Sahih-i Buhari

...

(56) Kitāb: Cihâd ve Sîretler

(56) ...

Bera’ İbn Azib r.a. anlatıyor: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ensar'dan oluşturduğu bir (seriyyeyi) askeri' birliği Ebu Rafi'yi öldürmek üzere göndermişti. Bu askeri' birlikte bulunanlardan birisi onların kalesine girdi. Kaleye giren sahabi' neler yaptığını şöyle anlattı: "Yahudilerin hayvanlarını bağladıkları yere girdim. Bu sırada de. kalenin kapısını kapattılar. Sonra kaybettikleri bir merkebi aramaya koyuldular. Onlar merkebi aramak üzere dışarıya çıkınca ben de onlara katıldım. Sanki onlarla birlikte merkebi arıyormuş gibi yaptım. Bir süre sonra merkebi bulup hayvanlarını bağladıkları yere döndüler ve içeri girdiler. Ben de onlarla birlikte içeri girdim. Bu sırada kale'nin anahtarlarını benim görebileceğim şekilde duvardaki bir oyuğa bıraktılar. Onlar uykuya dalınca ben kalkıp anahtarları aldım ve kale kapısını açıp içeriye girdim. Ebu Rafi'in nerede olduğunu belirleyebilmek için: "Ey Ebu Rafi'!" diye seslendim. Bana cevap verince sesin geldiği tarafa hamle yapıp kılıcımı indirdim. Fakat o bağırınca dışarıya çıktım. Sonra da ona yardma gelmiş biri gibi davranarak geriye döndüm. Sesimi değiştirerek tekrar: "Ey Ebu Rafi'!" diye seslendim. Beni kendilerinden biri sanarak: "Anasız kalasıcalar! Neler oluyor, yazıklar olsun size!" diye çıkıştı. Ben de hiçbir şeyden habersiz bir ses ile: "Ne oldu ki!" dedim. "Ne bileyim ben. Birisi içeriye girdi ve kılıcıyla bana saldırdı" diye karşılık verdi. Ben de iyice yaklaşıp kılıcımı karnına dayadım ve üzerine yüklendim. Kılıç kemiğe değene kadar vurdum. Sonra dehşet içerisinde kaçıp oradan çıktım. Kale merdivenlerinden hızlıca inerken düştüm ve ayağım kırıldı. Arkadaşlarımın yanına varınca: "Onun öldüğü haberini verenlerin sesini duymadıkça buradan ayrılmayacağım" dedim. Gerçekten de Ebu Rafi'in ölüm haberini duyuncaya kadar oradan ayrılmadım. Öldüğünü öğrendikten sonra ayağa kalktım. Sanki ayağı kırılan ben değildim, hiçbir sıkıntım kalmamıştı. Bu şekilde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına vardık ve olanları anlattık. " Tekrar:

...
Referans:56 3022