Sahih-i Buhari
...
(8) Kitāb: Namaz (Salât)
(8) ...
- Bāb: ...
- باب ...
قال ابن شهاب فأخبرني ابن حزم: أن ابن عباس وأبا حبة الأنصاري: كانا يقولان: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (ثم عرج بي حتى ظهرت لمستوى أسمع فيه صريف الأقلام). قال ابن حزم وأنس بن مالك: قال النبي صلى الله عليه وسلم: (ففرض الله على أمتي خمسين صلاة، فرجعت بذلك، حتى مررت على موسى، فقال: ما فرض الله لك على أمتك؟ قلت: فرض خمسين صلاة، قال: فارجع إلى ربك، فإن أمتك لا تطيق ذلك، فراجعني فوضع شطرها، فرجعت إلى موسى، قلت: وضع شطرها، فقال: راجع ربك، فإن أمتك لا تطيق، فراجعت فوضع شطرها، فرجعت إليه، فقال ارجع إلى ربك، فإن أمتك لا تطيق ذلك، فراجعته، فقال: هي خمس، وهي خمسون، لا يبدل القول لدي، فرجعت إلى موسى، فقال: راجع ربك، فقلت: استحييت من ربي، ثم انطلق بي، حتى انتهى بي إلى سدرة المنتهى، وغشيها ألوان لا أدري ما هي، ثم أدخلت الجنة، فإذا فيها حبايل اللؤلؤ، وإذا ترابها المسك [-349-] Enes b. Mâlik, Ebu Zer' 'in Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğunu anlattığını nakletmiştir: "Ben Mekke'deyken evimin tavanı açıldı ve Cebrail indi. Göğsümü yardı, sonra (kalbimi) zemzem suyu ile yıkadı. Daha sonra, hikmet ve iman dolu altın bir kap getirip içindekileri göğsüme boşalttı. En sonunda göğsümü kapadı. Daha sonra elimden tutup beni yakın semaya doğru çıkardı. Yakın semaya geldiğim zaman, Cebrail semanın bekçisine: 'Aç' dedi. Bekçi 'Kim o?' diye sordu. Melek 'Cebrail diye cevap verdi. Bu defa bekçi, Yanında biri var mı?' diye sordu. Cebrail, 'Evet, yanımda Muhammed var' diye yanıt verdi. Bekçi, 'ona vahiy verildi mi?' diye sordu. Cebrail, 'Evet' dedi. Bekçi kapıyı açınca yakın semanın üzerine çıktık. Birden karşıma oturan bir adam çıktı. Sağ ve sol tarafında karaltılar vardı. Sağına baktığı zaman gülümsüyor, soluna baktığı zaman ise ağlıyordu. (Bana:) 'Hoş geldin salih Nebi ve salih oğul' dedi. Cebrail'e: 'Bu kim?' diye sordum. O da, 'Bu Adem'dir, sağındaki ve solundaki karaltılar da, evlatlarının ruhudur. Sağında yer alanlar, cennet ehli, solunda yer alanlar ise, cehennem ehlidir. Sağına baktığı zaman gülümser, soluna baktığı zaman ise ağlar' dedi. Sonra beni, ikinci semaya çıkardı. Bekçisine, 'Aç' dedi. O da, daha önceki bekçi gibi davrandı, sonra kapıyı açtı." Enes bu olayı anlatmaya şu şekilde devam etti: "Ebu Zerr şöyle dedi: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Adem, İdris, Musa, İsa ve ibrahim Nebileri gördüğünden bahsetti. Ancak, onların derecelerinden söz etmedi. Sadece Hz. Adem'i yakın semada, Hz. ibrahim'i ise, altıncı semada gördüğünü belirtti. Cebrail, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i İdris aleyhisselam'ın yanına getirdi. İdris Nebi ona, 'hoş geldin salih Nebi, salih kardeş' dedi. Cebrail'e 'bu kim?' diye sordum. O da, Bu İdris diye cevap verdi. Sonra Musa Nebi'in yanına geldim. O da, 'Hoş geldin, salih Nebi, salih kardeş' dedi. Cebrail'e, 'Bu kim?' diye sordum, o da, 'Musa' dîye cevap verdi. Sonra İsa Nebi'in yanına vardım. Bana, 'hoş geldin, salih Nebi, salih kardeş' dedi. Cebrail'e 'Bu kim?' diye sordum, o da, 'İsa' diye cevap verdi. Nihayet ibrahim Nebi'in yanına geldim. Bana, 'hoş geldin, salih Nebi, salih oğul dedi. Cebrail e 'Bu kim?' diye sordum, o da İbrahim' diye cevap verdi" İbn Şihâb, İbn Hazm kanalıyla İbn Abbâs ve Ebu Habbe'nin Nebi s.a.v.'in Şöyle buyurduğunu söylediklerini nakletmiştir: "Sonra Cebrail, beni yukarı çıkardı. Nihayet öyle bir noktaya geldim ki, (kaza ve kaderi yazan) kalemlerin çıkardığı sesi duyuyordum." İbn Hazm ile Enes b. Malik şöyle demiştir: "Allah Teâlâ, ümmetime, namazı elli vakit olarak farz kıldı. Bu farz ile dönerken Musa peygamberle karşılaştım. Bana 'Hak Teâlâ ümmetine neyi farz kıldı?' diye sordu. Ben de 'elli vakit namazı farz kıldı' dedim. Bunun üzerine 'Rabbine dön (ve bunu azaltmasını dile!) Zira, ümmetin buna güç yetiremez' dedi. Ben de gidip müracaatta bulundum. Bunun üzerine Rabbim yarısını indirdi. Tekrar Musa peygamber'e döndüm ve Yarısını indirdi' dedim. Yine bana Rabbine dön (ve bunun azaltılmasını dile!) Zira, ümmetin buna güç yetiremez' dedi. Ben de gidip müracaatta bulundum. Rabbim yarısını daha indirdi. Tekrar Musa peygamber'e gittim. Yine Rabbine dön (ve bunun azaltılmasını dile!) Zira, ümmetin buna güç yetiremez' dedi. Bende Rabbim'e müracaatta bulundum. Nihayet Allah Teâlâ, 'Onlar beştir, aynı zaman da ellidir de. Benim katımda söz değişmez' buyurdu. Musa peygamber'e döndüm. Yine Rabbine dön (ve bunun azaltılmasını dile!) dedi. Ben de, 'Rabbimden utanır oldum' diye karşılık verdim. Sonra Cebrail sidretü'l-müntehâ'ya kadar beni götürdü. Burayı bilmediğim renkler kaplamıştı. Daha sonra cennete girdirildim. Orada inciden gerdanlıklar vardı. Toprağı da misk idi
- Bāb: ...
- باب ...
Mu'minlerin annesi Aişe (r.anha)'den şöyle nakledilmiştir: "Allah Teâlâ, hem ikamet halinde hem de seferîlikte, namazı ikişer rekat olarak farz kıldı. Seferilikteki hali aynen korundu, ancak ikamet halinde kılınan namaza ilave yapıldı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Atiyye'den şöyle nakledilmiştir: "Bayram günlerinde hayızlı kadınlarla, yeni ergenlik çağına girmiş kızları dışarı çıkarmamız emredildi. Onlar, Müslümanların cemaatine ve dualarına iştirak ederlerdi. Yalnız hayızlı kadınlar namazgahlardan uzak dururlardı. Bir kadın Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Ey Allah'ın elçisi! Bazılarımızın cilbabı yok' diyerek (bayramlara iştiraklerinin nasıl sağlanacağını) sordu. Bunun üzerine Allah Resulü şöyle buyurdu: 'O zaman, arkadaşı ona kendi cilbabını giydirsin
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed b. el-Münkedir'den şöyle nakledilmiştir; "Câbir, elbisesi askıda asılı durduğu halde, ensesi üzerinde bağladığı bir izar giyerek namaz kıldı. Bu durum karşısında biri çıkıp: 'Bir izarla namaz mı kılıyorsun?' diye sordu. Bunun üzerine o, şöyle dedi: Senin gibi ahmaklar beni (bu halde) görsün diye bunu (bilerek) yaptım... Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) döneminde hangimizin iki parça elbisesi vardı! Tekrar
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed İbn Münkedir'den şöyle nakledilmiştir: "Câbir İbn Abdillah'ı bir parça bezden oluşan elbise ile namaz kılarken gördüm. O şöyle demişti: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i bir parça bezden oluşan elbise ile namaz kılarken gördüm
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer b. Ebî Seleme'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uçlarını çaprazlama bağladığı bir elbise ile namaz kıldı. Tekrar. 355, 356. Bir parça elbise dediğimiz sevb-i vahid: Tek parça kumaştır
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer b. Ebî Seleme'nin, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’i Ümmü Seleme'nin evinde, elbisesinin uçlarını omuzlarına atarak bir elbiseyle namaz kıldığını gördüğü nakledilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer b. Ebî Seleme'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Ümmü Seleme'nin evinde uçlarını omzuna attığı bir elbise ile örtünmüşken namaz kıldığını gördüm
- Bāb: ...
- باب ...
Ümmü Hânî bint-i Ebî Tâlib'in azatlı kölesi Ebu Mürre, Ümmü Hânî'nin şöyle dediğini işittiğini nakletmiştir: "Mekke'nin fethedildiği sene Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gittim. Yanına vardığımda yıkanıyordu. Hz. Fatıma onu perdelemişti. Ona selam verdim. Bunun üzerine: 'Gelen kim?' diye sordu. Ben de 'Ebu Tâlib'in kızı Ümmü Hânî' diye cevap verdim. Bunun üzerine: Hoş geldin Ümmü Hânî' diyerek karşılık verdi. Yıkanmasını bitirince kalkıp bir elbiseye büründüğü halde sekiz rekat namaz kıldı. Namazını bitirince: 'Ey Allah'ın elçisi! Kardeşim benim eman verdiğim Hubeyra oğlu falancayı öldürmeye azmetti dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Ey Ümmü Hânî! Senin eman verdiğine biz de eman veririz'" Ümmü Hânî bu olayın kuşluk vakti gerçekleştiğini belirtmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Bir adam Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bir elbise ile kılınan namazın hükmünü sordu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Her birinizin iki elbisesi var mı?
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Içinizden biri omuzları açık bir halde, bir elbise ile namaz kılmasın’’ Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Yahya b. Ebî Kesîr, İkrime'den şöyle nakletmiştir: Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini işittim: Şehadet ederim ki, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şu şekilde buyurduğunu duydum: 'Kim bir elbise ile namaz kılarsa, elbisenin iki ucunu birbirinin üstüne çaprazlama atsın
- Bāb: ...
- باب ...
Saîd b. Hâris'ten şöyle nakledilmiştir: "Câbir b. Abdullah'a bir parçadan oluşan elbise ile namaz kılmanın hükmünü sorduk. O da şöyle cevap verdi; Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in düzenlediği bir seferde onunla birlikte yola çıkmıştım. Bir gece bir ihtiyacımdan dolayı onun yanına vardım. O sırada namaz kılıyordu. Üzerimde tek parçadan oluşan bir elbise vardı. Ona bürünüp yanı başında namaza durdum. Namazını bitirdikten sonra, Ya Câbir, gece vakti buraya gelmenin sebebi ne?' diye sordu. Ben de ihtiyacımı söyledim. Sözümü bitirdikten sonra bana, 'Gördüğüm bu örtünme de ne?' diyerek (hoşnutsuzluğunu) ifade etti. Ben de elbisenin dar ve kısa olduğunu söyledim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: Eğer elbisen geniş ise onunla omzundan öyle örtün, yok eğer dar ise, onu izar olarak kullan
- Bāb: ...
- باب ...
Sehl'den şöyle nakledilmiştir: Erkekler çocukların bağladığı gibi izarlarını boyunlarına bağlayarak Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte namaz kılarlardı. Allah Resulü kadınlara şöyle buyurdu: Erkekler tam olarak oturuncaya kadar başınızı secdeden kaldırmayın
- Bāb: ...
- باب ...
Muğîre bin Şu'be'den şöyle nakledilmiştir: "Bir seferde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikteydik. 'Ey Muğîre! Matarayı tut' dedi. Ben de onu tuttum. Sonra Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biraz ilerledi ve nihayet benden uzaklaştı. Sonra ihtiyacını giderdi. Bu esnada üzerinde Şam işi bir cübbe vardı.Yeninden elini çıkarmaya çalıştı. Ne fayda ki cübbenin yenleri dardı. Bu yüzden elini cübbenin altından çıkardı. Daha sonra eline su döktüm, Namaz için abdest aldı. Mestleri üzerine meshetti, sonra namaz kıldı
- Bāb: ...
- باب ...
Amr İbn Dinar'dan şöyle nakledilmiştir: Câbir İbn Abdullah'ı şunları anlatırken dinledim: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kavmi ile birlikte Ka'be'nin inşası İçin taş taşıyordu. Üzerinde izarı vardı. Amcası Abbâs, Yeğenim! Taşların zarar vermesini önlemek için izarını çözüp omzuna koysan' dedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izarını çözüp omzuna koydu. Birden baygın şekilde yere düştü. O günden itibaren hiç çıplak görülmedi. (Hz, Peygamber kavmi ile birlikte Kabe'nin İnşası İçin taş taşıyordu.) Nübüvvetten önce Kureyş'liler Kabe'yi bina ederken, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlarla birlikte taş taşımıştır. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den şöyle nakledilmiştir: "Adamın biri Nebi s.a.v.'e gelip bir tek elbise ile namaz kılmanın hükmünü sordu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Hanginiz iki elbise bulabiliyorsunuz' buyurdu. Sonra adam, Hz. Ömer'e aynı soruyu sordu. O da şöyle cevap verdi: Allah'ın size verdiği imkanlara göre hareket edin: Elbiselerinizi üzerinize alın. İzarı ve ridası olan, bunlarla; izarı ve gömleği olan bunlarla, izarı ve kaftanı olan, bunlarla, uzun paçalı donu (sirval) ve ridası olan bunlarla, uzun paçalı donu ve gömleği olan bunlarla; uzun paçalı donu ve kaftanı olan bunlarla, paçasız donu ve uzun gömleği olan bunlarla namaz kılsın. Ebu Hureyre demiştir ki: Zannımca Hz. Ömer, 'paçasız donu ve ridası olan bunlarla namaz kılsın' da dedi
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer'den şöyle nakledilmiştir: "Biri Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ihramlı birinin ne giyeceğini sordu. Allah Resulü de Şöyle cevap verdi: Gömlek, iç çamaşırı, bornoz za'feran veya yemen zaferan'ı bulaşmış elbiseleri giyemez. Terlik bulamayan kimse, mestini giysin ve topuklarının alt kısmına denk gelen yerden kessin
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd el-Hudrî'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) insan'ın sammâ türü örtünme ile, , büründüğü kumaşın bir parçasını avret mahalli üzerinde bulundurmaksızın bir tek elbise ile kaba etini yere koyup dizlerini kırarak oturmasını yasaklamıştır. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) limâs ve nibâz satışı ile sammâ şeklinde örtünmeyi ve insanların bir parça elbise içinde dizlerini kırarak kaba eti üzerine oturmasını yasakladı. Tekrar;
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den şöyle nakledilmiştir: "Ebu Bekir, o yılki hacda Kurban Bayramı günü Mina'da insanlara: 'Bu yıl'dan sonra hiçbir müşrik hac edemeyecek, hiçbir çıplak da Kabe'yi tavaf edemeyecek' şeklinde duyuru yapan tellallar'la birlikte beni de gönderdi. Humeyd İbn Abdurrahman dedi ki: Daha sonra Allah Rasulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ali (r.a.)'i göndererek ona Tevbe suresini insanlara okumasını emretti. Ebu Hureyre (r.a.) olayı anlatmaya şu şekilde devam etti: Bizimle birlikte Ali, bayramın birinci günü Mina'da bulunanlara: 'Bu yıl'dan sonra hiçbir müşrik hac edemeyecek, hiçbir çıplak da Kabe'yi tavaf edemeyecek' şeklinde duyuru yaptı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Muhammed İbnü'l-Münkedir'in şöyle dediği nakledilmiştir: "Câbir İbn Abdullah'ın yanına gittim. O esnada bir parçadan oluşan elbisesine dolanmış şekilde namaz kılıyordu. Ridası ise kenarda duruyordu. Namazını bitirince: 'Ey Ebu Abdullah! Ridasız namaz mı kılıyorsun' dedik. O da şöyle karşılık verdi: Evet, sizin gibi cahiller beni bu şekilde görsün diye böyle namaz kıldım. Zira ben, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i bu şekilde namaz kılarken gördüm
- Bāb: ...
- باب ...
Enes b. Malik'ten şöyle nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hayber'e sefer düzenledi. Orada gece karanlığının sonlarına doğru sabah namazını kıldık. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir bineğe bindi. Peşi sıra Ebu Talha bindi. Onun terkine de ben bindim. Allah Resulü bineğini Hayber sokağında gezdiriyordu. Bu esnada dizim onun uyluğuna değiyordu. Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyluğundan izarını kaldırdı. Uyluğunun beyazlığını görebiliyordum. Hayber'e girdiği zaman, üç defa: 'Allahu Ekber! Bir toplumun yurduna girdiğimiz zaman, işte o an uyarılanların sabahı ne kötüdür!' dedi." Enes olayı anlatmaya şöyle devam etti: "İnsanlar işlerine yöneldi. Bu esnada Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i gören insanlar, 'Muhammed geldi' dediler. (Hadisin ravilerinden Abdülaziz hadisi şu şekilde ilaveli olarak nakletmiştir: Ashabımızdan bazıları "Muhammed ve beşli ordusu" geldi dediler.)" Enes olayı anlatmaya şöyle devam etti: "Hayber'i savaşarak aldık. Sonra esirler, bir araya toplandı. Bu esnada Dihye gelerek: 'Ey Allah'ın elçisi! Esirlerden bana bir cariye ver' dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de, 'Git ve birini seç' buyurdu. Dihye Safiyye bintu Huyey'i aldı. Bunun üzerine biri Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelip 'Ey Allah'ın elçisi, Dihye'ye Kurayza ve Nadîr kabillerinin hanım efendisi Safiyye bintu Huyey'i verdin. Muhakkak ki, bu kadın ancaksana yakışır.' dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) 'kadınla birlikte Dihye'yi çağırın' buyurdu. Allah Resulü Safiyye'yi görünce Dihye'ye: 'Esirlerden bunun dışında bir cariye al' dedi. Enes olayı anlatmaya şöyle devam etti: "Nebi s.a.v. Safiyye'yi azat edip onunla evlendi." Sabit Enes'e "Ey ebu Hamza onun mehri ne oldu?" diye sormuş. O da şöyle cevap vermiştir: "Mehri kendisi oldu. Allah Resulü mehir olarak onu azat edip sonra da onunla evlendi. Yolda iken Ümmü Süleym onu Nebi s.a.v. için hazırladı ve geceleyin onun yanına yolladı, Böylece Allah Resulü güveyi oldu. Sabah olunca: 'Kimin yanında ne varsa, getirsin!' buyurdu ve deriden yapılma bir örtü açtı. Kimi hurma, kimi yağ, zannımca kimi de sevîk getirdi." Enes şöyle devam ederek: "İnsanlar hurmayı, yağ ve kurutulmuş yoğurtla karıştırdılar. İşte bu, Rasûlullah'ın ziyafeti oldu, dedi. Tekrar: 610, 947, 2228, 2235, 2889, 2893, 2943, 2944, 2945
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabah namazı kılarken, onunla birlikte mırt denen bir örtüye bürünerek mumin kadınlar da namaz kılardı. Namazdan sonra evlerine dönerken, kimse onları tanımazdı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'den şöyle nakledilmiştir; "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üzerinde motif bulunan hamîsa adlı bir elbise ile namaz kılarken bir an gözü, motiflere daldı. Namazını bitirince: Bu elbisemi Ebu Cehm'e götürün, bana da onun enbicâniyesini getirin! Çünkü biraz önce bu elbise, namazda iken beni oyaladı' dedi." Aişe (r.anha)'den Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Namazda iken elbisenin nakışlarına bakıyordum. Beni ibadetimden alıkoymasından endişe ettim. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes'ten şöyle nakledilmiştir: "Aişe (r.anha)'nın yünden yapılmış rengarenk ince bir perdesi vardı. Onunla evin bir tarafını örterdi. Bir gün Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Şu perdeni gözümüzün önünden kaldır! Zira üzerindeki şekiller, namaz kılarken gözüme takılıyor' dedi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ukbe b. Amir'den şöyle nakledilmiştir: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ipekten dokunmuş bir kaftan hediye edildi. O da, onu giyerek namaz kıldı. Namazını bitirdikten sonra hoşuna gitmemiş gibi ani bir hareketle kaftanı çıkardı ve Bunu kullanmak müttakilere yaraşmaz' buyurdu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Avn b. Ebî Cuhayfe babasının şöyle dediğini nakletmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i kırmızı deriden yapılmış bir çadırın altında otururken gördüm. Bilal abdest suyunu alıp getirdi. İnsanlar onun (kullandığı) abdest suyuna hücum etti. Bir damla olsun alanlar onu yüzlerine sürdü. Almak nasip olmayanlar ise arkadaşının elindeki ıslaklıktan yararlandı. Daha sonra Bilal, mızraktan küçük bir sopa alıp meydana dikti. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kırmızı bir elbise giyip bacaklarını sıvamış şekilde çadırın dışına çıkıp dikili sopaya doğru insanlara iki rek'at namaz kıldırdı. Diğer insanlar ve hayvanlar, sopanın önünden geçiyordu
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hâzim'den şöyle nakledilmiştir: "Sehl b. Sa'd'a Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in minberinin neden yapıldığı soruldu. O da şöyle cevap verdi: İnsanlar arasında bunu benden iyi bilen biri kalmadı. Söz konusu minber, ormandan getirilen bir ağaçtan yapıldı. Onu Falanca kadının filanca kölesi Allah Resulü için yaptı. Yapılıp yerine konduktan sonra Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun üstüne çıkıp kıbleye yöneldi ve tekbir getirip namaza başladı, insanlar da onun arkasında namaza durdu. (Fatiha ve zammı sureden oluşan) Kur'ân'ı okuduktan sonra rüku'a gitti. Peşi sıra cemaat da rüku'a eğildi. Sonra başını kaldırdı. Yönünü kıbleden çevirmeden minberden indi ve yere secde etti. Sonra tekrar minbere çıktı. Rüku'a eğilip kalktı. Yine yönünü kıbleden çevirmeden indi ve yere secde etti." (Sehl) İşte minberin hikayesi böyle (dedi)
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Malik'ten şöyle nakledilmiştir: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) attan düştü. Bacağı veya omuzu yaralandı. Bir ay boyunca hanımlarına ila yaptı. Dallardan yapılmış basamakları olan yüksekçe bir yerde İkamet etti. Ashabı onu ziyarete geldiğinde kendisi oturduğu halde ayaktaki ashabına namaz kıldırırdi. Birgün selam verdikten sonra şöyle dedi: İmam uyulmak için vardır. O tekbir getirdiği zaman siz de tekbir getirin, o rükûa eğilince siz de eğilin, o secde edince siz de edin, o ayakta namaz kılınca siz de ayakta namaz kılın! Allah Resulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem. yirmidokuzuncu gün yerinden indi. Ashabı Ey Allah'ın elçisi siz bir ay boyunca hanımlarınıza yaklaşmamak üzere ila yapmıştınız' dediler. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Ay, yirmi dokuz çeker' buyurdu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Meymûne validemizden şöyle nakledilmiştir: "Ben hayizlı ve yanı başında dururken Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namaz kılardı. Secdeye vardığı zaman, elbisesi bana değerdi. O, hurma yapraklarından yapılmış küçük bir seccadede namaz kılardı
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik'den şöyle nakledilmiştir: Enes bin Malik'in ninesi Müleyke Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Onun için pişirdiği bir yemeğe davet etmişti. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem yemeği yedikten sonra: 'kalkın size namaz kıldırayım' dedi." Enes olayı anlatmaya şu şekilde devam etti: "Sıkça kullanılmaktan kararan bir hasırımız vardı, ona doğru yöneldim. Üzerine biraz su serptim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp namaza başladı. Ben ve yetim bir çocuk arkasında saf tuttuk. İhtiyar ninem ise, bizim arkamızda namaza durdu. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize iki rekat namaz kıldırdı. Sonra yanımızdan ayrıldı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Meymûne validemizden şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, seccade üzerinde namaz kılardı
- Bāb: ...
- باب ...
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eşi Aişe (r.anha)'den şöyle nakledilmiştir: "Ayaklarımı Allah Resûlü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in secde edeceği yere uzatmış uyuyordum. Secdeye varınca eliyle beni dürttü. Ben de ayaklarımı topladım. Ayağa kalkınca tekrar uzattım. O dönemde evlerde henüz lamba yoktu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'den şöyle nakledilmiştir: "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ben cenazenin imamın önünde durduğu şekilde onun önünde durduğum sırada, ailesiyle birlikte olduğu döşeğin üzerinde namaz kılardı
- Bāb: ...
- باب ...
Urve'den şöyle nakledilmiştir: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Aişe (r.anha) kıble tarafında uzanmış bir halde iken, onunla birlikte uyuduğu döşeğin üzerinde namaz kılardı
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik'ten şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile namaz kılıyorduk. Bazılarımız, aşırı sıcak yüzünden elbiselerinin bir ucunu secde ettiği yere koyardı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Mesleme Said b. Yezid el-Ezdi, Enes îbn Mâlik'e 'Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayakkabı ile namaz kılar mıydı?' diye sormuş, o da, 'Evet' cevabını vermiştir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Hemmâm İbnü'l-Hâris'ten şöyle nakledilmiştir: "Cerîr İbn Abdullah'ın idrarını yaptıktan sonra abdest alıp mestleri üzerine meshettiğini ve ardından da kalkıp namaz kıldığını gördüm. Ona neden bu şekilde abdest aldığı soruldu. O da şöyle cevap verdi; Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in böyle yaptığını gördüm. İbrahim, Cerîr'in bu sözünün sahabenin hoşuna gittiğini söylemiştir. Çünkü o, en son Müslüman olanlardandı
- Bāb: ...
- باب ...
Muğîre İbn Şu'be'nin şöyle dediği nakledilmiştir; "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e abdest aldırdım (abdest alırken eline su döktüm), Mesti üzerine meshedip namaz kıldı
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Vâil'den şöyle nakledilmiştir: "Huzeyfe, bir adamın rükuunu ve sücudunu eksik bıraktığını fark etti. Adam namazını bitirince ona, 'Namaz kılmadın' dedi. Adam, 'Kanaatimce kıldım' diye karşılık verdi. Bunun üzerine ona şöyle dedi: 'Eğer ölürsen, Muhammed'in sünnetinden başka bir sünnet üzere ölürsün
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Hürmüz, Abdullah İbn Mâlik İbn Buhayne'den şöyle nakletmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kıldığı zaman, koltuklarının beyazlığı görünecek şekilde kollarını ayırarak (secde ederdi). Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes ibn Mâlik'ten Allah Resûlü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Kim bizim gibi namaz kılar, kıblemize yönelir ve kestiğimizi yerse, Allah'ın ve Peygamberinin emanına kavuşan Müslüman odur. O halde ona verdiği emana zarar vererek Allah'a ihanet etmeyin
- Bāb: ...
- باب ...
Enes ibn Malik'ten Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "İnsanlarla lâ ilahe İllallah deyinceye kadar savaşmam emredildi. Eğer bunu söyler, bizim gibi namazı kılar, kıblemize yönelir ve bizim gibi hayvan boğazlarlarsa, dinin ön gördüğü durumlar dışında, onların kanlarını akıtmamız ve mallarına el koymamız haram kılındı. Onları hesaba çekmek ise, Allah'a aittir
- Bāb: ...
- باب ...
Humeyd'den şöyle nakledilmiştir: Meymûn İbn Siyah, Enes İbn Mâlik'e 'Ey Ebu Hamza! Hangi şey, insanın canını ve malını dokunulmaz kılar?' diye sordu. O da şöyle cevap verdi: "Kim Allah'tan başka ilâh olmadığına şehâdet eder, kıblemize yönelir, bizim gibi namaz kılar ve bizim gibi hayvan boğazlarsa, o Müslümandır. Müslümanların kazandığı hakları elde eder ve onlarla aynı sorumlulukları paylaşır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Eyyub el-Ensârî'den Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Tuvalete gittiğiniz zaman, ne önünüzü, ne de arkanızı kıbleye dönün! Bunun yerine doğuya veya batıya yönelin!" Ebu Eyyub şöyle devam etti: "Şam'a geldiğimizde, tuvaletlerin kıble istikametine doğru yapıldığını gördük. İhtiyacımızı gidereceğimiz zaman, yan dururduk ve bunları bu şekilde yapanlar için bağışlanma dilerdik
- Bāb: ...
- باب ...
Amr İbn Dînâr'dan şöyle nakledilmiştir: "İbn Ömer'e, umre için Ka'be'yi tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'y yapmayan bir kimsenin hanımıyla birlikte olup olamayacağını sorduk. O da şöyle cevap verdi: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ka'be'yi yedi kez tavaf etti ve makam-ı İbrahim'in gerisinde iki rekat namaz kıldı. Sonra da Safa ile Merve arasında sa'y yaptı. Rasûlullah'ta (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sizin için güzel örnek vardır. Tekrar: 1623, 1627, 1645, 1647, 1793 وسألنا جابر بن عبد الله فقال: لا يقربنها، حتى يطوف بين الصفا والمروة [-396-] (Aynı soruyu) Câbir İbn Abdullah'a sorduk. O da, şöyle cevap verdi: "Safa ile Merve arasında sa'y yapmadan, kesinlikle hanımıyla birlikte olmasın! Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Süleyman Mücahid'den şöyle işittiğini nakletmektedir: "İbn Ömer'e gelip 'İşte Allah'ın Nebi'i Ka'be'ye girdi (ve tavaf namazını orada kıldı) dediler. O da şöyle karşılık verdi: 'Ben vardığım zaman, Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ka'be'den çıkmıştı. Kapı aralığında Bilal ile karşılaştım. Ona 'Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ka'be'de namaz kıldı mı?' diye sordum. O da şöyle cevap verdi: Evet, içeri girerken sol tarafında bulunan iki sütunun arasında iki rek'at namaz kıldı. Sonra dışarı çıkıp Ka'be'ye yönelerek iki rekat namaz kıldı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Atâ, İbn Abbâs'ın şöyle dediğini nakletmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ka'be'ye girince her tarafında dua ederdi. Sonra namaz kılmadan oradan çıkardı. Çıktıktan sonra Ka'be'nin ön tarafında iki rek'at namaz kılardı. Bu, onun kıblesiydi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Berâ' İbn Âzib'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem on altı veya on yedi ay kadar (Kudüs'teki) beytu'I-makdise doğru namaz kıldı. Ama Ka'be'ye yönelmek onun hoşuna gidiyordu. Bu yüzden Allah Teâiâ şu ayeti indirdi: "Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu görüyoruz.[Bakara 144] Bundan böyle Allah Resulü Kabe'ye yöneldi. "Bu durum karşısında bir takım beyinsiz insanlar (Yahudiler) Yönelmekte oldukları kıblelerinden onlan çeviren nedir? dediler. De ki: Doğu da, batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir.[Bakara 142] Nebi s.a.v. ile birlikte bir adam namaz kıldı. Namazdan sonra çıktı ve ikindi namazını beyt-i makdise doğru kılan ensardan bir cemaatin yanına vardı. Onlara kendisinin Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte namaz kıldığını Allah Resûlü'nün Kabe'ye yöneldiğini bildirdi. Bunun üzerine cemaat, yön değiştirip Ka'be istikametine döndü." Müslümanlar, beyt-i makdise doğru, Medine'de namaz kılmaya başlamışlardı. İZAH’I 38. SAYFADA GEÇTİ. İSTİYORSAN TIKLA
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bineği ne tarafa dönerse dönsün onun üzerinde namaz kılardı. Farz namazı kılacağı zaman ise, bineğinden inip kıbleye yönelirdi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Alkame'den şöyle nakledilmiştir: Abdullah İbn Mes'ûd Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kendilerine namaz kıldırdığını anlattı. (Alkame'nin rivayet ettiği ravi İbrahim, fazla mı yoksa eksik mi kıldırdığını hatırlamıyorum demiştir.) Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selam verince ona, "Ey Allah'ın elçisi namazla ilgili yeni bir gelişme mi oldu?" diye sordular. O da, "Böyle bir şey olmadı" diye cevap verdi. Ashab-ı kiram: "Şöyle şöyle namaz kıldırdın" deyince Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayaklarını büküp kıbleye yöneldi ve iki kez secdeye gitti, sonra selâm verdi. Yüzünü bize çevirdikten sonra ise şöyle buyurdu: Eğer namazda bir değişiklik olsaydı elbette size haber verirdim. Ancak ben de sizin gibi bir insanım. Nasıl ki siz unutuyorsanız, ben de unuturum. O halde unuttuğum zaman bana hatırlatın. İçinizden kim namazı konusunda şüpheye düşerse doğru olanı esas alıp ona göre namazını tamamlasın. Sonra selâm verip iki kez secde etsin. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Humeyd, Enes İbn Mâlikten şöyle nakletmiştir: "Hz. Ömer şöyle dedi: Üç konuda Rabbim temennilerimi gerçekleştirdi; Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e ibrahim makamında bir namaz yeri edinelim dedim, Allah Teâlâ: "Siz de ibrahim'in makamında bir namaz yeri edinin! (orada namaz kılın) [Bakara 125] âyetini in dirdi. Hicab âyetinde de Rabbim benim temennim doğrultusunda emir buyurdu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'ne Ey Allah'ın elçisi hanımlarına söylesen de örtünseler, zira hem iyi hem de kötü insanlar onlarla konuşuyor' dedim. Bunun üzerine hicab âyeti nazil oldu. Rasulullah'ın hanımları kıskançlık konusunda ona karşı birleşmişlerdi. Onlara, 'Belki de onun Rabbi, sizi boşarsa sizden daha hayırlı eşleri ona nasip eder' dedim bunun üzerine bu âyet nazil oldu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer'den şöyle nakledilmiştir: "Müslümanlar Kubâ mescidinde sabah namazını kılarlarken ashab'dan birisi çıkagelip, onlara: 'Bu gece inen âyetle Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Ka'be'ye yönelmesi emredildi, siz de o tarafa yönelin' deyince, yüzleri Şam'a dönük olan cemaat, hemen o anda Kabe'ye doğru döndü. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Alkame Abdullah İbn Mes'ud'un şöyle dediğini nakletmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğle namazını beş rekat olarak kıldırdı. Cemaat 'Namaza ilave mi oldu?' diye sordu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Böyle bir şey olmadı' buyurdu. Ashâb-ı kiram 'Beş rekat kıldınız' deyince Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ayaklarını katladı ve iki kez secde etti
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik'ten şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem mescidin kıble istikametindeki duvarında balgam gördü. Bundan dolayı rahatsız oldu. Hatta canının sıkıldığı, simasından belli oluyordu. Hemen kalktı eliyle onu kazıdı ve sonra şöyle buyurdu: "içinizden biri namaz'a durduğu zaman bilsin ki, Rabbine münacatta bulunuyor demektir (veya Rabbi kıble ile onun arasındadır). O halde, hiç kimse kıble istikametine tükürmesin. Mecbur kalırsa soluna veya ayaklarını bastığı yere tükürsün." Sonra ridasınin bir ucunu tutup içine tükürüp katladı ve şöyle buyurdu: Ya da, böyle yapsın
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kıble istikametinde bulunan duvarda tükürük gördü. Hemen onu kazıdı. Cemaate doğru yönelip şöyle buyurdu: Siz'den biri namaz kıldığı zaman, yüzünü döndüğü tarafa tükürmesin. Çünkü Allah, namaz kılarken yöneldiği taraftadır. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Mu'minlerin annesi Aişe (r.anha)'dan şöyle nakledilmiştir: "Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem kıble yönündeki duvarda, sümük veya tükürük ya da balgam gördü ve hemen onu temizledi
- Bāb: ...
- باب ...
Humeyd İbn Abdurrahman'dan şöyle nakledilmiştir: "Ebu Hureyre ve Ebu Saîd el-Hudrî'nin bana anlattıklarına göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem cami duvarında balgam gördü. Hemen bir taş alıp onu kazıyarak temizledi. Sonra da şöyle buyurdu: "Siz'den biri balgamını çıkaracağı zaman, ön tarafına ve sağ tarafına tükürmesin. Ya sol tarafına ya da sol ayağını bastığı yere tükürsün. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Humeyd İbn Abdurrahman'dan şöyle nakledilmiştir: "Ebu Hurey-re ve Ebu Saîd el-Hudrî'nin bana haber verdiklerine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem cami duvarında balgam görmüş. Hemen bir taş alıp onu kazımış. Sonra da şöyle buyurmuştur: "Siz'den biri balgamını çıkaracağı zaman, yüzünü çevirdiği yöne veya sağ tarafına çıkarmasın. Soluna veya sol ayağının altına tükürsün
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik Allah Resûlü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğun nakletti; "içinizden biri önüne veya sağına tükürmesin! Fakat soluna veya ayağının altına tükürsün
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmîştir: "Müslüman namaz kılarken Rabbine münacatta bulunur. O halde önünüze ve sağ tarafınıza tükürmeyin. Eğer mecbur kalırsanız solunuza veya ayağınızı bastığınız yere tükürsün
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd el-Hudrî'den şöyle nakledilmiştir: "Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem cami'nin kıble istikametinde balğam gördü. Hemen bir taş alıp onu kazıdı. Sonra insanların önüne ve sağma tükürmesini yasakladı. Soluna veya sol ayağının altına tükürmesine ise müsaade etti
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.)'den Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Mescid'e tükürmek, bir günahtır. Keffâreti ise onu gömmektir
- Bāb: ...
- باب ...
Hemmâm, Ebu Hureyre kanalıyla Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Şöyle buyurduğunu nakletmiştîr: "Siz'den biri namaza durduğu zaman, önüne tükürmesin! Çünkü namaz kılarken Allah'a münacat etmektedir. Sağ tarafına da tükürmesin! Çünkü o tarafında bir melek vardır. Soluna ya da ayağını bastığı yere tükürsün. Sonra da onu gömsün!" باب: إذا بدره البزاق فليأخذ بطرف ثوبه. 39. Namazda Tükürüğüne Mani Olamayan Kimsenin Elbisesinin Bir Ucunu Kullanması
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem kıble tarafında balğam gördü. Eliyle onu temizledi. Bundan rahatsızlık duyduğu belli oluyordu (veya bundan dolayı aşırı derecede hoşnutsuz olduğu belliydi). Orada bulunanlara şöyle dedi: "Siz'den biri namaza durduğu vakit, bilsin ki, Rabbine münacatta bulunur (veya Rabbi onunla kıble arasındadır). Öyleyse, kıbleye doğru tükürmesin. Soluna veya ayağını bastığı yere tükürsün." Daha sonra ridasının ucunu tuttu ve ona tükürdü. Sonra elbisesini katlayıp şöyle buyurdu: "Ya da böyle yapsm
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Siz benim kıblem yalnız şurasıdır, dolayısıyla önümden başka bir yeri görmem mi sanıyorsunuz? Allah'a and olsun ki, sizin ne huşunuz ne de rükûunuz bana gizli kalır. Elbette sizi arkamdan da görüyorum
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize bir namaz kıldırdı. Sonra minbere çıktı ve: 'Ben sizi şu an gördüğüm gibi namazda ve rükudayken de görüyorum' buyurdu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Nafi Abdullah bin Ömer (r.a.)'den şöyle nakletmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yarışa hazırlanmış atlar arasında Hafyâ'dan Veda' tepesine kadar yarış yapmıştır. Yarışa hazırlanmamış atlar arasında Seniyye'den Zuraykoğulları camisine kadar yarışmıştır. Abdullah İbn Ömer de yarışanlar arasında idi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Bahreyn'den mal geldi. 'Bunu mescide yığın!' buyurdu. Bu, şimdiye kadar Allah Resûlü'ne gelen en fazla mal idi. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz için evinden çıktı, bu sırada gelen mal'a hiç bakmadı. Namaz'ı bitirdikten sonra mal'ın yanına geldi. Kimi gördüyse ona biraz verdi. Bu esnada amcası Abbâs çıkageldi ve: 'Ey Allah'ın elçisi bana da ver. Zira (Bedir'de) hem kendim hem de Akîl için fidye verdim' dedi. Allah Resulü: 'Al' dedi. Bunun üzerine Abbâs, yere serdiği beze doldurmaya başladı. Sonra bezi kaldırmayı denedi, ama başaramadı. 'Ey Allah'ın elçisi birine emret de, sırtıma kaldırsın' dedi. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: 'Hayır, olmaz' buyurdu. Bu defa 'Bari sen sırtıma kaldır' dedi. Allah Resulü yine: 'Hayır, olmaz' dedi. Sonra Abbâs, aldıklarının bir kısmını dağıttı. Tekrar kaldırmayı denedi. Ama başaramadı. Yine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e: 'Ey Allah'ın elçisi! Birine emret de sırtıma kaldırsın' dedi. Rasûlullah: Hayır, olmaz' dedi. Abbâs: 'O zaman sen kaldır' dedi. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yine: 'Hayır, olmaz' dedi. Bunun üzerine Abbâs aldıklarının bir kısmını geri koydu. Sonra yükünü alıp omzuna koydu ve gitti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onun hırsına hayret ettiği İçin gözümüzden kaybolana kadar arkasından baka kaldı. Son dirhem dağıtılana kadar da, meclisi terk etmedi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İshak İbn Abdullah Enes İbn Mâlik'ten şöyle işittiğini nakletmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i insanlarla birlikte camide otururken buldum. Bana: 'Seni Ebu Talha mı gönderdi?' diye sordu. Ben: 'Evet' deyince, Yemeğe davet etmen için mi?' diye sordu. Ben yine: 'Evet' dedim. Bunun üzerine beraberindekilere: 'Kalkın gidelim' dedi. Cemaat yürümeye başladı. Ben de önlerinde yürüdüm. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Sehl İbn Sa'd'dan şöyle nakledilmiştir: "Biri Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Ey Allah'ın elçisi! Adam, karısının yanında başka bir erkeği görürse, onu öldürebilir mi?' diye sordu. Sonra benim yanımda camide iken karı koca birbiriyle lian yaptı. Tekrar: 4745, 4746, 5259, 5308, 5309, 6854, 7165, 7166, 7304 باب: إذا دخل بيتا يصلي حيث شاء، أو حيث أمر، ولا يتجسس. 45. Başkasının Evinde İstenilen Veya Gösterilen Yerde Namaz Kılmak
- Bāb: ...
- باب ...
İtban İbn Mâlik'ten yapılan rivayete göre: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem o'nun evine gelmiş. Ona: 'Evinin neresinde sana namaz kıldırmamı istersin?' diye sormuş. İtban olayı anlatmaya şu şekilde devam etti: "Ona bir yer gösterdim. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem tekbir getirip namaz'a başladı. Biz de arkasında saf tuttuk. Bize, iki rek'at namaz kıldırdı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Şihâb'dan şöyle nakledilmiştir: "Mahmud İbn er-Rabî' el-Ensârî bize şöyle anlattı: Ashâb-ı kiram'ın ensâr kolundan Bedir savaşına katılmış İtbân İbn Mâlik bir gün Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek: Ey Allah'ın elçisi! Akrabalarıma namaz kıldırıyorum. Ama artık gözlerim fonksiyonunu yitirmeye başladı. Yağmur yağıp onlarla evim arasındaki vadiden seller akınca camilerine gidip onlara namaz kıldıramıyorum. Ey Allah'ın elçisi istedim ki, gelip evimde bana namaz kıldırasın. Sonra ben de orayı namazgah edineyim' dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de ona: İnşallah, gelirim' diyerek karşılık verdi." İtban olayın bundan sonraki kısmını şu şekilde anlatır: "Bir sabah güneş yükselince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Bekir ile birlikte çıkageldi. Rasûiullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem eve girmek için izin istedi, ben de kabul ettim. Eve girince oturmadı. Sonra: 'Evinin neresinde namaz kılmamı istersin?' diye sordu. Ona evin bir köşesini gösterdim. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz'a durup tekbir aldı. Biz de arkasında durup saf tuttuk. İki rekat namaz kıldırıp selâm verdi." İtban daha sonra şöyle devam etti: "Onun için hazırladığımız hazire aşına kalması için gitmesine müsaade etmedik. (Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in burada olduğunu duyan) çok sayıda mahalle sakini eve akın etti. Nihayet herkes evde toplandı. İçlerinden biri 'Mâlik İbn Duhşin veya İbn Duhayşun nerede?' diye sordu. Bir başkası 'O münafıktır. Allah'ı ve Nebi'ini sevmez' diyerek karşılık verdi. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Böyle demeyin! Onun Allah rızasını gözeterek lâ ilahe illallah dediğini görmediniz mi?' şeklinde tepki gösterdi. Bu defa ona münafık diyen sahâbî: 'Allah ve Nebi'i daha iyi bilir' dedi." İtban şöyle devam etti: "Hep Allah Resûlü'nün münafıklara karşı teveccüh gösterip onların iyiliğini istediğine şahit olduk. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: Şüphesiz Allah, kendi rızasını gözeterek la ilahe illallah diyen kimseye ateşi haram kılmıştır' buyurdu. İbn Şihâb şöyle dedi: "Ensâr'dan hayırda ön plana çıkan Salim'in oğullarından biri olan Husayn İbn Muhammed'e Mahmud İbn Rabi' hadisinin sıhhatini sordum. O da, sahih olduğunu belirtti
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe validemizden şöyle nakledilmiştir: "Temizlik yaparken, taranırken, ayakkabısını giyerken, hasılı bütün işlerinde mümkün olduğu kadar sağ'dan başlamak, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hoşuna giderdi
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe validemizden şöyle nakledilmiştir: "Ümmü Habibe ile Ümmü Seleme Habeşistan'da gördükleri içinde resimler bulunan bir kiliseden bahsettiler. Bundan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e de söz ettiler. Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Onlar, aralarından salih bir zât öldüğü zaman mezarının üstüne bir mescid yapıp içine de o görmüş olduğunuz resimleri çizerlerdi. İşte onlar kıyamet günü Allah katında mahlukatın en kötüsüdür. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Malik'ten şöyle nakledildi: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye geldi. Şehrin yukarı kesimlerinde bulunan ve kendilerine Benu Amr İbn Avf denilen ailenin mahallesinde konakladı. Burada on dört gece kaldı. Sonra Neccaroğulları'na haber saldı. Onlar da kılıçlarını kuşanmış bir vaziyette geldiler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir binek üzerinde, Ebu Bekir ise onun terkinde idi. Neccaroğullarının ileri gelenleri ise, onun etrafındaydı. Bu tablo hala gözümün önündedir. Nihayet Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Eyyub'un evinin önündeki bahçede durdu. Nerede namaz vakti girerse oracıkta namazını kılmayı severdi. Koyun ağıllarında bile kıldığı olurdu. Nihayet mescidin yapılmasını emretti. Neccaroğulları'nın ileri gelenlerine (gelmeleri için) haber yolladı. (Gelince) onlara 'Şu arsanız ve duvarınızın değerini bana söyleyin' buyurdu. Onlar da, 'Hayır Allah'a yemin ederiz ki bunun bedelini istemiyoruz. Biz, onu Allah için bağışlamak istiyoruz' diye karşılık verdiler." Enes şöyle dedi: "O arsada, şu an size anlattığım gibi, müşriklerin kabirleri, harabeler, duvarlar ve hurma ağaçları vardı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) müşriklerin kabirlerinin çıkarılıp başka bir yere nakledilmesini emretti. Harabeler düzlendi. Hurma ağaçları ise söküldü. Hurma ağaçlarının gövdeleri, kıble istikametine diziidi. Kapının etrafı taşlarla örüldü. Ashab-ı kiram, recez vezninden beyitler söyleyerek taş taşımaya başladı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de, onlarla birlikte çalışıyordu. Bir yandan da şu beyti söylüyordu: Allah'ım! Yoktur hayır ahiret hayrından başka Ensar ve muhacirleri sen bağışla" Allahumme la hayrun illa hayrun ahreti fağfiru’l-Ensari vel Muhacire
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik'ten şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem davar ağıllarında namaz kılardı." Bu hadisi Enes'ten nakleden ravi "daha sonraları Enes'in, 'Mescid inşa edilmeden davar ağıllarında namaz kılardı' dediğini işittim" demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Nâfi'den şöyle dediği nakledilmiştir: "İbn Ömer'i devesine doğru namaz kılarken gördüm. Onun da Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in de bu şekilde namaz kıldığını gördüğünü söyledi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Abbâs'tan şöyle nakledilmiştir: "Güneş tutuldu. Bunun üzerine Allah Resulü namaz kıldı ve şöyle buyurdu: Cehennem bana gösterildi. Bugün gördüğümden daha korkunç bir manzarayla karşılaşmadım
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bazı namazlarınızı evinizde kılın! Evlerinizi kabirlere çevirmeyin! Tekrar: 1187. DİKKAT: AŞAĞIDA AÇIKLAMADAN HEMEN SONRA: 63.BABDA AZAB İNEN YERDE NAMAZ, ONUN ARDINDAN; 64. BAB’DA İSE KİLİSE’DE NAMAZ İŞLENİYOR
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Azaba uğramış kavimlerin yurdundan ancak ağlayarak geçiniz! Eğer ağlamıyorsanız oradan geçmeyin ki, onların başına gelenler sizin de başınıza gelmesin. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Hz. Âişe'den şöyle nakledilmiştir: Ümmü Seleme Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Habeşistan'da gördüğü Mâriya kilisesinden bahsetti. Ona orada gördüğü resimleri anlattı. Bunun üzerine Allah Resulü şöyle buyurdu: Onlar öyle bir toplum ki, aralarından salih bir kul (veya salih bir adam) öldüğü zaman mezarının üzerine bir mescid yaparlar. Sonra da onun içine o resimleri yaparlar, işte onlar, Allah katında mahlukatın en kötüsüdür
- Bāb: ...
- باب ...
Ubeydullah İbn Abdullah İbn Utbe Hz. Aişe ile İbn Abbas'ın şöyle dediğini nakletmiştir: "Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) son rahatsızlığı esnasında kendisine ait kadife bir örtü ile yüzünü örtmeye başladı. Örtüden bunaldıkça yüzünü açardı. Bu haldeyken şöyle buyurdu: Yahudi ve Hıristiyanlara Allah la'net etsin! Zira onlar Nebilerinin kabirlerini mescid edindiler. Böylece ümmetini onların yaptıklarından sakındırıyordu. Tekrar: 1330, 1390, 3453, 4441, 4443, 5815;
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Allah Yahudilerin canını alsın! Çünkü onlar Nebilerinin kabirlerini mescid edindiler
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir İbn Abdillah Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Benden önce Nebilerin hiçbirine verilmeyen şu beş özellik bana bahşedildi: Yürüyerek bir ayda aşılacak mesafede bulunan düşmanlara korku salmakta ilahi yardıma mazhar oldum. Yeryüzü benim için mescid ve temizleyici vasfa sahip kılındı. Ümmetimden her kim, bir yerde namaz vaktine girerse namazını kılsın. Ganimetler bana helal kılındı. Nebiler kendi kavmine gönderildi, ben ise tüm insanlara gönderildim. Bana şefaat etme hakkı verildi." Tekrar: 335 Bu hadis!’in ‘Cevamiu’l-kelim’ lafzını içeeren Ebu Hureyre rivayeti 2977 dadır
- Bāb: ...
- باب ...
Hz. Âişe'den şöyle nakledilmiştir: Arap bir kabilenin zenci bir cariyesi vardı. Onu azat etmişlerdi. Buna rağmen cariye, onlardan ayrılmamıştı. Cariye şöyle anlattı: 'Bir defasında kabileye mensup gelin olacak genç bir kız yıkanacağı yere gitmek üzere evden çıktı. Bu esnada üzerinde kırmızı deriden yapılmış bir kuşak (kemer) vardı. Onu çıkarmış veya düşürmüştü. Bir küçük çaylak gelerek yerdeki ziynet eşyasını et sanıp kapmış. İnsanlar o kuşağı arayıp durdular, ama bulamadılar. Bunun üzerine bu kuşağı benim aldığımı zannedip beni hırsızlıkla itham ettiler.' Dedi ki: 'Her tarafı aramaya koyuldular. Hatta onun ön tarafına bile bakmışlar.' Kadıncağız olayı anlatmaya şöyle devam etti: 'Allah'a andolsunki, ben gözlerinin önünde ayakta dururken, çaylak geldi ve o kuşağı yere bıraktı. Söz konusu kuşak tam kalabalığın ortasına düştü. Bunun üzerine dedim ki: İşte bu, sizin beni itham ettiğiniz şey! Oysa ben, böyle bir suçu işlemekten beriyim. İşte aradığınız kuşak!' Hz. Aişe validemiz olayı anlatmaya şöyle devam etti: Daha sonra kadın Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelip Müslüman oldu. Mescid'in bir köşesinde ona ait bir çerge, kıl kilim veya keçeden yapılmış bir çadır vardı. Ara sıra yanıma gelir benimle konuşurdu. Ne vakit, yanıma otursa şu beyti okurdu: Rabbimin bir cüvesidir kuşak günü Küfür diyarından kurtardı aldı beni. Hz. Aişe son olarak şunu dedi: 'Ne zaman yanıma otursan hep bu beyti söylersin, neden acaba?' diye ona sordum. Bunun üzerine bana, bu olayı anlattı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah'tan nakledildiğine göre o, ailesi yokken bekar olduğu gençlik yıllarında Mescid-i Nebevî'de uyurmuş. Tekrar: 1121, 1156, 3738, 3740, 7015, 7028 ve
- Bāb: ...
- باب ...
Sehl İbn Sa'd'dan şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hz. Fatıma'nın evine gitti. O esnada Hz. Ali'yi evde bulamadı. Fatıma'ya: 'Amca'nın oğlu nerede?' diye sordu. O da 'O-nunla aramda bir tartışma oldu, bunun üzerine bana kızdı ve evden çıkıp gitti. Yanımda kaylule yapmadı' dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem birine 'Bak bakalım Ali nereye gitmiş' diye talimat verdi. Bir müddet sonra adam çıkageldi ve: 'Ya Resulallah şu anda Ali mescidde uyuyor dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem mescide geldi. Bu esnada Ali uyuyordu. Ridasının bir kısmı açılmıştı. Bu yüzden vücudunun bir bölümü toprağa bulaşmıştı. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir yandan toprağı temizliyor bir yandan da: 'Kalk Ebu turâb! Kalk Ebu turâb! diyordu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den şöyle nakledilmiştir: "Ehl-i Suffe'den yetmiş kişi gördüm. Hiçbirinin ridası yoktu. Ya İzarları ya da boyunlarına bağlayıp aşağı doğru saldıkları örtüleri vardı. Bunların da bazısı, diz kapakları ile topuklarının arasına, bazısı ise topuklarına kadar uzanırdı. (Namazda iken) Avret mahallinin görüneceğinden korktukları için elleriyle onu toplarlardı
- Bāb: ...
- باب ...
(Hallâd İbn Yahya, Mis'ar ve Muharib İbn Disâr kanalıyla) Câbir İbn Abdillah'tan şöyle nakledilmiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mescidde olduğu bir sırada onun yanına vardım. (Ravilerden Mis'ar, 'zannımca Muharib, Câbir'in kuşluk vakti geldiğini belirtti' demiştir.) Bana: 'iki rekat namaz kıl' diye emretti. Ondan alacağım vardı. Borcunu ödedi, bir miktar da fazla verdi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Katâde es-Selemî'den Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: İçinizden biri Mescid'e girdiği zaman oturmadan önce iki rek'at namaz kılsın!. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "İçinizden biri abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde durduğu sürece melekler onun için bağışlanma diler: Allah'ım onu bağışla! Allah'ım ona merhamet et! derler
- Bāb: ...
- باب ...
Salih İbn Keysân, Nâfi'den Abdullah'ın kendisine şöyle bildirdiğini nakletmiştir: "Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in zamanında Mescid-i Nebevi kerpiçle bina edilmişti. Tavanı hurma yapraklarından, direkleri ise hurma ağaçlarının gövde kısımlarından oluşuyordu. Ebu Bekir, mescid'in bu yapısına, herhangi bir ilavede bulunmadı. Ömer mescid'i genişletti. Ancak Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem dönemindeki gibi kerpiç ve hurma dalı ile yeniden inşa etti. Direklerini ise odundan yaptı. Daha sonra Osman mescid'in yapı tarzını değiştirdi. Mescidi çok genişletti. Duvarlarını nakışlı taşlar ve kireçle ördü. Sütunlarını, nakışlı taşlarla yükseltti. Tavanını ise sac adı verilen bir ağaçtan yaptı
- Bāb: ...
- باب ...
İkrime'den şöyle nakledilmiştir: İbn Abbâs bana ve oğlu Ali'ye "Ebu Saîd'e gidip ne dediğini dinleyin" dedi. Biz de kalkıp gittik. Bir de baktık ki, o bir bahçeyi suluyordu. Sonra ridasını tuttu ve ayaklarını elbisesinin içine sokarak oturdu. Sonra da konuşmaya başladı. Derken lafı, mescid yapımına getirdi ve şöyle dedi: "Biz kerpiçleri birer birer, Ammâr ise, ikişer ikişer taşıyordu. Allah Resulü o'nu böyle görünce üzerine bulaşan tozu temizlemeye başladı. Bir yandan da, şöyle buyurdu: "Vâh Ammâr'a!.. Onu azgın bir grup öldürecek... Ammâr onları cennete, onlar da kendisini cehenneme davet edecek...' Bunun üzerine Ammâr: 'Fitnelerden Allah'a sığınırım!' dedi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Sehl'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir kadın'a haber gönderip 'Marangoz kölene emret de benim için üzerine oturacağım bir minber yapsın' buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Cabir'den şöyle nakledildi; "Kadının biri 'Ey Allah'ın elçisi sizin mescitte üzerine oturacağınız bir şey yaptırayım mı? Zira benim marangoz bir kölem var.' dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de: 'Eğer istiyorsan bir minber yaptır buyurdu. Tekrar: 918, 2095, 3584, 3585. Hadislerden Çıkan Sonuçlar 1- İstemeden yapılan çalışmalar (yardım ve İyilikler) kabul edilir. 2- Yerine getireceği bilinen birinin yerine vaatte bulunulabilir. 3- Hayır işleri yaparak, iyi insanlara yaklaşılabilir
- Bāb: ...
- باب ...
Ömer İbn Katâde'den şöyle nakledilmiştir: "Ubeydullah el-Havlânî, Mescid-i Nebevî'yi yeniden inşa ettiği zaman, İnsanların kendisi hakkında ileri geri konuşmaya başladığı bir sırada Hz. Osman'ın şöyle dediğini nakletmiştir: 'Hakkımda çok ileri gittiniz. Oysa ben, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu İşittim: Her kim bir mescid yaptırırsa (Ravilerden Bukeyr kendisinden önceki raviyi kasdederek zannımca Allah rızasını gözeterek kaydını da zikretmişti' demiştir.) Hak Teala da onun için cennette onun bir benzerini inşa eder
- Bāb: ...
- باب ...
Süfyan'dan şöyle nakledilmiştir: Amr'a Câbir İbn Abdullah'ın: "Bir adam Mescid-i Nebevî'ye geldi, yanında oklar taşıyordu. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem ok'un ucundaki demir kısma sahip ol !' buyurdu" dediğini işitip işitmediğini sordum. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Bürde babasından Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Camimizin veya pazarımızın bîr bölümünden okla geçen herkes, ok'unun ucuna sahip olsun! Okun ucunu tutmayarak bir müslüman'ı yaralamasın! Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Seleme İbn Abdurrahman İbn Avf, Hasan İbn Sâbit'in Ebu Hureyre'den: "Allah adına söyle! Allah Resulünün: 'Ey Hassan, Rasulullah adına cevap ver! Allah'ım! Onu ruhu'l-kudüsle destekle' dediğini duymadın mı?! diyerek şahitliğine müracaat ettiğini, onun da 'Evet' dediğini nakletmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Hz. Aişe'den şöyle nakledilmiştir: "Bir gün Allah Resûlü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in odamın kapısının önüne geldiğini gördüm. O esnada Habeşliler Mescİd-i Nebevî'de oyun oynuyorlardı. Bu sırada Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem oyunlarını izlemem için ridasıyla beni perdeliyordu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Berîre Hz. Aişe'ye gelip ondan mükatebesi hakkında yardım istedi. Hz. Aişe: "Eğer dilersen efendine (geri kalan borcunu) öder senin vela'nı ben üstlenirim" dedi. Berire'nin efendisi (Hz. Âişe'ye), "Eğer dilersen ona geri kalan borçlarını ödemesi için gerekli bedeli verirsin" dedi. Ravilerden Süfyân bir keresinde olayın bundan sonraki kısmını şöyle anlattı: "Dilersen onu âzad edersin, ancak vela'sı bizim olur." Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem gelince, Hz. Aişe, ona bu olayı haber verdi. Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Onu al ve âzad et! Velâ hakkı ise, azad edenindir." buyurdu: "Bazı kimselere ne oluyor ki Allah'ın kitabında olmayan alış-veriş şartları ileri sürüyorlar. Allah'ın kitabında olmayan bir şartı ileri süren, bilsin ki o konuda böyle bir hakkı yoktur. Yüz kere şart koşsa da yine durum değişmez. Hadisin geçtiği diğer yerler:
- Bāb: ...
- باب ...
Mescid-i Nebevî'de Ka'b İbn Mâlik, İbn Ebî Hadrad'den, borcunu ödemesini istemişti. Bu esnada birbirlerine karşı seslerini yükseltmişlerdi. O sırada evinde olan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem seslerini işitmiş ve onlara doğru yönelip odasının perdesini aralayarak: 'Ey Ka'b!' diye seslenmişti. Ka'b 'Buyur ey Allah'ın elçisi!' diye karşılık verince Rasûlullah eliyle yarısını işaret ederek alacağının bir kısmından vaz geç' buyurmuştur. Ka'b Vazgeçtim bile' deyince bu defa İbni Ebi Hadrad'e 'Kalk ve borcunu öde' diye emretmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Zenci bir adam veya zenci bir kadın, Mescid-i Nebevî'yi süpürürdü. Derken vefat etti. Bir gün Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu sordu. Etrafındakiler Vefat etti' diye cevap verdi. Bunun üzerine Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem: 'Onun vefatını bana haber vermeniz gerekmiyor muydu?! Bana kabrini gösterin? buyurdu. Sonra mezarına gelip onun için namaz kıldı. Tekrar: 460, 1337. Hadisten Çıkan Sonuçlar 1- Camileri temizlemek faziletli bir ameldir. 2- Ortadan kaybolan hizmetçi ve eş dost sorulur. 3- Kişi dua ile ödüllendirilebilir. 4- Hayırlı kimselerin cenaze namazına katılmak teşvik edilmiştir. 5- Cenaze namazına yetişemeyen kimselerin, daha sonra ölünün kabrine gelerek onun için namaz kılması menduptur. 6- Vefat ilan edilir
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)'dan şöyle nakledilmiştir: "Faiz konusunda el-Bakara süresindeki âyetler nazil olduktan sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mescİd-İ Nebevî'ye çıkıp hemen bu ayetleri ashabına okudu. Sonra da şarap ticaretini haram kıldı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Bir adam veya bir kadın Mescid-i Nebevî'yi süpürüyordu. Rivayetin ravilerinden Ebu Râfi' 'zannımca temizleyen kişi bir hanımdı' demiş, sonra yukarıdaki (460.) hadisi anlatıp Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in onun kabrine giderek namazını kıldığını bildirmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Dün gece cinlerden bir ifrit (veya buna benzer bir ifade kutlandı), namazımı bozmak için aniden bana saldırdı. Fakat Rabbim ona karşı beni galip getirdi. Sabahlayınca hepiniz onu göresiniz diye mescidin direklerinden birine bağlamak istedim. Sonra kardeşim Süleyman’ın: "Rabbim! Beni bağışla, bana, benden başka hiç kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver [Sâd, 35] dediğini hatırladım (ve onu tutup bağlamaktan vazgeçtim)." Hadisin ravilerinden Ravh dedi ki: "Sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onu kovdu. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Necd taraflarına bir süvari birliği gönderdi. Birlik, Beni Hanife’den olan, Sümâme bin Usal adında birini esir alarak döndü. Ashâb-ı kiram onu Mescid-i Nebevî'nin direklerinden birine bağladılar. Derken Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem mescid'e geldi ve: 'Sümâme'yi serbest bırakın dedi. Sümâme mescidin yakınlarındaki bir hurma ağacının yanına gidip gusül abdesti aldı. Daha sonra mescide geldi ve 'Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in onun elçisi olduğuna şehadet ederim' dedi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)'dan şöyle nakledilmiştir: "Hendek savaşında Sa'd İbn Muâz, kolundaki atar damardan yaralanmıştı. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem o'nu yakından ziyaret edebilmek için Mescid-i Nebevî'de o'na mahsus bir çadır kurdurdu. O esnada Mescid'de Ğıfar-oğulları'nın bir çadırı vardı. Kendilerine doğru akan kandan korkup yan tarafta olan çadıra doğru: 'Ey çadırdaki komşular! Sizin tarafınızdan bize doğru bir şeyler akıyor?' diye seslendiler. İşte o akan şey, Sa'dın yarasından sızan kandı. Bir müddet sonra da Sa'd bu yaradan dolayı vefat etti. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Katâde (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Enes'in haber verdiğine göre, Rasûlullah'ın sahâbîlerinden İki kişi, karanlık bir gecede onun huzurundan ayrılmıştı. Ellerinde ise fenere benzer, yollarını aydınlatan iki ışık vardı. Birbirlerinden ayrıldıkları vakit, her birinin elinde bir ışık vardı. Netice de, ikisi de bu şekilde ailesinin yanına vardı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Saîd el-Hudrî (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem hutbeye çıkıp şöyle buyurdu: 'Allah Teâlâ bir kulu, dünya ile kendi katındakiler arasında tercih konusunda serbest bıraktı. O kul da, Allah katındakileri tercih etti.' Bunun üzerine Ebu Bekir ağlamaya başladı. Kendi kendime 'Eğer Allah bir kulu dünya ile kendi katındakiler arasında muhayyer bıraktıysa, o kul da Hak Teâlâ nezdindekileri tercih ettiyse, bu İhtiyar niçin ağlıyor?' diye sordum. Meğer o kul, Allah Resûlü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kendisiymiş. Ebu Bekir de hepimizden bilgili olduğu için bunun ne anlama geldiğini anlamış, onun için ağlamıştı. Onun ağladığını gören Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Ey Ebu Bekir! Ağlama! Malını ve arkadaşlığını en fazla benimle paylaşan Ebu Bekir'dir. Eğer ümmetim arasında bir dost (halîl) edinecek olsaydım, kuşkusuz Ebu Bekir'i edinirdim. Ne var ki, İslâm kardeşliği ve sevgisi bundan daha üstündür. Mescide açık bütün kapılar kapatılsın. Sadece Ebu Bekir'in kapısı kalsın! Tekrar: 3654, 3904. Diğer tahric: Tirmizi Menakib; Müslim, Fedail
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Abbâs (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefatına kadar süren hastalık günlerinin birinde başına bir bez bağlayarak minber'e çıktı. Allah'a hamd-u senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu: İnsanlar içinde Ebu Bekir İbn Ebî Kuhâfe kadar canı ve malıyla yanımda yer alan başka biri olmamıştır. Eğer insanlardan bir dost (halîl) edinecek olsaydım, elbette Ebu Bekir'i dost edinirdim. Ancak İslâm dostluğu ile sevgisi her şeyden üstündür. Ebu Bekir'in kapısı dışında, mescide açılan bütün kapılar kapansın! Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mekke'ye geldi. Osman İbn Talha'yı çağırdı. O da gelip Kabe'nin kapısını açtı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Bilal, Usame b. Zeyd ve Osman İbn Talha Kabe'yi Muazzama'nın içine girdi. Daha sonra kapı kapandı. Bir müddet içeride kaldılar, sonra dışarı çıktılar. İbn Ömer olayı anlatmaya şöyle devam etti: "(Çıktıklarını görünce) hemen koşup Bilal'e (Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in içeride ne yaptığını) sordum. O’da, 'Namaz kıldı' diye cevap verdi. Bu defa 'Nerede?' diye sordum. O da, İki direk arasında' diye cevap verdi." İbn Ömer son olarak şunları dedi: "Kaç rek'at kıldığını sormak ise, aklıma gelmedi
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Necd taraflarına bir süvari birliği göndermişti. Birlik, Hanifeoğullarından Sümâme İbn Usal adında birini esir alıp döndü. Onu Mescid-i Nebevî'nin direklerinden birine bağladılar
- Bāb: ...
- باب ...
Sâib İbn Yezîd'den şöyle nakledilmiştir: "Bir gün Mescid-i Nebevî'de ayakta duruyordum. Birden adam'ın teki bana bir çakıl taşı artı. Hemen dönüp baktım. O kişi Ömer İbn Hattab'mış. Bana, 'Git şu iki adamı tut getir’’ dedi. Ben de gittim, onları bulup getirdim. Onlara: 'Siz kimsiniz?' veya 'Nerelisiniz?' diye sordu. Onlar da 'Taifliyiz' diye cevap verdiler. Bunun üzerine Ömer onlara şöyle dedi: Eğer Medine'li olsaydınız canınızı yakardım. Zira siz, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in mescidinde sesinizi yükseltiyorsunuz
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ka'b rivayetine göre babası Ka'b İbn Mâlik Mescid-i Nebevî'de İbn Ebi Hadrad'den, kendisine olan borcunu ödemesini istemiş. Bu esnada birbirlerine karşı seslerini yükseltmişler. O sırada evinde olan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem seslerini İşitmiş ve onlara doğru yönelip odasının perdesini aralayarak: 'Ey Ka'b İbn Mâlik, Ey Ka'b' diye seslenmiş. Ka'b: 'Buyur ey Allah'ın elçisi!' diye karşılık vermiş. Bunun üzerine Rasûiullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem eliyle yarısını işaret ederek, 'Alacağının bir kısmından vaz geç' buyurmuş. Ka'b: 'Vazgeçtim bile' deyince bu defa İbn Ebu Hadrad'e Kalk ve borcunu öde' diye emretmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem minberde iken adamın biri ona, 'Gece namazı hakkında ne buyuruyorsun?' diye sordu. O da şöyle buyurdu: İkişer ikişer kılınır. Eğer namaz kılan sabah namazı vaktinin girmesinden endişe ederse tek rekat kılar. Kıldığı bu tek rekat önceden kıldıklarını vitre çevirir." İbn Ömer şöyle derdi: "Geceleyin kıldığınız son namaz vitir olsun. Çünkü Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem böyle emretmiştir. Tekrar: 473, 990, 993, 995, 1137. MÜSLİM HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Hutbe okuduğu bir sırada Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bir adam geldi ve: 'Gece namazı nasıl kılınır?' diye sordu. O da şöyle buyurdu: İkişer ikişer kılarsın. Sabah namazı vaktinin girmesinden endişe edersen, önceki kıldığın namazları vitre çevirecek tek rekatlık bir namaz kılarsın." Velîd İbn Kesîr, Ubeydullah İbn Abdullah kanalıyla İbn Ömer'in bir adamın Mescid'de bulunan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e seslendiğini nakletmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Vâkıd el-Leysî'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mescid-i Nebevî'de iken üç adam çıkageldi. İkisi Allah Resulünün yanına geldi. Diğeri ise öbür başa yöneldi. İki kişiden biri (Nebi'in etrafında toplanan halkanın kenarında) bir boşluk bulup oturdu. Diğeri İse halkanın arkasına oturdu. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem konuşmasını tamamlayınca şöyle buyurdu: 'Size şu üç kişiden haber vereyim mi? Biri Allah'a sığındı, diğeri haya etti, Allah da ondan haya etti, diğeri Allah'dan yüz çevirdi, Allah da ondan yüz çevirdi
- Bāb: ...
- باب ...
Abbâd İbn Temîm amcasının Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i mesciddeyken, bir ayağını öbürünün üstüne atarak sırt üstü uyuduğunu gördüğünü nakletmiştir. İbn Şihâb, Saîd İbn Müseyyeb'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Ömer ve Osman da aynı şekilde yapardı. Tekrar: 5969, 6287. Diğer tahric: Tirmizi Edeb; Müslim, Libas
- Bāb: ...
- باب ...
Urve İbn Zübeyr (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eşi Aişe validemiz şöyle dedi: Aklım yetti yeteli anne ve babam müslümandır. Her Allah'ın günü Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabah akşam bize gelirdi. Derken Ebu Bekir'in aklına bir fikir geldi ve evinin avlusuna bir mescid İnşa etti. Orada namaz kılıp Kur'an okuyordu. Müşriklerin kadın ve çocukları başına toplanıp, hayran hayran ona bakıyorlardı. Çünkü Ebu Bekir hisli bir insandı. Kur'an okuduğu zaman göz yaşlarına hakim olamazdı. Onun bu hali, Kureyşli müşrikleri endişelendirmişti. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu nakletti: "Kişi'nin cemaatle kıldığı namaz, evinde ve pazarda / dükkanında (tek başına) kıldığı namazdan yirmibeş kat daha üstündür. İçinizden biri abdeste niyet eder, güzelce abdest alır, sonra da sadece namaz kılmak gayesiyle camiye gelirse, camiye kadar attığı her adımda Allah onu bir derece yükseltir ve günahlarından birini siler. Camiye girince ise, namaz için kaldığı sürece namaz kılıyor demektir. Namaz kıldığı yerde kaldığı ve abdestini bozarak meleklere eziyet etmediği sürece Melekler onun için: Allah'ım onu bağışla! Allah'ım ona merhamet et diye dua ederler." Hadisin bu şekilde tercümesi için bk. Kastalânî, İrşâd, II, 157. [Mütercim]
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer veya İbn Amr'dan nakledildiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem parmaklarını birbirine geçirmiştir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Asım İbn Muhammed şöyle demiştir; Bu hadisi babamdan işitmiştim. Ama iyi belleyememiştim. Daha sonra Vâkıd babasından naklederek bu hadisi iyice öğrenmeme vesile oldu. Vâkid'ın babasına da Abdullah nakletmiştir. Buna göre Allah Resûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuş: "Ey Abdullah İbn Amr! Ne oluyor sana! Neden basit insanlarla bu şekilde bir arada kaldın
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Musa Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in parmaklarını birbirine kenetleyerek şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Mu'min, mu'min için, parçaları birbirini sıkı sıkıya tutan bir bina gibidir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize öğle veya ikindi namazlarından birini kıldırdı. (İbn Sîrîn Ebu Hureyre'nin bunun hangi namaz olduğunu belirttiğini, ama kendisinin bunu unuttuğunu söylemiştir) İki rekattan sonra selam verdi. Sonra Mescid'in (ön tarafına) konmuş kütüğe yöneldi ve ona yaslandı. Kızgın gibi görünüyordu. Sağ elini sol elinin üstüne koydu sonra parmaklarını birleştirdi. Daha sonra sağ yanağını, sol elinin sırtına koydu. Bu esnada camiden çıkmak için acele davrananlar Mescİd-i Nebevî'nin kapılarından çıkarken 'Namaz kısaldı' deyip duruyordu. Cemaatin içinde Ebu Bekir ve Ömer de vardı. Ama onlar da Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile konuşmaya cesaret edemiyorlardı. Cemaat arasında kollaro uzun olduğu için kendisine Zül-Yedeyn denen biri daha vardı. (Onlardan önce): 'Ey Allah'ın elçisi, namaz mı kısaldı, yoksa unuttun mu?' diye sordu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): Ne namaz kısaldı, ne de unuttum' diye cevap verdi. Sonra 'Zül-yedeyn'in dediği gibi mi oldu?' diye sordu. Cemaat: 'Evet' deyince, biraz öne geçti ve namaz'ın geri kalan kısmını kıldırıp selam verdi. Daha sonra tekbir getirip önceki secdesi gibi belki de ondan daha uzun secde etti. Sonra başını kaldırıp tekrar tekbir getirdi. Sonra yeniden tekbir getirip önceki secdesi gibi belki de ondan daha uzun secde etti. Daha sonra başını kaldırıp tekbir getirdi. (Ravi der ki: Muhtemelen, bundan sonra ne yaptığını İbn Sîrîn'e sordular o da şöyle cevap verdi): En sonunda selam verdi. (Ravi der ki) Bana haber verildiğine göre, İmrân İbn Husayn 'En sonunda selam verdi' demiştir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Musa İbn Ukbe şöyle demiştir: "Salim İbn Abdullah'ın yol üzerinde yer arayıp, sonra aradığını bulduğu yerde namaz kıldığını gördüm. Babasının da, buralarda namaz kıldığından bahsetti. O da, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu yerlerde namaz kıldığını görmüştü." Musa İbn Ukbe anlatmaya şöyle devam etti: "Nâfi', İbn Ömer'in de o yerlerde namaz kıldığını nakletti." Bunun doğru olup olmadığını Sâlim'e sordum o da şöyle cevap verdi: "Kesinlikle biliyorum ki, Şerafu'r-ravhâ'da bulunan mescid dışında Nâfi'nin kıldığı bütün yerlerde o da namaz kıldı. Tekrar: 1535, 2336, 7345. Bir sonraki (301.) Sayfa’da genişş açıklama
- Bāb: ...
- باب ...
Nâfi'den şöyle nakledilmiştir: "Abdullah'ın bana haber verdiğine göre Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem umre yapacağı zaman Zülhuleyfe'de konaklardı. Veda haccında da, burada konaklamıştı. Bugün Zülhuleyfe'deki mescidin bulunduğu yerde Semura/Mugaylân/böğürtlen ağacının altında dururdu. Bu güzergahta bir gazveden veya hacdan ya da umreden dönerken vadinin (Vâdi'l-akîk) iç kısmında konaklardı. Vadiden çıkınca devesini vadinin doğu kesimindeki uç tarafında yer alan Bathâ'ya (kumlu alan) çökertirdi. Sabaha çıkıncaya kadar gecenin son kısmını burada geçirirdi, taş caminin bulunduğu yerde ya da üzerinde cami bulunan tepede değil. Abdullah'ın namaz kıldığı içinde kum birikintilerinin olduğu vadi girintisinde namaz kılardı, Nitekim Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem burada namaz kılardı. Sonraları sel, Bathâ'daki kumları sürükleyip buraya getirdi. Nihayet Abdullah'ın namaz kıldığı yeri belirsiz hale getirdi. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ravi der ki: "Abdullah İbn Ömer şöyle anlattı: Şerefu'r-ravhâ'daki mescidin dışında küçük bir mescid daha var. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem işte o mescidin yerinde namaz kıldı." Abdullah, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namaz kıldığı yeri biliyordu. Orayı şöyle tarif ederdi: "Mescidde namaz kılmak için ayağa kalktığın zaman, sağ tarafında kalır. Burası Mekke'ye giderken yolun sağına düşer. Onunla büyük mescid arasında bir taş atımlık veya buna yakın bir mesafe vardır
- Bāb: ...
- باب ...
Ravi der ki: "İbn Ömer, Munsarafu'r-ravhâ yakınlarında Irk adındaki tepeye doğru namaz kılardı. Bu tepenin ucu, Mekke istikametine giderken Munsaraf ile kendisi arasında inşa edilen camiye varmadan yolun kenarında biterdi. Buraya bir cami yapılmıştı. Ancak Abdullah, burada namaz kılmazdı. Bu camiyi sol tarafına alırdı. Ya da arkasına alıp Irk tepesine doğru önünde kılardı. Abdullah Ravhâ'dan hareket ettikten sonra, buraya gelinceye kadar öğle namazını kılmazdı. Ama buraya vardığında namazını burada kılardı. Mekke'den dönerken de, eğer sabahtan kısa süre Önce veya seher vaktinin sonlarına doğru buraya varmışsa, gecenin geri kalan kısmını sabah namazını kılmak için bu mekanda geçirirdi
- Bāb: ...
- باب ...
Ravi der ki: "Abdullah İbn Ömer şöyle anlattı: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Rüveyse'ye varmadan yolun sağında ve ön kısmına gelen tarafta Rüveyse'deki konaklama yerinin iki mil kadar berisinde bir tepeciğe kadar uzanan geniş ve düz bir yerde koca bir ağacın altında konaklardı. Ağacın üst dalları kırılmış, içi boşalmıştı. Ancak gövdesi duruyordu. Oyuk kısmı ise kumlarla dolmuştu
- Bāb: ...
- باب ...
Ravi der ki: "Abdullah İbn Ömer şöyle anlattı: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem tepeye doğru giderken Arc'ın arka tarafına düşen yokuş aşağı İnen sel yatağında namaz kıldı. Namaz kıldığı yerin kenarında iki ya da üç mezar vardı. Mezarların üstünde de taş yığını vardı. Burası yoldaki işaret taşlarının yakınında yolun sağ tarafına düşüyordu. Öğlenin kavurucu sıcağı azalmaya meyledince Abdullah, Arc'dan yola çıkardı. Öğle namazını ise işte burada kılardı
- Bāb: ...
- باب ...
Ravi der ki: "Abdullah İbn Ömer şöyle anlattı: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Herşâ dağının ilerisindeki dere yatağında, yolun solunda bulunan büyük ağaçların altında konaklardı. Söz konusu dere yatağı, Herşâ dağının tepesine bitişikti. Yol ile buranın arasında bir ok atımlık mesafe vardı. Abdullah buradaki ağaçların yola en yakın ve en büyük olanına doğru namaz kılardı
- Bāb: ...
- باب ...
Ravi der ki:"Abdul!ah İbn Ömer şöyle anlattı: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Merru'z-zahrân'ın Medine istikametine en yakın dere yatağında konaklardı. Safravât'tan inince Mekke'ye giderken yolun solunda kalan dere yatağının ortasında dururdu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellemin konakladığı yer ile yol arasında bir taş atımlık mesafe vardı
- Bāb: ...
- باب ...
Ravi der ki: "Abdullah İbn Ömer şöyle anlattı: Allah Resulü Zu Tuvâ'da konaklardı. Sabaha kadar geceyi burada geçirirdi. Mekke'ye girmeden önce sabah namazını burada kılardı. Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namaz kıldığı yer sert bir kayadan oluşan tepenin üstüydü. Sonraları cami yapılan tepede değildi. Onun namaz kıldığı yer, buranın biraz aşağı kesiminde sert kayadan oluşan tepenin üstüydü. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Ravi der ki; "Abdullah İbn Ömer şöyle anlattı: Allah Resulü kendisiyle Kabe istikametine doğru uzanan dağın iki gediğine yönelip namaz kıldı." Abdullah İbn Ömer, daha sonraları buraya inşa edilen camiyi, taş tepenin üzerine yapılan caminin soluna alarak namaza dururdu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namazgahı ise, buranın altında siyah kayaların bulunduğu yerde İdi. Buraya yaklaşık 10 zira uzunlukta idi. İbn Ömer Mekke'ye doğru giden yolcu ile Kabe arasında kalan dağ’ın iki gediğine yönelerek namaz kılardı
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Abbâs'tan şöyle nakledilmiştir: "Dişi bir merkebe binmiş olarak geldim. O sıralar ergenlik çağına yaklaşmıştım. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mina'da önünde bir duvar yokken cemaat'e namaz kıldırıyordu. Saf'ın bir bölümünün önünden geçtim. Sonra merkepten indim ve onu otlağa saldım. Ardından namaz safına katıldım. Hiç kimse bu hareketimi yadırgamadı
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bayram günü namazgah'a doğru çıktığı zaman, bir mızrağın getirilip önüne konmasını emrederdi. Sonra cemaati arkasına alarak ona doğru namaz kılardı. Bunu seferde iken yapardı. Bundan dolayı daha sonra gelen yöneticiler bayram namazlarında mızrak taşımayı bir sünnet olarak kabul etmişlerdir. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Avn İbn Ebî Cuhayfe, babasından Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in önüne bir mızrak koyarak Bathâ'da kendilerine öğle ve ikindi namazını ikişer rekat olarak kıldırdığını, bu esnada önünden kadın ve merkebin geçtiğini dinlediğini nakletmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Sehl (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellemin namaz kıldığı yer ile duvar arasında bir koyunun geçebileceği kadar mesafe vardı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Seleme'den şöyle nakledilmiştir: "Minber ile mescidin duvarı arasında bir koyunun zar zor geçebileceği kadar dar bir mesafe vardı
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah'tan şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem için bir mızrak dikilirdi. Sonra ona doğru namaz kılardı. باب: الصلاة إلى العنزة. 93. Küçük Mızrağa Doğru Namaz Kılmak
- Bāb: ...
- باب ...
Avn İbn Ebu Cuhayfe babasından şöyle nakletmiştir: "Öğlenin en sıcak vaktinde, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanımıza geldi. Hemen ona abdest suyu getirildi. Sonra abdest alıp bize öğle ve ikindi namazını kıldırdı. Önünde küçük bir mızrak vardı. Mızrağın öbür tarafından kadınlar ve eşekler geçip duruyordu
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlikten (r.a.) şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ihtiyaç gidermek için çıktığı zaman, ben, bir çocukla birlikte onu takip ederdim. Elimizde ucunda demir bulunan sopa, asa ya da küçük bir mızrak olurdu. Bir de su kabı taşırdık. Allah Resulü ihtiyacını giderince ona su verirdik. باب: السترة بمكة وغيرها. 94. Mekke Ve Diğer Yerlerde Sütre Kullanmak
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Cuhayfe'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem öğlenin en sıcak olduğu anda dışarı çıkıp Bathâ'da öğle ve ikindi namazını ikişer rekat olarak kıldırdı. Bu esnada önünde küçük bir mızrak dikili duruyordu. Sonra abdest aldı. İnsanlar abdest suyunu kapıp üzerlerine sürmeye başladılar
- Bāb: ...
- باب ...
Yezid İbn Ebî Ubeyd'den şöyle nakledilmiştir: "Seleme İbnü'l-Ekva' ile birlikte mescide gelirdim. O, Mushaf'ın yanındaki direğin kenarında namaz kılardı. O'na, 'Ey Ebu Müslim bana öyle geliyor ki, bu direğin yanında namaz kılmak için çaba harcıyorsun' dedim. O da, 'Evet, çünkü Allah Resûlü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in burada namaz kılmak için fırsat kolladığını gördüm' diye cevap verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Enes İbn Mâlik (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ashabının ileri gelenlerini, akşam namazında mescidin direklerine hücum ederken gördüm. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Ömer (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Usame bin Zeyd, Osman b. Talha ve Bilal ile birlikte Ka'be'nin İçine girdi. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem orada uzunca kaldı. Sonra çıktı. Ondan sonra Kabe'ye ilk defa ben girdim. Bilâl'e: 'Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem nerede namaz kıldı?' diye sordum. O da, 'Öndeki iki direğin arasında namaz kıldı' diye cevap verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Ömer (r.a.)'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Usame b. Zeyd, Bilâl ve Osman b. Talha el-Hacbî Kabe'ye girdi. Sonra kapıyı kapatıp içeride bir müddet kaldılar. Dışarı çıktığı zaman Bilal'e: 'Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ne yaptı?' diye sordum. O da: 'Bir direği soluna, ötekini de sağına, üç direği ise arkasına aldı. (O dönemde Kabe'nin altı direği vardı.) Sonra namaz kıldı. İsmail bize dedi ki; Malik'in bana naklettiğine göre iki direği sağ tarafında bırakmıştı
- Bāb: ...
- باب ...
Nâfi'den şöyle nakledilmiştir: "Abdullah Kabe'ye girdiği zaman, girdiği istikametten dümdüz yürürdü. Yürürken Ka'be'nin kapısını arkasına alırdı. Karşı duvarla arasında üç zirâ'lık mesafe kalıncaya kadar ilerler ve sonra namaz kılardı. Bilal'in kendisine Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i namaz kıldığı yer olarak gösterdiği yerde namaz kılmaya özen gösterirdi." İbn Ömer şöyle demiştir: "Herhangi birimiz, Ka'be'nin içinde dilediği yerde namaz kılabilir. Bunda bir sakınca yoktur
- Bāb: ...
- باب ...
Ibn Ömer'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem devesinin tam karşısına geçip ona doğru namaz kılardı." Ravi'lerden Ubeydullah şöyle demiştir. "Nâfi'e 'develer huysuzlandığı zaman ne yapılır, ne dersin?' diye sordum. O da '(Allah Resulü bu tür durumlarda), palanı alıp başka tarafa kor, sonra onu düzler ve onun son kısmına doğru namaz kılardı. İbn Ömer de, böyle yapardı
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)'dan şöyle nakledilmiştir: "Bizi köpek ve merkeplerle bir mi tuttunuz?! Oysa ben yatakta yan gelmiş yatarken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem gelir, yatağı tam ortalayarak karşısına geçer, sonra da namaz kılardı. Onun bu şekilde bana doğru yönelmesi hoşuma gitmezdi. Bu yüzden, yatağın ayak tarafından sessizce sıyrılmaya koyulurdum. Sonunda hiç sezdirmeden yorganımdan ayrılırdım
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Salih es-Semmân'dan şöyle nakledilmiştir: "Ebu Saîd el-Hudrî'yi Cum'a günü cemaatle arasına bir sütre koyarak namaz kılarken gördüm. Ebu Muaytoğullarından bir gencin, onun önünden geçmek istediğini gördüm. Ama Ebu Saîd göğsünü iterek ona mani oldu. Genç etrafına bakındı. Fakat geçecek başka yer bulamadı. Tekrar önünde geçmeyi denedi. Bu defa Ebu Saîd öncekinden daha şiddetli bir şekilde onu itti. Bunun üzerine genç, Ebu Saîd'e hakaret etti, sonra Mervân'ın yanına gidip onun yaptıklarını şikayet etti. Ardından Ebu Saîd, Mervân'ın yanına geldi. Mervan ona, 'Ey Ebu Saîd! Yeğeninle ne alıp veremediğin var?' diye sordu. O da şöyle cevap verdi: Ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellemi şöyle derken işittim: "Sizden biri cemaatle arasına bir sütre koyar, sonrada biri çıkıp önünden geçmek isterse onu engellesin! Eğer geçmekte ısrar ederse onunla gerekirse mukatele (dövüş) etsin! Zira o, kesinlikle şeytandır. Tekrar: 3274. Diğer tahric: Müslim ve Ebu Davud salat; Nesaî, kasame; İbn Mace, ikame; Muvatta', kasr; Ahmed b. Hanbel, III
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd İbn Hâlid, Büsr İbn Saîd'i Ebu Cüheym'e gönderip, ona Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellemin namaz kılanın önünden geçen hakkında ne buyurduğunu sormasını istemiş. (Büsr, Ebu Cüheym'e gidip bu soruyu sormuş.) O da şöyle cevap vermiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğunu işittim: "Namaz kılanın önünden geçen, ne kadar büyük bir günah işlediğini bilseydi, onun önünden geçmek yerine kırk (zaman) beklemeyi daha hayırlı bulurdu." Ebu'n-Nadr şöyle demiştir: "Ravi kırk gün mü, kırk ay mı, yoksa kırk yıl mı dedi hatırlamıyorum
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan şöyle nakledilmiştir: Aişe (r.anha)'nın yanında namazı bozan hallerden bahsedildi. Köpek, merkep ve kadının erkeğin namazını bozacağını söylediler. Bunun üzerine Aişe (r.anha) şöyle tepki gösterdi: "Bizi köpek yerine mi koydunuz! Oysa ben, kıble ile Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem arasında yatağa yan gelmiş yatarken O'nun namaz kıldığını gördüm. Bazen bir ihtiyacım olurdu. Onun karşısına geçmek hoşuma gitmezdi, bu yüzden sessizce (yatağın ucundan) sıyrılıp kalkardım
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan şöyle nakledilmiştir: "Ben yatağında tam karşısına gelecek şekilde uyurken Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kılardı. Vitir namazını kılmak istediği zaman ise beni uyandırırdı. Sonra ben de vitrimi kılardım
- Bāb: ...
- باب ...
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eşi, Aİşe'den şöyle nakledilmiştir: "Allah Resulu (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünde uyurdum. Bu esnada ayaklarımı onun kıblesine doğru uzatırdım. Allah Resulü secde yapmak İstediği zaman, eliyle beni dürter, ben de ayaklarımı toplardım. Ayağa kalkınca ise tekrar ayaklarımı uzatırdım." Hz. Aişe şöyle demiştir: "O dönemde evlerde lamba yoktu
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'nın yanında namaz kılanın önünden geçen köpek, merkep ve kadının namazı bozacağından bahsedildi. Bunun üzerine o, şöyle dedi: "Bizi merkeple köpeğe mi benzettiniz! Allah'a and olsun ki, ben, kıble ile Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem arasında yatakta yatarken, onun bana doğru namaz kıldığını gördüm. Bazen bir ihtiyacım hasıl olurdu. Ona karşı oturup, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i rahatsız etmek istemezdim. Bu yüzden ayak ucu tarafından yavaşça sıyrılıp yataktan çıkardım
- Bāb: ...
- باب ...
İbn Şihâb amcasına başkasının yaptığı bir fiil yüzünden namazın bozulup bozulmayacağını sormuş, o da şöyle cevap vermişti: "Haricî hiçbir şey namazı bozmaz. Urve İbn Zübeyr'in bana haber verdiğine göre Allah Resûlü'nün eşi Aişe (r.anha) şöyle demiştir: 'Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, gece vakti kalkar namaza dururdu. Bu esnada' ben ise, onunla kıble arasında birlikte uyuduğumuz yatakta yatardım
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Katâde el-Ensârî'den şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kızı Zeyneb'in Ebu'l-As İbn Rabî' İbn Abdişems'ten olma kızı Ümâme'yi taşıyarak namaz kılardı. Secdeye vardığı zaman onu bırakır, ayağa kalktığı zaman ise tekrar alırdı. Tekrar:
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Şeddâd İbn el-Hâd şöyle demiştir: "Teyzem Meymûne bintu'l-Hâris bana şunu haber verdi: Yatağım Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in namaz kıldığı yerin kenarında idi. Bazen yatakta olduğum sırada elbisesi bana temas ederdi
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah İbn Şeddâd, Meymûne (r.anha)'nın şöyle dediğini nakletmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ben yanı başında uyurken namaz kılardı. Secdeye vardığı zaman hayızlı olmama rağmen elbisesi bana değerdi
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan şöyle dediği nakledilmiştir: "Bizi köpek ve merkeple bir tutmanız ne kadar da çirkin! Haberiniz olsun ki ben, Resulullah'ı kıble ile onun arasında yattığım bir sırada namaz kılarken gördüm. Secde etmek istediği zaman, ayaklarıma dokunurdu. Ben de hemen ayaklarımı toplardım
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah (bin Mes'ud r.a.)'dan şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kabe'nin yanında namaz'a durmuştu. Bu esnada Kureyşliler meclislerinde toplanmıştı. İçlerinden biri, (Allah Resûlü'nü kasdederek) 'şu gösteriş yapan adam'a baksanıza!' diye seslendi ve şöyle dedi: "Hanginiz falancaoğullarının kestiği deveye gidip, işkembesinde kalan pisliklerini, kanını ve döl eşini alıp buraya getirir, sonra secdeye gidinceye kadar bekler ve getirdiklerini onun omuzuna atar?" (Bunu gerçekleştirmek üzere) İçlerinden en bedbahtı hemen fırladı. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem secdeye varınca getirdiklerini omuzuna koydu. Allah Resûlu (Sallallahu aleyhi ve Sellem) secdede öylesine kaldı Bu manzara karşısında Kureyş'liler gülmeye başladı. O kadar çok gülüyorlardı ki, gülmekten birbirlerinin üstüne yığıldılar. Bu arada biri koşup o sıralar henüz küçük olan Fatima (r.anha)'ya durumu haber verdi. Fatıma (r.anha) koşarak geldi. Üzerine konanları kaldırıncaya kadar, Allah Resulü kaldı. Hz. Fatıma Kureyşliler'e dönüp hakaret etti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem namazını bitirince şöyle beddua etti: Ey ulu Allah'ım! Kureyş'i sana havale ediyorum. Ey ulu Allahım! Kureyşi sana havale ediyorum. Ey ulu Allah'ım! Kureyş'i sana havale ediyorum. Sonra isimlerini söyleyerek bedduasına devam etti: Ey ulu Allah'ım! Amr İbn Hişam'ı, Utbe İbn Rabîa'yı, Şeybe İbn Rabîa'yı, Velîd İbn Utbe'yi, Ümeyye İbn Halefi, Ukbe İbn Ebî Muayt'ı ve Umara İbn Velîd'i sana havale ediyorum. Abdullah rivayeti anlatmaya şöyle devam etmiştir: "Allah'a yemin olsun ki, Bedir savaşında bunların hepsinin leşinin yere serildiğini gördüm. Sonra hepsi, Kalîb'e yani Bedir'dekİ çukurlara sürüklenip atıldılar. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de onlar hakkında: 'Kalîb'e/çukura atılanlar lanete uğradı' buyurdu