Sahih-i Buhari

...

(93) Kitāb: Hükümler

(93) ...

Ümmü Seleme'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kapısının yanında bir davalaşma gürültüsü işitti ve hemen onların yanına çıktı. Onlara şöyle buyurdu: "Ben ancak bir beşerim. Şu da bir gerçek ki bazen bana hasımlar gelir, bazısı diğerinden daha belagatlz konuşabilir. Ben de bu sebeple onu doğru söyledi zannederek lehine hüküm veririm. Kimin lehine bir Müslümanın hakkını vermeye hükmetmiş isem (iyi bilsin ki) bu hüküm ateşten bir parçadır. Artık o kimse bu ateşi alsın ya da onu terk etsin." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Malın çoğu ve Azı Hakkında Verilecek Hükmün Aynılığı." İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: İmam Buhari, bundan önceki attığı başlıktaki tahsisin kötü akıbetinden korkmuş ve az veya çok her şeyaçısından hükmü n aynı olduğu şeklinde bir başlık atmıştır. Sonra bu konuda o başlıktan bir öncesinde (29. başlık) zikredilen Ümmü Seleme hadisine yer vermiştir. Çünkü orada Resulullah s.a.v. "Kimin lehine bir Müslümanın hakkını vermeye hükmetmiş isem" ifadesi yer almaktadır. Bu cümle, az ve çok bütün malı ihtiva etmektedir. İmam Buhari bu başlığıyla adeta şu görüşe verilecek cevaba işaret eder gibidir: "Hakim bazı konularda olmasa bile bazılarında dilediği bazı kişileri bilgisinin gücü ve sözünün geçerliliği oranında vekil tayin edebilir." Bu yaklaşım bazı Malikilerden naklediİmiştir. İmam Buharl'nin bu başlığı şu görüşe verilecek cevaba da işaret edebilir: "Yemin sadece muayyen miktardaki bir mal konusunda verilir. Değersiz şeylerde yemin vermek gerekmez." Veya atılan başlık, şu yaklaşıma cevap da teşkil edebilir: "Bazı hakimler maddi değeri küçük olan şeyler hakkında hüküm vermezler. Tam tersine böyle bir dava önlerine geldiğinde bunu vekillerine havale ederler." Bunu İbnü'l-Müneyyir nakletmiş ve böylesi bir yaklaşım bir çeşit kibir sayılır demiştir. Birinci açıklama, İmam Buharl'nin maksadına daha uygun düşmektedir

...
Referans:93 7185