Sahih-i Buhari
...
(56) Kitāb: Cihâd ve Sîretler
(56) ...
Ebu Hureyre r.a.'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem on kişilik küçük bir birlik oluşturdu ve bunları casusluk faaliyetinde bulunmaları için gönderdi. Oluşturulan bu birliğin başına da komutan olarak Asım İbn Ömer İbnü'l-Hattab'ın dedesi Asım İbn Sabit el-Ensarı'yi tayin etti. Bu birlik Usfan. ile Mekke arasındaki Hed'e denen yere varınca Huzeyl kabilesinin bir kolu olan Lihyan oğullarına Müslümanların geldiği haber verildi. Onlar da iki yüz kişilik bir okçu birliği halinde Müslümanların peşine düştüler. İz sürerek devam ederken ashab-ı kiramın yanlarına azık olarak aldıkları hurmaları yedikleri yeri buldular ve: "Bu Yesrib hurması!" dediler. Onlar bu şekilde Müslümanların arkasından iz surerken birliğin komutanı Asım İbn Sabit onları gördü ve askerleriyle birlikte bir tepeye çıkıp sığındılar. Lihyan oğulları: "İnin aşağıya, size dokunmayacağımıza söz veriyoruz. Bize güvenebilirsiniz, hiçbirinizi öldürmeyeceğiz" dediler. Asım İbn Sabit onlara şu cevabı verdi: "Allah'a yemin ederim ki, ben bu gün hiçbir kafirin zimmetini kabul edecek değilim. Allah'ım, durumumuzu Resulüne bildir!" Bunun üzerine Lihyan oğulları, Asım ile arkadaşlarının üzerine ok yağdırmaya başladılar. Asımla birlikte yedi kişiyi şehit ettiler. Kalan üç kişi ise saldırganların sözüne ve verdikleri güvenceye dayanarak indiler. Bunlar da Hubeyb, İbn Desine ve adını bilmediğim bir sahabı idi. Bu saldırganlar onları ele geçirince yayların kirişlerini çıkarıp sıkıca bağladılar. Adını bilmediğim o üçüncü sahabı: "İşte bu sizin sözünde durmayan birer hain olduğunuzu gösteren ilk ihanettir. Vallahi ben sizinle gelmiyorum. Şehit olan kardeşlerim benim için en güzel örnektir" dedi ve gelmemekte direndi. Lihyan oğulları da onu tutup sürüklemeye ve çekmeye başladılar. Fakat gelmemekte diretince onu da şehit ettiler. Lihyan oğulları ele geçirdikleri Hubeyb ile İbn Desine'yi Bedir savaşında hezimete uğrayan Mekke'li müşriklere sattılar. Hubeyb'i, Haris İbn Amir İbn Nevfel İbn Abdimenaf oğulları satın aldı. Çünkü Hubeyb, Bedir savaşında Haris İbn Amir'i öldürmüştü. İşte Hubeyb bunların yanında esir olarak kalmıştı. Bana Ubeydullah İbn Ayad onun esaret günlerinde başından geçen bir olay anlattı: "Bana Haris'in kızı şunları anlattı: Hubeyb'i satın alanlar onu öldürmek üzere toplandığı sırada Hubeyb benden temizlik yapmak kasık bölgesindeki kılları temizlemek için ustura istedi. Ben de verdim. Bu sırada benim dalgın olduğum bir anda Hubeyb oğlumu almış. Ben telaşlı bir şekilde onun yanına vardığımda oğlum onun kucağındaydı oğlum dizlerinin üzerinde elinde ise ustura vardı. Ben bu manzarayı görünce dehşet içinde kaldım. Hubeyb benim korktuğumu yüzümdeki ifadeden anlamış olacak ki bana: "Oğlunu öldüreceğimden mi korkuyorsun? Ben asla böyle bir şey yapmam!" dedi. Allah'a yemin ederim ki ben Hubeyb'ten daha hayırlı bir esir asla görmedim. Allah'a yemin ederek söylüyorum; ben bir gün Mekke'de tek bir meyvenin bile olmadığı zamanlarda onun demir prangalara vurulduğu halde salkım salkım üzüm yediğini gördüm. Bu Allah'ın Hubeyb'e lutfettiği bir rızıktı." Hubeyb'i öldürmek üzere satın alanlar, insan ve hayvan öldürmek yasak olan sınırlardan (harem) çıkıp serbest bölgeye (hil) çıktıklarında Hubeyb şöyle dedi: "Müsaade edin de iki rek'at namaz kılayım!" Namaz kıldıktan sonra ise: "Korktuğumu düşünmenizi istemedim. Yoksa namazı uzun uzun kılardım. Allahım bu müşriklerin kökünü kurutl" deyip şu şiiri söyledi: "Müslüman olarak öldürüldükten sonra ne gam! Ölüp ne tarafa düşersem düşeyim aldırmam. Benim ölümüm sadece Allah'ın zatı içindir. O dilerse paramparça edilen bir cesedin parçalarına bile bereket ihsan eder." Hubeyb'i İbnü'l-Haris öldürüp şehit etti. İdam edilerek öldürülmeden önce iki rekat namaz kılma sünnetini Hubeyb başlatmıştır. Allah Teala, Asım İbn Sabit'in şehit edilmeden önceki duasını kabul etmiştir. Zira Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem olan biteni ashabına anlatmıştır. Mekke'li müşrikler Asım'ın öldürüldüğünü duyunca bu haberi doğrulamak için Asım'ın vücudundan bir parça koparıp getirmeleri için içlerinden bazılarını görevlendirdiler. Mekke'lileriri onun öldüğünden emin olmaya çalışmalarının sebebi ise Asım'ın Mekke müşriklerinin önde gelenlerinden birisini öldürmüş olmasıdır. Fakat Allah Teala Asım'ın cesedini korumak üzere koyu bir bulutu andıran bir arı sürüsü gönderdi. Bu arılar müşriklerin cesedin yanına yaklaşmalarına ve cesetten bir parça• koparmalarına engel oldular. Tekrar: 3989, 4086, 7402. Ayrıntılı açıklama için bkz. Kitabü'l-meğazl, Bab
Referans | : | 56 3045 |