Sahih-i Buhari

...

(69) Kitāb: Nafakalar

(69) ...

Ali b. Ebi Talib'den rivayete göre "Fatıma Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yanına gidip, ondan bir hizmetçi istedi. Allah Raslılü şöyle buyurdu: Ben sana hizmetçiden daha hayırlı olanı bildirmeyeyim mi? Uyuyacağın vakit otuz üç defa subhanallah dersin, otuz üç defa elhamdulillah dersin, otuzdört defa da Allahuekber dersin. -Sonra Süfyan: Bunların biri otuz dörttür dedi.- Artık ben ondan sonra bunları söylemeyi terk etmedim. Ona: Sıffin gecesi dahi mi diye sorulunca, o: Sıffin gecesi dahi unutmadım, diye cevap verdi." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Kadının hizmetçisi", yani kadının hizmetçi edinmesi meşru mudur, koca, karısına hizmetçi tutmak için mecbur edilir mi? Taberi dedi ki: Hadisten şu anlaşılmaktadır: Ekmek pişirmek, öğütüp un yapmak ve buna benzer hizmetlerde bulunabilecek bir kadın için, koca bir hizmetçi tutmakla yükümlü olmaz. Bu hükmün çıkartılma keyfiyeti şöyledir: Fatıma radıyallahu anha babasından Sallallahu Aleyhi ve Sellem hizmetçi isteyince Allah HasOlü, kocasına ya onun için bir hizmetçi bulmak yahut bu işleri ücretle yapacak kimseyi temin etmek ya da bizzat bu işleri kendisi yapmak suretiyle onu bu külfetten kurtarması için emir vermemiştir. Eğer bu hususta onu külfetten kurtarmak Ali'ye ait bir yükümlülük olsa idi, onunla zifafa girmeden önce mehrini ödemesini emir buyurduğu gibi, bunu da yapmasını ona emrederdi. Üstelik mehrin peşin ödenmesi -kadının onu ertelemeye razı olması halinde- vacip de değildir. O halde Allah HasOlü nasılolur da ona vacip olmayan bir işi yapmasını emrederken, vacip olan bir işi emretmeyi terk edebilir? İbn Habib, Asbağ ve İbnu'I-MacişOn'dan, her ikisinin de Malik'ten rivayet ettiklerine göre, koca eli dar bir kimse ise evin işlerini görmek kadının -üstün bir konumda ve şerefli birisi dahi olsa- görevi ve yükümlÜlüğüdür. İbn Battal'ın naklettiklerine göre bazı ilim adamları şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in evin içindeki hizmeti göreceğine dair Hz. Fatıma hakkında hüküm verdiğini ortaya koyan hiçbir rivayet bilmiyoruz. Aksine aralarında i~, maruf bir şekilde bildikleri güzel geçim ve güzel ahlak esaslarına göre cereyan etmiştir. Kadının herhangi bir hizmeti görmek için mecbur tutulmasına gelince, bunun bir esası yoktur. Aksine erkeğin karısının her türlü ihtiyacını görmekle yükümlü olduğu hususu üzerinde icma' gerçekleşmiş bulunmaktadır. Tahav! de erkeğin karısına ait hizmetçiyi kendi evinden çıkartma hakkına sahip olmadığı hususu üzerinde icma' bulunduğunu nakletmiştir. İşte bu, kocanın o hizmetçiye duyulacak ihtiyaca göre nafakasını (masraflarını) sağlamakla yükümlü olduğuna delildir. Şafii ile KOfeliler de şöyle demiştir: Eğer kadın, emsali hizmetçi çalıştıran lardan ise kadının da, hizmetçisinin de nafakasını sağlamak farz olur. Maıik, Leys ve Muhammed b. el-Hasen şöyle demektedir: Şayet kadın yüksek bir kesimden ise onun da, hizmetçisinin de nafakasının karşılanması farz olur. Zahiriler bir istisna teşkil ederek şöyle demişlerdir: Kocanın ona hizmetçi tutmak yükümlülüğü yoktur. İsterse bu kadın, halifenin kızı olsun. Cemaatin (büyük çoğunluğun) delili ise yüce Allah'ın: "Onlarla maruf bir şekilde geçinin."(Nisa, 19) buyruğudur. Eğer kadının kendisine hizmette bulunacak birisine ihtiyacı olur da erkek bunu kaqılamak istemezse karısı ile maruf şekilde geçinmemiş olur

...
Referans:69 5362