Sahih-i Buhari
...
(74) Kitāb: İçecekler
(74) ...
İbn Abbas'tan: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayakta olduğu halde Zemzem'den içti, dedi." Fethu'l-Bari Açıklaması: Bu hadis ayakta olanın su içmesinin caiz oluşuna delil gösterilmiştir. Ancak bu işi açıkça nehyeden birtakım hadisler de bununla tearuz halindedir. Bunlardan birisi Müslim'in, Enes'ten naklettiği: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayakta su içmeyi kabul etmemiştir" şeklindeki hadisidir. Yine bunun benzeri bir hadis Müslim'de Ebu Said'den "nehyetmiştir" lafzıyla gelmiştir. Buna benzer bir rivayet de Tirmizi'nin hasen olduğunu belirterek naklettiği el-Carad yoluyla gelen hadistir. Müslim'in Ebu Gatafan'dan, onun Ebu Hureyre'den diye ge17n yolla "sizden hiçbir kimse ayakta su içmesin, unutarak içen olursa kussun" lafzı ile zikrediImiştir. Müslim'de, Katade yoluyla Enes'ten gelen rivayet: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem adamın ayakta su içmesini nehyetti. Katade: Biz Enes'e: Ya yemek yemek, diye sorduk. O: O iş daha şerıidir, diy~ cevap verdi" şeklindedir. el-Mazerı dedi ki: İnsanlar bu hususta ihtilaf etmişlerdir. Cumhurun kanaati ise bunun caiz olduğudur. Bazıları ise bunu mekruh görmüşlerdir. Hocalarımızdan birisi şöyle demiştir: Muhtemelen bu yasak, arkadaşlarına su getirip de onlardan önce bu işi tekeline alırcasına ve bir topluluğa su içiren bir kimse aralarında en son içer kuralının da dışına çıkarak, onlardan önce ayakta su içen kimse hakkındadır. Hocamız dedi ki: Aynı şekilde Ebu Hureyre hadisinde sözü geçen kusma emri de böyledir. İlim ehli arasında, bir kimsenin kusmakla yükümlü olmadığı hususunda görüş ayı•ılığı yoktur. Bazı ilim adamları da şöyle demiştir: Bu rivayetin kuvvetli görülen şekli, bunun Ebu Hureyre'ye mevkuf olduğudur. (Nebie ait bir söz olmadığıdır.) Enes'in hadisi de aynı şekilde ayakta yemek yemeyi, ihtiva etmektedir. Ayakta yemek yemenin caiz oluşu hususunda da görüş ayrılığı yoktur. Gördüğüm kadarıyla ayakta su içmeye dair hadisler, caiz oluşa delildir. Yasak oluşunu ihtiva eden hadisler ise müstehaplığa (oturarak içmenin müstehap oluşuna) ve daha uygun ve kamil olana teşvik diye yorumlanmalıdır, yahut ayakta içmenin zararlı olması dolayısıyla bunu kabul etmediği, kendisinin ise bu hususta güven altında olması dolayısıyla yaptığı şeklinde de açıklanabilir. Nevevi de özetle şunları söylemektedir: Bu hadislerin manası, bazı ilim adamları için içinden çıkılamaz bir hal almıştır. Hatta bu hususta batıl sözler söylemeye kadar gitmişler ve bazılarının zayıf olduğunu ileri sürebilecek kadar cüretkarlık göstermişlerdir. Düşülen hataları yaygınlaştırmanın da açıklanabilir bir tarafı yoktur. Bunun yerine doğru olan zikredilir, hatadan sakındırmak için de onlara işarette bulunulur. Hadislerde içinden çıkılamayacak bir durum olmadığı gibi, aralarında zayıf olanı da yoktur. Aksine doğrusu şudur: Bu hadislerdeki yasak, tenzih hakkında (kaçınmak için) yorumlanır. Ayakta içmek de caiz oluşu devam ettirmek içindir. Nesh ya da başka bir iddiada bulunan kimseler ise hata etmişlerdir. Çünkü nasların telifi mümkün olduğu takdirde tarih (hangisinin önceliği) sabit olsa dahi neshe gidilmez. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in fiili uygulaması ise cevazı açıklamak içindir. Böyle bir iş onun hakkında asla mekruh olamaz. O herhangi bir şeyi beyan etmek için bir ya da birkaç defa yapardı, ama daha faziletli olanı daha çok ve ısrarla yapardJ. Kusma emri ise müstehaplığa yorumlanır. Dolayısı ile ayakta su içen kimsenin bu açık ve sahih hadis dolayısıyla kusması müstehaptır. Çünkü emrin vücuba yorumlanmasına imkan yoksa müstehaplığa yorumlanır. Iyad'ın: Ayakta su içen kimsenin kusma yükümlülüğünün bulunmadığı üzerinde ilim adamları arasında görüş ayrılığı yoktur, sözlerine ve ayrıca bununla hadisin zayıf oluşuna işaret etmesine gelince, onun bu işaretine hiçbir şekilde iltifat edilmez. İlim ehlinin kusmayı vacip görmemeleri, kusmanın müstehap oluşuna mani değildir. İcma ile böyle bir müstehabın bulunmadığını iddia eden kimse ise, anlamsız bir iddiada bulunmaktadır. Birtakım vehim, iddia ve saçmalar ile sahih sünnet terk edilemez. --- Nevevl'nin sözü burada bitti. --- Hadisten Çıkan Sonuçlar 1- İlim adamı, insanların bir işten kaçındıklarını görüp onun caiz olduğunu biliyor ise, meselenin uzun süre devam edip haram olduğunun zannedilmesini önlemek için doğru olan şekli açıklamalıdır. İlim adamı böyle bir şeyden korktuğu takdirde kendisine soru sorulmadan dahi olsa hükmü açıklamakta elini çabuk tutmalıdır. Eğer soru sorulursa o zaman durumu açıklaması gereği daha da pekişir. 2- Herhangi bir kimseden hoşlanılmayan bir hal görürse, o kişiyi belli bir maksadı yoksa adıyla ayrıca teşhir etmez, aksine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in benzeri hallerde yaptığı gibi kinayeli olarak onu söz konusu eder
Referans | : | 74 5617 |