Sahih-i Buhari

...

(72) Kitāb: Avcılık, Kesim

(72) ...

İbn Abbas'tan, onun Meymune r.anha'dan rivayetine göre; "Meymune şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e yağın içine düşmüş bir fare hakkında soru soruldu. O da: O fareyi çevresindeki yağ ile birlikte atınız, kalan yağı yiyiniz, diye buyurdu." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Fare donmuş yahut erimiş yağın içine düşerse ... " Yani bu durumda hüküm farklı mıdır? Değil midir? Bu husustaki görüş ayrılıkları pek güçlü olduğundan ötürü bu konuda kesin bir hüküm vermeye yanaşmamış gibi görünüyor. Daha önce Taharet bölümünde onun, yağ değişikliğe uğramadıkça necis olmayacağı görüşünü tercih ettiğine dair delilolacak hususlar geçmiş bulunmaktadır. Bu hususta hükmün farklı olduğunu hissettiren Yunus yolu ile gelen rivayeti (5539 no'lu hadisi) zikretmesindeki sır, muhtemelen bu olmalıdır. Ayrıca bu hadis, Ahmed'den gelen iki rivayetten birisi olan şu görüŞe de delil gösterilmiştir: Sıvı olan bir şeye necaset düştüğü takdirde değişikliğe uğramadıkça necis olmaz. İşte bu, Buhari'nin tercih ettiği bir görüş olup, Malikilerden İbn Nafi'in de görüşüdür. Ayrıca Malik'ten de bu görüş nakledilmiştir. Ahmed'in,İsmail b. Umeyye'den, onun Umare b. Ebi Hafsa'dan, onun İkrime'den rivayet ettiğine göre İbn Abbas'a yağın içinde ölmüş bir farenin hükmüne dair soru sorulunca: Fare ve çevresindeki yağ alınır, diye cevap vermiştir. Ben (İkrime) eğer onun etkisi yağın tamamında görülürse (hüküm ne olur), diye sordum. O: "Bu kendisi canlı iken söz konusu olur. Ama o, ancak bulunduğu yerdeölmüştür, diye cevap verdL" Bu hadisin ravileri Sahih'in ravileridir. Ayrıca Ahmed bunu bir başka yoldan da rivayet etmiş olup, bu rivayette: İçinde zeytinyağı bulunup o yağa bir farenin düştüğü testi hakkında soru soruldu, denilmektedir. Söz konusu bu hadiste: "O, testinin tamamında dolaşmamış mıydı diye sorunca İbn Abbas ona şu cevabı vermiştir: O canlı iken dolaşmıştı, daha sonra öldüğü yerde karar kıldı." Cumhur da sıvı yağ ile donuk yağ arasında az önce sözü geçen farklı hüküm ile amel ederek ayırım gözetmişlerdir. İbnu'I-Arabı, hadisteki: "Onun etrafında bulunan" buyruğunu yağın donuk olduğuna delil göstermiş ve şunları söylemiştir: Çünkü eğer o yağ sıvı olsaydı, onun etrafı diye bir şey söz konusu olmazdı. Çünkü ölmüş fare nereden alınırsa alınsın derhal o alınan kısım yerine bir başkası geçer. Böylelikle o geçen kısım da onun etrafında bulunan kapsamına girer. Bu da yağın tamamının atılmasını gerektirir. Evet, İbnu'l-Arabı böyle demiştir. [Yağın ve farenin söz konusu edilmesine gelince, bu lafızların mefhumu ile amel etmek (ve başka canlılar ile yiyecekleri bunun dışında görmek) söz konusu değildir.] 166 166 Bu ibare, hem istidlal açısından oldukça önemli olduğundan, hem de bundan sonra nakledilecek İbn Hazm'ın görüşünün daha iyi anlaşılması açısından önemli görüldüğü için, tarafımızdan Fethu'l-Barı, iX, 587'de iktibas edilmiştir. İbn Hazm ise adeti üzere hadisi lafzı çerçevesinde dondurarak farklı hükmü fare hakkında özel bir hüküm olarak kabul etmiştir. Eğer farenin dışında başka bir türden canlı, sıvı bir şeye düşecek olursa değişmedikçe necis olmaz. Cumhura göre sıvının ölçüsü, ondan bir şeyalındığı takdirde hızlıca eski haline dönebilmesidir. "Öldü" sözü de farenin sıVJya etkisinin içinde ölmesi ile söz konusu olacağına delil gösterilmiştir. Eğer fare sıvının içine düşüp ölmeden çıkacak olursa sıvıya bir zararı olmaz

...
Referans:72 5540