Sunan Ibn Majah

...

(36) Kitāb: Tribulations

(36) ...

Abdurrahman bin Abd-i Rabbi'l-Ka'be (r.a.)'den; şöyle demiştir: Bir gün Abdullah bin Amr bin el-As (r.a.) Ka'be'nin gölgesinde oturmuş, başında da halk toplanmış iken ben onun yanına vardun. Abdullah'dan (bu esnada) şunu işittim: Biz bir yolculukta Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde idik. O, bir ara bir konakta konakladı. Bunun üzerine kimimiz kendi çadırını kuruyor, kimimiz ok atışı yapıyor ve kimimiz otlanan hayvanı ile meşgul oluyordu. Bu sırada Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in çağırıcısı: "Haydin namaza" diye çağrıda bulundu. Biz de hemen toplandik. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ayağa kalkarak bize şu hutbede bulundu: «Benden önceki her Nebi üzerine kendi ümmeti için hayır bildiği şeyleri onlara göstermesi ve şer bildiği şeylere karşı uyarıp korkutması şuphesiz bir hak, görev oldu. Sizin bu ümmetinizin afiyeti evvelinde kılındı. Bu ümmetinizin son kısmının başına bela ve hoşlanmayacağınız bir takım işler muhakkak gelecektir. Sonra öyle fitneler gelecek ki bazısı diger bazısını hafifletecek (yani sonra gelen fitne bir önceki fitneden daha şiddetli olacağından öncekini hafif bırakacaktır). Artık mu'min kul, (bir fitne geldiğinde): işte beni helak eden fitne budur, der. Bir süre sonra o fitne geçer. Bunun arkasında başka bir fitne gelir ve mu'min kul: işte beni helak edici fitne budur, der. Sonra o fitne de açılıp gider. Artik kim cehennem ateşinden uzaklaştırılmasi ve cennete girdirilmesi kendisini sevindiriyorsa Allah'a ve ahiret gününe iman eder halde iken ölümü gelsin ve insanlara, kendisine yapmalarını arzuladığı şeyleri yapsın. Kim bir devlet baskanına bey'at edip ona elini vermiş. (yani seçmiş.) ve samimiyetle bağlanmış ise artık olanca gücüyle ona itaat etsin. şayet bundan sonra başka bir devlet başkanı çıkıp gelir de birincisi ile nidaya kalkışırsa (yani isyan çıkarmak isterse) sonradan gelenin boynunu vurunuz.» Abdurrahman bin Abd-i Rabbi'l-Ka'be demiştir ki: Bunun üzerine ben başımı topluluğun arasından ileri sokarak (yani Abdullah (r.a.)'ın yakınına sokularak) : Allah aşkına sana soruyorum, bu hadisi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den sen kendin işittin (mi)? dedim. Abdurrahman demiştir ki: Bunun üzerine Abdullah (r.a.), eliyle kulaklarına işaret ederek: Bunu kulaklarım işitti kalblm de belledi, iyice ezberledi, dedi

...
Referans:36 3956