Sahih-i Buhari
...
(79) Kitāb: İzin İsteme
(79) ...
Mu'temir İbn Süleyman'dan dedi ki: "Babamı şöyle derken dinledim: Enes İbn Malik'i dinledim. Şöyle diyordu: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana gizlice bir sır verdi. Ben de ondan sonra onu kimseye bildirmedim. Andolsun annem Ümmü Suleym dahi bana sordu. Ama ben ona bile o sırrı bildirmedim." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Sır saklamak" yani açıklamamak. İbn Battal dedi ki: İlim ehlinin kabul ettiğine göre eğer sahibi bundan dolayı zarar görecek ise, sırrı açıklamamak gerekir. çoğu da: Sırrı veren kişi öldüğü takdirde hayatta iken gizlenip saklanması gerektiği gibi -açıklanması halinde o sırrı verenin küçültülmesinin söz konusu olması dışında- sırının saklanması gerekmez. Derim ki: Göründüğü kadarıyla ölümden sonra sırrın açıklanması bir kaç kısma ayrılır. Bir kısmı mubahtır, hatta bazen o sırrı veren sırrının açıklanmasından hoşlanmasa dahi anlatılması müstehap olabilir. Sırrın, sırrı veren kimsenin bir kerametini, menkıbesini ya da buna benzer tezkiye edilmesini ihtiva etmesi gibi. Mutlak olarak mekruh kısmı da vardır, haram da olabilir. İbn Battal'ın işaret ettiği de budur. Açıklanması vacip olabilir. O sırda yerine getirmekte mazur görülebileceği bir hakkın üzerinde bulunması hali gibi. Bu sırrın zikredilmesi ile, ondan sonra gelenler arasında onun adına bu işi yerine getirmeleri umulan kimseler ümit ediliyor ise bu sır açıklanır
Referans | : | 79 6289 |