Sahih-i Buhari

...

(78) Kitāb: Edeb

(78) ...

Enes r.a.'dan, dedi ki: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzurunda iki adam aksırdı. Onlardan birisine yerhamukellah dediği halde, diğerine yerhamukellah demedi. Bunun üzerine o adam: Ey Allah'ın Rasulü, buna yerhamukellah dediğin halde, bana yerhamukellah demedin, dedi. Allah Rasulü: Bu elhamdulillah dediği halde, sen elhamdulillah demedin, diye cevap verdi." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Elhamdulillah demediği takdirde aksırana yerhamukellah denmez." Buhari bu başlık altında daha önce "aksıranın hamd etmesi" başlığında geçen Enes'in rivayet ettiği hadisi zikretmektediL Sanki bununla hükmün genelolduğuna, bu durum ile karşı karşıya kalan o adama özelolmadığına işaret etmiş gibidir. Bu, genelliği bulunmayan özel bir durum ile ilgili bir vakıa olsa bile, bu hususta emir varid olmuştur. Müslim'in zikrettiği, Ebu Musa'nın şu lafızia rivayet ettiği hadis de böyledir: "Sizden birisi aksırıp elhamdulillah diyecek olursa, ona yerhamukellah deyiniz. Eğer Allah'a hamdetmezse siz de ona yerhamukellah demeyiniz." Nevevi' der ki: Bu hadisin gereğine göre Allah'a hamdetmeyen kimseye yerhamukellah denilmez. Derim ki: Bu, hadisin mantukundan (lafzından) anlaşılandır ama acaba buradaki nehiy, haram hükmünü mü ifade eder yoksa tenzihi (kaçınılması istenen) bir hüküm müdür? Cumhur ikinci görüşü benimsemiştir. Hamdin ve yerhamukellah demenin asgari seviyesi, arkadaşına bunu işittirmektir. Bundan şu da anlaşılır: Eğer hamdin dışında bir başka söz söyleyecek olursa, ona yerhamukellah denilmez. Ayrıca bu, şuna da delil gösterilmiştir: Elhamdulillah diyen kimseye yerhamukellah demenin meşru olması, işitenin elhamdulillah dediğini duymasa bile (en azından) elhamdulillah dediğini bilmesi şartına bağlıdır. Aksırmayı işitmekle birlikte hamdi işitmeyip, o aksırana yerhamukellah diyen kimsenin bu sözü işitmesi halinde olduğU gibi. Böyle olan bir kimsenin yerhamukellah demesi meşrudur. Çünkü aksırıp elhamdulillah diyen kimseye yerhamukellah deme emri genel bir emirdir. Nevevi' der ki: Uygun görülen görüş, başkaları değil de onun elhamdulillah dediğini duyan kimsenin ona yerhamukellah demesidir. İbnu'l-Arabi' bu hususta görüş ayrılığının bulunduğunu nakletmiş ve bu durumda olan birisine yerhamukellah denilmesi görüşünü tercih etmiştir. Derim ki: İbn Battal ve başkaları da Malik'ten bu görüşü böylece nakletmişlerdir. İbn Dakiki'l-'Id de aksıran kimsenin, yanında bulunanların hamd edene yerhamukellah denilip etmeyene denilmeyeceği şeklinde aradaki farkı bilemeyen türden cahil kimseler olduğunu bilmesi halini istisna etmiştir. Çünkü yerhamukellah demek, aksıranın elhamdulillah dediğinin bilinmesine bağlıdır. O halde bu durumdaki birisine (yani elhamdulillah demeyene) yerhamukellah denilmez. İsterse onun yanında bulunanlar ona yerhamukellah demiş olsunlar. Çünkü onun elhamdulillah deyip demediğini bilmemektedir. Şayet aksırıp ham d ettiği halde, kimse ona yerhamukellah demezse, ondan uzakta olan birisi onun hamdettiğini işitirse, işittiği zaman ona yerhamukellah demesi müstehap olur. İbn Abdilberr ceyyid bir sened ile Sünen sahibi Ebu Davud'dan şunu rivayet etmektedir: Ebu Davud bir gemide iken kıyıda bulunan bir kimsenin aksırıp hamd ettiğini işitmiş, hemen bir dirheme bir kayık kiralayıp aksıranın yanına varıp, ona yerhamukellah dedikten sonra geri dönmüş. Ona bunu niçin yaptığı sorulunca, belki o duası kabulolunan birisidir, diye cevap vermiş. Yatıp uyuduklarında bir kişinin şöyle dediğini işitmişler: Ey gemide bulunanlar! Ebu Davud bir dirheme karşılık Allah'tan cenneti satın aldı. Nevevi dedi ki: Aksırıp da elhamdulillah demeyen kimsenin yanında bulunan kişilere hamd edip de ona yerhamukellah demek için elhamdulillah demesini hatırlatması müstehaptır. Bu, İbrahim en-Nehai'den sabit olmuş bir görüştür ve bu nasihat ile iyiliği emretmek kabilinden bir davranıştır

...
Referans:78 6225