Sahih-i Buhari

...

(64) Kitāb: Peygamber (ﷺ) Tarafından Yönetilen Askeri Seferler (El-Megazi)

(64) ...

Cabir b. Abdullah r.a. dedi ki: "Hendek kazıldığında Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in karnının ileri derecede içeriye çekilmiş olduğunu gördüm. Ben de kalkıp hanımımın yanına gittim. Yanında (yiyecek) bir şey var mı diye sordum .. Çünkü Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in (açlıktan dolayı) karnının ileri derecede içeriye çekilmiş olduğunu gördüm, dedim. Bana içinde bir sa' arpa bulunan bir torba çıkardı. Ayrıca bizim evde küçük bir hayvanımız vardı. Onu da kestim, hanımım da arpayı öğüttü. Ben işimi bitirdiğimde, o da işini bitirmişti. Kestiğim hayvanı parçalayıp tenceresine koydum. Sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gittim. Hanımım: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile beraberindekileri getirerek beni onlara karşı mahcup etme, dedi. Ben de onun yanına gidip gizlice ona: Ey Allah'ın Resulü, Bir hayvancığımız vardı, onu kestik ve evimizde bulunan bir sa' kadar arpayı da öğüttük. Sen ve beraberinde birkaç kişi ile birlikte (bize) buyurun, dedim. Bu sefer Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Ey hendektekiler, Cabir bize yiyecek bir şeyler hazırlamış bulunuyor, haydi gidelim diye seslendikten sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (bana) dedi ki: Ben gelinceye kadar sakın tencerenizi indirmeyiniz, hamurunuzu da pişirmeyiniz. Ben ve misafirlerin önünde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bulunduğu halde geldik. Nihayet hanımımın yanına varınca o: Şöyle şöyle olasın dedi. Ben ona: Ben senin dediğini yaptım dedim. Hanımım bir miktar hamur çıkarıp Nebi'in önüne koydu, o da ona tükürdü ve bereketlenmesi için dua etti. Daha sonra tenceremize doğru gitti, ona da tükürdü ve bereketlenmesi için dua ettikten sonra şöyle buyurdu: Ekmek pişirecek bir kadın daha çağır da seninle birlikte o da ekmek pişirsin. Tencerenizden de kepçeyle al,. Fakat onu ocaktan indirme. Onlar da bin kişi idiler. Allah adına yemin ederim ki hepsi de (doyduklarından dolayı) yemeği bırakıp bir kenara çekilinceye kadar yediler. Tenceremiz ise olduğu gibi kaynayıp taşıyor, hamurumuz da pişirilip durduğu halde olduğu gibi duruyordu." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Ben iniyorum dedi. Sonra karnına taş bağlamış olduğu halde kalktı." Yunus "açlıktan" ibaresini ilave etmiştir. Ahmed'in naklettiği rivayette de şöyle denilmektedir: "Aşırı derecede açlıkla karşı karşıya kaldılar. Öyle ki Nebi s.a.v. açlıktan dolayı karnına taş bağlamıştı." Karna taş bağlamanın faydasına gelince, açlıktan dolayı içeri çekilen karın dolayısı ile kamburlaşmaktan korkulur. Bundan dolayı karna taş konulup, üzerine kuşak bağlandığı takdirde sırt doğrulmuş olur. "Birbirini tutmayan bir kum yığını haline döndü." Yani o kaya parçası birbirini tutmayan akışkan bir kum oluverdi. Yüce Allah: "Dağlar da yığılarak akıp dağılan kum gibi olur. "[Müzzemmil,14] diye buyurmaktadır. ' Ahmed ve Nesailde bu kıssa zikredilirken Bera b. Azib'in rivayeti ile gelen senedi hasen hadiste şu fazlalık yer almaktadır: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize hendeğin kazılması emrini verince hendeğin bir yerinde kazmaların işlemediği bir kaya karşımıza çıktı. Durumu Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e arzettik. O da gelip kazmayı aldı ve bismillah deyip, bir darbe indirdi. Üçte birini kırdı ve Allahuekber, bana Şamlın anahtarları verildi. Allah'a yemin ederim şu anda oranın kırmızı saraylarını görüyorum diye buyurdu. Sonra ikinci bir darbe indirdi, bir diğer üçte birini kopararak Allahuekber, bana Fars diyarının anahtarları verildi. Allah'a yemin ederim Medain'in beyaz sarayını görüyorum diye buyurdu. Daha sonra üçüncü darbeyi indirdi ve bismillah deyip, taşın geri kalan kısmını kopararak şöyle buyurdu: Allahuekber, bana Yemen'in anahtarları verildi. Allah'a yemin ederim şu olduğum yerde San'a'nın kapılarını görüyorum." "Dişi keçi" Said yoluyla gelen rivayette şöyle denilmektedir: "Hanımım içinde bir sa' arpa bulunan bir torba çıkardı. Bizim de bir evcil hayvanımız vardı." Semiz bir hayvanımız vardı demektir. Evcil de evde bırakılıp, meraya salınmayan demektir. Böyle bir hayvan da semirir. "Hamur mayalanmıştı." Yumuşamış, nemlenmiş ve mayalanmaya başlamıştı. ''Teneere de ocak üzerinde idi." Yani tencerenin üzerine konulduğu taşlar üzerinde idi. "Hanımı: Sana sordu mu dedi. O: Evet, dedi. (Allah Resulü) içeri girin diye buyurdu." Bu anlatımda bir ihtisar vardır. Bunu Yunus yoluyla gelen rivayet açıklamaktadır: "(Cabir) dedi ki: Yüce Allah'ın dışında kimsenin bilmediği kadar utandım ve şöyle dedim: Bunca kişi bir sa' arpa ve bir keçi için geldi. Hanımımın yanına girerek: Rezil oldum, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hendekte bulunanların hepsini alıp geldi dedim. Hanımım: Yemeğiniz ne kadardır diye sana sordu mu, dedi. Ben evet deyince, o: Allah ve Resulü daha iyi bilir. Bizler ona yanımızda olanı bildirdik, dedi. Böylelikle benim büyük bir sıkıntımı gidermiş oldu." Bundan sonraki rivayette de şöyle denilmektedir: "Hanımımın yanına git-o tim. Bana şöyle şöyle olasın dedi. Ben de: Ben senin dediğini yaptım dedim." Rivayetin başında da hanımının ona şöyle dediğini zikretmiş bulunmaktadır: "Resulullah s.a.v. ile beraberindekileri getirerek beni rüsvay etme. Bunun üzerine ben de gidip ona gizlice ... söyledim." Bu iki rivayet şöylece telif edilebilir: Hanımı önce ona durumu Allah Resulüne bildirmesini tavsiye etti. Daha sonra Cabir hanımına hendektekilerin hepsini alıp geldiğini söyleyince durumu Allah Resulüne bildirmediğini zannettiğinden onunla tartışmaya koyuldu. Hanımına durumu Allah Resulüne bildirdiğini söyleyince o da rahatlamış oldu .. Çünkü olağan üstü bir işin olmasının mümkün olduğunu biliyordu. Bu ise oldukça akıllı olduğunu ve kemal derecesinde bir fazilete sahip olduğunu göstermektedir. Hurma ile ilgili kıssada Cabir ile başlarından şu olayın geçtiği zikredilmektedir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendilerini ziyarete gelince, Cabir hanımına onunla konuşmamasını tavsiye etmişti. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayrılıp gitmek isteyince: Ey Allah'ın Resulü diye ona seslendi. Sen bana ve benim kocama dua et. Bu sefer Allah Resulü de: Allah seni de, kocanı da himayesine alsın diye buyurdu. Cabir bundan dolayı ona sitem edince, ona şu cevabı verdi: Yoksa sen Allah Resulünün evime gelmesini sağlayacak, sonra da ben ondan (bize) dua etmesini istemeden çıkıp gideceğini mi zannetmiştin?" Bunu Ahmed uzunca bir hadis cümlesinde hasen bir senedie rivayet etmiştir. "Birbirinizi sıkıştırmayın" izdihama meydan vermeyin. "Sonra" tencereden et "alıyordu." Bundan sonraki Said yoluyla gelen rivayette: "Seninle beraber" sana yardım edip "ekmek pişirmek üzere ekmek pişirecek birisini çağır diye buyurdu." "Tencerenizden kepçe ile al. .. Bunu ye ve hediye olarakdağıt." Ebu'z-Zubeyr'in, Cabir'den rivayetinde şöyle denilmektedir: "Biz de yedik, komşularımıza da hediye ettik. Resulullah s.a.v. çıkıp gidince bu (bereket) gitti." Hadis daha önce Nubuwetin Alametlerinde (3578. hadiste) geçmiş bulunmaktadır. "Yemekten el çektiklerinde ... yine tencere taşıp kaynıyordu

...
Referans:64 4102