Sahih-i Buhari
...
(55) Kitāb: Vasiyyetler
(55) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer r.a.'den nakledilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Vasiyet edecek malı olan bir müslüman'ın vasiyeti başucunda olmadan üst üste iki geceyi geçirme hakkı yoktur" buyurmuştur. Diğer tahric: Tirmizi Cenaiz; Müslim, Vasıyye -sahihtir
- Bāb: ...
- باب ...
Allah Resulü'nün Sallallahu aleyhi ve sellem kayınbiraderi Cüveyriye bintü'lHaris'in erkek kardeşi Amr İbnü'l-Haris'ten nakledilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat ettiğinde ne dirhem, ne dinar, ne köle, ne cariye, ne de herhangi bir mal bırakmadı. Geriye bıraktığı tek şey, beyaz katırı, silahı ve sadaka olarak bıraktığı bir tarlaydı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Talha İbn Musarrif'ten nakledilmiştir: Abdullah İbn Ebu Evfa r.a.'a "Allah Resulü Sallallahu aleyhi ve sellem vasiyet etmiş miydi?" diye sordum. "Hayır" dedi. "İnsanların vasiyet etmeleri nasıl farz kılındı?" diye sordum. "Allah'ın Kitabını vasiyet etti" dedi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Esved'den nakledilmiştir: Hz. Aişe r.anha'nın yanında Hz. Nebi'in Hz. Ali'ye vasiyet ettiği konuşulmuştu. "Ne zaman vasiyet etmiş. Ben onu göğsüme dayamıştım. Bir tas su istedi. Sonra kucağıma uzandı. Ben onun öldüğünü bile sezmedim. Ne zaman vasiyet etmiş?" dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Sa'd İbn Ebi Vakkas r.a.'dan nakledilmiştir: Ben Mekke'de hastalanmıştım. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem beni ziyarete geldi. -Kendisinden hicret ettiği toprakta vefat etmek istemiyordu.- Hz. Nebi "Allah Afra'nın oğluna rahmet etsin" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Malımın tamamını vasiyet edeyim (mi? ne dersin)" dedim. "Hayır" buyurdu. "Peki yarısını?" dedim. "Hayır" buyurdu. "Üçte birini?" dedim. "Üçte bir olur. Üçte bir bile çok (ya). Senin aileni zengin bırakman insanlara el açar bir vaziyette fakir bırakmandan daha iyidir. Senin ailene yaptığın her türlü harcama da sadakadır. Hanımının ağzına koyduğun lokma var ya o bile. Umarım ki Allah seni hasta döşeğinden kaldırır da bazı insanlar senden faydalanır, kimileri de zarar görür" buyurdu. O gün Sad İbn Ebi Vakkas'ın tek bir kızı vardı
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Abbas’ın "Keşke insanlar (vasiyeti) dörtte bire indirseler. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Üçte bir olur. Gerçi üçte bir de çok (ya)" buyuruyor" dediği nakledilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Amir İbn Said, babasından nakletmiştir: Hastalanmıştım. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Selleın beni ziyarete geldi. "Ey Allah’ın Resulü! Dua buyursan da Allah beni gerisin geriye çevirmese" dedim. "Umarım ki Allah seni hasta döşeğinden kaldırır da insanları senden yararlandınrIf buyurdu. "Vasiyet etmek istiyorum. Bir tek kızım var .... Malımın yarısını vasiyet edeyim mi?" dedim."Yarısl çok olur" buyurdu. "Peki üçte birini vasiyet etsem olur mu?" dedim. "Üçte bir olur. Aslında o da çok (ya)" buyurdu. Said İbn Ebi Vakkas diyor ki: İnsanlar bu olaydan sonra mallarının üçte birini vasiyet ettiler ve bu onlar için caiz oldu
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha'dan nakledilmiştir: Utbe İbn Ebi Vakkas, kardeşi Sa'd b. Ebi Vakkas'a "Zemianın cariyesinin oğlu bendendir. Onu yanına al" diye vasiyet etmişti. Fetih yılında Said onu yanına aldı ve "Bu benim kardeşimin oğludur. Bana onu koruyup gözetmemi vasiyet etmişti" dedi. Bunun üzerine Abdullah İbn Zem'a kalktı ve "Bu benim kardeşimdir ve babamın cariyesinin oğludur. Onun yatağında doğdu" dedi. Bunun üzerine doğruca Allah Resulü'nün yolunu tuttular. Sa'd: "Ey Allah'ın Resulü! Bu, kardeşimin oğludur. Bunu bana vasiyet etmişti" dedi. Abdullah İbn Zem'a ise "Kardeşimdir ve babamın cariyesinin oğludur" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Abdullah! Bu senindir. Çocuk meşru ilişki sahibine aittir. Gayrimeşru ilişkiye girene ise taş vardır" buyurdu. Sonra, çocuğun Utbe'ye benzediğini görünce, Sevde binti Zem'a'ya "Onun yanında örtün" buyurdu. Bu olaydan sonra bu çocuk, Sevde vefat edinceye kadar onu görmedi. باب: إذا أومأ المريض برأسه إشارة بينة جازت. 5. HASTA, BİR ŞAHİT OLARAK BAŞIYLA İŞARET ETSE CAİZ OLUR
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a.'den nakledilmiştir: Bir Yahudi, bir cariyenin başını iki taşla sıkıştırıp yaralamıştı. Cariyeye "bunu sana kim yaptı? Falanca mı, falanca mı?" diye bazı isimler sıraladılar. Yahudinin adı geçince başını sallayarak onayladı. Yahudi getirildi ve çok geçmeden suçunu itiraf etti. Nebi s.a.v.'in emri üzerine onun başı da taşla yaralandı. Not: Bununla ilgili geniş açıklama "Kısas" bölümünde gelecektir. İNŞAALLAH باب: لا وصية لوارث. 6. MİRASÇIYA VASİYET YOKTUR
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Abbas r.a.'dan nakledilmiştir: Ölenin malı çocuğa kalırdı. Vasiyet de anne babaya olurdu. Allah bunlardan bir kısmını dilediği şekilde neshetti ve erkek çocuğa kız çocuğun iki katı pay verdi. Anne-babadan her birine de altıda bir pay belirledi. Ölenin eşine sekizde bir veya dörtte bir pay belirledi. Kocaya ise dörtte bir veya yarı pay belirledi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a.'den nakledilmiştir: Birisi Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: "Ey Allah'ın Resulü! Sadakanın hangisi daha üstündür?" diye sordu. "Sağlıklı ve mal'a karşı düşkün iken; zengin olmayı umup fakirlikten korkarken verdiğin sadaka. Can boğaza dayanıncaya kadar geciktirip de 'bu falancanın, bu da falancanın" deme. Zaten falancanın olmuş" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a.'den nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Münafığın alameti üçtür: Söylediğinde yalan söyler; kendisine güvenildiğinde güveni boşa çıkarır; söz verdiğinde sözünde durmaz
- Bāb: ...
- باب ...
Hakim İbn Hizam r.a.'dan nakledilmiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'dan istedim ve bana verdi. Tekrar istedim, yine verdi. Sonra bana şöyle buyurdu: "Hakim! Bu mal var ya yeşil/iktir, tatlıdır. Gönül zenginliği ile alan için bereketli olur. Kendi yararını düşünerek alan için bereketsiz olur. Böyleleri, yiyip doymayana benzerler. Üstteki el alttaki elden (veren el alan elden) üstündür." Bunun üzerine ben "Ey Allah'ın Resulü! Seni Hak Nebi olarak gönderene yemin ederim ki dünyadan ayrılıncaya kadar bundan böyle kimsenin malını eksiltmeyeceğim" dedim. (Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in vefatından sonra) Ebu Bekir radıyallahu anh bir şeyler vermek için Hakim'i çağırırdı ama o, kabul etmekten kaçınırdı. Sonra Ömer, bir şeyler vermek için çağırdı, ondan da kabul etmedi. Bunun üzerine Ömer (r.a.) "Müslümanlar!" dedi, "Ben Hakım'e Allah'ın kendisi için ayırdığı ganimet payını almasını teklif ediyorum ama o, almamakta diretiyor" dedi. Hakim, Hz. Nebi'den sonra vefat edinceye kadar kimseden bir şey almadı
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah b. Ömer r.a.'den nakledilmiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle buyururken işittim: "Her biriniz çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz. Devlet başkanı çobandır ve güttüklerinden sorumludur. Koca ailesinin çobanıdır ve güttüğünden sorumludur. Kadın kocasının evinin çobanıdır ve güttüğünden sorumludur. Hizmetçi efendisinin malının çobanıdır ve güttüğünden sorumludur. -zannederim bir de şunu söylemişti- kişi babasının malının çobanıdır
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik r.a.'den nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ebu Talha'ya, "Vasiyeti yakınlarına tahsis etmeni daha uygun görüyorum" buyurdu. Ebu Talha "Öyle yaparım, Ey Allah'ın Resulü!" dedi ve malını yakınları ve amcaoğulları arasında pay etti. İbn Abbas r.a. diyor ki "Yakın akrabanı uyar" ayeti inince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kureyş'in bazı oymaklarını "Ey Fihr oğulları! Adiy oğulları!" diye çağırdı." Ebu Hureyre r.a. de şöyle demiştir: "Yakın akrabanı uyar" ayeti inince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Ey Kureyşliler!" diye çağırdı
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a.'den nakledilmiştir: Allah "Yakın akrabanı uyar" [Şuara 214] ayetini indirince Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem kalktı ve: "Ey Kureyşliler! Kendinizi satın alıp (kurtarın), benim sizi Allah'tan kurtarmak için hiçbir şey elimden gelmez. Ey Abdimenaf oğulları! Sizi Allah'tan kurtarmak için elimden hiçbir şey gelmez. Ey Abdülmuttalib'in oğlu Abbas! Seni Allah'tan kurtarmak için bir şey yapamam. Safiye! -Allah Resulü, halasını kastediyor- Seni Allah'tan kurtarmak için bir şey yapamam. Fatıma! -Hz. Nebi kızını kastediyor- Malımdan dilediğini iste (vereyim), ama seni Allah'tan kurtarmak için yapabileceğim bir şey yok" buyurdu. Tekrar: 3527, 4771 Diğer tahric: Tirmizi Tefsirul Kur’an; Müslim, İman
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a.'den nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kurbanlık bir deve süren birini görmüştü. "Binsene" buyurdu. Adam "Ey Allah'ın Resulü! Bu kurbanlık deve" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem üçüncü veya dördüncü defada "Hayret bi şey! Binsene devene" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a.'den nakledilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem kurbanlık deve süren birini görmüştü. "Binsene" buyurdu. Adam: "Ey Allah’ın Resulü! Bu kurbanlık deve" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ikinci veya üçüncü defada "Hayret bi şey! Binsene devene" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a.'dan nakledilmiştir: Sa'd İbn Ubade'nin annesi kendisi yanında değilken vefat etmişti. "Ey Allah'ın Resulü! Annem, ben yanında değilken vefat etmiş. Onun adına bir şeyi sadaka etsemona yararı olur mu?" diye sordu. Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Evet" buyurdu. Bunun üzerine Sa'd "O halde seni şahit tutarım ki meyveli bahçem onun için sadakadır" dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Ka'b İbn Malik r.a.'den nakledilmiştir: Ka'b İbn Malik "Ey Allah'ın Resulü! Ben tövbe ettiğimin göstergesi olarak, Allah ve Resulü'ne sadaka olarak bütün malımdan sıyrılıyorum" demişti. Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem: "Malının birazını elinde tut. Bu senin için daha iyidir" buyurdu. Bunun üzerine Ka'b "O zaman Hayber'deki payımı elimde tutuyorum" dedi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a.'den nakledilmiştir: "Sevdiklerinizden infak etmediğiniz sürece iyiliğe eremezsiniz" [Al-i İmran 92] ayeti inince Ebu Talha, Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek: "Ey Allah'ın Resulü! Allah (C.C.) Kitabı'nda "Sevdiklerinizden infak etmediğiniz sürece iyiliğe eremezsiniz" buyuruyor. Benim de en sevdiğim malım Beyruha'dır. -Burası Allah Resulü'nün Sallallahu Aleyhi ve Sellem girip gölgelendiği ve suyundan içtiği bir bahçeydi- İşte burası Allah ve Resulü'ne aittir. Ben burasının iyiliğini ve bereketini umuyorum. Ey Allah'ın Resulül Sen arasını Allah'ın sana gösterdiği herhangi bir amaç için kullanıver" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Aferin Ebu Talha. Bu, kazançlı bir mal; senden kabul ettik ve sana iade ettik. Sen onu yakınlarına tahsis et" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha orasını yakınlarına sadaka etti. Ubeyy ve Hassan da sadaka ettikleri arasındaydı. Hassan oradaki payını Muaviye'ye sattı. Ona "Ebu Talha'nın sadakasını satıyor musun?" dediler. Bunun üzerine Hassan "Bir ölçek hurmayı bir ölçek dirhem karşılığında satmayayım mı?" dedi. Enes diyor ki: "O bahçe, Muaviye'nin yaptırdığı Hudeyleoğulları köşkünün bulunduğu yerdeydi
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas'ın şöyle dediği nakledilir: "Bazı insanlar bu ayetin neshedildiğini iddia ediyorlar. Hayır, Allah'a yemin ederim ki neshedilmedi. Fakat bu, insanların gevşek davrandıkları konulardandır. İki yakın vardır. Biri mirasçı olur. Kendisine pay verilir. Diğeri de mirasçı olmaz, kendisine mirastan sadaka verilir. Kendisine miras verilmeyene güzel söz söylenir (gönlü alınır). Mirasçı ona "Sana mirastan vermeye yetkim yoktur" der. Tekrar: 4576 باب: ما يستحب لمن يتوفى فجأة أن يتصدقوا عنه، وقضاء النذور عن الميت. 19. ANSIZIN ÖLEN KİŞİ ADINA SADAKA VERİLMESİ VE ÖLENİN ADAKLARININ ÖDENMESİ MÜSTEHAPTIR
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha'dan nakledilmiştir: Birisi Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e "Annem ansızın ölüverdi. Sanırım konuşabilse (malının bir kısmını) sadaka olarak verirdi. Onun adına sadaka vereyim mi?" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Evet. Onun adına sadaka ver" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a.'dan nakledilmiştir: Sad İbn Ubade Allah Resulü'ne danışarak "Annem adak borcu varken öldü" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Onun adına öde" buyurdu. Tekrar 6698, 6959 Bu hadisten şu sonuçlar çıkarılabilir: 1- Ölen adına sadaka vermek caizdir. 2- Sadakanın sevabı ona ulaşır ve bunun faydasını görür. Özellikle ölenin çocuğu tarafından yapıldığında böyledir. Bu, "Kişiye kendi yaptığından başkasının yararı yoktur" [Necm 39] ayetinin kapsamını sınırlandırır/tahsis eder. Fıkıh bilginlerinin geneline göre onun adına köle azat etmek de sadaka gibidir. Malikı mezhebindeki meşhur görüş ise böyle değildir. Hac ve oruç gibi, sadaka dışındaki ibadetlerde ise görüş ayrılığı vardır. Bu görüş ayrılıklarından bir kısmı "Oruç" bölümünde geçmiştir. 3- Bu hadis, vasiyet etmemenin caiz olduğunu da gösterir. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem vasiyet etmediği için Sa'd'ın annesini kınamamıştır. Bu görüşü İbnü'l-Münzir savunur. Ancak bu sözü "Hz. Nebi'in Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun bu yaptığını kınaması, ölümünden dolayı imkansız olmuş ve yükümlülüğü kalkmıştır" denerek eleştirilmiştir. Bu eleştiriye şu cevap verilebilir: Hz. Nebi (s.a.v.) başkalarının ders alması için bunu yadırgadığını ifade edebilirdi. Onaylaması bunun caiz olduğunu gösterir. 4- Yine bu hadis, sahabenin dinı konularda Hz. Nebi'e danıştıklarını gösterir. 5- Kişinin kanaatine/zann-ı galibine göre hareket etmesinin caiz olduğunu gösterir. 6- Kişinin annesi hayattayken cihada katılmasının meşru olduğunu gösterir. Ancak bu, annesinden izin almış olduğu şeklinde yorumlanır. 7 - Birisi adına bir şey yapmayı/üstlenmeyi istemenin caiz olduğu anlaşılır. 8- Anne babaya iyilik etmek için gayret etmek gerekir. 9- Bazen sadakayı açıktan vermek gizli vermekten daha iyi olabilir ve bu, samimilik kesin olarak bilindiği zaman olur. 10- Hakim, mahkeme salonu dışında şahitliği yüklenebilir. Bu sonuçların çoğunu Ebu Muhammed İbn Ebu Cemre çıkarmıştır ve bunların bir kısmı tartışmaya açıktır. باب: الإشهاد في الوقف والصدقة . 20. VAKIF VE SADAKADA ŞAHİT TUTMAK
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a.'dan nakledilmiştir: Saide oğullarının kardeşi Sad İbn Ubade'nin annesi, kendisi yanında değilken vefat etmişti. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek "Ey Allah'ın Resulü! Annem ben yanında değilken vefat etmiş. Onun adına sadaka versem ona yararı olur mu?" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Evet" buyurdu. Bunun üzerine Sa'd "O halde ben seni şahit tutuyorum ki meyveli bahçem onun adına sadakadır dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Zühri'den nakledilmiştir: Urve İbn Zübeyr şöyle anlatırdı: Aişe'ye "Yetimler hakkında adil olamamaktan korkarsanız beğendiğiniz kadınlarla evleniniz" ayetini sormuştum. Aişe: "Bu, velisinin koruması altında bulunan yetim kızdır. Velisi, güzelliğinden ve malından dolayı onunla evlenmek ister, ancak emsali olan kızların hak ettiği mehirden daha az vermek ister. Bu sebeple veliler, onlara ödeyecekleri mehir konusunda adil olamamaktan korktuklarında onlarla evlenmeleri yasaklanmış ve başka kadınlarla evlenmeleri istenmiştir" dedi ve şöyle devam etti: "Bu ayet indikten sonra insanlar Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fetva istediler. Bunun üzerine "Senden kadınlar konusunda fetva istiyorlar. De ki: Allah onlar hakkında size fetva veriyor ... " [Nisa 127] ayeti indirildi. Allah bu ayette şunu açıkladı: Yetim kız, güzel ve zengin olduğunda insanlar onunla evlenmek istiyorlar, ancak emsal mehrini vermiyorlar. Malı az olup güzelolmadığında ise onu bırakıp başka kadınlar arıyorlar. Arzulamadıklarında ondan yüz çevirdikleri gibi evlenmek istediklerinde de mehrini tam ödemeden ve hakkını vermeden onunla evlenmeleri caiz değildir." •. Not: Bu hadis "Tefsir" bölümünde ayrıntılı olarak açıklanacaktır:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer r.a.'den nakledilmiştir: Ömer r.a. bir malını Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem döneminde sadaka etmişti. Burası Semğ adında bir hurmalıktı. Ömer: "Ey Allah'ın Resulü! Ben çok değer verdiğim bir mal elde ettim ve onu sadaka etmek istiyorum" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Aslını (çıplak mülkiyetini) sadaka et. Satılmasın, bağışlanmasın, miras bırakılmasın. Yalnızca meyvesi (geliri) infak edilsin" buyurdu. Bunun üzerine Ömer radıyallil.hu anh orayı tasadduk etti. Onun sadakası şöyleydi: "Burası, Allah yolunda, özgürlüğünü kazanmak isteyenlere, fakirlere, konuklara, yolda kalmışlara ve yakınlaradır. Burasını işletenlerin (mütevellinin) ondan adet ölçüsünde yemesinde ve kendine mal etmeksizin arkadaşına yedirmesinde sakınca yoktur
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe r.anha'nın "Zengin olan iffetli olsun (istemekten çekinsin); fakir olan örf ölçüsünde yesin" ayeti hakkında "Bu ayet yetimin malından sorumlu olan kişi hakkında indirilmiştir. İhtiyaç içindeyse örf ölçüsünde onun malından yiyebilir" dediği nakledilmiştir. Diğer tahric: Tirmizi Ahkam; Müslim, Vasıyyet
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a.'den nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Helak'a götüren yedi şeyden sakının" buyurdu. "Ey Allah'ın Resulü! Nedir onlar" dediler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Allah'a ortak koşmak, büyü yapmak, Allah'ın saygın kıldığı canı haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, iman etmiş zina'dan habersiz kadınlara zina iftirası atmak" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Nafi'den nakledilmiştir: İbn Ömer kimsenin vasiyetini geri çevirmedi. İbn Sirin'in yetim'in malı konusunda en sevdiği uygulama, onun iyiliğini düşünenlerle velileri bir araya gelerek onun için daha hayırlı olan şey üzerinde düşünmeleriydi. Tavus'a yetimle ilgili bir soru sorulduğunda "Allah iyilik amacı güden le kötülük amacı güden i pek iyi bilir" ayetini okurdu. Ata, birinin büyük ve küçük yetimleri olduğunda "Veli herkese payı kadar verir" derdi
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a.'den nakledilmiştir: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Medine'ye geldiğinde hizmetçisi yoktu. Ebu Talha beni elimden tutup Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e götürdü. "Ey Allah'ın Resulü! Enes akıllı bir çocuktur. Sana hizmet etsin" dedi. Enes diyor ki: "Ben yolculukta ve yolculuk dışında O'na Sallallahu Aleyhi ve Sellem hizmet ettim. Yaptığım hiçbir şey için bana "Bunu niye böyle yaptın" ve yapmadığım bir şey için "Bunu niye böyle yapmadın" demedi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik r.a.'den nakledilmiştir: Ebu Talha Medine halkı içinde en çok hurmalığı olan kişiydi. En sevdiği hurmalığı da mescidin hemen karşısındaki Blruha hurmalığı idi. Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem oraya girer, tatlı suyundan içerdi. Enes diyor ki: "Sevdiklerinizden infak etmediğiniz sürece iyiliğe eremezsiniz" ayet i inince Ebu Talha Hz. Muhammed'in yanına giderek "Ey Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benim en sevdiğim malım Blruha'dır. Orası Allah için sadakadır. Ben bu sadakanın iyiliğini ve Allah katında bereketini umarım. Sen onu Allah'ın sana gösterdiği uygun bir iş için kullanıver" dedi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem "Aferin sana! Bu, kazançlı bir mal. Söylediğini işittim ve bunu yakınlarına tahsis etmeni uygun görüyorum" buyurdu. Ebu Talha "Ey Allah'ın Resulü! Ben de öyle yapayım o zaman" dedi ve orasını yakınları ve amcaoğullarına tahsis etti
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a.'dan nakledilmiştir: Birisi Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’e "Annem vefat etti. Onun adına sadaka verse m ona bir yararı olur mu?" dedi. Hz. Nebi sallallahu a1eyhi ve sellem "Evet" buyurdu. Adam "O halde benim meyve li bir bahçem var. Seni şahit tutarım ki ben arasını annem adına sadaka ediyorum" dedi
- Bāb: ...
- باب ...
Enes r.a.'den nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir mescid inşa edilmesini emretmişti. "Ey Neccaroğulları! Şu toprağınızı bize para karşılığında satın" buyurdu. Onlar "Hayır, Allah'a yemin ederiz ki olmaz. Biz burasının parasını ancak Allah'tan bekleriz" dediler. باب: الوقف كيف يكتب. 28. VAKIF ŞARTNAMESİ NASIL YAZILIR?
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer r.a.'den nakledilmiştir: Ömer r.a., Hayber'de bir toprağa sahip olmuştu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek, "Ben Hayber'de bir toprak sahibi oldum ve bugüne kadar öyle değerli bir toprağım hiç olmadı. Ne buyurursun? Orayı nasıl değerlendireyim?" diye danıştı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Dilersen mülkiyetini elinde tutar; yararını - gelirini tasadduk edersin" buyurdu. Ömer de orayı şu şartlarla sadaka etti: "Bu arazinin aslı satılamaz, bağışlanamaz, miras bırakılamaz. Fakirler, yakınlar, özgürlüğünü elde etmeye çalışanlar, Allah yolunda cihad edenler, misafirler ve yolda kalmışların yararınadır. Mütevellisinin örf ölçüsünde ondan yemesinde ve kendine mal etmeksizin arkadaşlarına yedirmesinde sakınca yoktur." باب: الوقف للغني والفقير والضيف. 29. ZENGİNE, FAKİRE VE MİSAFİRE VAKFETMEK
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer r.a.'den nakledilmiştir: Ömer r.a. Hayber'de bir toprağa sahip olmuştu. Hz. Nebi'e gelerek danıştı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Dilersen onu sadaka edebilirsin" buyurdu. Bunun üzerine Ömer r.a. onu fakirlere, miskinlere, yakınlara ve misafirlere vakfetti
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik r.a.'den nakledilmiştir: Nebi Sallallahu aleyhi ve sellem Medine'ye gelince bir camii yapılmasını emretti ve "Ey Neccaroğulları! Şu toprağınızı/arsanızı bize para karşılığı satınız" buyurdu. Bunun üzerine onlar: "Hayır, Allah'a yemin ederiz ki biz bu toprağın parasını ancak Allah'tan isteriz" dediler
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer r.a.'den nakledilmiştir: Ömer r.a., birine Allah yolunda cihad etmesi için Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in kendisine verdiği bir atı sadaka etmişti. O adamın atı pazarda satışa çıkardığını haber aldı. Bunun üzerine onu alıp almamak konusunda Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e danıştı. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem: "Onu satın alma ve sadakandan kesinlikle dönme" buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre r.a.'den nakledilmiştir: Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem: "Benim mirasçılarım ne dirhem, ne de dinar bölüşürler. Eşlerimin nafakası ve çalışanımın maaşı dışında her ne bırakmışsam sadakadır" buyurmuştur. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer r.a.'den nakledilmiştir: Ömer, vakfında mütevellinin yemesini ve vakfı kendine mal etmeksizin arkadaşlarına yedirmesini de şart koşmuştu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Abdurrahman'dan nakledilmiştir: Osman r.a. kuşatılınca yukarıdan kuşatanlara gözüktü ve "Allah için söyleyin, yalnızca Hz. Nebi'in ashabından olanların söylemesini istiyorum. Bilmiyor musunuz ki Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Her kim kuyu kazarsa onun için cennet vardır" buyurmuştu da ben kazmıştım. Bilmiyor musunuz ki Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Usret (zorluk) ordusunu donatana cennet vardır" buyurmuştu da ben de bu ordunun donatılmasına katılmıştırn" dedi. Bunun üzerine oradakiler onun sözünü doğruladılar. Hz. Ömer vakfında "bu vakfın mütevellisinin bundan yemesinde sakınca yoktur" demişti. Vakfın mütevellisi ise başkası olabileceği gibi, vakfın sahibi de olabilir. Dolayısıyla bu izin herkesi kapsar
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik r.a.'den nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ey Neccar oğulları! Toprağınızı bize bedeliyle verin" buyurmuştu. Onlar "Biz bunun karşılığını ancak Allah'tan isteriz" dediler
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbas r.a.'dan nakledilmiştir: Sehmoğullarından biri Temim-i Dari ve Adiyy İbn Beda' ile yolculuğa çıkmıştı. Sehm oğullarından olan kişi hiçbir Müslümanın bulunmadığı bir yerde öldü. Arkadaşları geride kalan mallarını toparlayıp akrabalarına getirdiklerinde altın kaplamalı gümüş bir vazosunu bulamadılar. Akrabalarının başvurusu üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem ölen kişinin iki yol arkadaşına yemin ettirdi. Sonra söz konusu vazo Mekke'de bulundu. Vazonun son sahipleri: "Biz bunu Temim ve Adiyy'den satın aldık" dediler. Ölen Sehmoğulları mensubu kişinin velilerinden iki kişi kalkarak: "Bizim şahitliğimiz onların şahitliğinden daha gerçektir. Bu vazo, adamımızındır" diye yemin ettiler. el-Maide suresinden 106-108. ayetler bunun üzerine indirildi. Diğer tahric: Tirmizi Tefsirul Kur’an; Ebu Davud, Akdiye
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir İbn Abdullah el-Ensari r.a.'den nakledilmiştir: Babası (Abdullah) Uhud savaşında şehit edilmiş, geride altı kız ve borç bırakmıştı. (Cabir olayı şöyle anlatıyor:) Hurmalar devşirilip getirilince Allah Resulü'ne Sallallahu Aleyhi ve Sellem geldim. "Ey Allah'ın Resulü! Biliyorsun ki babam Uhud savaşında şehit edildi. Çok da borcu var. Ben alacaklıların. seni görmesini arzuluyorum" dedim. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Git hurmaları cinsine göre ayrı ayrı ser" buyurdu. Ben de öyle yaptım. Sonra onu çağırdım. Alacaklılar hurmaları görünce üzerime üşüştüler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların bu yaptığını görünce en büyük harmanın/serginin etrafında üç kez dolaşıp oturdu. Sonra "alacaklılarını çağır" buyurdu. Hz. Nebi alacaklılara ölçüp ölçüp veriyordu. Böylece babamın borcu tamamen ödendi. Ben kız kardeşlerime tek bir hurma bile kalmayacak olsa da babamın borcunun ödenmiş olacağı için mutluluk duyuyordum. Sonuçta bütün hurma sergileri yerli yerinde duruyordu. Ben Allah Resulü'nün başında durduğu sergiye şöyle bir baktım. Sanki tek bir hurma bile eksilmemiş gibiydi