Sahih-i Buhari
...
(77) Kitāb: Elbise
(77) ...
Ebu Talha r.a.'dan, dedi ki: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Melekler, içinde köpek ve suretler bulunan bir eve girmezler" buyurdu. Fethu'l-Bari Açıklaması: "Suretler" (anlamı verilen: et-tesavır lafzı), "tasvır"in çoğulu olup suret anlamındadır. Maksat, önce bunu fiilen yapmak ciheti ile, sonra da bunları kullanmak ve edinmek açısından hükmünü beyan etmektir. "Melekler girmez." Buyruğun zahirinden umum ifade ettiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte Hafaza meleklerinin bundan istisna edildiği söylenmiştir. Çünkü Hafaza melekleri hiçbir durumda kişiden ayrılmazlar. İbn Vaddah, el-Hattabı ve başkaları bunu bu şekilde açık ve kesin olarak ifade etmişlerdir. "İçinde köpek bulunan bir eve." Ev (beyt)den kasıt, kişinin içinde yerleşik bulunduğu mekandır. İster bir bina, ister çadır, ister başka bir şeyolsun. Bunun da zahirinden anlaşılan, bunun her köpek hakkında genelolduğudur. Çünkü burada (köpek anlamındaki) "kelb" lafzı, nefyden sonra nekre (belirtisiz) olarak gelmiştir. el-Hattabı ile bir kesim ise, edinilmesine izin verilmiş köpeklerin istisna edildiği görüşündedirler. Bunlar ise av, davar ve ziraat için edinilen köpeklerdir. Kurtubi ise genel. ifadyi tercihe meyillidir. Nevevi de böyle demiş ve bunun için altı başlık sonra ibn Ömer'in rivayet ettiği hadiste kendisine işaretin geleceği küçük köpek yavrusu ile ilgili kıssayı buna delil göstermiştir. Nevevı der ki: Cibril bu husustaki mazeret apaçık olmakla birlikte eve girmemiştir. Eğer mazeret köpeklerin eve girmelerine engel teşkil etmeyen bir husus olsaydı, Cibril içeri girmekten geri kalmazdı. --- Nevevi'nin sözü burada bitti. ---- Kurtubi dedi ki: Köpeğin bulunduğu eve meleklerin girmesine engel teşkil edenin ne olduğu hususunda görüş ayrılığı vardır. Bu hususun köpeğinnecis olmasından ileri geldiği söylenmiştir. Bugörüş hadisin Müslim'de yer alan Aişe'den gelmiş kimi rivayet yollarında zikrediimiş bulunan "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem köpeğin bulunduğu yere su dökülmesini emir buyurdu" ifadesi ile de pekişmektedir. Sebebin köpeklerin şeytan türlerinden olması olduğu da söylenmiştir. Köpeklere bulaşan necaset dolayısıyla olduğu da söylenmiştir. Çünkü köpekler çokça necaset yer ve necasetler onlara bulaşır. Böylelikle köpeklerin değdikleri şeyler de necis olur. Melekler hususunda da görüş ayrılığı vardır. Bunun umumi olduğu söylenmiştir. Nevevi de bunu ileride gelecek Cibril kıssası ile desteklemiştir. Hafaza meleklerinin istisna edildiği de söylenmiştir. Ancak Nevevi, buna meleklerin yazmayı sürdürmekle birlikte evin kapısında bulunmak suretiyle girmemelerinin mümkün olabileceğini söyleyerek cevap vermiştir. Meleklerden maksadın rahmet ile inenler olduğu da söylenmiştir. el-Hattabi dedi ki: Meleklerin, içinde bulunduğu eve girmedikleri surete gelince, bulundurulması haram olan surettir. Bu da başı kesilmemiş yahut ileride iki başlık sonra gelecek olan "ayakla çiğnenen suretler" başlığında açıklanacağı üzere tahkir edilip küçümsenmeyen suretlerdir. İleride el-Hattabi'nin benimsediği bu görüşün desteklendiğine dair işaret de "melekler içinde suret bulunan bir eve girmezler" başlığında gelecektir. Şanı yüce Allah'ın Süleyman aleyhisselam'ı söz konusu ederken: "Onlar kendisine köşklerden, heykellerden, büyük havuzları andıran leğenlerden ve yerlerinde sabit (dağ gibi) kazanlardan istediğini yaparlardı."(Sebe, 13) diye buyurmuş olmakla birlikte; içinde suret bulunan yere meleklerin girmeyişinin izahı zor görülmüştür. Mücahid şöyle demiştir: O meleklerin yaptıkları heykeller (suretler) bakırdan idi. Bunu Taberi rivayet etmiştir. Katade de: Bu suretler ahşaptan ve camdan idi. Bunu da Abdurrezzak rivayet etmiştir. Buna cevap şöyledir: Bu, onların şeriatında caiz idi. Onlar Nebilerin ve ibadet bakımından onların durumunda olan aralarındaki salih kimselerin şekillerini onlara benzer şekilde ibadet edebilmek için yapıyorlardı. Ebu'ı-Aliye de şöyle demiştir: Bu şekilde suret yapmak, onların şeriatında haram değildi. Daha sonra bizim şeriatımızda buna dair yask geldi. Buhari ve Müslim'in Sahih'lerinde Aişe radıyallahu anha'nın rivayet ettiği Habeş topraklarında bulunan ve içinde suretler bulunan kilise ile ilgili kıssada Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu sabittir: "Onlar aralarında salih bir adam öldü mü kabri üzerine bir mescid bina ederler ve o mescidde o suretleri yaparlardı. İşte onlar Allah nezdinde yaratılmışların en şerıileridir." Eğer bu işleri yapmak o şeriatte caiz olsaydı, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu işi yapan kimseler hakkında yaratılmışların en şerıileri ifadesini kullanmaması gerekirdi. İşte bu da canlı varlıkların suretlerini yapmanın, suretlere tapanların ortaya Çıkardıkları sonradan meydana gelmiş bir fiil olduğunun delilidir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır
Referans | : | 77 5949 |