Sahih-i Buhari

...

(67) Kitāb: Nikâh

(67) ...

İbn Abbas'tan, dedi ki: Bir gün sabahı ettiğimizde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımlarının her birisinin yanına yakınları gelmiş olduğu halde ağladıklarına şahit olduk. Bunun üzerine ben mescide çıktım. Mescidin insanlarla dolu olduğunu gördüm. Ömer İbn el-Hattab gelerek Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına çıktı. Nebi o sırada kendisine ait bir odaya çekilmişti. Ömer selam verdiği halde kimse ona karşılık vermedi. Bir daha selam verdi, yine kimse ona karşılık vermedi. Üçüncü bir defa selam verdiği halde kimse ona karşılık vermedi. Daha sonra (Bilal) ona seslendi, o da Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna girip: Hanımlarını boşadın mı, diye sordu. Nebi efendimiz: Hayır, ama bir ay (onlara yaklaşmamak üzere yemin ederek) ila yaptım, diye buyurdu. Yirmi dokuz gün kaldıktan sonra hanımlarının yanına girdi. Fethu'l-Bari Açıklaması: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hanımlarını terk ederek evlerinin dışında bir yere çekilmesi." Buhari ,bu başlıkla yüce Allah'ın: "Onlardan ayrılıp yataklarında yalnız bırakın."(Nisa, 34) buyruğunun bir mefhumunun olmadığına (yani bu ayrılmanın yalnızca yataklarda ayrılmaktan ibaret olmadığına) ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem 'in hanımlarından ayrılarak kendisine ait yüksekçe bir odaya çekilmesi suretinde olduğu gibi, bundan daha ileri derecede ayrılmanın caiz olabileceğine işaret etmek istemiş gibidir. Ama bu hususta ilim adamlarının -daha sonra sözkonusu edeceğimiz- görüş ayrılıkları vardır. el-Mühelleb dedi ki: Buhari'nin bu husus ile sanki insanların Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yaptığı şekilde kadınlara daha külfetsiz gelmesi için evlerin dışında onları terk etmek sünnetine uymalarını istediğine işaret etmiş gibidir. Çünkü kadınlar ile aynı evde kalmakla birlikte onlardan ayrı kalmak, onları daha çok incitir ve böyle bir durumda onlardan yüz çevirmek kalplerini daha çok üzer. Ayrıca gözden ırak kalmak da erkeklerin yokluğu için bir tesellidir. (el-Mühelleb devamla) dedi ki: Ancak bu vacib değildir. Çünkü yüce Allah, (icab ettiren hal olduğu takdirde) evler bir yana yataklarda da onlardan ayrı kalmayı emir buyurmuştur. Fakat İbnu'l-Müneyyir, Buhari'nin onun anladığı m210 ayı kastetmediğini söyleyerek ona itiraz etmiştir. Ona göre Buhari'nin anlatmak istediği ayrılmanın, evlerde de, evlerin dışında da caiz olduğundan ibarettir. Muaviye İbn Hayde'nin işaret olunan hadisindeki "evlerin dışında darılmama"ya dair ifade ile amel edilen bir hüküm olmadığına, aksine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yaptığı şekilde evlerin dışında da kadınlardan ayrı kalmanın caiz olduğuna değinmek istemiştir. Doğrusu ise, bunun, durumların değişmesine göre farklılık arz edebileceğidir. Bazen evlerde ayrılmak, başka yerlerde ayrılmaktan daha ağır olabilir, aksi de olabilir. Hatta çoğunlukla evlerin dışında ayrılmak nefislere daha acı verebilir. Özellikle nefislerinin zayıflığı dolayısıyla kadınlar için bu böyledir. Tefsir alimleri ayrılmaan maksadın ne olduğu hususunda farklı görüşlere sahiptir. Cumhurun kanaatine göre bu, -ayetin zahirinden anlaşıldığı üzre- kadınların yanına girmeyi ve onların yanında kalmayı terk etmek demektir. Burada da uzak kalmak anlamına gelen "hicran" kökünden gelmektedir. Buyruğun zahirinden anlaşıldığına göre, hanımı ile aynı yatakta yatıp onunla cima' etmez. Anlamının, "onunla aynı yatakta yatmakla birlikte ona sırtını döneceği" şeklinde olduğu belirttiği gibi, "sadece onunla cima' apmaktan uzak kalır" diye de açıklanmış, "onunla konuşmaksızın, onunla cima' eder" açıklaması da yapılmıştır

...
Referans:67 5203