Sahih-i Buhari

...

(53) Kitāb: Barış Sağlamak

(53) ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sehl İbn Sad'dan nakledilmiştir: Amr İbn Avf oğulları'ndan bazı şahıslar arasında bir anlaşmazlık olmuştu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem arkadaşlarıyla birlikte onların arasını düzeltmek için oraya gitti. Namaz vakti geldiğinde Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem henüz dönmemişti. Bilal namaz için ezan okudu ama halen dönmemişti. Bilal, Ebu Bekir'in yanına giderek "Namaz vakti geldi ama Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) henüz dönemedi. İnsanlara namazı kıldırırmısın?" dedi. Ebu Bekir "İstiyorsan, elbette kıldırırım" dedi. Bunun üzerine Bilal kamet getirdi ve Ebu Bekir öne geçti. Sonra Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem safların arasından ilerleyerek ilk safta durdu. İnsanlar alkış tutmaya başladılar. Öyle alkışladılar ki, namazda iken hiç etrafına bakınmayan Ebu Bekir dönüp baktı. Bir de ne görsün! Hz. Nebi arkada duruyordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ona eliyle işaret ederek namazı kıldırmasını istedi. Ama Ebu Bekir elini kaldırarak Allah'a hamdettikten sonra geri geri arkaya çekilip birinci safa girdi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem öne geçerek cemaate namazı kıldırdı. Namazı bitirdikten sonra insanlara yönelerek şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Namazda başınıza bir iş geldi diye alkış tutmaya başladınız. (Namazda) alkış tutmak kadın/ara özgüdür. Namazda bir durum ile karşı karşıya kaldığınızda "SübhanAllah!" deyiniz. Bu sözü kim duyarsa yönelip bakar. EbU Bekir! Sana cemaate namazı kıldırman için işaret verdiğim halde niye kıldırmadın?" buyurdu. Ebu Bekiı, "İbn Ebi Kuhafe'nin, Hz. Nebi'in önünde namaz kıldırması yakışık almaz" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes r.a.'den nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e "Abdullah b. Ubeyy'in yanına bir gidiverseniz" denildi. O da bir merkebe binerek onun yanına gitmek üzere yola koyuldu. Ashab-ı kiram da onunla birlikte gittiler. İbn Ubeyy'in evi çorak bir arazinin üzerindeydi. Hz. Nebi yanına gelince Abdullah: "Uzak dur benden. Allah'a yemin ederim ki merkebinin kokusu beni rahatsız etti" dedi. Bunun üzerine Medineli ashabtan biri: "Allah'a yemin ederim ki Allah Resulü'nün merkebinin kokusu senin kokundan iyidir" dedi. Abdullah'ın adamlarından biri onun bu sözüne sinirlendi ve birbirine sövdüler. Her ikisinin de arkadaşları bu duruma çok öfkelendiler ve sopalarla, elleriyle ve ayakkabılarıyla birbirine vurmaya başladılar. "Eğer mu'minlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin" [Hucurat 9] ayetinin bu olay üzerine indirildiğini öğrendik

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Humeyd İbn Abdurrahman'dan nakledilmiştir: Ona annesi Ümmü Gülsüm binti Ukbe şöyle anlatmıştır: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu işittim: "İnsanların arasını bulmak amacıyla iyiyi aktaran (veya iyi olanı söyleyen) kişi yalan söylemiş sayılmaz

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sehl İbn Sad r.a.'dan nakledilmiştir: Kuba halkı, kavgaya tutuşmuş, birbirine taş atıyorlardı. Bu durum Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e iletildi. Bunun üzerine O Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Gidelim de şunların arasını bulalım" buyurdu. باب: قول الله تعالى: {أن يصالحا بينهما صلحا والصلح خير} /النساء: 128/. 4. "ARALARINDA BİR SULH YAPMALARINDA ONLARA GÜNAH YOKTUR. SULH (DAİMA) HAYIRLIDIR" [Nisa 128] AYETİ HAKKINDA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha'dan nakledilmiştir: "Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse ... " ayetinde kastedilen kişi, yaşlılığından veya başka bir sebepten ötürü hanımını beğenmeyen ve ondan ayrılmak isteyen kocadır. Karısı da ona "Tek benimle evli kal da, bana istediğin kadar gece ver" der. Aişe diyor ki "Bu konuda aralarında anlaşırlarsa bunun bir sakıncası yoktur." باب: إذا اصطلحوا على صلح جور فالصلح مردود. 5. HAKSIZ BİR ANLAŞMA YAPARLARSA BU ANLAŞMA KABUL EDİLMEZ

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha'dan nakledilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Her kim bizim bu işimize (dinimize) ondan olmayan bir şey katarsa kattığı şey reddedilir" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bera İbn Azib r.a.'den şöyle nakledilir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hudeybiye anlaşmasını yapınca Ali İbn Ebu Talib aralarında bir sulh belgesi düzenleyerek üzerine "Allah'ın Resulü Muhammed" yazdı. Müşrikler: "Allah'ın Resulü Muhammed" yazdırma. Senin Nebi olduğunu kabul etseydik biz zaten seninle savaş halinde olmazdık" dediler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ali r.a.'e: "Sil bunu" buyurdu. Ali "Asla silemern" dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu kendi eliyle sildi ve kendisi ve arkadaşlarının Mekke'ye sadece üç gün girebilecekleri ve geldiklerinde de kılıçları kınında olacak şekilde gelebilecekleri konusunda onlarla anlaşma yaptı

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bera r.a.'dan şöyle nakledilir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Zi'l-kade ayında Umre yapmak üzere yola çıkmıştı. Kureyşliler onun Mekke'ye girmesine müsaade etmediler. O da şehirde yalnızca üç gün kalmak üzere onlarla anlaşma yaptı. Sulh belgesini hazırlarken belgeye: "Bu, Allah Resulü Muhammed'in üzerinde anlaştığı şeydir" yazdılar. Mekkeliler: "Bunu kabul edemeyiz. Biz senin Allah'ın Resulü olduğunu bilsek zaten sana engelolmazdık. Sen yalnızca Abdullah'ın oğlu Muhammed'sin" dediler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Ben Allah'ın Resuıüyüm. Ben Abdullah'm oğlu Muhammed'im" buyurdu. Sonra Ali'ye "-Allah'ın Resulü- ibaresini sil" buyurdu. Ali "Hayır, Allah'a yemin ederim ki ben, bunu asla silemem" dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem belgeyi eline alarak (sildi) ve: "Bu, Abdullah'ın oğlu Muhammed'in anlaşmasıdır. Mekke'ye girerken kılıçları kınların'da olmak şartıyla girebileceklerdir. Mekke halkından herhangi bir kimse onun peşinden gelmek isterse Mekke'den dışarıya çıkartılmayacak. Onun arkadaşlarından herhangi biri Mekke'de kalmak isterse engel olunmayacak" diye yazdırdı. Mekke'ye girip süre dolduktan sonra Mekkeliler Ali'ye gelerek "Arkadaşına söyle de artık çıksın. Süre doldu" dediler. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'den dışarı çıktı. Hamza'nın kızı onların ardından koşup geldi. "Amca! Amca!" diyordu. Ali onun elinden tutarak Hz. Fatıma'ya: "Al, amcanın kızını sen taşı" dedi. Onu almak konusunda Ali, Zeyd ve Ca'fer anlaşamadılar. Ali "Onu almak benim hakkım. Çünkü o benim amcamın kızı. Teyzesiyle de evliyim" diyordu. Zeyd de: "Bu benim yeğenim" diyordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun teyzesine verilmesine hükmederek "Teyze anne yerindedir" buyurdu

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Bera İbn Azib r.a.'den nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hudeybiye günü müşriklerle şu üç şart üzerinde anlaşmaya vardı: Müşriklerden kendisine gelenleri iade edecek; Müslümanlardan Mekke'ye gidenler iade edilmeyecek ve kendisi Mekke'ye ertesi yıl girecek. Mekke'ye yalnızca üç günlüğüne girecek ve ancak kılıçlar kınında olarak gireceklerdi. (Kılıçlar kınında girmekten kasıt, kılıç, ok vb. hiçbir silah kullanılmamasıdır.) Bu arada Ebu. Cendel kaçarak Hz. Nebi'in yanına geldi. Ayağına zincir takılmış kuş gibi sekiyordu (küçük adımlarla yürüyordu). Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu Mekkelilere iade etti

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah b. Ömer r.a.'den nakledilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem umre yapmak için yola çıktı. Kureyş müşrikleri onun Beytullah'a gitmesine engel oldular. Bunun üzerine Hz. Nebi Hudeybiye'de kurbanını kesti, başını tıraş etti ve umreyi ertesi yıl yapmak, yanında kılıç dışında silah taşımamak ve onların istediği süreden daha uzun kalmamak üzere Mekkelilerle anlaştı. Ertesi yıl umre yaptı ve Mekke'ye anlaşmaya uygun şekilde girdi. Orada üç gün kalınca Mekkeliler, artık çıkmasını istediler ve o da çıktı. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sehl b. Hasme'nin şöyle dediği nakledilmiştir: Abdullah İbn Sehl ve Muhayyisa İbn Mes'ud Hayber'e gitmişlerdi. Onların oraya gittikleri gün onlarla aramızda sulh vardı. Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes r.a.'den nakledilmiştir: Nadr'ın kızı Rubeyyi', bir cariyenin dişini kırmıştı. Nadr'ın ailesi, cariyenin sahiplerinin affetmelerini ve diyeti kabul etmelerini istedi. Ama onlar bunu kabul etmeyerek Hz. Nebi'in yanına gittiler. Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kısas yapılmasını emretti. Bunun üzerine Enes İbn Nadr: "Ey Allah'ın Resulü! Rubeyyi'in dişini mi kıraeaksın? Hayır, Seni hak Nebi olarak gönGerene yemin ederim ki, bunun dişi kırılmaz" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Enes! Allah'ın kitabı kısası emrediyor" buyurdu. Sonra cariyenin sahipleri razı olup affettiler. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Allah'ın öyle kulları vardır ki Allah adına yemin etseler Allah onları yeminlerinde yalancı çıkarmaz" buyurdu. Fezari, Humeyd kanalıyla Enes'in "Cariyenin sahipleri razı oldular ve diyeti kabul ettiler" dediğini ziyade olarak nakletmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Musa'dan nakledilmiştir: Hasen'i şöyle derken işittim: Allah'a yemin olsun ki Hasan İbn Ali, dağlar kadar birlikleriyle Muaviye'nin karşısına çıktı. Amr İbnü'I-As (Muaviye'ye): "Ben öyle birlikler görüyorum ki kendi gibi büyük birlikleri öldürmeden geriye dönmez" dedi. Bunun üzerine Muaviye -ki Amr'dan daha iyi biriydi- "Amr!" dedi "Bunlar onlar veya onlar bunları öldürürse ben insanların işlerini kiminle yürüteceğim, kadınlarını ve tarlalarını ne yapacağım" dedi. Sonra Hasan r.a.'a Kureyş'ten Abdüşems oğullarından iki kişi -Abdurrahman İbn Semura ile Abdullah İbn Amir İbn Kureyz'i- gönderdi. Onlara dedi ki: "Şu adama gidin ve benim şu teklifimi iletin" dedi. Onlar Hasan r.a.'a gidip yanına girerek onunla konuştular ve Muaviye'nin teklifini ilettiler. Hasan İbn Ali onlara "Biz Abdulmuttalib'in çocuklarıyız. Biz böyle çok mal elde etmişizdir. Bu ümmet birbirinin çok kanını döktü" dedi. Muaviye'nin elçileri "O, sana şunları teklif ediyor ve senden şunu yapmanı istiyor" dediler. Hasan bin Ali "Şu konuda kim bana garanti verir?" dedi. Onlar: "Biz garanti veririz" dediler. Onlardan her ne istediyse hepsine garanti verdiler. Bunun üzerine Hasan İbn Ali, Muaviye ile anlaşmaya vardı. Hasen(-i Basri) diyor ki: Ben Ebu Bekre'nin şöyle dediğini işitmiştim: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i minberde gördüm. Hasan İbn Ali O'nun yanındaydı. Hz. Nebi bir insanlara bakıyor, bir Hasan'a bakıyor ve şöyle diyordu: "Benim bu oğlum efendidir. Allah onun sayesinde iki büyük gurubun arasını bulacaktır." Ebu Abdullah (Buhari) der ki: Ali İbn Abdullah bana şöyle demişti: "Hasen-i Basri'nin, Ebu Bekre'nin bu sözünü duyduğu sabit olmuştur." Tekrar: 3629, 3746, 7109 Not: Bu hadis, "Fiten" bölümünde ayrıntılı olarak açıklanacaktır

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Aişe r.anha'dan nakledilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem kapıda anlaşamayan iki kişinin seslerinin yükseldiğini duydu. Biri diğerinden borcunu biraz düşürmesini ve ödemede kolaylık sağlamasını istiyordu. Öteki de "Allah'a yemin olsun ki yapmam" diyordu. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların yanına giderek: "İyilik yapmamak için Allah'a yemin eden kimmiş?" buyurdu. Alacaklı: "Benim Ey Allah'ın Resulül (Sen aracı oldun ya,) artık dilediğini seçebilir" dedi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ka'b İbn Malik r.a.'den nakledilmiştir: Onun Abdullah İbn Ebı Hadred el-Eslemi'den bir alacağı vardı. Onunla bir yerde karşılaştı ve peşine düştü. Sesleri iyice yükselmişti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onlara rastladı ve: "Ka'b!" dedi ve alacağının yarısını sil dercesine eliyle işaret etti. O da alacağının yarısını aldı ve yarısını sildi

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre r.a.'den nakledilmiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Güneşin doğduğu her gün, insanın bütün organlarının vereceği bir sadaka vardır: İnsanlar arasında adil davranmak sadakadır ... " Tekrar:

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Urve b. Zübeyr'den şöyle nakledilmiştir: Zübeyr, Medineli Müslümanlardan Bedir savaşına katılmış olan biriyle, taşlık arazideki ikisinin de tarlalarını suladıkları bir su konusundaki anlaşmazlıklarını Allah Resulü'ne taşımışlardı. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem (Zübeyr r.a.'e): "Zübeyr! Sen tarlanı sula, sonra suyu komşuna bırak" buyurdu. Medineli adam, sinirlenerek "Ey Allah'ın Resulü! Halanın oğlu olduğu için böyle yapıyorsun değil mi?" dedi. Bu söz üzerine Allah Resulü'nün Sallallahu Aleyhi ve Sellem yüzünün rengi değişti ve: "Zübeyr! Sen sula. Sonra da suyu duvarın hizasına gelinceye kadar salıverme" buyurarak Zübeyr'in hakkını tamamen almasına hükmetti. Allah Resulü ilkin hem Züueyr'in, hem de Medineli adamın işini görecek bir çözüm önermişti. Medineli adam O'nu öfkelendirince Zübeyr'in hakkını tam olarak almasına hükmetti. Urve diyor ki: Zübeyr şöyle demişti: "Hayır, Rabbine and olsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılmadıkça ... " [Nisa 65] ayetinin bundan başka bir konuda indirildiğini sanmıyorum. Not: Bu hadis, "Müsakat bölümünde ayrıntılı olarak açıklanmıştır. باب: الصلح بين الغرماء وأصحاب الميراث والمجازفة في ذلك. 13. ALACAKLILAR VE MİRASÇILAR ARASINDA SULH YAPILMASI VE TAHMİNİ BİR MİKTARDA ANLAŞILMASI

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Cabir İbn Abdullah r.a.'dan nakledilmiştir: Babam borçlu ölmüştü. Alacaklılarına babamın borcuna karşılık (sahip olduğum) hurmayı almalarını önerdim. Fakat bunun alacaklarını karşılamayacağını düşünerek kabul etmediler. Bunun üzerine Hz. Nebi'e giderek durumu ona anlattım. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Hurmaları dalından kesip kurutma yerine serdikten sonra beni çağır" buyurdu. (Dediği gibi yaptım). Yanında Ebu Bekir ve Ömer'le birlikte geldi. Hurmanın başına oturdu ve bereketlenmesi için dua etti. Sonra "Alacaklılarını çağır ve onların her birine hakkını eksiksiz ver" buyurdu. Babamın borcu bulunup onu ödemediğim hiç kimse kalmadı. 13 vesak (yaklaşık 2,5 ton) da arttı: 7 vesak acve ve 6 veya 7 vesak levn ve 6 vesak acve. Akşam namazını Allah Resulü ile birlikte kılarak bunu O'na haber verdim. Güldü ve "Git bunu EbU Bekir'e ve Ömer'e de anlat" buyurdu. (Dediği gibi yaptım). Herikisi de "Biz zaten Allah Resulü bunu yaptığında böyle olacağını biliyorduk" dediler. Hişam'ın Vehb'ten onun da Cabir'den nakline göre Akşam namazı yerine ikindi namaz! vaktinde Resulullah ile görüştüğünü anlatır, ancak "güldü" sözünü ve "Ebu Bekr'in adını" rivayette zikretmez. Diğer bir ibarede ise şöyle der: "Babam vefat ettiğinde otuz vesak borç bırakmıştı." İbn İshak ise Vehb'in Cabir'den rivayetinde de bu vaktin öğle namazı olduğunu kaydeder

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah İbn Ka'b'dan nakledilmiştir: Ka'b İbn Malik ona şöyle anlatmıştır: Ka'b, Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem hayatta iken mescitte İbn Ebı Hadred'deki alacağını tahsil etmek istemişti. Aralarında konuyu tartışırken sesleri yükseldi ve Allah Resulü odasından bu konuşmaları duydu. Resulullah odasının perdesini aralayarak onların yanına çıktı. "Ka'bi" diye seslendi. Ka'b: "Buyur, Ey Allah'ın Resulü!" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem alacağının yarısından vazgeçmesini eliyle işaret etti. Bunun üzerine Ka'b "Ey Allah'ın Resulü' Tamam öyle yapıyorum" dedi. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, (İbn Ebı Hadred'e) "Haydi, şimdi öde" buyurdu