Sahih-i Buhari
...
(67) Kitāb: Nikâh
(67) ...
Ebu Said el-Hudri r.a.'den, dedi ki: "(Mustalıkoğulları gazvesinde) çok sayıda kadın esir aldık. Bu sebeple azl yapardık. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e (hükmünü) sorduk da üç defa: Gerçekten siz bunu yapıyor musunuz? diye buyurdu ve şöyle devam etti: Kıyamet gününe kadar var olacak her bir canlı, mutlaka meydana gelecektir." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Azl", duhulden sonra meninin fercin dışında akmasını sağlamak amacıyla çekilmek demektir. Burada kasıt hükmünün beyan edilmesidir. "Azl yapardık." Müslim'de Abdurrahman İbn Bişr yoluyla "Ebu Said'den şöyle dediği nakledilmektedir: 'Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzurunda azl'den söz edildi. O: "O dediğiniz şey nedir," diye sordu. Ashab: "Adamın süt emzirmekte olan hanımı olur, o da onunla cima' ederken kendisinden hamile kalmasını istemez. Yine adamın cariyesi olur, onunla cima' etmek ister de kendisinden hamile kalmasını istemez ... " diye açıkladılar." Bu rivayette azlin iki sebebinin bulunduğuna işaret vardır. Birincisi cariyeden çocuğun istenmemesidir. Bu da ya böyle bir şey arzu edilmediğinden dolayı azl yapılırdı ya cariye ummu veled olduğu takdirde onu satmaya imkan bulunmadığından dolayı yapılırdı ya da daha sonra sözkonusu edeceğimiz üzere daha başka sebepler dolayısıyla yapılırdı. İkinci sebep ise kendisiyle ilişkide bulunulan kadının süt emzirmekte iken hamile kalmasının istenmeyişi idi. Çünkü bu, süt emen çocuğa zarar veriyordu. Selef, azlin hükmü hakkında farklı görüşlere sahipti. İbn Abdilberr der ki: .Hür olan zevceden izni olmaksızın azl yapılmayacağı hususunda ilim adamları arasında görüş ayrılığı yoktur. Çünkü cima' kadının haklarındandır. Bu hakkının yerine getirilmesini isteyebilir.'Bilinen cima' şekli ise ancak azlin söz konusu olmadığı şekildir. Bu hususta icma' olduğunun nakledilmesi bakımından İbn Hubeyre de ona muvafakat etmiştir, Ancak bu husustaki icma' iddiasına, Şafiilerin kadının kesinlikle cima' hakkı yoktur, şeklinde bilinen görüşleri ile karşı çıkılmıştır. Diğer üç mezhep de hür kadının izni olmaksızın azl yapılamayacağını, cariyeden ise izni olmaksızın dahi azl yapılabileceğini ittifakla kabul etmişlerdir. Azlin nehyedilmesindeki illet hususunda da farklı görüşlere sahiptirler. "Kadının hakkı yerine getirilmediği içindir" denildiği gibi, "kadere karşı inatlaşmak anlamına geldiği için" nehyedildiği de söylenmiştir. Bu ikinci gerekçe bu hususta varid olmuş haberlerin büyük çoğunluğunun gerektirdiği bir görüştür. Azlin bu hükmünden, kadının cenin’e ruh üflenmesinden önce nutfenin düşürulmesi için birtakım yollara başvurması hükmüne de varılmıştır. Azlin yasak olduğunu 'kabul edenlere göre bu durumdaki yasak, öncelikle söz konusudur. Caiz olduğunu söyleyenlere göre bu halin de öbürü gibi değerlendirilmesi mümkündür, ama daha ağır olması dolayısıyla da fark görülebilir. Çünkü azlde sebebin yapılması, işlenmesi sözkonusu değildir. Cenini düşürmek için birtakım yollara başvurmak ise, sebebin gerçekleşmesinden sonra sözkonusudur. Kadının hamileliği kökünden ortadan kaldıran yollara başvurması da bu meseleye göre ele alınabilir, Şafii alimlerin müteahhirlerinden kimisi, bunun yapılamayacağına dair fetva vermiştir, ama azlin mutlak olarak mubah olduğunu kabul etmelerine göre de böyle bir fetvanın açıklanması oldukça zordur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır
Referans | : | 67 5210 |