Sahih-i Buhari

...

(85) Kitāb: Mîrâs Payları (Ferîzalar)

(85) ...

Huzeyl b. Şurahbil şöyle demiştir: Ebu Musa el-fş'ari'ye ölenin kızı, oğlunun kızı ve kız kardeşi birlikte bulunduklarında miras payları soruldu. Ebu Musa şöyle cevap verdi: "Miras malın yarısı ölen kişinin kızına, bir yarısı da kız kardeşine aittir." Ebu Musa soruyu soran kişiye "Abdullah b. Mesud'a git (bu meseleyi ona da sor). Zannediyorum o da benim görüşüm e uygun cevap verecektir" dedi. Mesele İbn Mesud'a sorulup, Ebu Musa'nın cevabı ve onun tarafından gönderildiği haber verilince Abdullah b. Mesud şöyle dedi: "Eğer oğlun kızını mirastan mahrum edersem elbette dalalete düşmüş kimselerden olurum. Hidayete erenlerden olamam. Bu meselede ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hükmettiği gibi hükmederim (ki o da şudur): Ölünün kızı mirasın yarısını alır, oğlununkızı da üçte ikiyi tamamlamak üzere ltıda bir alır. Geri kalan (üçte bir) de kız kardeşin payı olur" dedi. Hüzeyl şöyle dedi: Biz Ebu Musa'ya gelip, İbn Mesud'un fetvasını kendisine haber verdik. Bize "Aranızda bu habr (büyük alim) bulunduğu sürece bana bir şey sormayınız" dedi. Fethu'l-Bari Açıklaması: Ebu Ubeyd el-Herevı, "habr" kelimesinin sözü yazıp telif etme, güzelleştirme kökünden türeme "alim" anlamına olduğunu söylemiştir. İbn Battal şöyle der: Bu hadisten şöyle bir sonuç çıkmaktadır: Bir alim herhangi bir meselede nass olmadığını düşündüğü takdirde içtihad eder ve o meseleyi araştırmadıkça cevap vermeye kalkışmaz. Hadis bize herhangi bir ihtilaf halinde Nebi s.a.v.'in sünnetinin delil olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla böyle bir durumda hadisi esas almak gerekir. Hadisten o dönemin bilginlerinin in saf sahibi kişiler olduklarını, hakkı kabul edip, ona döndüklerini, birbirlerinin alim ve fazilet sahibi kimseler olduğuna şehadet ettiklerini, İbn MfZsud'un sünneti iyi bildiğini, Ebu Musa'nın fetva verirken araştırdığını ve kencljsinden daha alim olduğunu düşündüğü kimseyi gösterdiğini görüyoruz." . İbn Battal şöyle devam eder: --İbn Mesud'un rivayeti konusunda bilginler arasında herhangi bir ihtilaf yoktur. Ebu Musa'nın cevabı onun kendi görüşünden döndüğünü göstermektedir. Tahavı, İbn Mesud hadisine dayanarak İbn Abbas'ın rivayet ettiği "Bu paylardan geri kalan herhangi bir şey de baba tarafından en yakın olan erkek kişiye aittir" hadisinden maksadın, ölüye asabelerin en yakını olduğunu söylemiştir. Buna göre ölüye en yakın asabe kadın bile olsa ashab-ı feraizden arta kalan malı o alır. Hadisin bu hükme delaleti şöyledir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem baba tarafından olan kızkardeşleri kızlarla birlikte asabe yapmıştır. Dolayısıyla onlar kızlarla birlikte bulunduklarında miras açısından erkek hükmünde olmuşlardır. İbnü'l-Arabı şöyle der: Ebu Musa ve İbn Mesud olayından herhangi bir konuda haber olduğu öğrenilmeden önce kıyasa göre amel etmenin caiz olduğu, öğrendikten sonra haberin hükmüne dönmek gerektiği ve nassa aykırı olan hükmü almamak gerektiği anlaşılmaktadır

...
Referans:85 6736