Sunan Ibn Majah
...
(18) Kitāb: The Chapters on Lost Property
(18) ...
- Bāb: ...
- باب ...
Abdullah bin eş-Şıhhîr (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir; «Müslümanın dâliesi (yitik hayvanı veya yitik her nevi malı) ateş alevidir.» Not: Bu hadisin senedinin sahih ve ravllerinin sika oldukları, Zevaid'de bildirilmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
El-Münzir bin Cerîr (bin Abdillah el-Becelî) (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Ben el-Bevazîc'te babam (Cerir bin Abdullah ile beraberdim. (Babamın) sığır sürüsü akşama doğru (meradan) geldi. Babam, (sürü içinde) yabancı bir sığır gördü ve: Bu nedir? diye sordu. Ordakiler: Sığır sürüsüne İltihak eden bir sığırdır, diye cevab verdiler. El-Münzir demiştir ki; Bunun üzerine babam emretti. O sığır sürüden çıkarılıp gözlerden kayboluncaya kadar kovalandı. Sonra babam şöyle dedi: Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim: «Dalle'yi (yani yitik hayvanı) ancak sapık bir kimse kendi malına karıştırır.» Diğer tahric: Bu hadisi Ahmed, Ebu Davud, Nesai ve Beyhaki de rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd bin Hâlid el-Cühenî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Bir kere Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e yitik deve hükmü soruldu. ResûM Ekrem {Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hiddetlendi, yanakları kırmızılaştı ve cevaben; «Ondan sana ne? Onun beraberinde (uzak yolculuğa dayanan) ayaklar ve (karnında) su tulumu vardır. Sahibi ona rastlayıncaya kadar o (hayvan kendi kendine) suya varır ve safî uzun ot yer» buyurdu. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e koyun - keçi yitiğinin hükmü de soruldu. Buna cevaben: «Onu al. Çünkü o şüphesiz ya sanadır ya senin kardeşinedir ya da kurdundur» buyurdu. Resül-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e lukata'nın hükmü de soruldu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Lukata'nın dağarcığını ve ağız bağını iyice tanı ve lukata'yı bir yıl ilan et. Eğer kanıtlayıcı bir şekilde vasıfları anlatılırsa (ona ver.) Böylece vasıfları anlatılmazsa onu kendi malına kat.» Diğer tahric: Bu hadisi Buhari, Müslim, Ahmed, Tirmizi ve Ebu Davud da rivayet etmişlerdir. Tirmizi bunun hasen - sahih olduğunu söylemiştir
- Bāb: ...
- باب ...
İyâz bin Himâr (r.a.)'dea rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kim bir lukata bulursa âdil bir veya adil iki şahid tutsun. Sonra bulduğu malı değiştirmesin ve (yitik mal bulduğunu) gizlemesin. Eğer lukata'nın sahibi gelirse öncelikle buna âid hak sahibidir, Sahibi gelmezse (yâni çıkmazse) artık lukata Allah'ın malıdır. Allah malını dilediğine verir.» Diğer tahric: Bu hadisi Ahmed, Ebu Davud, Ebu Davud-i Tayalisi, Nesai Beyhaki, ve Tahavi de rivayet etmişlerdir
- Bāb: ...
- باب ...
Süveyd hin Ğafele (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir kere ben Zeyd bin Sûhân ve Selmân bin Rebîa (r.a.) ile beraber (savaşa) çıktım. Nihayet hm el-Uzeyb'de olduğumuz zaman ben yitik bir kamçıyı yerde bulup aldım. Zeyd ile Selmân bana: Onu at, dediler, Ben (atmaktan) îmttaâ ettim. Sonra Medîne-i Münevvere'ye vardığımız zama ben Ubey bin. Kâ'b (r.a.)'ın yanına varıp durunnu ona anlattım. Ubey şöyle dedi: Sen isabet ettin, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta iken ben yerde yüz dinar bulup aldım ve bunun hükmünü İResul-î Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sordum O: «Bunu bir yıl ilan et.» buyurdu. Ben de onu bir yıl ilân ettim. Fakat onu bilen hiç kimseye rastlamadım. Sonra Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sordum. O: «Bunu (bir yıl daha) ilân et» buyurdu. Ben de (bir yıl daha) îlan ettim. Fakat onu bilen kimseyi bulamadım (Durumu tekrar arz edince) Resul-i Ekrem şöyle bıryürdu: «Bu'nun kesesini, ağız bağını ve sayısını hıfz. Sonra bir yıl (daha) ilân et. Eğer bunu bilen bir kimse gelir (de sayısını, kesesini ve ağız bağını doğru tarif eder) se keseyi ona ver. Bunu bilen kimse gelmezse bu senin malının yolu gibidir, (Yâni sana aittir.)» Diğer tahric: Kütüb-i Sitte sahipleri ile Tahavi ve Ebu Davud-i Tayalisi de rivayet etmişlerdir. Tirmizi bunun hasen - sahih olduğunu söylemiştir. Hadis metni bazı rivayetlerde kısadır
- Bāb: ...
- باب ...
Zeyd bin Hâlid el-Cüheni (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Lukata hükmü Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e soruldu. Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu; Bir yıl ilân et Eğer evsâfı anlatılırsa bunu ver. Şayet (anılan şekilde) evsâfı anlatılmazsa bunun ifâsını (kapağını, ağız bağını) ve vıâsını (kab, torba, dağarcık, kese ve hurç gibi içinde bulunduğu zarfını) hıfzet (belle). Sonra bunu ye. Daha sonra sahibi (kanıtlayıcı bilgi ile) gelirse bunu ona öde.»
- Bāb: ...
- باب ...
EI-Mikdâd bin Amr (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Kendisi bir gün büyük abdestini bozmak için el-Bakî mezarlığı dolaylarına gitti. Halk (o dönemde az ve kuru yemek yedikleri için) iki üç günde ancak bir defa büyük abdest bozmaya gider ve deve kığısı gibi büyük abdest yapardı. Sonra kendisi bir harabeye girdi ve büyük abdestini yapmak için oturmuş iken baktı ki erkek büyük bir fare yerdeki bir delikten bir dinar çıkardı. Fare o deliğe girip bir dinar daha çıkardı. Sonra böylece on yedi adet dinar çıkardı. Daha sonra kırmızı bir bez parçasının kenarını delikten çıkardı. Mikdâd dedi ki: Sonra ben o bez parçasını çektim. Onun içinde de bir dinar buldum. On sekiz adet dinar tamamlandı. Ben bunlarla çıktım ve bunları Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna getirip durumu O'na arz ettim. Sonra: Bunların sadakasını al. Yâ Resulullah, dedim. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): — «Bunları götür. Bunda sadaka (humus) yoktur. Allah bunu sana mübarek eylesin» buyurdu. Sonra: «Bunları elinle delikten çıkarmış olabilir ((mi) sin?» buyurdu. Ben: Sana hak (din) ile ikramda bulunan (Allah)'a yemin ederim ki hayır (Elimi deliğe sokmadım), dedim. Râvî demiştir ki: Mikdâd ölünceye kadar bu dinarların sonu gelmedi. (bitmedi.) Diğer tahric: Bu hadisi Ebu Davud da Harac, Fey, ve İmaret kitabının Rikaz babında rivayet etmiştir
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu demiştir: «Rikaz'da (yâni definede) humus vardır.» Bu hadis Kütüb-i Sitte'nin hepsinde vardır
- Bāb: ...
- باب ...
(Abdullah) bin Abbâs (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Rikâz'da (yâni defîne'de) humus vardır.» Tahric: İbn-i Ebi Şeybe ve Taberani de rivayet etmişlerdir. Diğer Kütüb•i Sitte'de buna rastlamadım
- Bāb: ...
- باب ...
Ebû Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Sizden öncekilerde bir akar (ev) alan bir adam vardı. (Satın aldığı) akarda içi altm dolu bir cürre (küp veya testi) buldu. Bunun üzerine (satıcıya): Ben senden toprak aldım, senden altın almadım, dedi. Adam da: Şüphesiz ben sana bu toprağı, içindeki ile beraber sattım, dedi. Sonra satıcı ile alıcı bir adama baş vurup muhakeme oldular. Kendisine baş vurulan adam,: Sizin oğlunuz ve kızınız var mı? diye sordu. Bunlardan birisi: Benim bir oğlum var, dedi. Diğeri dâ: Benim bir kızım var, dedi. Kendisine müracaat edilen adam: Şu halde oğlana kızı nikâh ediniz. Oğlan ile kız bü altından kendilerine harcasınlar ve sadaka versinler, diye hükmetti.» Diğer tahric: Bu hadisi Buhari, Müslim ve Ahmed de rIvayet etmişlerdir