Sahih-i Buhari
...
(79) Kitāb: İzin İsteme
(79) ...
İbn Abbas'tan: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ruhu kabzedildiğinde ben sünnet edilmiştim" demiştir. Fethu'l-Bari Açıklaması: "Büyüdükten sonra sünnet olmak." el-Kermanı dedi ki: Bu başlığın İzin isteme bölümü ile ilişkisi, sünnet olmanın çoğunlukla evlerde toplanıp bir araya gelmeyi gerektirmesi cihetiyledir. "Fıtrat (gereği hasletler) beştir." Buna dair açıklamalar Libas (giyim) bölümünün sonlarında (5889 nolu hadiste) geçmiş bulunmaktadır. O SAYFA İÇİN BURAYA TIKLAYIN Sünnet olmanın hükmü de aynı şekilde geçti. İbn Battal sünnet olmanın vacip olmayışına Selman'ın Müslüman olduktan sonra sünnet olmasının emredilmemiş olmasını delil göstermiştir. Ancak sünnet olmayı bir mazeret sebebiyle terk etmiş olma ihtimali yahut onun Müslüman olmasının sünnet olmanın vücubundan önce olması ya da önceden beri sünnetli olmuş olması ihtimali bulunduğu belirtilerek ona itiraz edilmiştir. Diğer taraftan onun sünnet edildiğinin nakledilmemiş olması, sünnet olmamış olmasını gerektirmez. Esasen bu hususta başkasına (sünnet olması için) emir verilmiş olduğu da sabittir. İkinci hadiste "İbrahim aleyhisselam seksen yaşından sonra sünnet oldu" denilmektedir. Buna dair açıklamalar ve sünnet olduğu vakit kaç yaşında olduğu ile ilgili görüş ayrılıkları, onun ömrünün kaç yılalduğu ile ilgili açıklamalar İbrahim aleyhisselaın ile ilgili başlıkta sözü geçen hadis şerh edilirken (3356 nolu hadiste) geçmiş bulunmaktadır. el-Mühelleb dedi ki: İbrahim aleyhisseli,m'ın seksen yaşından sonra sünnet olması bizim de onun gibi yapmamızı gerektirmez. Çünkü insanlar çoğunlukla seksen yaşına varmadan ölmektedirler. O yüce Allah kendisine bunu vahyedip C emrettiği zaman sünnet olmuştur. Ayrıca akıl ve düşünme, cimada kullanılması j için organa ihtiyaç duyulacağı zamana yakın sünnet olmayı ancak gerekli görmektedir. Nitekim İbn Abbas da: "Onlar birisini ergenlik yaşına yaklaşmadıkça sÜnnet ettirmezlerdi" demiştir. Sonra da: Küçük yaşta sünnet olmak, çocuk için işin kolaylaştırılması içindir. Çünkü o yaşta çocuğun organı zayıftır ve anlayışı da azdır. Derim ki: İbrahim aleyhisselaın ile ilgili olay, herhangi bir engel dolayısıyla sözü geçen yaşa kadar geciktirilecek olsa dahi sünnet olmanın meşruiyetine delil gösterilmiştir. Bu halde bile bu sünnetin yerine getirilme isteği kalkmaz. Nitekim Buhari de başlıkta buna işaret etmiş bulunmaktadır. Yoksa maksat, sünnet dolayısıyla zorlukla karşılaşmanın söz konusu olacağı ileri yaşa kadar geciktirilmesinin meşru olduğunu söylemek değildir. el-Mühelleb'in aklı bakımdan sözünü ettiği gerekçe ise tartışılır. Çünkü sünnet olmanın hikmeti cima ile ilgili hususların tamamlanmasından ibaret değildir. Aksine sünnet olmama halinde sidik artıklarının kesilmesi gereken et parçacığı içerisinde kalmasından korkulmasıdır. Özellikle küçük abdestten sonra taş ile istinca yapan kimsenin sidiğinin akmayacağından ve bunun sonucunda elbisenin ya da bedenin necis olmayacağından emin olunamaz. Bundan dolayı küçük çocuğun namaz kılmakla emr olunacağı yaşa erişmesi, sünnet ile o et parçacığının kesilmesi için en güzel vakittir. Ben daha önce sünnet olmanın meşru olduğu vakit ile ilgili görüş ayrılıklarını açıklamış bulunuyorum. "Ve el-Kadum denilen yerde sünnet oldu." Buhari bu rivayette "el-Kadum" lafzının dal harfinin şeddesiz olduğuna işaret ettikten sonra, bir başka rivayet yoluyla bu harfin şeddeli olduğuna işaret etmiş ve "burası bir yer adıdır" fazlalığını eklemiştir. Buna dair gerekli açıklamaları da Enbiya ile ilgili hadisler bölümünde İbrahim aleyhisselam ile ilgili başlıkta sözü geçen hadisin şerhinde açıklamış bulunuyorum. el-Mühelleb dedi ki: Dal harfi şeddesiz olarak "el-Kadum" alet adıdır (keser aleti), şeddeli ise yer adıdır. (Devamla) der ki: İbrahim aleyhisselam hakkında her ikisinin söz konusu olması da mümkündür. Yani alet olarak keser ile ve bu adı taşıyan yerde sünnet olmuştur. Derim ki: Ben bunlardan hangisinin tercihe değer olduğunu da belirttiği m yerde açıklamış bulunuyorum. el-Cevzaki'nin, el-Müttefak adlıeserinde sahih bir senedie Abdurrezzak'tan: el-Kadum bir karye (kasaba) adıır, dediğini nakıetse.dir. Ebu'l-Abbas .esSerrac da Tarih'inde Ubeydullah ıbn Said'den, o yi hya ıbn Said'den, o ıbn AdEm'dan, o babasından, o Ebu Hureyre'den Peygam e merfu olarak: "İbrahim, el-Kadum'da sünnet oldu" rivayetini kaydetmiştir. Ubeydullah dedi ki: Ben Yahya'ya: Kadum nedir, diye sordum. O, baltadır, dedi. el-Kemal İbnu'l-Adim: Çoğunluk İbrahim aleyhisselam'ın kendisi ile sünnet olduğu kadum'un bildiğimiz alet olduğu görüşündedir, demektedir. "O sırada ben sünnet edilmiştim." Yani sünnetinin gerçekleşmiş olduğunu anlatmaktadır. "Onlar adamı buluğ yaşına yaklaşıncaya kadar sünnet etmezlerdi." Aklı erip ergenlik yaşına yaklaşıncaya kadar demektir
Referans | : | 79 6300 |