Sunan Ibn Majah
...
(1) Kitāb: The Book of Purification and its Sunnah
(1) ...
Aişe (r.anha)'dnn rivayet edildiğine göre; Bir kadın, kendisine : Hayızlı kadın'ın (hayızdan temizlendikten sonra hayız zamanında kılmadığı) namazı kaza etmesi gerekir mi? diye sormuş, Aişe (r.anha): Sen Haruriyye misin? Biz Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında hayız adetini görürdük, sonra (temizlenince) ğuslederdik. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namazı kaza etmemizi bize emretmezdi, diye cevap vermiştir. Diğer tahric: Buhari, Müslim, Nesai ve Ebu Davud ve Tirmizi. AÇIKLAMA : Tirmizi hadisin hasen - sahih olduğunu bildirmiştir. Aişe (r.anha)'ya soru soran kadın'ın ismi burada bildirilmemiştir. Buhari'nin bir rivayetinde kadının Muaze bint-i Abdillah El-Adeviyye olduğu belirtilmiştir. Haruriye kelimesi, Kufe'ye iki MİL mesafedeki Harura köyüne nisbet edilen bir kelimedir. Hariciler ilk olarak bu köyde toplandıkları için onlara Haruriye ismi verilmiştir. Hariciler, dinde çok taassup ederek çirkin dalaletlere sapmıştır. Sapıklıkları cümlesinden olarak hayız adetinde kılınmayan namazların bilahare kaza edilmesinin gerekli olduğunu iddia ederler. Hadislere inanmazlar. Aişe (r.anha) , bu kadın hayızda kılınmayan namazıarın kaza edilmesinin gerekliliğini sorunca: Sen haruriyye'den misin? diye sormuştur. Kadın, başka bir rivayete göre Hz. Aişe (r.anha)'ya şöyle sormuştur: Hayız gören kadın niçin orucunu kaza eder de namazını kaza etmez. Şer'i hükmü inkar eder gibi soru yöneltilmesinden şüphelenen Aişe (r.anha): Sen Haruriyye misin? diye taaesubunu beyan buyurmuştur. Bir rivayete göre kadın: Hayır. Ben Haruriyye değilim. Lakin, ben şer'i hükmü öğrenmek için sordum, demiştir. Aişe (r.anha) "Biz ... " demekle Nebi (s.a.v.)'in hanımlarını kasdetmiştir. Hadis, hayız adetini gören kadının temizlendikten sonra hayız günlerinde kılmadığı namazları kılmakla mükellef olmadığına delalet eder. Bu hususta icma' vardır. Yalnız Hariciler'den bir taife, namaz'ın kaza edilmesinin gerekli olduğunu söylemiştir. EI-Menhel yazarı, Nevevi'nin Mühezzeb şerhinde şöyle deliğini nakletmiştir: 'Bizim mezhebimiz ve: Selef ile halef alimlerinin cumhurunun mezhebine göre hayız gören kadın namaz kılmakla mükellef olmadığı gibi abdest almak, tesbih veya zikir yapmakla da mükellef değildir. Evzai, Malik, Sevri, Ebu Hanife ve arkadaşları böyle hükmeden alimlerdendirler. Hasan-i Basri ve Ebu Ca'fer'den rivayet edildiğine göre bu iki zat, hayızlı kadının abdest alıp tesbih ve zikir etmelerini istemişlerdir. Onlar, bu isteyişleri müstahablık anlamına yorumlamışlardır Tesbihin müstahablığı hususu için hiç bir mesned olmamakla beraber mahzuru da yoktur. Fakat abdest alması, bizce ve cumhurca sahih değildir. Bilakis kadın bu abdestle bir nevi ibadet maksadını güderse bununla günaha girer. Orucun kazası gerekirken namazın kaza edilmemesinin hikmeti açıktır. Çünkü oruç, yılda bir aydır. Fakat namaz yıl boyunca devam eder. Bunun kazasının vücubu güçlüğe ve meşakkate yol açar. Bunun için kadın, namazın kazasından muaf tutulmuştur
Referans | : | 1 631 |