Sunan Ibn Majah
...
(2) Kitāb: The Book of the Prayer
(2) ...
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Ümmetime meşakkat yüklemek endişesi olmasaydı, yatsı namazını gecenin üçte birine veya yarısına tehir edecektim.» AÇIKLAMA : Alimler, bu sürenin yatsı namazının ihtiyar vakti olduğunu ve tan yeri ağarıncaya kadar, yatsı vaktinin devam ettiğini bildirmişlerdir. Şafak'ın batmasıyla yatsı vaktinin girdiği hükme bağlanmıştır. Söz konusu şafakın kırmızı şafak mı, beyaz şafak mı olduğu hususunda ihtilaf vardır. Tirmizi nin şerhi Tuhfetu'l-Ahvezi ''Namaz vakitleri babı'' nda şöyle der: ''Hadiste geçen şafak'tan maksad, en meşhur kavle göre kırmızı şafaktır. El-Kari böyle demiştir. Nevevi de Müslim'in şerhinde: 'Şafak ile kırmızı olam kasdedilmiştir. Şafii'nin ve fıkıhçıların cumhuru ile lügat ehlinin çoğunun görüşü budur. Ebu Hanife, El-Müzeni ve fıkıhçılar ile lügat ehlinden birer cemaat: Maksad beyaz şafaktır, demişlerdir. Seçkin ve kuvvetli olam birincisidir.' demiştir. Ebu Hanife'nin arkadaşları Ebu Yusuf ile Muhammed de: Şafak kırmızılıktır, demişlerdir. Ebu Hanife'den de böyle bir rivayet vardır. Hatta En-Nehr sahibi: İmam-ı A'zam buna rücu' etmiştir, der. Ed-Durr yazarı da: Ebu Yusuf ile Muhammed şafak kırmıızlıktır, demişler; İmam-ı A'zam da buna rücu' etmiştir. Nitekim EI-Mecma' ve başka kitapların şerhlerinde bu durum belirtilmiştir. Onun için: Hanefi mezhebinin görüşü budur, demiştir. Sadrü'ş-Şeria da:. 'Bununla fetva verilir. Şüphesiz kuvvetli ve muhtar mezheb, kırmızılığın şafak olduğudur. İbn-i Ömer (r.a.)'in peygamber (s.a.v.)'den rivayet ettiği: ''Şafak kırmızılıktır.'' hadisi buna delalet eder. Darekutni, bunu rivayet etmiş, . İbn-i Huzeyme de sahih olduğunu bildirmiş, başkası ise hadisi İbn-i Ömer (r.a.)'den mevkuf olarak rivayet etmiştir. Muhammed bin İsmail EI-Emir de Subulu's-Selam'da: Şafak'ın mahiyeti lugat meselesidir. Bu husustaki merci, lugat ehlidir. İbn-i Ömer (r.a.), lugat ehlinden ve arapların beynidir" Bu nedenle hadis, ona mevkuf da olsa onun sözü hüccettir, demiştir. der.'' Ebu Hureyre'nin ikinci hadisini Ahmed ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir. Onun her iki hadisi de yatsı namazını tehir etmenin daha sevab olduğuna delalet eder. Alimler,- yatsı namazının tehir edilmesinin mi yoksa ilk vaktinde kılınmasının mı daha sevab olduğu hususunda iki görüş beyan etmişlerdir. Her iki görüş de Selefe ait meşhur iki yoldur. Alimlerden bir cemaat tehire ait hadislere dayanarak geciktirmenin daha sevab olduğunu söylemiştir. Diğer grup: Yatsı namazını erken kılmak daha efdaldir, demiştir. Delilleri de şudur : Resulullah (s.a.v.) umumiyetle erken kılardı. Bazen bir özür veya meşguliyeti dolayısıyla yahut da caizliği beyan için geç kılardı. Eğer tehiri daha faziletli olsa idi meşakkat olsun olmasın buna devam edecekti. İkinci görüş şöyle reddedilmiştir. Eğer bu hususta Peygamber (s.a.v.)'in yalnız fiili durumu olsaydı beyan ettikleri gerekçe tam sayılırdı. Halbuki bu hususta kavli hadisler de vardır. İbn-i Mace ve Tirmizi'nin Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet ettikleri mezkur hadisler gibi. Ebu Hureyre (r.a.)'in hadisi yatsı namazını tehir etmenin daha efdal olduğuna ve meşakkat dolayısıyla Peygamber (s.a.v.)'in devamlı olarak tehir etmediğine delildir. Peygamber (s.a.v.)'in fiili, bu kavli hadislerine muarız değildir. İlk vaktin fazileti hakkırida varid olan hadisler bu husustaki hadislerle tahsis edilmişlerdir. Yani yatsı namazı müstesna kılınmıştır. Buhari, Müslim, Nesai ve Ebu Davud'un Cabir (r.a.)'den rivayet ettikleri bir hadise göre Peygamber (s.a.v.) yatsı namazını cemaat çok olunca erken kıldırırdı. Az olunca geciktirirdi. Ebu Davud, bu hadisi ''Peygamber (s.a.v.)'in namaz vakitleri'' başlıklı babta rivayet etmiştir. Hadis uzundur. Yatsı namazı ile ilgili fıkrayı yukarıda naklettik. \ EI-Menhel yazarı, Cabir'in hadisi ile ilgili olarak İbn-i Dakiki'l-İyd'in şöyle dediğini nakletmiştir: 'Yatsı namazı hususunda fıkıhçılar ihtilaf etmişlerdir. Fıkıhçıların bir kısmı: Yatsı namazını erken kılmak daha efdaldir; demişlerdir. Şafii'nin mezhebinin zahiri budur. Bir grup fıkıhçı: Tehir'i efdaldır, demiştir. Başka grup fıkıhçı: Cemaat toplanmış ise erken kılmak efdaldir, cemaat geç toplanırsa geciktirmek efdaldır, demiştir. Malikiler'den, rivayet' olunan bir kavil böyledir. Onların mesnedi bu hadistir. Diğer bir kısım fıkıhçılar: Durum, mevsimlere göre değişir. Kışın ve Ramazan ayında tehir edilmeli, sair zamanlarda erken kılınmalıdır. Kışın tehir edilmesinin daha sevab oluşunun hikmeti, gecelerin uzunluğu ve yatsı namazından sonra konuşmanın mekruhluğudur. Tirmizi, Ebu Hureyre (r.a.)'nin ikinci hadisini rivayet ettikten sonra, bunun hasen-sahih olduğunu söylemiş ve: Ashab ile tabiilerin alimlerinin ekserisi yatsı namazını tehir etmenin daha sevab olduğu görüşündedirler. Ahmed ve İshak da bununla hükmetmişlerdir, demiştir. Tirmizi'nin şerhi Tuhfetu'l-Ahvezi de hadisin ''Gecenin üçte birisine veya yarısına ... '' tabiri ile ilgili olarak şöyle denmiştir: ''Bu tabir, ravinin tereddüdünden ileri gelebilir. Bazıları: Yazın gecenin üçte birisine, kışın da gecenin yarısına tehir edilmesi muraddır, demişlerdir. El-Hafız: Ebu Hureyre (r.a.)'in hadisine göre yatsı namazını tehir edebilen ve fazla uykusu olmayanlar için tehir daha efdaldir. Nevevi de Müslim'in şerhinde bu görüşü benimsemiştir. Şafii olan ve olmayan hadis ehlinin çoğu bu kavli seçmişlerdir. İbnü'l-Münzir, El-Leys'ten ve İshak'tan naklettiğine göre bu iki alim de yatsı namazının gecenin üçte birisine kadar tehirini müstahab görmüşlerdir. Tahavi de, gece yarısına bırakılmasının müstahab olduğunu söylemiştir. Malik, Ahmed ve sahabilerin ekserisi ile tabiilerin çoğu bununla hükmetmişlerdir. Şafii'nin cedid (son) kavli budur; Kadim (eski) kavline göre erken kılmak daha efdaldır .. kadim kavlinin tercih edildiği yerlerden birisi de burasıdır. Delil bakımından tercihe şayan kavil yatsının tehir edilmesidir. Cemaat ve ortam bakımından bazen tehir etmek, bazen de erken kılmak efdaldır. Ebu Hureyre (r.a.)'in hadisinde geçen: '' ... emredecektim.'' ifadesi ile, uygulaması mecburi olan vucub emri kasdedilmiştir. Yani: ''Ümmetime güçlük yükleme endişesi olmasaydı, yatsı namazını tehir etmeyi onlara vacib kılardım.'' denmek istenmiştir. Şu halde tehir etmek vacib değildir. Bunun vacib olmayışı tehirin müstahablığına engel teşkil etmez
Referans | : | 2 691 |