Sahih-i Buhari

...

(65) Kitāb: Kur'an-ı Kerim 'in Peygamber ﷺ Tefsiri

(65) ...

Hz. Ömer'den rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Abdullah İbn Ubeyy İbn SeluI öldüğü zaman Hz. Nebi'den onun cenaze namazını kıldırması istendi. Nebi Sallallahu Alyhi ve Sellem onun cenaze namazını kıldıniıak üzere kalktığında, hemen ona doğru atıldım ve "Ey Allah'ın elçisi! Übeyy'in oğlunun cenaze namazını mı kılacaksın? O şu günde şöyle şöyle demişti," dedim. Ardından da Übeyy'in sözlerini Hz. Nebi'e bir bir saymaya başladım. Bunun üzerine Allah Resulü tebessüm etti ve "Benden geri dur," dedi. Ben onun namazını kılmaması konusunda ısrarcı olunca da şöyle buyurdu: Ben, onlannbağışlanmasını dileyip dilememe konusunda serbest bırakıldım ve seçimimi yaptım. Eğer yetmişden fazla bağışlanma dilediğim zaman bağışlanacağım bilseydim, elbette yetmişten fazla bağışlanmasını dilerdim." Hz. Ömer olayı anlatmaya şu şekilde devam etti: Nebi Sallallahu Alyhi ve Sellem onun cenaze namazını kıldırdı. Namazı bitirdikten kısa bir süre sonra Tevbe suresinden şu iki ayet indi: Onlardan ölmüş olan hiçbirine asla namaz kılma, onun kabri başında da durma! Çünkü onlar, Allah ve Resulünü inkar ettiler ve fasık olarak öldüler. Hz. Ömer şöyle demiştir: Sonra Hz. Nebi'e karşı olan bu cüretime hayret ettim .. Allah ve O'nun elçisi her şeyi en iyi bilendir. Fethu'l-Bari Açıklaması: Vakidı ve daha sonra "İklfl"de Hakim, Abdullah İbn Übeyy'in Müslümanların Tebuk seferinden dönmesinden sonra öldüğünü zikretmiştir. Onun ölümü, hiretin ıX. yılında Zülka'de ayında gerçekleşmiştir. Şewal ayının sonlarına doğru hastalanmış ve yirmi gün kadar hasta kalmıştır. Alimler, o ve ona tabi olan insanların Tebuk seferine katılmadığını ve "Eğer içinizde (onlar da savaşa) çıksalardı, size bozgunculuktan başka bir katkılan olmazdı, "(Tevbe 47) ayetinin onlar hakkında indiğini söylemiştir. Şa'bı kanalıyla Taberı'nin aktardığı rivayette şu bilgiler bulunmaktadır: Abdullah İbn Übeyy ölüm döşeğine düşünce oğlu Abdullah Hz. Nebi'e geldi ve "Ey Allah'ın elçisi! Babam ölüm döşeğinde. Gelip onun cenaze namazını kıldırmanı isterim," dedi. Nebi Sallallahu Alyhi ve Sellem ona; "Adın ne?" diye sordu. O da; "Hubab" diye cevap verdi. Bunun Üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Hayır. Senin adın Abdullah. Hubab, şeytanın adıdır." Abdullah İbn Abdullah İbn Übeyy sahabenin en iyilerinden biriydi. Bedir savaşına ve daha sonra yapılan diğer savaşlara katılmıştı. Hz. Ebu Bekir döneminde yapılan Yemame savaşına da iştirak etmişti. Onun menkıbeleri arasında şu olay da anlatılır: Bir defasında Abdullah'a babasının söylediği bazı sözler ulaşmıştı. Bunun üzerine babasını öldürmek için, izin almaya Hz. Nebi'e gelmişti. Ancak Hz. Nebi ona; "Babana güzel davran!" şeklinde nasihat etmişti. Bu rivayeti İbn Mende, Ebu Hureyre'den hasen bir senetle nakletmiştir. Taberani'de ise Urve İbnü'z-Zübeyr kanalı ile Abdullah İbn Abdillah İbn Übeyy'in buna benzer şekilde, Hz. Nebi'den izin istediğine dair bir rivayet vardır. Ancak bu rivayet munkatı'dır. Çünkü Ur ve Abdullah'la görüşmemiştir. Öyle anlaşılıyor ki Abdullah, babasının durumunu şekle n de olsa İslam'a uygun hale getirmeye çalışmıştır. Bu yüzden, Hz. Nebi'den onun yanına gelip cenaze namazını kıldırmasını istemiştir. Nitekim Abdullah'ın bunu, babasının sözü üzerine yaptığını gösteren rivayetler de naklediimiştir. Abdurrezzak'ın Ma'mer, Taberı'nin de Saıd kanalıyla yaptığı rivayet bunu desteklemektedir. Söz konusu iki rivayet de, Katade'den gelmekte olup şu şekildedir: Abdullah İbn Übeyy yanına gelmesi için Hz. Nebi'e elçi gönderdi. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun yanına gelince; "Yahudi sevgisi seni helak etti," buyurdu. Bunun üzerine Abdullah İbn Übeyy: "Ey Allah'ın elçisi! Ben sana, beni kınayasın diye değil, benim için bağışlanma dileyesin diye elçi gönderdim," dedi. Ardından gömleğini kendisine vermesini ve onunla kefenlenmesini istedi. Hz. Nebi de onun bu isteğine olumlu cevap verdi. Bu rivayet ravileri sika olmakla birlikte, mürseldir. Ancak Tabedinıinin Hakem İbn Eban ve İkrime kanalıyla İbn Abbas'tan nakletiği şu rivayet bunu desteklemektedir: Abdullah İbn Übeyy hastalanınca Nebi Sallallahu Alyhi ve Sellem onun yanına gidip onunla konuştu. Abdullah da ona şöyle dedi: "Söylediklerini anladım. Bana bir iyilik yap ve beni gömleğinle kefenle ve cenaze namazımı sen kıldır." Hz. Nebi de onun isteklerini yerine getirdi. Öyle anlaşılıyor ki, Abdullah İbn Übeyy, kendisinin ölümünden sonra oğlunun ve aşiretinin ayıplanmasını önlemek için bu şekilde davranmıştır. Bu nedenle, Hz. Nebi'den kendi cenaze namazını kıldırmasını istemiştir. Nebi Sallallahu Alyhi ve Sellem de onun davranışlarının zahirine bakarak kendisine olumlu cevap vermiştir. İleride açıklanacağı üzere, daha sonra Allah Teala onun gerçek durumunu ortaya çıkarmıştır. Bu açıklamamız söz konusu olayla ilgili mesele hakkında verilen en güzel cevaplardan biridir. Hz. Ömer'in "Ya Rasulallah! Rabbin sana onun cenaze namazını kıldırmanı yasaklamışken, sen onun cenaze namazını kıldıracak mısın?" sözü, son derece problemli görülmüştür. Hatta bazı alimler hiç çekinmeden "Bu söz, ravilerden birinden kaynaklanan bir vehimdir," demişlerdir. Bazıları da, Hz. Ömer'in bu konuda bir yasağa muttali olduğunu iddia ederek bunun tersini savunmuştur. Mesela Kurtubı şöyle demiştir: Muhtemelen bu, Hz. Ömer'in aklına gelen bir yasaktır. O, ilhamyoluyla bunu öğrenmiş olabilir. Ya da "(Allah'a) ortak koşanlariçin afdilemek, ne Nebie yaraşır, ne de inananlara, "(Tevbe 113) ayetinden bunu çıkarmış olabilir. Kanaatime göre Kurtubı'nin yorumu, ilk açıklamaya göre, doğruya daha yakındır. Çünkü daha önceden münafıkların cenaze namazını kılmayı yasaklayan bir ayet inmemişti. Bunun da delili, hadisin sonunda yer alan şu ifadedir: Bunun üzerine Allah Teala "Onlardan ölmüş olan hiçbirine asla namaz kılma, onun kabri başında da durma!"(Tevbe 84) ayetini indirdi. Bir sonraki başlık altında zikredilen ve İbn Ömer'in oğlu Ubeydullah'tan gelen ikinci rivayette yer alan "Allah Teala, senin onlara bağışlanma dilemeni yasaklamışken, onun cenaze namazını mı kılacaksın?" ifadesi, bu başlığın hemen altında zikredilen hadiste bir mecaz bulunduğunu açıklamaktadır. Hz. Ömer, Abdullah İbn Übeyy'in durumu hakkında bildiklerine dayanarak kesin bir dille onun münafık olduğunu söylemiştir. Ama Hz. Nebi onun sözünü dinlememiş ve şunlardan dolayı onun cenaze namazını kıldırmıştır: 1- Daha önce ifade ettiğimiz gibi, zahiren o Müslüman göründüğü için. Bu- nun açıklaması daha önce geçmişti. 2- Hükmün zahirinin devam etmesi için. 3- Salih bir Müslüman olduğu açıkça belli olan oğlunu onure etmek için. 4- Onun kavmini İslam'a ısındırmak maslahatına riayet ile cenaze namazını kılmadığı takdirde doğabilecek mefsedeti bertaraf etmek için. İslam'ın ilk yıllarında, Nebi s.a.v. müşriklerin işkencelerjne sabrediyordu. Onları hep affediyor, yaptıklarını da görmezen geliyordu. Daha sonra müşriklerle savaşması emredildi. Bu dönemde insanları İslam'a ısındırmak maslahatına riayet etmek ve onların kendisinden nefret etmesini önlemek için, içi kafir, dışı Müslüman olan insanlara karşı bağışlayıcı ve hoşgörülü olmaya devam etti. Bundan dolayı şöyle buyurmuştur: "Ona ilişme! Böylece insanlar: 'Muhammed arkadaşlarını öldürtüyor!' diye yaygara yapamaz. " Mekke'nin fethi, müşriklerin Müslüman olması, kafirlerin sayısının azalması ve zelil konuma düşmelerinden sonra, Nebi s.a.v. münafıklarla açıkça mücadele edilmesini emretmiş ve münafıkları haktan ayrılanlarla aynı kefeye koymuştur. Hz. Nebi'in münafıklara karşı iyi davranması, onların cenaze namazını kılmasının açıkça yasaklanmasını bildiren ayetin ve onlarla açıkça mücadele edilmesini emreden diğer ayetlerin inmesinden önce idi. Bu açıklama sayesinde, yukarıdaki rivayet hakkında ortaya çıkan problem giderilmiştir

...
Referans:65 4671