Sahih-i Buhari

...

(70) Kitāb: Yiyecek, Yemek

(70) ...

Enes'ten, dedi ki: "Hicab meselesini insanlar arasında en iyi bilen benim. Ubey b. Ka'b bana bu hususta soru soruyordu. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Zeyneb bint Cahş ile yeni evlenmiş bir damat olarak sabahı etti. -Medine'de iken onunla evlenmişti.- Gün yükseldikten sonra insanları yemeğe davet etti. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem oturdu. Yemeğe gelen davetlilerin bir kısmı kalktıktan sonra bazı kimsele.r de onunla birlikte oturmaya devam etti. Nihayet Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayağa kalktı ve Aişe'nin adasının kapısına varıncaya kadar yürüdü, ben de onunla beraber yürüdüm. Sonra onların dışarı çıktıklarını zannettiği için geri döndü. Ben de onunla beraber döndüm. Onların, oldukları yerde oturduklarını gördü. Bu sefer tekrar Aişe'nin adasının kapısına ulaşıncaya kadar geri döndü, ikinci defa ben de onunla döndüm. Geri dönünce ben de onunla döndüm. Onların kalktıklarını gördük. Benimle kendisi arasına bir perde gerdi ve hicabı emreden buyruk nazil oldu." Fethu'l-Bari Açıklaması: ''Yüce Allah'ın: ''Yemek yediniz mi dağllın."(Ahzab, 53) buyruğu." Buhari bu başlıkta Enes'in, Cahş kızı Zeyneb ile Nebi efendimizin evlenmesi olayına dair ve hicab ayetinin inişini söz konusu eden hadisi zikretmektedir. Hadiste "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Zeyneb ile zifafa girmiş, damat olarak sabahı etti" buyruğunda "el-arus" bir sıfat olup kullanılışı bakımından erkek ve dişi arasında fark yoktur. (Yani hem damat, hem gelinanlamındadır.) Urs (düğün) ise erkeğin yeni hanımı ile birlikte kaldığı süreye denilir. Asıl anlamı ise beraberlik ve birlikte olup ayrılmamak demektir. Alışveriş bölümünün baş taraflarında yüce Allah'ın: "Artık o namaz kılındı mı, yeryüzüne dağılın." (Cumua, 10) buyruğu açıklanırken Cuma namazından sonra dağılma emri ile ilgili görüş ayrılığına dair açıklamalar geçmiş bulunmaktadır. Buradaki yemekten sonra dağılmaktan maksat ise, yemek yenilen yerden ev sahibinin yükünü hafifletmek için başka bir yere gitmek demektir. Nitekim ayetin muktezası da budur. Ahzab suresinin tefsirinde (4792.hadisin şerhinde) buna dair yeterli açıklamalar geçmiş bulunmaktadır

...
Referans:70 5466