Sahih-i Buhari
...
(85) Kitāb: Mîrâs Payları (Ferîzalar)
(85) ...
Esved'in nakline göre Aişe r.anha Berire'yi azad etmek için sahiplerinden satın almak istedi. Sahipleri de vela hakkının kendilerine ait olması şartını ileri sürdüler, Aişe r.anha "Ya Resulallah! Ben Berıre'yi hürriye tine kavuşturmak için satın almak istedim. Sahipleri onun velasının kendilerine ait olmasını şart koşuyorlar!" dedi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Sen onu aza d et! VelCi hakkı ancak azad edene aittir -veya- sen bedelini ver" buyurdu. Ravi şöyle devam eder: Bunun üzerine Aişe r.anha Berıre'yi satın alıp, azad etti. Berıre hür olunca (köle bulunan kocasıyla nikahını fesh etme veya devam. hususunda) muhayyer kılındı. O da kendi nefsini(yani nikahının feshini) tercih etti ve "Bana şu kadar mal verilse bile artık onunla birlikte olmam" dedi. Esved "Berıre'nin kocası hür idi" demiştir. Ancak Esved'in sözü munkatıdır. İbn Abbas'ın "Ben onu bir köle olarak gördüm" sözü daha sahihtir. Fethu'l-Bari Açıklaması: İmam Buhari'nin attığı bu başlıktan maksat efendinin "Senin üzerinde kimsenin velası olmasın" veya "sen başıboş ol" dediği köledir. Efendi bu sözüyle onu azad etmek istemekte ve kimsenin üzerinde velahakkının bulunmasını arzu etmemektedir. Efendi bazen kölesine "Seni başıboş olarak azad ettim" veya "Sen başıboş olarak hürsün" de diyebilir. İlk iki cümlede efendinin köleyi aza d etme niyeti taşıması gerekirken, son ikisinde köle kendiliğinden hür olur. Yukarıda nakledilen hadis, el-İsmaili'nin tamamını Abdurrahman b. Mehdi, Süfyan vasıtasıyla Hüzeyl' e ulaştırdığı bir isnadla rivayet ettiği hadisin başlangıç kısmıdır. Bu hadis şöyledir: Adamın biri Abdullah'a gelerek "Ben kendime ait bir köleyi başıboş olarak azad ettim. Bu köle öldü ve geriye mal bıraktı. Hiçbir varisi de yoktur" dedi. "Bunun üzerine Abdullah b. Mesud dedi ki ... " Ravi bundan sonra yukarıdaki hadisi zikretti. Ancak farklı olarak şöyle bir rivayette bulundu: "Sen o kölenin velinimetisin. Mirası sana aittir. Eğer bu konuda günahtan kaçınmak ister veya sıkıntı duyarsan onu biz kabul eder ve beytü'l-male koyarız." Sa ibe hakkında Hasen-i Basri, İbn Sirin, İmam Şafii'nin görüşleri bu doğ rultudadır. Abdurrezzak'ın (Abdurrezzak, Musannef, IX, 28) sahih bir senedie İbn Sirin'den nakline göre meşhur sahabi Ebu Huzeyfe'nin mevlası Salim' i Ensardan bir kadın saibe olarak azad etmiş ve kendisine "Dilediğin kimse ile vela anlaşmasını yap" demişti. Bumin üzerine Salim, Ebu Huzeyfe ile ve la anlaşması yapmıştı. Salim, Yemame savaşında şehit düşünce, mirası Ensardan kendini aza d eden o kadına veya onun oğluna verildi. İbnü'l-münzir'in Bekr b. Abdullah el-Müzeni'den nakline göre İbn Ömer'e ölmüş olan azadlısının (mevla) malı getirildi. İbn Ömer "Biz onu saibe olarak azad etmiştik" dedi ve o malın bedeli ile köle alınıp azad edilmesini emretti." İbn Ömer'in bunu vücuben veya mendub olarak yapma ihtimali bulunmaktadır. Bu haberin zahirini Ata esas almış ve şöyle demiştir: "Saibe olan köle geriye bir varis bırakmadığında onu azad eden çağrılır. Azad eden kişi onun malını kabul ederse ne ala! Aksi takdirde bu malla köle satın alınıp, azad edilir." Bu konuda bir başka görüş daha vardır. Buna göre saibenin velası Müslümanlara aittir ve malına onlar mirasçı olurlar, yanlışlıkla bir cinayet işlediğinde bedelini Müslümanlar öderler. Ömer b. Abdulaziz ve Zühri'nin görüşü bu doğrultudadır. İmam Malik de aynı görüştedir
Referans | : | 85 6754 |