Sahih-i Buhari

...

(93) Kitāb: Hükümler

(93) ...

Salim'in nakline göre İbn Ömer şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Halid b. Velid'i Cezıme oğulları üzerine (bir askeri birlikle) gönderdi. (Halid onları İslam'a davet etti.) Fakat onlar "eslemna = biz Müslüman olduk" demeyi güzelce beceremiyorlardı. Bunun yerine "sabe'na, sabe'na = şirkten çıktık, şirkten çıktık!" diyorlardı. Bunun üzerine Halid bunlardan bir kısmını öldürmeye, bir kısmını da esir etmeye başladı ve bizden seriyyede bulunan her bir askere kendi esirini verdi ve bizden her bir askere kendi elindeki esiri öldürmesini emretti. Bunun üzerine ben "Vallahi ben esirimi öldürmem, arkadaşlarımdan hiçbirisi de esirini öldürmeyecektir!" dedim. Seferin sonunda Nebi s.a.v.'in huzuruna vardığımızda bunu kendisine arz ettik. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem iki kere 'Allah'ım! Ben Halid'in işlediği bu işten sana sığınıyorum!" diye dua etti. Fethu'l-Bari Açıklaması: "Hakim zulüm ile hükmettiğinde veya ilim ehline zıt bir hüküm verdiğinde bu hükmünün reddedileceği." Başlıktaki "reddun", kelimesi reddedilmiştir anlamınadır. Bu hadisin açıklaması, Meğazı bölümünün Halid'in Cezıme oğullarına gönderilmesi başlığı altında geçmişti. Başlıktan maksat Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in "Allah'ım Halid'in bu yaptığından uzak olduğumu sana arz ederim!" şeklindeki ifadesidir. Bunun manası Halid ne kastettiklerini sormadan "sabe'na" diyen o kimseleri öldürmesinden uzak olduğumu sana arzediyorum demektir. Zira haberde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in İbn Ömer ve ona uyanların, hadiste sözü geçen kimseleri öldürmeleri yolunda Halid'in emrine uymayı terk etme şeklindeki tavırlarını doğru bulduğuna işaret vardır. Hattabı şu açıklamayı yapmıştır: Nebi s.a.v.'in -Halid'i içtihat ettiği için cezalandırmamakla birlikte- yaptığı fiilden beri ve uzak olduğunu söylemesindeki hikmet, bu konuda kendisine izin vermediğinin bilinmesidir. Zira o bazılarının Halid'in bu hareketi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in izniyle yaptığı inancına kapılabileceklerinden korkmuştur. Bir de bundan sonra Halid' den başkasının onun bu uygulamasını yapmaya kalkışmasını önlemek istemiştir. İbn Battal şöyle der: Bir müçtehidin verdiği hükmün, ilim ehli kimselerin aksine olduğu ortaya çıktığında her ne kadar günah düşmüş ise de -ihtilaflı olmakla birlikte- çoğunluğa göre hata eden kimsenin tazminat vermesi gerekir. Sözkonusu tazminatın hakimin akilesi tarafından mı, yoksa beytü'l-malden mi ödeneceği konusunda farklı yorumlar vardır. Diyetler bölümünd2 bu konuya kısaca işaret edilmişti. Bu konuda ortaya çıkan sonuç şudur: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bu fiilden uzak olduğunu belirtmesi, onu işleyenin günaha girmiş olmasını gerektirmediği gibi, kendisine mali ceza yüklemeyi de gerektirmez. Çünkü hata eden kimsenin günahı -yaptığı fiil güzel değilse de- kaldırılmıştır

...
Referans:93 7189