Sahih-i Buhari

...

(86) Kitāb: Allah Tarafından Belirlenen Sınırlar ve Cezalar (Hudûd)

(86) ...

Enes şöyle demiştir: Ukl kabilesinden bir topluluk Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in huzuruna geldi ve Suffa'da ikamet etmeye başladı. Ancak Medine'nin havası onlara iyi gelmedi ve burada kalmak istemediler. Bunun üzerine "Ya Resulallah! Bize süt arayıver!" dediler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de "Ben sizin için süt bulamam. Ancak Allah'ın Resulünün deve sürülerinin yanına gitmeniz çaresini bulabilirim" dedi. Bundan sonra onlar deve sürülerinin bulunduğu yere gittiler. Orada develerin sütlerinden ve idrarlarından içtiler. Nihayet böylece sağlıklarına kavuştular, semizlenip, kuvvetlendiler. Sonra da çobanı öldürdüler ve develeri önlerinekatıp, sürüp götürdüler. Bundan sonra Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e imdat isteyen bir kişi gelip, haber verince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem onların izleri üzerine bir askeri birlik gönderdi. Gün yükselmeden onları yakalayıp getirdiler. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz demir çubuk getirilmesini emretti. Demir çubuklar ateşte kızdırıldı. Bunlarla suçluların gözlerine mil çektirdi, ellerini ve ayaklarını kestirtti, kesilen yerlere kanı dindirici bir dağlama tedavisi uygulamadı. Sonra bu caniler Harre denilen kara taşlık bir yere atıldılar. Bunlar orada su istediler fakat kendilerine su verilmedi, nihayet ölüp gittiler. Ebu Kılabe bunlarla ilgili olarak şöyle der: Bu kişiler hırsızlık yaptılar, insan öldürdüler, Allah ve Resulüne karşı savaş açtılar. Fethu'l-Bari Açıklaması: "Nebi s.a.v. onların gözlerine mil çektirdL" Bu haberde geçen "..." hakkında lyaz şu açıklamayı yapmıştır: "........" ifadesi gözünü kızgın kızgın demir çubuk ile dağladı demektir. Fiil bu durumda "......." fiili ile aynı olmuş olur. Zira bu fiil şu şekilde tefsir edilmiştir: Göze kızgın bir demir yaklaştırılır ve böylece görme gücü gider. Bu açıklama "r---" fiiline uygun düşmektedir. Çünkü "r---" sözkonusu demirin çivi olmasını ifade etmektedir. (Önemli Bir Bilgi:) Hirabe ayetindeki "Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır"(Maide 33) ifadesi ile Ubade'nin dünyada şer' ı ceza almış kimseye aldığı ceza kefaret olur mealindeki hadisi ile anlam problemi doğmaktadır. Çünkü hirabe ayetinin zahiri, iki hususu (dünyada rezalet, ahirette ceza) birden ifade etmektedir. Buna verilecek cevap şudur: Ubade hadisi Müslümanlara mahsustur. Zira hadiste şirk ona katılan masiyetle birlikte yer almaktadır. Katir şirki üzere öldürüldüğünde müşrik olarak ölürse bu katlin onun için kefaret olmayacağı yolunda icma vardır. Ehl-i sünnet günahkar kimselere had cezası uygulandığında bunun o günah için kefaret olacağı yolunda icma etmişlerdir. Bu hususu çözüme kavuşturan Allahu Teala'ın şu ifadesidir: "Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; Bundan başkasını, dilediği kimse için bağışlar. "(Nisa)

...
Referans:86 6804