Sahih-i Buhari
...
(67) Kitāb: Nikâh
(67) ...
Aişe r.anha'dan rivayete göre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem içeri girdiğinde yanında bir adam vardı. Yüzü değişir gibi oldu. Sanki bundan hoşlanmamıştı. Bunun üzerine Aişe: Bu, benim (süt) kardeşimdir, dedi. Allah Rasulü: (Süt emme dolayısıyla) kardeşlerinizin kim olduğuna iyi dikkat ediniz. Çünkü süt emmek açlıktan dolayı olandır, diye buyurdu." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Yüce Allah'ın: 'Anneler çocuklarını iki bütün yıl emzirirler. Bu, emzirmeyi tamamlamak isteyenler içindir.'(Bakara, 233) buyruğu dolayısıyla iki yıldan sonra süt emmek yoktur, diyenler." Buhari bununla süt emme süresi azami otuz aydır diyen Hanefilerin görüşlerine işaret etmektedir. Onların bu husustaki delilleri de yüce Allah'ın: "Onun taşınması ve sütten kesilmesi de otuz aydır. "(Ahkaf, 15) buyruğudur. Yani sözü geçen süre hem hamilelik, hem de sütten kesilme süresidir. Ancak bu oldukça garip bir tevildir. Cumhurun kabul ettiği meşhur görüş ise, bunun asgari hamilelik süresi ile azami süt emme süresinin toplam miktarını ifade ettiğidir. Nitekim Ebu Yusuf ve Muhammed İbn el-Hasen de bu görüşü benimsemişlerdir. Bunu: Ebu Hanife'nin hamileliğin azami süresinin ikibuçuk yılolduğunu söylemediği gerçeği desteklemektedir. Fakat bunun dışında bu sürenin miktarını tespit hususunda ihtilaf etmişlerdir. Yarım sene (altı ay) göz önünde bulundurulmaz denildiği gibi, iki ay göz önünde bulundurulmaz, bir ay ve ona yakın bir süre göz önünde bulundurulmaz da denilmiştir. İki seneye herhangi bir süre eklenmez de denilmiştir. Bu aynı zamanda İbn Vehb'in, Malik'ten naklettiği bir rivayettir. Cumhur da bu görüştedir. Cumhura göre süt emmek, iki yıldan sonra bir an süre dahi meydana gelmişse herhangi bir hüküm ifade etmez. Zufer de: Eğer süt ile yetiniyor, yemek ile yetinmiyor ise bu süre üç yıla kadar devam eder, demiştir. İbn Abdilberr'in ondan naklettiğine göre Züfer bununla birlikte süt ile yetinmesi şartını koştuğunu nakletmektedir. "Az olsun, çok olsun, haram kılan süt emmek." Bu ifadeler Buhari'nin bu başlıktaki ve başka yerlerdeki hadiste olduğu gibi, çeşitli haberlerde geçmiş bulunan genel hükümlere bağlı kalışını göstermektedir. Bu da Malik'in, Ebu Hanife'nin, es-Sevrı'nin, el-Evzaı'nin ve el-leys'in de görüşüdür. Ahmed'in meşhur görüşü de budur. Başkaları ise haram kılan emmenin bir emmeden fazlası olduğu kanaatindedir. Daha sonra da aralarında ihtilaf etmişlerdir. Aişe'den bunun on defa emmek olduğuna dair rivayet gelmiştir. Bunu Malik, Muvatta'da rivayet etmistir. Hafsa'dan da böyle bir rivayet gelmiştir. Yine Aişe'den yedi defa süt emek rivayeti nakledilmiştir. Bunu da İbn Ebi Hayseme sahih bir sened ile Abdullah İbn ZUbeyr'den, o Aişe'den diye rivayet etmiştir. Abdurrezzak da sahih bir sened ile ondan şöyle dediğini rivayet etmektedir: "Bilinen beş defa süt emmekten aşağısı haram kılmaz." Şafii de bu görüşü benimsemiştir. Aynı zamanda Ahmed'den gelen bir rivayet de böyledir. İbn Hazm da bu görüşü benimsemiştir. "Kardeşlerinizin kim olduğuna dikkat ediniz." Yani bu hususta gerçekleşmiş olanı iyice tesbit ediniz. Acaba o, süt emme zamanı ve emme miktarı bakımından şartlarına uygun sahih bir süt emme midir, değil midir? Çünkü süt emmekten dolayı sözkonusu olan hüküm, ancak öngörülen şartlara göre meydana gelen süt emme halinde ortaya çıkar. Mühelleb dedi ki: Yani bu kardeşliğin sebebinin ne olduğunu iyice düşününüz. Çünkü süt emmek yoluyla haramlık, ancak küçük yaşta meydana gelen haramlık hakkındadır ki, süt emme, açlığı giderebilsin. Ebu Ubeyd dedi ki: Bunun anlamı şudur: Acıkan çocuğu doyuran ve açlığını gideren, eğer süt emmek yoluyla alınan sütse bu kardeşlik ortaya çıkar. Yoksa sütanne olmaksızın başka gıdalar ile besleniyorsa olmaz. "Süt emmek açlıktan dolayı olandır." Bu buyruk, süt annenin sütü ile beslenildiği takdirde haramlığın ortaya çıkacağına delil gösterilmiştir. Bu süt ister içmek, ister yemek suretiyle olsun, fark etmez. Çünkü bu, açlığı gideren bir haldir. Bu da sözü geçen bütün şekillerde bulunan bir vasıftır. O halde habere ve haberin anlamına da uygun bir kanaattir. Cumhur da böyle demiştir ama Hanefiler hukne yoluyla alınmasını istisna etmişlerdir. Fakat bu hususta el-leys ile Zahiriye'ye mensup olanlar muhalefet etmiş ve şöyle demişlerdir: Haram kılan süt emmek, ancak memenin ağza alınması ve memeden sütün emilmesi yoluyla olur. Ancak İbn Hazm'a karşı şu görüş ileri sürülmüştür: Onların bu açıklamalarına göre Salim'in kendisine yabancı bir kadın olan Sehle'nin memesini ağzına almasını kabul etmek, açıklanması zor bir durum olur. Kadı !yad bu açıklanması zor duruma şu şekilde cevap vermiştir: Sehle'nin sütünü bir kaba sağdıktan sonra onun memesine dokunmadan sütü içmiş olı:na ihtimali vardır. Nevevi der ki: Bu güzel bir ihtimaldir. Fakat bunun İbn Hazm'a bir faydası yoktur. Çünkü İbn Hazm süt emmek hususunda meme ağza alınmadıkça yeterli kabul etmez. Ama Nevevi onun adına böyle bir şey ihtiyaçtan ötürü affedilmiştir, diye cevap vermiş ve bunu süt emmenin ancak küçük yaşta iken muteber olacağına delil göstermiştir. Çünkü süt ile açlığın giderilmesi mümkün olan hal, küçüklük halidir. Büyüklük hali değildir. Bunun ölçüsü ise başlıkta geçtiği üzere tam iki yıldır. Daha önce zikredilmiş bulunan İbn Abbas yoluyla gelen hadis ile Ümmü Seleme'nin hadisindeki şu ifadeler de buna delildir: "Bağırsaklara ulaşıp onların içinden vücuda yayılan ve sütten kesilmeden önce olan dışında süt emmek, sözkonusu değildir." Tirmizi ve İbn Hibban bu hadisin sahih olduğunu belirtmişlerdir. Kurtubi dedi ki: Hadis-i şerifteki: "Süt emmek açlıktan dolayı olandır" buyruğunda küçük çocuğun süt ile yetinip, yemeğe ayrıca ihtiyacının bulunmadığı sürede süt emmenin göz önünde bulundurulacağına dair açık ve külli bir kaide tespit edilmiş bulunmaktadır. Ayrıca bu husus yüce Allah'ın: "Bu, emzirmeyi tamamlamak isteyenler içindir" buyruğu da bunu desteklemektedir. Çünkü bu buyruk, bu sürenin adeten ihtiyaç duyulan ve şer'an muteber olan azami süt emme süresini göstermektedir. Bundan sonra ise çocuğun adeten süt emmeye ihtiyacı olmadığından şer'an muteber değildir. Çünkü nadiren görülen olayların bir hükmü yoktur. Yaşı büyük bir kimseye süt emzirmenin itibara alınması ise yabancının ondan süt emmesi suretiyle kadının hürmeti (saygınlığı ve açılmaması gereken avreti açılmak suretiyle) çiğnenmiş olur. Çünkü onun memesini ağzına almak suretiyle dahi olsa kadının avretini görmüş olur. Derim ki: Bu son açıklama çoğunlukla görülen hal ile ilgili ve süt emmekte memenin ağza alınmasını şart koşanların görüşlerine yöneliktir. Hadisten aynı şekilde kadının kendisi ile birlikte süt emdiğini itiraf ettiği kimselerin, kadının yanına girmesinin caiz olduğu, böylelikle o erkeğin kadının kardeşi olacağı, itiraf ettiği kimseler hakkında görüşünün kabul edileceği, kocanın karısına erkekleri evine almasının sebebini soracağı, bu hususta ihtiyatlı davranılıp, iyice düşünülmesi gerektiği de anlaşılmaktadır
Referans | : | 67 5102 |