ve şöyle dedi: "Onu ateşten kurtaran Allah'a hamd olsun. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Ben ve annem müstezaflardan idik. Ben çocuklardan, annem ise kadınlardan (müstezaflardan) idi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Şihab şöyle demiştir: Ölen çocuk zina mahsulü de olsa onun namazı kılınır. Çünkü çocuk İslam fıtratı üzerine doğmuştur. Ana-babası, yahut yalnızca babası Müslüman olduğunu iddia ederse, annesi Müslüman olmasa bile, çocuk ağlıyarak doğmuş ise namazı kılınır. Doğum sırasında ağlamayan çocuk, düşük olduğu için onun namazı kılınmaz. Ebu Hureyre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu aktarırdı: "Doğan her çocuk (İslam) fıtrat üzerine doğar. Daha sonra ana-babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusî (ateşperest) yapar. Nitekim her hayvan'ın yavrusu organları tam olarak doğar. Hiç yavrunun burnunda, kulağında eksik bir şey görüyor musunuz?" Daha sonra Ebu Hureyre şu ayeti okumuştur: "Yüzünü hanif olarak (şirkten uzak olarak) dine döndür. Allah'ın fıtratına, ki O insanları bu fıtrat üzerine yaratmıştır.[Rum 30] Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Saîd İbnü'i-Müseyyeb babasından şunu aktarmıştır: Ebu Talib'in ölümü yaklaştığında Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun yanına geldi. Ebu Cehl bin Hişam, Abdullah İbn Ebi Ümeyye İbnü'l-Muğîre'nin orada olduğunu gördü. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Talib'e: "Amca! La ilahe illallah de. Bu kelimeyi söyle ki onun sayesinde senin için Allah katında şahit (şefaatçi) olayım" dedi. Ebu Cehil ve Abdullah İbn Ebu Ümeyye: "Ey Ebu Talib! Abdülmuttalib'in dininden yüz mü çeviriyorsun?" dediler. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem amcasına bu kelimeyi söylemesini teklif ettikçe onlar da söyledikleri sözü tekrarladılar. Sonunda Ebu Talib onlara son olarak şunu söyledi: "O (yani ben) Abdül-muttalib'in dini üzere" dedi ve "La ilahe illallah" demekten sakındı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Vallahi, bana yasaklanmadığı sürece ben senin için istiğfar edeceğim" dedi. Bunun üzerine Yüce Allah onunla ilgili olarak şu ayeti indirdi: "Nebi ve iman edenlerin, kendi akrabaları bile olsa müşrikler için istiğfar etmeleri uygun değildir.[Tevbe 113] Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine'deki (veya Mekke'deki) bahçelerden birine uğradı. Kabirlerinde azap gören iki insanın sesini duydu. Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'İkisi azap görüyorlar, (Kendilerince) büyük bir günah sebebiyle azap görmüyorlar. Oysa ki bu büyük bir günahtır. Birisi idrarından sakınmazdı. Diğeri ise koğuculuk yapardı (insanlar arasında laf getirip götürürdü). " Sonra bir dal İstedi. Dalı ikiye ayırarak her birinin kabrinin başına bir parçasını koydu. Ona: "Ey Allah'ın Resulü bunu niçin yaptın" diye soruldu. O Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Umulur ki bu dallar kurumadıkça onların azabı hafifletilir
- Bāb: ...
- باب ...
Ali r.a. şöyle demiştir: Baki'u-Garkad'da bir cenazedeydik. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanımıza gelerek oturdu, biz de onun etrafına oturduk. Elinde bir asa vardı. Başını eğdi, asasıyla yere vurmaya başladı. Sonra şöyle buyurdu: "Sizin hepinizin ve can taşıyan tüm insanların cennetteki ve cehennemdeki mekanı yazılmıştır (takdir edilmiştir). Kimin bedbaht ve kimin bahtiyar olduğu da takdir edilmiştir." Bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Allah'ın bizim için takdir ettiği şey'e güvenerek ameli bırakamaz mıyız? Bizden (Allah'ın takdirine göre) bahtiyarlardan olan kimse, zaten (Allah'ın takdiri sebebiyle) bahtiyar kimselerin amelini işler. İçimizden (Allah'ın takdirine göre) bedbaht olan kimse de bedbaht kimselerin amelini işler" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Bahtiyar kimselere bahtiyarların ameli kolaylaştırılır, bedbaht kimselere ise bedbahtların ameli kolaylaştırılır' dedi. Daha sonra şu ayetleri okudu: "Kim (Allah yolunda) verir ve (Allah'a karşı gelmekten) sakınır, en güzeli (kelime-i tevhidi) tasdik ederse biz ona en kolay olanını (cennete gitmeyi) kolaylaştırırız. Kim de cimrilik eder, kendini müstağni sayar ve en güzeli de yalanlarsa biz de ona en zor olanı (cehenneme gitmeyi) kolaylaştırırız.[Leyl 5-10] Tekrar: 4945, 4946, 4947, 4948, 4949, 6217, 6605, 7552 Diğer tahric edenler: Tirmizî, Kader; Müslim, Kader
- Bāb: ...
- باب ...
Sabit İbn Dahhak Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "Bilerek yalan yere İslam'dan başka bir millet (din) üzerine yemin eden kişi dediği gibi olur. Keskin bir aletle kendisini öldüren kimse de cehennem ateşinde o aletle azap görür. Tekrar;
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şunu rivayet etmiştir: "(Bu dünyada) kendini boğan, ateşte de kendini boğacak. Dünyada kendini yaralayan, ateşte de yaralayacak. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik r.a. şöyle demiştir; Bir cenaze yanımızdan geçti onu hayırla yad ettik. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Vacib oldu" buyurdu. Daha sonra bir başka cenazeye rast geldik, onun kötülüklerinden bahsedildi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yine: "Vacib oldu" buyurdu. Ömer İbnü'l-Hattab: "Ne vacib oldu?" dîye sordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Şunu hayırla yad ettiniz, cennet onun için vacip oldu. Şunu da şer ile yad ettiniz, onun için de ateş (cehennem) vacib oldu. Siz Allah'ın yeryüzündeki şahitlerisiniz. Tekrar: 2642 Diğer tahric edenler: Tirmizî, Cenaiz; Nesâî, Cenaiz
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu'l-Esved şöyle dedi: Medine'ye geldim. Orada kötü bir hastalık yayılmıştı. (İnsanlar ölüyorlardı). Ömer İbnü'l-Hattab'ın yanına oturdum. Yanımızdan bir cenaze geçti, cenaze hayırla yad edildi. Bunun üzerine Ömer: "Vacib oldu" dedi. Daha sonra bir başka cenaze daha geçti, cenaze hayırla yad edildi. Ömer yine: "Vacip oldu" dedi. Sonra üçüncü bir cenaze geçti, sahibi kötü olarak anıldı, Ömer yine: "Vacib oldu" dedi. (Ebu'l-Esved şöyle dedi): Ömer'e şöyle dedim: "Ey mu'minlerin emiri! Ne vacib oldu?." Ömer şöyle dedi: "Ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şu sözünde olduğu gibi dedim: "Dört kişinin hayırla andığı her Müslümanı Allah cennete koyar. Biz: 'Ya üç kişi anarsa?' dedik. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: 'Üç kişi de öyledir' buyurdu. Biz: Ya iki kişi?' dedik. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: 'İki kişi de öyledir' buyurdu. Artık bir kişiyi sormadık. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Bera' İbn Azib r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den şunu rivayet etmiştir: "Mu'min kabrinde oturtulduğunda kendisi getirilir (kendisine iki melek gelir ve onu sorguya çekerler). Daha sonra Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik eder. Bu Yüce Allah'ın şu sözüdür: "Allah, iman edenleri o sabit söz üzerinde daim kılar." Şu'be şöyle demiştir: "Allah iman edenlere sebat verir." ayeti kabir azabı hakkında indirilmiştir. [İbrahim 27] Tekrar: 4699 Diğer tahric edenler: Tirmizi Tefsirul Kur’an; Müslim, Cennet
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Bedir'de çukura atılan müşriklerin cesetlerine bakarak şöyle buyurdu; "Rabbiniz'in size vaad ettiğini hak olarak buldunuz değil mi?" Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: "Ölülere mî hitap ediyorsun?" diye soruldu. O, Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Onlar şu anda beni sizlerden daha iyi işitiyorlar. Ancak cevap veremiyorlar. buyurdu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem. Bedir'de öldürülenler hakkında yalnızca şöyle buyurmuştur: "Onlar şu anda benim daha önce söylediklerimin hak olduklarını biliyorlar." (Aişe buna ek olarak dedi ki): Yüce Allah "sen ölülere işittiremezsin" buyuruyor.[Neml, 80] Tekrar;
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.a. şöyle demiştir: Bir Yahudi kadın kendisinin yanına gelip kabir azabından bahsetti ve "Allah seni kabir azabından korusun" dedi. Aişe r.a Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e kabir azabı hakkında sordu. O Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Evet. Kabir azabı vardır." (Hz. aişe r.a. dedi ki): "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i bundan sonra ne zaman namaz kılarken görsem, mutlaka kabir azabından Allah'a sığınmıştır." Gunder şunu da rivayet etmiştir: "Kabir azabı haktır
- Bāb: ...
- باب ...
Urve İbn Zübeyir, annesi ve aynı zamanda Ebu Bekir r.a.'in kızı Esma'nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hutbe okumak üzere kalktı ve kişinin kabrinde mübtela olacağı kabir azabından bahsetti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunu zikredince Müslümanlar bundan dolayı endişe duydular
- Bāb: ...
- باب ...
Enes ibn Malik r.a. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kul kabre konulup da arkadaş ve yakını geri dönüp gittiklerinde -ki ölü, bunlar yürürken ayakkabılarının seslerini işitir- ona iki melek gelerek onu oturturlar. Melekler: 'Şu Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) denilen kimse hakkında ne dersin?' derler. Adam: 'Ben onun Allah'ın kulu ve Resulü olduğuna şahitlik ederim' der. Melekler: Ateşteki (cehennemdeki) yerine bak. Allah onun yerine sana cemnetten bir makam verdi' derler. Kişi her iki makamı da görür." (Hadisin burasında Katade şöyle dedi: Bize aktarıldığına göre mu'min kişinin kabri genişletilir. Katade daha sonra Enes'in hadisinin devamını şu şekilde aktardı): "Kafire -yahut münafığa- gelince o: 'Bilmiyorum, ben insanların dediği gibi dedim' der. Ona: "Anlamaz ol! Okuduğun veya dinlediğinden yararlanamayasın.'" derler. Sonra demirden bir topuzla iki kulağı arasına vurulur. Öyle bir bağırır ki onun bu feryadını insan ve cinden başka o ölüye yakın olan her şey işitir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Eyyub r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem güneş batınca evinden çıktı ve bir ses duydu. Bunun üzerine şöyle buyurdu: "Bunlar kabirlerinde azap gören Yahudilerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Ukbe şöyle dedi: Halid İbn Saîd İbnü'l-As'ın kızı bana Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kabir azabından sığındığını işittiğini söyledi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şu şekilde dua ettiğini söylemiştir: "Allahümme innî euzu bike min azabi'l-kabri ve min azabi'n-nari ve min fitneti'l-mahya ve'I-memati ve min fitneti'l-mesîhi'd-deccal." (Allahım! Kabir azabından, ateş (cehennem) azabından, hayat ve ölümün htnelerinden ve Mesih deccal'in fitnesinden sana sığınırım
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas (r.a.) şöyle dedi: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kabre uğradı ve şöyle buyurdu: "Şunlar azap görüyorlar. (Kendilerine göre) büyük bir günahtan dolayı azap görmüyorlar, evet (oysa bunlar büyük günahtır.) Birisi insanlar arasında laf getirip götürürdü. diğeri ise idrarından sakınmazdı." Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaş bir dal alarak bunu ikiye böldü, her birini bir kabre dikti ve şöyle buyurdu: "Bunlar kurumadıkça umulur ki onların azabı hafifletilir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer r.a., Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Sizden biri ölünce gideceği yer kendisine sabah akşam gösterilir. Şayet ölen kişi cennetlik ise cennetteki yeri, cehennemlik ise cehennemdeki yeri gösterilir ve kendisine: 'Allah seni kıyamet gününde yeniden diriltinceye kadar bu senin kalacağın yerdir' denir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd el-Hudrî r.a., Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu belirtmiştir: "Cenaze konulup da erkekler onu omuzlarında taşıdıklarında, şayet salih bir kimse ise 'Beni bir an önce götürün, beni bir an önce götürün' der. Şayet salih bir kimse değil ise 'Eyvah bana. Beni nereye götürüyorsunuz?' der. Onun sesini insan dışında her şey işitir. İnsan bunu işitseydi bayılırdı
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik r.a., Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Müslümanlardan, ergenliğe ulaşmamış üç çocuğu ölen herkesi, Allah onlara (çocuklara) olan merhameti sebebiyle, cennete koyar
- Bāb: ...
- باب ...
Bera' r.a. şöyle demiştir: (Nebi (s.a.v.)'in oğlu) İbrahim (a.s.) vefat ettiğinde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Cennette onun süt annesi var. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a. şöyle dedi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e müşriklerin çocukları hakkında soru soruldu. O Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Allah onları yarattığında onların ne işleyeceklerini en iyi bilir" buyurdu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e müşriklerin çocukları hakkında soru soruldu. O Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Allah onların ne işleyeceklerini en İyi bilir" buyurdu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a. şöyle dedi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Her çocuk fıtrat üzerine doğar. Sonra ana-babası onu Yahudi, Hristiyan yahut ateşperest yapar. Nitekim her hayvan'ın yavrusu organları tam olarak doğar. Hiç yavrunun burnunda, kulağında eksik bir şey görüyor musunuz?
- Bāb: ...
- باب ...
Semure İbn Cündeb şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir namazını kılınca bize karşı döner ve: "Bu gece içinizden kim rüya gördü?" diye sorardı. Şayet rüya gören olmuşsa rüyasını anlatır, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de bu rüya hakkında Allah'ın dilediği şekilde yorum yapardı. Bir gün bize: "İçinizden hiç kimse rüya gördü mü?" diye sordu. Biz: "Hayır" dedik. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Ben ise bu gece rüyamda iki adam gördüm. Yanıma geldiler, elimden tutarak beni arz-ı mukaddese'ye götürdüler. Bir de baktım ki orada birisi oturuyor, diğer bir adam da ayakta duruyordu. Elinde demirden çatal bir kanca vardı. Ayaktaki adam bu çatal kancayı oturanın ağzının sağ tarafına, kafasına kadar sokuyor ve ağzının bu kısmını parçalıyordu. Sonra adam ağzın diğer tarafını da bu suretle tahrip ediyordu. Bu sırada ağzın sağ kısmı iyileşiyordu. Bu defa da bu tarafa dönüyor, yine kancayı sokup parçalıyordu. Ben: - Bu adam kimdir? Bu hal nedir? Dedim. Bana: Yürü, yürü, dediler. Birlikte ileri gittik. Arka üstü yatmış bir adam'ın yanına geldik. Bunun baş ucunda bir adam oturmuş, elinde yumruk büyüklüğünde bir taş. Bununla yatan adam'ın başını parçalıyordu. Taşı başına her vurduğunda, taş yuvarlanıp gidiyordu. O adam da arkasından taşı almaya koşuyordu. O dönüp gelmeden bunun başı iyileşiyor, eski haline dönüyordu. Adam dönünce yine başına vurup eziyordu. Ben: - Bu adam kimdir? Diye sordum. Bana: Yürü, yürü, dediler. İleri gittik. Fırın gibi altı geniş, üstü dar bir deliğe düştük. Bu deliğin altında ateş yanıyordu. Ateş alevlenip yükseldikçe içindeki insanlar da yükseliyor, hatta delikten çıkacak gibi oluyorlardı. Ateşin alevi sakinleşince aşağı dönüyorlardı. Burada çıplak erkekler ve kadınlar vardı. Ben: - Bunlar kimdir? Diye sordum. Bana: Yürü, yürü. dediler. Yürüdük. Bir de baktıım ki kandan bir nehrin içinde ayakta bir adam dikiliyor. Bu nehrin kenarında da bir adam duruyordu. Önünde nar gibi yuvarlak taşlar bulunuyordu. Nehirdeki adam yüzerek sahile doğru gelip çıkmak isteyince sahildeki adam çenesine bir taş atıyor, nehirdekini eski yerine döndürüyordu. Çıkmak için sahile doğru gelmeye teşebbüs ettikçe sahildeki hemen çenesine taş atıyor, onu eski yerine döndürüyordu. Ben: Bu nedir? Diye sordum. Bana: Yürü, yürü, dediler. Birlikte yürüdük. Yeşil bir bahçeye vardık. Bahçede büyük bir ağaç vardı. Bunun dibinde ihtiyar bir adamla birtakım çocuklar vardı. Bu ağaca yakın bir tarafta da, birisi önünde ateş yakmakla meşguldü. Sonra beni oradan çıkardılar ve ağaca tırmandırdılar. Beni eskisinden daha güzel ve kıymetli bir eve koydular. Burada ihtiyarlar ve gençler vardı. Ben: Beni bu gece iyi gezdirdiniz. Şimdi bana gördüğüm şeyleri bildirin, dedim. Onlar: Evet (anlatalım) dediler: Ağzının parçalandığını gördüğün kimse var ya! O bir yalancıydı. O dünyada daima yalan söylerdi. Bunun yaydığı yalanlar etrafa yayılırdı. İşte bu yalancıya kıyamet gününde bu şekilde azap edilecektir. Başının ezildiğini gördüğün adam var ya! Allah buna Kur'an öğretmiş, o ise bütün gece uyumuş, gündüz de Kur'an'la amel etmemişti. Buna da kıyamet gününde bu şekilde azap edilecektir. Delik içinde gördüğün çıplaklar var ya! Onlar zina eden bir gruptur. Nehirde gördüklerin de faiz yiyenlerdir. Ağacın dibindeki ihtiyar İbrahim (A.S.) dir. ibrahim'in etrafındaki çocuklar da insanların çocuklarıdır. O ateş yakan da Cehennem'in bekçisi "Malik"tir. Girdiğin birinci ev, bütün mu'minlerin köşküdür. İkinci gördüğün saray, şehitlerin sarayıdır, Ben Cebrail'im, bu da Mikaildir. Başını yukarı kaldır. Başımı kaldırdım, bir de ne göreyim. Yukarıda beyaz buluta benzer bir şey. Onlar: İşte bu senin makamındır, dediler. Ben: Bırakın da makamıma gireyim, dedim. Onlar: Hayır. Daha senin tamamlamadığın ömrün vardır. Ömrünü tamamlasaydın, makamına girerdin, dediler
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.a. şöyle demiştir: Ebu Bekir'in r.a. yanına girdim. Bana: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i kaç elbise ile kefenlediniz?" diye sordu. Ben: "Üç tane beyaz temiz elbise ile kefenlendi. Bunlar içinde gömlek ve sarık yoktu" dedim. Ebu Bekir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem hangi gün vefat etmişti?" diye sordu. Ben: "Pazartesi günü" dedim. Ebu Bekir: "Bugün günlerden ne?" dedi. Ben: "Pazartesi" dedim. Ebu Bekir: "Şu andan geceye kadar vefat etmeyi isterim" dedi. Sonra kendisine tedavi yapılan üzerindeki elbisesine baktı, üzerinde kir vardı. O: "Bu elbisemi yıkayın, iki tane elbise daha ekleyerek beni bunlarla kefenleyin" dedi. Ben: "Bu elbise eski" dedim. Ebu Bekir: "Yeni elbise giymeye ölüden çok hayatta olan layıktır. Kefen yalnızca ölünün bedeninden çıkan (irin, pislik vb. şeyler) içindir" dedi. Ebu Bekir ancak Salı gecesi vefat etti ve sabah olmadan da gömüldü
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.a. şöyle dedi: Bir adam Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: "Annem aniden öldü. öyle zannediyorum ki yaşasaydı malını tasadduk ederdi. Ben onun yerine sadaka versem onun için ecir var mıdır?" diye sordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Evet" dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ölüm hastalığı sırasında, hanımları içinde Aişe'nin yanında kalmayı çok istediğinden, Aişe'ye olan İştiyakından dolayı: "Bugün kimin nöbetindeyim", 'Yarın kimin yanındayım?" diye sorardı. Hz. Aişe dedi ki: Benim günüm (Resulullah'ın yanımda kalacağı gün) geldiğinde Allah onun ruhunu benim kucağımda aldı ve o benim odama defnedildi
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha şöyle dedi: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir daha ayağa kalkamadığı ölüm hastalığı sırasında şöyle buyurdu: ''Allah Yahudilere ve Hristiyanlara la'net etsin. Onlar Nebilerinin kabrini mescid edindiler." Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bunu söylememiş olsaydı onun kabri açık bir yerde bırakılırdı. Ancak o kabrinin mescid edinilmesinden korktu (yahut onun mescid edinilmesinden korkuldu)
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Bekr İbn Ayyaş, Süfyan et-Temar'ın Nebi'in kabrinin yerin zemininden yüksekçe olduğunu gördüğünü söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Hîşam Ibn Urve babasından şunu aktarmıştır. Velid Ibn Abdülmelik zamanında Hz. Aişe'nin odasının (Hz. Nebi'in kabrinin) duvarı göçünce onu yeniden bina etmeye başladılar. Bu sırada kabirden bir ayak göründü, Bunun Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ayağı olduğunu zannederek korktular. Bunu bilen hiç kimse bulamadılar. Ta ki Urve onlara şöyle söyledi: Hayır vallahi bu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ayağı değil, o ayak Hz. Ömer'in ayağıdır
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha Abdullah Ibn Zübeyr'e şunu vasiyet etti: "Beni onlarla (Nebi s.a.v., Ebu Bekir ve Ömer) birlikte defnetme. Beni el-Bakî'de arkadaşlarım (Nebi'in eşleri) İle birlikte defnet. Böylece ebedî olarak tezkiye edilmemiş olurum (böylece Nebi'in diğer eşleri arasında ayrıcalıktan ve belki de hak etmediğim bir faziletten uzak kalmış olurum). Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Amr İbn Meymun el-Evdî şöyle demiştir: Ömer İbnü'l-Hattab r.a. oğluna şöyle dedi: "Ey Ömer'in oğlu Abdullah! Mu'minlerin anası Aişe'ye git ve şöyle de: 'Ömer İbnü'l-Hattab sana selam söylüyor. 'Sonra ondan iki arkadaşım (Hz.Nebi ve Hz. Ebu Bekir) ile birlikte gömülmek istediğimi söyle. Hz. Aişe şöyle dedi: "Ben Hz. Nebi ve Ebu Bekir'in kabirlerinin yanını kendim için istiyordum. Ben bugün onu (Ömer'i) kendime tercih edeceğim." Abdullah, babası Ömer'in yanına dönünce Ömer: "Ne oldu?" diye sordu. Abdullah: "Sana izin verdi ey mu'minlerin emiri!" dedi. Ömer şöyle dedi; "Benim için oraya gömülmekten daha önemli bir şey yoktu. Ben ölünce cenazemi taşıyıp Aişe'nin yanına götürün. Sonra ona: Ömer İbn Hattab buraya gömülmek için izin istiyor deyin. Şayet izin verirse beni oraya gömün. İzin vermezse Müslümanların kabirlerine gömün. Ben bu iş (halifelik) için, Resulullah'ın kendilerinden razı olarak vefat ettiği kişilerden daha layık kimseler bilmiyorum. Şayet onlar birini halife seçerlerse halife odur. Onun emirlerini dinleyip ona itaat edin. (Ömer Halife seçilmek üzere şura'ya katılacak kişiler arasında: Osman, Ali, Talha, Zübeyr, Abdurrahman İbn Avf ve Sa'd İbn Ebî Vakkas'ın adını zikretti. Ensardan bir genç Hz. Ömer'in huzuruna girerek: "Allah'ın müjdesi ile sevin ey Mu'minlerin emiri! Senin Müslümanlıkta kendince de malum olan bir öncelik ve hayrın vardır. Sen daha sonra halife tayin edildin ve adaletle hükmettin. Bunların tümünden sonra da sana şehitlik nasip oldu." Dedi. Ömer şöyle dedi: "Ey yeğenim, keşke bu söylediklerin benim için eşit çıksa, ne aleyhime ne lehime olsa (keşke bu söylediğin faziletler ile hilafetteki uygulamalarım birbirini eşitlese, sorumluluğum olmasa). Benden sonra halife olacak kişiye; ilk muhacirlere İyi davranmasını, onların hakkını bilmesini, onların saygınlığını korumasını, daha önceden Medine'yi yurt edinen ve iman etmiş olan ensara da iyi davranmasını, onların İyilerini kabul etmesini, kötülerini affetmesini, Allah'ın ve Resulü'nün zimmeti ile onların ahdine vefa göstermesini, onların ardında savaşılmasın!, onlara güçlerinin yetmeyeceği bir şeyin yüklenilmemesini tavsiye ederim. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in şöyle dediğini söylemiştir: "Ölülere sövmeyin. Çünkü onlar yaptığı amellerin neticesine kavuştular. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a. şöyle demiştir: Ebu Leheb Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: "Kalan günlerde helak senin üzerine olsun" dedi. Bunun üzerine: "Ebu Leheb'in iki eli kurusun. Kurudu da" ayeti indi. [Tebbet, 1] Tekrar: 3525, 3526, 4770, 4801, 4971, 4972, 4973 Not: Kötü kimselerin ölümlerinden sonra aleyhlerinde konuşmanın hükmü yukarıdaki hadisin şerhinde yeterince anlatıldı. Bu konuda şairlerle ilgili olarak eş-Şuara' suresinin tefsiri ile ilgili kısımda geniş bilgi verilecektir. CENAİZ BAHSİ VE 3.CİLT BURADA SONA ERDİ. ZEKAT BAHSİ VE 4.CİLT BİR SONRAKİ SAYFA İLE BAŞLIYOR