Sahih-i Buhari

...

(87) Kitāb: Kan Parası (Ad-Diyat)

(87) ...

Ebu Hureyre r.a.'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Eğer bir kimse izinsiz olarak senin evine bakar, sen de bir çakıl taşı atarak onun gözünü çıkarırsan bundan dolayı sana herhangi bir günah olm" Fethu'l-Bari Açıklaması: İmam Buhari, başlıkta görüldüğü üzere birisinin evinin içine izin almadan bakan ve bu yüzden gözü çıkarılan kimseye diyet verilmeyeceğini kesin bir dille ifade etmektedir. Onun buraya aldığı haberde diyetin olmayacağı açıkça belirtilmemektedir. Fakat o böylece hadisin bazı rivayet yollarından gelen şeylere adeti olduğu üzere işaret etmektedir. "Adamın biri delikten içeri baktı" yani yukarıdan evine baktı "........." "Mişkas" ince ve uzun ok temreni demektir. Şiş gibi demirden yapılmış, keskin bir başı vardır. Bazıları ise demirden dişi olduğunu söylemişlerdir. "Onu dürtmek için sinerek kendisine doğru yaklaşmaya başladı." Kelime "hatel" kökünden türemedir. "Hatel" bir kimseyi gafil avlamak demektir. Hadisten Çıkan Sonuçlar 1. Baştaki saçı kesmemek, onu taramak caizdir. 2. Başından zararlı canlıları gidermek, kir ve bitleri temizlemek için bir tarak edinmek güzeldir. 3.Kapısı kapalı bir evin içinde bulunan kimseden izin almak gerekir. 4.Kapıda bulunan bir delikten içeri bakmak caiz değildir. 5. Saçları taramak meşrudur. İsti'zan bölümünde buna benzer birçok hadis geçmişti. 6. Eve girmek için izin almak sadece mÇlhrem olmayan kimselere mahsus değildir, tam tersine kişinin annesi veya kız kardeşi bile olsa elbisesi giyinik olmayan kimseden izin almak gerekir. 7. Tecessüste bulunan kimseye bir şeyatmak caizdir. Bu suç, hafif bir müeyyide ile önlenemediği takdirde daha ağırını kullanmak mümkündür. Buna göre içeri bakan kimsenin canına veya organına bir zarar geldiğinde bu hederdir. Malikiler bu durumda kısasa gidileceği kanaatine varmışlardır. Onlara göre içeri bakan kimsenin gözüne veya başka bir yerine kastetmek caiz değildir. Malikiler buna gerekçe olarak bir masiyetin bir başka masiyetle önlenemeyeceğini göstermişlerdir. Çoğunluğu oluşturan fıkıh bilginleri ise buna şöyle cevap vermişlerdir: Bir kimsenin bir hareketi yapmasına izin verilmişse buna masiyet denemez. Fiil, böyle bir nitelik taşımadığı takdirde masiyet sayılır. Bilginler, bir saldırganın hayatına mal olsJ!bile etkisiz hale getirilmesinin caiz olduğu noktasında ittifak etmişlerdir. Oysa byle bir gerekçe olmasaydı sözkonusu fiil masiyet olurdu. Hakkında nass sabit olmakla birlikte bu da saldırı fiili kategorisindedir. Malikiler hadise "Bu hadis kişiyi korkutma ve yaptığı fiilin çok büyük bir günah olduğunu belirtmek amacıyla varid olmuştur" diye cevap vermişlerdir. Ancak onlardan İbn Nafi çoğunluğa katılmıştır. Malikilerden Yahya b. Ömer şöyle der: Herhalde bu haber İmam Malik'e ulaşmamış olsa gerektir. Kurtubi el-Müfhim isimli eserinde şöyle der: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, caiz olmayan bir şeyi yapmaya veya caiz olmayan bir sonuç doğuracak harekette bulunmaya teşebbüs edecek kimse değildir. Meşakkatin kaldırıldığı yolunda nass varken günahın kaldırıldığı şeklinde yorumlamak mümkün değildir. Nass varken kıyasa gidilmez. Bazı Malikiler görüşlerine sebep olarak başkasının avret mahalline kasıtlı olarak bakan kimse hakkındaki icmaı göstermişlerdir. Buna göre böyle bir hareket o kişinin gözünü çıkarmayı mubah kılmadığı gibi, çıkaran kimseden tazminat yükümlülüğünü düşürmez. Kendisine bakılan kimse evinde olduğu takdirde ve içeri bakan kişi de tecessüs ettiğinde durum yine böyledir. Kurtubi böyle bir icma bulunduğuna itirazda bulunmuş ve şöyle demiştir: Bu haber, başkasının evinin içine bakan herkesi kuşatmaktadır. Haber, evin içine bakan kimseyi -istenmeyen şeyleri görme ihtimali kuwetli olmakla birlikte- içerdiğine göre muhakkak olanı evleviyetle ihtiva eder. Bizce bu görüş tartışmaya açıktır. Çünkü evin içinde bulunan kimseye bakmak sözgelimi kişinin avreti gibi muayyen bir şeye bakmakla sınırlı değildir. Tam tersine kişinin harimine bakmayı ve ev sahibinin örtmek istediği ve kimsenin bakmaması gereken şeylere bakmasını da kapsar. Tecessüs yasaklığı ve tehdit bu gibi hareketleri yok etmek için sabit olmuştur. Var olduğu iddia edilen icma sabit olsaydı, bu özel hükmü reddetmek gerekli olmazdı. Bilindiği üzere aklı başında bir kimsenin eşinin ve kızının yüzüne yabancı bir erkeğin bakması ve benzeri şeyler çok ağırına gider. Aynı şekilde kişinin ailesi ile oynaşırken yabancı bir kişi tarafından görülmesi de erkeklik organının açık olarak görülmesinden daha çok ağırına giden hususlardandır. Kurtubl'nin söyledikleri, başkasının gizliliklerine bakmak isteyen ve karşı tarafın da onu savuşturduğu, etkisiz hale getirdiği kimse açısından yerindedir. Bakan kimseye bir şeyatmadan önce onu uyarmak şart mıdır? Bu konuda iki görüş sözkonusudur. Bazı bilginler saldırgan bir kimseyi etkisiz hale getirmede olduğu gibi bu şarttır demişlerdir. Bu iki görüşten daha sahih olanı bunun şart olmadığıdır. Çünkü hadiste "onu dürtmek için sinerek kendisine doğru yaklaşmaya başladı" denilmektedir. Evdeki bir delikten içeriye bakan kimse kapının deliğinden içeriye bakan kimse gibidir. Sokak ortasında durup başkasının mahremine veya bir başkasının evindeki bir şeye bakan kimsenin hükmü de böyledir. Bazı bilginlere göre yasaklık, baktığı kimsenin mülkünde bulunan kişi ile ilgilidir. Acaba kulak verip dinlemek bakma gibi midir? Bu konuda da iki görüş nakledilir. \' Bunlardan daha sahih olanına göre dinlemek bakmak gibi değildir. Çünkü avret yerine bakmak onun anlatılmasını dinlemekten daha beterdir

...
Referans:87 6902