Sunan Ibn Majah
...
(16) Kitāb: The Chapters on Pawning
(16) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)*dan; Şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (Ebu'ş-Şahm isimli) bir yahûdî'den bir mikdar zahire vadeli olarak satın aldı da (demir) bir zırhını ona rehin verdi
- Bāb: ...
- باب ...
Enes (bin Mâlik) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: (And olsun) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (demir) zırhını Medine-i Münevvere'de (Ebü'ş-Şahm isimli) bir yahûdinin yanına rehin bırakarak ondan aile ferdleri (nin nafakası) için arpa aldı
- Bāb: ...
- باب ...
Esma' bint-i Yezid (bin Seken (r.anha)'dan; Şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), zırhı bir mikdar zahire karşılığı bir yahûdinin yanında rehinde iken vefat etti. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Şerh bin Vahşeb'i, Ahmed, İbn-i Main ve başkaları sika saymışlar. Şu'be. Ebu Hatim ve Nesai ise onu zayıf görmüşlerdir, Ravilerden Abdülhamid bin Behram'ı da Ahmed, İbn-i Main, İbnü'l-Medeni, Ebü Davud ve başkaları sika saymışlarmr
- Bāb: ...
- باب ...
(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), zırhı otuz sa' arpa karşılığı bir yahûdi'nin yanında rehinde iken vefat etti. Not: Bunun senedinin sahih ve ravilerinin sika olduğu, Zevaid'de bildirilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Binit hayvanı rehin olunca (yemi verilmesi karşılığında) binilir. Sağım hayvanı da rehin edildiği zaman (yemi verilmesi karşılığında) sütü içilir. Rehin edilen hayvanın nafakası (ona) binen ve (sütünü) içen kimse üzerine vâcibtir.» EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivlyet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Rehin (borcun ödenmesi suretiyle) geri alınabilir.» buyurmuştur. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Muhammed bin Humeyd er-Razi'yi İbn-i Main bir rivayette sika saymış ise de diğer bir rivayette zayıf saymıştır. Ahmed, Nesai ve Cüzcani de onun zayıf olduğunu söylemişlerdir. İbn-i Hibban da: O, sika zatlardan maklub hadisler rivayet eder, demiştir. İbn-i Main de: O, kezzabtır, demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Üç (sınıf insan) vardır ki, kıyamet günü ben bunların hasmıyım. Ve ben kimin hasmı oldu isem kıyamet günü onu mağlub ederim: (Birincisi) o kimse ki, bana (benim adımı anarak) söz verir de sonra ahdini bozar. (İkincisi) o kimsedir ki hür bir kimseyi (köle diye) satar da pahasını yer. (Üçüncüsü) o adamdır ki, bir İşçi tutup çalıştırır da ücretini tam vermez.» Diğer tahric: Bu hadisi Buhari, İbn-i Huzeyme ve İbn-i Hibban da rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «İşçiye, ücretini teri kurumadan önce veriniz.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin aslı Buhari'nin sahih'inde ve başka kitabIarda Ebu Hureyre'nin hadisi olarak vardır. Lakin musannifimizin senedi zayıftır. Çünkü ravilerden Vehb bin Said ve Abdurrahman bin Zeyd zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
Utbe bin en-Nüdder (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Biz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında idik. Tâ sin mim (Kasas) sûresini okudu. Nihayet Musa'nın kıssa'sına (âid ayetlere) gelince buyurdu ki: «Müsâ (Aleyhisselâm) (Şuayb'ın kızıyla) nikâhlanmaya ve karnının doyurulmasına karşılık (Şuayb'ın yanında) işçi olarak sekiz veya on yıl çalışmayı kabullendi.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi zayı!tır. Çünkü senedde bulunan Bakiyye tedlisçidir. Bu Utbe'nin bundan başka hadisi İbn-i Mace'nin yanında yoktur. Diğer beş kitabta ise bunun hiç hadisi yoktur
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben yetim büyüdüm, fakir olarak hicret ettim. Karnımı doyurmak ve (yolculukta) ayağımın (dinlenmesi için binit hayvanına bazen binmeme imkân verme) nöbeti karşılığında Ğazvan kızı (Büsre) 'nin işçisiydim. (Yolculukta bir yerde) konakladıkları zaman onlara odun toplardım. Binit hayvanlarına binip yolculuk ettikleri zaman da onlar için develerini şarkı söylemek suretiyle hızlı yürütmeye teşvik ederdim. İslâm dînini bir nizam kılan, Ebû Hureyre'yi de imâm (emîr-Vâli) kılan Allah'a hamd olsun. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih ve mevkıiftur. çünkü ravi Hayyan bin Bistam'ı İbn-i Hibban sikalar arasında anmış. Darekutni, Zehebi ve başkaları da onu sika saymışlardır. Senedin kalan ravileri de sika zatlardır
- Bāb: ...
- باب ...
(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'dsn; Şöyle demiştir: Allah'ın Nebisi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e (bir ara) yiyecek ihtiyacı ve maddî yokluk geldi. Sonra bu durumdan Ali (r.a.)'in haberi oldu. Bunun üzerine Ali çıktı ve çalışıp Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e bir yiyecek vermek üzere bir iş aradı. Yahudilerden bir adamın bahçesine vardı ve be her kova bir adet kuru hurma karşılığı olmak üzere ona on yedi kova su çekti. Yahudi de kuru hurmalarından on yedi adet acve (denilen iyi nevi) kuru hurmayı ona seçti. O da bunu Allah'ın Nebisi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e getirdi." Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Haneş vardır. Bunun ismi Hüseyn bin Kays'dır. Ahmed ve başkası onu zayıf saymışlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Alî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben bir adet kuru hurma karşılığında bir kova su çıkarırdım ve hurmanın kuru, iyi olmasını şart koşardım. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinin ravileri sika zatIardır. Hadis de mevkuf'tur. Ravi Ebu İshak'ın ismi Amr bin Abdillah es-Sübeyi'dir. Son zamanlarında hafızası bozulmuştur. Kendisi tedlis ederdi. Bu hadisi de an'ane ile rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)'den: Şöyle demiştir: Ensâr'dan bir adam gelerek: Yâ Resûlallah! Ben senin rengini değişmiş görüyorum, ne oldu? dedi. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Açlık.» buyurdu. Bunun üzerine Ensâri zat hemen eşyasının olduğu yere gitti. Eşyası arasında (yiyecek) bir şey bulamadı. Sonra (yiyecek) aramaya çıktı. Bir hurmalığı sulayan bir yahüdî ile karşılaştı. Ensâri zât, yahûdîye: Senin hurmalığım sulayayım (mı)? dedi. Yahudi: Evet (sula) dedi. Ensâri: Her kova (su) bir adet kuru hurma (ücret) ile, dedi. Ve Ensâri. ne içi kararmış, ne sertleşmiş kuru ve ne de kötü olan hurmayı almamayı ve kuru iyi hurmadan başka hurmayı almamayı şart koştu. Sonra iki sâ' kadar (kuru hurma) karşılığı su çıkardı ve aldığı hurmayı Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e getirdi. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Abdullah bin Said bin Keysan'ı Ahmed, İbn-i Main ve başkası zayıf saymışlardır
- Bāb: ...
- باب ...
Râfi' bin Hadîc (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mühakale ve müzâbene'den nehiy etti ve: Ancak üç kişi araziyi ekebiliri Arazisi olan adam, kendi arazisini eker. Kendisine minha (yâni karşılıksız yararlanma) yolu ile bir arazi verilen adam da, kendisine verilen bu araziyi eker. Bir araziyi altın veya gümüş ile kiralayan adam da (bunu ekebilir.)»
- Bāb: ...
- باب ...
(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Biz muhabere işlemini (yâni mahsûlünün üçte biri, dörtte biri gibi belirli bir mikdara karşılık arazimizi kiraya verme işini) yapardık ve bunda bir beis görmezdik. Nihayet Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bunu yasakladığını Râfi' bin Hadic'ten işittik. Artık biz bu muameleyi Râfi'in bu sözünden dolayı terkettik
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir bin Abdillah (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Bizden bâzı adamların (ihtiyaçlarından) fazla arazileri vardı. Onlar bu arazilerini (mahsullerinin) üçte biri ve dörtte biri karşılığında kiraya verirlerdi. Sonra Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: «Kimin (ihtiyacından) fazla arazisi varsa bunu eksin veya (din) kardeşine (karşılıksız) ektirsin. Şayet (kardeşine karşılıksız vermekten) imtina ederse arazisini (elinde) tutsun (kiraya vermesin)
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'âen rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kimin arazisi varsa bunu eksin veya (din) kardeşine (karşılıksız) ektirsin. Eğer (kardeşine karşılıksız ektirmekten) imtina ederse arazisini (elinde) tutsun (kiraya vermesin.)»
- Bāb: ...
- باب ...
İbn-i Ömer'in (mevlâsı) Nâfi (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nâfi şöyle demiştir: (Abdullah) bin Ömer kendisine âit bir araziyi ekilmek üzere kiraya veriyordu. Sonra (bir gün) bir adam onun yanına gelerek: Râfi' bin Hadîc, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in tarlaları ekilmek üzere kiraya vermeyi yasakladığını söyledi. diye o'na haber verdi. Bunun üzerine İbn-i Ömer (r.a.) gitti. Ben de onunla beraber gittim. Nihayet (Mescid-i Nebevi ile çarşı arasında bulunan) el-Belât (denilen yer) de Râfi*in yanına vardı ve bunu ona sordu. Râfi' de Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'İn tarlaları (ekilmek üzere) kiraya vermeyi yasakladığını ona haber verdi. Bunun üzerine Abdullah (bin Ömer) tarlalarını kiraya vermeyi terketti
- Bāb: ...
- باب ...
Câbir bin AbdilIah (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize bir hutbe irad ederken buyurdu ki: «Kimin arazisi varsa onu (kendine) eksin veya (din kardeşine bedelsiz) ektirsin. Onu kiraya vermesin.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd-i Hudri (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Muhâkale'den nehy etti. Mühakale arazinin (ekilmek üzere) kiralanmasıdır
- Bāb: ...
- باب ...
Tavus'darı rivayet edildiğine göre: Ibn-i Abbâs (r.a.) halkın, araziyi kiralama hakkında (ileri geri) çok konuştuklarını işitince: Sübhânallah. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ancak: «Herhangi biriniz arazisini menfaatsiz ve geçici olarak (din) kardeşine vermeli idi», buyurdu ve araziyi kiraya vermeyi yasaklamadı, dedi
- Bāb: ...
- باب ...
(Abdullah) Mn Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Şüphesiz herhangi birinizin kendi arazisini (din) kardeşine (işletmesi için) menfaatsız ve geçici olarak vermesi, arazi (yi işletme) karşılığı) şunu ve bunu (yâni malûm bir ücreti) almasından kendisi için daha iyidir.» İbn-i Abbâs dedi ki: Bu (yâni araziyi malum bir ücret karşılığında kiraya vermek) Hakl'dır. Ensâr diliyle de Muhâkale'dir
- Bāb: ...
- باب ...
Hanzala bin Kays'den (el-Ensârî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Kendisi (araziyi altın ve gümüş karşılığında kiraya vermenin hükmünü) Râfi' bin Hadic'e sordum. Râfi' dedi ki: Biz (müstecire): Bu kıt'a'nın çıkaracağı (mahsûl) sana ve bu parçanın çıkaracağı (hâsılat) bana ait olmak üzere (diyerek) arazimizi kiraya veriyorduk. Sonra arazimizi, çıkaracağı mahsûl karşılığında kiraya vermekten menedildik. (Fakat) arazimizi gümüş (ve altın) karşılığında kiraya vermekten menedilmedik
- Bāb: ...
- باب ...
Râfi' bin Hadîc (r.a.)'den rivayet edildiğine göre amcası Zuheyr (r.a.): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize kolay olan bir işten bizi menetti, dedi. (Râfi demiştir ki) Ben de: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in söylediği şey muhakkak bir gerçektir, dedim. Bunun üzerine (amcam) Zuheyr dedi ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bize): «Tarlalarınızı ne yapıyorsunuz?» diye sordu. Biz: Arazimizi (mahsûlünün) üçte birisi, dörtte birisi ve buğdaydan, arpadan vesk (denilen ölçek) ler karşılığında kiraya veriyoruz, dedik. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Öyle yapmayınız. Bunları ya kendiniz ekiniz veya (başkasına ücretsiz verip) ektiriniz,» buyurdu
- Bāb: ...
- باب ...
Râfi' bin Hadîc'in yeğeni Useyd bin Zuhayr (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Birimizin arazisi ihtiyacından fazla olunca onu mahsûlünün üçte bir, dörtte bir ve yarısı karşılığı (kiraya) verir ve su arklarının kenarlarında yetişen mahsûlden üç hisse, kusara (kapçıklar) ve tarlanın sulak kısmının mahsûlünü (n kendisine verilmesini) şart ederdi. Geçim o zaman zor idi. Ziraatçı kimse de arazide demirle ve Allah'ın dilediği tarım âletleri ile çalışmak suretiyle ondan yararlanabilirdi. (Bir gün) Râfi bin Hadic yanımıza gelerek : Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) size yararlı olan bir işten şüphesiz nehiy etti. Allah'a itaat ve Onun Resulüne itaat sizin için daha yararlıdır. Şüphesiz, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sizi Hakl muamelesinden men etti ve buyuruyor ki: «Kim ki arazisi ihtiyacından fazla ise bunu kardeşine (karşılıksız) versin. (Yâni kardeşi geçici olarak onu ekip yararlansın) ya da (tarlasını ekinsiz) bıraksın dedi.»
- Bāb: ...
- باب ...
Urve bin Zübeyr (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Zeyd bin Sabit (r.a.) dedi ki: Allah Râfi bin Ha-dic'i mağfiret eylesin. Vallahi ben (Müzâraa'ya ait) hadîsi ondan daha iyi bilirim. (Müzârea'dan dolayı) dögüşmüş olan iki adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellemİ'e geldiler. Peygamber de: «Hâliniz böyle olursa tarlaları kiraya vermeyiniz,» buyurdu. Râfi de Peygamber (Salfallahu Aleyhi ve Sellem)'in (yalnız): «Tarlaları kiraya vermeyiniz» emrini işitmiş (olayın evveliyatını işitmemiş) tir
- Bāb: ...
- باب ...
Amr bin Dinar'dan; Şöyle demiştir: Ben Tavûs'a; Yâ Ebâ Abdirrahmân! Keşke şu muhabere İşini bırakaydın. Çünkü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bunu yasakladığını söylüyorlar, dedim. Tavus (r.a.): Ey Amr! Ben (arazimi kiraya verdiğim) kimselere yardım (kolaylık) ederek (arazimi) veriyorum. Şüphesiz Muaz bin Cebel (r.a.) de bizim yanımızda (yâni Yemen'de vali iken) halkı Muhabere İşlemi üzerinde tuttu (ruhsat verdi). Ve (Muhabere hükmünden) herkesten ziyâde haberdar olan zât (Yâni lbn-i Abbâs) (r.a.) bana haber verdi ki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Muhabere işlemini yasaklamadı ve lâkin buyurdu ki: «Şüphesiz birinizin, arazisini ziraat için (din) kardeşine karşılıksız vermesi, o arazi karşılığında belirli bir ücret almasından kendisi için hayırlıdır
- Bāb: ...
- باب ...
Tavus'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Şüphesiz Muâz bin Cebel (r.a.) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, Ebû Bekir'in, Ömer'in ve Osman (r.a.)'ın devirlerinde araziyi (mahsûlünün) Üçte biri ve dörtte biri karşılığında kiraya vermiştir. (O dönemlerden) bu güne kadar anılan kira işlemi uygulanmaktadır. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih ve ravileri sika zatlardır. Çünkü ravi Ahmed bin Sabit hakkında İbn-i Hibban: O sıkalar içindedir, işi dosdoğnıdur, demiştir. Senedin kalan ravileri Sahih-i Buhari'de yer almışlar. hüccet sayılmışlardır. derim
- Bāb: ...
- باب ...
Râfi bin Hadîc (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Biz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta iken Muhakale ederdik (Yâni tarlalarımızı malum bir ücret karşılığında kiraya verirdik.) Râfi'in anlattığına göre amcalanndan birisi onların yanına varmış ve şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: «Kimin arazisi varsa onu belirli bir mikdar zahire karşılığı kiraya vermesin.»
- Bāb: ...
- باب ...
Râfi' bin Hadîc (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim bir kavmin arazisini onların izni olmaksızın ekerse, ziraattan ona bir şey yoktur ve onun masrafı (arazi sâhiblerince) ödenir.. Diğer tahric: Tirmizi ve Ebu Davud da bunu rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (Hayber arazisinden) çıkan meyvadan ve ekinden yarısı Hayber halkına âît olmak üzere onlarla (müsâkat ve müzâraa) muamelesini yaptı
- Bāb: ...
- باب ...
(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hayber hurmalıklarını ve arazisini bundan alınacak meyva ve ekinin yarısı karşılığında Hayber halkına (müsâkat ve müzârea muamele usûlü ile) verdi. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan el-Hakem bin Uteybe'nin Mıksem'den yalnız dört hadis rivayet ettiğini Şube söylemiştir. Buradaki İbn-i Ebi Leyla'nm adı Muhammed bin Abdirrahman Olup zayıf bir ravidir
- Bāb: ...
- باب ...
Enes bin Mâlik (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hayber'i fethedince burayı meyva ve ekinin yarısı karşılısında (Müsâkat ve müzârea usûlü ile) verdi. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir. Bunun senedinde bulunan Müslim bin Keysan'ın zayıf olduğunu Ahmed. İbn-i Main ve başkaları söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Talha bin Ubeydillah (r.a.)'den; şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde bir hurma bahçesinin yanından geçtik. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), hurma ağaçlarını döllendirmekte olan bir topluluk gördü ve: «Şu adamlar ne yapıyorlar?» diye sordu. (Yanmdakiler): Onlar erkek hurma ağacın (m çiçeğin) den (bir parça) alıp dişi hurma ağacı (çiçeği) ne koyuyorlar (döllendiriyorlar), dediler. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Bunun bir yarar sağlıyacağını sanmıyorum» buyurdu. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu sözü onlara ulaştı. Onlar da bu işi bıraktılar ve hurma ağaçlarından indiler. Durum Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e ulaşınca şöyle buyurdu: «O (söylediğim) söz ancak bir zandır. Eğer telkih (döllendirme) bir yarar sağlıyorsa bunu yapınız. Çünkü ben ancak sizin gibi bir beşerim. Zan da şüphesiz (gâh) isabet etmez ve (gâh) isabet eder. Ve lâkin ben.- Allah (şöyle) buyurdu, diyerek size bir şey söyleyince Allah adına yanılmam (veyahut) velâkın ben: Allah (şöyle) buyurdu, diyerek size söylediğim sözde Allah adına yanılmam.» MÜSLİM HADİSLERİ: 2361 —
- Bāb: ...
- باب ...
Aişe (r.anha)'dan Şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bâzı sesler işitti ve: «Bu ses nedir?» buyurdu. (O'nun yanında) olanlar: Hurma ağaçları (sesi)dir. Bunları döllendiriyorlar, diye cevab verdiler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «(Bunu) yapmasaydılar (kanımca meyvasi) iyi olurdu.» buyurdu. Bunun üzerine (ilgililer) o yıl döllendirme işini yapmadılar. (Fakat ağaçların verdiği) mahsûl şıys (yâni çekirdeği pekişmemiş, âdi hurma) oldu. Sahâbiler (bu durumu) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anlattılar. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de: «(Yapmak istediğiniz) bir şey dünyanız işinden olursa onunla ilgili bilginizdir. O şey dininizin işlerinden olursa (onun hükmü) bana âiddir.» MÜSLİM HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA
- Bāb: ...
- باب ...
(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Suda, otta ve ateşte. Bunun (satılmak suretiyle alınan) bedeli de haramdır.» Ebu Saîd demiş ki: Sudan maksad akar sudur. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Abdullah bin Hıraş'ı Ebu Zür'a, Buhari ve başkaları zayıf saymışlar Muhammed bin Ammar el-Mevsıli de: O, kezzabtır, demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Üç şey vardır ki vermemezlik edilmezler: Su, ot ve ateş.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu, sahih bir isnaddır ve ravileri mevsuk (güvenilir) zatlardır. Çünkü Muhammed bin Abdillah bin Yezid Ebu Yahya el-Mekki'yi Nesai, İbn-i Ebi Hatim ve başkaları sika saymışlardır. Senedin kalan ravileri de Buhari ile Müslim'in şartı üzeredirler
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre: Kendisi: Yâ Resûlallah! Vermezlik edilmesi helâl olmayan şey nedir? diye sordu. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Su, tuz ve ateş», diye cevab verdi, Âişe dedi ki: Ben: Yâ Resûlallah! (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Şu suyu (esirgememeyi) anladık. Peki, tuz ve ateşin durumu nedir? diye sordum. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bana hitaben): «Yâ Humeyrâ! Kim bir (parça) ateş verirse, o ateşin pişirdiği yemeğin tamamını sadaka etmiş gibi (sevab kazanmış) olur. Ve kim bir (parça) tuz verirse, o tuzun güzelleştirdiği yemeğin tamâmını sadaka etmiş gibi (sevab kazanmış) olur. Kim Su bulunan yerde bir müslümana bir içim su içirirse bir rakaba (köle - câriye) yi âzadlanuş gibi (sevab kazanmış) olur ve kim su bulunmayan yerde bir müslümana bir içim su içirirse onu ihya etmiş gibi (sevab sahibi) olur.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Ravi Ali bin Zeyd bin Ced'an'ın zayıflığı sebebiyle bu sened zayıftır
- Bāb: ...
- باب ...
Ebyad bin Hammâl (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Kendisi Me'rib Şeddi Tuzlası denilen tuzlayı (bağış veya satış yoluyla Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den) istedi. (Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de) bu tuzlayı kendisine verdi. Sonra el-Akra' bin Habis et-Temîmî (r.a.) Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına vararak: Yâ Resûlallah! Ben câhiliyet devrinde (yâni müslüman olmadan önce) o tuzlaya vardım (gördüm). O tuzla susuz bîr arazidedir. Kim oraya varırsa tuz alır. Ve o tuz kesintisiz su gibidir (devamlı bulunur), dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ebyad bin Hammâl'den bu tuzla tahsis akdini kaldırmasını istedi. Ebyad bin Hammâl da (Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e): Anılan tuzlayı (ben(im tarafım)dan bir sadaka kılman üzere tahsis akdini kaldırmak hususunda senin isteğini kabul ettim, dedi. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de: «O (tuzla) senden bir sadakadır ve kesintisiz devam eden su mislidir. Kim ona varırsa onu(n tuzunu) alabilir (Yâni müslümanlarm müşterek malıdır) buyurdu. (Müellifimizin şeyhinin şeyhi) Ferec (bin Saîd): O tuzla bugün de o durum üzerinedir. Kim ona vardıysa onu(n tuzunu) alır, demiştir. (Râvî) demiştir ki: Ebyad bin Hammâl tuzlanın tahsis akdini kaldırmakla Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in isteğini kabul edince Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve,Sellem) bu (tuzla)nın yerine kendisine Cürf-i Mürâd'da bir arazi ve hurma ağaçlarını verdi. EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Herhangi biriniz (ihtiyacından) artan suyu (başkalarının hayvanlarından) esirgemek yüzünden (bunların) meradan (yararlanmalarına) engel olmasın.» BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA
- Bāb: ...
- باب ...
Âişe (r.anha)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «(İhtiyaçtan) artan su (başkasından) esirgenemez ve kuyunun (ihtiyaçtan) artan suyu (kimseden) esirgenemez.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Harise bin Ebi'r-Ricat'ın zayıf olduğunu Ahmed ve başkası söylemiştir. İbn-i Hibban da bu hadisi kendi sahihinde. içinde İshak'ın bulunduğu bir senedIe rivayet etmiştir. İshak da tedlisçidir
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Zübeyr (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Ensâr'dan bir adam Harre mevkiindeki hurmalıkları suladıkları su yollarından ve su nöbetinden dolayı Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) katında Zübeyr (bin el-Avvam)'ı şikâyet etti. (Bu arklardan geçen su önce Zübeyr'in hurmalıklarına uğruyordu. Sonra şikâyetçinin tarlasına varıyordu. Bir defa Zübeyr hurmalığım sulamak üzere suyu tuttuğu sıralarda) Ensârî (Zübeyr'e): Suyu serbest bırak ki (bize) geçsin, demişti. Fakat Zübeyr kendi hurmalığını sulamadan suyu bırakmak ve nöbetini ona vermekten imtina etmişti. Sonra taraflar Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzurunda muhakeme oldular. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (Zübeyr'e): «Yâ Zübeyr! (Hurmalığını) sula, sonra suyu komşuna salıver» buyurdu. Bunun üzerine Ensârî hiddetlendi ve: Yâ Resûlallah! Zübeyr halan oğlu olduğu için mi? dedi. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in mübarek yüzünün rengi değişti. (Çünkü müşteki O'nu tarafgirlikle itham etmek suretiyle saygısızlıkta bulunmuştu.) Sonra Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Yâ Zübeyr! (Hurmalığını) sula, sonra suyu hurma ağaçlarının köklerine —veya duvara— erişinceye kadar hapset (Su hakkını tam kullan)» buyurdu. Râvî demiştir ki: (Bu olayı anlatan) Zübeyr (r.a.); Vallahi öyle sanıyorum ki şu âyet bu olay hakkında indi: dedi. Hayır (Resulüm)! Rabbına and olsun ki onlar (yâni mu'miniz diyenler) aralarında çıkan anlaşmazlıkta seni hakem yapıp sonra verdiğin hükümden nefislerinde hiç bir güçlük duymayarak tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça îman etmiş olmazlar." (Nisa: 65) BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA
- Bāb: ...
- باب ...
Sa'lebe bin Ebî Mâlik (r.a.)'den: Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mehzûr (isimli dere) suyu (ile arazilerin sulanması sırası) hakkında şöyle hükmetti: «(Arazisi) yukarda olan kimse (arazisi) aşağıda olan kimsenin üstündedir (yâni öncelik hakkına sâhibtir.) Yukardaki kimse (arazisini) su ayak topuklarına varıncaya kadar sular. Sonra suyu kendisinden aşağıda olana salıverir.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Sa'lebe'nin bu hadisini yalnız İbn-i Maceh rivayet etmiştir. Sa'lebe'nin hiç bir hadisi Kütüb-i Sitte'nin kalanlarında yoktur. Bunun senedinde Zekeriyya bin Manzur el-Medeni el-Kadı vardır. Ahmed, İbn-i Main ve başkası onu zayıf görmüşlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Amr bin Şuayb'ın dedesi (Abdullah bin Amr bin el-Âs) (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mehzûr (isimli dere) suyu hakkında (arazisi olan) kişinin suyu, ayak topuklarına varıncaya kadar hapsetmesi ve suyu bundan sonra salıvermesiyle hükmetti
- Bāb: ...
- باب ...
Ubade bin es-Samit (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hurmalıkların akar sudan sulanması hakkında şöyle hükmetti: «En yukardaki (hurmalık), sonra yukardaki (hurmalık) aşağıdaki (hurmalık) dan önce sulanır ve su, ayak topuklarına varıncaya kadar (üstteki hurmalıkta) bırakılır. Sonra su bunun arkasında gelen aşağıdaki (hurma bahçesi) ne salıverilir. Bahçeler bitinceye veya su tükeninceye kadar böyle (yapılır).» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun isnadında İshak bin Yahya bulunur. İbn-i Adiy: İshak, Ubade (r.a.)'a yetişmediği halde ondan rivayette bulunur, demiştir. Adiy'den başkası da böyle söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Kesîr bin Abdillah hin Amr bin Avf el-Müzenî'nin dedesi (Amr bin Avf el-Müzenî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Atlar sulama gününde (diğer hayvanlardan) önce sulanır.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Amr bin Avf (r.a.) bulunur. Bu sened zayıftır. çünkü onun torunu Kesir bin Abdillah hakkında Şafii: O, yalanın temellerinden biridir, demiştir. Ebu Davud da: O, kezzab'tır, demiş ve İbn-i Hibban da: ° babası aracılığıyla dedesinden bir takım mevdu hadisler rivayet etmiştir. Ne o hadisleri kitabIarda zikretmek ne de ondan rivayette bulunmak helal değildir. Meğer ki şaşılacak şey olması yönünden rivayet edile, demiştir
- Bāb: ...
- باب ...
(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Câhiliyet devrinde taksim edilmiş olan her şey, taksim edildiği şekil üzerine (geçerli) dir. İslâmiyet devrinde taksim edilen her şey de İslâmiyet'in taksim (hükümler) i üzerine (geçerli) dir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin Muğaffel (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kim (mevât —sahipsiz— bir arazide) bir kuyu kazarsa kendi mâşiyesî (koyun, keçi, sığır ve deve sürüsü) için yatak olmak üzere (kuyu çevresinden) kırk arşın(lık saha) onundur.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin iki senedinin dönüm noktası ravi İsmail bin Müslim el-Mekki üzerindedir. Yahya el-Kattan, İbn-! Mehdi ve başkaları bu raviyi terketmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Saîd-z Hudrî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kuyunun harîmi (ondan su çekmek işinde kullanılan) ipinin uzunluğu (kadar çevresindeki yer) dir.»
- Bāb: ...
- باب ...
Ubâde bin es-Sâmit (r.a.)dtn; Şöyle demiştir: Hurma bahçesi (yakın)ında (ki sahipsiz arazide başka bir) adamın bir, iki, üç tane hurma ağacı bulunup, sonra (bahçe sahipleri ile adam) bu ağaçların hakları hususunda ihtilâfa düştüler. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunun hakkında şöyle hüküm verdi: «Ağaçların bulunduğu araziden beher ağacın boyu kadar olan çevresi o ağacın harımidîr.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir; Bunun senedi munkati. zayıftır. çünkü İshak bin Yahya Ubade (r.a.)'e ulaşamadığı halde ondan rivayette bulunmaktadır
- Bāb: ...
- باب ...
(Abdullah) bin Ömer (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Hurma ağacının harimi onun dallarının uzunluğu (kadar) dır.» Not: Bunun senedinin zayıf olduğu, Zevaid'de bildirilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Saîd bin Hureys (r.a.)'den. Şöyle demiştir: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim, buyurdu ki: «Kim bir ev veya akar satıp da bedelini bunun misline koymaz (yatırmaz) ise o kimse, (aldığı) bedelin kendisine mübarek olmamasına müstahak olur.» Bu hadîs kısmen değişik ikinci bir sened ile aynı sahâbîden merfu' olarak müellife intikal etmiştir. Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Said bin Hureys'in hadisinin senedinde İsmail bin İbrahim vardır. Buhari, Ebu Davud ve başkası bu raviyi zayıf saymışlardır. Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai'ye ait beş kitabta Said bin Hureys'in hiç bir hadisi yoktur. Müellifin süneninde de bundan başka hadisi yoktur
- Bāb: ...
- باب ...
Huzeyfe bin el-Yemân (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim bir ev satıp da bedelini onun misline koymaz (yatırmaz) ise ev (in bedeli) o kimse için mübarek olmaz.» Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Yusuf bin Meymun'u Ahmed ve başkası zayıf saymışlardır