Sahih-i Buhari
...
(77) Kitāb: Elbise
(77) ...
Busr İbn Said'den, o Zeyd İbn Halid'den, o Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabından, Ebu Talha'dan, dedi ki: "Şüphesiz Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Gerçek şu ki, melekler, içinde bir suret bulunan eve girmezler. Busr dedi ki: Daha sonra Zeyd rahatsızland!. Biz de onu ziyarete gittik. Bir de ne görelim, kapısında üzerindesuret bulunan bir perde gerilmiş. Ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zevcesi Meymune'nin terbiyesinde yetişmiş bulunan Ubeydullah el-Havl2tnl'ye dedim ki: Zeyd bizlere önceki gün suretlere dair (haram kılındıkları şeklinde) haber vermemiş miydi? Bunun üzerine Ubeydullah: Sen onu elbisede bir nakış olması müstesna, derken işitmedin mi, dedi." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Suret üzerine otu::-mayı" -İsterse ayak altında çiğnenenlerden olsun- "hoş görmeyen kimse." "Yastık" (anlamı verilen: numruka)ın çoğulu "nemarık" şeklinde gelir. Yan yana dizilen, yaslanılan yastıklara denilir. Bunun, üzerine oturulan yastık olduğu da söylenmiştir. "Allah'a ve Rasulüne tevbe ederim. Ben ne günah işledim?" Bu ifadeden tevbe eden kişi özellikle sorumlu tutulmasına sebep olan günahı hatırlamasa dahi- genelolarak bütün günahlardan tevbe etmenin caiz olduğu anlaşılmaktadır. "Bu suretlerin sahipleri" diye başlayan buyruğun devamında: "Ve şüphesiz melekler, içinde suret bulunan bir eve girmezler" ifadeleri yer almaktadır. İkinci cümle onun içeri girmek istemeyişi ile uyum arz eden cümledir. Bundan önce ilk cümleyi ifade etmesi ise, suret edinmekten nehyetmeyi önemsediği içindir. Çünkü tehdit, suret yapan kimse için söz konusu olduğuna göre, onu kullanan kimse için de söz konusu olur. Çünkü suret, ancak kullanılsın diye yapılır. O halde sureti yapan böyle bir işe sebep iken, kullanan da bu işi fiilen işleyen kimse olur. O halde onun tehdide muhatap oluşu, öncelikle söz konusudur. Ayrıca bundan, suretin haran: kılınması hususunda suretin gölgesinin olup olmaması açısından bir fark olmadığı da anlaşılmaktadır. Aynı şekilde bu suretin boya ile yapılmış olması yahut nakış olması, oyulmuş olması ya da dokunmuş olması -dokumayı istisna edip bunun tasvir olmadığını iddia edenlerin aksine- arasında bir fark yoktur. İbnu'l-Arabi' dedi ki: Suret edinmek hususunda varılan sonuçlar şunlardır: Eğer suretlerin cisimleri varsa icma ile haramdır. Eğer nakış suretinde ise, dört görüş vardır: 1- Başlıkta yer alan hadiste geçen "bir elbisede nakış olması müstesna" ifadesinin zahirine göre mutlak olarak caizdir. 2- Nakış dahi olsa mutlak olarak yasaktır. 3- Eğer suret görünüşü itibariyle ve şekil olarak kalıcı bir özelliğe sahipse haram olur. Eğer başı kopanlmış yahut parçalan ayn ise caizdir. İbnu'l-Arabi': Bu daha sahih alandır, demektedir. 4- Eğer tahkir edilen şeylerden ise caizdir, şayet asılı ise caiz değildir
Referans | : | 77 5958 |