Sahih-i Buhari

...

(87) Kitāb: Kan Parası (Ad-Diyat)

(87) ...

Enes b. Malik'in nakline göre yahudinin biri bir cariyenin başını iki taşın arasında ezdi. eariyeye (ölmeden önce) "Bunu sana kim yaptı? Filanca mı, yoksa filanca mı?" diye soruldu. O yahudinin adı geçince cariye başıyla evet diye işaret etti. Ardından adı geçen Yahudi getirildi ve suçunu itiraf etti. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in emri üzerine başı bir taşla ezilerek kısas edildi. Hemmam: "Başı iki taşın arasına konularak kısas edildi" demiştir. Fethu'l-Bari Açıklaması: İbnü'l-Münzir şöyle der: Allahu Teala bir mu'mini yanlışlıkla öldüren mu'min hakkında diyet hükmü vermiştir. İlim ehli kimseler bu konuda icma etmişler ancak "Eğer kendileri ile aranızda anlaşma bulunan bir toplumdan ise ... "(Nisa 92) ayeti hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bazıları burada sözkonusu olan maktulün kafir olduğunu söylemişler ve onun ailesinin, -aradaki anlaşma dolayısıyla- diyeti alacağını belirtmişlerdir. İbn Abbas, Şa'bi, İbrahim en-Nehai ve Zührl'nin görüşleri bu doğrultudadır. Bazıları ise burada sözkonusu olan maktulün mu'min olduğunu belirtmişlerdir. Ebü'ş-Şa'sa'nın görüşü bu yöndedir. İbrahim en-Nehal'den de bu yönde bir görüş nakledilmiştir. Taberi şöyle der: Bu iki yaklaşımdan birincisi, daha uygundur. Zira Allahu Teala "misak= antlaşma" kelimesini, mutlak söylemiş ve maktulün, -bundan önceki ayette olduğu gibi- mu'min olduğunu belirtmemiştir. Birinci yaklaşımın daha ağır basması, bir de şuna dayanmaktadır: mu'min zikredildiğinde diyet ve kefaret birlikte belirtilirken, kafirden söz edildiğinde sadece kefaretten söz edilmiştir. Burada ise hem diyet ve hem de kefaretten bahsedilmektedir

...
Referans:87 6884