Sahih-i Buhari

...

(64) Kitāb: Peygamber (ﷺ) Tarafından Yönetilen Askeri Seferler (El-Megazi)

(64) ...

Mesruk dedi ki: "Aişe r.anha'nın huzuruna girdik. Yanında Hassan b. Sabit vardı. Ona kendisinin söylediği ve gazel türünden bir takım beyitler ihtiva eden bir şiiri okuyordu. Bu şiirinde diyordu ki: "O kendisini erkeklere karşı koruyan oldukça vakarlı, en ufak bir şüphe ile itham edilmeyen bir hanımefendidir. Üstelik kendileri hakkında söylenenlerden habersiz bulunan kadınların etlerinden yana her zaman açtır. (Yani etlerini yemek demek olan onların gıybetini yapmaz.)" Bunun üzerine Aişe ona: Fakat sen böyle değilsin diye karşılık verdi. Mesruk dedi ki: Ben ona, peki yüce Allah: "Aralarından sözün en büyüğünü söyleyene ise çok büyük bir azap vardır." [Nur, 11] diye buyurduğu halde senin huzuruna girmesine ne diye izin veriyorsun diye sordum, şu cevabı verdi: Kör olmaktan daha ağır hangi azap vardır ki! Aişe ona (Mesruk'a) dedi ki: O Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i savunan -yahut da ona yapılan hicivlere karşılık cevap veren- birisi idi, dedi." Bu Hadis ileride 4755 ve 4756 numara ile gelecektir. Fethu'l-Bari Açıklaması: "Ali onunla ilgili durumda selamete kavuşturulmuş idi, dedi" ibaresi Buhari'nin nüshalarında bu şekilde "müsellimen" suretinde lam harfi kesreli olarak kaydedilmiştir. el-Hamevı rivayetinde ise lam harfi fethalı olarak "musellemen" şeklindedir. lyad'ın zikrettiğine göre Nesefi bunu Buhari'den "musien (kötülük yapan kimse)" lafzı ile rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Ebu Ali b. es-Seken bunu el-Firedri'den böylece rivayet etmiştir. el-AsiI1 ise bunu "musellemen" lafzı ile rivayet ettikten sonra, "biz bunu böyle okuduk" demiştir. Fakat daha çok bilinen başka türlüsüdür. Aişe'nin onu (Ali radıyalli'ıhuanh'ın sözlerini) isae'ye (kötülük yapmaya) nispet etmesinin sebebi Üsame gibi: "O senin hanımındır ve hayırdan başka bir şey (onun hakkında) bilmiyoruz" şeklinde bir söz söylememiş olmasıdır. Aksine Berire'ye baskı yaparak (bir şeyler söylemesini sağlamaya çalışmış) ve şunları eklemiştir: "Allah bu hususta işi senin aleyhine daraltmış değildir. Onun dışında kadınlar da pek çoktur" demiştir. Buna benzer daha başka açıklamalar yeri gelince genişçe sözkonusu edilecektir. Ali r.a.'ın mazur oluşu da şöylece açıklanabilir: Sanki Nasıbilerden hayırsız bazı kimseler bu yalanı ileri sürerek Umeyye oğullarına yakınlaşmak istemiştir. Bu sebeple Aişe'nin sözlerini başka tarafa çekerek tahrif etmişlerdir. Çünkü onlar Emevilerin Ali'den uzak düştüklerini biliyorlardı. Böylelikle onun hakkında bu sözlerin sahih olduğunu zannetmişlerdir. Hatta ez-Zühri, Velid'e gerçeğin buna muhalif olduğunu beyan etmiştir. Yüce Allah ona hayırlı mükatatlar versin. ez-Zühri'den rivayet edildiğine göre Hişam b. Abdulmelik de bu kanaatte idi. Yakub b. Şeybe'nin Müsned'inde el-Hasen b. Ali el-Halvanl'den, onun eşŞafi'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Bize amcam anlattı, dedi ki: Süleyman b. Yesar, Hişam b. Abdulmelik'in huzuruna girdi. Hişam, Süleyman'a, ey Süleyman, o iftiranın büyüğünü üstlenen kişi kimdir? Süleyman, Abdullah b. Ubey'dir dedi. Hişam: Yalan söylüyorsun, o Ali'dir dedi. Süleyman, mu'minlerin emiri ne söylediğini daha iyi bilir, diye cevap verdi. ez-Zühri de onun yanına girince yine Hişam, ey İbn Şihab, o sözün büyüğünü söyleyen kimdir, diye sordu. ez-Zühri, İbn Ubey'dir deyince, yine Hişam, yalan söyledin o kişi Ali'dir deyince, ez-Zühri dedi ki: Hay babasız kalasıca! Ben mi yalan söylüyorum? Allah'a yemin ederim semadan bir münadi Allah yalan söylemeyi helal kılmıştır diye çağırsa dahi yalan söylemem

...
Referans:64 4146