Sahih-i Buhari

...

(28) Kitāb: Hacda Avlanma Cezası

(28) ...

Ebu Şüreyh el-Adevî, Mekke'ye (Abdullah İbn Zübeyr'e karşı savaşmak üzere) ordular gönderen Amr İbn Saîd'e şöyle dedi: Ey Emir! İzin ver de sana bir şey anlatayım. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'nin fethinin ertesi günü bir konuşma yaptı. Onu bu kulaklarım işitti, kalbim söylediklerini kavradı, gözlerim konuşma yaparken onu gördü. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Allah'a hamdü senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Mekke'yi Allah haram bölge kılmıştır, onu insanlar haram kılmamıştır. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kişinin orada kan akıtması helal olmaz. Mekke'nin bitkisi koparılmaz. Şayet Allah Resulü'nün orada savaş yaptığını ileri sürerek kendisine ruhsat çıkarmak isteyen birisi olursa ona şöyle deyiniz: "Allah, yalnızca Resulüne izin verdi, size izin vermedi". Allah bana da yalnızca gündüzün belirli bir anında izin verdi. Bugün Mekke'nin haramiığı dünkü haline geri döndü. Burada bulunanlar bulunmayanlara aktarsın." Ebu Şüreyh'e: "Amr sana ne dedi?" diye soruldu. Ebu Şüreyh dedi ki: Bana şöyle cevap verdi: "Ben bunu senden daha iyi bilirim ey Ebu Şüreyh! Harem bölgesi bir asîye, öldürülmesi gerekli olan bir kimseye, hırsızlık yaparak cezadan kurtulmak isteyene sığınak olamaz". Hadis’ten Çıkarılan Bazı Hükümler: 1- Bu olay, yönetici ile konuşurken, onların öğütlere daha çok kulak ver­melerini sağlamak için yumuşak bir üslup kullanmaya dair bir örnektir. 2- özellikle de itiraza konu olabilecek bir mesele ile ilgili olarak yöneticiler ile konuşmadan önce onlardan izin almak yerinde olur. İzin almadan söze başlamak ve ağır konuşmak, kişinin kendini öne çıkarması ve karşıdakinin de inat göstermesine sebep olur. 3- İlim öğretme, hükümleri açıklama ve önemli İşlerde konuşma yapmadan önce Allah'a hamdü senada bulunmak müstehabtır. Hadisten ilk anda anlaşıldığına göre Mekke halkına karşı savaş yapılması yasaktır. Oraya sığınan güvenlikte olur, kendisine ilişilmez. "Oraya giren emin olur", "Görmezler mi ki biz (yaşadıkları yeri) kendilerine güvenlikli bir harem kıldık" ayetlerinin yorumu konusunda müfessirlerin ortaya koyduğu iki görüşten biri de bu yöndedir. Hz. Nebi'in "Allah'a ve ahiret gününe inanan..." şeklindeki ifadeleri, emre itaatin sağlanması İçindir. Çünkü Allah'a inanan kişinin ona İtaat etmesi gerekir. Ahirete inanan kimsenin de emredilen şeyi yerine getirmesi, yasaklanan şeyden de hesap sorulma korkusuyla uzak durması gerekir. Bu hadis, Mekke'de adam öldürme ve savaş yapmanın haram olduğuna delil olarak gösterilmiştir. Harem Bölgesindeki Hangi Bitkilerin Koparılması Yasaktır? Kurtubî şunları kaydeder: Fakihler koparılması yasaklanan otları, insanların bir müdahalesi söz konusu olmaksızın Allah tarafından bitirilen bitkiler ile sınırlandırmışlardır. İnsanların müdahalesi ile yetişen bitkilerin koparılması konusunda ise farklı görüşler ileri sürülmüştür. a- Alimlerin çoğunluğu bunun caiz olduğunu söylemişlerdir. b- Şafiî, her tür bitkinin koparılmasında cezanın gerektiğini söylemiştir. İbn Kudame de bu görüşü tercih etmiştir. İnsanların müdahalesi olmaksızın yetişen bitkilerin koparılması durumunda cezanın ne olacağı konusunda farklı görüşler söz konusudur: a- Malik "bunda ceza söz konusu değildir, kişi günahkar olur" demiştir. b- Ata 'Allah'tan bağışlanma diler" demiştir. c- Ebu Hanife "kıymeti ile hedy kurbanı alınarak kesilir" demiştir. d- Şafiî "büyük bitki koparma durumunda sığır, daha düşüğünde koyun gerekir" demiştir. İbnü'l-Arabî şöyle demiştir: "Fakihler, harem bölgesinin bitkisinin koparılma­sının haram kılındığında ittifak etmişlerdir. Ancak Şafiî ağaç dallarından misvak kesilmesini caiz görmüştür". Ebu Sevr de Şafiî'den bu görüşü nakletmiştir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in "gündüzün bir anında" dediği süre, güneşin doğuşundan İkindi vaktine kadar olan süredir. İbn Cerîr şöyle der: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in "burada bulunanlar bulunmayanlara aktarsın" ifadesinde haber-i vahidin kabul edileceğine dair delil vardır. Çünkü bu söz, konuşmada bulunan her bir şahsın dinlediklerini aktarmasını gerektirir. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yalnızca, tıpkı dinieyen gibi aktarımda bulunulan kimselerin de amel etmesi gerekli olduğu için, orada bulunanların aktarmasını emretmiştir. Aksi taktirde aktarma emrinin bir anlamı kalmazdı. Had cezası olarak öldürülmesi gerekli olan ve Harem bölgesine sığınan kimsenin durumu da alimler arasında görüş ayrılığına neden olmuştur. Ebu Şüreyh'in Hadisinden Çıkan Diğer Bazı Sonuçlar 1- Kişi kendisinin, güvenilir ve dinlediğini ezberinde tutabilen bir kimse olduğunu ortaya koyabilir. 2- Alim bir kimse, yönetimde bulunanların din ile ilgili işlerden herhangi birini değiştirdiğini gördüğünde onlara tepkisini gösterir, yumuşak bir şekilde öğüt verir ve tedrice riayet eder. 3- Dine aykırı bir şeye karşı tepkinin ortaya konulması sırasında durumu elle değiştirmek mümkün olmadığında, tepki dile getirilmekle yetinilir. 4- Etkili söz söylerken söz pekiştirilerek söylenir. 5- Din ile ilgili konularda tartışma yapmak caizdir. 6- Dinî hükümlerde nesh (bir hükmün, sonraki bir hükümle yürürlükten kaldırılması) caizdir. 7- İçtihada açık bir konuda, bir müctehidin ulaştığı hüküm başka bir müctehid hakkında bağlayıcı olmaz. 8- Tebliği yerine getirerek sorumluluktan kurtulmak ve istenmeyen durum­lara sabretmek gerekir. Mekke'nin savaş yoluyla fethedildiği görüşünü kabul edenler bu hadîsi delil getirmişlerdir. باب: لا ينفر صيد الحرم. 9- Harem Bölgesinin Avı Ürkütülmez

...
Referans:28 1832