Sahih-i Buhari

...

(92) Kitāb: Fitneler

(92) ...

İbn Ömer'in nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Allah bir kavme azap indirince, o kavim içinde bulunan her ferde azap gelir. Sonra herkes kendi amellerine göre diriltilir" buyurdu. Fethu'l-Bari Açıklaması: ''Allah'ın bir topluluğa azap indirmesi." Yani Allah'ın, bir kavme kötü amellerine ceza olarak azap indirmesi. "Sonra herkes kendi amellerine göre diriltilir." Yani onlardan her bir fert, kendi ameline göre diriltilir. Ameli salih ise akıbeti salih, aksi takdirde kötü olur. Bu azap, salihler için temizlik, fasıklar için intikam olmuş olur. İbn Hibban'ın Sahih'inde Aişe r.anha'nın nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah aralarında salih kimseler olduğu halde cezasını hak edenlere darbesini indirdiğinde salih kimseler de onlarla birlikte aynı darbeye maruz kalırlar. Sonra herkes kendi niyetine ve ameline göre diriltilir. "(İbn Hibban, Sahih, XVI, 305) İbn Battal şöyle der: Bu hadis, Zeynep bnt. Cahş hadisini açıklamaktadır. Zeynep, Res.ulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e "İçimizde bu kadar salih kimseler varken biz helak or muyuz?" diye sormuş, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Evet, fısk u fücur çoğaldığı zaman (helak olursunuz)" cevabını vermiştir. Münker açığa vurulup, günahlar alenen işlendiğinde herkes helak edilir. Biz de şunu ekleyelim: İbn Battal'ın son sözüne uygun düşen Hz. Ebu Bekir'in naklettiği şu hadistir: "İnsanlar bir münkeri görür de onu değiştirmezlerse Yüce Allah'ın onların tümüne ceza vermesi yakındır." Bu hadisi Sünen imamları rivayet etmiş, İbn Hibban sahih olduğunu belirtmiştir. (İbn Hibban, Sahih, 1,540; Ebu Dawd, Melahim; İbn Mace, Rten; Tirmizi, Tefsir Maide) Bunun bir benzeri Hz. Aişe radıyallilhu anha'nın naklettiği şu hadistir: "Hayret vericidir ki ümmetimden bazı kimseler Beytullah'a sığınmış bir adamı (yakalamaya) yönelirler. Onlar daha çölde iken yerin dibine batırılırlar." Biz "Ya Resulallah! Bazen yolda her çeşit insan bulunabilir" dedik. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Evet! Bunların aralarında oraya kasten yola çıkan olduğu gibi, istemeden çıkan, onlardan olmadığı halde onlarla birlikte bulunan olabi/ir. Bunların tümü helak olup gider ancak değişik şekilde dirilirler. Yüce Allah onları niyetlerine göre diri/tir" buyurdu.(Müs!im, fiten) Müslim'in, Ümmü Seleme'den de buna benzer bir nakli vardır: "Ben Ya Resulallah! Buna istemeden katılanın durumu nasılolur?" diye sordum. Resulullah sallallilhu aleyhi ve sellem "O da onlarla birlikte yerin dibine batırılır, fakat kıyamet günü niyetine göre diri/ir." buyurdu.(Müs!im, fiten) Onun Cabir'den de bir nakli daha vardır. Buna göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Her kul öldüğü şekil üzere diri/ir" buyurmuştur. Davudi şöyle der: İbn Ömer hadisinin manası şudur: "Küfürlerinden dolayı azaba uğrayan milletlerin içerisinde çarşı-pazarlarda alışveriş edenler ve onlardan olmayanlar bulunabilir. Bunların tümü eceııeriyle ölür. Ancak kıyamet günü kendi ameııerine göre dirilirler." Kısacası aynı ölümü paylaşmak, aynı sevabı veya cezayı paylaşmayı gerektirmez. Tam tersine her bir ferde kendi niyetine göre amelinin karşılığı verilir. İbn Ebi Cemre bu akıbete uğrayan kimselerin başına bunun gelmesi, marufu emretmeyerek, münkeri yasaklamayarak sessiz kalmaları olduğu kanaatini benimsemiştir. İyiliği emredip, kötülüğü yasaklayanlar ise gerçek mu'minlerdir. Yüce Allah onların başlarına azap göndermez. Tam tersine azabı onlardan savuşturur. Nitekim şu ayetler bu anlayışı teyit etmektedir: "Zaten biz ancak halkı zalim olan memleketleri helak etmişizdir. "(Kasas,59) "Halbuki sen onların içinde iken Allah onları azap edecek değildir ve onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici deği/dir. "(Enfal 33) Kendisi yapmasa bile kötülüğü yasaklamayanların başına azabın geleceğini şu ayet-i kerime göstermektedir:: "Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini yahut onlarla alayedildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıneaya kadar kafirlerle beraber oturmayın yoksa siz de onlar gibi olursunuz. "(Nisa 140) Bu ayetten kafirlerden ve zalimlerden kaçmanın meşru olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Çünkü onlarla birlikte bulunmak, insanın kendisini tehlikeye atması anlamına gelmektedir. Bu, kişinin onlara yardım etmediği ve yaptıklarına razı olmadığında sözkonusudur. Buna karşılık onlara yardım eder veya yaptıklarından hoşlanırsa artık onlardan olur. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Semud diyarından çıkmakta acele etme emri vermesi bunu teyit etmektedir. İnsanların kendi amellerine göre dirilmeleri adil bir hükümdür. Çünkü onlar ahirette yaptıkları salih amellerin karşılığını alacaklardır. Dünyada ise başlarına hangi bela gelirse gelsin bu yaptıkları kötü amelin kefareti olacaktır. Dolayısıyla dünyada zulmedenlerin üzerine gönderilecek olan azap, onlarla birlikte bulunup, yaptıklarına ses çıkarmayanlara da gelecektir. Bu onların yağcılıklarına bir cezadır. Sonra kıyamet günü her bir fert dirilecek ve kendi amelinin karşılığını alacaktır. Bu hadis-i şerif kötülüğü yasaklamayan kimselere bir uyarı ve büyük bir korkutma niteliklidir. Onların hali bu olduğuna göre yağcılık yapanların hali nice olacaktık! Yapılanlara razı olanların durumu nice olacaktır! Onlarla iş birliği yapanların durumu nice olacaktır! Yüce Allah'tan esenlik dileriz. Biz de şunu ekleyelim: İbn Ebi Cemre'nin açıklamasından çıkan zorunlu sonuç şudur: Asilerin yaptıklarından dolayı itaatkarlara dünyada azap gelmez. Kurtubi et-Tezkire'de bu yaklaşıma meyletmiştir. Az önce yaptığımız açıklama bu hadisin zahirine çok daha yakındır. Bunun bir benzerini Kadı İbnü'l-Arabi benimsemiştir. Bu konu, Zeynep bnt. Cahş'ın naklettiği hadis açıklanırken ele alınacaktır. Zeynep "İçimizde bu kadar iyi kimseler varken biz helak edilir miyiz?" diye sorunca, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Evet, fısk u füeur çoğa/dığı zaman {helak olursunuz)!" diye cevap vermiştir. Bu hadis Fiten bölümünün sonunda gelecektir

...
Referans:92 7108