Sahih-i Buhari
...
(65) Kitāb: Kur'an-ı Kerim 'in Peygamber ﷺ Tefsiri
(65) ...
İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: "Ey İman Edenler! Allah'a itaat edin. Nebi'e ve sizden olan ulu 'I-em re {idarecilere} de itaat edin," ayeti Hz. Nebi'in bir askeri birliğin başında kumandan olarak gönderdiği Abdullah İbn Huzafe İbn Kays İbn Adiyy hakkında inmiştir. Fethu'l-Bari Açıklaması: Abdullah İbn Huzafe İbn Kays İbn Adiyy hakkında inmiştir ifadesi, söz konusu ayetin Abdullah İbn Huzafe'nin olayı hakkında indiği anlamına gelir. Çünkü onun olayından maksat, "Eğer bir hususta anlaşmazlzğa düşerseniz, Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız, onu Allah'a ve Resul'e götürün (onların ta/imatına göre hal/edin}," ayetidir. Davudi bu maksadı görememiştir. Bu yüzden şöyle demiştir: "Bu, İbn Abbas'a nispet edilen yanlış bir yorumdur. Çünkü Abdullah İbn Huzafe bir ordunun başında sefere çıkmıştı. Bir sebepten askerlere kızmıştı. Askerler ateş yakmıştı. Onlara "Hadi ateşe atlayın!" talimatını verdi. Bazıları bu emre karşı geldi. Bazıları ise bu emri yerine getirmeye yeltendi ... Eğer bu ayet (en-Nisa 4/59) bu olaydan önce inmiş ise, ulu'l-emre itaat başkalarına değil de, sadece Abdullah İbn Huzafe'ye tahsis edilemez. Eğer bu ayet bu olaydan sonra inmiş ise, o zaman da, yetkiliye itaatin ancak iyi ve güzel hususlarda olduğu söylenir. Bu yüzden askerlere, 'Neden ona itaat etmediniz?' denemezdi." Yukarıda getirdiğim izah, bu rivayetten neyin kastedildiğini açıklıyor ve Davudi'nin ortaya koyduğu problemi çözüyor. Şöyle ki; askerler Abdullah'ın kendilerine verdiği emri yerine getirip getirmeme konusunda tartışmıştı. Ona itaat etmeye meyledenler, bu emrin yerine getirilmesi hususunda duraklamışlardı. Ona karşı gelenler ise, ateşten kaçma düşüncesi taşıyortardı. İşte bu sebeple, bu konuda kendilerine ihtilaf anında ne yapacaklarını gösteren bir ayetin inmesi uygun oldu. İhtilaf anında yapılması gereken, anlaşılamayan konuyu Allah'a ve Nebii'ne götürmektir. Bir şeyin uygun olup olmadığı hususunda bir anlaşmazlık meydana gelirse, bu anlaşmazlık Kitab'a ve sünnete müracaat ile çözüme kavuşturulur. İmam Taberi bu ayetin Ammar İbn Yasir ile Halid İbn Velid arasında geçen bir olay hakkında indiğini nakletmiştir. Söz konusu rivayet şu şekildedir: Halid İbn Velld komutan idi. Ammar onun emri dışında bir adamı himaye etmişti. Bu yüzden Halid İbn Velid ile aralarında tartışma yaşanmıştı. Bunun üzerine bu ayet nazil oldu. Bu seriyyenin durumu ve komutanının ismi hakkındaki ihtilaf, biraz önce Kitabu'l-megazi/Megazi Bölümü"nde "Huneyn Gazvesi"nden hemen sonra anlatılmıştı. Ulu'l-emr iıe kimin kastedildiği hakkında farklı görüşler vardır. Bunları şu şeklide sıralayabiliriz: 1- Ebu Hureyre'ye göre, ulu'l-emr ile idareciler kastedilmiştir. Ondan bu görüşü İmam Taberi sahih bir senetle nakletmiştir. Ayrıca Meymun İbn Mihran ve daha başkalarından da buna benzer rivayetleri aktarmıştır. 2- Cabir İbn Abdillah'a göre ulu'l-emr, ilim ve iyilik sahibi kimselerdir. 3- Mücahid, Hasan-ı Basri ve Ebu'ı-Aliye'ye göre ulu'l-emr alimlerdir. 4- Müdı.hid'den, bir önceki görüşünü taşıyan rivayetten daha sahih bir senetle ulu'l-emrin sahabe olduğuna dair bir gilrüş daha nakledilmiştir. Bu, dar kapsamlı bir yorumdur. 5- İkrime'ye göre ulu'l-emr, Hz. Ebu Bekir'dir. Bu, bir önceki yorumdan daha da dar kapsamlıdır. İmam Şafii ilk yorumu tercih etmiştir. Bu tercihini de şu şekilde güçlendirmiştir: "Kureyşiiler devlet anlayışından yoksun bir kabileydi. Bu yüzden bir lidere boyun eğmezlerdi. İşte bu nedenden dolayı, onlara idareyi elinde bulundurana itaat etmeleri emredilmiştir. Yine bu nedenden dolayı Nebi Sallallahu Alyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: Tayin ettiğim idareciye ve. komutana itaat edenler, bana itaat etmiş olurlar." Bu hadis müttefekun aleyhtir. Imam Taberi', her ne kadar bu ayet özel bir nedenle inmiş olsa da, içeriğinin genelolduğunu gösteren yorumu tercih etmiştir
Referans | : | 65 4584 |