Sahih-i Buhari

...

(64) Kitāb: Peygamber (ﷺ) Tarafından Yönetilen Askeri Seferler (El-Megazi)

(64) ...

Ebu Hureyre r.a. dedi ki: "Biz Hayber'i fethettik ama ganimet olarak ne altın ne de gümüş aldık. Biz ganimet olarak sığır, deve, eşya ve bahçeleri aldık. Daha sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Vadi'l-Kura'ya gittik. Beraberinde de kendisine Dibab oğullarına mensup birisinin hediye ettiği Mid'am adında da bir köle vardı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yükünü indirirken kim tarafından atıldığı bilinmeyen bir ok gelip, o köleye isabet etti. Herkes: "Ne mutlu ona! Şehit oldu, dedi. Fakat Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Hayır, nefsim elinde olana yemin ederim ki paylaştırılmadan önce Hayber günü ganimetierden aldığı o maşlah onun üzerinde ateş olarak alevlenmiş bulunuyor. Bir adam Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den bu sözlerini işitince bir ya da iki ayakkabı bağı getirip geldi ve: Bu benim (ganimetin payedilmesinden önce) aldığım bir şeydi, dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem da: (Bunlar) Cehennem ateşinden bir ya da iki ayakkabı bağıdır, diye buyurdu." Bu Hadis 6707 numara ile gelecektir. Fethu'l-Bari Açıklaması: "Kim tarafından atıldığı belli olmayan bir ok" hedefinden sapan bir ok diye de açıklanmıştır. "Ateş olmuş üzerinde yanıyar" buyruğundaki ifadenin bizzat o maşlahın ateşe dönüşmesiyle birlikte ve onunla azaplandınlması suretiyle hakikat anlamında kullanılmış olma ihtimali olduğu gibi, onun cehennem ateşinde azap edilmesine sebep olacağının kastedilmiş olması ihtimali de vardır. Bundan sonra gelen ayakkabı bağları ile ilgili olarak söylenenler hakkında da aynı şey sözkonusudur. "Bir ya da iki ayakkabı bağı" Ayakkabının üst tarafında bağcık olarak kullanılanlarıdır. Hadis-i şerifte ganimetten haksızca bir şeyler almanın ne kadar büyük bir vebal olduğu ifade edilmektedir. Cihad bölümünün sonlarında "az şev dahi olsa ganimetten çalmak" başlığında buna dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır. Hadisten imamın hediyeyi kabul edebileceği de anlaşılmaktadır. Eğer bu hediye sırf kendisine has bir iş dolayısı ile olup, kendisi kamu görevlisi olduğu için verilmiş değilse o hediye de dilediği şekilde tasarruf edebilir. Aksi takdirde o hediyede ancak Müslümanların lehine olacak şekilde tasarrufta bulunabilir. "Umedmın (kamu yöneticilerinin) aldıkları hediyeler ganimetten bir hırsızlıktır" hadisi de bu ayırıma göre açıklanır ve böylelikle böyle bir hediyeyi alıp, sırf ken- disi adına kullanan kimse hakkında özel bir hüküm olarak değerlendirilebilir. \ Fakat bazı Hanefi alimleri bu hususta muhalefet ederek şöyle demişlerdir: Yönetici böyle bir hediyeyi kayıtsız ve şartsız olarak kendisi için kullanabilir. Bunun delili ise böyle bir hediyeyi hediye verene geri vermesinin caiz oluşudur.' Eğer böyle bir hediye Müslümanlar için bir fey" (savaş olmadan alınmış ganimet) olsaydı, onu geri çeviremezdi. Ancak böyle bir delillendirmenin tartışılabileceği açıkça ortadadır. Hibe bölümünün sonlarında buna dair bazı açıklamalar da geçmiş bulunmaktadır

...
Referans:64 4234