Sunan Ibn Majah

...

(13) Kitāb: The Chapters on Rulings

(13) ...

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «İnsanlar arasında kadı (yâni hükmedici) kılınan kimse, bıçaksız boğazlanmış olur.» Diğer tahric: Bu hadisi Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, Ahmed, Hakim ve Beyhaki de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes bin Mâlik (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «(Halk arasında) hâkimlik etmeyi taleb eden kimse kendi nefsi ile başbaşa bırakılır (Allah tarafından kendisine yardım edilmez). Kim de buna icbar edilirse (yâni isteği dışında bu göreve atanırsa) bir melek ona iner ve onu doğru yola yöneltir.» Diğer tahric: Bu hadisi Ebu Davud. Tirmizi ve Hakim de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ali (bin Ebî Tâlib) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni Yemen'e (kadı olarak) gönderdi. (Beni göndereceği zaman) Ben: Yâ Resûlallah! Beni gönderiyorsun. Halbuki ben (tecrübesiz) bir gencim, onlar arasında hükümler vereceğim, hüküm nedir, bilmem? dedim. Ali demiştir ki: Bunun üzerine Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), mübarek elini göğsüme vurdu, sonra: «Allahımt Bunun kalbine (hakkaniyetle hüküm etmek) hidâyetini ver ve dilini (doğru sözlülük üzerine) sabit kıl» buyurdu. Ali demiştir ki: Bu duadan sonra iki kişi arasında hüküm vermek hususunda hiç bir tereddüd duymadım. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedindeki raviler sika zatlardır. Fakat sened munkatidir, Ebü Hatim: İsmi Said bin Feyrüz olan ravi Ebü'l-Bahteri, Ali (r.a.)'den hadis işitmemiş ve O'nun zamanına da yetişmemiş, demiştir, Sindi: Ben diyorum ki: Ali'nin bu hadisini Ebü Davüd, başka bir senedle rivayet etmiştir. Zevaid yazarı buradaki senedin değişikliğine bakarak bu hadisi Zevaid türünden saymış olabilir. Diğer tahric: Bu hadisi Ebu Davud başka bir senedIe yine Ali (r.a.)'den, merfu olarak rivayet etmiştir. el-Münziri'nin dediğine göre Tirmizi de bunu kısa bir metinle rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah (bin Mes'ûd) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «İnsanlar arasında hüküm eden her hâkim kıyamet gönü geldiğinde bir melek onun ensesinden tutar. Sonra melek başını semâya kaldırır. Eğer (meleğe): Onu at, diyen olursa melek, onu (cehennemin) öyle derin bir çukuruna atar ki kırk yılda o çukurun dibine varabilir.» Not: Bunun senedinde bulunan Mücalid'in zayıf olduğu, Zevaid'de bildirilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Ebî Evfâ (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Hâkim zulüm etmedikçe, şüphesiz Allah onunla beraberdir. Hakim zulüm edince Allah onu kendi nefsi ile (başbaşa) bırakır. (Yâni ona yardımcı olmaz.) Diğer tahric: Tirmizi, hakim ve Beyhaki. AÇIKLAMA 2313’te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Amr (bin el-Âs) (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu. demiştir: «Allah'ın la'neti rüşvet verenin ve rüşvet alanın üzerindedir (veya üzerinde olsun.)» Diğer tahric: Bu hadisi, Tirmizi, Ebu Davud, İbn-i Hibban, Tabarani ve Darekutni de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr bin el-Âs (r.a.)'den: şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim, buyurdu ki: «Hâkim, hüküm vereceği zaman ictihâd edip (yâni olanca gücüyle hakkı arayıp) isabetli karar verince iki sevab kazanır (ictihâd ve isabetli hüküm sevabları). Hükmedeceği zaman ictihâd edip (yani olanca gücüyle hakkı arayıp) hatalı hüküm verince ona bir sevab vardır (îctihad sevabı.)» (Ravi) Yezîd demiştir ki Ben bu hadisi Ebû Bekir bin Amr bin Hazma naklettim. Kendisi dedi ki: Bana Ebü Selem, Ebu Hureyre (r.a.)'den bu hadîsi naklettiğin şekilde rivayet etti. EBU DAVUD HADİSİ İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

EbU Hâsım (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: (Abdullah) bin Büreyde'nin, babası (Büreyde bin el-Husayb) (r.a.)'den merfû olarak rivayet ettiği Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in: «Hâkimler üçe ayrılır. îkisi ateş (yâni cehennem) dedir. Birisi de cennettedir. Hakkı bilip bununla hükmeden adam cennettedir. Hakkı bilmediği halde insanlara hâkimlik eden adam ateştedir. Hükmünde zulüm eden (yâni hakkı bildiği halde bâtıl ile hükmeden) adam da ateştedir» hadîsi olmasaydı biz diyecektik ki: Hâkim içtihad ettiği zaman şüphesiz cennet'tedir. Diğer tahric: Bu hadisi Tirmizi ve Ebu Davud da rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Bekre (r.a.)'dan rivayet eâiküğfes güre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hâkim sinirli bir halde iken iki kimse arastada hüküm etmez.» (etmesin) buyurdu. Hişâm'ın rivayetinde hadîsin metni şöyledir » Sinirli bir halde iken Hâkim'in iki kimse arasında hüküm etmesi münâsib olmaz. EBU DAVUD HADİSİ İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

“... (Mü'minlerin analarından) Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurdu, demiştir: siz dâvalarınızı bana getiriyorsunuz. Ben ancak bir beşerim (Allah bildirmedikçe gaybı bilemem). Bâzınızın meramını bâzınızdan daha iyi anlatması umulur. Ben şüphesiz sizden işittiğim sözlerinize göre aranızda hükmederim. Artık kimin lehinde kardeşi (yani hasmı) nın hakkından bir şeye hükmedersem sakın o kimse (aslında hakkı olmayan) o şeyi (kardeşinden) almasın. Çünkü ben o kimse için ateşten bir parça kesmiş olurum. O kimse o parçayı kıyamet günü getirir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

“... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : ancak bir beşerim (Her gaybı bilemem). Bazınızın ifadesi bazınızınkinden daha iyi olması umulur. Bu itibarla, ben kimin lehinde kardeşi (yani hasmı) nın hakkından bir parça kesersem. Şüphesiz o kimseye ateşten bir parça kesmiş olurum

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Zer'(-i Ğifâri) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; kendisi Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Seliem)'den şunu buyururken işîtnugtir: «Kim, hakkı olmayan bir şeyi iddia ederse bizden değildir ve ateşten oturağını (cehennemdeki yerini) hazırlasın.» AÇIKLAMA 2320’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim, haksız bir mücâdele (ve dâvaya) yardım eder (veya zulüm'e yardım eder) ise (bundan tevbe edip) vazgeçinceye kadar dâima Allah'ın gazabı altındadır.» Diğer tahric: Bu hadisi Ebu Davud, Kada kitabının 15. babında rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Eğer İnsanlara (şâhidsiz ve sırf) iddialarıyla (hak) verilmiş olsaydı bâzı insanlar, bâzı adamların kanlarını ve mallarım dâva edecklerdi. Lâkin yemin dâvâlıya düşer.» EBU DAVUD HADİSİ İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

El-Eş'as bin Kays (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Benimle yahûdîlerden bir adam arasında bir arazî vardı. Yahûdi benim hakkımı inkâr etti. Ben onu Nebi (SalIallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna götürdüm. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana: «Senin şahidin var mı?» buyurdu. Ben: Hayır, dedim. Bunun üzerine Resul-i Ekrem yahûdi'ye: «Yemin et» buyurdu. Ben: Yemin ona düşünce o yemin eder ve malımı götürür, dedim. Bunun üzerine Allah sübhâneh: إِنَّ الَّذِينَ يَشْتَرُونَ بِعَهْدِ اللهِ وَأَيْمَانِهِمْ ثَمَناً قَلِيلاً ''Allah'ın ahdini ve kendi yeminlerini az bir değerle değişenlerin, işte onların âhirette hiç bir nasibi yoktur. Allah kıyamet günü onlara hitab etmeyecek» onlara bakmayacak, onları temize çıkarmayacaktır. Elem verici azab da onlar içindir.'' [Al-i İmran 77] âyetini indirdi. EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAH: 3243 – 3244 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Mes'ûd (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim, müslüman bir adam'ın malını koparmak amacıyla bile bile yalancı olarak bir şey üzerine yemin ederse Allah'ın gazabına uğradığı bir halde O'nun huzuruna gider.» BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Ümâme el-Hârisî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; kendisi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işitmiştir: «Müslüman bir kimsenin hakkını yemin etmek suretiyle koparan hiç bir adam yoktur ki Allah ona cenneti haram kılmasın ve ona cahennem ateşini vacib eylemesin.» (Ebu Ümame demiş ki: Bunun üzerine sahâbîlerden bir adam: Yâ Resûlallah! Koparılan hak ve pek az bir şey olsa bile (mi)? dedi. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Erâk ağacından bir misvak bile olsa (bile.)» buyurdu. MÜSLİM HADİSİ İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câbir bin Abdillah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim, bir yeşil misvak için bile olsa benim şu minber'im yanında bile bile yalan yere yemin ederse, ateşten oturağını hazırlasın.» EBU DAVUD HADİSİ İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Yaş bir misvak için bile olsa bu minber yanında bile bile yalan yere yemin eden hiç bir köle ve hiç bir câriye yoktur ki ona cehennem vacip olmasın.» Not: Bunun isnadının sahih ve ravilerinin sika oldukları, Zevaid'de bildirilmiştir. Hadisin benzerinin Cabir rivayeti 2326’da ve Ebu Davud’daki izah linki de orada

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Berâ’ bin Âzib (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), yahûdîlerin âlimlerinden bir adamı (Abdullah bin Soriya'yı) çağırttı. Sonra (kendisine) : «Musa'ya Tevrat indiren (Allah) ile sana yemin ettiriyorum (veya sana soruyorum),» buyurdu. EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAH: 3624 – 3625 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câbir bin Abdillah (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki erkek yahûdi'ye: «Mûsâ (Aleyhisselâm)'a Tevrat indiren Allah ile ikinize yemin ettiriyorum (veya ikinize soruyorum),» buyurdu. EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAH: 3624 – 3625 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: İki adam (ın her birisi) aynı hayvanın kendisinin (malı) olduğunu iddia ettiler. Aralarında şâhid de yoktu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yemin için kur'a etmelerini emretti. EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAHLARI: 3613 – 3614 – 3615 – 3616 – 3617 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Mûsâ (el-Eş'arî) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: İki adam, dâvalarını Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e İntikal ettirdiler, aralarında bir hayvan (ın mülkiyeti ihtilâfı) var idi ve taraflardan hiç birisinin şahidi yoktu. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), hayvanı taraflar arasında yanladı. TARAFLAR KANITLAYAMIYOR VE ANLAŞAMIYORSA 3613 – 3614 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Semûre bin Cundüb (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Bir malı kaybolup veya çalınıp, sonra bir satıcının elinde bulunca adam öncelikle bu malını alma hakkına sâhibtir. Müşteri (yâni başkasından satın alan satıcı) da verdiği bedeli, (kendisine bu malı) satan kişiden tahsil eder.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisİn bir kısmını Ebu Davud da rivayet etmiştir. Müellifin senedinde bulunan Haccac bin Ertat tedlisçidir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Haram) bin Muhayyısa el-Ensârî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: El-Berâ' (bin ÂzibJ'in, ekinlere zarar vermeyi alışkanlık hâline getiren bir devesi vardı. Bu deve bir kavmin bostanına girip zarar verdi. Sonra bu husus hakkında Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile konuşuldu. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellern) şu hükmü verdi: Malları (yâni bostan ve benzerleri) gündüz korumak, sahihlerine aittir. Hayvanların geceleyin verdiği zarar da hayvan sahihlerine ödettirilir. ... Haram bin Muhayyısa'dan rivayet edildiğine göre, el-Berâ' bin Azib (r.a.), şöyle demiştir! El-Berâ'ın ev halkının bir devesi (bir bostana) zarar verdi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunun misli ile hükmetti (Râvi, bundan önceki hadisin mislini rivayet etti.) EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH: 3569 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Benî Sûe kabilesinden bir adamdan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ben, Âişe (r.anha)'y»: Bana, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huyundan haber ver, dedim. Âişe (r.anha), bana: Sen Kur'an-ı Kerim'i ''Ve şüphesiz sen (Yâ Muhammed) yüce ahlâk sahibisin'' [Kalem 4] okumuyor musun? dedi. Âişe (sözüne devamla) dedi ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ashabı ile beraber (benim odamda) idi. Ben O'nun için yemek yaptım. (Kumam) Hafsa da O'nun için yemek yaptı. Âişe dedi ki: Hafsa (yemeği hazırlamak hususunda) beni geçti. Ben cariyeme: Git de Hafsa'nın çanağındaki yemeği dök, dedim. Hafsa'nın cariyesi) yemeği Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in önüne tam koyacağı sırada benim cariyem ona yetişti ve (onun eline vurarak) çanağı düşürdü. Çanak kırıldı ve içindeki yemek de (deriden mamul sofra üzerinde) yayıldı. Âişe dedi kii Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), çanağın parçalarını birleştirdi ve deriden mamul sofra üzerine dökülen yemeği topladı. Sonra Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile sahabîler o yemeği yediler. Bundan sonra da Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benim çanağımı (içindeki yemekle beraber} gönderip Hafsa'ya verdi ve : «Kabınız yerine bir kab alınız ve içindeki yemeği (de) yeyiniz» buyurdu. Âİse dedi ki: Ben Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzurunda işlediğim bu işin etkisini O'nun mübarek yüzünde görmedim. (Yâni hiddetlenme izini görmedim.) Not: Bunun senedinde bulunan Tabii meçhul olduğu için isnadın zayıflığı, Zevaid'de bildirilmiştir. EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAH: 3567 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes bin Mâlik (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bir kere) kadınlarından birisinin yanında idi. Bu esnada, mu'minlerin analarından birisi, içinde yemek bulunan bir çanak gönderdi. Âişe, yemek getiren elçi'nin eline (bir taş parçası ile) vurdu. Çanak yere düşüp kırıldı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ikiye bölünen çanağın parçalarını alıp birleştirdi. Sonra yemeği toplayıp içine koymaya ve: «Ananız kıskandı. Yeyiniz,» buyurmaya başladı. Sahabîler yemeği yediler. Nihayet, Âişe evindeki (sağlam) çanağı getirdi. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sağlam çanağı (yemek getiren) elçiye verdi ve kırık çanağı bunu kıranın evinde bıraktı. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Birinizin duvarının üzerine ağaç (tan hatil başını) koymak için komşusu izin istediği zaman duvar sahibi onu menetmesin.» Ebu Hureyre (r.a.), bu hadîsi yanındakilere rivayet edince onlar, (bunu garipsiyerek) başlarını eğdiler. Ebu Hureyre onları (n bu vaziyetlerini) görünce: Ne oluyor ki, ben sizi bu (sünnet) den yüz çevirir görüyorum. Vallahi ben duvarın üzerine konulacak hatil başını, (sonra) sizin omuzlarınızın araşma korum, dedi. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İkrime bin Seleme'den rivayet edildiğine göre: Belmüğire (Benü'l-Müğire)'den iki kardeşten biri, evinin duvarının üzerine başkasının hatil başlarını koydurmamaya, köle azadlamak üzere yemin etti. Sonra Mücemmi' bin Yezid ile Ensâr-ı Kirâm'dan çok sayıda adam (r.a.), geldiler ve dediler ki : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in: «Sizden birisi, (evinin) duvarına, komşusunun ağaç (hatil başını) koymasını engellemesin,» buyurduğuna şehâdet ederiz. (Yemin eden kardeş) bunun üzerine (diğerine) şöyle dedi: Ey kardeşim! Senin lehinde ve benim aleyhimde hüküm verilmiş oldu. Ben de (köle azadlamak üzere) yemin ettim. Bu itibarla sen benim duvarımın yanına bir direk koy ve hatilini direğin üzerine bırak (ki benim yeminim bozulmasın.) Not: ,Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Hişam bin Yahya bin el-As el-Mahzumi vardır. İbn-i Hibban onu sikalar arasında anmıştır. Zehebi: Bu ravinin sikalığı ihtilaflıdır, demiştir. Diğer ravi İkrime bin Seleme ise, ne sikalığı ne de zayıflığı hakkında konuşan bir kimseyi görmedim. Mücemmi bin Yezid (r.a.)'ın bundan başka hadisi ne müellif yanında ne de Kütüb-i Sitte'nin diğerlerinde yoktur

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Herhangi biriniz, duvarının üzerine komşusunun ağaç (tan hatil başını) koymasını menetmesin.» Not: Bunun senedinde bulunan İbn-i Lehia'nın zayıflığı Zevaid'de bildirilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Yolu yedi zir'a (geniş) ediniz.» EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Yol (genişliği) hakkında ihtilâf ettiğiniz zaman, yolu yedi zir'a (geniş) ediniz.» Not: Bunun senedinin sahih ve ravilerinin sika olduğu. Zevaid'de belirtilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ubâde bin es-Samit (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), zarara sokmanın ve zarara karşı intikam almanın yasaklığına hükmetmiştir. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Ubade'nin bu hadisinin isnadındaki raviler sika zatlardır. Fakat sened münkatidir. çünkü ravi İshak bin el-Velid'in Ubade'ye yetişmediğini Tirmizi ve İbn-i Adiy söylemişlerdir. Buhari de. onun Ubade ile buıuşamadığım söylemiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Zarara sokmak ve zarara karşı intikam almak yoktur.» Not: Bunun senedinde bulunan Cabir bin el-Cafi'nin sikalığımn şüpheli olduğu, Zevaid'de bildirilmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebü Sırma (r.a.)'den rivayet edildiğine güre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kim, (müslüman bir adama) zarar verirse Allah da onu zarara sokar ve kim (müslüman bir adama) eziyet ederse Allah da o kimseyi incitir.» Diğer tahric: Bu hadisi Ahmed, Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câriye (bin Zafer el-Hanefî) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir kavim, aralarında bulunan ve sazlıktan mamul bir kulübenin mülkiyeti hakkındaki ihtilâflarının halli için Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e müracaat ettiler. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunlar arasında hüküm vermek için Huzeyfe (r.a.)'ı gönderdi. Huzeyfe de (gidip) evleri kulübe kamışları iplerinin bağlı olduğu yere bitişik olanlar lehinde hükmetti (Yâni kulübeyi onlara verdi). Huzeyfe Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına dönünce (durumu ve hükmü) O'na arzetti. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de (Huzeyfe'ye): «İsabetli hüküm verdin ve iyi ettin,» buyurdu. Not: Zevâid'de: RâvI Nimran bin Câriye'yl İbn-i Hibbân sikalar arasında anmış ve İbnü'l-Kattân da demiş ki : Onun hâli meçhuldür, diye bilgi verilmiştir. Sindi de : Ben derim ki: Âlimler, Dehsem bin Kurran'ı terketmişler ve İbn-i Hibbân, onu sikalar arasında anmakla âlimlerden ayrılmıştır, der

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Semûre bin Cündüb (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Bir mal iki ayrı adama satıldığı zaman, mal ilk müşterinin hakkıdır.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

İmrân bin Husayn (r.a.)'den; Şöyle demiştir: (Ensârdan) bir adamın altı kölesi vardı. Ve bundan başka malı yoktu. Adam öleceği zaman bunların hepsini azadladı. Sonra (durumdan haberdar edilen) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (köleleri çağırttı ve) onları (üçe) böldü. (Aralarında kur'a çekti. Kur'ayı kazanan) iki köleyi azadladı ve (kalan) dört kölenin kölelik hükmünü İbka eyledi. Diğer tahric: Bu hadisi Müslim, Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den: Şöyle demiştir: İki adam bir malın satışı hakkında nidâlaştılar (Yâni birisi mal benimdir, dedi. Diğeri de hayır benimdir, dedi). Hiç birisinin şâhidleri de yoktu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), onlara, yemin etmeye gönüllü olsunlar veya olmasınlar yemin etmek üzere aralarında kur'a çekmelerini emretti. Diğer tahric: Bu hadisi Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Âişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bir sefere çıkmak istediği zaman kadınları arasında kur'a çekerdi, (ve kur'ayı kazananı beraberinde götürürdü.) Diğer tahric: Bu hadisi Buhari, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Zeyd bin Erkam (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ali bin Ebî Tâlib (r.a.) Yemen'de (kadı) iken, (câriye) bir kadınla bir temizlik hâlinde cinsel ilişkide bulunan üç erkeğin dâvası kendisine intikal ettirildi. (Bu üç adamın her biri, kadından doğan çocuğun kendisinden olduğunu iddia ediyordu.) Bunun üzerine Ali bunlardan iki kişiye: Çocuğun buna (yâni üçüncü erkeğe) ait olduğunu ikrar (yâni kabul) ediyor musunuz? diye sordu. Adamlar: Hayır, diye cevab verdiler. Sonra Ali (bu üç kişiden) ikisine: Çocuğun şuna (yâni diğer adama) âit olduğunu ikrar (kabul) ediyor musunuz? diye sordu. Bunlar (da): Hayır, dediler. Artık Ali, bunlardan iki kişiye: İkiniz çocuğun şuna (yâni diğer adama) âit olduğunu ikrar ediyor musunuz? demeye başladı ve her defasında adamlar: Hayır, dediler. Bunun üzerine Ali bu üç adam arasmda kur'a çekti, çocuğu kur'ayı kazanan adama ilhak eyledi (yâni çocuğun ona âit olduğuna hükmetti) ve diyet (yâni cariyenin değerin) in üçte ikisini bu adama yükledi. Sonra, Ali'nin verdiği hüküm Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anlatıldı. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o kadar gülümsedi ki mübarek dişleri görüldü. Diğer tahric: Bu hadisi Ahmed, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Ebu Davud'un bir rivayetinde "Zeyd bin Erkam (r.a.): Ben, Peygamber (s.a.v.)'in yanında oturuyordum. Bir adam Yemen'den geldi ve şöyle söyledi, diyerek" hadisi rivayet etmektedir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Âişe (r.anha)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün sevinçli olarak ve şöyle buyurarak odama girdi. «Yâ Âişe! Bildin mi. Mücezziz el-Müdlicî (isimli kaif) yanıma geldi. Usâme ve (babası) Zeyd'İ başlarını örtmüş, üzerlerinde saçaklı bir örtü olduğu vaziyette (uyurken) ve ayakları açık olarak gördü. (Kaif şöyle baktı) Sonra: Bu ayakların bâzısı öbürlerinden olmuştur, dedi.» EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAH: 2267 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Ahdullah) bin Abbâs (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Kureyşler kâhin bir kadının yanına varıp ona: (İbrahim (Aleyhisselâm)'ın ayak izinin bulunduğu bilinen taşı işaretle) bu makam sahibine iz bakımından hangimizin daha çok benzediğini bize söyle, dediler. Kadın da; Suyun götürdüğü kum gibi yumuşak olan şu toprağın üzerine bir yaygı çekip üstünde (çıplak) ayakla yürürseniz size (istediğiniz) haberi veririm, diye cevab verdi. (Ravî) demiştir ki: Bunun üzerine Kureyşler bir yaygı yaydılar. Sonra herkes yaygının üstünde yürüdü. Kadın, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ayak izini gördü ve bunun üzerine O'na işaretle: Bu, benzerlik yönünden Makam sahibine (yâni İbrahim Aleyhisselâm'a) en yakın olamnızdır, dedi. Bundan sonra Kureyşler yirmi yıl veya Allah'ın dilediği kadar beklediler. Daha sonra Allah, Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i elçi olarak gönderdi. Zevaid de: Bu hadis’in isnadının sahih, ravilerinin sika olduğu söyleniyor

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), henüz erginlik çağına varmamış bir oğlan çocuğu (ayrılan) babası ile anasından dilediğini seçmek hususunda serbest bıraktı ve: «Yâ ğulâm! Bu senin anandır, şu da senin babandır (Bunlardan hangisini diliyorsan onun elinden tut,» buyurdu. (Oğlan anasının elinden tuttu. Anası da onu götürdü). Diğer tahric: Bu hadisi Şafii ve Tirmizi de rivayet etmişler ve Tirmizi: Bu, hasen - sahih bir hadistir, demiştir. Ebu Davud, Ahmed. Nesai ve Beyhaki de bunu uzun bir metin halinde rivayet etmişlerdir. EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAHLARI: 2244 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdü'l-Hamîd bin Seleme'nin dedesinden rivayet edildiğine göre: (Boşanan) babası ile anası kendisini yanlarında tutmak hususunda nidaa düşüp Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e (dâvalarının halli için) müracaat ettiler. Baba ile anadan birisi kâfir, diğeri de müslüman idi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), onu (bunlardan birisini seçmek hususunda) serbest bıraktı. O da kâfir olana yöneldi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Allahım ona hidâyet ver.» diye duâ eyledi. Bu duâ üzerine o, müslüman olana yöneldi. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de onu müslüman olana vermeye hükmetti. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi zayıftır. Darekutni: Abdü'l-Haınid bin Seleme, onun babası ve dedesi tanınmıyorlar, demiştir. Diğer tahric: Bu hadis Zevaid türündendir. Notta belirtildiği gibi hadisin ilk üç ravisi mechul olduğu için senedi zayıftır. Ebu Davud, Ahmed ve Darekutni bunun bir benzerini Rafi' bin Sinan (r.a.)'den rivayet etmişlerdir. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr bin Avf (el-Müzenî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyururken işittim: «Sulh, müslümanlar arasında caizdir. Meğer ki bir helali haram eden veya bir haramı helâl eden sulh ola.» EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Enes bin Mâlik (r.a.)'den Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta iken (kişisel yararlarını koruma) açısından akıl ve görüşünde zayıflık bulunan bir adam vardı ve alış veriş ederdi. Onun aile ferdleri Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek: Yâ Resûlallah! Onu malında tasarruf etmekten menet, dediler. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de adamı çağırttı ve onu alım satım işinden menetti. (Fakat) adam: Yâ Resûlallah! Ben alım satımdan kendimi tutamam, dedi. Bunun üzerine Resül-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) adama şöyle buyurdu: «O halde alım satım ettiğin zaman (muhatabına): Bunu al (veya, al ve ver) ve (İslâm dininde) aldatmak yoktur, de.» EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Muhammed bin Yahya bin Habbân (r.a.)'den; Şöyle demiştir: O, benim dedem Münkız bin Amr'dır. (Bir savaşta) beynine kadar varan bir baş yarası almıştı ve bu yara onun dilini kırmıştı (ağırlaştırmıştı.) Kendisi buna rağmen ticâreti bırakmazdı ve (alış verişte) devamlı aldatıhrdı. (Bir gün) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına gelip durumunu O'na arzetti. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kendisine: «Sen alış veriş ettiğin zaman: (İslâm dininde) aldatmak yoktur, de. Sonra sen, satın aldığın her maltı geri vermek) hususunda üç geceye kadar muhayyersin. (Bu üç günlük süreden) sonra rızan olursa malı tut ve arzulamazsan malı sahibine geri ver,» buyurdu, Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Muhammed bin İshak bulunur. Kendisi tedlisçidir ve bu hadisi an'ane ile rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Saîd-i Hudrî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta iken bir adamın satın aldığı meyvalara bir âfet geldi ve adam (ödeyemeyecek mikdarda) çok borçlandı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (sahabüere:) «Bu adama sadaka veriniz,» buyurdu. Halk da ona sadakalar verdi. Fakat verilen sadaka da onun borcuna yetmedi. Bunun özerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) alacaklılara: «Bulduğunuz (şu) mikdan alınız ve sizin için şu mikdardan başka bir hak yoktur.» buyurdu. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câbir bin Abdillah (r.a.)'dan: Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Muâz bin Cebel'i alacaklılarının elinden kurtardı. Sonra onu Yemen'e âmil (vali) olarak atadı. Bunun üzerine Muâz şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (olan) malım karşılığında beni (alacaklılarımın elinden) kurtardı. Sonra beni (Yemen'e) vali atadı. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Selerne el-Mekki'nin hali mechuldür. Diğer ravi Abdullah bin Müslim hakkında İbn-i Hibban: O, mevküf hadisi merfu gösterir ve merfu hadisi isnad eder. Kendisinin rivayeti delil olamaz, demiştir. Eı-Acuri de: Ebu Davüd aracılığıyla Ahmed'den rivayet edildiğine göre Ahmed: Her bela ondandır. demiştir. İbn-i Main de: O, çok sadıktır. Fakat hatası çoktur, demiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Malının aynısını, iflâs etmiş bir şahsın yanında bulan bir kimse, o malı başka kimselere nazaran öncelikle alma hakkına sahibtir.» AÇIKLAMA 2361’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Herhangi bir adam bir eşya satar, sonra iflâs etmiş durumda olan bir adam'ın (yâni müşterisinin) yanında bu eşyaya aynısıyla yetişir ve eşyanın bedelinden bir şey teslim almış değil ise, eşya o adamın (hakkı) dır. Eğer adam eşyanın bedelinden bir şey teslim almış ise kendisi diğer alacaklıların mislidir.» AÇIKLAMA 2361’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Mcdîhe-i Münevvere kadısı (Ömer) bin Halde ez-Zurakî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Biz iflas etmiş bir arkadaşımız (ın elinde bulunan ve bedelini ödemediği bir mal) hakkında Ebû Hureyre'nin yanına gittik (O'na müracaat ettik). Ebû Hureyre (r.a.) söyle dedi. Bu (mesele). Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, hakkında şöyle hükmettiği (meselenin misli) dir: Herhangi bir adam ölür veya iflâs ederse (bedelini ödemediği) eşya sahibi, o eşyayı aynen (onun yanında) bulunca, kendi eşyasını (diğer hak sâhibîerinden) Öncelikle alma hakkına sâhibtir. AÇIKLAMA 2361’de

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir; «Herhangi bir kimse ölür de yanında (satın alıp bedelinin tamamını ödemediği başka) bir adamın malı aynen duruyor ise, mal sahibi malının bedelinden bir şey teslim almış olsun veya (hiç bir şey) teslim almamış olsun, diğer alacaklıların mislidir.»

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Abdullah bin Mes'ûd (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e: (mu'min olan) insanların hangileri daha hayırlıdır? diye soruldu. Resûl-İ Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «(En hayırlı insanlar) benim karn'ım (sahâbîlerim)dir. Sonra onların hemen ardından gelen (Tabiî) lerdir. Sonra bunların hemen ardından gelen (Tabiilerin Tabiî) leridir. Daha sonra bir takım insanlar gelir ki onlardan birisinin şâhidliği yeminini ve yemini şâhidliğini geçer.» Diğer tahric: Bu hadisi Buhari, Müslim, Tirmizi ve Nesai de rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câbir bin Semûre (r.a.)'den: Şöyle demiştir: Ömer bin el-Hattâb (r.a.), Câbiye de bize bir hitabede bulundu ve şöyle söyledi: Ben aranızda böyle ayakta durduğum gibi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de aramızda ayağa kalktı ve şöyle buyurdu: «Benim ashabım, sonra onların hemen ardında gelen (Tabii) ler ve sonra bunların ardında gelen (Tabiilerin Tâbü)Ieri(n değerini takdir etmek) hakkında bana riâyet ediniz (yâni bana olan hürmetinizi göz önünde bulundurup benim hatırım için onlara saygılı olunuz). Daha sonra (ki kuşaklarda) yalancılık o kadar yayılacak ki, adam, şâhidlik etmesi taleb edilmediği halde şâhidlik edecek ve yemin etmesi teklif edilmediği halde yemin edecektir.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin senedindeki raviler sika zatlardır. Ancak şu var ki, ravi Abdü'l-Melik bin Umeyr tedlisçidir ve bu hadisi an'ane ile rivayet etmiştir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Zeyd bin Hâlid el-Cühenî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; kendisi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den, şöyle buyururken işitmiştir: «Şâhidlerin en hayırlısı, şâhidlik etmesi taleb edilmeden önce tanıklık görevini ifâ edendir.» Diğer tahric: Bu hadisi Malik. Ahmed. Müslim ve Ebu Davüd da rivayet etmişlerdir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Saîd-i Hudrî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre kendisi: يَأَيُّهَا الَّذينَ آَمَنُوا إِذَا تَدَايَنْتُمْ بِدشيْنٍ إِلَى أَجَل مُسَمَّى [Bakara 282](Ey îman edenler birbirinize belirli bir süre için borçlandığınız zaman) âyetini okudu ve nihayet فَإِنْ أَمِنَ بَعْضُكُمْ بَعْضاً [Bakara 283] (Eğer bâzınız bâzınıza güvenirse — Yâni borcu sened, şâhidler veya rehinle tevsik etmeye gerek duymazsa— güvenilen (borçlu) kimse borcunu ödesin) âyetine gelince : Bu âyet, bundan öncekini neshettti, dedi. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu, mevkuf bir seneddir. Fakat merfu hükmündedir

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Amr bin Şuayb'ın dedesi (İbn Amr) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Hâin erkeğin, hâin kadının, İslâmiyet'te had cezasına çarptırılmış olan kimsenin şâhidiiği ve kin ile husûmet sahibinin, husûmet beslediği kişi aleyhinde şâhidlik etmesi caiz değildir.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Haccac bin Ertat vardır. Bu ravi tedIis ederdi. Bunu da an'ane ile rivayet etmiştir. Tirmizi bu hadisi Aişe (r.anha)'dan rivayet etmiştir. Bu hadis Zevaid türünden sayılmıştır. Halbuki Ebu Davud da, bunu az bir değişiklikle rivayet etmiştir. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, kendisi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şu hadîsi işitmiştir: «Bir bedevinin bir köy sahibi aleyhinde şâhidliği caiz değildir.» EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir şâhidle beraber (davacının) yemini ile (dâvanın subutuna) hükmetmiştir. Diğer tahric: Ebu Davud (3610); Tirmizi. AÇIKLAMA LİNKİ 2370’te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câbir (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir şâhidle beraber (davacının) yemini ile (dâvanın subutuna) hükmetmiştir. AÇIKLAMA LİNKİ 2370’te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Abbas (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir şâhid ve (davacı) nın yemini ile hükmetti. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Sürrak (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir erkeğin şâhidliğini ve talibin (yâni davacının) yeminini geçerli saydı. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Tabii olan ravi (yani Sürrak'ın ravisi) mechuldür ve Sürrak (r.a.)'den bundan başka hadis rivayet edilmemiştir. Tahric: Ebu Huyreyre (r.a.)'ın 2368. hadisini Ebu Davud ve Tirmizi, Cabir (r.a.)'ın 2369. hadisini Tirmizi ve Ahmed, İbn-i Abbas (r.a.)'ın 2370. hadisini Müslim, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Sürrak (r.a.)'m yukarıdaki hadisi ise Zevaid türündendir. AÇIKLAMA LİNKİ 2370'te

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Hureym bin Fâtik el-Esedî (r.a.)'den: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bir gün) sabah namazını kıldı. Sonra (namazdan) dönünce ayakta durdu ve üç kez: «Yalan yere şâhidlik etmek (günahlığı hususunda) Allah'a ortak koşmaya denk kılınmıştır,» buyurdu. Sonra şu âyeti okudu: (Ve Allah'a ortak koşmaksızm O'na yönelerek yalan yere şâhidlik etmekten çekinin) EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Allah yalancı şâhid için (cehennem) ateşi vacib kılmadıkça onun ayakları (yerinden) ayrılamıyacaktir.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Muhammed bin el-Fırat'ın zayıflığı üzerinde ittifak edilmiştir. İmam Ahmed de onu yalanlamıştır. EBU DAVUD HADİSLERİ VE İZAHLARI: 3597 – 3598 –

  1. Bāb: ...
  1. باب ...

Câbir bin Abdillah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kitab ehlinin birbirleri aleyhinde şâhidlik etmelerini caiz kılmıştır. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Mücalid bin Said zayıftır