Sahih-i Buhari

...

(86) Kitāb: Allah Tarafından Belirlenen Sınırlar ve Cezalar (Hudûd)

(86) ...

Enes şöyle anlatmıştır: "Ukl kabilesinden bir topluluk Medine'ye gelip Müslüman oldular. Medine'nin havasına alışamadılar. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem zekat develerinin otlatıldığı yere gidip, onların idrarlarından ve sütlerinden içmelerini tavsiye etti. Bunu yapıp sağlıklarına kavuştular. Sonra İslamdan döndüler. Develerin çobanlarını katledip, sürüyü önlerine kattılar. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların arkasından bir askeri birlik gönderdi ve yakalanıp Medine'ye getirildiler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların ellerini ve ayaklarını kestirip, gözlerine mil çekilmesini emretti. Ancak kesilen yerlerin ateşle dağlamasını emretmedi. sonunda onlar öldüler." Fethu'l-Bari Açıklaması: İbn Battal şöyle demiştir: İmam Buhari hirabe ayetinin kafirler ve mürtedler hakkında indiği kanaatine varmıştır. Bu yüzden o Ureynelilerden söz eden olay yer vermiştir. Bu hadiste hirabe cezasının sadece kafir ve mürtediere uygulanacağına dair bir açıklık yoktur. Fakat Abdurrezzak, Ma'mer vasıtasıyla Katade'den Ureyneliler hadisini nakletmiştir. Bu hadisin son kısmında şöyle denilmektedir: "Bize ulaşan habere göre 'Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde düzeni bozmaya çalışanların cezası. .. ' ayeti Ureyne'liler hakkında inmiştir. Bu şekilde görüş bildiren bilginler arasında Hasan-ı Basri, Ata, Dahhak ve Zühri bulunmaktadır. Katade şöyle demiştir: Fıkıh bilginlerinin çoğunluğu, bu ayetin Müslümanlardan yola çıkıp, yeryüzünde fesad peşinde koşan ve yol kesen kimseler hakkında indiği kanaatine varmışlardır. İmam Malik, Şafii ve KOfeli bilginIerin görüşü bu doğrultudadır. Katade şöyle devam etmiştir: Bu, birinci görüşe çelişik değildir. Çünkü ayet bizzat Ureyneliler hakkında inmiş bile olsa lafzı geneldir ve onların yaptığı gibi devlete savaş açıp fesad çıkaran herkes bu ayetin kapsamına dahildir. Bizim kanaatimize göre bu iki görüş birbirine zıttır. Bu konuda esas alınması gereken hirabeden neyin kastedildiğidir. Bunu kafirlik şeklinde yorumlayanlar ayet i kafirlerle tahsis etmişlerdir. Ayeti masiyet ve günah şeklinde yorumlayanlar ise genel kılmışlardır. Daha sonra İbn Battal, İsmail el-Kadl'den şöyle bir görüş nakletmiştir: Kur'an'ın zahiri ve Müslümanların geçmiş uygulamaları bize ayette sözü edilen cezanın Müslümanlar hakkında indiğini göstermektedir. Kafirlere gelince, onların hakkında "İnkar edenlerle karşılaştığımz zaman boyunlanm vurun"(Muhammed 4) cümlesiyle başlayan ayet-i kerime inmiştir. Dolayısıyla kafirlerin hükmü bunun dışındadır. YüceAllah, hirabe ayetinde "Ancak siz kendilerini yenip ele geçirmeden önce tövbe edenler müstesna"(Maide 34) buyurmaktadır. Bu ayet savaşçıların içinden tövbe edenlerden işlediği cinayete karşılık belirtilen isteğin düştüğünü göstermektedir. Bu ayet kafirler hakkında olsaydı, hirabe ona fayda verirdi ve kafir, kafir olmasına rağmen hirabe suçunu işlediğinde ayette zikredilen uygulamayla yetinirdik ve o kafir kendini katledilmekten kurtarır ve hirabe kendisinden katledilme cezasını kaldırarak hafifletirdi. Bu probleme şöyle cevap verilmiştir: Mesela mürted olan bir savaşçıya bu cezaların uygulanması yeniden islama dönmesi talebini veya katledilmesini düşürmez. imam Buhari bundan sonra Ureyneliler hakkındaki Enes hadisine yer vermektedir. Bu hadisin açıklaması Taharet bölümünde "Develerin idrarı" başlığı altında yapılmıştı

...
Referans:86 6802