Sahih-i Buhari
...
(78) Kitāb: Edeb
(78) ...
Süfyan'dan, o Ebu'z-Zinad'dan, o el-A'rec'den, o Ebu Hureyre'den rivayetle: "Allah nezdinde en hakir isim....." demiş; Süfyan ise birkaç kere: "Allah nezdinde isimlerin en hakiri ... " demiştir. " kendisine melikler meliki (krallar kralı) adını veren kimsedir." Süfyan dedi ki: Ebu'z-Zinad'dan başkası da: Bunun (Farsça) açıklaması: Şahan şah'tır, demektedir. Fethu'l-Bari Açıklaması: "En hakir" (anlamı verilen bu kelimenin) kökü, çirkin ve kötü söz söylemek demek olan "el-hana"dan gelmektedir. el-Müstemli"de bu lafız "ehneu" (şeklinde sondaki ye harfi yerine ayn harfi ile) şeklindedir ve meşhur olan da budur. Bu ise zillet anlamına gelen "el-hunu'''den türemiştir. İyad dedi ki: Hadis, isimler arasında en küçük (değersiz) isim ... demektir. Ebu Ubeyd de buna yakın bir şekilde açıklamıştır. "el-Hani'" de zelil demektir. "Hanaa'r-reculu" zelil oldu, anlamındadır. İbn Battal dedi ki: İsmin kendisi isimlerin en zelili olduğuna göre, bu ismi alan kimsenin zilleti daha ileri derecede olur. el-Halil İbn Ahmed de "ehneu" lafzını en fadr, en günahkar diye açıklamış ve "el-han 'u" de fücur ve günahkarlık demektir, demiştir. "Bu 'şah an şah' diye açıklanır." Bu hadis, böyle bir adı almanın haram kılındığına delil gösterilmiştir. Çünkü bu hususta çok şiddetli bir tehdit varid olmuştur. Bunun benzeri olan "mahlukatın haliki, hakimlerin hakimi, sultanların sultanı, emirler emiri. .. " gibi benzer anlamı taşıyan isimler de böyle değerlendirilir. Aynı şekilde er-rahman, el-kuddus, el-cebbar gibi Cenab-ı Allah'ın özel isimlerinden herhangi birisini alan kimsenin de bu kapsama girdiği söylenmiştir. Ama "kadilkudat: kadılar kadısı yahut hakimu'l-hükkam: yargıçlar yargıcı" adını alan kimselerin bu kapsama girip girmedikleri hususunda ilim adamlarının farklı görüşleri vardır. Zemahşerı yüce Allah'ın: "Ahkemu'l-hakimın (hakimlerin en hakimi)"ı86 buyruğunu hakimlerin en adaletlisi ve en bilgilisi diye açıklamıştır. Çünkü bir hakimin diğerine üstünlüğü ancak ilim ve adalet iledir. Devamla şöyle demektedir: Çağımızın mukallidlerinden bilgisizliğe ve zulme batmış nice kimse vardır ki kadılar kadısı lakabını almaktadır. Bu da hakimlerin en hakimi demektir. Bu sebeple ibret al ve ibretle düşün. Ancak İbnu'l-Müneyyir ona "akdakum aliyyun: aranızda en iyi hakim, en üstün yargıç Ali'dir" hadisini ileri sürerek itiraz edip şunları söylemektedir: İşte bundan, çağında yahut bölgesinde ya da şehrinde kadıların en adaletlisi yahut bilgilisi olan bir hakim hakkında "akdal kudat: kadıların en kadısı" tabirinin kullanılmasında bir sakınca olmadığı anlaşılmaktadır. Şeyh Ebu Muhammed İbn Ebi Cemra dedi ki: Hadisten her hususta edebe riayet etmenin meşruiyeti anlaşılmaktadır. Çünkü melikler meliki (krallar kralı) nin kullanılmasının yasaklanarak bu adı almak dolayısıyla tehdidin sözkonusu edilmesi; bunu kullanmanın mutlak olarak yasak olmasını gerektirmektedir. Böyle bir adı alan kişi, ister yeryüzünde bulunan meliklerin meliki olduğunu, ister onların bazılarının üstünde bir me lik olduğunu kastetsin, ister bu hususta haklı, ister haksız olsun, fark etmez. Böyle bir farkı kastedip bunu söylerken doğru olan kimse ile bunu kasıtlı olarak kullanmakla birlikte kullanımında yalancı olan kişi arasındaki fark, açık olmakla birlikte, değişen bir hüküm yoktur
Referans | : | 78 6206 |