Sahih-i Buhari
...
(67) Kitāb: Nikâh
(67) ...
Sehl İbn Sa'd'dan, dedi ki: "Ebu Useyd es-Saidi düğününde Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i davet etti. O gün onlara hizmet eden de, gelin de onun hanımı idi. Sehl dedi ki: Gelinin Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ne ikram ettiğini biliyor musunuz? (Gelin) geceden birkaç hurma ıslatmıştı. Rasulullah yedikten sonra o ıslattığı hurmaların suyunu ona içirdi. " Bu Hadis 5182,5183,5591,5597,6685 numara ile gelecektir Fethu'l-Bari Açıklaması: "Düğün yemeğine ve davete icabet hakkı." el-Muhkem müellifi der ki: Velime, düğün ve evlilik dolayısıyla verilen yemeğin adıdır. Düğün ya da başka bir maksatla ziyafet olarak verilen her yemeğin adı olduğu da söylenmiştir. İyad, el-Meşarik adlı eserinde şöyle demektedir: Velime nikah dolayısıyla verilen yemektir. Evlendirme dolayısıyla verilen yemek olduğu söylendiği gibi, özelolarak sadece düğün yemeği olduğu da söylenmiştir. Şafii ve mezhebine mensup ilim adamları şöyle demektedir: Velime; nikah, sünnet ve buna benzer sevinçli her bir olay dolayısıyla verilen her ziyafete davet için kullanılır. Ancak mutlak olarak kullanılması halinde nikah dolayısıyla verilen yemek için daha meşhurdur. Başka amaçla verildiği takdirde kayıtlı olarak zikredilir ve sünnet velimesi ve buna benzer şeyler söylenir. İbn Abdiiben, sonra Iyad, daha sonra Nevevi de düğün velimesi davetine icabetin vacib olduğu üzerinde ittifak bulunduğunu nakletmiş iseler de, bu ittifak iddiası su götürür. Evet, ilim adamlarının meşhur görüşü, vacib olduğudur. Şafiilerin ve Hanbelilerin cumhuru ise açık bir şekilde farz-ı ayn olduğunu ifade etmişler, Malik de bunu böylece belirtmiştir. Kimi Şafii ve Hanbeliler ise bu davete icabetin müstehab olduğunu söylemişlerdir. el-lahmi, Malikilerden bunun mezhebi n mutemed görüşü olduğunu zikretmektedir. el-Hidaye sahibinin ifadeleri sünnet olduğunu açıkça ifade etmekle birlikte vacip olmasını gerektirmektedir. O, bu sözleriyle sünnetten delil ile vacib olduğunu kastetmek istemiş gibidir. Onların (Hanefilerin) bu husustaki kaidelerinden anlaşıldığı üzere farz olmadığını söylemek istemiştir. İbn Dakiki'l-'ld de Şerhu'l-İlmam adlı eserinde daveti n umumi olması halinde hükmün böyle olacağını, ancak herkese özelolarak davette bulunulduğu takdirde davete icabetin muayyen olarak sözkonusu olacağını nakletmiş bulunmaktadır. Davetin vacip oluşunun şartı ise davet edenin mükellef, hür ve reşid olması, ayrıca fakirleri dışarıda tutarak özellikle zenginleri davet etmemesi ve davet edenin de -sahih görüşe göre- Müslüman olması, ondan önce bir başkasının davette bulunmaması gerekir. Daha önce kimin daveti ulaşmış ise o davete icabet gerekir, sonrakine değiL. Her iki davetçi birlikte gelecek olurlarsa akrabalık bağı daha yakın olan, komşu olarak daha yakın olana -daha sahih kabul edilen görüşe göre- takdim edilir. Eğer eşit olurlarsa kura çeker. Ayrıca davet mahallinde hazır olan kimseyi rahatsız edecek münker ve daha başka bir hususun da olmaması, gitmemekte de bir mazeretinin bulunmaması gerekir. el-Maverdi, mazeret için cemaati terk etmeye ruhsat teşkil edecek hususları ölçü olarak tespit etmiştir. Bütün bunlar düğün yemeği ile ilgilidir. Düğün sözkonusu olmadan yapılan davet/ere dair açıklamalar ise bundan iki başlık sonra gelecektir
Referans | : | 67 5176 |