Sahih-i Buhari
...
(78) Kitāb: Edeb
(78) ...
Ebu Hureyre r.a.'dan, dedi ki: "Bir adam Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek: Ey Allah'ın Rasulü' Benim güzel sohbetime (arkadaşlığıma, dostluğuma) en fazla hak sahibi olan kimdir, diye sordu. Allah Rasulü: Annendir, buyurdu. Adam: Sonra kimdir, diye sordu. Allah Rasulü: Annendir, buyurdu. Adam: Sonra kimdir, diye sordu. Allah Rasulü: Annendir, buyurdu. Adam: Sonra kimdir, diye sordu. Allah Rasulü: Sonra babandır, buyurdu." Fethu'l-Bari Açıklaması: İbn Battal dedi ki: Bu hadisin gereğine göre annenin görmeyi hak ettiği iyilik, babanın üç mislidir. Bu ise hamileliğin, sonra doğumun, sonra da süt emzirmenin zorluğundan dolayıdır. Bütün bunları yalnız başına anne yapar ve onlardan dolayı oldukça zorlanır. Bundan sonra da çocuğun terbiyesinde baba ile ortak hareket eder. İşte yüce Allah'ın: "Biz insana ana-babasına iyilikte bulunmasını tavsiye ettik. Annesi onu zorlukla taşımış, zorlukla bırakmıştır. Onun taşınması ve sütten kesilmesi de iki yılda olur. "(Lukman, 14) buyruğunda da buna işaret edilmektedir. Bu buyrukta her ikisine iyi davranmanın tavsiye edilmesi bakımından aralarında eşitlik sözkonusu iken, diğer üç husus sadece anne hakkında sözkonusu edilmiştir. Kurtubi der ki: Maksat annenin çocuğu üzerindeki kendisine iyi davranma hakkının daha üstün bir derecede olduğunu ve bu hususta haklar arasında bir çatışma bulunacak olursa, annenin hakkının babanın hakkına önceleneceğini anlatmaktır. İyad dedi ki: Cumhurun kanaatine göreanne iyi muamele konusunda babadan daha üstün bir hakka sahiptir. Her ikisine de eşit bir şekilde iyi davranılacağı da söylenmiştir. Bazıları bu görüşü Malik'ten diye nakletmiştir ama doğru olanı birincisidir. Derim ki: Bazı Şafii alimleri ikinci görüşü benimsemiştir, ama el-Haris elMuhasibi iyilikte annenin üstün tutulacağı hususunda icma' bulunduğunu nakletmiştir, ama böyle bir nakil tartışılır. Malik'ten yapılan nakil de bu hususta açık değildir. Bunu İbn Battal zikrederek şöyle demiştir: Malik'e: Babam benden istedi, annem de benden aksini yapmamı istedi, diye soruldu. Malik: Babana itaat et, annene de karşı çıkma, diye cevap verdi. İbn Battal dedi ki: Bu onun her ikisine de iyi davranmanın eşit düzeyde olduğunu göstermektedir, demiştir. Evet, o böyle demiştir, ama buna delaleti pek açık değildir. İbn Battal dedi ki: el-leys'e de aynı mesele sorulmuş, kendisi: Annene itaat et. Çünkü iyiliğin üçte iki payı onundur, diye cevap vermiştir. İyad dedi ki: Bazı ilim adamları dede ve kardeş hususunda tereddüde düşmüşlerdir. Çoğunluk dedenin önceleneceği kanaatindedir. Derim ki: Şafiiler de bunu kesin bir ifade olarak zikretmiş ve: Önce dede, sonra kardeş gelir. Daha sonra aynı anne-baba ile akrabalığı olan kimse onlardan birisi vasıtası ile akrabalığı olanın önüne geçirilir. Sonra da zevi'l-erham olan akrabalar öncelenir. Bunlar arasında mahrem olanlar, mahrem olmayanlardan önce gelir, daha sonra diğer asabeler, sonra sıhri akrabalar, sonra vela bağı ile yakınlığı olanlar, sonra da komşular gelir, demişlerdir. ileride iyilik yapmanın hükmünedair açıklamalar gelecektir. İbn Battal bu sıralamanın, iyiliğin bir defada hepsine ulaştırılmasının imkansız olması halinde sözkonusu olacağına işaret etmiştir. Bu da açıkça anlaşılan bir konudur
Referans | : | 78 5971 |