Sahih-i Buhari
...
(96) Kitāb: Kur'an ve Sünnete Sımsıkı Sarılmak
(96) ...
İbn Ömer r.a. şöyle demiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem altın bir yüzük taktı. Onu gören insanlar da altından yüzük takmaya başladılar. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Ben altından yüzük takmıştım" dedi ve onu çıkardı. Sonra "Ben bunu asla takmayacağım" dedi. Onu gören insanlar da yüzüklerini çıkardılar. Fethu'l-Bari Açıklaması: "Nebi s.a.v.'in fiillerine uyma." Bu konudaki temel dayanak "Andolsun ki Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem sizin için güzel bir örnektir" (Ahzab 21) ayet-i kerimesidir. Bir grup bilgin Nebi s.a.v.'e uymanın vacip (farz) olduğu kanaatine. varmışlar ve buna delil olarak "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem size ne verdiyse onu alın. Size ne yasakladıysa ondan da sakının"(Haşr 7) ayetiyle, "Bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin"(Al-i İmran 31) ve "Ona uyun"(Araf 158) ayetlerinin genelliğini göstermişlerdir. Dolayısıyla Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in fiillerine uymak -o fiilin mendub olduğuna veya Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e mahsus bulunduğuna dair bir delil bulunmadıkça- tıpkı sözlerine uymanın vacipliği gibi vaciptir. Başkaları şöyle demişlerdir: Burada vaciplik, mendubluk ve mubahlık ihtimali sözkonusudur. Dolayısıyla karineye ihtiyaç vardır. Çoğunluğa göre Allah'a yaklaşma yönü ortaya çıktığı takdirde hükmün mendubluk olduğudur. Bazıları Allah'a yaklaşma yönü belli olmasa bile mendubluktur demişlerdir. Bazı bilginler tekrarla, tekrarın bulunmaması arasında fark görmüşlerdir. Başka bazıları ise şu kanaati benimsemişlerdir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in fiili bir mücmeli beyan ediyorsa bunun hükmü o mücmelin hükmüyle aynı olup ya vaciptir veya mendubtur ya da mubahtır. Sözkonusu fiilde Allah'a yaklaşma yönü belli ise bu mendubluktur, belli değilse bunun hükmü mubah!ıktır. Rasulullahın, huzurunda yapılanları takririne gelince, bu o fiilin caiz olduğuna delalet eder. Bu mesele usulu'l-fıkh kitaplarında genişçe ele alınmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak bir de Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sözleriyle, fiillerinin birbirine çelişmesi konusu vardır. Bunda Hz. Nebie mahsus fiillerin hükmü gündeme gelir. Ben bu konuyla ilgili olarak özel bir eser yazdım. Bir de hocamız hafız Selahuddin el-Alal'nin bu konuda değeri yüksek bir eseri vardır. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in fiilleri konusunda zikredilenler kısaca üçe ayrılır. 1 - Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sözleriyle fiilleri birbiriyle çeliştiğinde sözleri tercih edilir. Çünkü sözün -fiilin aksine- manaları içeren kalıbı vardır. 2- Fiile öncelik verilir. Zira fiile söze bulaştığı gibi ihtimal bulaşmaz. 3- Tercihe gidilir. Bütün bunların yeri, o fiilin Hz. Nebie mahsus bir fiil olduğuna dair karinenin bulunmadığı durumlardır. Çoğunluk bu üç ihtimalden birinciyi benimsemiştir. Bunun delili şudur: Söz ile -fiilin aksine- duyu organlarıyla hissedilen şeyler ve aklen kavrananlar ifade edilir. Fiil ise sadece duyu organlarıyla hissedilen şeylere mahsustur. Dolayısıyla söz daha tamdır. Bir de sözün -fiilin aksine- delil olduğu konusunda ittifak vardır. Zira söz -fiilin aksine- bizzat kendisi bir manaya delalet eder. Oysa fiil için bir vasıtaya ihtiyaç vardır. Sonra fiilin tercih edilmesi söze dayanarak amel etmenin terkine yol açar. Oysa sözle amelle birlikte fiilin delalet ettiği şeyle amel etmek de mümkündür. Netice olarak söz bu açılardan daha ağır basmaktadır. "Onu gören insanlar da altından yüzük takmaya başladılar." Bu rivayetin devamı şöyledir: "Bunun üzerine Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Ben altından yüzük takmıştım" dedi ve onu çıkardı. Sonra "Ben bunu asla takmayacağım" dedi. Onu gören insanlar da yüzüklerini çıkardılar." İmam Buhari sahabilerin gerek yapma ve gerekse yapmama konusunda Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e uymalarını içermesi bakımından bu örnekle yetinmiştir. Altın yüzükle ilgili ifadelerin açıklaması Libas bölümünde geçmişti
Referans | : | 96 7298 |