Sahih-i Buhari
...
(93) Kitāb: Hükümler
(93) ...
Ebu Hureyre'nin nakline göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Üç (kişi vardır ki) Allah kıyamet gününde onlarla konuşmaz, onları temize çıkarmaz ve onlar için (yaptıklarına karşılık) elem verici bir azap vardır: (Bunlardan birincisi) yol üzerinde (ihtiyacından) fazla bir suyu bulunan ve onu yolculardan alıkoyan kimsedir. (İkincisi) devlet başkanına yalnız dünya menfaati için bey'at eden kimsedir. Devlet başkanı ona istediğini verirse kendisine vefakar olur, aksi takdirde ahdini yerine getirmez. (Üçüncüsü) malını ikindiden sonra bir adama satıp, Allah adına yemin ederek 'Bu mala şöyle şöyle fiyat verilmiştir' diyendir. Müşteri de o kimsenin sözüne-dediği kadar verilmediği halde- inanır da o malı kendisinden yüksek bedelle satın alır." Fethu'l-Bari Açıklaması: "Devlet başkanına sırf dünya menfaati için bey'at etme." Yani devlet başkanlığına layık olan kimseye bey'at etmede Allah'a itaatı hedeflemeyen kimse. İmam Nevevı şöyle demiştir: "Allah onlarla konuşmaz" cümlesinin manası Allah onlardan razı olduğunu göstererek, razı olduğu kimselerle konuştuğu gibi konuşmaz. Aksine gazap ettiğini gösteren bir ifadeyle konuşur demişlerdir. Bazılarına göre bu cümleden maksat, Cenab-ı Allah onlardan yüz çevirir demektir. Başka bazı bilginlere göre Allah onlarla kendilerini sevindirecek bir şey konuşmaz, demektir. Başka bazı bilginler ise Yüce Allah onlara selamı ile birlikte melekleri göndermez demişlerdir. ''Allah onlara bakmaz" (Bu cümle hadiste yok) cümlesinin manasına gelince, Allah onlardan yüz çevirir demektir. Allah'ın kullarına bakması, onlara rahmet etmesi ve lütufta bulunmasıdır. "Allah onları temize çıkarmaz" demek, onları günahlarından arındırmaz demektir. Bazılarına göre ise onları övmez an lamınadır. Hadiste geçen "İbnu's-Sebll" suya ihtiyaç duyan yolcu demektir. Fakat bundan harbi ve mürtedler -küfürde ısrarcı oldukları takdirde- istisna tutulmuştur. G:l nlara suyu alma müsadesi vermek gerekmez. Yeminle ikindi sonrasının birlikte zikredilmesi, bu vaktin gece ve gündüz meleklerinin toplanması ve başka ne'denlerle şerefli bir vakit olmasından dolayıdır. Hadiste sözü edilen şekliyle devlet başkanına bey'at eden kimsenin hadiste zikredilen tehdide layık olması Müslümanların liderini aldatmasından dolayıdır. Devlet başkanını aldatmanın ayrılmaz parçası halkı aldatmaktır. Zira bunda fitne uyandırmaya sebep olmak vardır. Özellikle o kişi bu konuda örnek alınan şahıslardan biri ise. Hattabi şöyle demiştir: Yalan yere yemin her vakit haram olduğu halde günahın büyüklüğünün ikindi vaktine tahsis edilmesi, Yüce Allah'ın bu vaktin şanını yüceltmesinden dolayıdır. Çünkü Allah bu vakitte melekleri bir araya toplar. İkindi amellerin sona erdiği vakittir. Her şey sonuna göre değerlendirilir. Netice olarak bu vakitteki günah, kulun cüret edip de buna atılmaması için ağır ve büyük olmuştur. Zira bu vakitte günah işlemeye cüret eden kimse, başka vakitte işlemeyi adet haline getirir. Selef bilginleri ikindiden sonra yemin ediyorlardı. Bu da hadiste yer almıştır. Bu hadis, bey'atını bozan ve devlet başkanına isyan eden kimselere ağır bir tehdit ihtiva etmektedir. Zira bu tavır, Müslümanların tefrikaya düşmelerine yol açar. Öte yandan ahde vefa, ırz, namus, mal ve canı korur. Devlet başkanına bey'at etmede asılolan, kişinin ona hakka göre hareket edeceği, şer'i cezaları uygulayacağı, iyiliği emredip, kötülüğü yasaklayacağı şartıyla bey'at etmesidir. Her kim bey'atını esas hedeflenen amacı göz önüne almaksızın devlet başkanının vereceği bir mala karşılık yaparsa apaçık bir hüsrana düşer ve hadiste sözü edilen tehdide muhatap olur. Yüce Allah onu yaptıklarından dolayı affetmezse bu cezaya maruz kalır. Hadise göre kişinin Allah rızasını hedeflemediği ve sadece dünya malını istediği her türlü amel fasittir ve bunu işleyen günahtadır. Başarıya ulaştıracak olan sadece Yüce Allah'tır
Referans | : | 93 7212 |