Sahih-i Buhari
...
(65) Kitāb: Kur'an-ı Kerim 'in Peygamber ﷺ Tefsiri
(65) ...
(Abdullah'tan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Ben Hz. Nebi'le bir bahçede idim. O sırada Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem hurma dalından yapılmış bir değneğe yaslanıyordu. Derken Yahudiler geldi ve onlardan biri diğerlerine; "Ona ruh hakkında soru sorun!" dedi. Bunun üzerine içlerinden biri: "Bunu ona sormaya ne dersiniz?" diye sordu. Bir diğeri: "O, size hoşunuza gitmeyecek bir cevap vermez," dedi. Akabinde birbirlerine; "O'na sorun!" dediler. Nihayet Hz. Nebi'e ruhu sordular. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir müddet sustu. Onlara hiç cevap vermedi. Bu durumdan ona vahiy geldiğini anladım ve yerimden kalktım. Vahiy geldikten sonra Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şu ayeti okudu: Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size acak az bir bilgi verilmiştir. Fethu'l-Bari Açıklaması: Hadiste geçen ..........asıb "üzerinde yaprak olmayan hurma dalı" anlamına gelir. ' İbnu't-Tın şöyle demiştir: "Bu rivayette geçen ve hakkında soru sorulan ruh'un ne olduğu konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz: a)İnsan ruhu. b)Canlıların ruhu. c)Cebrail. d)İsa. e)Kur'an. f)Vahiy. g)Kıyamet günü tek başına saf tutacak olan melek. h) Bir yüzü ve onbir bin kanadı olan melek." Tefsır alimlerinin, sadece bu ayet [İsra 85) değil, genel olarak Kur'an'da geçen ruh kelimesinin anlamları hakkında ileri sürdükleri görüşler bu kadardır. Ruh kelimesinin geçtiği ayetleri ve anlamlarını şu şekilde sıralayabiliriz: a)....(Onu "güvenilir ruh" (Cebrail) indirdi,)(Şuara 193) ayetinde Cebrail.' " b)....(İşte böylece sana da emrimizle ruhuIKur'an'ı vahyettik,) (Şura 52) ayetinde'Kur'an. ' c)....(Kullarından dilediğine emriyle vahyi indirir, ) (Mu'min 15) ayetinde vahiy. d)....(Katından bir ruh ile onları desteklemiştir,)(Mücadele 22) ayetinde güç . e)....(Ruh ve melekler saf saf olup durduğu gün,)(Nebe' 38) ayetinde Cebrail veya başka bir melek. f) ....(O gece melekler ve ruh iner,) (Kadr 4) ayetinde Cebrail veya başka air melek. "Ruhullah" tabiri Hz. İsa için kullanılır. İbn İshak tefsirinde sahih bir senetle İbn Abbas'ın şöyle söylediğini nakletmiştir: "RCıh Allah'tandır. Allah'ın yarattığı bir mahluktur. İnsanlar gibi bir surettir. Bir melek ancak beraberinde bir ruh olduğu halde iner." İbn Abbas'ın bu ayette [İsra 85] geçen ruhu tefsır etmediği sabittir. Bu konuda Hattabı ise şöyle demiştir: "Ayette geçen ruh kelimesi ile neyin kastedildiği konusunda bir çok görüş ileri sürülmüştür. Yahudilerin bu kelime ile neyi sorduğu konusundaki bu görüşleri şu şekilde sıralayabiliriz: a)- CebralL. b)- Dilleri bulunan melek. c)- Bedene hayat veren ruh. Çoğunluk bu görüşü benimsemiştir. d)- Ruhun insan vücuduna karışması ve onda hareket etme niteliği. Bu ehl-i nazarın görüşüdür. Ancak bu konu, Allah'ın sadece kendisine tahsis ettiği bilgilerdendir." Kurtubı de şöyle demiştir: "Tercih edilen görüşe göre Yahudiler, Hz. Nebi'e insan ruhunu sormuşlardır. Çünkü onlar, Hz. İsa'nın Allah'ın ruhu olduğunu kabul etmiyorlardı. Cebrail'in de melek, meleklerin de ruh olduğunu ise zaten biliyorlardı. " Bu konuda Faruddin er-Razı ise şöyl demiştir: "Tercih edilen görüşe göre, Yahudiler Hz. Nebi'e yaşam vesilesi olan ruhu sormuşlardır. Cevap da en güzel şekilde gelmiştir." Ayet-i kerimede, "Ruh, Rabbimin emrindendir," buyurulmuştur. İsmam bu konuda şöyle demiştir: "Bu ifade, sorulan sorunun cevabı olabilir. Bu durumda mana şu şekilde ortaya çıkar: Ruh, Allah'ın işleri arasındadır. Yani bunun bilgisini Allah sadece kendisine ayırmıştır. Hiç kimse bu konuda soru soramaz." İbn Kayyim ise bu konuda şunları söylemiştir: "Buradaki emr kelimesi ile talep manası kastedilmemiştir. Bu hususta ittifak vardır. Burada emredilen şey kastedilmiştir. Nitekim emr kelimesi, ........halk (yaratma) sözcüğünün ......mahluk (yaratılmış) anlamına geldiği gibi emredilf!n şeyanlamında kullanılır. Mesela şu ayette böyle bir kullanıma sahiptir: ...(Rabbinin emrettiği (azab) gelince)." İbn Battal da şunları söylemiştir: "Ruhun hakikatini ancak Allah Teala bilir. Bu ayet de buna delildir. Ruhun kapalı bırakılmasının hikmeti ise şöyledir: Ruh müphem bırakılmak suretiyle insanlara idrak edemedikleri konuları bilemeyecekleri ve bu tür konularda bilgiyi Allah'a havale etmeleri gerektiği öğretiimiştir." Kurtubi ise bunun hikmetini şu şekilde açıklamıştır: "Ruhun müphem bırakılması, kişiye aczini gösterir. Eğer bir kimse bir şeyin var olduğunu kesin olarak bilmekle birlikte, onun hakikatini bilemiyorsa, hakkın hakikatini hiç bilemez." İbn Kayyim "Kitdbu'r-ruh" adlı eserinde ayette geçen ve hakkında sru sorulan ruhun, "Ruh ve melekler saf saf olup durduğu gün" ayetinde geçen ruh ile aynı olduğu görüşüne meyletmiştir. Bu konuda şunu söylemiştir: "İnsanların taşıdığı ruhtan, Kur'an-ı Kerim'de sadece ........nefs kavramıyla söz edilmiştir." İbn Kayyim aynen böyle söylemiştir. Ancak onun bu tercihini destekleyecek herhangi bir delili yoktur. Doğrusu bu konuda tercih e şayan görüş, ilk görüştür. İbn Mende "Kitdbu'r-ruh" adlı eserinde sahabe döneminden müdehid imamların dönemine kadar fıkhi konulardaki ihtilaflara vakıf olan Muhammed İbn Nasr Mervezi'nin ruhun mahluk olduğu konusunda icma' bulunduğunu söylediğini nakletmiştir. Ruhun ezeli' olduğuna dair bir görüş, aşırı Rafizi'1er ile mutasavvıflardan nakledilmiştir. Ruhun yeniden dirilmeden önce, alemin yok olmasıyla birlikte yok mu olacağı ya da devam mı edeceği konusunda ise ihtilaf vardır. Bu konuda doğru olanı en iyi Allah bilir. Hadisten Çıkan Sonuçlar 1- Rahatsızlık vermeyecekse, yürüyen veya ayakta duran alim birine soru sorulabilir. 2- Sahabenin Hz. Nebi'e karşı göstermiş olduğu yüce edep ortaya çıkmıştır. 3- Zann-ı galib ile amel edilir. 4- Nas bekleyen kimse idihad ile cevap vermek yerine tevakkuf eder. 5- Bazı meseleleri n iç yüzünü bilmeyi Allah Teala sadece kendisine ayırmıştır. 6- Emr kelimesi taleb anlamının dışında da kullanılır
Referans | : | 65 4721 |